http://www.a9.com.tr/ Kısa bir süre önce Cumhuriyetçi Parti senatörlerinden Lindsey Graham’ın sorusu üzerine ABD Savunma Bakanı Ashton Carter’dan PYD’nin PKK’ya bağlı bir organizasyon olduğunu itirafı geldi. Bu ABD’nin, PKK’nın Suriye kolunu silahlandırdığı manasına geliyordu.
ABD yönetimi Türkiye’nin kapsamlı uyarılarına, rağmen bu akrabalığı uzunca bir süredir görmezden gelmekteydi. Kendince Suriye’de IŞİD’e karşı mücadelede askeri bir dayanak elde ettiğini düşünüyor ve bunu da yitirmek istemiyordu.
Oysa ki PYD, lanse edildiği gibi legal-demokratik bir parti değil, kendi halkına dahi zulüm uygulayan Stalinist bir terör örgütü.
PKK terör örgütünün lideri Abdullah Öcalan, 90’lı yıllarda örgüt elemanlarıyla birlikte Suriye’ye kaçmak zorunda kalmıştı. Öcalan’ın 1999 yılında yakalanmasının ardından örgüt, Suriye istihbaratı olan El-Muhaberat’a emanet edildi.
PYD, El Muhaberat’ın yönlendirilmesiyle Abdullah Öcalan’ın kardeşi Osman Öcalan tarafından 2003 yılında kuruldu.
Osman Öcalan, konuyla ilgili şunları söylüyor:
İran'daki PJAK gibi PYD'yi de ben kurdum. PYD, PKK'ya bağlı ve PKK'nın verdiği kararlara göre hareket ediyor. PYD'yi biz Kandil'de kurduk. Kadrolarını Kandil'e biz eğittik...
PKK-PYD bağlantısını en açık gösteren delil PYD’nin kuruluşunda kabul edilen tüzüktür. Tüzüğe göre PYD, PKK’nın yeni ismi olan Kongra-Gel’e bağlı olduğunu açıklamıştır ve örgüte üyelik için Abdullah Öcalan’a bağlılık esas alınmaktadır.
PYD, tıpkı PKK gibi Suriye toprakları üzerinde Stalinist bir idare kurmayı hedeflemektedir. Bu nedenle Kürtler bu terör gruplarından daima zulüm görmüşlerdir. Söz konusu terör örgütleri için Kürtler sadece bir kalkan olarak kullanılmış, bu yolla terör örgütleri kendilerini uluslararası kamuoyunda haklı sempati kazanmaya çalışmışlardır.
Suriye İnsan Hakları Örgütü’nün raporuna göre PYD, kendi idaresi altındaki bölgelerde özellikle Kürtlere zulüm uygulamakta, sivillere yönelik insan hakları ihlallerinde bulunmaktadır.
PYD’nin askeri kanadının (YPG) en az 651 kişinin keyfi olarak tutukladığı, 41 kadın ve 51 çocuğun öldürdüğü, 1876 çocuğu da zorla askere aldığı belgelenmiştir.
Rapora göre, 2014'ün başından Ekim 2015'e kadar 34'ü çocuk yaşta 88 kadın YPG tarafından kaçırılmıştır. Aynı raporda 2015 sonuna kadar 51 çocuğun rastgele açılan ateş ya da keskin nişancı kurşunuyla katledildiği belirtilmiştir.
PYD’nin çocuk asker kullanımına karşı başlatılan kampanyaya ise, Almanya Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir, Hristiyan Demokratik Birlik Partisi Milletvekili Uwe Schummer ve Sosyal Demokrat Partili Milletvekili Gerold Reichenbach’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda Alman siyasetçi destek vermiştir.
Almanya merkezli Avrupa Kürt Araştırmaları Merkezi Başkanı Eva Savelsberg "PYD, Suriye rejiminin insan hakları ihlallerini aratmayacak nitelikte bir süreç başlattı. Batı, gerçekte kimin silahlandırıldığının bilincinde olmalı. Olası sonuçları iyi değerlendirilmeli.
ABD yönetimi Türkiye’nin kapsamlı uyarılarına, rağmen bu akrabalığı uzunca bir süredir görmezden gelmekteydi. Kendince Suriye’de IŞİD’e karşı mücadelede askeri bir dayanak elde ettiğini düşünüyor ve bunu da yitirmek istemiyordu.
Oysa ki PYD, lanse edildiği gibi legal-demokratik bir parti değil, kendi halkına dahi zulüm uygulayan Stalinist bir terör örgütü.
PKK terör örgütünün lideri Abdullah Öcalan, 90’lı yıllarda örgüt elemanlarıyla birlikte Suriye’ye kaçmak zorunda kalmıştı. Öcalan’ın 1999 yılında yakalanmasının ardından örgüt, Suriye istihbaratı olan El-Muhaberat’a emanet edildi.
PYD, El Muhaberat’ın yönlendirilmesiyle Abdullah Öcalan’ın kardeşi Osman Öcalan tarafından 2003 yılında kuruldu.
Osman Öcalan, konuyla ilgili şunları söylüyor:
İran'daki PJAK gibi PYD'yi de ben kurdum. PYD, PKK'ya bağlı ve PKK'nın verdiği kararlara göre hareket ediyor. PYD'yi biz Kandil'de kurduk. Kadrolarını Kandil'e biz eğittik...
PKK-PYD bağlantısını en açık gösteren delil PYD’nin kuruluşunda kabul edilen tüzüktür. Tüzüğe göre PYD, PKK’nın yeni ismi olan Kongra-Gel’e bağlı olduğunu açıklamıştır ve örgüte üyelik için Abdullah Öcalan’a bağlılık esas alınmaktadır.
PYD, tıpkı PKK gibi Suriye toprakları üzerinde Stalinist bir idare kurmayı hedeflemektedir. Bu nedenle Kürtler bu terör gruplarından daima zulüm görmüşlerdir. Söz konusu terör örgütleri için Kürtler sadece bir kalkan olarak kullanılmış, bu yolla terör örgütleri kendilerini uluslararası kamuoyunda haklı sempati kazanmaya çalışmışlardır.
Suriye İnsan Hakları Örgütü’nün raporuna göre PYD, kendi idaresi altındaki bölgelerde özellikle Kürtlere zulüm uygulamakta, sivillere yönelik insan hakları ihlallerinde bulunmaktadır.
PYD’nin askeri kanadının (YPG) en az 651 kişinin keyfi olarak tutukladığı, 41 kadın ve 51 çocuğun öldürdüğü, 1876 çocuğu da zorla askere aldığı belgelenmiştir.
Rapora göre, 2014'ün başından Ekim 2015'e kadar 34'ü çocuk yaşta 88 kadın YPG tarafından kaçırılmıştır. Aynı raporda 2015 sonuna kadar 51 çocuğun rastgele açılan ateş ya da keskin nişancı kurşunuyla katledildiği belirtilmiştir.
PYD’nin çocuk asker kullanımına karşı başlatılan kampanyaya ise, Almanya Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir, Hristiyan Demokratik Birlik Partisi Milletvekili Uwe Schummer ve Sosyal Demokrat Partili Milletvekili Gerold Reichenbach’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda Alman siyasetçi destek vermiştir.
Almanya merkezli Avrupa Kürt Araştırmaları Merkezi Başkanı Eva Savelsberg "PYD, Suriye rejiminin insan hakları ihlallerini aratmayacak nitelikte bir süreç başlattı. Batı, gerçekte kimin silahlandırıldığının bilincinde olmalı. Olası sonuçları iyi değerlendirilmeli.
Category
📚
Learning