Tez-Koop-İş Sendikası Samsun Şubesi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında yürüyüş düzenleyerek, kadınlar ve çocuklar üzerindeki şiddet sorununa dikkat çekti. Etkinlikte yapılan açıklamalarda, iktidarın politikalarının kadın cinayetlerini artırdığı vurgulandı.
Haber: Mehmet Rebbi Özdemir
(SAMSUN) - Tez-Koop-İş Sendikası Samsun Şubesi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında yürüyüş düzenledi.
Tez-Koop-İş Sendikası Samsun Şubesi üyeleri, İlkadım ilçesinde bir avm önünde bir araya gelerek 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında yürüyüş düzenledi.
Tez-Koop-İş Sendikası Kadın Meclisi Sözcüsü Fidan Mocik, basın açıklamasında şunları söyledi:
"Türkiye'de kadınlara ve çocuklara karşı şiddet tırmanıyor.
hbrlr1.com/ctatbylykckckl
Haber: Mehmet Rebbi Özdemir
(SAMSUN) - Tez-Koop-İş Sendikası Samsun Şubesi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında yürüyüş düzenledi.
Tez-Koop-İş Sendikası Samsun Şubesi üyeleri, İlkadım ilçesinde bir avm önünde bir araya gelerek 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında yürüyüş düzenledi.
Tez-Koop-İş Sendikası Kadın Meclisi Sözcüsü Fidan Mocik, basın açıklamasında şunları söyledi:
"Türkiye'de kadınlara ve çocuklara karşı şiddet tırmanıyor.
hbrlr1.com/ctatbylykckckl
Category
🗞
HaberlerDöküm
00:00Türkiye'de kadınlara ve çocuklara karşı şiddet
00:03tırmanıyor. Gün geçmiyor ki kadınlar ve çocuklar şiddet
00:08görmesin. Hatta öldürülmesin. Bu konuda toplumsal duyarlılığı,
00:12farkındalığı geliştirmek, şiddete karşı mücadele etmek
00:16zorundayız. Başta yaşam hakkı ihlalleri olmak üzere şiddetin
00:21nedenlerini, türlerini ve şiddeti önleme konusunda
00:25devletlere, kamu yöneticilerine, topluma,
00:28eğitim sistemine ve tek tek bireylere düşen görevleri
00:32öğrenmek ve şiddet önlemek konusunda ciddi bir uğraşı
00:36içinde olmak zorundayız. Niçin yirmi beş Kasım? Işte şiddete
00:41karşı mücadeleyi daha yoğun biçimde tartıştığımız Kasım
00:45ayı geldi. Yirmi beş Kasım bin dokuz yüz altmışta Miravay
00:50kardeşler olarak andığımız üç kız kardeş ABD destekli
00:54Dominik Cumhuriyeti diktatörü Turizm'e karşı çıktıkları için
00:59öldürüldüler. Miravay kardeşlerin direnişi bir yandan
01:04otoriter rejimlerine karşı mücadelenin diğer yandan kadına
01:09yönelik şiddete karşı mücadelenin sembolü halini aldı.
01:12Ve yirmi beş Kasım günü bin dokuz yüz seksen bir yılında
01:16Latin Amerikalı ve Karayipli Kadınlar Kongresi bin dokuz yüz
01:21doksan dokuz yılında ise Birleşmiş Milletler tarafından
01:25kadına yönelik şiddete karşı uluslararası mücadele günü
01:29olarak ilan edildi. Miravay kardeşleri ve yaşam hakları
01:33ellerinden alınan tüm kadınları ve çocukları sevgi ve saygı
01:37ilanıyoruz. Bugün dünyanın dört bir yanındaki kadınlar,
01:41şiddetten arınmış evler, okullar ve iş yerleri,
01:45şiddetten arınmış sokaklar, köyler ve kentler, şiddetten
01:50uzak ulusal ve yerel yönetimler ve şiddetten uzak
01:54bir dünya için seslerini yükseltiyorlar. Kadınlar her
01:58yirmi beş Kasım günü kadın mücadelesinin bir günle sınırlı
02:03olmadığını her yeni günde var olma mücadelesi verdiklerini
02:07eşanlı olarak haykırıyorlar. Türkiye'deki bir kadının sesi
02:12Suriye'deki bir kadınınkine karışıyor. Latin Amerikalı bir
02:16kadın Avrupa'daki kız kardeşleriyle aynı sloganı
02:20farklı dillerde haykırmanın umudunu taşıyor.
02:30Kadına kadına ve çocuklara yönelik şiddet niçin var?
02:35Şiddetin kaynağı nedir? Bu konu üzerine düşünmek
02:39zorundayız. Neden büyük bir çoğunlukla erkekler gündelik
02:43yaşam içinde iletişimin başka bir yolunu bulamazlarda çeşitli
02:48tür ve düzeylerde şiddet uygularlar. Bu konuda ortaya
02:51çıkarılmış devasa bir bilgi birikimi var. Üniversitelerin
02:56kadın çalışmaları ve erkeklik konularına ilişkin çok ciddi
03:00araştırmaları bulunuyor.
03:05İçinde yaşadığımız sistem gündelik yaşam içinde şiddetin
03:09adeta yaşamın doğal bir parçası olduğunu iddia etmektedir.
03:13Kapitalizmin felsefi temelleri arasında sıkça başvurulan tam
03:18sabısın insan insanın kurdudur ve herkesin herkesle savaşı
03:23sözleriyle açıklamayı çalıştığı toplum sözleşmesi şiddeti zaten
03:27kapitalist yaşamın ayrılmaz bir boyutu olarak
03:30nitelendirilmiştir. Oysa ekonomik şiddet tüm insanlık
03:35için büyük bir tehdittir. Kapitalizmin yarattığı
03:38işsizlik, yoksulluk, eşitsizlikler, kapitalist
03:42savaşlar milyonlarca insana adeta şiddeti yaşamın olan bir
03:47parçası olarak göstermiyor mu? Ekonomik şiddet ayırt etmeksizin
03:52kadınlara, erkeklere ve çocuklara tüm insanlığa büyük
03:56acılar vermektedir. Doğayı yok etmektedir. Bazı özel
04:01hastanelerin yoğun bakım ünitelerindeki yeni doğan
04:05bebekleri aylarca tutan, kar güdüsüyle bebekleri bir ölüm
04:09yolculuğuna çıkaran böylece sosyal güvenlik kurumundan
04:13halkın vergilerini çalan çocuğa yönelik ekonomik şiddeti nasıl
04:18unuturuz?
04:24Öte yanda sistematik şiddet katmanlı biçimde yaşanmaktadır.
04:29Ezilen toplumsal cinsiyetler, çocuklar, ezilen etnik ve
04:34inanca sahip toplumsal kesimler muhalif siyasal görüşlere sahip
04:39olanlar şiddete daha çok maruz kalmaktadır. Kapitalizm artan
04:44sömürü işsizlik ve yoksullaştırma ile ezildiği
04:48erkekleri ezdiği erkekleri evde efendi konumuna yükselterek
04:52aile kurumuna telafi mekanizması olarak
04:55kullanmaktadır. Erkekleri sistem sizi yoksullukla ve
05:00işsizlikle ezse de işten çıkıp eve gittiğinizde aile
05:04reisi sizsiniz. Siz üstünsünüz demektedir adeta. Kadına ve
05:10çocuklara yönelik şiddetin kaynaklarından biri
05:12ataerki düzendir. Ataerki düzen toplumsal cinsiyet
05:16eşitsizlikleriyle kendini var eder.
05:24Kadın olmak çoğu toplumda elinden daha zayıf ve daha
05:29güçsüz olarak görülen dişiliyle özdeşleştirilmektedir. Bu
05:33nedenle kadınlar ve çocuklar erkek şiddetine karşı doğal
05:37olarak savunmasız ve dolayısıyla erkek korumasına
05:41mutluluk olarak algılanmaktadır. Dişi zayıflık ve
05:44eril güç hakkındaki bu fikirler kız çocukları ve kadınları daha
05:49fazla şiddete maruz bırakmaktadır. Bu algı
05:52ataerkil erkeklerin merkezde yer alan eril üstünlük inancını
05:56pekiştirmektedir. Bunun sonucunda ortaya çıkan
05:59şiddetin düzeyi gerçekten ürkütücü bir boyuta ulaşmıştır.
06:05Kız çocuklarına ve kadınlara yönelik şiddet, ataerkil
06:09erkeklere ilişkin düşünceler ve uygulamalar tarafından devam
06:13ettirilmektedir. Şiddet çoğunlukla erkeklerce kadınları
06:17ve çocukları genel olarak erkeklerden daha düşük düzeyde
06:20ekonomik, siyasi ve sosyal güç konumlarını tutmak için
06:24kullanılır. Kadınlar bu tür güç iddialarını ortaya koymaya
06:29çalıştıklarında genellikle sözlü ve fiziksel olarak
06:33saldırıya uğrarlar.