Kendimize oynadığımız en büyük oyun: Zaman
...
Bizler için hem kavramını hâlâ kavrayamadığımız bir o kadar da üzerinde çabaladığımız aşikâr bu kavrama o kadar kendimizi kaptırmışız (inanmışız) ki, zamansızlık hakkında düşünenlere filozof adını takmışız. Oysa insanoğlunun bilmeyerek oyalandığı şeylerden sadece biri değildir bu. An, sonsuzluk, varoluş gibi kavramlar da bunlardan bir kaçı. Aslında bunlar da dolaylı olarak zamanla anlam bütünlüğü içinde. Anlamını kavrayamadığımız kadar sadece gördüğümüz için inandığımız veya yansıma yahut yanılsamalarla reddettiğimiz olgular bunlar. Tam bu noktada insanın acizliğini görmek mümkün. Anlamı üzerinde hâlâ tartışmaya devam ederken bir taraftan da içinde yaşıyor bu olgunun. Ve bilmediği veya bilmek istemediği bir kavramı kolayca reddedebiliyor. Kendi reddiyesine inanıyor ve bunu kendine yaşam tarzı olarak belirliyor. Bu, tuhaf olduğu kadar da akıl dışı bir durumdur. Zira insan iradesi bir çok şeyi anlamakta “yorum” yolunu tercih eder. İşte insan bu yüzden acizdir ve bu acziyetine sebep olacak bir çok şeye muhtaçtır. Bunun en büyüğü, kendisine oynadığı en büyük oyun olan “zaman” dır.
Zamana bakış açısı diye nitelendireceğimiz her çerçeve bize kısıtlı, olgunun tamamını kavrayamayacak bazı bilgiler sunacak, ve biz bu bilgiyle ömrümüzün sonuna kadar yaşama cesaretini göstereceğiz. Ve insan şimdi de olduğu gibi bu durumdan rahatsız olmaksızın, bilgisizliğin verdiği o muazzam cesaretle nefes alacak, nefes verecek ve ölüp, dirilecek…
Bizler için hem kavramını hâlâ kavrayamadığımız bir o kadar da üzerinde çabaladığımız aşikâr bu kavrama o kadar kendimizi kaptırmışız (inanmışız) ki, zamansızlık hakkında düşünenlere filozof adını takmışız. Oysa insanoğlunun bilmeyerek oyalandığı şeylerden sadece biri değildir bu. An, sonsuzluk, varoluş gibi kavramlar da bunlardan bir kaçı. Aslında bunlar da dolaylı olarak zamanla anlam bütünlüğü içinde. Anlamını kavrayamadığımız kadar sadece gördüğümüz için inandığımız veya yansıma yahut yanılsamalarla reddettiğimiz olgular bunlar. Tam bu noktada insanın acizliğini görmek mümkün. Anlamı üzerinde hâlâ tartışmaya devam ederken bir taraftan da içinde yaşıyor bu olgunun. Ve bilmediği veya bilmek istemediği bir kavramı kolayca reddedebiliyor. Kendi reddiyesine inanıyor ve bunu kendine yaşam tarzı olarak belirliyor. Bu, tuhaf olduğu kadar da akıl dışı bir durumdur. Zira insan iradesi bir çok şeyi anlamakta “yorum” yolunu tercih eder. İşte insan bu yüzden acizdir ve bu acziyetine sebep olacak bir çok şeye muhtaçtır. Bunun en büyüğü, kendisine oynadığı en büyük oyun olan “zaman” dır.
Zamana bakış açısı diye nitelendireceğimiz her çerçeve bize kısıtlı, olgunun tamamını kavrayamayacak bazı bilgiler sunacak, ve biz bu bilgiyle ömrümüzün sonuna kadar yaşama cesaretini göstereceğiz. Ve insan şimdi de olduğu gibi bu durumdan rahatsız olmaksızın, bilgisizliğin verdiği o muazzam cesaretle nefes alacak, nefes verecek ve ölüp, dirilecek…
Category
🛠️
Yaşam tarzı