• 5 yıl önce
Belgin, kendisine el sallayan Suzan’a bakarken İsmet gelir ve Orhan’ın kendisini gezmeye götürmek için geldiğini söyler. Perihan, abisi çıktığı için konuşamadığını söyler Kerime’ye. O esnada Neriman ise salonda Cemal’le konuşur ve Hilmi olayından bahseder. Bu fikir Cemal’in hoşuna gider ve sabah Suzan’la konuşacağını söyler.
Belgin, Orhan’a Suzan’dan hoşlanmadığını, yalan söylediğinden şüphelendiğini söyler. Hatta az önce kendi odasında gördüğünü de söyler. Orhan şaşırır.
Dönüş yolunda Orhan Belgin’le konuşur, evlere dikişe gitme işine canının sıkıldığını söyler. Belgin de hayatın müşterek olduğu gerekçesiyle çalışmaktan mutlu olduğunu söyler. Orhan, gerekli her fedakarlığı kendisinin yapacağını, yakında da borçları bitirip nişan yapacaklarını söyler.
Eve dönüşünü bekleyen Suzan, Orhan’ı evde sıkıştırır. Belgin’e artık her şeyi açıklaması yönünde baskı yapar. Gece lavaboya kalkan Neriman sesleri duyar ve aşağı iner. Suzan ve Orhan’ı konuşurken görür.
Perihan abisinden özür dileyemeyeceğini anlayınca Orhan’ın odasına gizlice girer ve parayı aldığı yere geri koyar. Fakat Orhan, parayı Perihan’ın koyduğunu anlar. Perihan ise ablasına yalan söyler ve abisinden özür dileyip parayı öyle verdiğini söyler.
Cemal, Suzan’a Hilmi’den bahseder. Kendisinin münasip gördüğünden, böylece çocuğu da evlatlık vermek zorunda kalmayacağından bahseder. Suzan önce istemez ama Orhan’ın da rahatsız olduğunu görünce, ona inat olsun diye düşüneceğini söyler.
Orhan, Suzan’ı parka konuşmaya çağırır. Ne yapmaya çalıştığını sorar. Suzan yine aynı soruyu sorar, “Belgin mi, çocuğunun annesi mi?” Orhan da “Bin kere sorsan bin kere Belgin!” der ve çeker gider. Suzan da arkasından, “Bunu sen istedin Orhan! Bakalım şimdi beni nasıl durduracaksın!” der.
Kerime Tarık’ı görür. Burnunda şişlik vardır. Neler olduğunu sorar. Tarık bugün mutlaka konuşmamız lazım, der.
Şöhret beklediği yapımcılarla buluşur ama onların dolandırıcı olduğundan habersizdir.