CHP Eskişehir Milletvekili Çakırözer, Eskişehir'deki Yunusemre Halk Çarşısı'nı ziyaret ederek esnafın ve alışveriş yapmaya gelen yurttaşların sorunlarını dinledi.
Category
🗞
HaberlerDöküm
00:00Fiyatı falan hesaplamadık da. Öğretmen normalde bize şey
00:03atacak. Ama normalde biz de sınavını aldık. Bayağı pahalı
00:08yani. Yürüdü yani. Bütün ürünler. Kıyafet olsun,
00:12pantolon olsun. Ne kadar artmış mesela? Aldıklarınız ne kadar
00:15artmış? Kaç alıyordun? Kaç aldın? Ya eflasyon üstünde çok
00:18artıyordu. Öyle şey yani. Asya ücreti bir kere iki kere zam
00:21gelirken, günlere göre on kere zam gelir. Ayakkabı ayakkabıdan
00:26tut. Şuradan tut. Ya bütün gıdadan tut. Her şeyden tut
00:30biliriz. Hani efendim bu aşırı normalde bir TL var bir TL.
00:34Bir TL mesela çocuklar rahat bir şekilde çikolata, dondurma
00:38etinin marka olarak alabiliyorken şu an bir TL iki
00:41TL var. Para değil yani. Ayrıca varı cebimizde boşuna taşıyoruz
00:45yani. Şimdi biz pantolona bakacağız fiyatlara. Burada
00:48uydunsa buradan alacağız. İnternetten uydunsa oradan
00:51alacağız. Artık nerede uydun orayı takip ediyoruz. Mecburen.
00:54Size söylemiyoruz. Sürekli artıyor. Bazen var takip
00:57edemiyoruz yani. Mesela marketten de bir şey olsun. Bir
00:59şey alıyorum. On gün sonra gidiyorum. Yine artmış. Ama şimdi
01:03maaşı konmamış. Ama ürünlere azar azar iki iki üç üç beş beş
01:07koyuyorlar yani. Sezdirmesin öyle söyleyeyim ben size.
01:11Aynen biriktiğinde bir yılın sonunda bir bakıyorsun. Dünya
01:13maaşı da geçmiş. Aynen. Maaşlar öyle artmıyor ama. Öyle
01:16artmıyor. Yani bir şey bitirmeye korkuyorum. Şu bitti
01:19deyince acaba ne kadar pahalı olmuştur diye korkuyorum. Tekrar
01:23Kalem, defter. Aynen. Şey boyu büyüdüğünde. Çocuk küçük
01:29kaybettiği oluyor. Almak zorunda kalıyoruz. Her seferinde
01:35bir daha. Mecburen alıyoruz yani. Atayım bunu aldım. Çocuk
01:40kaybetti. O vakit o oluyor. Çocuk yani. Biraz sonra
01:42gidelim daha fazla. Öğretmenimiz marka yazıyor.
01:45Ona göre almak zorunda kalıyoruz. Tabii listede
01:48yazılıyor. Yani sadece bizim çarşıda değil. Türkiye genelinde
01:54yani. Millet bir kere gıdasından kıskanıyor
01:57basitinden. Bırak yani ayakkabıyı. Buraya gelme.
02:00Gıdasından. Nasıl gelme? Yani ne yapsın? Anlasın. Birini
02:06alıyorsa eski sisteme dönüştü. Sen büyüksün. Senin eskinlik
02:11küçüğünle. Senin eskin küçüğünle. Bir de sana ihtiyaç
02:16varsa onu. Bunu da bunun altına koyalım.
02:25Bir tane de böyle kısa kolluk hangisini koyalım? Bu uzunu, bu
02:29kısası, o bu pantolonu şöyle. Bir tane de şöyle bir şeker
02:34ilkokulu dediğimiz biliyorsunuzdur. Bu ilkokul
02:38birin şeyi oldu öyle mi? Evet. Bu ilkokul birin takımı.
02:42Şimdi kız erkek fark etmiyor mu? Fark etmiyor. Ne kadar şimdi?
02:47Bu böylece bin beş yüz elli lira. Bin beş yüz elli lira.
02:50Evet. Evet. Bunların üçünü bin lira montta beş yüz elli lira
02:57bin beş yüz elli lira. Şimdi çoğunlukla iki çocuk varsa üç
03:01bin lira. Üç bin lira. Başlangıç daha. Yani ayakkabı yok. Kitap
03:05yok. Ayakkabı yok. Kitap yok. Çanta yok. Iıı ki bunlar ııı
03:10beyaz olduğu için birer tane de yetersiz. Yani bunlara
03:14muhakkak bir pantolon ııı hiç de olmazsa bir uzun kollu.
03:19Bütçesi müsaitse bir kısa kolluğu daha yedek almasında
03:22fayda vardır. Çünkü çocuk günlük kirlettiğinde yenisini
03:26giymesi icap eder. Kış şartlarında. Ne yedek alacak?
03:29Tabii. Yedeğini de alması lazım. Oldu iki bin. Yani ııı iki
03:34bin, iki bin beş yüz civarı bir çocuk. Evet peki.