CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bütçe görüşmelerinde; Türkiye İhratçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe'nin "Ülke batıyor. Yüzde 50 faizle bir ülkenin ayakta kalma şansı yok" sözlerinden geri adım atarak "Firmalar batıyor' yerine sehven 'Ülke batıyor' dedim" sözlerini eleştirdi. Bakırlıoğlu, "Şirketlerin batması demek, işsizlik, istihdam azalması demektir, Türkiye'nin batmasıdır. Başkan, 'Yüzde 50 faizle bu şirketler batar, bu ülke batar' diyor. Doğru, yüzde 50 faizle yatırım, üretim, ihracat, istihdam olmaz" dedi.
NİSANUR YILDIRIM
(TBMM) - CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda bütçe görüşmelerinde; Türkiye İhratçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe'nin "Ülke batıyor.
hbrlr1.com/ctafcilckckckl
NİSANUR YILDIRIM
(TBMM) - CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda bütçe görüşmelerinde; Türkiye İhratçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe'nin "Ülke batıyor.
hbrlr1.com/ctafcilckckckl
Category
🗞
HaberlerDöküm
00:00Şimdi Sayın Bakanım dün burada olsaydınız burası bayağı
00:02hareketliydi. Çünkü burada Tarım Bakanlığı vardı. Ve
00:06hakikaten de tarım Türkiye'de tarım ve hayvancılık ciddi bir
00:10şekilde kan kaybediyordu. Biletvekilleri de haliyle eee
00:14fazla ilgi gösterdiler. Ancak e bugün de fazla bir kalabalık
00:18yok. Burada gördüğünüz gibi biraz böyle yavaş geçiyor
00:22görüşmeler. Esasına bakılırsa rakamlara baktığımız zaman
00:26bugün de çok canlı olması lazımdı buranın. Buranın bugün
00:30çok hareketli olması lazımdı. Burasının milletvekilleri dolu
00:34olması lazımdı. Çünkü hakikaten de sanayimizdeki rakamlar hiç de
00:39iç açı değil. Sanayideki kan kaybı inanın en az tarım
00:44sektörü kadar. Geçen sene bütçe maratonun ilk günde
00:48Cumhurbaşkanı Yılmaz şöyle bir ifade kullanmıştı. Sanayinin
00:53milli gelirden aldığı pay iki bin iki yılında yüzde yirmi.
00:56Iki bin yirmi iki yılına geldiğinde yüzde yirmi altı
00:58nokta beş. Siz böylesi bir ekonomiye nasıl sanayisiz
01:03leşiyorsunuz diye bir eee sözcükte eee bir eee söz eee
01:07söylemişti. Eee evet iki bin yirmi iki yılında sanayinin
01:12gayri safi yurt içi asıladan aldığı pay yüzde yirmi altı
01:15nokta dört. Ancak iki bin yirmi üç yılına geldiğimiz zaman bu
01:19yüzde yirmi iki nokta dokuza indiğini görmekteyiz. Iki bin
01:23yirmi dördünün ikinci çeyreğindeki rakam ise yüzde
01:26on dokuz nokta sekiz. Yani bu belki de şimdiye kadar görülmüş
01:30en düşük oranlardan bir tanesi. Ha bu arada bin dokuz yüz doksan
01:34sekiz, bin dokuz yüz doksan sekiz yılında sanayi üretiminin
01:38gayri safi yurt içi asıladan aldığı pay yüzde yirmi beşti.
01:41Yani bakıldığı zaman yıllar içerisinde ciddi bir azalma
01:45söz konusu. Imalat sanayisi de aynı şekilde. Iki bin yirmi iki
01:49yılında yüzde yirmi iki nokta bir olan pay iki bin yirmi üçte
01:53yüzde on dokuz nokta beşe düşmüş. Iki bin yirmi dördün
01:56ilk çeyreğinde yüzde on sekiz nokta beş. Ikinci çeyreğinde
02:00yüzde on yedi nokta bir. Bakın çok ciddi bir düşüş trendiyle
02:04karşı karşıyayız. Ve bizim hedefimiz iki bin elli üç
02:08yılındaki hedefimiz eee imalat sanayinin gayri safi yurt içi
02:12asıla içerisinde payını yüzde otuza çıkartmak. Bu esası çok
02:16doğru bir hedef. Olması gereken bir hedef. Ancak hedefle şu an
02:20bulunduğumuz konum arasında çok ciddi bir fark var. Ve ne yazık
02:24ki sanayisizleşiyoruz. Bunu raporlar bunu söylüyor.
02:28TÜSİAD'ın raporları bunu söylüyor. Rakamlar bunu
02:30söylüyor. Evet dünyada da belli bir trend var ama Türkiye'de
02:33çok ciddi bir trend söz konusu. Ve ne yazık ki siz de hızla
02:38sanayisizleşen bir ülkenin sanayi ve teknoloji bakanı
02:40olarak biraz evvel sunum yapmıştınız. Şimdi rakamlara
02:44bakıyoruz. Mesela aylık sanayi üretim endeksi rakamlarında
02:48toplam sanayi üretim endeksi Haziran'da yüzde sekiz noktayı
02:51düşmüş. Imalat sanayindeki düşüş yüzde on bir. İstanbul
02:55Sanayi Odası Eylül raporuna baktığımız zaman yirmi bir
02:58aylık daralmadan bahsediliyor. Talepte düşükten bahsediliyor.
03:01On sektörden sekizinde istihdamda düşüşten
03:04bahsediliyor. Siparişler azalıyor. Ve maliyet
03:08enflasyonundan bahsedilmekte. Bunlar hakikaten de rakamlar
03:13kötü. Kapasite rakam kapasite kullanım oranlarına
03:16bakıyorsunuz. Iki bin yirmi iki ortalaması yüzde yetmiş yedi
03:19nokta iki. Iki bin yirmi üçte yüzde yetmiş altı biraz
03:22düşmüş. Son beş aya bakıyorsunuz. Haziran'da yüzde
03:25yetmiş altı nokta üç. Eylül'de yüzde yetmiş dört nokta dokuz.
03:29Son beş aydır düşüyor. Teknoloji üretemiyoruz. Işte
03:33cari olarak işte yüksek teknoloji ürün eee ihracatımız
03:37yüzde elli artmış olabilir. Doları bazında. Ama oransal
03:40olarak baktığımız zaman herhangi bir artış yok. Iki bin
03:43on dokuzda yüzde üç nokta beşmiş toplam ihracatımızla
03:46içindeki payı. Iki bin yirmi birde üçmüş. Iki bin yirmi
03:50üçte üç nokta sekize çıkmış. Iki bin yirmi dördün ilk dokuz
03:53ayına bakıyorsunuz üç nokta dört. Oysa iki bin iki
03:56yıllarında bu yüzde altılardı, yüzde beşlerdeydi. Yani
03:59bakıldığı zaman herhangi bir artış yok. Burada bir
04:01sıkışmışlık var. Bir türlü bu yüzde üç, yüzde dördü bir türlü
04:05bulamıyoruz. Hedefimiz ne? Yüzde on yedi iki bin elli
04:08üçte. Yani bunlar ulaşmak hakikaten imkansız. Ne yapmak
04:13lazım? Teknoloji yüksek teknoloji üretmek için bilgi
04:17üretmek lazım. Bilgiyi nerede üreteceğiz? Akademilerde
04:19üreteceğiz. Akademilerimizin durumu ortada. Yani siz burada
04:24bilimsel yayınlardan bahsetmişsiniz. Evet sayı olarak
04:26bilimsel yayınlarda ciddi bir artış var. Doğru. Ama milyon
04:31nüfusa düşen bilimsel yayınlara baktığımız zaman son üç yılda
04:35herhangi bir gelişme yok. Iki bin yirmi birde beş yüz doksan
04:39iki bin yirmi iki beş yüz yetmiş yedi. Iki bin yirmi
04:42yüz beş yüz yetmiş iki. Bakın gelişmiş olan ülkelerde bu
04:45rakamlar iki bin iki bin beş yüz. Bin dokuz yüz seksen beş
04:48yılında Kore'yle aynı seviyedeydik biz. Bugün Kore'de
04:53milyon kişi başına düşen bilimsel yayın bizim üç
04:57katımıza çıkmış durumda. Sayın bakanım ülke batıyor. Bunu ben
05:05söylemiyorum. Bunu Türkiye ihracatçılar meclisi başkanı
05:09söylüyor. Türkiye batıyor diyor. Daha sonra birdenbire
05:13yanı söylediği aklına geliyor. Türkiye batmıyormuş, şirketler
05:16batıyormuş. Yahu şirketlerin batması demek işsizlik
05:20demektir. Istihdam azalması demektir. Türkiye'nin
05:24batmasıdır. Şunu söylüyor Sayın Başkan. Yüzde yüzde elli faiz
05:30ile bu şirketler batar diyor. Bu ülke batar diyor. Doğru.
05:33Yüzde elli faiz ile yatırım olmaz. Yüzde elli ile üretim
05:37olmaz. Yüzde elli ile ihracat olmaz, istihdam olmaz. Biz
05:43geçen bütçe görüşmelerinde zombi firmalardan bahsetmiştik.
05:48Teknik olarak batmış, verimsiz enflasyonist ortamda düşük
05:53faizlerle desteklerle ayakta tutulan firmalardan
05:57bahsetmiştik biz. Bunların önümüzdeki yıllarda bugünlerden
06:01bahsediyoruz. Önemli tehditler getirebileceğinden bahsetmiştik.
06:05Çünkü bunlar düşük faizle ayakta duruyorlardı, desteklerle
06:09ayakta duruyorlardı. Ve faizleri yükselmesi durumunda iflaslar
06:12gelebilir demiştik. Bugün yüzde ellilerin üzerinde faizler var.
06:17Ve iflaslar da Konkorda'da başvuruları da arka arkaya
06:21gelmeye başladı. En son rakamları vereyim size. Kurulan
06:26ve kurulan şirketler, kapanan şirketlere baktığımız zaman
06:29kurulan şirketler iki bin eee yirmi dört yılının ilk dokuz
06:34ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde on üç nokta
06:37üç azalırken kapanan şirketlerde yüzde yirmi ikilik
06:41bir artış var. Burada da karşımıza geliyor bu. Yapısal
06:45problemlerimiz var. Biraz evvel bahsettim, teknoloji
06:49üretemiyoruz. Teknoloji üretmenin de koşulları var.
06:51Akademiden bahsettim. Yani nepotizmin olduğu bir yerde
06:55bilim üretme şansımız yok. Nepotizmin şu anda Türkiye'de
06:59en fazla kol gezdiği yerlerden bir tanesi de ne yazık ki
07:01üniversitelerimiz. Ne yapabiliriz? Doğrudan eee
07:05yabancı yatırımların artması demek eee teknoloji üretimi
07:09konusunda da bir avantaj sağlıyor. Dünyada bunun
07:11örnekleri var. Eee bakıyorsunuz doğrudan yabancı yatırımlarına
07:15bakıyorsunuz. Iki bin on beşlerde iki bin on altılarda
07:18on üç on dokuz milyar olan doğrudan yabancı yatırımı bugün
07:23on milyar dolarlara kadar düşmüş. Bunda büyük bir kısmı
07:26gayrimenkul yatırımı yani hizmet sektörüne yatırım
07:30gelmiş. Imalat sektörüne gelen yatım da görece olarak yıllar
07:34içerisinde düşmüş. Verimlilik sorunumuz var. Evet yıllar
07:37içerisinde iş gücü verimliliğinde az da olsa bir
07:41artış söz konusu ancak eee toplam faktör verimliliğinde
07:45azalış söz konusu. Ilginç bir şey. Verimliliği daha az olan
07:50daha az artan şirketlerin pazar payları daha fazla artmakta.
07:54Bunu ben bunu raporlarda rastladım. TÜSİAD'ın raporunda
07:57da var. Çok ilginç bir şey bu. Bu da haliyle sektörlerin
08:01verimliliğini etkileyen bir şey. Buradan bu şuna gösterge
08:05olabilir. Esasında biz hal böyleyse teşvik sistemini bir
08:09gözden geçirmemiz gerekmiyor mu? Yani eee etki analizleri
08:14doğru yapılıyor mu? Yapılmıyor mu? Ciddi kaynaklar
08:16aktarılıyor. Bu kaynaklar nerelere aktarılıyor? Bu
08:20soruları sormamız lazım. İkiz eee dönüşüm. Çok havalı. Işte
08:25dijital yeşil dönüşüm. Hakikaten de çok önemli
08:28kavramlar bunlar ama biz buna ne kadar hazırız? Yeşil
08:31dönüşümden bahsediyoruz. Yani Avrupa biliyorsunuz yeşil
08:35mutabakat iki bin yirmi altı yılının Ocak ayında zannedersem
08:38sınırda karbon düzenlemesiyle karşı karşıya kalacağız. Bununla
08:42ilgili hukuki altyapımızı daha oluşturulmuş değiliz ne yazık
08:45ki. Eee fiziki altyapıyı da oluşturduğumuzu zannetmiyorum.
08:48Şöyle bir şey var. Eee karşımızda bu karbon ayak izi
08:51diye bir kavram var biliyorsunuz. O karşımıza
08:54çıkacak. İmalat sanayisinin enerji tüketimine baktığımız
08:58zaman yüzde yirmi sekizi elektrikmiş, yüzde yirmi
09:01altısı kömür, yüzde dokuz nokta doksan üçü petrol, yüzde
09:04yirmi beşe doğal gaz. Elektrik üretimimizin de yüzde elli
09:08sekizini biz fosil yakıtlardan elde ettiğimizi düşündüğümüz
09:12zaman imalat sanayimizin enerji tüketiminin yüzde yetmiş
09:16sekizi fosil yakıtlar. Bu tamamı. Alt sektörlere
09:21baktığımız zaman bize en çok etkileyeceklerden bir tanesi
09:23metal sanayinin oranı. Metal sanayinde bu oran yüzde seksen
09:29yedi. Çimento sanayinde bu oran yüzde seksen beş. Işte bu
09:34sektörler bu sektörler yıllardır bunu söylüyoruz.
09:37Bunda ilgili yapılmış raporlar var. Çalışmalar var ama ortada
09:41bir şey yok. Yani bu yapı değişmedikten sonra ciddi bir
09:44sıkıntı yaşayacağız ihracatımızda. Dijital
09:48dönüşümden bahsediyoruz. Evet çok hakikaten de önemli. E
09:52burada da küresel dijitalleşme endeksine bakıyoruz iki bin
09:55yirmi dört yılında. Yetmiş yedi ülke arasında yapılmış.
09:58Toparlıyorum.