• geçen yıl
Artvin'in Ardanuç ilçesinde bölgeyi tehdit eden siyanürle altın madeni çıkarma projelerine yönelik “Tehlike Kapımızda” başlıklı panel düzenlendi. Panelde konuşan Sol Parti Artvin İl Başkanı Mimar Mahmut Zeytinci, "Biz yaylalarımızı terk ettiğimizde o bölgeler yaşamaya devam eder, ama madencilik girdikten sonra ne yaşam ne toprak ne de yararlanabilecek hayvan ve insan kalmaz" dedi.
Haber: Uğur İstanbullu
(ARTVİN) - Artvin'in Ardanuç ilçesinde bölgeyi tehdit eden siyanürle altın madeni çıkarma projelerine yönelik "Tehlike Kapımızda" başlıklı panel düzenlendi. Panelde konuşan Sol Parti Artvin İl Başkanı Mimar Mahmut Zeytinci, "Biz yaylalarımızı terk ettiğimizde o bölgeler yaşamaya devam eder, ama madencilik girdikten sonra ne yaşam ne toprak ne de yararlanabilecek hayvan ve insan kalmaz" dedi.

hbrlr1.com/ctawyfwwkckckl

Category

🗞
Haberler
Döküm
00:00Yaşam alanımızı tehdit eden her türlü projeye karşı olmak bir
00:04vatandaşlık görevlidir. Yaşam alanlarımızı tehdit eden
00:11projelere karşı siyasi ve hukuki mücadeleler hep birlikte
00:16yürütülecek karşı duruşlar ve hukuki süreçler şimdiye kadar
00:21olduğu gibi bundan sonra da dayanışarak aşılacaktır.
00:25Yaşam alanı savunması toplumun tümünü tümünü kapsar ve bir
00:30bütün halk siyaseti olarak da ifade edilebilir. Ancak her
00:35hangi bir siyasi yapının tercihine indirgelemez.
00:39Yaşam alanı savunmacılığı herhangi bir siyasi usulün
00:43partisindeki siyasi geleceği için basamak yapılmayacak kadar
00:47hassas ve ciddi bir iştir. Onun için bütün süreçlerde gayet
00:52şeffaf, sabırlı ve öncelenici olmamız gereken atını bir kez
00:57daha çizmek gerekir. Bize o kadar kaliteli malzemeler
01:01yaptı gönderdiler ki üç yılda bir çöküyor. Kimin için
01:07kaliteli? Satan, pazarlayanlar için. Peki bütün bunların
01:12malzemelerini karşılayabilmek için nereye müracaat ediyoruz?
01:17Doğaya müracaat ediyoruz. Yer küreye müracaat ediyoruz. Peki
01:22bu yer küreden bu malzemeler nasıl karşılanır? Işte biraz
01:27önce örneğini verdiğimiz gibi beş yüz milyon tonlar, yüz
01:33milyon tonlar devrilir, bir kısmı kimya sallanır ve
01:37bunların içerisinden istediğimiz elemekler alınır.
01:40Ben üretim ana bilim dalı ve televizyon ana bilim dalından
01:44yüksek lisans teziyle birlikte mezun olmuş bir arkadaşınız
01:47olarak bana nerede ne kadar olursa olsun bir yerde izin
01:52verin, hangi metal, mineral, cevher varsa onun içerisinde
01:57malzemeyi alırım. Neyle alırım? Ekstrak metanoji yöntemidir.
02:01Yani onu TPM düzeyinde, nitron düzeyinde öykül, onun
02:08içerisinde kimyasallar gönderir, istediğin metali
02:11bağlar alırım. Ama gerisi ne olur? Tıkkı Ersin Cano.
02:17Işte bugün bize dayatılan tüketim toplumu olmaya
02:22yaklaşan ve bütün bu süreçler içerisinde bize yenilik olarak
02:25dayanan ve adına yenilenebilir sistemler dedikleri bu
02:29sistemlerle birlikte aslında dünyanın canını okumaya
02:33geliyorlar. Bakın doğru söylemiyorlar. Bu sistemlerin
02:38elde edilebilmesi için dünyada on binlerce Erzincan İliç
02:43lazım. Ya da Ceraltepe lazım. Ya da Bergama lazım. Ama bütün
02:49bunların karşılığında ortaya çıkacak sonuçlar onlar
02:54açısından önemli değil. Onlar çağrılığına bakıp bu işi
02:58yapmak isterler. Şimdi bizi ilgilendiren kısım neresi?
03:03Çok. Hatırlayın bir ay olmadı. Birleşmiş Milletler
03:10Türkiye'yi temsil eden heyet Birleşmiş Milletler
03:15Toplantısı'nda neyi konuştu? Buyurun dediler şirketlere.
03:20Nadir toprak elementlerimiz size açık. Gelin alın dediler.
03:25Yani Türkiye'nin coğrafyasının tamamı onun için maden sahası
03:31ilan edildi. Hangi metal ya da mineral olduğunun tartışmasına
03:36gerek yok. Ister altın, ister bakır, ister gümüş, ister
03:40kobalt, ister rityum, ekstraktif metaloji yöntemiyle.
03:45Yani özünün alınması. Yani liç edilerek alınması yöntemiyle
03:50artık her yer açılmaya çalışılıyor. Işte bu
03:55koşullarda bize bir tek görev düşüyor. Siyasal iktidarın
04:01sermayeyi, dünya sermayesini buraya çağırıp ekonomik irde
04:06olarak göstermeye çalıştığı yerkürenin bizim yaşadığımız
04:10bölgelerdeki yerleri yerkürenin altını üstüne getirtmeye
04:14çalıştığı yerde doğayı savunmak, yerküreyi savunmak,
04:18yaşam alanlarımızı savunmak en temel hakkımızdır. Bu hak bize
04:25hem anayasada tanımlanmış hem doğal olarak tanımlanmıştır.
04:30Doğal olarak tanımlanmış bu hak hiçbir kanun, hiçbir yasa,
04:36hiçbir yönetim, yönetmelikle elimizden alınamaz, bunu
04:41aldırmamak için çaba sarf etmemiz. Buralarda kadro geçti
04:46doğru mu? Bir kısım. Peki kadro geçerken size şunu mu
04:51söyledim? Şuraları şuraları kullanın mı dedim. Belki size
04:56öyle geliyor. Hani tapuvetler ya sınırlar belli, çap da
04:59verdiler. Oysa size nereleri kullanamayacağınızı
05:03belirlediler. Mesele bu. Yani buradan öteye giremezsiniz
05:09dediler. Şuradaki sıtısınız dediler. Bunları kaçırdık.
05:12Oralar bizim yerlerimiz. Oralar yuvalarımız. Hayvanlarla
05:17birlikte bizimdir. Buraya kimsenin dokunma hakkı yoktur.
05:22Hep birlikte bunu yükseltmek ileriye taşımak zorundayız. Hep
05:28birlikte Nazım'ın dediği gibi ellerimizi toprağa dayayıp
05:32ayağa kalkma zamanımız gelmiştir. Hepiniz saygıyla
05:35selamlıyorum.
05:41Cevap ettirmeyin. Söyleyecek. Böceği, bölküsü böceği ııı
05:47bitkisi, hayvanı ne varsa mevası ormanı ııı kurtulsun. Bir
05:54bölümü kullanılıyor. Evet kullanılanların da ııı düzgün
05:59kullanılabilmesi olabildiğince ama ııı ormanlar kesinlikle de
06:04bütün öyle tarumar edilmeden maden sahasına tamamıyla
06:09dönüştürmeden sularımız kirlenmeden yaşamın sürmesini
06:14sağlayacak yaşam destek sistemlerinin çökentilmeden
06:18ııı kullanılması ve bir bölümün de elbette ki korunması için
06:23buradayız. Benimle de Somali'de yüzde kırklarla
06:27evlilerde devlet hakkı. Oralar tarumar edilmiş durumda. Bizde
06:32üç yüz ila dört yüz dolara bin on altına elde ediyor. Bu
06:37şirketler. Yurt dışında sekiz yüz ila bin iki yüz dolara
06:43mal ediyor. Dolayısıyla bizde üçte birinden daha ucuza
06:48mal ediyor. O yüzden buraya geliyor. Niye ucuz? Çevre
06:51kaygısı yok. Niye ucuz? Çalışan işçi emekçiye parasını
06:56vermiyor. Daha düşük para vermiyor. Niye ucuz? Çünkü
07:00anormal teşvikler var. Vatandaşın biri diyor ki
07:03Ardahan'ın dört dokuz tane köyü var. Toplasan üç bin kişi yok.
07:06Herkes geçerli gitti zaten. Dışında kimse durmuyor. Neyle
07:10karşılık çıkacağız bu işe? Yani bu bir sonuçtur arkadaşlar.
07:16Planlı bir sonuç. Biliyor musunuz? Arşivler ülkenin
07:20elektrik bin iki yüz kilometre yol katıdır. İstanbul'a
07:24gidiyor. Artvin'de elektriği ihtiyacı yoktu. Artvin'in
07:28bütün ilçelerinde hatta köylerinde elektriğe su
07:31vardı. Küçük santraler vardı. Elektriği kendisi üretiyordu.
07:34Getiriyordu bize. Biraz büyüterek gene eğitilebilirdi.
07:37Ama şimdi devasa barajlar yapıldı. Büyük elektrik
07:41üretiliyor ama bunların hiçbirini tüketecek insan yok
07:43artık. Bu elektrikler milyonlarca, milyar dolar
07:48bağlıdır Erzincan'a. Oradan da sanayiye gidiyor. Ve biz
07:53Artvin'de barajın yanında oturan insanlar ııı boca elinden
07:57daha pahalı elektrik tüketilir. Yani sonuçta şöyle diyeyim.
08:01Yapılan her şeyi, çevremizde yapılan her şeyi köyümüzde
08:05dikilen bir dileğiyle nedeni sorarak, sorgulayarak üstüne
08:09gidelim. Çünkü hayat terk ettiği zaman geçer geri
08:12gelen bir şey değil. Biz yaylalarımızı terk ettiğimiz
08:16zaman oralar yaşamaya devam eder. Bahçelerimizi bırakın ki
08:19oralar orman olur. Yaşamaya devam eder. Evlerimizi
08:22bıraktığımız zaman tamam birisi gelip yenisini yapabilir. Ama
08:26madencilikten sonra üzerinde yaşanacak bir toprak yaralanacak
08:31bir bitki, hayvan kalmaz. Ve biz bu ııı coğrafyanın
08:37çocukları geçmişte bulunan yüz yıl önce de işgal altındaydık.
08:41Artvin ilinde ben bunu bir kere daha anlatayım. Beş yüz on
08:45altmış tane Artvin genç siyasal bir Ardağan ilçesini
08:49ruhsatından geri almıştı arkadaşlar. Beş yüz altmış
08:52kişiydi oraya gidenler. Onun içinde Arda Başı da vardı.
08:56Artvin mercedinden insanlar da vardı. Üç bin de vardı. Ve
08:59onlar geri döndükleri zaman ııı bugün Artvin'de şehitlik
09:03köyü olan adı şehitlik olan Mamacılba köyünde dinlenirken
09:06karşı taraftan gelen askerler tarafına atış adına aldı ve
09:10altmış tanesi öldü. O yüzden şehitlik oldu köyün adı. Biz
09:14bu toprakları öyle düzde bulmadık. Biz bize bedava
09:18vermedik bu toprakları. Alın siz oturun dedi diye oturmuyorduk
09:21burada. Yani dünyanın her yerinde yönetimler değişebilir.
09:26Ama halk yönetime karıştığı zaman halk karar verici duruma
09:30geldiği zaman şu anda illerde gecede üç tane kanun
09:34değiştirilir. Bir gece de belki o gün gidemez. Yani bu sonsuz
09:40değil karşımızdaki güç. Onları abartmayalım. Güç bizim elimizdedir.
09:45Evet. Son olarak şunu söyleyeyim. Ruhi söz duyanlar
09:49vardır. Iıı konser verilince konumda şöyle bir şey
09:53söylüyorum. Dedi ki el gövdede taşınan yeri bilir. Sızdığınızın
09:58bir yere taşındığı zaman

Önerilen