Category
🛠️
Yaşam tarzıDöküm
00:00hikayeleri.
00:30Sayın seyirciler Meltem TV ekranlarına hoş geldiniz.
01:00Meltem TV ekranlarında, sağlık ölçesinde bugün önemli bir konu ağırlayacağız ve
01:05önemli bir konu konuşacağız.
01:07Konuyu konuşacağız.
01:08Fitoterapi.
01:09Peki, fitoterapi konusunda kim bizlerle birlikte, değerli bir konumuz bizlerle birlikte
01:13Dr.
01:14Hakan Özgül bizlerle ve fitoterapiyi konuşacağız.
01:17Sağlığımıza ve birçok önemli hastalıklara desteğin katkısını ve büyük problemlerle
01:24alakalı, kanser gibi ağır hastalıklarla alakalı mücadelede fitoterapinin bu noktada
01:29bize katkılarını değerlendirmeye çalışacağız.
01:31Ben hemen sözü konuma bırakmak istiyorum.
01:34Sayın Özgül yayınımıza hoş geldiniz.
01:36Hoş bulduk.
01:37Sağ olun.
01:38Teşekkür ederim.
01:39Evet, bugün önemli bir konuyu konuşacağız.
01:40Sizlerle fitoterapiyi konuşacağız ve fitoterapi denince aklımıza gelen ilk isimlerden biri
01:44sizsiniz.
01:45Ciddi çalışmalarınız var bu noktada ama ilk önce sizi tanıyabilir miyiz?
01:51Ben tıp doktoruyum Hakan Özgül.
01:55Bunu söylemeye gereği şundan dolayı hissettim.
01:57Fitoterapiyi kimler yapar konusuna da biraz sonra gireceğiz.
02:01Bunun iyi anlaşılması çok önemli.
02:03Kesinlikle.
02:04Ama fitoterapi dediğimiz bitkilerle tedavi için sadece doktor olmak da yetmiyor.
02:09Kesinlikle.
02:10Yani 6 sene bir fakülteyi okuyup eğitim almanız gerekiyor ama bitkilerle de tedavi
02:19yapabilmek için yani fitoterapist olabilmek için ayrıca bir eğitim almanız gerekiyor.
02:24Muhakkak.
02:25Bu kişisel yapılan bir eğitim de değil.
02:27Yani Sağlık Bakanlığı şu anda doktorların fitoterapi uygulamalarını yapabilmelerini
02:32için bir seminer düzenlemiştir.
02:36Daha doğrusu bir kurs eğitim programı düzenlemiştir.
02:39Sertifika programı.
02:41Bir doktorun buraya da katılıp uzun süren öyle bir iki haftalık bir kurs değil bu.
02:47Yani bir yıla yakın süren uzun süreli bir eğitim.
02:52Buna katılıp bu fitoterapi uygulama yetkisini alması gerekiyor.
02:58Aksi takdirde zaten bir doktorun fitoterapi dediğimiz tedaviyi yani bitkisel tedaviyi
03:04dediğimiz tedaviyi yapması mümkün değil.
03:07Yapmaması lazım daha doğrusu.
03:09Kesinlikle.
03:10Ama ben sadece buna da yetinmeyen bir insanım.
03:13Yani sadece bakanlığın bu verdiği eğitimleri alanda bir kişi de değilim.
03:18Ayrıca tıbbi ve aromatik bitkilerle ilgili ayrı bir fakülteyi de okudum.
03:23Tıp fakültesinden başka.
03:25Bir de fitoterapiyle ilgili yani bitkisel tedaviyle ilgili bir yüksek lisans yaptım.
03:31Çok güzel.
03:32Bu yüksek lisans bir tıp fakültesinde.
03:35Daha doğrusu eczacılık fakültesinde.
03:37Yani ders veren hocaların büyük bir bölümü.
03:40Eczacılık fakültesinin hocaları.
03:43Sağlık bilimleri enstitüsü bünyesinde Eskişehir'de.
03:47Aynı zamanda bir yüksek lisans eğitimimiz de oldu.
03:50O da iki yıllık bir program.
03:53Kaldı ki bizim kendi çalışmalarımız da yani bitkisel tedavilerle ilgili çalışmalarımız çok eskiye dayanıyor.
04:03Fakülte yıllarımıza yani öğrencilik yıllarımıza kadar dayanıyor.
04:07O zamanlardan bitkisel tedavinin önemli olduğunu ve gelecekte daha da fazla önem kazanacağını o zamanlar ben fark etmiştim.
04:16Nasıl fark etmiştim?
04:18Çevremdeki tecrübelerden.
04:20Yani çevremde gerçekten iyileşmeyen, bu hasta asla iyileşmez denilen kimi kalp hastaları,
04:27kimi ağır felç olmuş yani ensefalit geçirmiş işte bir çeşit bitkisel hayata girmiş veya benzeri hayatlara girmiş insanların.
04:37Bir şekilde o zamanlarda tabii ki yurt dışında ağırlıklı olarak.
04:43Çin bu konuda dünyada önde olan ülkelerden bir tanesi.
04:47Çin'den temin ettikleri bitkisel tedavilerle nasıl faydalar o hastalarda oluştuğunu bire bir gözlemlediğim için
04:56niye bu konunun üzerinde durmayalım diye kendi kendime söylemiştim ve eğitimim sırasında da eğitimimden sonra da sürekli kendimizi bu konuda geliştirmek için bir çaba içerisinde bulunduk.
05:09Uzun yıllara dayanan bir eğitim süreci geçmiş bu arada.
05:11Tabii ki az değil yani oldukça uzun bir süre.
05:14Fakültesi bittikten sonra.
05:15Tabii.
05:16Hatta dediğim gibi fakülte bitmeden başlayan bir süreç.
05:19Ondan sonra tabii ki bu sertifika programlarından sonra bunun doğrudan kendi eş, dost, ahbab çevremize uygulamaların dışında hastalara uygulama aşaması da gelip
05:32klinik tecrübeler de oluşmaya başlayınca tabii ki süreç farklı bir boyuta kavuşmuş oldu.
05:42Pitoterapi sonuçta bitkilerle tedavi demek olduğu için bitkiler bitmediği müddetçe, bitkilerin içindeki maddeler bitmediği müddetçe pitoterapinin ufku da asla sona ermez.
05:53Evet.
05:54Evet bizim pitoterapiyi biz Sağlık Bakanlığı olarak geleneksel ve tamamlayıcı bir tıbbi tedavi olarak tanımlıyoruz.
06:04Yani Sağlık Bakanlığı pitoterapiyi birkaç tane başka ve benzeri tedavi yöntemleri gibi akapunktur tedavisi gibi homopati gibi benzeri birkaç tane tamamlayıcı tıbbi tedavi yöntemleri var.
06:17Bunlara Getat, geleneksel ve tamamlayıcı tıbbi tedaviler programı şeklinde Sağlık Bakanlığı tanımlıyor ve 2014 yılından itibaren de daha öncesinde değildi.
06:29Yani tıbbi bitkilerle ilgili bilgiler tabii ki çok eskiye dayanıyor ama bunun bir tedavi yöntemi olarak uygulanmasının meşru kılınması, bakanlık açısından meşru kılınması 2014'ü bulunuyor.
06:44Yani 2014 yılından sonra pitoterapi Sağlık Bakanlığı'nın da kabul ettiği resmi bilimsel bir tedavi yöntemidir.
06:54Biz aslında bu konuda Avrupa'nın gerisinde kaldık. Avrupa yani 2014'ten çok daha önce 1980'li yıllardan itibaren bilimsel çalışmalarını da önemli oranda tamamlayıp pitoterapiyi bir tıbbi tedavi yöntemi olarak sunmuştur.
07:12Daha sistemli bir hale getirdi aslında. Eskiden aslında lafınızı unutmayın ama bilirsiniz eskiden tıbbın bu kadar gelişmediği dönemlerde işte bitkiler konusunda uzman mahallemizin ne bileyim çok önemli isimleri olurdu.
07:27Başta annelerimiz, teyzelerimiz olurdu. Bitkileri kaynatır ona göre işte soğuk algınlığı için ayrı ya da kısırlık ya da daha başka tedaviler için başka bitkileri karıştırarak hazırlayarak içirdiği o kadim bilgilerin aslında şimdi sistemli bir hale geldiğini belki de görebiliriz değil mi?
07:44Şimdi bakın pitoterapinin tarifinde bir geleneksel, iki tamamlayıcı tıbbi tedavi diyoruz. Geleneksel aslında o dediğiniz şeylere dayalı. Yani geçmiş dönemde insanların bitkileri kullanma tecrübelerindeki bilgi birikimi bizim pitoterapide çok önemli bir unsuru teşkil ediyor.
08:04Bir bitkinin geleneksel kullanılmış olması hem Avrupa Birliği bünyesinde ki bu mevzuat Avrupa Birliği uyum yasasının adında da düzenlenmiş bir şeydir. Hem Avrupa Birliği ülkelerinde hem de dış ülkelerde geleneksel olarak kullanılmış olması bir bitkinin kullanılabileceğiyle ilgili önemli bir done.
08:29Kaldı ki bitkilerle ilgili tecrübemiz sadece bahsettiğiniz köylerdeki veya çevremizdeki o yaşlı tecrübeli insanların kullanımından ibaret değil. İbn-i Sina da bir pitoterapistir. Yani bugün 15. yüzyılda yaşamış bir tıp adamı olan İbn-i Sina da aslında ne tedavisi yapmıştır?
08:48İnsanları bitkilerle tedavi yapmıştır. Aslında o zamanın önemli bir pitoterapistidir. Dünya çapında bir insandır ve yazdığı eserler tıp kitapları tedavilerle ilgili tıp kitapları Avrupa'da 300 yıl o zamanki tıp fakültelerinde 300 yıl boyunca okunmuştur.
09:03Sadece o da değil Anadolu'da başka Hipokrat mesela bizim her doktorun Hipokrat yemini ederek yani fakülteden mezun oluyoruz ya o Hipokrat da İbn-i Sina'dan daha önceki yıllarda yine Anadolu'da yaşamış yine bitkilerle ilgili kitaplarını yazmış bir tıp adamıdır.
09:21Tıp adamıdır yani pitoterapistir. Dünyanın her yerinde aslında böyle İbn-i Sina'lar Hipokratlar var. Niye? Her yerde hastalıklar var insanlık tarihi boyu kadar her yerde hastalıklar var ve her yerde bu hastalıkların çözümüyle o zaman ilgilenen insanlar çıkmış.
09:38Yani Çin'in de bir Hipokratı var Çin'in de bir İbn-i Sina'sı var Avrupa'nın da öyle Afrika'nın da böyle uzak Amerika'nın da böyle Orta Doğu'nun da böyle her coğrafyada bitkilerle ilgili geçmiş dönemlerde tıp adamları çıkmış.
09:54Çoğu kez de onlardan alınan bilgilerle de halk içerisinde bu bilgileri alıp da uygulayan insanlar oluşmuş. Yani herkes bu bilgileri belki yeteri kadar bilemezdi ama bazı insanlar bazen bir yaşlı kadındır bazen yaşlı bir amcadır kendi deneyerek bulduğu şeyler değil.
10:18Bir anlamda öyle aslında bir bakarsanız bu İbn-i Sina'ya belki dayanıyordur Hipokrat'a dayanıyordur. Anadolu'daki tecrübeleri için konuşuyorum. Çin'deki tecrübeleri de başka.
10:29Ama pitoterapi sadece bunlarda ibaret bir konuda değil. Özellikle modern çağda yani 1900'lü yıllardan itibaren hele ki onun son yarısından itibaren bitkilerle ilgili çok geniş bilimsel çalışmalar da yapıldı.
10:45Bu bilimsel çalışmaların belki başlangıçta ilaçların geliştirilmesine katkı sağladığını görüyoruz. Yani bir çok kullandığımız ilacın temellerinde, bugün kullandığımız ilaçların temellerinde yine bitkilerin varlığını görüyoruz.
11:01O yüzden eziacılar da bu konuyla çok yakın alakalılar. İlaç yapımı konusu özellikle farmakognozi denilen eziacılığın bir dalını oluşturuyor. Yani bitkilerden istifade ederek ilaç yapımı konusunu ilgilendiren bir bilim dalı eziacılığın içerisinde.
11:17Onlar bu konuyla ilgili çok ilgilendiler. Hala da ilgilenmeye devam ediyorlar. Dünyanın bir çok yerinde eziacılar da değişik yeni modern çağ dediğimiz ilaçların bile geliştirilmesi için bitkilerden istifade ediyorlar.
11:33Bitkilerde iki çeşit madde var temel sınıflandırma olarak. Biz buna primer metabolitler ve sekonder metabolitler deniyoruz. Yani birinci il temel maddeler, ikinci il temel maddeler. Ne demek bu?
11:50Birinci temel maddeler genel sınıflandırdığımız proteindir. Yani bitkilerde protein var. Ette olduğu gibi bitkilerde de protein var. Bitkilerde karbonhidrat var, şeker var. Bitkilerde yağlar var. Bunlar gibi temel maddeler var.
12:12Biz insanlar olarak bitkilerden bazen bu sebzedir bazen meyvedir baya başka bir bitkidir. Biz bu maddeleri alarak ne yaparız? Bu maddeleri alarak vücut fonksiyonlarımız için bunları ham madde olarak kullanırız.
12:27Yani bitkilerden aldığımız proteini mesela örnek veriyorum işte buğdayda protein vardır, fasulyede protein vardır, bezelyede protein vardır. Biz buradan aldığımız proteini ne yaparız? Vücutta sindirim yoluyla parçalarız.
12:44Alt parçalarına böleriz yani tuğlalara böleriz diyelim. Yani aldığımız duvarları proteini bir duvara benzetirseniz tuğlalardan oluşmuş bir yapı. Biz bunu alırız ama bunu vücutta parçalarız tuğlalara dönüştürürüz. Bu parçaları alırız vücudumuz kendisi kendine özgü arzu ettiği ihtiyaç olan yeni bir duvar örür.
13:09Yani oradaki bitkilerdeki proteinleri, şekerleri yani karbonhidratları ve yağları ham madde olarak alır kullanırız. Dolayısıyla bu nedir? Bizim beslenmemizdir aslında. Yani beslenme için biz bitkilerdeki bu birincil temel maddeleri alır kullanırız.
13:25Bu birincil temel maddeler bizim beslenmemizle ilgili olduğu gibi çoğu kez bitkilerin kendi beslenmeleri ve yapılarıyla da ilgili temel fonksiyonlar için onlarda vardır. Bitkilerin temel fonksiyonları için onların kullandığı maddelerdir. Onları da biz alıp kullanıyoruz. Ve bunlar birçok bitkide birbirine benzerdir. Birbirlerinden çok fazla farklı değildir.
13:51Yani bir bitkideki protein, öbür bitkideki protein veya yağlar öbür bitkideki yağlara veya karbonhidratlar öbür bitkideki karbonhidratlara benzer. Ama bir de daha alt maddeler var. Biz bunlara sekonder, ikincil maddeler diyoruz.
14:10Bu maddeler ise bitkilerin kendilerini dünyaya yani çevre koşullarına adapte etmek için kullandığı özel maddeler. Kendine özgü. Yani bir bitkideki bir madde o bitkinin diyelim ki soğuk dışarıdaki bir madde bir etme soğuğa maruz kaldığı zaman bitki bu soğuğa karşı kendini güçlendirecek bir madde üretiyor.
14:37Ayakta kalmak için.
14:38Ayakta kalmak için bir madde üretiyor. Ama bir başka bitki başka bir madde üretiyor. Veya sıcak. Bir bitki sıcağa maruz kaldığında sıcakla baş edebilmek için bir bitki bir madde üretiyor öbür bitki başka bir madde üretiyor. Bunları çoğaltabiliriz.
14:55Tuzluluk oranı yani tuzluluk çok arttı. Susuzluk, kuruluk buna karşı bitkinin kendi bünyesini güçlü hale tutabilmek için maddeler üretiyor. Her biri de kendine özgü maddeler. Bazen dış canlılara karşı da bir şeyler üretiyor bitki.
15:14Kesinlikle.
15:15Dışarıdaki bir bitkinin dışarıdaki bir mantara karşı bitkiler hani küflenirler ya.
15:20Aynen. Zarar görürler.
15:21Zarar görürler.
15:22Bundan etkilenmemek için.
15:24Mesela tarımsal ziraya ilaçları niye yapıyoruz? O bitkilerdeki o zararları önlemek için kullanıyoruz.
15:30Ama bitkinin kendisi de dışarıdan gelen bu tip zararlı mantardır, böcektir veya bakteridir, virüstür bunlara karşı da kendini savunmak için maddeler üretiyor.
15:44İşte bu maddeler bitkinin kendisinin ürettiği, kendi faydası için ürettiği bu maddelerin birçoğunun biz aldığımızda bizde özel fonksiyonları da gördüğünü görüyoruz.
15:58Bizde de katkısı alıyor. Aynı görevi görüyor.
16:01Benzeri görevler görüyorlar veya farklı görevler görüyorlar.
16:05Yani bunlar bu maddeler alınıp parçalanıp parçalara bölünüp ham madde olarak kullanılmayıp doğrudan bütün olarak alınıp vücutta fonksiyon görüyorlar.
16:17İşte bitkilerle ilgili incelemeler yapıldıktan sonra bu sekonder metabolitler kavramı, bitkilerdeki bu özel maddeler kavramı ortaya çıktığında ve bunların insandaki tıbbi etkileri ortaya konulduğunda,
16:34bu nasıl ortaya konuldu? Kimi laboratuvar incelemeleriyle, hücreler boyutunda laboratuvar incelemeleriyle.
16:41Kimi zaman hayvanlar üzerindeki acaba bu maddenin işte bir hayvanda atıyorum bir faredeki tansiyona olan etkisi ne acaba?
16:50Veya şekere olan etkisi ne acaba şu alınan maddenin?
16:55Hayvan deneyleriyle bunlar incelenmiş. Sonra daha üst inceleme insan ve klinik incelemelerle bu birçok maddenin, sekonder metabolitin faydaları ortaya konulmuş yakın dönemde bilimsel incelemelerle.
17:11Yani biz bitkilerin tabiri caizse baştan sona analizini yapmışız. Böyle olunca bu bitkilerdeki özel maddelerin sağlık açısından sağladığı faydalar da görülünce bu maddeleri özellikle konsantre hale getirip,
17:31ekstraksiyon dediğimiz konsantre hale getirip insan tedavisinde de kullanabilir miyiz? Düşüncesi ortaya çıkmış ve bu fitoterapide de bizim aslında en temel uyguladığımız faktörlerden bir tanesi olmuş.
17:45Yani biz bitkileri çok daha bilinçli bir şekilde içindeki bu sekonder metabolitlerin özelliklerini bildiğimiz için etkili bir şekilde biz tedavilerde kullanıyoruz.
17:58Ekim ayında mesela bir konferans düzenlendi. Uluslararası bir konferans. Rize'de Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi'nde 3. Uluslararası Botanik Konferansı.
18:10Dünyanın birçok yerinden akademisyenler de katıldı. Türkiye'den birçok üniversiteden, 27 üniversitede bildiğim kadarıyla üniversiteden de akademisyenler katılıp o konferansta kendi yaptıkları araştırmaları, incelemeleri konferansta sunumunu yaptılar.
18:24Bize de orada bir davet gelmişti. Biz de özellikle tıbbi bitkilerdeki primer ve sekonder metabolitlerle ilgili bir sunumumuzu yaptık.
18:33Ve tabii tıp adamı olarak bu konuya ortaya koyduğumuz bakış açıları çok ilgisini çekti. Hem yurt içinden hem yurt dışından gelen akademisyenlerin, konukların.
18:45Bu konu çünkü çok önemli. Yani biz dediğimiz gibi bitoterapide bu ikinci madde dediğimiz sekonder metabolitleri çok iyi analiz ederek, bugün çok iyi bir bilgiye sahibiz bu konuda.
18:57Ve bunları nerede kullanacağımızı biliyoruz. Bununla ilgili mesela bir örnek vereyim ben size.
19:01Fransız paradoksu denen bir kavram var. Aslında bu sekonder metabolitlere çok güzel bir örnek bu.
19:09Nedir bu Fransız paradoksu? Fransa'nın bir bölgesi, Bordeaux denen bir bölge var. Bu bölge üzüm yetiştiriciliği yapıyor. Üzüm ticaretinden meşhur bir bölge Fransa'da.
19:22Bu bölgedeki insanlar çok fazla yağlı gıdalar tüketiyorlar. Çok fazla hareket yok. Çok fazla yağlı gıdalar tüketiyorlar. Yani çok iyi bir beslenme alışkanlığı olmayan bir bölge.
19:37Klasik olarak ne bekleriz burada kalp damar rahatsızlıklarında? Ne olmasını bekleriz?
19:42Üşüdük ve artışı bekleriz. Ama bakılmış tam tersi, yani yüksek olmasını beklediğimiz bu yerde bu kadar yüksek değerler yok.
19:51Hatta belki normalin gerisinde olan birçok vaka var. Bu bir paradoks. Beklenti farklı, sonuç farklı.
20:02İnceleniyor. Peki bunun bir sebebi olması lazım. Yani bir sebep dolayısıyla olması lazım.
20:08Araştırılıyor. Oranın çok fazla ürettikleri bir üzüm cinsi. Cabernet Sauvignon denilen bir üzüm cinsi üretiliyorlar oradakiler.
20:20Bu üzümü de çok kendileri de tüketiyorlar. İçecek olarak da bu üzümden içecek yaparak bunu da çok tüketiyorlar.
20:32Yapılan incelemeler çok enteresan. Bu üzümün özellikle kabuğundaki bir maddenin, bu daha sonra incelendiğinde, adıda konulduğunda
20:44Resveratrol adındaki bir madde, yani sekander metabolit. Bu bitkide çok fazla var.
20:51Ve o insanlar bu bitkiyle ilgili çok içecek tüketirken dolayısıyla bol bol da Resveratrol alıyorlar.
20:57Ve Resveratrol'un kalp damar sağlığındaki koruyuculuğu burada devreye giriyor.
21:03Burada devreye giriyor ve bu paradoksun ortaya çıkmasına sebep olduğu düşünülmüş.
21:07Halbuki yağlanması, damarların yağlanması olması gerekirken koruyor.
21:12Tabii ki çok yağlı gıdalar tüketelim de Resveratrol tüketelim anlamına gelmiyor.
21:18Ama bir paradoksu ortaya çıkartan bir maddeden. Peki bu madde nasıl çıktı ortaya bu üzümde? Enteresan.
21:26O bölge çok nemli bir bölge ve üzümlerde küf oluşuyor. İster istemez nemli bir bölge olduğu için üzümler küfleniyor.
21:37Yani doğal olarak her bir üzümde, bitkide kendini bu küften, küf mantarından koruyabilmek için işte o sekonder metaboliti üretiyor.
21:48Yani bitki aslında kendini korumak için mantardan korumak için Resveratrol'u üretiyor.
21:55Bir sekonder metabolit ama o Resveratrol bize kalp damar sağlığında ne kadar büyük avantajlar oluşturuyor.
22:02Bu daha sonra yapılan birçok bilimsel araştırmalar da ortaya konulmuş.
22:06Kesinlikle.
22:07Damar sertliğini giderme, gidermedeki sağladığı faydalar, kalp sağlığını aynı şekilde sinir yani nöron sağlığına olan faydaları.
22:17Yapılan o kadar çok araştırma var ki bu Resveratrol ile ilgili olarak.
22:21Yani bin bir derde devadır desek yeridir.
22:24Ama sadece bu Resveratrol değil.
22:26Benzeri şekilde başka bitkilerdeki maddelerin de benzeri incelemeleri yapılmış ve bize fitoterapi adına müthiş bir materyal ortaya çıkmış.
22:36Bir de bunlar olurken yani bitkilerdeki bu sekonder metabolit dediğimiz sağlıkta da faydalı olan bu maddeleri ve bu maddelerin tıbbi etkileri incelenirken
22:48bir taraftan da hastalıkların mekanizmaları ayrıntılı olarak inceleniyor.
22:52Yani bir hastalık oluştu tamam ama bu hastalık nasıl oluştu?
22:55Yani kanser nasıl oluştu?
22:57Damar sertliği nasıl oluştu?
22:59Bunlar da ortaya konulunca hastalıkların mekanizmaları ortaya konulunca bu mekanizmalara karşı faydalı olabilecek
23:08hani sekonder metabolitlerdeki yani bitkilerdeki etkinlik de irdelendiğinde ikisini bir araya getirdiğinizde bu sefer ne oluyor?
23:18Sebep belliyken yani hastalıkların mekanizmaları belliyken o sebep ve mekanizmalara etkili olacak bitkileri devreye soktuğunuzda daha yüksek başarılar elde ediyorsunuz.
23:29Dolayısıyla bu son dönemdeki yani son çağdaki diyelim hem bitkileri anlamak hem de hastalıkları anlamak noktasındaki bilgi birikimi artınca
23:39fitoterapinin ne kadar önemli olduğu ne kadar etkili olduğu günümüzün modern çağında çok iyi kavrandı.
23:46Özellikle Avrupa'da batıda yani Çin'i ve Japonya'yı saymıyorum.
23:52Onlar da zaten geleneksel olarak bugün de geçmişte de çok yaygın ve etkin olarak bitkiler ve bitkilerle ilgili fitoterapi uygulanıyordu.
24:01Ama özellikle Avrupa'da da Amerika'da da yani bir özellikle çok yaygınlaştı fitoterapi çok uzun zamandan beri.
24:10Yaygınlaşmaya başlayınca insanlar bundan fayda görmeye de başlayınca bu hem tıp dünyasındaki bu bilinç gelişmeye başladı
24:20hem de halkın içinde de bilinç gelişmeye başladı yani insanlar yakınlarının fitoterapiden de istifade ederek
24:28hastalıklar konusunda çok iyi noktalara gelmiş olmaları fitoterapiyi daha da parlattı.
24:35Doğaya bir geri dönüş oldu diyebilir miyiz?
24:37Efendim?
24:38Doğaya bir geri dönüş oldu diyebilir miyiz?
24:39Geri dönüş demeyelim ama doğadan da istifade etmek yani geri dönüş demek hani diğer tedavileri bırakmak anlamı da çıkabilir veya düşünebilir.
24:49Ama tabii ki doğanın gücünün daha iyi kavranılması söz konusu oldu.
24:54Fitoterapinin bir yönüyle dedik ki hani geçmişe İbn-i Sina'dan tutun da insanların tecrübesine dayalı bir yönü de var.
25:02Biz buna geleneksel yönü diyoruz.
25:04İki tamamlayıcı tıbbi tedavi yönü de var.
25:07Yani ne demek?
25:08Fitoterapiden istifade ederken diğer tıbbi tedavileri terk etmemeniz gerekiyor.
25:13Terk etmenize gerek de yok.
25:15Bütüncül bir bakış açısıyla tedaviyi devam ettirmek gerekiyor.
25:18Aynen öyle.
25:19Yani diğer tedavilerden de istifade edecekler her hastalık için böyle.
25:23İlaçsa ilaç tedavisi, cerrahisi cerrahi tedavisi veya neyse artık hastalıkla ilgili diğer unsurlar nelerse onlar devam ederken bütün bunları tamamlayıcı o faydalar da eklendiği zaman sonuçta ne sağlıyorsunuz?
25:39Hastanın daha iyi, daha hızlı iyileşmesine sağlıyorsunuz.
25:43Peki fitoterapiyi uygulamasını nasıl gerçekleştireceğiz?
25:47Nasıl bir uygulama olacak?
25:48Şimdi dediğimiz gibi bitkileri kullanmak bir kere önemli bir bilgi birikimine ihtiyaç duyulan bir konu.
25:58Hem hastalıkları bileceksiniz hem bitkileri bileceksiniz.
26:01İkisini birbirine getiriyorsunuz ya.
26:03Kesinlikle.
26:04Dolayısıyla bu ancak bir doktor yapabilir.
26:07Doktor olmayan bir insan hastayı, hastalıkları ve kişiyi tanıdığınızı zannederse bile asla tanıma mümkün değil.
26:15Yanlış bir yere doğru gidebilir.
26:16Yani adam 6 sene yani gecesini gündüzüne vererek elde ettiği birikimi 3-5 tane kitap okuyarak, 3-5 tane video seyrederek kimsenin anlaması ve algılaması hiç mümkün değildir.
26:28Kimse bir kere doktorluğa soyunması bu bir.
26:30Ama dediğim gibi sadece doktorluk da yetmiyor.
26:33Bu eğitimi, sertifikalı bu eğitimi yani fitoterapi eğitimini de almanız gerekiyor.
26:38Sadece bu eğitim teoriden ibaret olan bu eğitim de yetmeyebilir.
26:43Neye gerekli?
26:44Tecrübe gerekli.
26:45Yani önemli bir bilgi birikimi, önemli bir tecrübe de gerekli.
26:50Bunlar hepsi bir araya gelirse fitoterapiden sağlıklı istifade etmek mümkün.
26:54Çünkü şu kavram var hani bitkidir, zararsızdır.
26:58Tamam belki bitki zararsız ama bana zararsız, sana belki zararlı.
27:02Mesela örnek vereyim, basit bir örnek.
27:05Sarımsak zararlı mıdır, faydalı mıdır?
27:09Hemen cevap verebiliriz, pazarda da satılıyor, faydalı.
27:13Doğru ama kan sulandırıcı, hele ki kumadin gibi çok güçlü bir kan sulandırıcı alan bir insan,
27:20kanı zaten fazla fazla sulanan bir insan,
27:25sarımsak gibi güçlü bir kan sulandırıcı bir bitkiyi aldığında ciddi sağlık riskleri yaşayabilir.
27:32Veya onkolojide de mesela çok önemli konulardan bir tanesidir,
27:37bitkilerle ilgili bilgi birikimi açısından,
27:41bitkilerin vücuttaki bazı mekanizmaları da etkilemesi söz konusu.
27:47Yani özellikle Greyford ve Sarıkantoro'nun bu yönde şeyi var,
27:52yani herkes kullanır ama mesela kronik hasta olup da,
27:56kronik hastalığı var olup da birçok ilaç kullanan insan,
28:00Greyford'u kullanmaması lazım.
28:03Niye? Greyford zararlı mı? Hayır değil, birçok faydalı olan bir bitki.
28:07Ama ilaçların kandaki düzeylerini etkiliyor.
28:12Greyford'un böyle bir özelliği var,
28:14kareciğer üzerinde yaptığı etkiyle ilaçların atılmasını geciktiriyor.
28:20İlaçların kan seviyesini geciktiriyor.
28:23Bu ilaçlar nedir? Bu bazen kalp ilacıdır,
28:26bazen tansiyon ilacıdır, bazen şeker ilacıdır vs.
28:30Şimdi siz Greyford alırsanız,
28:32özellikle kronik hastalıkları olup da çok ilaç kullanan insanlar için,
28:36bu önemli mesela,
28:38bu aldığınız ilaçların kandaki düzeyi artar.
28:42Mesela günde iki kere kullanıyorsunuz ya,
28:45diyelim ki bir ilacı sabah bir, akşam bir alıyorsunuz.
28:47Niye sabah bir, akşam bir alıyorsunuz?
28:49O ilacın kanda belli bir düzeyde olması tedavisi için gerekli.
28:55Ama siz sabah bir, akşam bir almanız gereken ilacı,
28:59sabah iki, akşam iki alırsanız ne olur?
29:01Kan düzeyinde daha fazla kalır ve tedirginliği yavaşlar.
29:05Bu sefer ilaçların yan etkileri ve zararları oluşabilir.
29:08İşte Greyford öyle bir enteresan ki,
29:11bir sabah bir, akşam bir aldığınız ilacı,
29:14sanki sabah ikiyi, akşam ikiyi almış gibi yapıyor.
29:18Dolayısıyla bak çok masum bir...
29:20Vücuttan atamıyor vaktinde.
29:22Bu kemoterapi için de geçerlidir.
29:24Yani kemoterapi ve akıllı ilaçlar alan insanlara da,
29:27doktorlar tavsiye ederler, ne derler?
29:29Greyford yeme.
29:31Niye?
29:32Greyford yersen aldığın kemoterapinin,
29:35aldığın ne derler, akıllı ilacın kan düzeyi çok artar.
29:40Yani bir çarpı bir alman, örnek veriyorum.
29:43Aldığın şey aslında iki çarpı iki haline gelmiş.
29:46O yüzden Greyford, her doktor tavsiye eder.
29:49Onkolog, hastalar bu konuda tecrübe sahibidir.
29:52Greyford kullanmazlar.
29:53Bir başka bitki, o da çok enteresan.
29:56Bu çok fazla bilinmediği için özellikle bunu söyleyeceğim.
29:58Sarı kantoron bitkisi.
30:00Sarı kantoron bitkisi yağın içerisinde bekletilir,
30:04güneşte hazırlanır ve böyle kırmızı,
30:07zeytinyağını kırmızıya boyayan bir hale dönüşür.
30:11Sarı kantoron yağı olarak tüketilir.
30:14İnsanlar bunu nerede tüketirler?
30:17Birçok rahatsızlıkla.
30:18İşte özellikle cildi besleyici yönü vardır.
30:20Yaralarda çok faydası vardır.
30:23Sarı kantoron bitkisinin hafif düzeyde antidepressif etkisi var.
30:28Yani depresyonda da halk arasında yaygın kullanılan bir bitkidir mesela.
30:33Mide yaralarında da mesela kullanılır vesaire.
30:36Ama bu bitki de çok enteresan bir şekilde,
30:40hani Grapefruit'u saydık ilaçların dozunu yükseltiyor ya,
30:44sarı kantoron da bunun tam tersini yapıyor.
30:47Karaciğeri aşırı çalıştırıp ilaçları,
30:50yani sabah 2, akşam 2 aldığınız,
30:52tersten gidelim,
30:53diyelim ki bir ilacı sabah 2, akşam 2 alıyorsunuz ki,
30:564 tanesi ancak size bir etki veriyor.
30:59Sanki sabah 1, akşam 1 almış hale getiriyor.
31:02Yani ilaçları kan düzeylerini düşürüyordu.
31:05O yüzden onkoloklar bunu çok fazla söylemiyorlar.
31:08Ben buradan özellikle hatırlatmak istiyorum,
31:10onkoloji hastalarına, özellikle kemoterapi alan,
31:14akıllı ilaç alan veya onkolojik bir hasta olmayıp da,
31:19çok kronik hastalıkları var olup da ilaç kullanan insanlara,
31:24özellikle bu iki bitki konusunda,
31:26yani Grapefruit ve sarı kantoron bitkisi konusunda çok dikkatli olsunlar.
31:31Yani onu demeye çalışıyorum.
31:32Faydalı bir bitki ama kişinin koşullarına göre,
31:35kişinin durumuna göre
31:37o kişiye zarar verebilir.
31:39Zarar veren bitki değil ama,
31:40koşullar onu zararlı hale getiriyor.
31:43Dolayısıyla bitkisel tedavinin,
31:46kişiye göre değerlendirilmesi lazım.
31:48O kişinin durumuna göre değerlendirilmesi lazım.
31:50Kişinin değerlerine göre ona göre uygulanması gerekiyor.
31:52Tabii, tabii.
31:53Bunu kim yapacak?
31:54Bunu ancak bir doktor yapabilir.
31:56Ve doktorun kullanıldığı argümanlar da,
31:58yani tedavi unsurlarının da, bitkilerin de,
32:01tıbbi tedavi oluşturabilecek kalite ve nitelikte olması lazım.
32:05Peki, şey sorayım.
32:06Kanserde acaba fitoterapiyi nasıl uygulayabiliriz?
32:09Diyelim ki akciğer ya da daha farklı bir kanser sıkıntısıyla geldi vatandaşımız.
32:14Bu noktada nasıl bir çalışma yapılabilir, fitoterapi?
32:17Nasıl bir katkısı var?
32:18Kanser önemli bir rahatsızlık.
32:20Dünyada 19 milyon insan,
32:23kanser vakasından, yeni kanser vakasına yakalanıyor.
32:26Yani her sene 19 milyon tane insan,
32:30kanser hastası olduğunu öğreniyor.
32:32Ve her sene de 10 milyon insanı biz kanserden kaybediyoruz tüm dünyada.
32:37Türkiye'de de oran aşağı yukarı benzer.
32:41Türkiye'de de biz her sene 230 bin tane insanın yeni kanser olduğunu öğreniyoruz.
32:46130 binin küsur attığı kadar insanı da belki biraz daha fazla olabilir,
32:51biz kanserden kaybediyoruz.
32:53Yani önemli bir sağlık sorunu.
32:55Bu kanserle ilgili olarak tabii ki tıp dünyasının yaptığı çok şeyler var.
33:01Özellikle son 50 yıldaki tedavi seçenekleri,
33:05teşhis seçeneklerinin gelişmesi,
33:07yani teşhis yöntemlerinin gelişmesi
33:09hastalığı daha erken safhada yakalamamıza,
33:12daha erken safhada yakalanan hastalığın da
33:15iyileşme oranları daha iyi olduğu için
33:17kanserdeki sağ kalımın artmasına sebep oldu.
33:21Ama sadece bu erken teşhis değil,
33:23tedavi yöntemlerinde de çok büyük mali bütçelerde ayrılarak
33:29tedavi seçenekleri de gittikçe gelişiyor.
33:31Önceden sadece kemoterapi varken
33:33veya kemoterapi artı radyoterapi varken,
33:36daha sonra hedefe yönelik tedaviler,
33:38yani akıllı ilaç tedavileri geliştirildi.
33:41Bunlar yetmedi,
33:43immunoterapi dediğimiz
33:45bağışıklık sisteminin kanserle savaşmasını kolaylaştırıcı
33:51tedavi yöntemleri de geliştirildi.
33:54Tedaviler hastaların durumlarına göre uygulanıyor,
33:57uygulanmaya devam ediyor.
33:59Bu immunoterapi deyince aklıma şey de geldi,
34:01ondan da bir iki dakika bahsedeyim.
34:03Yani bağışıklık sistemini
34:05kansere karşı savaşta etkili hale getiren
34:09immunoterapik ilaçlar bir çeşit teknoloji ilaçlarıdır aslında.
34:13Yani antikor üretilerek
34:15veya değişik antik mekanizmalarla
34:19moleküler teknoloji kullanılarak geliştirilmiş ilaçlardır.
34:23Dünyada pek çok benzeri ilaçlar da üretiliyor.
34:26Türkiye'de bilmiyorum, ben üretildiğini pek duymadım.
34:30Kullanılıyor ama üretim aşamasında Türkiye'de var diye ben duymadım.
34:36Küba bu konuda kendine özgü çalışmaları oldu.
34:39Onların da geliştirdikleri...
34:40Bu arada Küba'ya bir ziyaretiniz oldu sizin.
34:42Küba'ya ziyaretimiz aslında onların geliştirdikleri
34:44bu kanser aşısıyla ilgiliydi.
34:46Kanser aşısı dedikleri şey aslında
34:48bir immunoterapik tedavi yöntemi.
34:51Şu değil yani, Küba kanser aşısını buldu,
34:54bütün kanserleri iyileştiriyor.
34:56Böyle bir şey değil ama tedavinin bütünü içerisinde
34:59onlar immunoterapik bir ilaç olan ürettikleri ilaçları da kullanıyorlar.
35:05Bu ilaçlar ağırlıklı olarak akciğer kanserlerinde kullanılıyor.
35:09Yani her kanserde değil.
35:11Diğer kanserlerle ilgili çalışmaları da var ama henüz...
35:14Ama daha çok akciğer kanserinde yol kat edilmiş.
35:17Evet, alınan nokta onda.
35:20Akciğer kanserlerinin de küçük hücreli olmayan cinslerinde
35:25başarı elde edilen bir kanser aşısı geliştirmişler.
35:31Biz hem onların yaptığı...
35:33Ekim ayında bizim bir ziyaretimiz oldu Küba'ya.
35:35Hem onların yaptığı çalışmaların ayrıntılarını anlamak, kavramak.
35:40Ki biz de hastalarımıza o konuda doğru bilgiler verelim.
35:44Hem de onların da şöyle bir talepleri oldu.
35:47Onlar da kanserle mücadeleyi yine bir tüncül olarak düşünüyorlar.
35:51Yani sadece kanser aşısı da biz her şeyi çözelim demiyorlar.
35:54Diğer tedavileri de ameliyattır, kemoterapi de kullandıkları gibi
35:58fitoterapiyi de kullanalım, daha etkili kullanalım diye bir beklemseleri, bakış açıları var.
36:05Bu konuda da bizden yardım istediler.
36:07En azından bizim görüştüğümüz tıp dünyasının adamları.
36:12Biz de onlara özellikle kanserle mücadelede fitoterapinin etkinliği konusunda bir bilgi verdik.
36:19Ve bu devam edecek bir alışveriş şeklinde devam ediyor.
36:23Hala devam ediyor.
36:24Sorunuza gelirsek, kanserde vakitte programın sonunda geldi.
36:29Kısaca özetleyeyim ben onu.
36:30Tıbbi bitkilerin, yani bizim hastalıkların tedavisinde kullandığımız tıbbi bitkilerin
36:35işte o bahsettiğim birçok aşağıdan yukarıya, yani laboratuvar çalışmasından klinik çalışmasına kadar yapılmış
36:42birçok araştırmayla beraber kanser hücreleri üzerinde etkinliği incelenmiş.
36:49Evet, geleneksel olarak faydaları var olduğu bilinen artılar olmakla beraber birçok bilimsel çalışma da yapılmış.
37:00Kanserle mücadelede bu tıbbi bitkilerin bize sağladığı avantajlar neler?
37:05Bunlardan bir tanesi ve ben en önemlilerinden biri olarak görüyorum.
37:09Bağışıklık sistemi.
37:10Ne demek bağışıklık sistemi?
37:12Vücudun kanserle savaşan ordusu aslında.
37:18Sadece kanserle değil, virüslerle de işte COVID'le.
37:22COVID hastaları normalde mesela bir haftada iyileşiyorlar, 10 günde iyileşiyorlar.
37:27Bağışıklık sistemi aslında COVID'le savaşmayı öğreniyor bu bir haftada, 10 günde.
37:32Ondan sonra COVID diye bir şey kalmıyor sizde.
37:35O bağışıklık sistemi, o virüsle savaşmayı öğrenene kadar aslında bir 10 gün, bir hafta problem yaşıyorsunuz.
37:42Yani virüsle savaşan kim? Vücudun bağışıklık sistemi.
37:45Enfeksiyonlarla savaşan kim? Vücudun bağışıklık sistemi.
37:50İşte kanserle de savaşta vücudun bağışıklık sistemi hem oluşumunu engellemede, yani kanserin oluşumunu engellemede
37:57veya oluşmuş kanser hücrelerinin yok edilmesinde, durdurulmasında bağışıklık sistemi çok önemli.
38:04Bu sistemin güçlü tutulması, güçlendirilmesi kanserle mücadelede savaşta kişiye çok büyük artılar katar.
38:12Biz tıbbi bitkilerin vücudun bağışıklık sistemini uyarıcı etkilerinden istifade ediyoruz.
38:19Yani güçlendirilmiş bir bağışıklık sistemi, tıbbi bitkiler ile güçlendirilmiş bir bağışıklık sistemi bize ne avantaj sağlıyor?
38:29Kanseri daha kolay yenmemizi sağlıyor.
38:31Aslında süremizin yavaş yavaş sonuna geldik ama çok önemli bir sorum var, son sorum var fazla da zamanı doğru kullanmak adına.
38:37Kök hücrenin fitoterapide kullanımı nasıl? Siz bu konuyu çok önem veriyorsunuz, o yüzden sormak istiyorum.
38:43Fitoterapi ile kök hücre arasında nasıl bir bağlantı var?
38:46Şimdi aslında bu konu çok uzun bir konu.
38:49Ama en azından diğer konularda...
38:51Hayır hayır, bir başka konferansta baştan sona bunu işleriz.
38:54Kök hücre konusu vücudun bambaşka çok özel bir yönü.
39:01Ama kanserdeki kök hücre, klasik kök hücre kavramından biraz daha farklı.
39:06Çok yakın alakası var ama farklı bir yönü de var.
39:09Benim özellikle kanser ve fitoterapi üzerinde durduğum temel unsurlardan bir tanesi de kanser kök hücreleri kavramı.
39:18Bu kanser kök hücreleri dediğimiz şey, kanser hücresi üreten hücreler.
39:25Yani bir kanser dediğimizde diyelim ki kanser bir kitle oluşturmuş.
39:28Baktığınızda bunun hepsi aynı cins hücre değil.
39:32Kanser hücrelerini üreten kök temel olan hücreler de var.
39:39Bu oran olarak bütünün içerisinde az bir teşkili.
39:42Yani %3'den düşük, %1 belki daha da düşük bir oranı tepsil ediyor.
39:46Ama bu hücreler diğer kanser hücreleri gibi de değil.
39:51Diğer kanser hücreleri vücuttan kontrolsüz bir şekilde çoğalırlar.
39:57Ama bu kanserin kökü olan hücreler diğer kanser hücrelerinden çok daha güçlü özelliklere sahipler.
40:06Bu güçlü özellikler onlara da kanser de neye sebep oluyor?
40:12Bir, kanseri aslında başlatan ilk başlangıç noktası olan hücreler bu hücreler.
40:20Kanser kök hücreleri.
40:22İki, kanserin başka yerlere sıçramasını sağlayan hücreler de bunlar.
40:29Başlangıç noktası aslında her şeyin başladığı yer.
40:32Başka yerlere kanserin sıçramasında da bu hücreler katkı sağlıyor.
40:37Çünkü diğer hücrelerden dedim ya çok farklı ve çok dayanıklı hücreler.
40:41Yani diğer mesela kemoterapi, radyoterapi diyelim bir kanser hücresine zarar veriyor.
40:47Ama bu kanser kök hücresine daha az zarar veriyor.
40:51Bu hücreler tedavilere daha fazla direnç gösteriyorlar.
40:55Dayanıklıkları çok fazla.
40:57Ama fitoterapi ile bu dayanıkları düşüyor mu?
40:59Şimdi fitoterapi ve kanser kök hücresi arasındaki ilişki şu.
41:04Biz tıbbi bitkileri kanser hücrelerine ilgili olarak da kullanıyoruz.
41:09Yani kanser hücresi ölsün, çoğalmasın, gelişmesin.
41:14Yani anti kanser özelliği dediğimiz özelliklerinden dolayı da kullanıyoruz.
41:19Ama bazı özel tıbbi bitki maddelerini o sekunder metabolit dediğimiz bazı maddeler
41:26bu kanser kök hücreleri üzerine de etki ettiği görülmüş.
41:30Biz bu sefer hem kanser hücresi ile mücadele hem de kanserin kökü olan bu kanser kök hücreleri ile de mücadeleyi ne yapıyoruz?
41:41Devam ettiriyoruz.
41:42Devam ediyoruz ki kanserin kökü kurulsun.
41:45Bu şeye benziyor ben hep ona örnek veririm.
41:47Dikenle mücadele gibi.
41:48Dikeni keserseniz evet güzel o diken bitti.
41:50Tarla dümdüz.
41:52Ama kökü kurumayınca ne oluyor?
41:55Biz de kanserde diyoruz ki evet kanserin kendisiyle mücadele önemlidir.
42:00Ama en az bunun kadar önemli olan kanserin kökü ile yani kanser kök hücreleri ile olan mücadele de önemlidir.
42:08Tıbbi bitkilerin özellikle kanser kök hücrelerine etkili olan maddeleri sekunder metabolitlerini de biz etkin kullanıyoruz ki kanserin kökünü temizlemek en azından daha kolay olsun.
42:22Aslında soracağım çok fazla soru var ama programın sonuna geldik.
42:26Ben çok keyifli bir şekilde dinledim.
42:28Açıkçası size anlatırken önünde bir sinema perdesi açıldı.
42:31Çok ayrıntılı bir şekilde bu perdeden bir sinema şeridi gibi geçti gerçekten de.
42:36Bitmesini istemedim ama süremizin sonuna geldik.
42:38Beğenmiş olduğunuz değerli bilgiler için çok teşekkür ediyoruz.
42:41Ama bu seriye devam edeceğiz sizlerle birlikte.
42:44Evet sayın seyirciler bugün sağlık köşemizde Sayın Doktor Hakan Özkul bizlerle birlikteydik.
42:49Fitoterapi konuştuk.
42:50Kanser etkilerini ve sağlıkla bağlantılarını kök hücre ayrıntılarına da girmeye çalıştık.
42:55Ama tabi ki bu serimiz devam edecek.
42:57Bir başka programda buluşmak ümidine hoşçakalın.
43:06Erişim www.seslibetimlemedernegi.com
43:36www.seslibetimlemedernegi.com