Son birkaç yıldır batarya teknolojisinde önemli değişiklikler oldu. Bu nedenle de kabul görmüş bilgilerin bir kısmı geçerliliğini kaybetti ve bir nevi şehir efsanesine dönüştü. Bu videoda telefon pilleriyle ilgili yanlış inanışları derledik.
İlk yanlış inanışla başlayalım: Telefon pillerini tamamen bittikten sonra şarj etmek gerekir. Bu artık geçerli değil. Eski telefon bataryaları şimdikiler kadar akıllı değildi. Ne kadarının dolu, ne kadarının boş olduğunu bilemiyordu. Bugün kullanılan lityum iyon pillerin ise böyle bir problemi yok. Şarja taktığınız esnada ne kadarı boşsa o kadarını dolduruyor. Özetle, telefonunuzu dilediğiniz zaman şarja takabilirsiniz. Öte yandan pil firmaları 3 ayda 1, bataryayı tamamen boşalttıktan sonra şarj etmenizi öneriyor. Bu işlemi haftalardır açık olan bir bilgisayarı yeniden başlatmak gibi düşünebilirsiniz. Böylece batarya kendini toparlıyor.
İkinci yaygın inanışa geldik: Telefonunuzu uzun süre şarjda tutmak piline zarar verir. Bu da artık geçmişte kaldı. Eski nesil bataryalarda pili uzun süre şarjda tutmak ısınmasına neden oluyordu. Bu da uzun dönemde pilin verimliliğini bozuyordu. Yeni pillerde ise böyle bir sorun yok. Gece yatarken telefonunuzu gönül rahatlığıyla şarja takabilirsiniz. Pil dolduktan sonra kendini kapattığı için şarjda durması hiçbir sorun yaratmıyor. Lafı açılmışken şunu da söyleyelim. Dizüstü bilgisayarların sürekli şarjda takılı durması ise önerilmiyor. Uzmanlara göre ideal olan, pil yüzde 40’a düştüğünde şarja takmak, yüzde 80 olduğunda ise şarjdan almak. Bunu takip etmek elbette çok zor ama laptop’lar için önerilen bu şekilde.
Sıra üçüncü yaygın inanışta: Telefonunuzda açık olan uygulamaları kapatmak şarjının daha uzun süre dayanmasını sağlar. Yahut şöyle de söyleyebiliriz: Telefonunuzda uygulamaların açık olması pilin çabuk bitmesine neden olur. Bu da bir diğer yanlış bir bilgi. Evet, bilgisayarlar söz konusu olduğunda bu geçerli ama akıllı telefonlar her ne kadar küçük birer bilgisayar olsa da çalışma pre
İlk yanlış inanışla başlayalım: Telefon pillerini tamamen bittikten sonra şarj etmek gerekir. Bu artık geçerli değil. Eski telefon bataryaları şimdikiler kadar akıllı değildi. Ne kadarının dolu, ne kadarının boş olduğunu bilemiyordu. Bugün kullanılan lityum iyon pillerin ise böyle bir problemi yok. Şarja taktığınız esnada ne kadarı boşsa o kadarını dolduruyor. Özetle, telefonunuzu dilediğiniz zaman şarja takabilirsiniz. Öte yandan pil firmaları 3 ayda 1, bataryayı tamamen boşalttıktan sonra şarj etmenizi öneriyor. Bu işlemi haftalardır açık olan bir bilgisayarı yeniden başlatmak gibi düşünebilirsiniz. Böylece batarya kendini toparlıyor.
İkinci yaygın inanışa geldik: Telefonunuzu uzun süre şarjda tutmak piline zarar verir. Bu da artık geçmişte kaldı. Eski nesil bataryalarda pili uzun süre şarjda tutmak ısınmasına neden oluyordu. Bu da uzun dönemde pilin verimliliğini bozuyordu. Yeni pillerde ise böyle bir sorun yok. Gece yatarken telefonunuzu gönül rahatlığıyla şarja takabilirsiniz. Pil dolduktan sonra kendini kapattığı için şarjda durması hiçbir sorun yaratmıyor. Lafı açılmışken şunu da söyleyelim. Dizüstü bilgisayarların sürekli şarjda takılı durması ise önerilmiyor. Uzmanlara göre ideal olan, pil yüzde 40’a düştüğünde şarja takmak, yüzde 80 olduğunda ise şarjdan almak. Bunu takip etmek elbette çok zor ama laptop’lar için önerilen bu şekilde.
Sıra üçüncü yaygın inanışta: Telefonunuzda açık olan uygulamaları kapatmak şarjının daha uzun süre dayanmasını sağlar. Yahut şöyle de söyleyebiliriz: Telefonunuzda uygulamaların açık olması pilin çabuk bitmesine neden olur. Bu da bir diğer yanlış bir bilgi. Evet, bilgisayarlar söz konusu olduğunda bu geçerli ama akıllı telefonlar her ne kadar küçük birer bilgisayar olsa da çalışma pre
Category
🤖
Tech