CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) yaptığı değerlendirmelere atıfta bulunarak, dünyada gıda ürünlerinde yaşanan fiyat artışlarının Türkiye üzerindeki etkilerine dikkat çekti. Gürer, “Son aylarda dünya genelinde gıda ürünlerinde fiyat artışlarının yaşandığı açıklandı. Bunun Türkiye’ye de yansımaları olacaktır” dedi.
Category
🗞
HaberlerDöküm
00:00Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü FAO'nun yapmış
00:04olduğu değerlendirmelerde son aylarda gıda ürünlerinde dünya
00:08genelinde fiyat artışlarının yaşandığı açıklandı. Bunun
00:12Türkiye üzerinde de yansımaları olacak. Tarım ve Orman Bakanı
00:16İbrahim Yumak'la Türkiye'nin tarım ihracatçısı bir ülke
00:19olduğunu söylese de temel gıda ürünlerinde Türkiye ithalatçı
00:24bir ülke durumunda. Tarımda Türkiye'nin yurt dışına
00:27sattığı fındık ııı kayısı narinci ve domates gibi
00:34ürünlerde ihracatçıyız. Ama temel gıda ürünlerinin önemli
00:39bölümünde de ithalatçıyız. Bunların bazılarını
00:44değerlendirdiğimizde örneğin ayçişeğinde Türkiye'nin kendi
00:47kendine yeterli yüzde elli iki bitkisel ham yağda neredeyse
00:53ürettiğimiz tükettiğimiz kadar yurt dışından ithal ürün
00:58getiriyoruz. Bu durumda bitkisel ham yağ açığımız
01:02önemli ölçüde yurt dışından ithal ürünle gideriliyor.
01:06Bakanlığın verilerinde kendi kendine bu anlamda Ayçiçek'te
01:11yeterliyimizin yüzde elli iki olarak son açıkladığı
01:14sayacağımız veriler de bu şekilde yer alıyor. Keza
01:18pirinçte de Türkiye ithalatçı bir ülke. Yüzde yetmiş beş kendi
01:23kendine yeterliliği olan bir ülkeyiz. Ve orada da ithal ürün
01:27getirmek zorundayız. Kuru fasulye iki bin ikideki
01:30ürettiğimiz kadar üretiyoruz. Nüfusumuz otuz milyon
01:34artmasına rağmen kuru fasulyede de yeterliliğimiz yüzde
01:38doksan ikilerde. Mısır'da da yüzde seksen altılık bir
01:43yeterlilik görülüyor. Bu dönem dönem değişiyor. Ve Mısır'da da
01:47ithalatçı bir ülkeyiz. Keza Soya'da Türkiye'nin kendi
01:51kendine yeterli yüzde beş nokta iki ve kesinlikle
01:55ithalatçı bir ülkeyiz. Kırmızı mercimek de Türkiye ana vatanı
01:59sayılıyordu. Tohumunu Kanada'ya biz verdik ama yeterliliğimiz
02:04yüzde seksen altı. Buğdayda Türkiye'nin kendi kendine
02:07yeterliliği ise yine Tarım ve Orman Bakanlığı'nın verilerine
02:11göre yüzde doksan altı. Arpa'da ise yeterliliğimiz yüzde doksan.
02:17Bu dönem dönem farklı yıllarda düşüyor çıkıyor ama ithalatçı
02:23konumumuz devam ediyor. Pamukta da ise ithalatımız dokuz yüz
02:27on iki tonu buluyor. Ve bu veriler de gösteriyor ki
02:31Türkiye ithalatçı bir ülke olarak yurt dışından temel
02:36gıda ürünlerini getirmek zorunda. Bunu aşmanın yolu
02:39destekleri artırmak, üretim alanlarını genişletmek,
02:43çiftçilerin bu konudaki beklentilerini karşılamak.
02:46Bunları karşılar isek Türkiye kendi kendine yeterli bir ülke
02:50konumunu yeniden taşıyabiliriz. Aksak da bu açıkların artması
02:54fiyat dengelerinin daha da artı bozulmasına yol açacaktır.
02:58Türkiye ithal ettiği ürünler de Türkiye'de üretilen ürünlerden
03:02daha aşağı fiyatlar afak olmuyor. Onun için de vatandaş
03:05sürekli daha zamlanan ürünlerle karşı karşıya kalıyor.
03:09Dünyadaki gelişmeler dikkate alındığında yurt dışına gidip
03:14ithal ürün getirdiğinde Türkiye'de üretilen üründen
03:17daha pahalıya ürünün raflara konma olasılığı yüksek. Bunun
03:21için de üreticimiz desteklenmeli ve bu konuda
03:25yapılan çalışmalarda dikkatlice kendi kendimize yeter
03:29boyutlarda soruna yaklaşım gösterilmeli. Örneğin buğday da
03:33deniyor ki yurt dışından ortalama on milyon ton buğday
03:37getirelim. Bunu ve makarna yapıyoruz, yurt dışına satıyoruz
03:40deniyor. Iyi güzel de bu satışta sanayici para kazansa da
03:44çiftçiye bir faydası olmuyor ki. Yabancı çiftçinin ürünü
03:47Türkiye'de işlenip yurt dışına gönderelim. Sonra da buradan
03:51tarımsal ürün ihracatı rakamlarını artış gösteriyor.
03:55Esas olan Türkiye'nin kendi kendine yeterliliği, kendi
03:59yeterliliğini kendi ürünüyle sağlaması. Bu anlamda Türkiye'nin
04:03açığı var. Bu açığı giderecek çalışmalar yapılmalı. Görünen
04:07o ki iki bin yirmi beş yılında dünyadaki fiyat artışlarının
04:13Türkiye'ye gelen ithal ürünlere yansımasıyla fiyatlar daha da
04:17yukarı çekilecek. Onun için esas olan Türkiye'nin kendi
04:21yeterliliğini kendi tarım alanlarında kendi çiftçisiyle
04:25sağlaması şu anda iki bin yirmi beş yılı bütçesi eee
04:29komisyonla geçip meclise geldi. Orada da görülüyor ki
04:33destekler yeterli ölçüde çiftçi için verilmiyor. Bu destekler
04:37çiftçiye verilmeden tarımda sorunlar bitmez. Üretimi
04:42üretim öncesindeki girdi maliyetlerini düşürerek
04:45gerçekleştirmeden fiyatların olumlu biçimde raflarda
04:50oluşması sağlanamaz. Ayrıca da yedi maliyetleri düşürülmeden
04:55çiftçiden düşük alım fiyatıyla ürün almak çiftçinin topraktan
05:00uzaklaşmasını getirir ki sorun daha da derinleşir. Onun için
05:05ülkeyi yönetenlerin tarımda planlanan, öngörülebilen ve bu
05:10anlamda üretimin içinde olanları sahiplenen bir
05:13politikaya yönelemeleri zorunlu ve ihtiyaçtır.