Hasan Boğuldu Şelalesi-Amatör Çekimim
Körfezin en büyük pazarı Edremit'te halen
daha kurulan adı Çarşamba pazarı olarak
bilinen bir pazarı vardır yöre insanı çarşamba
günleri Edremit'e gelerek tüm ihtiyaçlarını
buradan karşılar satacaklarını burada satarlar
aynı gelenek halen devam etmektedir.
Bunlardan birisi güzeller güzeli beyobalı Emine, Kazdağı'nın zirvelerine kurulu köyünde
yetiştirdiği bal, peynir, süt gibi ürünlerini yaklaşık 5 saatlik bir inişten sonra
Edremit'te kurulu Edremit Pazarı'na getirir ve satmak için sergi açar, geçimini sağlar.
Yine böyle bir Çarşamba günü, taptaze ürünlerinin başında beklerken,
yakışıklı ova köylüsü, bıçkın delikanlı Hasan ile gözgöze gelir ve birbirlerine tutulurlar.
Hasan, Emine'ye her gelişinde sattığı sebze-meyvenin arasından karpuz ikramında
bulunur. Ancak pazarın kurulduğu gün görüşebildikleri böyle geçen hasret dolu
haftalar sonunda sevdalarını evlilik ile tüllendirmeye karar verirler.
Fakat Emine'nin ailesi, bu evlilik fikrinden pek de hoşnut olmazlar;
zira Hasan ovalıdır, kızları ise obalı. Ovalı Hasan'ın, kendi zor yörük obası
hayat şartlarına dayanamayacağını düşünürler ve Hasan'ı töre gereği bir imtihana
tabi tutmaya karar verirler. Hasan'ın Emine ile evlenebilmesi için kırk okkalık
bir tuz çuvalını ovadan obaya kadar sırtında çıkarması gerekmektedir.
Emine önde hasan arkada ovadan sırtında
tuz çuvalıyla yola koyulan Hasan'ın,
yaklaşık 5-6 kilometrelik bu yolun sonlarına
doğru, dizlerinin bağı çözülmeye başlamıştır,
zira nazik yetişmiş bedeni bu yüke
dayanamamaktadır.
Bu işi başaramayacağını anlayan Hasan, Emine'ye başka diyarlara kaçmayı
orda evlenmeyi teklif eder, Emine bunu kabul etmez, devam etmesini ister.
O, erkeğinin başaracağına ve köye başları dik varacaklarına inanmıştır bir kere.
Yalvarışlarına kulak asmayan Emine'nin arkasında çabalayan Hasan,
terleyen sırtına nüfuz eden tuzun da yakıcı etkisiyle artık dayanamaz
hale gelir ve gökbüvetin buz gibi sularında sesizce yuvarlanır ve boğulur.
Bunu farketmeden köye kadar çıkan
Emine, arkasında Hasan'ın olmadığını
görünce deliye döner ve Hasan'ı aramaya başlar,
fakat bulamaz.
En sonunda Hasan'ın boğulduğu gölete gelince
Hasan'a hediye etmiş olduğu yazmanın
yüzmekte olduğunu görür.
Bu acıya dayanamayan Emine
de yazma ile kendini göletin yanındaki
ulu bir çınara asar.
O günden sonra dalları gölete uzanan
bu çınara Emine Çınarı, gölete de
Hasan Boğuldu Göleti denmeye başlanır.
daha kurulan adı Çarşamba pazarı olarak
bilinen bir pazarı vardır yöre insanı çarşamba
günleri Edremit'e gelerek tüm ihtiyaçlarını
buradan karşılar satacaklarını burada satarlar
aynı gelenek halen devam etmektedir.
Bunlardan birisi güzeller güzeli beyobalı Emine, Kazdağı'nın zirvelerine kurulu köyünde
yetiştirdiği bal, peynir, süt gibi ürünlerini yaklaşık 5 saatlik bir inişten sonra
Edremit'te kurulu Edremit Pazarı'na getirir ve satmak için sergi açar, geçimini sağlar.
Yine böyle bir Çarşamba günü, taptaze ürünlerinin başında beklerken,
yakışıklı ova köylüsü, bıçkın delikanlı Hasan ile gözgöze gelir ve birbirlerine tutulurlar.
Hasan, Emine'ye her gelişinde sattığı sebze-meyvenin arasından karpuz ikramında
bulunur. Ancak pazarın kurulduğu gün görüşebildikleri böyle geçen hasret dolu
haftalar sonunda sevdalarını evlilik ile tüllendirmeye karar verirler.
Fakat Emine'nin ailesi, bu evlilik fikrinden pek de hoşnut olmazlar;
zira Hasan ovalıdır, kızları ise obalı. Ovalı Hasan'ın, kendi zor yörük obası
hayat şartlarına dayanamayacağını düşünürler ve Hasan'ı töre gereği bir imtihana
tabi tutmaya karar verirler. Hasan'ın Emine ile evlenebilmesi için kırk okkalık
bir tuz çuvalını ovadan obaya kadar sırtında çıkarması gerekmektedir.
Emine önde hasan arkada ovadan sırtında
tuz çuvalıyla yola koyulan Hasan'ın,
yaklaşık 5-6 kilometrelik bu yolun sonlarına
doğru, dizlerinin bağı çözülmeye başlamıştır,
zira nazik yetişmiş bedeni bu yüke
dayanamamaktadır.
Bu işi başaramayacağını anlayan Hasan, Emine'ye başka diyarlara kaçmayı
orda evlenmeyi teklif eder, Emine bunu kabul etmez, devam etmesini ister.
O, erkeğinin başaracağına ve köye başları dik varacaklarına inanmıştır bir kere.
Yalvarışlarına kulak asmayan Emine'nin arkasında çabalayan Hasan,
terleyen sırtına nüfuz eden tuzun da yakıcı etkisiyle artık dayanamaz
hale gelir ve gökbüvetin buz gibi sularında sesizce yuvarlanır ve boğulur.
Bunu farketmeden köye kadar çıkan
Emine, arkasında Hasan'ın olmadığını
görünce deliye döner ve Hasan'ı aramaya başlar,
fakat bulamaz.
En sonunda Hasan'ın boğulduğu gölete gelince
Hasan'a hediye etmiş olduğu yazmanın
yüzmekte olduğunu görür.
Bu acıya dayanamayan Emine
de yazma ile kendini göletin yanındaki
ulu bir çınara asar.
O günden sonra dalları gölete uzanan
bu çınara Emine Çınarı, gölete de
Hasan Boğuldu Göleti denmeye başlanır.
Category
🏖
Seyahat