• 2 ay önce
İYİ Parti Ankara Milletvekili Kürşad Zorlu, CHP'nin Can Atalay için TBMM'yi olağanüstü toplantıya çağırmasıyla ilgili sözlerine İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu'nun verdiği yanıtla ilgili açıklamalarda bulundu. Zorlu, ayrıca öğretmen atamaları, staj ve çıraklık mağdurları ile emeklilerin durumuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
(TBMM)- İYİ Parti Ankara Milletvekili Kürşad Zorlu, CHP'nin Can Atalay için TBMM'yi olağanüstü toplantıya çağırmasıyla ilgili sözlerine İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu'nun verdiği yanıtla ilgili "Dikkat çekmek istediğim husus, son yaşanan kavga görüntüleri maalesef toplum içerisinde bizi milletvekili olarak hiç istemediğimiz eleştirilerle karşı karşıya bıraktı. Vatandaşlarımız bunu sorguluyorlar. Bu tip görüntülere yol açacak yeni girişimlerin aslında Can Atalay'ın haklı davasına gölge düşürebileceğiydi. Eğer siyasi partim bir karar alırsa ben de Meclis'teki yerimi alırım diye şahsi görüşümü ifade etmiştim" dedi.

hbrlr1.com/cbbyfdclkckckl

Category

🗞
Haberler
Döküm
00:00Arkadaşlar hoş geldiniz. Öncelikle aracılığınızla
00:02ekranları başında izleyen çok değerli vatandaşlarımı saygıyla
00:07selamlıyorum. Türkiye tabii eğitimden sağlığa, ekonomiden
00:12sosyal yaşama kadar pek çok ağır sorunlarla yüzleşiyor. Bu
00:16sebeple birkaç önemli başlıkta milletimizin sorunlarını
00:20aracılığınızda değinmek ve kamuoyumuzu aydınlatmak
00:23istedim. Öncelikle öğretmen atamaları konusu uzun süredir
00:28gündemimizde ve bir türlü çözülemeyen bir problem haline
00:31geldi. Son olarak Milliyetin Bakanı Sayın Yusuf Tekin ve
00:35Bakanlığın yetkilileri münakatların açıklanmama
00:39sebebini Danıştay'da açılan davaya bağlamayı da
00:43başardılar. Bu vesileyle geriye dönük olarak bazı tarihleri
00:47hatırlatıp bunun ne kadar tutarsız bir yaklaşımı
00:50olduğunun altını çizmek istiyorum. Bildiğiniz gibi iki
00:53bin yirmi üç KPSS puanının açıklanmasının ardından
00:57öğretmenlerimiz yaklaşık bir yıl atama takvimini beklediler,
01:02açıklanmasını beklediler. Bizim pek çok çağrılarımıza rağmen bu
01:06konuda maalesef sürüncemede bırakıldı. Insanlarımız büyük
01:09bir kaygıyla karşı karşıya kaldılar. Ve biz bu süreçte
01:13yaklaşan sayıları bir milyonu bulan öğretmenlerimizin en az
01:18yüz bin atamayla yerleştirilmesini defaten
01:22teklif ettik, bu konuda çalışmalarımızı yürüttük. Ancak
01:25buna rağmen Mayıs ayının başında yirmi bin gibi bu
01:29ihtiyacı beklentiyi karşılanmayan bir rakam
01:32açıklandı. On dört Mayıs tarihinde ise daha büyük bir
01:36vahamet doğdu. Mülakatı mülakat gibi yapma kararı veren
01:40bakanlık bu kez yüzde elli mülakat kuralı getirerek sözlü
01:45mülakat KPSS puanıyla birlikte değerlendirmeye alacağını
01:50ifade etti. Ve biz o tarihte bir çağrıda bulunduk. Bu bir
01:55ancak kanunla yapılabilecek değişiklikti ve bu yönetmeliğin
02:00kanuna aykırı olduğu çok açık ortadaydı. Bakanlığa çağrıda
02:05bulunduk. Bu konuda çeşitli görüşmeler yaptık, yarışmalar
02:08yaptık ama maalesef yer adım atılmadı. Ve resmi gazete
02:13yayınlanmasından hemen bir hafta sonra yirmi bir Mayıs
02:17tarihinde ben Danıştay'da hakkımı kullanarak bu mülakat
02:21uygulamasını yargıya taşıdım. Bir bakın yirmi Temmuz'da yirmi
02:26bir Mayıs arasında yaklaşık iki aylık bir zaman olmasına
02:30rağmen mahkemede yürütme durdurma talebimizi
02:34sonuçlandırmadı. Oysa ki telafisi zor zararlar
02:39meydana getirebilecek bu tip idarenin işlem uygulamaları
02:43karşısında ne beklenirdi? Yürütme durdurmanın acilen
02:47karara bağlanması gerekiyordu. Ve sonra Temmuz ayının başında
02:52başlatılan mülakat uygulanması sona erdirildi. Ve günlerdir
02:57mülakat uygulanması açıklanmıyor. Şimdi dediğim
03:00gibi bakanlık da bu yargının vereceği muhtemel karara
03:04bağlıyor. Açıklamama sebeplerine. Bakın buradan
03:08söylüyorum. Madem ki yargının bunu iptal etme tehlikesini
03:13görüyorsunuz. Bizim çağrımızın ne kadar haklı olduğunu gösteren
03:18çok açık bir örnektir bu değerli arkadaşlar. Ama hukuktan
03:22da habersiz hareket edildiği çok açık. Çünkü herhangi bir
03:26yargı kararı olmaksızın süren bu gelişmeler karşısında bir
03:30sonuç alınmadığına göre mülakat sonuçlarının hemen açıklanması
03:34ve adayların bu yöndeki kaygılarını giderecek bir tutum
03:37sergilenmesi beklenirdi. Şimdi bakanlığa düşen hemen
03:41açıklamaktır. Ola ki bizim bu ııı açtığımız dava sonucu
03:46adaletin yerini bulması adına bir karar çıkarsa durum çok
03:50basittir. Adayları KPSS puanlarının yarısını almak
03:54suretiyle eşitlersiniz ve burada adaletsizliği de ortadan
03:58kaldırırsınız. Dokuz Eylül'de başlayacak bir eğitim öğretim
04:02takviminden bahsediyoruz. Bu öğretmenlerimizin yeri
04:05sınıflarıdır. Lütfen yeni bir adaletsizliğe sebep olmayın.
04:09Derhal sonuçları açıklayın diyorum. Ikincisi yine eğitim
04:14sistemimizin önemli hususlarından bir tanesi.
04:17Okullarda ücretsiz yemek konusu bir muammaya döndü
04:21değerli arkadaşlar. Biz İYİ Parti olarak bu konuda projesi
04:25en etkili olan siyasi partiydik ve bu konuda pilot çalışmalar
04:29gerçekleştirdik. Seçimden önce bunu defaten duyurduk. Ancak
04:33on dört Mayıs seçimlerinden önce okul öncesi öğrencilere
04:39bir öğün ücretsiz yemek vereceğini taahhüt eden siyasi
04:42iktidar Şubat iki bin yirmi üçte bu uygulamayı bir kez
04:48başlatmış ve üç ayın ardından bunu durdurmuştur. Beş milyona
04:53çıkaracaklarını taahhüt etmişlerdi. Maalesef yine bir
04:56buçuk milyon rakamında kaldı bu uygulama taşımalı eğitim
04:59alan öğrencilerde uygulanmakta ve bugün bir öğrencinin
05:05temizlik maddelerini içeren kırtasiye masrafları sekiz ila
05:10on bin düzeyine gelmiş durumda. Ve o tarihlerde okullara onar
05:15TL öğrenci başına kahvaltı parası gönderildi. Pek çok okul
05:19bunu uygulayamadı. Bize gelen şikayetler de bunlar. Şimdi
05:23siyasi iktidara buradan bir kez daha çağrıda bulunuyorum. Bu
05:27evlatlarımızın yaşam kalitesi, eğitim kalitesi, zihin açıklığı
05:34sebebiyle bu uygulamayı yeniden başlatmak zorundayız. Avrupa'da
05:39dünyanın pek çok ülkesinde ve toplamda dört yüz yirmi milyona
05:43yakın çocuk şu anda dünyada bu uygulamadan yararlanıyor
05:47değerli arkadaşlar. Benim ülkemin insanının, benim
05:50evladımın hiçbir eksiği yok. Bu konuda da çağrımı bir kez daha
05:53yenilemek istiyorum. Ve üçüncü bir toplumsal mesele çok fazla
05:57gündeme getirilmiyor. Yaşlı nüfusumuz ve bugün huzur
06:01evlerinin durumu arkadaşlar. Altını çizmek istiyorum. Bu
06:05konuda da vatandaşlarımızdan çok sayıda şikayet geliyor. Iki
06:09bin on sekiz yılında Türkiye'de yaşlı nüfusu yüzde sekizken
06:13bugün yüzde on bir düzeyini aşmış durumda. Ve yine aynı
06:18dönemde yaşlı nüfusumuzdaki yoksullaşma oranı yüzde on
06:23yediyken bugün yüzde yirmi iki seviyesine gelmiş durumda. Ve
06:27yine TÜİK'in yaptığı bir araştırmaya göre bugün altı
06:31milyon dört yüz sekiz bin hanede en az bir yaşlı
06:35bulunurken bir nokta yedi milyon hanede sadece bir yaşlı
06:40yaşıyor değerli arkadaşlar. Bu kadar büyük bir rakama ulaşmış
06:43durumda. Ve bu insanlarımız belirli gerekçelerle, ekonomik
06:48sıkıntılarla, yaşlılık ölüm korkusu gibi birçok sebeple
06:51huzur evlerinde kalmak istiyorlar. Peki huzur evleri
06:54buna müsait mi? Sırada bekleyen binlerce yaşlı insanımız
06:58maalesef büyük zorluklar içerisinde. Burada bir grafik
07:02göstermek istiyorum. Anayasamızın altmış birinci
07:06maddesi devlet yaşlıları korur diyor. Çok açık bir ifade
07:10değerli arkadaşlar. Ve huzur evlerinin şu anki geldiği
07:13seviyeyi gösteriyorum. Özellikle özellikle ııı iki bin on
07:20yılından itibaren huzur evlerinin sayısında aşağı doğru
07:24bir yönelim görüyorsunuz. Şu an itibariyle yüz altmış sekiz
07:28huzur evinde on dört bin yedi yüz elli yedi yaşlımız bakım
07:34hizmeti görüyor. Fakat burada önemli olan şu, kapasite on
07:38yedi bin olmasına rağmen bekletilen on binlerce insandan
07:42bahsediyoruz. Bunun temel bir sebebi var. Çünkü plansız bir
07:48harita çıkarılmadan hangi illerde ne kadar yoğunluklu bu
07:52insanlarımızın talepleri görülmeden bir planlama ve
07:55tesisleşme söz konusu. Buradan Aile ve Sosyal Politikalar
08:00Bakanlığı'na seslenmek istiyorum. Derhal artan bu
08:03yaşlı nüfusumuzu dikkate alarak bütün illerimizde bir envanter
08:07çıkarıp huzur evlerimizin sayısını hem adil bir şekilde
08:11dağıtmak zorundayız hem de kapasitesini ve etkinliğini
08:14buna göre düzenlemek zorundayız. Yine bu konuyla
08:17bağlantılı iki rakam vermek istiyorum. Maalesef bakıma
08:22muhtaç olan veya engelli olan yaşlılarımız için devlet evde
08:27bakım aylığı olarak dokuz bin yetmiş yedi TL ödemekte. Ancak
08:32huzur evlerindeki kapasite sorunu sebebiyle bir aile veya
08:37bir yaşlı kendisini özel bir huzur evine götürmek istediğinde
08:42yaklaşık kırk bin dolayında kırk bin TL dolayında bir
08:47masrafla karşı karşıya kalıyor. Ve devlet oraya
08:50gittiğin zaman senin elindeki bu maaşı da keserim diyor. Bu
08:55nasıl bir uygulama değerli arkadaşlar? Ben pek çok özel
08:58huzur eviyle görüştüm. Onların da talepleri şu. Madem devletin
09:02huzur evleri birikti, madem bu kapasiteyi karşılayamıyor, o
09:06halde bize bazı istisnalar getirilsin. En azından
09:10yaşlılarımızın aldıkları bu ücretler kesilmesin, bize
09:14doğrudan bunu aktarabilsinler şeklinde bir önerileri var.
09:17Bunu da sizler aracılığıyla kamuoyumuza ifade etmek
09:21istiyorum. Değerli arkadaşlar bugün aramızda staj ve çıraklık
09:26ııı mağdurları federasyonu başkanı ve değerli
09:30arkadaşlarımız burada. Birbiriyle bütünleşik iki
09:33meseleyi son olarak gündemimize getirmek istiyorum. Kademeli
09:37emeklilikte bunun bir parçasıdır. Esasında bir büyük
09:42yapısal sorunun parçalarıdır bu. Son olarak çıkarılan EYT
09:46yasasıyla maalesef adalet terazisi bir kez daha
09:49sarsılmış bir günle on yedi ile yirmi yıl kaybeden maalesef
09:56milyonlarca insanımız söz konusudur. Yirmi yılı çok fazla
09:59kullanılmıyor