• 4 saat önce
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, “Sen insanları hasta ederek bunun üstünden para kazanmaya çalışan bir iktidarsın. Senin açtığın yoldan birtakım vicdansızlar, el kadar bebekleri yenidoğan ünitesine yatırarak, orada yoğun bakıma alarak o çocuklar üzerinden para kazanıyor. Bugün el kadar bebeleri katlederek para kazanan namussuzlarının ağababaları deprem zamanında da çadır satıyorlardı” dedi.
Haber: ÇAĞATAN AKYOL - Kamera: MEHMET ÇALPAR
(İSTANBUL) - Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, "Sen insanları hasta ederek bunun üstünden para kazanmaya çalışan bir iktidarsın. Senin açtığın yoldan birtakım vicdansızlar, el kadar bebekleri yenidoğan ünitesine yatırarak, orada yoğun bakıma alarak o çocuklar üzerinden para kazanıyor. Bugün el kadar bebeleri katlederek para kazanan namussuzlarının ağababaları deprem zamanında da çadır satıyorlardı" dedi.

hbrlr1.com/cbdwfdwlkckckl

Category

🗞
Haberler
Döküm
00:00Şimdi bugün Gazi'deyiz ama aslında aylardır Türkiye
00:06İşçi Partisi olarak bu ülkenin görülmeyen ya da daha doğru bir
00:12ifadeyle gösterilmek istenmeyen gerçeklerini yurttaşlarımıza
00:16anlatabilmek için büyük bir çaba içersiniz. Burada açık
00:19konuşuyorum, size şikayet ediyoruz. Türkiye'deki basın
00:24düzenini medya dedikleri düzeni şikayet ediyoruz. Çünkü orada
00:29da patronlar var ve o patronlar emekçilerin yani bizlerin bu
00:34ülkenin gerçek sahiplerinin yaşadıklarının görülmesini ve
00:38gösterilmesini istemiyor. Sadece bazı gerçekler artık
00:43gizlemeyecek hale geldiğinde o gerçekleri eğerek bükerek
00:47parça parça göstermek ve aslında toplumu kandırmakla
00:52meşguller. Bunun bir sonucu olarak belki artık bir yıldan
00:56uzun bir zaman oldu. Türkiye İşçi Partisi'ni televizyonlarda
01:00pek göremiyorsunuz. Biz bunun sistemli bir politika olduğunu
01:05anladığımız gün hemen harekete geçtik. Dedik ki madem bunlar
01:09bizim söylediklerimizin halka ulaşmasını istemiyorlar, bunlar
01:14rahatsızlık duyuyorlar. O zaman gerekirse dedik dumanla
01:18haberleşeceğiz. Ama bu ülkede yoksulların, halkın,
01:22emekçilerin yaşadığı bütün sorunları hem gideceğiz, yerinde
01:26göreceğiz. Görülmeyenleri göstermek için çaba sarf
01:31edeceğiz. Bunun için aylardır sokaklardayız. Fabrika,
01:34fabrika, atölye, atölye. Sokak sokak. Ama en çok da pazar pazar
01:39geziyoruz çünkü açlığın, sefaletin, yoksulluğun ne
01:43boyuta geldiğinin en güzel görülebileceği yerlerden bir
01:47tanesi bu ülkede emekçilerin evlerine meyve sebze almak için
01:52ziyaret ettikleri pazar yerleri. Ve şimdi burada size
01:56oturup gazi pazarında gördüklerimi anlatmak saçma
02:00olur. Siz zaten onu yaşıyorsunuz. Onu her gün pazara
02:04gittiğinizde gözlemliyorsunuz. Ama şunu bilmenizi isterim.
02:07Bütün Türkiye'de gittiğimiz her yerde bizlerin yaşadığı
02:11emekçilerin yani alın teriyle namusuyla onuruyla yaşayan
02:15insanların yaşadığı her mahallede aşağı yukarı aynı
02:19durum var. Ha hırsızlar nasıl yaşıyor onu bilmiyorum.
02:21Üçkağıtçılar nasıl yaşıyor bilmiyorum. Dolandırıcılar nasıl
02:24yaşıyor bilmiyorum. Gazputlar nasıl yaşıyor onu bilmiyorum.
02:27Saraydakiler nasıl yaşıyor onu gerçekten bilmiyorum. Onlara
02:31sorsanız memlekette her şey gürlük gürüst sağlık ama bizim
02:35hayatımız her geçen gün kötüleşiyor. Her geçen gün
02:38yoksullaşıyoruz ve acı olan ne biliyor musunuz arkadaşlar?
02:41Daha çok çalışmamıza rağmen bazı arkadaşlarımız ikinci işe
02:46mümkünse üçüncü işe giderek çocuklarına ekmek götürmeye
02:49çalışmasına rağmen Türkiye'de milyonlarca insan her gün
02:53dünden daha zor şartlarda yaşıyor. Her gün düne göre daha
02:56yoksullaşıyoruz. Ve fakat geldik en önemli meseleye. Bunun
03:02neden böyle olduğunu bir türlü anlayamıyoruz. Biz iyi
03:06insanlarız. Emeğiyle yaşayan insan, alın teriyle yaşayan
03:09insan, onuruyla yaşayan insan onların kötülüklerine
03:14düşünemiyor. O yüzden biliyorum şimdi pazarda da oldu. Herkes
03:18suçu kendinde buluyor. Ne yapalım bizim durumumuz bu diyor.
03:22Ne yapalım beceremiyoruz diyor. Ne yapalım yapamıyoruz diyor.
03:24Oysa hiç suçu olmayan varsa o da bizleriz. Hiç suçu olmayan
03:29varsa burada yaşayan insanlar. Biz elimizden gelen her şeyi
03:32yapıyoruz ama yoksullaşmamızın bir nedeni var arkadaşlar.
03:35Bakın bu ülkede yirmi iki yıldır iktidar kontuğunda
03:38oturanların o koltukta oturmasının bir nedeni var.
03:41Onlara o koltuğa neden oturttuklarını bir kez daha
03:44hatırlayalım. Onlar zenginler daha zengin olsun diye. Onlar
03:49patronlar daha kolay sömürebilsin diye. Emperyalistler
03:53daha kolay ezebilsin, daha kolay sömürebilsin diye bilerek ve
03:56isteyerek o koltuğa oturtuldular. Onlar bir tane
03:59hedefi var, bir tane amacı var sadece. Bu ülkedeki bir avuç
04:03zenginin, bir avuç para babasının daha zengin olması.
04:06Ve bütün politikalar buna göre dizayn edilmiş durumda. Bakın
04:10şöyle düşünüyorlar. Koçları, sabancıları, beşli çeteleri
04:14nasıl daha zengin edeceğiz? Ayşe daha çok çalışacak. Ali
04:18ikinci işte çalışacak. Ama bunun karşılığında asgari ücret
04:22düşecek. Bunun karşılığında eline geçen para mümkün
04:25olduğunca azalacak. Çalışma saatleri uzayacak ama aldığı
04:29ücret daha az olacak. Sonuç ne? Bakın bu ülkedeki rezaletleri
04:33anlatmak için aslında bir tek şey yeter. Bu iktidar döneminde
04:37otuz binden fazla işçi adına iş kazası deniler, iş cinayetlerinin
04:42hayatını kaybetti mi? Bunların yüzde doksan sekizi sendikasız
04:46arkadaşlar. Anayasal bir hak olan sendikanın olmadığı iş
04:49yerlerinde işçiler hayatlarını kaybediyorlar. Niye? Patronlar
04:54daha fazla para kazansın diye. Niye? Zenginler daha zengin
04:58olsun diye. Niye? Beyefendilerin eli sıcak
05:01suları, soğuk suya gitmesin diye. Rahat rahat yataklarında
05:04yatsınlar. Yedikleri önlerinde, yemedikleri arkalarında olsun.
05:07Saraydakilerin iktidarı devam etsin diye biz yoksunuz. O
05:12yüzden hiç kimse yoksulluğun sebebini kendinde aramasın. Biz
05:16hepimiz sesimin ulaştığı herkes kendine sorsun. Hepimiz düne
05:21göre daha zor yaşıyoruz. Geçen yıla göre daha zor yaşıyoruz.
05:24Ondan önceki yıla göre daha zor yaşıyoruz. Ama hepimiz bugün
05:28daha fazla çalışıyoruz. O zaman o zaman yoksulluğun nedeni biz
05:32değiliz arkadaşlar. Yoksulluğumuzun nedeni
05:34aklımıza mıh gibi çakalım. Hiç unutmayalım. Bizim
05:38yoksulluğumuzun nedeni hak etmediği halde çok zengin
05:41olanlardır. Servetlerine servet katanlardır. Hırsızlardır,
05:45üçkağıtçılardır, dolandırıcılardır. Biz onlar çok
05:49zengin olduğu için yoksullaşıyoruz. Onlar bizim
05:51alın terimizi gasp ettikleri için yoksullaşıyoruz. Işte
05:55bütün mesele bu. O yüzden gözünüzü seveyim bizim sesimizi
05:59ancak siz kardeşlerimize, işçilere, emekçilere
06:02ulaştırabilirsiniz. Ve onlara ne olur şunu anlatın. Diyin ki bu
06:06ülkenin tepesine çökmüş bir azınlık bir doymak bilmez
06:10patron sınıfı var. Patronlar var. Onların iktidarı var.
06:15Onlar daha zengin olsun diye bizi her geçen gün daha yoksul
06:20hale getiriyorlar. Ve sakın şunu söylemeyin. Şimdi yeni numara
06:24buldular. Neymiş? Bu iktidar beceriksizmiş. Neymiş? Bu
06:28iktidar ekonomi bilmiyormuş. Hayır arkadaşlar yalan. Bu
06:33iktidar çok becerikli. Bu iktidar zengini daha zengin
06:36etmek konusunda çok becerikli. Yahu yirmi iki yıldır her gün
06:40zenginler daha zengin oluyor. Bu beceriksizlikle açıklanabilir
06:43mi? Bu iş bilmezlikle açıklanabilir mi? Onlar biliyor.
06:46Bilerek ve isteyerek bizden alıp zenginlere veriyorlar. O
06:51yüzden arkadaşlar biz sadece kolayca anlaşılsın, görülsün
06:56diye halk için ekonomi paketi açıkladık ve şimdi bütün
07:00Türkiye'de sokaklarda, meydanlarda aslında isterse
07:04emekçiden, yoksuldan, halktan yana bir ekonomik düzen nasıl
07:08kurulabilir? Bunu anlatmak için yollara çıkmışım. O
07:12bildiriyi arkadaşlar size ulaştırsınlar. Lütfen bakın.
07:14Iki şey söylüyoruz. Diyoruz ki bir, hepsini geri alacağız.
07:18Bizden çaldıkları bizden çaldıkları ne varsa hepsini
07:23geri alacağız. Hani kaynak yok diyorlar ya. Kaynak var. Kaynak
07:27var da siz çalıyorsunuz o kaynakları. Siz halkın alın
07:30terine, emeğine çökerek halkın hakkı olanları çalarak bu
07:35ülkeyi kaynaksız bırakıyorsunuz. Sizin
07:37çaldıklarınızı geri aldığımızda bu ülkede kaynak var. Bu ülke
07:42bakın yirmi iki yıldır hırsızların yönettiği bir ülke
07:44hala batmadıysa ne kadar zengin bir ülke olduğumuza başka bir
07:48şey işaret gerek var mı? Ne kadar zengin olduğumuzu
07:51gösteriyor. Şimdi ben bugün aslında bu ekonomi programını
07:55anlatacaktım arkadaşlar. Bu ülkenin ekonomik sorunlarının
07:58nasıl çözülebileceğini anlatmak için sizlerle buluşmak
08:01istemiştim. Ama açık söyleyeceğim. Türkiye'de vicdani
08:05olan hiç kimse bugün şu yeni doğan çetesinden başka bir şey
08:09konuşmaması lazım. Vicdani olan herkes bu utanç verici bir şey
08:14bakın Türkçenin utanç verici bir kelimesi oldu. Yeni doğan
08:19çetesi ne demek arkadaşlar ya? Daha bir günlük birkaç saatlik
08:23çocuk hastanede doğmuş annesinin babasının eşinin
08:27dostunun en güzel gülü, en güzel anı, hayatta en mutlu
08:33olduğumuz an bir takım alçaklar, namussuzlar,
08:36şerefsizler ondan para kazanmaya çalışıyorlar.
08:52Şimdi arkadaşlar bunun üzerine konuşacağız. Bakın. Bunun
08:57üzerine konuşacağız. Bizim iddiamız şu. Diyorduk ki bu
09:01iktidar aslında her şeyi biliyor mu? Bunlar da aklın
09:05yerine hurafeyi bilimin yerine dini vicdanın yerine paraya
09:10koymuş bir anlayış var. Bakın Adalet ve Kalkınma Partisi
09:13nedir derseniz aklın yerine hurafeyi bilimin yerine dini
09:18vicdanın yerine parayı koymuş bir iktidar var. Şimdi niye
09:21böyle söylüyorum? Kendi kendimize bir soralım. Yirmi
09:25iki yıldır iktidarda en çok neyle övülüyorlardı arkadaşlar?
09:28Hatırlayın şöyle bir on sene önceye gidin, on beş sene
09:31önceye gidin. Diyorlardı ki AKP bir sağlık devrimi yaptı.
09:34Doğru mu? AKP sağlıkta dönüşüm programı diye bir program
09:39uyguladı. Hatırlıyoruz değil mi? Onlar bu sağlıkta dönüşüm
09:42programını ilk ortaya attıklarında bu ülkenin
09:45devrimcileri, sosyalistleri biz dedik ki ey yurttaşlar bu
09:49yalanlara inanmayın. Bunlar hastaneleri ticarethane
09:54hastaları yani yurttaşları da müşteri haline getiren bir
09:57hastane modeli kuruyorlar.

Önerilen