• 20 saat önce
TBMM Genel Kurulu'nda ateşli silahlara ve yetkisiz çakar kullanımına ilişkin ceza hükümleri ile iç güvenlik alanında düzenlemeler içeren kanun teklifinin ikinci bölümü üzerine konuşmalar devam ediyor. CHP Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç, "Bu kanunda eksikler var. Kahramanmaraş depreminde 219 Emniyet Genel Müdürlüğü personeli, 66 da Jandarma Genel Komutanlığı personeli rahmetli oldu. Görev sırasında değil, depremde öldüler. Bu insanlar Erzurum'dan, Tekirdağ'dan, Adana'dan deprem bölgesine tatil için gelmedi. Görev için gelen bu insanların şehit kabul edilmesi gerekmiyor mu? Devlet için oradaydı arkasında karısını, çocuğunu bıraktı" diye konuştu.
(TBMM) - TBMM Genel Kurulu'nda ateşli silahlara ve yetkisiz çakar kullanımına ilişkin ceza hükümleri ile iç güvenlik alanında düzenlemeler içeren kanun teklifinin ikinci bölümü üzerine konuşmalar devam ediyor.

hbrlr1.com/ctabfiwdkckckl

Category

🗞
Haberler
Döküm
00:00Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, kanun
00:03teklifi üzerine Gelecek Saadet Kurulu olarak söz almış
00:05biliyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Huzura getirilen
00:10mevzu kanun teklifinin hayli tüm tıraklı gerekçesinde bozulan
00:14kamu düzeninin yeniden tesis edilmesinden bahsedilmektedir.
00:17Şimdi merak ettiğim bir konu var. Uzun yıllardır iktidarda
00:21siz olduğunuza göre bu kamu düzenini devlet tahammülleri
00:24kim bozdu acaba? Kurumların içini boşaltan liyakatsizliği
00:27asli anlayış yapan eş, dost, ahbap, kapitalizmiyle bu
00:31düzenden pay dağıtan, ülke kaynaklarını hiç eden, peşkeş
00:35çeken, mülakatlarda hak yerken bir de bunu süsü laflarla
00:39gerekçelendiren, yoksulu daha yoksul yaparken yandaşları
00:42semirten uzaylıların hükümeti mi? Her getirdiğiniz
00:46zönlemeyle bir meseleyi çözmek yerine iyice içinden çıkılmaz
00:49hale getirilen kimler acaba? Ülkeyi sığınmacı ve kaçaklarla
00:52doldurup demografimizi bozarken üstelik bir yüz milyonu daha
00:55besleyeceğiz demecini ufollar mı konuşuyor? On beş yirmi sene
00:59öncesine kadar bir tarım ve hayvancılık ülkesi olan
01:02Türkiye'yi okyanus ötesinden hayvan ithal ediyoruz diye
01:04övünecek duruma sokanlar hurubaylı çiftlik sahipleri mi
01:08acaba? Ben söyleyeyim. Her derde çare olacak olan
01:11cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi denilen harika mı
01:13harika bir sistem getirilmişti. Kim getirdi? Elbette uzaylı
01:18dostlarımız. Değerli milletvekilleri malumunuz
01:21olduğu üzere on altı Nisan iki bin on yedi yılından
01:24referandumla yapılan bir anayasa değişikliğiyle baş
01:26başkanlık daha doğrusu cumhurbaşkanı hükümet sistemine
01:29geçtik. Peki Patangonyalı yöneticilerimiz bu sistemle
01:32vaat etmiş ne vaat etmişti hatırlatayım sizlere. Yargının
01:35bağımsızlığı ve tarafsızlığı sağlanacaktı. Makul sürede
01:39yargılama hakkı temin edilecek diye tarih verilmişti. Mağdur
01:42odaklı bir anlayışa geçilecek denilerek umut dağıtılmıştı.
01:45Reformlar devam edecek ve yargı reform istatilişi
01:49güncellenecekti. Güçlü ve etkili bir ülke olarak Avrupa
01:52Birliği katılım hedefi sürdürülecekti. Ekonomik
01:55büyüme kazanacaktı. Faizler, enflasyon ve cari açık
01:58düşecekti. Türkiye'nin yatırım cazibesi daha da yükselecekti.
02:01Enflasyon ve döviz kurları stabil hale getirilecekti. Vergi
02:05kanunlarında kapsamlı reforma gidilecek. Az kazanandan az,
02:08çok kazanandan çok vergi alınacaktı. Ve elbette o
02:11zamanda bozulan yine bozulan kamu düzeninin yeniden
02:14test edilmesi sağlanacaktı. Yani tıpkı bugünkü gibi o
02:18zamanda aynı hikayeyi anlatıp durmuşlardı. Kim mi? Elbette
02:21uzaylılar. Ve gelelim en önemli vaatlerinden olan
02:24kuvvetler ayrılığına. Daha itibarlı bir meclis, daha
02:27güçlü bir hükümet, daha etkin, bağımsız, güçlü ve bir yargı,
02:31derli toplu, etkin, yürütme fonksiyonları, kuvvetler
02:34ayrılığının daha sağlıklı uygulanması sağlanacaktı.
02:37Cumhurbaşkanı hükümet sistemiyle bürokratik engeller
02:40kalkacak, kararlar hızlı ve etkili bir şekilde alınacaktı
02:43değil mi? Mesela bu ülkenin Hazine ve Maliye Bakanı
02:46yurt dışına yatırımcılara ne diyordu? Bürokrasiyi alaşağı
02:49ederiz. Bizim öyle bir cumhurbaşkanımız var ki sizi
02:52bürokrasiye ezdirmez dememiş miydi? Soruyorum size. Bizim
02:56hukuk sistemimiz ve bağımsız yargımız var diyeceği yerde bu
02:59uysupla konuşuyordu zatı halleri ve Türkiye'ye Türkiye
03:03dünyaya örnek olacaktı. Evet örnek oldu. Ama iktidarın
03:06söylediği gibi değil ama tam da bizim söylediğimiz gibi oldu.
03:09Binali Yıldırım Bey'in dediği gibi dünyada parmakla gösterilen
03:13bir ülke oldu. Hayat pahalılığından enflasyona
03:16uyuşturucu ve mafya örgütlerinin cirit attığı ve kim
03:18olduğu belli olmayan kara para sahiplerine konutla konutla
03:22birlikte vatandaşlık satılanlardan gençlerimizin
03:25umutsuzluktan yurt dışına gitmek zorunda olduğu ve daha
03:28acısı yoksulluktan intihar eden üniversite öğrencilerimize
03:31kafası kesilip yol ortasına atılan genç kadınlarımıza yeni
03:34doğan bebekleri öldürüp üstelik faturasını da bakanlığa
03:37gönderip parasını tahsil eden çete yapılanmalarına dokuz
03:41yaşına kadar düşmüş olan uyuşturucu bağımlılığına
03:43yolsuzluk, hukuksuzluk, keyfilik, basına uygulanan
03:47sansürden yargıdaki şaibelere kadar hakikaten parmakla
03:50gösterilen bir ülke haline getirildik. Tarım ülkesi olan
03:55üç tarafı denizlerle çevrili bu topraklarda dünyanın en pahalı
03:59gıda ürünlerine muhatap olduk. Iddia ediyorum. Dünyanın her
04:03yerinde gıda sorunu olsa bu ülkede olmaz diyordum. Değerli
04:07milletvekilleri esasen bu uzaylılar yine Patagonyalılarla
04:11beraber olup kamu düzenini bozmakta pek bir mahir çıktı.
04:14Bozuyorsun sonra yapıyorsun. Yapıyorsun ama aslında bozmuş
04:18oluyorsun ve bir süre sonra bozmakla yapmak arasında bir
04:21fark olmadığını anlıyorsunuz. Ama iş işten geçmiş oluyor.
04:24Tıpkı ılık suda haşlanan kurbağa misali. Mitmeşkanlığı
04:29bu ülkenin en işsiz tay kurumlarından biridir.
04:32Faaliyetler insanlık tarihi kadar eski olan faaliyetlerdir.
04:36Bir ülkenin savaşmadan savaş kazanmasına tutun da savaş
04:39zamanlarında da karşı tarafa üstün gelmek adına yerine
04:42getirilen en önemli görevlerden istihbarat işi asli
04:46görevdir. Şimdi İstihbarat Kurumu'nun başındaki zat
04:51geçenlerde Adalet ve Kalkınma Partisi'nin üst yöneticilerine
04:55bir sunum yaptı, briefing verdi. Şimdi de Cumhuriyet
04:58Halk Partisi'ni ziyaret etti ve Cumhuriyet Halk Partisi
05:01yetkililerine de bir briefing verdi. Ya biz MİT müsteşarıyla
05:05ilgili MİT başkanıyla ilgili bir soru önergesi verdiğimizde
05:08MİT başkanına mı veriyoruz soru önergesini? Biz kime
05:11veriyoruz? Kendisinin bağlı olduğu kurumda cumhurbaşkanı
05:14yardımcısına veriyoruz. Oysa ki tahammülleri bozmayın. MİT
05:18müsteşarı buraya gelip bütçesinde bile olmaz. Yüz bir
05:21yıldır MİT müsteşarı buraya gelmemiştir. Ve diyanetçileri
05:24başkanı da gelmez buraya. Ve MİT müsteşarı bütçesi
05:27görüşürken de görüşürken de gelmez Türkiye Büyük Millet
05:30Meclisi'ne. Kim gelir? Onun cumhurbaşkanı yardımcısı gelir.
05:33Onun bütçesiyle ilgili cevapları o verir. Ama gördüğümüz
05:37şu ki devletin tahammüllerini bozuyorsunuz. Ne yani? Şimdi
05:41gelip de MİT müsteşarı yerine cumhurbaşkanı yardımcısı Adalet
05:44ve Kalkınma Partisi'nin grubuna gitse orada sunacaklarını
05:48sunmuş olsa buraya gelse hatta gelen merkezlerine gitmeyerek
05:51ve burada da aynı şekilde meclise gelerek cumhurbaşkanı
05:53yardımcısı Cumhuriyet Halk Partisi'ni ziyaret ederek
05:56onlara da aynı şekilde sunumlarını yaparak ayrılmış
05:59olsunlar. Daha doğru değil mi? Ama gönderiyorsunuz MİT
06:02müsteşarı. Ya Allah aşkına daha düne kadar bir düşünün. Bir
06:06partinin genel başkanı kurumlardan randevu almış
06:08olmasına rağmen o kurumlara sokulmuyordu. Daha dün daha
06:12dün Esenyurt Belediyesi'ne Cumhuriyet Halk Partisi'nin
06:15milletvekillerini sokmadınız. Ve milletvekillerinin
06:18dokunmazlığı var. Milletvekillerinin aynı zamanda
06:20denetleme gücü var. Ve denetleme mekanizması her yere
06:23girebilirler. Ve her yerden de bilgi alma gibi hakkaları var.
06:26Ama geliyorsunuz şimdi bu şekilde bir brifik verelim
06:29diyerek devlet tahammüllerini al aşağı ediyorsunuz. Ve
06:32devletimizin bir noktada da eee genel yapısını da bozmakta da
06:36oldukça mahir olduğunuzu gösteriyorsunuz. Gelelim mevzu
06:39kanun teklifindeki çarşı ve mahalle bekçilerinin durumunu
06:42ilgilendiren düzenlemelere. Ilk olarak yirmi yirmi dört Nisan
06:46bin dokuz yüz on dörtte çarşı ve mahalle bekçileri hakkındaki
06:48kanun ile başlayan idari kolluk personeli hizmeti on dört
06:51Temmuz bin dokuz yüz altmış altıda yedi yüz yetmiş iki
06:54sayılı çarşı ve mahalle bekçileri kanun ile yeniden
06:56düzenlenmişti. Son bekçi alımı bin dokuz yüz yetmiş dört yılında
07:00yapılmıştı ve iki bin sekiz yılında mevcut görevde bulunan
07:03sekiz binden fazla bekçi emniyet kadrolarına geçmişti.
07:06Bunlarla ilgili olarak bir kanun çıkartmıştınız. Bu kanun
07:09da yine aynı şekilde Anayasa Mahkemesi'nden dönmüştü. Tekrar
07:12yeniden bununla ilgili bir düzenleme yapıyorsunuz. Ve geri
07:15çekeceğinizi söylüyorsunuz. Her zaman söylüyorum. Ya geri
07:18çekecektiniz. Bu kanun maddesi doğru değildi. Niye yazdınız
07:22buraya? Neden komisyona getirdiniz? Anayasa Mahkemesi
07:25bozmuş. Sizin Anayasa Mahkemesi'ne olan bu hıncınızı
07:29anlıyorum ben. Sizi denetleyen iki tane yer var. Bir muhalefet
07:32var. Iş tüzüğüye dayanarak o iş tüzüğü de değiştirmek
07:35istiyorsunuz. Ikinci olarak da Anayasa Mahkemesi'nin namuslu
07:38üyeleri var. Zaman zaman bazı kararlarına karşı çıksak bile
07:42onlara asla FETÖ'cü demiyoruz. Onlara asla terörle ilişkileri
07:46vardır demiyoruz. Onları korkutmuyoruz veya onları itham
07:49etmiyoruz. Geldiğimiz şu nokta şurasıdır. Ya geliyor Anayasa
07:53Mahkemesi bozmuş. Bu sefer siz yapmış şöyle yapmışsınız. Ha
07:56Kel Hasan, ha Hasan Kel diyerek tekrar getiriyorsunuz. Allah
07:59aşkına ne olur? Millet iradesine saygı duyun. Allah
08:02aşkına ne olur? Rica ediyoruz, istirham ediyoruz sizden. Bu
08:05parlamentoya saygı duyun. Hakimiyet kayıtsız şartsız
08:08milletindir diye yazıyor burada. Milletinize saygı duyun. Ve
08:11kendinize saygı duyun. Ama kendinize bile saygı
08:14duymuyorsunuz. Ve gelen noktada bakıyoruz ki Türkiye'de çok
08:17ciddi şekilde kurumlar arasında bir incicamın olmadığını
08:20gözlemliyoruz. Değerli milletvekillerim, kamu düzeni
08:23bozulunca hiçbir yerde düzen tutmuyor. Bakınız canımızı en
08:28değerli varlıklarımıza emanet ettiğimiz ve aklımıza en
08:31küçük bir şüphenin dahi gelmemesi gereken yerlerin
08:33başında hastaneler gelmekte. Peki burada kamu düzeni nasıl
08:37sağlanıyor? Nasıl sağlandığını uzun zamandır biliyorduk ama
08:40tüm toplumun gözü önünde cereyan eden son olaylar da
08:43mesele artık tiksinti ve öfke boyutunu aşmıştır. Peki bu kadar
08:47bozulmanın, bu kadar yolsuzluğun, bu kadar
08:50hırsızlığın, bu kadar ahlaksızlığın olduğu bir
08:53yapıda, bir sistemde peki bunu neyle düzelteceğiz? Bu
08:57Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle düzeltememişiz
08:59demek ki. Gelin hep beraber Türkiye'de yeniden bir ııı
09:03yapılanmaya gidelim. Nedir bu yapılanma? Cumhurbaşkanlığı
09:06Hükümet Sistemi'ni değiştirelim. Dün bu kürsüde yine söyledim.
09:08Bak çare değil. Tek çare diye getirdiniz. Dünyada nevi
09:12şahsına münasır bir yapılanma diye getirdiniz. Doğru
09:15olmadığını gördünüz. Enflasyon yüzde yetmişlerde, faizler yüzde
09:19ellilerde kalkmışsınız. Diyorsunuz ki bu sistem hala
09:22iyi. Tamam devam edin. Iyiyse eğer yolsuzluk bittiyse,
09:26yoksulluk bittiyse, yasaklar bittiyse ve Türkiye'de
09:29enflasyon dediğiniz gibi gelirken getirirken aşağı
09:32çektiyseniz ve devam edin buna göreceksiniz bakın bedeli nasıl
09:36ödediğinizi sandıkta göreceksiniz ve ardından da
09:39diyeceksiniz ki kendim ettim, kendim buldum türküsünü
09:42söyleyeceksiniz. Bunu söyleyeceksiniz. Damdan düşenin
09:45halini damdan düşen bilirmiş ama siz damdan hiç düşmediğiniz
09:48için otuz bir Mart'tan da ders almamışsınız. Bunun sonucunda
09:51da göreceksiniz ki bir erken seçimde ki hemen seçim olması
09:54gerekmektedir ve veya öne alınmış bir seçimde siz

Önerilen