- Görme yetisini yüzde 90 oranında kaybeden Hasan Puluç'un adliyede işlerini halletmesi - Görme engelli avukat Hasan Puluç ile röportajDevlet yurtlarından avukatlığa uzanan başarı öyküsü - Antalya 'da çeşitli rahatsızlıklara bağlı olarak görme yetisini yüzde 90 oranında kaybeden, aynı yıl babası felç geçiren Hasan Puluç, ailesinin Almanya'ya gitmesi üzerine 8 yaşından sonra devletin yatılı yurtlarında büyüdü - Azmi ve çalışkanlığıyla avukat olmayı başaran Puluç:"Avukat olup hem kendimin hem de insanların hakkını savunmaya karar verdim" - "Kasetlerden arkadaşlarımın okudukları notları dinleyerek sınavlara hazırlandım. Lise ve üniversiteyi okurken bir yandan da çalıştım"ANTALYA (AA) - GÜLSEM ADAM - Antalya 'da çeşitli rahatsızlıklarına bağlı olarak görme yetisini yüzde 90 oranında kaybeden, aynı yıl babası felç geçiren Hasan Puluç, ailesinin Almanya'ya gitmesi üzerine de 8 yaşından sonra yerleştirildiği devletin yatılı yurtlarından avukat olarak çıkmanın mutluluğunu yaşıyor.Puluç, 5 yaşındayken çeşitli rahatsızlıklara bağlı olarak yüzde 90 oranında görme yetisini kaybetti. Okullarda odacılık yapan annesinin, kendisine kan vermek istediği sırada felç geçiren babası ve 3 kardeşini de alarak Almanya'ya işçi olarak gitmesinin ardından ilkokul çağından itibaren devletin yatılı yurtlarında büyüdü.Başarılı bir eğitim dönemi geçiren Hasan Puluç, 1992'de Konya Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni kazandı.Sonrasında ekonomik nedenlerle ara verdiği okuluna 2009 yılında çıkan afla dönen 51 yaşındaki Puluç, daha önce kaldığı tek derslerin sınavına girerek bir yılda mezun oldu.Yaklaşık 10 yıldır Antalya Barosuna bağlı avukatlık yapan Hasan Puluç, AA muhabirine, çocukken güneşe bakamama ve gözlerinde sulanma şikayeti nedeniyle tedavi gördüğünü söyledi.
Ardından da aniden dünyasının karardığını aktaran Puluç, o günden sonra kendisi için hayatın zorluklarının başladığını dile getirdi. - Haksızlıkların önüne geçmek için avukat olduAilesinin Almanya'ya yerleşmesinin ardından devletin desteğini hep yanında gördüğünü vurgulayan Hasan Puluç, şöyle konuştu:"Ailem, evraklarım kabul edilmediği gerekçesiyle beni devletin yatılı yurduna verdi. Ailemle bütün bağlarım kopmasına rağmen öğretmenlerimin desteğiyle dimdik ayakta durdum. Kasetlerden arkadaşlarımın okudukları notları dinleyerek sınavlara hazırlandım. Lise ve üniversiteyi okurken bir yandan da çalıştım. Bu süreçte çalıştığım yerde sürekli haksızlığa uğradım. Servis beni almazdı, işe geç kaldığım gerekçesiyle hakkımda tutanak tutulurdu, kendimi nasıl savunacağımı bilemiyordum. Geç kaldığım için iş arkadaşlarımın bana gülüp eğlendiğine şahit oluyordum. O gün avukat olup hem kendimin hem de insanların hakkını savunmaya karar verdim. Avukatlık yapamasam bile en azından kendimi savunurum, dilekçemi yazarım diye avukat olmayı tercih ettim ve Konya Selçuk Üniversitesini kazandım. Okula yakın olsun diye tayin istedim ama vermediler ve bir yandan çalışıp bir yandan da okumam gerekiyordu, böylece zorluklar yaşamaya devam ettim." - "Adliyeyi çok seviyorum"Üniversite eğitimini tamamladıktan sonra 2009'da Antalya Barosu'na kayıtlı görme engelli tek avukat olarak mesleğe başladığını ve baronun kendisine çok yardımcı olduğunu belirten Puluç, "Adliye ile de ilişkilerimiz iyi, başsavcısından mübaşirine, katibinden bütün çalışanlarına kadar herkes çok yardımcı oluyor. Ben adliye kapısından içeri girdiğimden itibaren çok mutlu oluyorum. Adliyeyi çok seviyorum, orada insan olduğumu, avukat olduğumu hissediyorum. Adliyeden kimse beni incitmedi, saygısızlık yapmadı." diye konuştu.
Çevresinin yönlendirmesiyle gelen müvekkilleriyle uyum içerisinde mesleğini yaptığını dile getiren Hasan Puluç, anne ve babasının hayatını kaybettiğini, ailesinden sadece bir kardeşiyle görüştüğünü de kaydetti.
http://beyazgazete.com/video/webtv/guncel-1/devlet-yurtlarindan-avukatliga-uzanan-basari-oykusu-antalya-771116.html
Ardından da aniden dünyasının karardığını aktaran Puluç, o günden sonra kendisi için hayatın zorluklarının başladığını dile getirdi. - Haksızlıkların önüne geçmek için avukat olduAilesinin Almanya'ya yerleşmesinin ardından devletin desteğini hep yanında gördüğünü vurgulayan Hasan Puluç, şöyle konuştu:"Ailem, evraklarım kabul edilmediği gerekçesiyle beni devletin yatılı yurduna verdi. Ailemle bütün bağlarım kopmasına rağmen öğretmenlerimin desteğiyle dimdik ayakta durdum. Kasetlerden arkadaşlarımın okudukları notları dinleyerek sınavlara hazırlandım. Lise ve üniversiteyi okurken bir yandan da çalıştım. Bu süreçte çalıştığım yerde sürekli haksızlığa uğradım. Servis beni almazdı, işe geç kaldığım gerekçesiyle hakkımda tutanak tutulurdu, kendimi nasıl savunacağımı bilemiyordum. Geç kaldığım için iş arkadaşlarımın bana gülüp eğlendiğine şahit oluyordum. O gün avukat olup hem kendimin hem de insanların hakkını savunmaya karar verdim. Avukatlık yapamasam bile en azından kendimi savunurum, dilekçemi yazarım diye avukat olmayı tercih ettim ve Konya Selçuk Üniversitesini kazandım. Okula yakın olsun diye tayin istedim ama vermediler ve bir yandan çalışıp bir yandan da okumam gerekiyordu, böylece zorluklar yaşamaya devam ettim." - "Adliyeyi çok seviyorum"Üniversite eğitimini tamamladıktan sonra 2009'da Antalya Barosu'na kayıtlı görme engelli tek avukat olarak mesleğe başladığını ve baronun kendisine çok yardımcı olduğunu belirten Puluç, "Adliye ile de ilişkilerimiz iyi, başsavcısından mübaşirine, katibinden bütün çalışanlarına kadar herkes çok yardımcı oluyor. Ben adliye kapısından içeri girdiğimden itibaren çok mutlu oluyorum. Adliyeyi çok seviyorum, orada insan olduğumu, avukat olduğumu hissediyorum. Adliyeden kimse beni incitmedi, saygısızlık yapmadı." diye konuştu.
Çevresinin yönlendirmesiyle gelen müvekkilleriyle uyum içerisinde mesleğini yaptığını dile getiren Hasan Puluç, anne ve babasının hayatını kaybettiğini, ailesinden sadece bir kardeşiyle görüştüğünü de kaydetti.
http://beyazgazete.com/video/webtv/guncel-1/devlet-yurtlarindan-avukatliga-uzanan-basari-oykusu-antalya-771116.html
Category
🗞
Haberler