- Atölyeden detay - Serdal İnözü ile röp.Dede mesleğini üniversiteli gençlere öğretiyor - Adana 'da yaşayan deri işleme sanatçısı Serdal İnözü, Çukurova Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencilerine verdiği derslerle dedesinden öğrendiği mesleğinin gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlıyor - Yaptığı eserler de büyük ilgi gören ÇÜ Öğretim Görevlisi İnözü: - "Buradaki tasarımı, hayatı, enerjiyi gören öğrencilerim atölyeden kolay kolay ayrılmazlar. Normalde haftada bir gün iki saattir derslerimiz ama bu yetmiyor. Bir öğrenci o heyecanı burada kaptığı andan itibaren her gün saatlerce burada kalmak istiyor"ADANA (AA) - ÖMER FANSA - Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından deri işlemeciliği alanında somut olmayan kültürel miras taşıyıcısı olarak kabul edilen Serdal İnözü, 35 yılı aşkın süredir icra ettiği sanatını Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencilerine aktarıyor.Küçük yaşta dedesinden öğrendiği deri işlemeciliğini devam ettiren İnözü, sanatında yeni açılımlar olarak deriden çanta ve kemer yapmanın ötesine geçerek minyatür boyuttan yetişkin insan boyutuna varıncaya kadar bezeme ve boyama yöntemlerini kullanarak birçok detaya sahip deriden zırhlar yaptı.İnözü, yine benzer yöntemlerle deriden balık replikaları hazırladı, aralarında "Çingene Kız" da olmak üzere çeşitli mozaik eserleri deri üzerine resmetti. Eserlerini tamamen el emeğiyle ortaya koyan İnözü, üretimde gerekli metal aletleri de yine kendisi yapıyor.ÇÜ Güzel Sanatlar Fakültesi bünyesinde 2005 yılında bu yana öğretim görevlisi olarak hizmet veren İnözü, üniversite yerleşkesinde kendisine tahsis edilen derslikte dedesinden öğrendiği mesleğini tüm yönleriyle gençlere aktarıyor.İnözü, ayrıca geçen yıl Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından deri işlemeciliğinde somut olmayan kültürel miras taşıyıcısı olarak belirlendi. - "Öğrencilerim saatlerce burada kalmak istiyor"İnözü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaz tatillerini köyde geçirirken kalay, bakır, semer, eyer, çarık ve yemeni tamiratları yapan dedesini büyük bir ilgi ve alakayla seyrettiğini belirtti.
Zaman içerisinde içinde bir heyecan oluştuğunu, dedesinin de bunu görerek her türlü küçük çaplı tamirat işlerini kendisine vermeye başladığını anlatan İnözü, "Dede mesleğinde yaptığım çalışmalar vücut bulduğunda dedemi yad ediyorum. Çünkü o bana bir aşılama yaptı. Bugün eğer bu seviyeyle gelmişsem, bu başarıyı elde edebilmişsem tek bir gerekçesi var, o da dedemdir." dedi.
İnözü, sanatını gençlere aktarmanın kendisi için önemine işaret ederek, akademik ortamda yürütülen çalışmaların farklı tasarımlar ortaya çıkmasına da vesile olduğunu söyledi.
Yılda yaklaşık 100 - 120 öğrenciye ders verdiğini aktaran İnözü, gençlerin derse büyük ilgi gösterdiğini ve bu sayede aralarında iyi bir iletişimin oluştuğunu kaydetti.
İnözü, öğrencilerin ilgisinin kendisini de mutlu ettiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:"Buradaki tasarımı, hayatı, enerjiyi gören öğrencilerim atölyeden kolay kolay ayrılmazlar. Normalde haftada bir gün iki saattir derslerimiz ama bu yetmiyor. Bir öğrenci o heyecanı burada kaptığı andan itibaren her gün saatlerce burada kalmak istiyor. Çünkü bu derinin kokusu bambaşka bir koku. Bu derinin dokunma hissiyatı bambaşka bir his. Bu derinin kendisinin halen yaşayan organik bir yapısı olması, derinin hala hayatta olması... Bundan sonraki süreçte de farklı bir yapıda bir çanta, bir kemer, zırh, bir mozaik olarak yaşamaya devam ediyor olması altında da sanatsal ögelerin yatıyor olması ilgi çekiyor. Demek ki bu enerji öğrencilere de aktarılıyor ki öğrencilerim buraya gelmeye devam ediyorlar. Mezun olmuş, 10 yıldan sonra hala buradan kopamamış öğrencilerim gelmeye devam ediyorlar. Bu kokuyu sırf hissetmek için mesaisini bırakıp izin alıp gelip bu heyecanı yaşayan öğrencilerim var. Bundan da keyif alıyorum. Demek ki bu heyecanı vermişim öğrencilerime."İnözü, baba, amca ve dedesinin deri çarıklarını atölyesinde sakladığını ve öğrencilerine de bu ruhu anlatmaya çalıştığını belirterek, gençlerin derinin altında yatan hikayesini de bilmesini istediğini sözlerine ekledi.Öğrencilerden Ferihan Bozkurt da arkadaşının tavsiyesiyle dersi seçtiğini belirterek, "Bileklik, anahtarlık gibi yeni şeyler yapmaya ve el sanatlarına da ilgim var. Yaz tatillerinde sürekli boncuklardan başka malzemelerden takı, toka yapardım. Hoşuma gitti anlatınca. Deriyle devam etmek istedim. Bu tür süs eşyaları yapmayı daha iyi öğrenebilirim. " dedi.
Sıla Haliskaranfil ise el işi ürünler yapmaya merak duyduğunu belirterek, "Deri ile daha iyi şeyler ortaya çıkıyor. Burada da deriyi kullanıp daha güzel şeyler çıkarabilirim." diye konuştu.
Zaman içerisinde içinde bir heyecan oluştuğunu, dedesinin de bunu görerek her türlü küçük çaplı tamirat işlerini kendisine vermeye başladığını anlatan İnözü, "Dede mesleğinde yaptığım çalışmalar vücut bulduğunda dedemi yad ediyorum. Çünkü o bana bir aşılama yaptı. Bugün eğer bu seviyeyle gelmişsem, bu başarıyı elde edebilmişsem tek bir gerekçesi var, o da dedemdir." dedi.
İnözü, sanatını gençlere aktarmanın kendisi için önemine işaret ederek, akademik ortamda yürütülen çalışmaların farklı tasarımlar ortaya çıkmasına da vesile olduğunu söyledi.
Yılda yaklaşık 100 - 120 öğrenciye ders verdiğini aktaran İnözü, gençlerin derse büyük ilgi gösterdiğini ve bu sayede aralarında iyi bir iletişimin oluştuğunu kaydetti.
İnözü, öğrencilerin ilgisinin kendisini de mutlu ettiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:"Buradaki tasarımı, hayatı, enerjiyi gören öğrencilerim atölyeden kolay kolay ayrılmazlar. Normalde haftada bir gün iki saattir derslerimiz ama bu yetmiyor. Bir öğrenci o heyecanı burada kaptığı andan itibaren her gün saatlerce burada kalmak istiyor. Çünkü bu derinin kokusu bambaşka bir koku. Bu derinin dokunma hissiyatı bambaşka bir his. Bu derinin kendisinin halen yaşayan organik bir yapısı olması, derinin hala hayatta olması... Bundan sonraki süreçte de farklı bir yapıda bir çanta, bir kemer, zırh, bir mozaik olarak yaşamaya devam ediyor olması altında da sanatsal ögelerin yatıyor olması ilgi çekiyor. Demek ki bu enerji öğrencilere de aktarılıyor ki öğrencilerim buraya gelmeye devam ediyorlar. Mezun olmuş, 10 yıldan sonra hala buradan kopamamış öğrencilerim gelmeye devam ediyorlar. Bu kokuyu sırf hissetmek için mesaisini bırakıp izin alıp gelip bu heyecanı yaşayan öğrencilerim var. Bundan da keyif alıyorum. Demek ki bu heyecanı vermişim öğrencilerime."İnözü, baba, amca ve dedesinin deri çarıklarını atölyesinde sakladığını ve öğrencilerine de bu ruhu anlatmaya çalıştığını belirterek, gençlerin derinin altında yatan hikayesini de bilmesini istediğini sözlerine ekledi.Öğrencilerden Ferihan Bozkurt da arkadaşının tavsiyesiyle dersi seçtiğini belirterek, "Bileklik, anahtarlık gibi yeni şeyler yapmaya ve el sanatlarına da ilgim var. Yaz tatillerinde sürekli boncuklardan başka malzemelerden takı, toka yapardım. Hoşuma gitti anlatınca. Deriyle devam etmek istedim. Bu tür süs eşyaları yapmayı daha iyi öğrenebilirim. " dedi.
Sıla Haliskaranfil ise el işi ürünler yapmaya merak duyduğunu belirterek, "Deri ile daha iyi şeyler ortaya çıkıyor. Burada da deriyi kullanıp daha güzel şeyler çıkarabilirim." diye konuştu.
Category
🗞
Haberler