Osmanlı Mülklerinin Artıp Eksilmesinin Sarık Sarmakla Alâkası Nasıl Kurulmuştur?

  • 17 saat önce
Osmanlı Mülklerinin Artıp Eksilmesinin Sarık Sarmakla Alâkası Nasıl Kurulmuştur?

---

Sosyal Medya Hesapları:

Web Site : https://www.cubbeliahmethoca.com.tr
Youtube : https://www.youtube.com/cubbeliahmethoca
Facebook : https://www.facebook.com/cubbeliahmethocaresmi
Twitter : https://www.twitter.com/c_ahmethoca
Instagram : https://www.instagram.com/cubbeliahmethoca
Tiktok : https://www.tiktok.com/@cubbeliahmethoca
WhatsApp : https://whatsapp.com/channel/0029VaBGdhPA89MaKjeZrb04
Telegram: https://t.me/cubbeliahmethocaresmi
Spotify: https://podcasters.spotify.com/pod/show/cubbeliahmethoca
Apple Podcasts: https://podcasts.apple.com/us/podcast/c%C3%BCbbeli-ahmet-hoca/id1656062295

7/24 Cübbeli Ahmet Hoca (Canlı Yayın): https://www.youtube.com/@cahmedya

#cübbeliahmethoca
Döküm
00:00Bak, 1400 sene, Allah vaadini tuttu, mü'minlerin îmân ve amel-i sâlih sözlerini tuttular, Mevlânâ da onlara verdiği hâkimiyet sözünü tuttu.
00:12İşte 152 sene kadar evvel, Osmanlı'nın son döneminde, şerâat terk edildi, tanzimat bilmem neler, Avrupa'dan şuradan buradan kânunlar aldılar,
00:23ondan sonra sarığı çıkarttılar, cübbeyi çıkarttılar, şalvarı çıkarttılar. Bundan çok önemi var.
00:30Efendimiz Hazretleri bunun üzerine çok dururdu. Çünkü el-imâmetu izv-i'l-arâb. İzv-i'l-mü'mini de var.
00:39Yani mü'minlerin, özellikle tabi Araplardan başladığı için İslâmiyet'in yayılması, onun için onlarda,
00:45hasaten sarık, mü'minin şerefidir, tacıdır. Öyle buyururdu.
00:52Bakın Osmanlılar'da padişahların sarıkları ne kadar büyük, arazileri o kadar büyük.
00:58Sarıklar ne kadar küçülüyor, arazi o kadar küçülüyor.
01:03Sarık gitti, fesh geldi, ancak bu kadar haritaya şimdi bir milyon kilometre bile yokuz.
01:11Yani şu anda bir milyon kilometre yokuz herhâlde.
01:14E neydi evvelce? Bak, ne ölçüde küçülüyor? Sarığın küçülmesine göre küçülüyor.
01:22Aynen böyle bakın. Zaman zaman haritadan takip edin.
01:27Nerede bulacağız haritayı? Bizim evde var.
01:30مَمَالِكِ مَحْرُوسَ شَهَانَةً
01:33Bizim at kapıdan girdiğin zaman karşına o gelir.
01:37Bir zaman bizim dernekte duruyordu o. Ben o zaman derneğin üstünde oturuyordum Fâat'te.
01:41Orada koymuştum, yer yok diye. Büyük ya.
01:45Ondan sonra öyle dernekler teftişe geldi.
01:48O zaman 28 Şubat, şimdikiler iyi.
01:52O zaman bozuk adamlar vardı diye.
01:54Adam geldi, ne yapmaya çalışıyorsunuz falan?
01:57Ne yapmaya çalışıyoruz? Bir şey yok.
01:59Yeniden mi buraları almaya çalışıyorsunuz?
02:01Ulan keşke alsak.
02:03Allah Allah! Haritayı beğenmiyor.
02:06Ulan o haritaya kurban ol sen. Öyle harita mı görmüştün ya?
02:09Bütün her taraf bizim.
02:11Sudan'ın diplerine kadar.
02:13Bu taraftan bütün İzmir'e kadar, Tamir'e kadar, Viyana'ya kadar. Her yer bizim.
02:19مَمَالِكِ مَحْرُوسَ شَهَانَةً
02:22Ad, isme bak, izahıya gel.
02:24Şahane, padişahı temsil ediyor yani.
02:27Şahane, mahruse korunmuş demek.
02:30مَمَالِكِ مَمْلَكَتْلَرْ
02:32Ne memleketler, her taraf.
02:34Çünkü neden?
02:35Sarıklar çok, padişahlar sarıklar çok büyük.
02:38Takva çok.
02:41Sarık iniyor, indikçe, indikçe, indikçe.
02:43Küçüle, küçüle, küçüle.
02:45Sıkıştık buraya.
02:47E şimdi, burada da durdurtmamak için uğraşıyorlar bizi.
02:51Yunan oradan, PKKP'ye de, İngiltere'ye de, Amerika, Fransa, Suriye'nin sınırında.
02:59Her kere konuşlandı.
03:01Kıbrıs'ı almak için çok büyük bir hareket başlatacaklar şimdi.
03:06Kıbrıs, Allah muhafaza, elimizden alınmak isteniyor.
03:09Çünkü Akdeniz'de çok önemli bir karargâh.
03:11Oradan her taraf, fücre atsam, bilmem ne atsam falan, tam Akdeniz'in göbeğinde.
03:16Orası önem arz ediyor.
03:18Oradan, işte bize doğru gelmeye çalışıyor.
03:21Yahudi bir yandan, Hristiyanlar zaten hazır, her tarafı kuşatmışlar.
03:26Ne oldu?
03:28Buyurdu ki, Efendimiz Efendimiz çok buyurdu bunu.
03:31فَاِذَا وَضَعُوهَا اَذَلَّهُمُ اللّٰهُ
03:34Sarığı indirdikleri vakit, kafalarından aşağı, Allah onları alçak edecek.
03:40Bu, hadîs-i şerîftir.
03:43Efendimiz, bu hadîs-i şerîfi sahih olarak…
03:46Yani o kitaplarda, bazı kitaplarda, hadîsçi diye geçinen sahtekârları boş veririz.
03:51Efendimiz Hazretleri, bu hadîs-i şerîf sahihtir derdi.
03:55Allah onları, ümmetimi alçak edecek.
03:58Bakın, mucize arıyorsunuz. Bundan büyük bir mucize olabilir mi?
04:041400 senelik İslâm tarihi…
04:07Yani tabi 1444-1445 oldu.
04:09Ama onu konuşmayalım şimdi tabi, hilâfetin ilgâsı…
04:13Ondan da biraz geri gidelim tabi.
04:15İddia-i terekî dönemi, artık Sultan Hamîd'in halâ edildiği, azledildiğinden sonra bir Osmanlı'dan bahsetmek, mümkün değil.
04:26Yani koca Sultan Abdülhamid Hazretleri'ni, Ermeni ile Yahudi gelip, meclis kararı diye, bilmem ne, seni azlediyoruz diyebilmeleri…
04:37Sultan Abdülhamid Hazretleri onları öldürtebilirdi.
04:41Tâ onlar önüne çıkmadan da öldürebilirdi.
04:43Orada kaç bin kişilik özel, o has ordusu vardı. Yıldız Sarayı'nın yanında kışlalar vardı, saray vardı.
04:50İstese, işte o Jöntükler, bilmem neler, Selânik'ten kalktılar, geliyorlar.
04:56Onlar, Sultan Hamîd'in ordusu kadar silahlı, güçlü değildiler.
05:03Fakat müslüman karnına girmeyeyim dedi.
05:06İşte hikmet var, başa geleceğe çâre yok.
05:10Efendimiz Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem de zuhur etti rüyasında.
05:15Mevlânâ'nın kaderi bu yani, bu millet de bunu hak ediyor.
05:18Yani senin gibi velî bir padişaha hak etmiyorlar demek.
05:22Senin gibi velî bir padişaha hak etmiyorlar. Millet bozuldu yani.
05:26Onun için, hani senin ilişme gibi bir şeyde, bir rüyadan da bahsediliyor.
05:32Dolayısıyla Sultan Abdülhamid Hazretleri yol verdi yani, koy verdi.
05:36Kaderin cilvesi bakalım Mevlânâ'yla.
05:39Ve ondan sonrasını zaten sayma yani. Kaç sene daha devam etti? Az.
05:45Ama bir 30-40 sene peki ya var ya yok. Ama o arada da yani, her şey perişan oldu gitti.
05:52Zaten o vakitte de, Sultan Abdülhamid zamanında da sarık yok.
05:57Kendi özelde namazda şurada burada sarık sarar.
06:00Ama padişahlık simgesi olarak yani, fese geçmişler.
06:05Tâ herhâlde Abdülmecid Han zamanında veya Sultan Mahmud zamanında başlamış o iş.
06:11İşte o da sıkıntı oldu işte.
06:13Ali Hader Efendi babamız, kaddesi Allah Rasûlü, bunu çok anlatırdı.
06:18Ya, padişah Şeyhülislam'a şey gönderdi, mektup gönderdi.
06:25Dedi ki, biz Avrupa'nın ordularını görüyoruz.
06:29Onların ayaklarına giydikleri şeyler dar.
06:35Kafalarında zaten gâvurun sarık ne arar?
06:38Ondan sonra cübbeleri yok falan.
06:40O da işte dar bir ceket, meket gibi bir şeyler.
06:46Onların hareket alanı daha geniş oluyor.
06:50Bizim ordunun işte cübbesi var, şalvarı geniş çok.
06:55Yavşelin şalvarı, ağası uzun.
06:59Ondan sonra kafalarında kocaman sarık falan.
07:02Ne oluyor? Harplerde sanki harp yapacak şeyleri kaldı da işte mübarek padişah.
07:07Yani harpler evveldeydi, dünyaya hâkim oldular.
07:12E işte harple falan şey oluyor, hızla hareket edemiyoruz, pratikimiz bozuluyor falan, mealen söylüyorum.
07:19Ondan sonra, bu sarığın yerine fes ittihaz etsek.
07:28Ondan sonra, fes de Yunan'dan gelmiş falan diyorlar, o yanlış, o yalan.
07:34O yalan. Fes, Fas'tan geliyor.
07:37Fas'tan, Mağrib, Morokko deniyor şimdi, Fas tarafı var.
07:40O zaman fes oradan geldi, Yunan'dan değil.
07:43Buradan Yunan'a gitti. Çünkü bizim o zaman Gümülcineler, Trakya falan, yine o son zamanlarda da bizim elimizdeydi.
07:53Dolayısıyla fes, Fas'tan geldi buraya, buradan gitti oralara.
07:58Yani Yunan'dan gelmiş değil, o da yanlış bir bilgidir.
08:02Ondan sonra, fes'i Padişah'a şey gönderdi, Şeyhülislam'a gönderdi.
08:12Bir de potur, tam şalvar değil, dar. Dar, ona da potur deniyor.
08:20Tabi o şey değil, İslâmî bir kıyafet değil, İslâmî bir kıyafet, sirval. Sirval, şalvar, geniş şalvar.
08:28Ondan sonra onu da gönderdi falan.
08:32Şey de, çeket gibi bir şey de gönderdi. Dedi ki, bunlara izin var mı?
08:39Fetva, yine fetvayı soruyor. Fetvasız iş yapmıyor.
08:43Yani, bunları alabilirsek dedi, daha bir rahat hareket edeceğiz.
08:50Hâlbuki, hadîs-i şerîf var, sarığı indirdikleri vakit, Allah alçak edecek.
08:56Ve Efendimiz Hazretleri öyle buyururdu.
09:00Yahu Şeyhülislam da büyük âlim idi, ama…
09:04Yani Ali Adem Efendi babamızdan naklen de bunu söylüyor olabilir.
09:07Kendi de îzah getiriyor olabilir tabi, orasını şimdi tam beyan etmedi bize.
09:13Fakat Şeyhülislam ne kadar âlim olsa da, ortalama bir Şeyhülislam, en câhili bile Şeyhülislamların,
09:20şimdiki müftüler, diyanet reislerinden, bilmem ne, yıllarca okutur, yani icazet de vermez tabi ki.
09:26İcazet alamaz bizimkiler.
09:28En Şeyhülislam olsa, en câhil olsa, yani kendi oranlarına göre konuşuyorum,
09:35Şeyhülislamlar arasındaki en câhili, nisbî, göreceli konuşuyorum.
09:40Şimdi yine öyle âlim yoktur tabi ki.
09:42Osmanlı medreselerine yetişmiş.
09:45Fakat derdi Efendimiz, her zaman bu şey hâsıl olmuyor.
09:51Yani delil, aklına adamın gelmiyor.
09:55Bir de hızlı cevap versin yazmış pâdişah.
09:59Hızlı cevap bekliyorum.
10:01Biraz vakit müsait olsaydı, Şeyhülislam deliller bulurdu derdi.
10:07Fakat hızlı cevap deyince, Şeyhülislam yekten cevap yazdı.
10:14Dedi ki, câiz değildir.
10:19Tek kelime.
10:20Padişah da lâhe cüz'ü görünce, bir daha mektup yazdı.
10:25Ne yazdı orada?
10:27Bunların câiz olmadığına dair âyetten, hadisten bir delil yazsın.
10:35Eğer delil yazamıyorsa, ölül emre itaat etsin.
10:40Bu sefer mektup geldi Şeyhülislam'a.
10:42Ama işte Efendimiz Hazretleri ondan sebep dedi.
10:45Ya şu âyetle şu hadisi yazsaydı ya, pâdişahı durdururdu bu.
10:50Çünkü pâdişahlar şerâta inanmış adamlardı.
10:53Dururdu yani.
10:54Dedi ki, baştan hiç sarıksız şey vermedi.
10:59Dedi ki, bu fesin üzerine, şöyle bir kere de olsa, bir kere de dönse,
11:05bir sarık bir kere dönse bile, hani öyle büyük sarık olmasa,
11:08bir kere bir şey dönse, bu potur da, bu ceket belden aşağı gelmiyor.
11:16Bunun üzerine de belden aşağısını kapatan bir çıkıntı şöyle aşağı doğru.
11:21Cübbe değil tam, sağdan soldan biraz kısa ama arkayı kapatıyor tize doğru.
11:29İlk şeylerde o resimlerde bile var.
11:31Öyle bir değişik kıyafet çıkartmışlar yani cübbeyi çıkarınca.
11:34Birden bu cekete geçmemişler yani.
11:37O ara şeyinde.
11:41Yani bu fesin üzerine bir dönse böyle bir sarık, bir kere bile dönse,
11:46poturun üzerine de belden arka taraftan kapatacak şöyle bir çıkıntı gelse,
11:55hadi câizdir diyelim.
11:59Yine bir şart koymuş oraya.
12:02Ama keşke padişahımız bunu yapmasa ve buna yol açmasa korkarım.
12:12Bundan sonra Avrupa'dan bize din gelecek.
12:17Bak ne kadar, yine tabi hangi dönem, şimdi Şeyhülislamlar çok değişti biliyorsunuz.
12:22Padişahlar döneminde de bazı bir padişah döneminde beş on Şeyhülislam değişen var.
12:27Öyle her iki sene İbn-i Kemâl gibi, Ebû Sûd Efendi gibi uzun kalmadılar.
12:31Son dönemlerde çok değişiklikler var.
12:34Şeyhülislam'ın İsmâil Efendi Hazretleri, İsmâil Hac Câmii'nin bânisi,
12:39o mübârek mesela, çok dürüst idi, adâletliydi falan.
12:43Bazı istenilen şeylere de fetvâ verilmedi.
12:46Bir sene kaldı mesela.
12:48Öyle her Şeyhülislam da geldiği zaman padişah gibi sonuna kadar kalmıyor.
12:54Onun için Abdülmecit dönemi, yani o ara, yahut da Sultan Mahmud dönemi, Mahmud Adli.
13:01İkinci Mahmud döneminde oldu bu işler esasen.
13:05Abdülmecit de onun oğludur zaten.
13:08İş oradan, yine şu Sultan Abdülhamid Hazretleri peşlerine gelmeseydi,
13:14otuz küsür senede durmasaydı,
13:16hepten ne ehl-i sünnet kalacak, ne itikad kalacak, ne ehl-i sünnet itikadının kitapları basılacak,
13:21hepten piyasa, reformistlerin kitaplarına kalacaktı.
13:26Hep ehl-i sünnetin kitaplarını Abdülhamid Hazretleri bastı, etti.
13:30Yani o, tabii çökmeyi bir otuz sene, kırk sene,
13:34belki onun gerisi, ilerisinin de uzantıları var.
13:37İlla kendinin başta olduğu mesele değil.
13:39Bunun bir de tusunaması var.
13:41Kendisinden sonraya da bereketi sirat etti.
13:43Çünkü bir düzen kurdu, şu gün bile biz, bütün ehl-i sünnet kitaplar,
13:47onun döneminde, Osmanlı döneminde basılmış.
13:51E düşün ki Arap piyasasında şimdi basılıyor, ediliyor.
13:54Lübnan'da şurada, şey Lübnan'a da.
13:56Allah kurtarsın, helâs etsin Yahudî'nin şerrinden.
13:59Bütün kitaplarda ekseri de orada basılıyor falan.
14:01Onlar da Allah için çoğu yapmıyor, para için matbaalar kurmuşlar falan.
14:05Ama neyse, bize kitaplar ulaşmış oluyor.
14:08Bazı yalan yanlış basıyorlar, hatalı çok basıyorlar.
14:11İşte o da iyi hoca olmak lâzım, yanlış da kaçıyor.
14:14Araya deste var, katıyo karıştırıyorlar yani.
14:16O da başka bir tehlike tabii.
14:18Bu kadar kitapların basılmasının da büyük tehlikesi de var bir tarafta.
14:22Çünkü ben de yakalıyorum yani, bir bakıyorum.
14:24Destler var, katma karıştırmalar var.
14:27Tasavvuf kitaplarına, evliyâullahın kitaplarına katıyorlar, karıştırıyorlar.
14:31Yaa!..
14:32Sarık'tan, cübbeden geldik.
14:35Yani, padişahlarım bu işler, Sultan Mahmud Adli'den diye hatırlıyorum.
14:41Tanzimat falan işte o dönemler.
14:43Başladı bu işler, zayıflamaya.
14:46Ne dedi?
14:48Şeyhülislam, padişahımız keşke bunları kabul etmese.
14:54Korkarım, bugün bu fes gelecek, potur gelecek.
14:59İşte ceket, tam ceket de değil ama, ama o teklif ettiği şey ceketti.
15:04Bunları alırsa, yarın Avrupa'dan korkarım, din gelecek.
15:09Din ne demek?
15:10Dinin içinde hükümler var, kânunlar var, maddeler var, nizamlar var.
15:15Tanzimat adı nizamdan geliyor ki.
15:17Yani düzenlemeler. Ne düzenlemesi? Batırdı gittiler işte.
15:21Ondan sonra geldi mi? Geldi.
15:23Şimdi senin, ceza kânunun hangi gâvurdan alınma?
15:29Bilmem ne kânunun, medeni dedikleri, medeni dedikleri, karı-koca, evlilik, boşanma vs.
15:37Mîrasla ilgili meseleler, hangi gâvurlardan alınma?
15:41Hangisi mecelleden alınma?
15:44Hangisi Kur'ân'dan, Sünnet'ten alınma?
15:46Hiçbiri değil. Kur'ân'dan, Sünnet'ten…
15:48Zaten direkt fetva, şimdi de bütün dünyanın en büyük âlimleri toplansa direkt çıkaramaz.
15:52Müctehidlerin sürgesinden geçecek, fukâhâdan geçecek, felân felân…
15:56Onun için mecelle…
15:58Alaeddin Efendi babamız da orada görevliydi, mecellenin hazırlanmasında bir bölümde.
16:01Alaeddin Efendi babamızın başkanlık ettiği heyyet hazırladı mesela.
16:05Herhâlde muâmelât büyüğü olacak.
16:08Dolayısıyla öyle âlimler…
16:10Dört mezhebin fıkhı kaybolsa ezberden yazdırırım evlâdım.
16:14Dört mezhebin fıkhı…
16:16Bu ne demek yahu?
16:18Tabi ki bütün teferruatı kastedilmemiş olabilir.
16:21Yüz binlerce cid fıkhı kitabı vardır yani dört mezhebin toplasan.
16:25Ama dört mezhebin fıkhı kaybolsa ne demek?
16:28Bu ana hatlarıyla dört mezhebin birbirinden ayrıldığı meseleler var tabi ki.
16:32Niye başka mezhep oldu? Hepsi aynı olsaydı, dört olmazdı.
16:36Bunların hepsini yazdırırım.
16:38Böyle büyük âlimler o mecellede iştirak ettiler de bir mecelle çıktı.
16:44E mecelleden kaç kaide var şimdi bunlarda?
16:47Bir şey yok.
16:49Onun için cinayetler, nizamsızlıklar, düzensizlikler, terörler, işte beka sorunları, şunlar, bunlar…
16:58Şeriatla hükmetmezsen Allah Teâlâ…
17:02وَمَا حَكَمُوا بِغَيْرِ مَا اَنْزَلَ اللّٰهُ اِلَّا فَشَاءَ ف۪يهِمُ الْفَقْرُ
17:09Şimdi ekonominin çözümü, ekonominin sonunu.
17:12Dün de Bursa'da biraz temas ettim.
17:14Ama bu aklıma gelmemişti, şimdi o da geldi.
17:16Allah'ın indirdiği Kur'ân, Sünnet, Şeriatla hükmetmezse bir millet,
17:22اِلَّا مُطْلَقَةَ فَشَاءَ يَيَلِرْ ف۪يهِمُ
17:25Onların içerisinde el-fakru, fakirlik.
17:29Fakirlik mi arttı, zenginlik.
17:315-10 kişi de zenginlik arttı ama, 100 milyon da fakirlik arttı.
17:37E niye? Niye?
17:39Mucize arıyorsun, her yer mucize dolu yahu.
17:42Şu hadîs-i şerîften büyük mucize olur mu yahu?
17:451400 senedir şeriatla hükmedilirken, zenginlik diz boyu.
17:50Ne zaman şeriat, Kur'ân, Sünnet bırakıldı?
17:53Fakirlik diz boyu.
17:55Devamlı da daha fakirleşiyor millet.
17:57Çünkü neden?
17:58E, İslâm'ı istemiyor, Kur'ân'ı istemiyor.
18:01Ondan sonra nereden geldim? Esas oradan geldim.
18:05Hakîkaten Şeyhülislam'ın dediği doğru çıktı mı? Çıktı.
18:10Din geldi derken, kânunlar mânâsına.
18:13Kanunlar… E, din de geldi canım.
18:15Yahudiler cirit atıyor, Hristiyanlar cirit atıyor, misyonerler cirit atıyor.
18:19Bütün kiliseler, faaliyet yapıyor, kiliseler restore ediliyor.
18:23Devlet bütçesiyle bütün kiliseler açılıyor.
18:26Değil mi? Havralar, kiliseler…
18:29Tarl-ı Azze'nin içine bile kilise havra konuluyor, felân felân…
18:32Din geldi yani.
18:34Yâ! Me'âde Allah! Me'âde Allah!
18:39Efendimiz öyle derdi.
18:40Yahu Şeyhülislam'ın aklına keşke gelseydi.
18:43وَلَا تَرْكَنُوا اِلَى الَّذ۪ينَ الظَّلَمُوا فَتَمَسَّكُمُونَ
18:47Zâlimlere azıcık dahî… Zâlimler, müşrikler.
18:51اِنَّ شِرْكَ لَظُلْمٌ عَظِيمٌ
18:52En büyük zulüm, şirktir. Allah buyuruyor.
18:54Çünkü kula yaptığın zulüm oluyor da, Allâh'a yaptığın haksızlık, zulüm olmaz mı âşık?
18:59Allah ondan eziyetlenmiyor. Kul eziyetleniyor.
19:01Mevlâ eziyetlenmez. Mevlâ'yı kimse üzemez, ezemez.
19:04Ama Mevlâ onu zulüm kabul ediyor.
19:08Çünkü bana haksızlık yaptı, bana ortak koştu.
19:10E, o müşriklere azıcık dahî meyletmeyin.
19:14Ne diyor orada müfessirler, Beyzâvîler, Ebû Sûyûdler, bütün müfessirler?
19:20Ketteze yiyin, bizi yiyin.
19:22Efendimiz Hazretleri çok uğurdu bunu yani. Onlarca kere dinledim.
19:26Onların kılık kıyafetine bürünmek ve onların şekli gibi giyinmek.
19:33Bu pantollar, bu ceketler, ondan sonra da artık tıraşlar, sakal tıraşları,
19:39kafanın Alabrus tıraşları, Amerikan tıraşları, bunların hepsi onların şekline bürünmeye giriyor.
19:46فَتَمَسَّكُمُ النَّارِ
19:48Kâfirleri ebedî yakacak o ateş, size de dokunacak.
19:53Yani Müslüman da cehenneme girecek işte.
19:55E niye? Kâfirin kılığına girdiğinden.
19:59وَمَا لَكُمْ مِنْ دُونِ اِلَّا مِنْ اَوْلِيٰهِ
20:01Sizin için Allah'tan başka hiçbir dost bulunmayacak ahirette.
20:05Dünyada da bulunmasın.
20:06Kanser etse seni, anan acısa ne yapacak, baban üzülse ne yapacak yani?
20:12ثُمَّ لَا تُنْصَرُونَ
20:13Sonra hiç yardım olunmayacaksınız, cehenneme atılacaksınız, Allah buyuruyor.
20:18Bu âyeti padişaha gönderseydi, derdi Efendimiz.
20:24Bir de Meşârik hadislerinden, ondan sonra, o da Mesâbih'ten alınmadı yani.
20:30İmâm-ı Beghevî'nin Mesâbih-i Hussünne diye çok muazzam bir kıymetli kitabı var.
20:35Ondan sonra, ondan da çıkartılmış Meşârik, Şarkü'l-Envâr olacak.
20:40O hadislerin üzerine çok şerhler yazılmış.
20:43İbn-i Melek Hazretleri de onun üzerine bir güzel şerh yazmış.
20:46Alâ ader Efendimiz, babamız, ondan çok nakil yapar, kitabının kenarında.
20:50كَذَا فِي شَرْحِ الْمَشْارِكِ لِبْنِ مَلَكِ yazıyor.
20:52İbn-i Melek'in Şerh-ül Meşârik'inde.
20:56Bu eserlerde geçen, Sâhîb-i Râdî-i Şerîfe var, ganimet mallarından bir kumaş geldi.
21:02Efendimiz Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem, ganimetleri dağıtırken, Sâhâbe-i Kirâm'dan birine de bir kumaş, o kumaşı verdi.
21:07O zaman elbisem, elbise, böyle cübbe, tam bir cübbe yapacak kadar falan elbiseler yok.
21:13Hattâ Sâhâbe-i Kirâm, işte altına, tabi mecbur setreâvret namazda, altına şey giriyor, izar deniyor ona şimdiki,
21:25yani peştemal tâbiriyle izar giyiyor.
21:28Bazısı, üstüne bulamıyor giyecek bir şey.
21:31Namaza duracak, neresini kapatsın?
21:33Tabi ki altını kapatsın.
21:36Onun için Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem buyuruyor ki,
21:38iki elbise bulan, iki elbiseden kastı ne?
21:42Altla üst.
21:44İki elbise bulanınız, mutlaka iki elbiseyle kırsın.
21:47Yani ne demek? Üstünü de kapatsın.
21:50Şimdi o zaman iki, yani altlık ve üstlük, ihram gibi düşünün.
21:54İhram gibi.
21:55Öyle iki elbisesi varsa, tek altını kapatıp kılsa, mekruh olur yani, iyi olmasa.
22:02Ama niye öyle söylüyor?
22:04Çünkü ekseriyet altlık bulsa, üstlük bulamıyor.
22:09Elbise, kumaş falan çok yok öyle Medine'nin ilk dönemleri.
22:14Sonra ganimetler, fetihler başladı da, biraz bolluk oldu.
22:19Onun için buyuruyor, alttakine izar deniyor, üsttekine rida deniyor.
22:29Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem de kumaş dağıtıyor.
22:32Hani ki namazda en azından üzerlerini kapatacak, üstlerini kapatacak falan.
22:37Veyahut da elbise yapsın, çüppe yapsın.
22:40Sahâbîden o zattan onu alıyor, işte bir şekilde, ne şekilse diktiriyor.
22:47Yani işte o zamanki, neyse usullere göre, geliyor.
22:52Yani artık namaza geliyor, cemaate geliyor.
22:55Efendimiz Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem onu görüyor.
22:57اِنْ لَا دِيْمِ الْلِبَاسِ الْكُفَّارِ فَلَا تَلْبَسَةً
23:01Bu senin giyindiğin elbise, kâfirlerin libasındandır.
23:04Sen bunu giyinme, buyuruyor.
23:06O da diyor ki, ya Rasûlullah Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem, bunu sen verdin bana diyor.
23:11Efendimiz Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem, ben sana elbise şeklinde vermedim.
23:14Ben sana kumaş olarak verdim.
23:17Senin şu anda giydiğin şekil, müşriklerin giydiği şekil.
23:21Artık nasıl dikildiyse, onu şu anda kitapta ben tarifini görmeden tarif yapamam da.
23:26Müşriklere benzeyen bir stil olmuş yani, dikişte.
23:30Artık bir tarafı tar mı oldu, bir şey mi oldu?
23:33E ne yapayım bunu diyor, yak onu buyuruyor.
23:36Bak, yak onu buyuruyor.
23:37Halbuki diyor, şeyde, kumaşı değiştirip başka şekilde faydalanmak câiz.
23:45Kumaşı yakmak da israf.
23:48Bak şimdi, mesela sen bir kıyafetle geldin.
23:54Bunu sana, bak müşriklere benziyor, kâfirlerin şekline benziyor, bunu değiştir.
24:01Bunu değiştirirken sen bunu başka bir şekilde, kumaşı sokup da,
24:06diyelim ki kestin bir tarafından, öbür tarafından bir yelek yapıp çıktı.
24:11E bu şimdi câiz değil mi? Câiz.
24:14Hattâ öyle yapmak da lâzım. Çünkü kumaşı yakmanın ne lüzumu var?
24:18İşte o hadîs-i şerîfin şerhinde ve hükmünde buyuruyor ki,
24:21Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem, ümmetine kâfirlere benzeyen, kâfirlerin elbiselerine benzeyen,
24:30kılık kıyafetine benzeyen şekle bürünmemeleri ve o takım elbiseleri giyinmemeleri hususunda
24:38tehliz ve teşdit için öyle yani onu reddediyor ki,
24:43artık bundan hiçbir yerinden istifade edilmez, yak onu gitsin.
24:48Sırf onu anlatmak için öyle buyurdu diyor.
24:52Buraya dikkat edin.
24:53Şimdi Efendi Hazretlerimiz de buyururdu ki,
24:55Keşke Şeyh-ül İslâm bu âyetle bu hadîsi pâdişaha gönderseydi.
25:06Çünkü pâdişaha evvelâ Şeyh-ül İslâm mektupta cevapta yazdı ki,
25:10لَا يَجُوزُ.
25:13Yani ilk mektubu pâdişaha yazdı,
25:16işte sarığı çıkaralım, işte şalvarı, bol şalvarı çıkaralım falan.
25:20Şeyh-ül İslâm yekten cevap yazdı.
25:25Dedi ki, câiz değildir.
25:29Efendi Hazretleri ondan sebep dedi.
25:31Ya şu âyetle şu hadîsi yazsaydı ya, pâdişahı durdururdu bu.
25:37Çünkü pâdişahlar şerâta inanmış adamlardı.
25:39Dururdu yani, dururdu.
25:42Ama Şeyh-ül İslâm o anda dedi, hazır cevap olamadı.
25:47Bir de acele etsin dendiği için,
25:50bu âyeti bu hadîsi yazsaydı, daha da dolu âyet-i hadîsten delil var,
25:54yazsaydı, bu belâya düşmeyecekti.
25:57Ha sonradan bu belâya ne düşülecekti de, peşin biraz gecikecekti.
26:01Sultan Abdülhamid sarık sarmağa bayılmaz mıydı?
26:05Ama tabi resmî kıyafet şekline geldi,
26:07o kendinden önceki pâdişahlar yüzünden,
26:10birkaç pâdişah yüzünden, dedeleri yüzünden,
26:13o resmî şey olunca bir daha onu geri döndüremedi, anladın mı?
26:16Yoksa kendisi şeyde sarık sarıyor, namaz kılıyor, zikre katılıyor,
26:21evliyâullah ile toplanıyor, kalp-i şerîf yapılıyor.
26:24Yani Sultan Abdülhamid'in kendi özelinde,
26:27tam bir tarikat ehli, zikir ehli, velî-i zinşân idi yani.
26:31Bunda şüphe yok. Ama ne yapsın işte?
26:34Bir de resmî makamı işgal ettiği için,
26:37o noktada biraz resmiyete, geriden gelen resmiyete uydu.
26:41Ama şimdi esas açtığımız noktalardan geri gelelim.
26:46Ne buyuruyor?
26:47فَاِذَا اُضَعُوهَا اَذَلَّهُمُ اللّٰهُ
26:50Sarığı koydukları zaman aşağı,
26:52Allah onları zelil edecek.
26:55Şimdi haritaya bakıyorsun,
26:58sarıkların büyüklüğü oranında,
27:00مَمَالِكِ مَحْرُوسَهِ شَهَانَةً
27:03büyük.
27:05Yani onun internetlerde vardır herhâlde.
27:08Yoksa da biz resim çekelim, koyalım bizim siteye.
27:11Şimdi yine teftiş açarlar.
27:13Ne yapmak istiyorsunuz?
27:15E kardeşim, en iyi müdâfaa saldırıdır.
27:22Madem Tayyip Bey diyor,
27:24Allah selâmet versin,
27:26Yahudi bize de sulanıyor,
27:28yani yaklaşıyor,
27:30savaş Beyrut'tan, Suriye'den, Türkiye'ye de düşünüyor.
27:34Bu Erz-ı Mevûd'den bahsetti Tayyip Bey.
27:37Bilmiyorum, eskiden bu kadar bahsetmezdi.
27:39Biz kırk senedir, elli senedir bahsediyorduk.
27:42Ama artık tehlikenin boyutlarının büyüklüğünü anlamanız gerekmez mi?
27:48Fâat edilen topraklarda,
27:50bütün bizim Diyarbakır, Antep, Urfa, Adana, hepsi var.
27:56Adamlar geliyor.
27:57Göz göre göre geliyor yani.
28:00Tabii geleceklerse görecekleri de var inşâAllah.
28:02Gelemezler, Allah Teâlâ,
28:04Beyrut'u mezar eylesin onlara,
28:07Lübnan'ı mezar eylesin onlara,
28:10Filistin'de, Gazze'de kahr eylesin onları.
28:13Âmin.
28:14Ve böylece bütün müslümanları helâs eylesin siyonizmin belâsından.
28:19Âmin.
28:19Allâhumme salli alâ seyyidina Muhammedin ve alâ aleyhi sellîm.

Önerilen