• 3 yıl önce
Direnişle, inatla, acıyla süzülen 17 yıl geride kaldı. Bugün artık annelerimizin parmak hesabıyla 18’imizden gün almaya başladık. Büyüdük, kocaman olduk.

Kökümüz toprağa geçirdi tırnaklarını, gövdemiz genişledi, dallarımız uzadı göğe doğru.

Binlerce insanın emeğiyle, özverisiyle var olduk. Sendika odalarında, kampüslerde, eylemlerde hep el üstünde taşındık. Biz de onların sesine ses, eylemine yoldaş olmaya çalıştık. Ne zaman tökezlesek bir el omuzumuza dokunup kaldırdı ayağa. Zorba ne kadar çok saldırırsa saldırsın yıkamadı bizi. Dayanışmanın en güzelini, en büyüğünü yaşadık hep. Bu duygu yenilmez kıldı bizi.


En çok sahtekârın, kan emici patronun, yolsuzluk yapanın, gericinin, hainin yaptıklarını yüzlerine tokat atar gibi yazdığımız haberlerimizi sevdik. Onlar bağırdıkça büyük keyif aldık. Haberlerimiz zalime dert, ezilene umut oldu. Ne mahkemeler ne para cezaları ne de BİK baskısı... hiçbiri durduramadı bizi. Ellerimiz bir kez bile titremediyse yine sizden aldığımız güç sayesindedir.

Güzel direndik.

Şimdi artık bizim zamanlar çağındayız. Bizim şarkılarımızın sesi duyulmaya başlandı sokaklarda. Bizimkiler yürümeye başladı en gür sesiyle. En keyifli manşetlerin vakti geldi.

18 yaş çok güzel. Tam zamanı hızlı adımlarla yürümenin; en çevik halimizle, en cüretkâr tavrımızla hayata sarılmanın, gelecek bizim demenin...
Rüzgâr bizden yana esiyor artık. Tıpkı Nâzım Hikmet’in söylediği gibi:

“Şarkılarımız
varoşlarda sokaklara çıkmalıdır!
Şarkılarımız
bir tek yüreğin
perdeleri inik
kapısı kilitli evinde oturamaz!.
Şarkılarımız
rüzgâra çıkmalıdır...”

Category

🗞
Haberler

Önerilen