"Ateşte açan çiçekler" karanlıkta da açıyor - KÜTAHYA - Çini ustası Hakan Kulkoç'un çalışmaları - Işık veren çini eserler - Hakan Kulkoç ile röportaj - Detaylar"Ateşte açan çiçekler" karanlıkta da açıyor - Çini ustası Hakan Kulkoç, tesadüfen bulduğu ve patentini aldığı yöntemle ürettiği eserlerin karanlıkta da görünmesini sağladı - Hasan Kulkoç:"Çini herkesin bildiği gibi 900 ile 1200 derecelik fırınlarda pişirildiği için ateşte açan çiçekler olarak adlandırılır. Benim uygulamam sayesinde ateşte açan çiçekler, karanlıkta da açan çiçekler oldu" - "Karanlıkta ışık veren çinilerimiz yurt dışında da satılıyor. Özellikle Almanya, Dubai, Hollanda, Brezilya, İtalya ve Norveç'ten, ürettiğimiz çinilere büyük talep var"KÜTAHYA (AA) - Kütahya 'da çini ustası Hakan Kulkoç, tesadüfen bulduğu sıra dışı yöntemle ürettiği, karanlıkta da görülebilen çini eserlerini yurt dışına da gönderiyor.40 yaşındaki çini ustası Kulkoç, yaklaşık 4 yıl süren çalışmalar sonucunda geliştirerek patentini aldığı "Zemin altı fosforlu çini seramik yöntemi" ile çini eserlerin karanlıkta da görünmesini sağladı.Kulkoç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1993 yılında başladığı çiniciliği farklı yöntemlerle geliştirmeye çalıştığını söyledi.
Ailesinin geçim sıkıntısından dolayı okulunu lise birinci sınıfta iken bıraktığını anlatan Kulkoç, şöyle konuştu:"Babam bir apartmanda kaloriferci olarak çalışıyordu. Babamın kazancının düşük olmasından dolayı geçim sıkıntısı yaşıyorduk. Aileme katkı sağlamak için ayakkabı boyacılığı yapıyordum. Ben de okulu bırakarak bir çini fabrikasında çalışmaya başladım. Kısa sürede kendimi geliştirdim. Bir süre sonra Kütahya 'nın önde gelen çini ustalarından eğitimler de aldım. Çeşitli çini fabrikalarında çalıştım. 2002 yılında kendi çini atölyemi kurdum. İlk atölyem için birer kap çini boyası, birkaç adet de çini bisküvisi almam gerekliydi. Bunları almak ve işe başlamak için dedemden 80 lira borç almıştım. İlk kez kendi atölyemi kurduğum için o gece sevinçten sabaha kadar uyuyamamıştım."Kulkoç, imkansızlıklara rağmen kurduğu atölyesinde, 2011 yılına kadar geleneksel çini sanatı üzerine çalışmalar yaptığını, çinicilik üzerine de her zaman farklı arayışlar içinde olduğunu aktardı.Yaşadığı tesadüfler sayesinde çiniciliğe farklı bir boyut kazandırdığını belirten Kulkoç, şunları kaydetti:"Çinide kullandığım boyayı İstanbul'dan bir firmadan toz halinde alıyordum. Siparişim üzerine gelen boyayı hazırlarken lavaboya girmiştim. Lavabo karanlık olduğu için elime bulaşan boyaların ışık verdiğini fark ettim. Firmayı aradıktan sonra bana yanlışlıkla fosfor içeren boya gönderildiğini öğrendim. Onlar yanlışlıkla gönderilen boyayı göndermemi istediler, ben de geri göndermekten vazgeçtim ve o boyanın çini üzerinde uygulanıp uygulanamayacağı üzerinde çalışmalara başladım. Yanlışlıkla gönderilen 1 kilo boya bitmişti ve aynı boyadan yeni sipariş vermeye devam ettim. Yaklaşık 4 yıl süren çalışmalar ve çeşitli formüllerle fosfor içeren çini boyası yaparak çini eserlere uygulamayı başardım."Kulkoç, bulduğu yöntem sayesinde çini eserlerin karanlıkta ışık saçtığını dile getirdi."Zemin Altı Fosforlu Çini Seramik Yöntemi" adı altında buluşunun patentini de aldığı aktaran Kulkoç, şöyle devam etti:"Çini herkesin bildiği gibi 900 ile 1200 derecelik fırınlarda pişirildiği için ateşte açan çiçekler olarak adlandırılır. Benim uygulamam sayesinde ateşte açan çiçekler, karanlıkta da açan çiçekler oldu. Benim yaptığım çiniler, diğerlerinden farklı olarak sırlandıktan sonra 400 derecelik fırınlarda pişiriliyor. Çünkü boyada kullandığım karışımlar yüksek derecede etkisini yitiriyor. Yaptığım çini tabaklar, sürahiler ve vazolar karanlıkta yaklaşık 8 saat boyunca ışık verebiliyor."Kulkoç, ürettiği çinileri ilk etapta pazarlamakta güçlük çektiğini anlatarak, "Birkaç çini mağazasına örnek olarak koyduğumuz çiniler yoğun ilgi görünce üretimimi artırdım. Karanlıkta ışık veren çinilerimiz yurt dışında da satılıyor. Özellikle Almanya, Dubai, Hollanda, Brezilya, İtalya ve Norveç'ten, ürettiğimiz çinilere büyük talep var." ifadelerini kullandı.
http://beyazgazete.com/video/webtv/yasam-11/ateste-acan-cicekler-karanlikta-da-aciyor-kutahya-607352.html
Ailesinin geçim sıkıntısından dolayı okulunu lise birinci sınıfta iken bıraktığını anlatan Kulkoç, şöyle konuştu:"Babam bir apartmanda kaloriferci olarak çalışıyordu. Babamın kazancının düşük olmasından dolayı geçim sıkıntısı yaşıyorduk. Aileme katkı sağlamak için ayakkabı boyacılığı yapıyordum. Ben de okulu bırakarak bir çini fabrikasında çalışmaya başladım. Kısa sürede kendimi geliştirdim. Bir süre sonra Kütahya 'nın önde gelen çini ustalarından eğitimler de aldım. Çeşitli çini fabrikalarında çalıştım. 2002 yılında kendi çini atölyemi kurdum. İlk atölyem için birer kap çini boyası, birkaç adet de çini bisküvisi almam gerekliydi. Bunları almak ve işe başlamak için dedemden 80 lira borç almıştım. İlk kez kendi atölyemi kurduğum için o gece sevinçten sabaha kadar uyuyamamıştım."Kulkoç, imkansızlıklara rağmen kurduğu atölyesinde, 2011 yılına kadar geleneksel çini sanatı üzerine çalışmalar yaptığını, çinicilik üzerine de her zaman farklı arayışlar içinde olduğunu aktardı.Yaşadığı tesadüfler sayesinde çiniciliğe farklı bir boyut kazandırdığını belirten Kulkoç, şunları kaydetti:"Çinide kullandığım boyayı İstanbul'dan bir firmadan toz halinde alıyordum. Siparişim üzerine gelen boyayı hazırlarken lavaboya girmiştim. Lavabo karanlık olduğu için elime bulaşan boyaların ışık verdiğini fark ettim. Firmayı aradıktan sonra bana yanlışlıkla fosfor içeren boya gönderildiğini öğrendim. Onlar yanlışlıkla gönderilen boyayı göndermemi istediler, ben de geri göndermekten vazgeçtim ve o boyanın çini üzerinde uygulanıp uygulanamayacağı üzerinde çalışmalara başladım. Yanlışlıkla gönderilen 1 kilo boya bitmişti ve aynı boyadan yeni sipariş vermeye devam ettim. Yaklaşık 4 yıl süren çalışmalar ve çeşitli formüllerle fosfor içeren çini boyası yaparak çini eserlere uygulamayı başardım."Kulkoç, bulduğu yöntem sayesinde çini eserlerin karanlıkta ışık saçtığını dile getirdi."Zemin Altı Fosforlu Çini Seramik Yöntemi" adı altında buluşunun patentini de aldığı aktaran Kulkoç, şöyle devam etti:"Çini herkesin bildiği gibi 900 ile 1200 derecelik fırınlarda pişirildiği için ateşte açan çiçekler olarak adlandırılır. Benim uygulamam sayesinde ateşte açan çiçekler, karanlıkta da açan çiçekler oldu. Benim yaptığım çiniler, diğerlerinden farklı olarak sırlandıktan sonra 400 derecelik fırınlarda pişiriliyor. Çünkü boyada kullandığım karışımlar yüksek derecede etkisini yitiriyor. Yaptığım çini tabaklar, sürahiler ve vazolar karanlıkta yaklaşık 8 saat boyunca ışık verebiliyor."Kulkoç, ürettiği çinileri ilk etapta pazarlamakta güçlük çektiğini anlatarak, "Birkaç çini mağazasına örnek olarak koyduğumuz çiniler yoğun ilgi görünce üretimimi artırdım. Karanlıkta ışık veren çinilerimiz yurt dışında da satılıyor. Özellikle Almanya, Dubai, Hollanda, Brezilya, İtalya ve Norveç'ten, ürettiğimiz çinilere büyük talep var." ifadelerini kullandı.
http://beyazgazete.com/video/webtv/yasam-11/ateste-acan-cicekler-karanlikta-da-aciyor-kutahya-607352.html
Category
🗞
Haberler