- Güzin İnanır'ın röportajı - Güzin İnanır'ın Melbourne 'daki evinde yaptığı yardım toplantısından detaylar - Güzin İnanır'ın Bali Adasında yardım için gittiği yerlerden detaylar - Avustralyalı Güzin İnanır, Bali Adası'ndaki tatilinin ardından başlattığı yardım kampanyasıyla engelliler tarafından "Anne Güzin" olarak anılıyor - Güzin İnanır: - "Teneke evlerde yaşıyorlar, tenekeyi ev etmişler. Ormanların içinde yaşıyorlar. Ev diye bir şey yok. O çocukların sefalet içinde olduğunu görünce 'bu benim için tatil olamaz' dedim" - "Geleceğim dediğim zaman yolumu dört gözle bekliyorlar. Orada bana 'anne' diyorlar. Oranın annesi olmuşum. İbu Güzin (Anne Güzin) diyorlar"MELBOURNE (AA) - RECEP ŞAKAR - Avustralya’nın Melbourne kentinde yaşayan Güzin İnanır, tatil için gittiği Endonezya'nın Bali Adası'ndaki yardıma muhtaç insanlara götürdüğü yardımlardan dolayı bölgede "Anne Güzin" olarak anılıyor.İnanır, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Adana'dan 1975'te ailesiyle Avustralya’ya göç ettiğini, hayatının Endonezya’nın Bali Adası’na yaptığı tatilin ardından tamamen değiştiğini söyledi.
Güzelliğiyle ünlü Bali Adası’nın öteki yüzünün kendisini çok daha fazla etkilediğini vurgulayan İnanır, tatil dönüşü engelli, bakıma muhtaç ve yoksul insanlara yardım etmek için kolları sıvadığını anlattı.Ailesi ve yakın çevresinden topladığı yardımları kendi elleriyle ihtiyaç sahiplerine götürdüğünü belirten İnanır, ilk yardımları tatil sırasında belirlediği aileye bizzat teslim etmesinin ardından çalışmalarının hız kazandığını anlattı. İnanır, şöyle devam etti:"Teneke evlerde yaşıyorlar, tenekeyi ev etmişler. Ormanların içinde yaşıyorlar. Ev diye bir şey yok. O çocukların sefalet içinde olduğunu görünce 'bu benim için tatil olamaz' dedim. Dönünce Melbourne ’deki evimde bir şeyler yapmam gerektiğini düşünerek çocuklarım ve arkadaşlarımla yardım kampanyası başlattım. Bir yuvayla başladık önce. Bir yuva 2 oldu, 3 oldu derken yuvalar çoğaldı. Nasıl çoğaldığını ben de anlamadım."İnanır, 4. yardım seferinin ardından vakıf kurmaya karar verdiklerini ve vakfa İngilizce "kalp" anlamına gelen "Heart" ve Endonezya dilinde "kalp" anlamına gelen "Hati" kelimesinden oluşan "Heart to Hati" (Kalpten Kalbe) olduğunu söyledi.
- "Çocukların gözlerindeki ışığı görmek beni mutlu ediyor"Vakfın kurulmasıyla hayırseverlerden daha fazla destek geleceğine inandıklarını aktaran İnanır, "Ben her zaman rızkı verenin Allah olduğuna inanıyorum. Benden önce de bu çocuklar bir şeyler yiyordu muhakkak ama bu çocukları sevindirmek çok güzel bir şey. Bir çikolataya, bir dondurmaya sevinen çocuklar var ve onların gözündeki ışığı görmek beni çok mutlu ediyor. Ben bir şeyler yapmak için çabaladım. Herhalde mutluluk benim için bundan sonra budur." değerlendirmesinde bulundu.İnanır, şimdiye kadar yaptıkları yardımların niteliğine de değinerek, "Burada arkadaşlarımızdan, eş dosttan topladığımız paralarla çocuklara protez ayaklar, tekerlekli sandalyeler alabiliyoruz. Ninelerimize yatak aldık. Pirinç, yağ, şeker alıyoruz, ramazanda gıda paketleri dağıtıyoruz. Çocukların okul masraflarını, ihtiyaçlarını giderecek şeyler alıyoruz. İhtiyaç çok, hangi birini söyleyeyim." diye konuştu.
Kendisine destek veren arkadaşlarının yardımların doğrudan ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasından dolayı son derece mutlu olduğunu vurgulayan İnanır, "Birçok kişi hangi cemaate bağlı olduğumuzu soruyor ama hiçbir cemaate bağlı değiliz. Arkadaşlarımla beraber gittik. Kendileri de gördüğü için bu vakfı kurmaya karar verdiler." şeklinde konuştu.
- "Orada bana anne Güzin diyorlar"Yardımları her 3 ayda bir Bali'ye bizzat kendilerinin götürdüğünü söyleyen İnanır, "Geleceğim dediğim zaman yolumu dört gözle bekliyorlar. Orada bana 'anne' diyorlar. Oranın annesi olmuşum. İbu Güzin (Anne Güzin) diyorlar." ifadesini kullandı.
http://beyazgazete.com/video/webtv/guncel-1/tatil-icin-gittigi-bali-adasi-nda-yardima-muhtaclarin-annesi-oldu-melbourne-779704.html
Güzelliğiyle ünlü Bali Adası’nın öteki yüzünün kendisini çok daha fazla etkilediğini vurgulayan İnanır, tatil dönüşü engelli, bakıma muhtaç ve yoksul insanlara yardım etmek için kolları sıvadığını anlattı.Ailesi ve yakın çevresinden topladığı yardımları kendi elleriyle ihtiyaç sahiplerine götürdüğünü belirten İnanır, ilk yardımları tatil sırasında belirlediği aileye bizzat teslim etmesinin ardından çalışmalarının hız kazandığını anlattı. İnanır, şöyle devam etti:"Teneke evlerde yaşıyorlar, tenekeyi ev etmişler. Ormanların içinde yaşıyorlar. Ev diye bir şey yok. O çocukların sefalet içinde olduğunu görünce 'bu benim için tatil olamaz' dedim. Dönünce Melbourne ’deki evimde bir şeyler yapmam gerektiğini düşünerek çocuklarım ve arkadaşlarımla yardım kampanyası başlattım. Bir yuvayla başladık önce. Bir yuva 2 oldu, 3 oldu derken yuvalar çoğaldı. Nasıl çoğaldığını ben de anlamadım."İnanır, 4. yardım seferinin ardından vakıf kurmaya karar verdiklerini ve vakfa İngilizce "kalp" anlamına gelen "Heart" ve Endonezya dilinde "kalp" anlamına gelen "Hati" kelimesinden oluşan "Heart to Hati" (Kalpten Kalbe) olduğunu söyledi.
- "Çocukların gözlerindeki ışığı görmek beni mutlu ediyor"Vakfın kurulmasıyla hayırseverlerden daha fazla destek geleceğine inandıklarını aktaran İnanır, "Ben her zaman rızkı verenin Allah olduğuna inanıyorum. Benden önce de bu çocuklar bir şeyler yiyordu muhakkak ama bu çocukları sevindirmek çok güzel bir şey. Bir çikolataya, bir dondurmaya sevinen çocuklar var ve onların gözündeki ışığı görmek beni çok mutlu ediyor. Ben bir şeyler yapmak için çabaladım. Herhalde mutluluk benim için bundan sonra budur." değerlendirmesinde bulundu.İnanır, şimdiye kadar yaptıkları yardımların niteliğine de değinerek, "Burada arkadaşlarımızdan, eş dosttan topladığımız paralarla çocuklara protez ayaklar, tekerlekli sandalyeler alabiliyoruz. Ninelerimize yatak aldık. Pirinç, yağ, şeker alıyoruz, ramazanda gıda paketleri dağıtıyoruz. Çocukların okul masraflarını, ihtiyaçlarını giderecek şeyler alıyoruz. İhtiyaç çok, hangi birini söyleyeyim." diye konuştu.
Kendisine destek veren arkadaşlarının yardımların doğrudan ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasından dolayı son derece mutlu olduğunu vurgulayan İnanır, "Birçok kişi hangi cemaate bağlı olduğumuzu soruyor ama hiçbir cemaate bağlı değiliz. Arkadaşlarımla beraber gittik. Kendileri de gördüğü için bu vakfı kurmaya karar verdiler." şeklinde konuştu.
- "Orada bana anne Güzin diyorlar"Yardımları her 3 ayda bir Bali'ye bizzat kendilerinin götürdüğünü söyleyen İnanır, "Geleceğim dediğim zaman yolumu dört gözle bekliyorlar. Orada bana 'anne' diyorlar. Oranın annesi olmuşum. İbu Güzin (Anne Güzin) diyorlar." ifadesini kullandı.
http://beyazgazete.com/video/webtv/guncel-1/tatil-icin-gittigi-bali-adasi-nda-yardima-muhtaclarin-annesi-oldu-melbourne-779704.html
Category
🗞
Haberler