Erkan Baş'tan Erdoğan'ı kızdıracak sözler: "Erdoğan dünyanın en yalnız insanı!"

  • geçen ay

Category

🗞
News
Transcript
00:00Yirmi iki yıldır liyakat, şu bu her şeyi bir kenara
00:03bırakmışlar. Tek bildikleri bir şey var. Kendilerine
00:05bağlılık yani ne kadar düzeysiz olursa olsun kendilerine bağlı
00:09olan insanları çeşitli yerlere yerleştiriyorlar. Şimdi böyle
00:12bir güç var ellerinde. Eee basının medyanın halini siz
00:15benden daha iyi biliyorsunuz. Yani neredeyse bütün televizyon
00:19kanalları iktidarın borazanına dönmüş durumda. Sadece tek
00:23taraflı yayın yapıyorlar. En küçük bir muhalif sese yer
00:27vermiyorlar. Eee sermaye arkalarında, tarikatlar,
00:31cemaatler arkalarında, uluslararası sermaye
00:33arkalarında eee İsrail'le işbirliğine bütün bunlara
00:37rağmen devam ediyorlar. Amerika Birleşik Devletleri'yle
00:39işbirliğine devam ediyorlar. Daha saygıyla bakın o kadar
00:43büyük güçler bir araya gelmişti. Ama bütün bunlara
00:46rağmen günde beş vakit yalan söylemeye devam ediyorlar. Bu
00:49yalanları bütün televizyon kanallarında seri biçimde
00:52göstermeye devam ediyorlar. Bütün gazetelerde bu yalanları
00:56yayınlamaya devam ediyorlar. Sürekli olarak konuşuyorlar.
00:59Gerçeklerin ortaya çıkmasını engellemeye çalışıyorlar. Şimdi
01:02bu fotoğraf bize bir şey göstermesi lazım. Yani iddia
01:05ettikleri gibi karşımızda çok büyük bir güç, halkın çok büyük
01:10bir bölümünün desteğini arkasına almanın verdiği
01:12özgüvenle, rahatlıkla hareket eden bir iktidar yok. Yarın bu
01:16korktuğu kaybedebilirim kaygısıyla, korkusuyla yaşayan
01:19bir iktidar var karşımızda. Bakın geçen gün söyledim çok
01:22alındı da ben iddia ediyorum ki Tayyip Erdoğan şu anda asıl
01:26da öz itibariyle dünyanın en yalnız insanı. Yani o iktidar
01:29koltuğunu elindeki parayı kaybettiği anda bugün en
01:33yakınında olanların bile onu terk edeceğini gayet farkında,
01:36gayet bilincinde aslında parayla iktidarın gücüyle
01:40çevresini kalabalık tutmaya çalışan bir iktidarla
01:43karşı karşıyayız. Burada yaşı benden büyük abilerim,
01:45ablalarım var hatırlayacaklar. Turgut Özal da bunun gibi değil
01:48miydi? Hani hiç gitmeyecek diye düşünülüyordu değil mi? Sonsuza
01:51kadar kalacak diye düşünülüyordu. E şimdi adını
01:54kaç kişi kaldı? Kimse hatırlamıyor bile. Daha
01:57niceleri. Yani bu memleket neler gördü geçirdi? Bunların
02:01hiçbirisinde bu ülke kalmadığı gibi Tayyip Erdoğan'a da
02:03kalmayacak. Gayet farkında bu durumu. Ama kaybettiği anda
02:08işledikleri o kadar büyük suçlar var ki kendisinin ve
02:10çevresindekilerin. Bunun faturasını ödenemek için şu
02:15anda ne yapıyorlar? Bakın bize geçen gün mecliste yaptıkları
02:17şeyin özü de budur aslında. Diyorlar ki siz haklı
02:20olabilirsiniz. Doğru olabilirsiniz. Biz size lafla
02:26bunun aksini ispat edemeyiz. Biz konuşarak haklı olduğumuzu
02:30anlatamayız. O yüzden ne yaparız? Biz kalabalığız,
02:33gücümüz çok, kaba kuvvetle sizi sustururuz, ezeriz,
02:36sığındırırız diye düşünen bir iktidar anlayışına karşı
02:39karşıyayız. Bu iktidarın özü ve özü budur aslında. Bakın bu
02:43iktidarın özü ve özü budur. Bunlar konuşamazlar,
02:46anlatamazlar, tartışamazlar. Sadece soruyorum siz hiç
02:50Tayyip Erdoğan'ı televizyonda birisiyle karşı karşıyla
02:53tartışırken gördünüz mü? Sadece kendi maaşlı elemanları
02:57kendisine soru bile sormaktan korkacak tırnak içinde
03:00söylüyorum. Gazeteciliğe hakaret. Onlara gazeteci
03:03demek. Gazetecileri karşısına oturtuyor. Onun arkasına bir
03:06tane prompter koyuyor. Prompterden zaten soruları da
03:09hazır, cevapları da hazır. Hatta cevaplara göre sorular
03:12hazırlanıyor. Önce cevaplar ortaya çıkartılıyor. Bakarak
03:16sanki biz sanıyoruz ki karşısındaki oturana bakıyor.
03:18Aslında arkadaki ekrana bakıp konuşuyor. Bir kişiyi
03:21karşısına alıp herhangi bir tartışma yapma cesareti
03:24olmayan dünyanın neresinde kaç tane cumhurbaşkanı vardı? Kaç
03:27tane başbakan vardı? Kaç tane siyasi parti genel başkanı
03:30vardı? Hep tek kalem aç. Yani karşı tarafın ellerini
03:34kollarını bağla. Ona söz hakkı verme. Zaten güç sende.
03:38İstediğin gibi anlat. Şimdi hatırlayın bakın. Şimdi bugün
03:42gerçekten açık söyleyeceğim çok zoruma gidiyor. Orada bütün
03:46televizyon kameralarını karşısına koymuş. Bizim sevgili
03:49ağırlaşıklığımız hakkında öyle nasıl olsa kimse dinlemez, kimse
03:53araştırmaz, kimse sorgulamaz diye atıp tutuyor. Neymiş?
03:57Provokatörlük yapıyormuş. Arkadaşlar bakın. Tutanak önümde
04:00benim. Türkiye Büyük Millet Meclisi sitesine girin. Şu an
04:03hemen son tutanaklar, tutanaklar bölümü son tutanaklar. Son gün
04:08zaten mecliste o kavgaların çıktığı gün. O tutanak orada
04:11duruyor. Ilk önce başka bir milletvekili arkadaşımız üç
04:13dakikalık bir konuşma yapıyor. Birinci sayfada o var.
04:15Ikinci sayfaya giriyorsunuz. Meclis Başkanı diyor ki buyurun
04:19Sayın Ahmet Şık söz sizin diyor. Ahmet Şık kürsüye
04:21geliyor. Merhaba diyor. Sonra üç dakika süren var. Uzun uzun
04:25anlatamayacağım bunları diye düşündüğü için diyor ki size
04:28öyle çok uzun uzun anlatmaya gerek yok. Bugün buraya geldi
04:31isek özü itibariyle şunu söylüyor. Diyor ki sizde hiç
04:34utanma yok. Şimdi sizin hiç utanma yok demek küfür müdür
04:37hakaret midir arkadaşlar? Yoksa bir durum tespiti midir? Bakın
04:41ben tekrar söylüyorum. Aday Asa Mahkemesi üç kere
04:45hakkımızda karar vermiş. Üç tane karar var Aday Asa
04:47Mahkemesi'nin. Yüksek Seçim Kurulu demiş ki siz soruyor
04:51musunuz? Siz Somalılara soruyorum bakın. Seçime
04:54gidiyorsunuz. Seçime gittiniz elinize bir tane pusula
04:56verdiler mi hepsini? O pusulaya baktınız partiler var,
05:00partilerin altında milletvekili aday listeleri var doğru mu? Ne
05:04yaparsın? Devlet bu değil mi? Yüksek Seçim Kurulu. Devletin
05:06seçimden sorumlu en üst kurulu. Bu kurul sana demiş ki sen
05:10bunlardan bir tanesine oy verirsen o kişi milletvekili
05:13seçilecek doğru mu? E sen devletine güvenmişsin. Yüksek
05:16Seçim Kurulu'na güvenmişsin. Demişsin ki bu milletvekilleri
05:19arasında benim hakkımı en güzel Can Atalay savunur. Onu oy
05:22vermişsin. Eee daha neyi tartışıyoruz? Gereken kadar
05:26insan yetmiş altı bin Hatay yurttaşı üstelik insanlar
05:31evlerini kaybetmişken çocuklarını kaybetmişken
05:33eşlerini kaybetmişken annelerini babalarını
05:36kaybetmişken acılarını yüreklerine gömmüşler belki
05:39kilometrelerce yol kat edip gelip haklarını arayacak onlar
05:45adına hesap soracak birisini milletvekili olarak seçmişler
05:47doğru mu? Peki Yüksek Seçim Kurulu Can Atalay'in
05:50vazmatasını verdi mi? Verdi. Verdi. Can Atalay'in vazmatasını
05:54avukatları aldı Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne götürdü mü?
05:57Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı kaydını yaptı mı?
06:00Meclis kütüğüne adı yazıldı. Hatay Milletvekili olarak özlük
06:06hakları verildi, odası verildi, danışmanları göreve başladı mı?
06:09Bakın dikkatinizi çekin, unutuluyor diye tekrar ediyorum
06:12bilen arkadaşlar kusuruma bakmasın. Devlet Bahçeli en
06:15yaşlı milletvekili olduğu için başkan seçilene kadar meclis
06:18başkanı en yaşlı milletvekilidir. Devlet
06:21Bahçeli bizi yemin törenine çağırırken Can Atalay'i yemin
06:25etmek üzere ismini okudu mu? Can Cezayir'de tutulduğu için
06:28gelemedi doğru mu? Peki başvurduk mahkemeler anayasa
06:33mahkemesi Can Atalay'in tahliye edilmesi gerektiğini hakikilerle
06:36Söyledi mi? E sen daha neye yargıtayın kararını olmayan
06:42kararını ben söylemiyorum anayasa mahkemesi söylüyor.
06:44Diyor ki bu karar yok hükmünde. Bu adam on dört Mayıs günü
06:47milletvekili seçildiği an itibariyle hakkındaki
06:50yargılama durur. Milletvekilliği bitene kadar bu
06:54yargılama durur. Bakın burada da yalana başvuruyorlar. Herkes
06:58bilsin ve hani televizyonuna bizim konuşmalarımızı
07:01vermiyorlar ya arkadaşlar. Sizden rica ediyorum bunu
07:03anlatın. Biz şöyle bir şey söylemiyoruz. Can Atalay
07:06hakkındaki dosya milletvekili seçildiği için düşer
07:09demiyordur. Bana sorarsanız vicdanen ben şu anda
07:12cezaevinde tutulan bütün gezi tutsaklarının haksız hukuksuz
07:15biçimde cezaevinde tutulduğuna inanıyorum. Hepsini tahliye
07:18edilmesi gerektiğine yargının siyasi kararlar verdiğine
07:21inanıyorum. Ama bunu bir kenara bırakarak söylüyorum. Herhangi
07:24bir milletvekili milletvekili seçildiği zaman hakkındaki
07:27yargılama dosyası rafa kaldırılmaz. Milletvekilliği
07:31süresince askıya alınır. Milletvekilliği bittikten sonra
07:34o dosya hakkında karar verilmesi gerekiyorsa gene o
07:37kararı verirsin. Ya da mecliste o milletvekilinin yargılanmasını
07:41gerektiren acil bir durum varsa Türkiye Büyük Millet Meclisi
07:44izin verir. Fezle kesini onayla der ki bu milletvekilinin
07:48yargılanmasına ben izin veriyorum. Daha önce bunun
07:51örnekleri yaşandı. O yüzden burada yaptıkları şey açık bir
07:55hukuksuzluk ve şunun için yapıyorlar bakın. Can Atalay
07:58yıllardır siz de tanıyorsunuz, biz de tanıyoruz, Türkiye
08:01kamuoyu da tanıyor. Can iki yıl cezaevinde kalacak diye,
08:05üç yıl cezaevinde kalacak diye, bir ceza alacak diye inandığı
08:08bir şey söylemekten vazgeçilecek mi arkadaşınız? Ya
08:11canını alsan o inandığı şeyi söylemekten vazgeçmeyecek.
08:14Yıllardır bunu göstermiş. Yani en mağdur durumda olan kimsenin
08:18yanında durmadığı zamanlarda işte Soma'da, Hendek'te,
08:21Anadağ'da, Ermenek'te değil mi? Bir sürü davada insanları
08:25yalnız bırakmamak için canını dişine takmış en zor davaları
08:29üstlenmiş bir avukattan bahsediyoruz.

Önerilen