DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, AKP iktidarının ekonomi politikalarını eleştirerek enflasyonun ücretlerden kaynaklanmadığını belirtti. Açıklamalarında, resmi enflasyon rakamlarının yanıltıcı olduğunu ve gerçek mücadelenin üretim odaklı olması gerektiğini vurguladı. Çerkezoğlu, yoksullaşmanın temel nedeninin yüksek enflasyon ve hükümet politikaları olduğunu ifade etti ve ücretleri baskılayarak çözüm bulmanın mümkün olmadığını söyledi.
Haber: Eren CESUR / Kamera: Ünal AYDIN
(ANKARA) - DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, AKP iktidarının ekonomi politikalarını eleştirerek; "'Enflasyonun nedeni ücretler' dediler, yıl ortasında asgari ücreti artırmadılar ama ne oldu? Milyonlar açlıkla yüz yüze kalırken enflasyon düşmedi. Dolayısıyla enflasyonla, üretime dayalı gerçek bir mücadele şart. Ücretleri baskılayarak enflasyon düşmez, ücretleri enflasyonun sebebi olarak göstermekle de enflasyon düşmez.
hbrlr1.com/cbtlwttdkckckl
Haber: Eren CESUR / Kamera: Ünal AYDIN
(ANKARA) - DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, AKP iktidarının ekonomi politikalarını eleştirerek; "'Enflasyonun nedeni ücretler' dediler, yıl ortasında asgari ücreti artırmadılar ama ne oldu? Milyonlar açlıkla yüz yüze kalırken enflasyon düşmedi. Dolayısıyla enflasyonla, üretime dayalı gerçek bir mücadele şart. Ücretleri baskılayarak enflasyon düşmez, ücretleri enflasyonun sebebi olarak göstermekle de enflasyon düşmez.
hbrlr1.com/cbtlwttdkckckl
Category
🗞
HaberlerDöküm
00:00Şimdi Türkiye çok yüksek enflasyonlu bir sürece girdi ve
00:04ııı bu yüksek enflasyonlu süreç Türkiye'de milyonlarca işçinin,
00:07emekçinin, emeklinin, kamu çalışanlarının, bütün
00:10emekçilerin çok ciddi yoksullaşmasına sebep oluyor.
00:13Bunun aslında esas olarak iki tane nedeni var. Birincisi
00:16Türkiye'de bütün emek gelirleri TÜİK tarafından açıklanan resmi
00:20enflasyona göre belirleniyor. Ikincisi de enflasyon Türkiye'de
00:24doğru ölçülmediği için yani gerçeğin çok altında
00:27baskılanmış enflasyon rakamları nedeniyle ve bütün ücretler de
00:31o resmi enflasyon rakamı üzerinden belirlendiği için
00:34gerçek enflasyon karşısında her gün daha fazla yoksullaşan her
00:38gün alım gücü gerileyen ııı işçiler, emekçiler olarak
00:41hayatımızı sürdürmeye çalışıyoruz. Ve ııı hükümetin
00:45enflasyon tahminleri de aynı zamanda ücretleri belirleyen
00:48önemli bir gösterge haline geldi. Biliyorsunuz hem
00:52orta vadeli programda hem on ikinci kalkınma planında
00:55hükümet sürekli bir takım enflasyon tahminlerinde
00:58bulunuyor ama daha sonra bunu revize etmek zorunda kalıyor ve
01:00hiçbir zaman tutmayan ve her zaman gerçek enflasyonun bu
01:04rakamın çok çok üstünde olduğu TÜİK'in açıkladığı resmi
01:07enflasyonun da yine tahmin edilenin üzerinde olduğu bir
01:11süreci yaşıyoruz. Bu ücretlerin daha da fazla düşmesine alım
01:15gücünün daha da fazla gerilemesine sebep oluyor.
01:17Üstelik özellikle geçtiğimiz hafta açıklanan orta vadeli
01:21programda hükümet ııı bir sonraki yılın örneğini önümüzdeki
01:24yıl için belirlenecek asgari ücret konusunda hedeflenen
01:27enflasyon üzerinden asgari ücretin belirleneceğini ifade
01:31ediyor. Iki bin yirmi beş yılı içinde hükümetin hedeflediği
01:34enflasyon beklentisi yüzde on yedi on sekiz civarında. Yani
01:38diyorlar ki iki bin yirmi beş asgari ücretini yüzde on yedi
01:41on sekiz beklenen enflasyon üzerinden yapacağız. Hani onun
01:44üzerine belki iki üç puan da kendileri eklerler. Ama bu
01:47bütün emekçilerin asgari ücretle çalışanlar başta olmak
01:51üzere bütün işçilerin emekçilerin çok ciddi bir
01:54biçimde yoksullaşması demek. Bu politikadan vazgeçilmesi
01:57şart. Birincisi enflasyon doğru ölçülmeli, enflasyon düştü
02:01demekle düşmüyor çünkü ikincisi de bütün emek
02:04gelirlerinin sadece resmi enflasyon rakamı üzerinden
02:07belirlenmesi beklenen enflasyon üzerinden belirlenmesi bu
02:11yoksullaşmayı çok ciddi bir biçimde artırıyor. Diğer bir
02:14önemli nokta da özellikle söylemek istediğimiz çünkü
02:17ııı hükümet yetkilileri tarafından çokça ifade edilen
02:21ve bütün bir topluma ııı söylenen bir şey var. Enflasyon
02:25nedeni ücretler olarak gösteriliyor. Bu kocaman bir
02:27yalan. Türkiye'de enflasyonun nedeni ücretler asla değil.
02:31Bütün ekonomik ııı veriler, bütün bilim insanlarının ııı
02:35ifadelerinde çok açık bir biçimde ııı görüyoruz ki
02:39enflasyonun nedeni ücretler değil. Ücretler çok küçük bir
02:42etken. Türkiye'de bu yüksek enflasyonun nedeni her şeyden
02:46önce dolarizasyondur, bazı arz problemleridir ve esas olarak
02:49şirketlerin, bankaların aşırı karlarıdır. Yani sermayenin
02:53aşırı karı nedeniyle Türkiye'de enflasyon yüksek. Eğer
02:57enflasyonla gerçek anlamda bir mücadeleye verilmesi
03:00düşünülüyorsa enflasyonun nedeninin bir kere doğru
03:03teşhis edilmesi lazım. Teşhis yanlış olunca tedavi de yanlış
03:06olur çünkü. Enflasyonun nedeni ücretler dediler. Iıı yıl
03:10ortasında asgari ücreti arttırmadılar ama ne oldu?
03:13Milyonlar açlıkla yüz yüze kalırken enflasyon düşmedi.
03:17Dolayısıyla enflasyonla gerçek bir mücadele üretime dayalı
03:20kalıcı güvenceli istihdam yaratacak üretime dayalı bir
03:24ekonomik politika ve enflasyonu yaratan gerçek sebeplerle etkin
03:28bir mücadele şart. Ücretleri baskılayarak enflasyon düşmez.
03:32Ücretleri enflasyonun sebebi olarak göstermekle de enflasyon
03:36düşmez. Ücretleri bu şekilde düşürerek en fazla alım gücünü
03:41düşürüp milyonları açlıkla, yoksullukla yüz yüze
03:44bırakırsınız ki bugün Türkiye'de yaşanan da budur.
03:46Şimdi kim nereye giderse gitsin ister bakan olsun, ister
03:49cumhurbaşkanı olsun, ister merkez başkanı olsun, Merkez
03:52Bankası Başkanı olsun, kim nereye giderse gitsin. Eee bu
03:55ülkede yaşayan seksen beş milyon insanla temas ettiğiniz
03:58anda en önemli sorunun, en güncel meselenin geçim derdi
04:02olduğunu herkes görür ve herkes bu gerçeklikle yüz yüze kalır.
04:05Çünkü gerçekten bugün Türkiye Cumhuriyet tarihinin bölüşüm
04:09anlamında yani ürettiğimiz değerin bölüşümü anlamında yüz
04:12yılını geride bıraktığımız cumhuriyet tarihimizin en kötü
04:15dönemini yaşıyoruz. Hepimiz çalışıyoruz, hepimiz
04:17üretiyoruz. Ama emeğin, emekçilerin, çalışanların eee
04:21ürettiğimiz değerden aldığı pay cumhuriyet tarihinin en düşük
04:24düzeylerinde yüzde yirmi beş yirmi altılara düştü. Bu ne
04:27demek? Öyle bir düzen kurdular ki Türkiye'de bu düzenin bütün
04:30çarkları vergi politikasından ücret politikasına kadar bu
04:34düzenin bütün çarkları zengini daha zengin, yoksulu daha
04:37yoksul yapmak üzere dönüyor. Bu da milyonların yoksullaştığı
04:41çok küçük bir azınlığında hızla zenginleştiği gelir ve
04:44servet dağılımında olağanüstü bir adaletsizliğin yaşandığı
04:47bir ııı dönemi ortaya koydu. Bu kara tablonun nedeni ülkeyi
04:51yirmi iki yıldır yöneten iktidarın politikaları,
04:54onların ııı sınıfsal ve siyasal tercihleri. Şimdi bu iktidarın
04:59sözcüsü olan kişilerin bu ııı gerçeklikte yüz yüze kalması da
05:03son derece doğal. Ama burada yapılması gereken şey iktidar
05:07sahibi olanlar açısından, ülkeyi yönetenler açısından ve
05:09bu kara tablonun müsebbibi olanlar açısından yapılması
05:13gereken şey bunu değiştirecek adımlar atmaktır. Bunu
05:16değiştirecek adım da çok açıktır. Hepimiz çalışıyoruz,
05:19hepimiz üretiyoruz, hepimizin çalışarak ürettiği toplam
05:22değer bu ülkenin seksen beş milyon insanını işçisini,
05:26emekçisini, emeklileri, işsizleri, kadınları,
05:29gençleri, çocuklarımızı insanca yaşatmaya yeter de artar bile.
05:33Yeter ki tercihler değişsin. Yeter ki sürekli olarak
05:36yoksuldan alıp zengine veren bu politikalardan vazgeçilsin.
05:40Bu tablonun tam tersi mümkündür. Tam tersi mümkündür. Bunun için
05:44tercihler ve politikalar değişmelidir. Bunun için
05:47iktidarın yapması gereken bu yönde bizim disk olarak ııı
05:50söylediğimiz gelirde adaleti, vergide adaleti sağlayacak somut
05:54adımların atılması, somut politikaların hayata
05:56geçirilmesidir.