• geçen ay
CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke ve Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner, Sosyal Demokrasi Vakfı’nın (SODEV) 30. yıl etkinlikleri kapsamında düzenlenen "Ekonomik Kriz ve Adalet Arayışı: Zenginleşen Azınlık Yoksullaşan Çoğunluk" paneline katıldı. Böke, toplumun iktidarın değişmesini istediğini, 31 Mart seçimlerinde değişim iradesini ortaya koyduğunu belirterek “Sosyal demokrat politikaların uygulanabileceği iktidar zeminini genişleten, dolayısıyla başka bir Türkiye'nin mümkün olduğu gerçeğini bir iktidar alanından ortaya koyabileceğimiz bir sonuç karşımıza çıktı. Bu tarif, bunu sadece yeni bir düzen için fırsat olarak değil büyük bir sorumluluk olarak da gördüğümüzün bir tarifi esasında” dedi.
(ANKARA) - CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke ve Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner, Sosyal Demokrasi Vakfı'nın (SODEV) 30. yıl etkinlikleri kapsamında düzenlenen "Ekonomik Kriz ve Adalet Arayışı: Zenginleşen Azınlık Yoksullaşan Çoğunluk" paneline katıldı.

hbrlr1.com/cbdffbbckckckl

Category

🗞
Haberler
Döküm
00:00Sayın katılımcılar, değerli dostlar SODEB'in otuzuncu
00:17yılında Sosyal Demokrasi ve Türkiye başlıklı panel
00:20serimizin Ankara'daki bu güzel etkinliğine hepiniz hoş
00:24geldiniz, şeref verdiniz. Sosyal Demokrasi Vakfı bin
00:28dokuz yüz doksan dört yılında yüz yedi aydın sanatçı,
00:33düşünür, fikir insanı ve siyasetçi tarafından kurulmuş
00:37Türkiye'nin en köklü düşünce kuruluşlarından bir tanesi.
00:41Takdir edersiniz ki böyle kurumların çok uzun yıllar
00:45ayakta kalması eee pek kolay bir iş değil. Biz bu yıl
00:49otuzuncu yılımızı kutluyoruz ve bunca uzun süre ayakta kalmak
00:53sosyal demokrasinin savunucusu olma istiyonunu sürdürmekte
00:58eee bizim için çok büyük bir onur. Eee ve bununla gurur
01:03duyuyoruz. SODEB olarak iki temel amacımız var. Bir tanesi
01:06sosyal demokrasiyi toplumda yaygınlaştırmak ve tabana
01:10yaymak. Diğeri de toplumsal muhalefete güç vermek. Bu
01:15doğrultuda yıllar içerisinde yüzlerce panel, söyleşi,
01:21konferans, atölye çalışması eee gerçekleştirdik. Sosyal adalet
01:27ve eşitlik mücadelesinin her zaman eee en ön saflarında yer
01:32aldık. Bugün de SODEB olarak çok eee değerli eee bir
01:36etkinlik düzenlediğimizi eee Ankara'da düşünüyoruz.
01:39Öncelikle panelimizin eee alanında en saygın eee
01:43konuşmacılarına bizleri Çankaya'da ağırlayan çok
01:47değerli Çankaya Belediye Başkanımıza emeği geçen ekip
01:51arkadaşlarıma ve bu etkinliği anlamlı kılan siz değerli
01:55konuklara teşekkür ederim. Kıymetli konuklar, sevgili
02:00Çankayalılar, değerli hocalarımız, sayın genel
02:02sekreterimiz bugün Ankara'da Çankaya'mızda Sosyal Demokrasi
02:08Vakfı'nın otuzuncu yılı etkinlikleri kapsamında
02:11düzenlenen eee Sosyal Demokrasi ve Türkiye etkinliklerinin
02:17önemli bir parçasını oluşturduğunu düşündüğümüz
02:20inandığımız bu güzel bu kıymetli panelde bizlerle
02:24birlikte olmanızdan çok büyük bir mutluluk duyuyoruz. Sizleri
02:27burada ağırlamaktan, konuk etmekten çok büyük bir mutluluk
02:30duyuyoruz. Hepiniz hoş geldiniz.
02:35Aslında Türkiye'de geçmişten bugüne uzun yıllardır
02:40tartışılan ve en büyük sorunların başında görülen eee
02:45iki başlığı ele alıyoruz. Ekonomik kriz ve adalet
02:49arayışı. Ve aslında bu sorunların çözümü de bu güzel
02:53etkinliği düzenleyen vakfımızın adında gizli, adında
02:57saklı diye düşünüyorum. O da Sosyal Demokrasi. Çünkü Sosyal
03:00Demokratlar geçmişten bugüne eşitlikten, özgürlükten,
03:04adaletten ve dayanışmadan yana tutumlarıyla hem Türkiye'de hem
03:09dünyada en doğru yönetim biçiminde savuncusu
03:13olmuşlardır. Ve Sosyal Demokratların tarihinde Sosyal
03:17Demokrasi'nin tarihine baktığımızda eee zenginleşen
03:23azınlığa karşı eee yoksullaşan çoğunluğunda bir mücadele
03:28tarihini görmüş oluyoruz. Bu bağlamda ben panelimizin çok
03:33kıymetli konuşmacılarının eee hem Türkiye'nin bugünkü
03:36sorunlarına çözüm önerileri anlamında kıymetli görüşlerinden
03:40faydalanacağımızı hem de aynı zamanda bundan sonra yeni
03:44dönemde cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında artık giderek
03:48değişimi gördüğümüz, inandığımız ve ikselleştirerek
03:52yaşadığımız bu süreçte yeni dönemde yeni yönetimde bu
03:55sorunların nasıl aşılacağına ilişkinde çok kıymetli bir eee
03:59bilgi birikim aktarımı paylaşımı olacağını
04:02düşünüyorum. Tekrar burada bugün bizlerle birlikte
04:04olduğunuz için sizlere kıymetli eee konuşmacılarımıza
04:08panelistlerimize ve bu güzel etkinliği düzenleyen Sosyal
04:11Demokrasi Vakfı'mıza çok teşekkür ediyorum. Verimli bir
04:15toplantı olmasını, panel olmasını diliyorum.
04:17Saygılarımla efendim.
04:23Tabii yarım saatte Türkiye'nin içinde bulunduğu çoklu krizi
04:28hakkıyla tarif etmek, tarif edilen bu kriz üzerinden buna
04:32çözüm önerilerinin hepsini bütün detayıyla paylaşmak
04:35maalesef mümkün değil. Çünkü kriz artık bir toplumsal
04:40bunalımla birlikte çok derinleşmiş ve hayatın her
04:43alanına sirayet eden biraz önce hocamın da söylediği gibi tek
04:48boyutla irdelenemeyecek bir bir hal almış vaziyette. Bu nedenle
04:52ben hem içinde tahlil olan hem de bu tahlilin imkan verdiği
04:57Sosyal Demokrat politikaları ve Cumhuriyet Halk Partisi olarak
05:00bizim de hem iktidar alanımızdan uyguladığımız hem
05:04de uygulamak konusunda bir irade ortaya koyduğumuz ve
05:08sonra iktidar alanımızın genişlediği yerde de yapmaya
05:11devam edeceğimiz politikaları da paylaşıyor olacağım. Eee panelin
05:16zamanlaması ve içeriği hakikaten çok anlamlı. Bunun
05:20altını çizerek başlamak istiyorum. Esasında hocam
05:23burada benim de ifade etmek istediğim ve önemsediğim bir
05:26şeyi en baştan söyledim. Birincisi sonuçta hepimiz bu
05:30toplumun bir parçasıyız. Içinde yaşıyor olduğumuz durumun çoklu
05:36bir kriz olduğu ama bu çoklu krizin içerisinde iki temel
05:40konunun öne çıktığını her birimiz günlük hayatımızın
05:44içerisinden dolayısıyla halk olarak hayatımızın içinden
05:48görüyoruz. Bir yandan da anketlerle kamuoyu
05:50yoklamalarıyla yapılan ölçümlerde iki kavramın öne
05:54çıktığını gösteriyor. Adalet ve ekonomi. Dolayısıyla her ne
05:59kadar birazdan bunların detayına gireceğiz ve o çokluk
06:02içerisinde ekonomi ve adalet kavramında bir araya gelen ve
06:07çözüm gerektiren çok farklı alt başlıkların olduğunu söyleyecek
06:10olsak da en nihayetinde bu iki temel kavramdaki ihtiyacı
06:15gidermeden yol almanın mümkün olmayacağı bir yıkımın
06:18içerisindeyiz. Eee bu bütüncüllüğü sadece krizin çok
06:23farklı boyutları olması üzerinden değil aynı zamanda
06:27adalet kavramının da çok boyutlu olduğu gerçeğiyle
06:30günden güne tanışıyor olduğumuz ve on yıllara
06:33yayılmış bir demokrasi ve adalet mücadelesiyle de hep
06:37birlikte karşı koymaya çalıştığımız bir yıkımı da
06:40tarif ediyoruz. Yani adalet kavramının da bütüncüllüğünü
06:44gözeten ve politika üretiminde bu bütüncüllüğü görmezden
06:48gelmeyen bir anlayışa ihtiyaç var. Yani bir yandan hak
06:52savunucularının can atalayın tayfun kahramanın kamu yararı
06:56gözeten çalışmaları yürütmeleri nedeniyle hiçbir hukuki
07:00gerekçesi olmaksızın içeride tutulduğu bir Türkiye bir
07:03yanıyla sosyal adaletsizliğin her alana sirayet etmiş olduğu
07:08bir Türkiye bir yanıyla siyasi görüşleri nedeniyle baskı
07:12altına alınan hapsedilen çoklarca insanın olduğu bir
07:16Türkiye bir yanıyla hukuksuzluğun bir siyasi araç
07:20haline dönüştürüldüğü dolayısıyla adaletsizliğin her
07:24yere sirayet ettiği bir Türkiye bir yanıyla hak mücadelesi
07:28veren ve sendikalaşma hakkını kullanan emekçinin bu hakkının
07:33gasp edildiği hakkını kullandığı için şiddet
07:36gördüğü bir Türkiye. Dolayısıyla her ne kadar biz
07:39bugünkü konuşmamız içerisinde sosyal adalet vurgusunu öne
07:42çıkartacak olsak da şunu gözden kaçırmamamız gerekiyor.
07:46Siyaseten araçsallaştırılmış bir hukuk düzeni içerisinde bu
07:51hukuksuzlukların yarattığı siyasi adaletsizlikler temel
07:55haklardan yoksun bırakılan bir toplum sosyal ve ekonomik
07:58haklardan da yoksun bırakılan bir toplumun adalet
08:02mücadelesinin bu bütüncülüğü gözetmesi gerekiyor. Sadece bir
08:06parçası için mücadele eden bir sürecin sonuca evrilmesi
08:11mümkün değil. Bu bütüncülüğü bilen bir siyasi iradeyi ortaya
08:14koymak gerektiği ve ekonomik programın da bu bütüncülüğü
08:18gözetmesi gerektiği aşikar. Dolayısıyla bizim ortaya
08:21koyduğumuz ve koymak konusunda kararlılık gösterdiğimiz
08:24perspektif işte bu bütüncülüğe dayanıyor. Bir diğer konuda
08:28ekonomi ve adaletin birbirine etkileyen yani iki yönlü bir
08:32etkileşim olduğu gerçeğinden de hareket etmek gerekiyor.
08:35Adaletin olmadığı hukuk sisteminin işlemediği bir
08:39toplumda ekonomik düzenin de sağlıklı işlemesi büyüme
08:43yaratsa bile bunun refah yaratmasının mümkün olmadığı
08:47gerçeğini bizzat Türkiye'de yıllardır hep birlikte içinde
08:51olarak yaşıyoruz. Bunun için bu işin bilimini yapmış olmaya
08:54gerek olmayan bir günlük gerçekliğe dönüşmüş vaziyette.
08:57Öte yanıyla da ekonominin ekonomi politik çerçevesinden
09:02refah üreten buna adil paylaşan ve kalkınmayı gözeten bir
09:07perspektif olmadan uygulandığı koşullarda da adaletin
09:11ortaya çıkamayacağı hukuktan bahsedilemeyeceği de bir gerçek
09:15yine bu da Türkiye'de maalesef hepimizin deneyimle görmüş
09:19olduğu bir bütüncüllüğe ve çok boyutlu bir krize çözümün çok
09:25boyutlu ve bütüncül bir perspektifle çözülebileceğine
09:28dair gerçeği de karşınıza çıkartıyor. Bence bu çoklu ve
09:32bütüncüllük ihtiyacı perspektifinin yanı sıra ııı hem
09:36konu hem zamanlama önemli derken şuna da vurgu yapma ihtiyacı
09:40duyuyorum. Türkiye'de adaletsizliğin çok
09:43derinleşmiş olduğu bütün bu boyutlarda ekonomik düzenin
09:47çarpıklığının maliyetlerinin çok artmış olduğu bir
09:50gerçeklik yaşıyoruz ve bu gerçekliğin içerisinde bunlara
09:55da araksallaştırarak otoriterleşen bir siyasi
09:58iktidarla karşı karşıyayız.

Önerilen