Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, "Adalet Bakanlığı bütçesinin 10 Aralık İnsan Hakları Günü'ne denk gelmesi ancak talihsiz bir tesadüf diye açıklanabilir. Çünkü temel hak ve özgürlükleri düzenleyen insan hakları kavramı neyi gerektiriyorsa Adalet Bakanı ve Bakanlığı bunun aksi davranış gösteren bir pozisyon takınıyor. Adalet Bakanlığı yurttaşların haklarına ulaşmasının önündeki en büyük engellerden biri haline gelmiş durumda" dedi.
(ANKARA) -
TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, TBMM'de düzenlediği basın toplantısı ile Adalet Bakanlığı'nın bütçe görüşmelerine yönelik eleştirilerde bulundu.
Bütçe görüşmeleri sırasında basın toplantılarını daha sık yapacaklarını belirten Şık, "Meclis, yapısı itibariyle çoğulculuğa değil de çoğunlukçuluğa dayalı olduğu için ve Meclis iç tüzüğünün de antidemokratik yapısı nedeniyle grubu olmayan partilerin biliyorsunuz ki söz hakkı neredeyse yok" dedi.
hbrlr1.com/ctcifiiikckckl
(ANKARA) -
TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, TBMM'de düzenlediği basın toplantısı ile Adalet Bakanlığı'nın bütçe görüşmelerine yönelik eleştirilerde bulundu.
Bütçe görüşmeleri sırasında basın toplantılarını daha sık yapacaklarını belirten Şık, "Meclis, yapısı itibariyle çoğulculuğa değil de çoğunlukçuluğa dayalı olduğu için ve Meclis iç tüzüğünün de antidemokratik yapısı nedeniyle grubu olmayan partilerin biliyorsunuz ki söz hakkı neredeyse yok" dedi.
hbrlr1.com/ctcifiiikckckl
Category
🗞
HaberlerDöküm
00:00Merhaba herkese. Sevgili gazeteci meslektaşlarım sizlere
00:03ve sizlerin aracılığıyla sesimizde duyulan herkese
00:06merhaba. Bu yılın bütçe bu yılın bütçe görüşmeleri
00:09sırasında bu basın toplantılarını biraz daha sık
00:12yapacağız. Meclis yapısı itibariyle çoğulculuğa değil de
00:17çoğunlukçuluğa dayalı olduğu için ve meclis iç tüzüğünün de
00:21anti demokratik yapısı nedeniyle grubu olmayan
00:25partilerin biliyorsunuz ki söz hakkı neredeyse yok. Bugüne
00:28kadar mecliste grubu olan muhalefet partilerin
00:32dayanışmasıyla özellikle bütçe görüşmeleri sırasında kürsüden
00:37halkın sesini duyurmaya çalışıyorduk. Geçmişte bu
00:41dayanışmayı gösteren CHP'nin yeni genel başkanının katılı
00:44bir yayında kendisinin siyasi pozisyonuna siyasi tutumu
00:51nedeniyle yaptığımız bir eleştiriye bozulmasının
00:54üzerine nezaket sınırını da aşan bir biçimde bugüne
00:58kadar ııı söz hakkı kullandığımız söz haklarını
01:02bize lütfettiğini ifade etmesi üzerine kendilerinden artık
01:06herhangi bir söz talebimiz olmayacak. Iıı dolayısıyla bu
01:10yılda meclis kürsüsünde olamayacağız. O yüzden de
01:13buradan basın toplantıları aracılığıyla sizlere sesimizi
01:16duyurmaya çalışıyoruz. Bugün on Aralık İnsan Hakları Günü ve
01:21Türkiye'de temel hak ve özgürlüklerin gaspı hala da
01:24kesintisi devam ediyor. Yaşam hakkına dönük ihlallerin yanı
01:28sıra sokak sokak eylemlerinde, gözaltı merkezleri ve
01:31hapishanelerde işkence yaygın ve sistematik olarak sürmekte
01:35kadınlar bir cins kırımının mağduru olarak öldürülmeye
01:38öldürülmeye devam ediyor. Sokak hayvanları yasal güvenceyle
01:42katlediliyor. Sendikal hakları için mücadele eden işçilerin
01:45işsiz bırakılması da önlenebilir nedenlerle gerçekleşen iş
01:49cinayetleri de cezasızlıkla ödüllendiriliyor. Avukat
01:52Avukat Selçuk Koz Ağaçlı ezilenin hakkı ezilenin hakkı
01:57yeninin savunmasının üstlenmesinin diyeti olarak
02:00hapiste. Sevgili Selahattin Demirtaş, Pigen Yüksektağ ve
02:05Osman Kavala İHAM kararlarına, İnsan Hakları Avrupa
02:09Mahkemesi kararlarına Hatay halkının iradesiyle seçtiği
02:12milletvekili Can Atalay ise anayasa mahkemesi kararlarına
02:16ihlal kararlarına rağmen halen hapiste tutulmaya devam
02:20ediliyor. Kayın atamalarıyla halk iradesi bir kez daha
02:24gasp ediliyor. Gazeteciler hapsedilmeye ya da haberleri
02:27nedeniyle yargı taciziyle karşılaşmaya devam ederken
02:30Adana etki ajanlığı yasası denilen bir düzenlemeyle saray
02:34iktidarına muhalif herkesin sesinin kısılmasının hapse
02:38konulmasının yolu açılmaya çalışılıyor. Böyle bir tablonun
02:42egemen olduğu bugün mecliste adalet bakanlarının bütçe
02:45görüşmeleri yapılıyor. Adalet Bakanlığı bütçesinin on Aralık
02:49insan hakları gününe denk gelmesi de ancak talihsiz bir
02:52tesadüf diye açıklanabilir herhalde. Çünkü temel hak ve
02:56özgürlükleri düzenleyen insan hakları kavramı neyi
02:58gerektiriyorsa adalet bakanı ve bakanlığı bunun aksi davranış
03:03gösteren bir pozisyon takınıyor. Adalet Bakanlığı
03:07yurttaşların haklarına ulaşmasının önündeki en büyük
03:11engellerden biri haline gelmiş durumda. Çünkü memleketin en
03:14sorumlu en sorumlu alanı olan yargı gücü elinde tutan
03:18muhalif herkesi yutan ve yutacak olan bir kara delik haline
03:22dönüşmüş durumda. Türkiye'de yargıya dair pek çok şey
03:25söyleyebiliriz. Hepsi doğru ya da yanlış çıkabilir. Ancak
03:29Türkiye'nin değil hukuk bir kanun devleti bile olmadığını
03:33söylemek yanlış bir tespit olmaz. Sıradan bir baskı aracı
03:37olarak örgütlenmiş bir yargı eliyle kurulu suç düzenine
03:40taraf olmayan herkes vatan, millet, bayrak, ezan
03:44söylemleriyle terörist ilan edildi. Yurttaşların insan
03:48olmaktan kaynaklı temel hak ve özgürlükleri ihtiyacılık
03:50özgürlükleri ihtiyaca göre kolaylık ve yok sayılan bir
03:54teferruat seviyesine düşürüldü. Hukuk devletinin şartı sadece
03:59iktidarı elinde tutanların değil de tüm yurttaşların
04:02kendini güvende hissetmesidir. Eğer bu güven hissi yoksa hukuk
04:07devleti de yoktur. Muhalefetin siyasi rakip değil düşman
04:10olarak algılandığı ve yargının iktidarın emrinde bu algıya
04:14uygun kararlar aldığı idarenin topyekun bir mobilizasyon
04:17içinde davrandığı bir rejimde asgari demokrasi ve hukuk
04:21normları da kalmamıştır. Türkiye hiçbir zaman bir hukuk
04:24devleti olmamıştı. Ama son birkaç yıldır artık yasa
04:27devleti de değildir. Yasalara ve kurumlara dayanan bir devlet
04:32hiç değildir. Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı
04:35siyasi iktidarın temsilcilerinin demagojisinden
04:37ibaret olan memlekette yargıya da iktidara uyumlu hakim
04:41savcı sınıfı egemen oldu. Sahip oldukları makam ve mevkileri
04:45liyakatla değil biat ile elde eden yargı bağımsızlığını
04:49hukuktan bağımsız olmak diye değerlendiren masumiyet
04:52karinesini hukuktan mahrumiyet karinesine dönüştüren emirle
04:56soruşturma dava açıp talimatla talimatla kararlar veren
05:00kuklalardan müteşekkil bir yargı yargı içerisindeki hakim savcı
05:04sistemi. Türkiye'de üzerlerinin üzerlerinde
05:08taşıdıkları cübbelerin insan hayatından ve özgürlüğünden
05:12yapılmış olduğunu bilen ve asgari hukuk normlarını
05:15uygulayacak cesarete sahip yargı mensubu yok denecek kadar
05:19az. Yani hukuktan hak, adalet, vicdan ve liyakati çıkardığımızda
05:25elinizde kalan neyse Türkiye yargısı şu an odur. Bu yüzden
05:31yargıda yer tutmuş ve eksiklikleri noksanlık
05:34yaratmayacak olan nice insan var ki kendilerinden maaşları
05:38çıkardığınızda geriye hiçbir şey kalmıyor.
05:43Yargı böyle olunca da devlet kurumlarının tarikat cemaatlere
05:47teslim edildiği, lümpen çetelerin sokaklara salındığı,
05:51korunup kollanan mafyanın devletleştiği, anayasanın
05:56tanınmayıp yasaların uygulanamaz hale geldiği, doğal
06:00kaynaklarının sermaye talanına peşkeş çekildiği, halkın
06:04birbirine düşman cephelere bölündüğü, para için bebeklerin
06:08öldürüldüğü, soyguncunun, talancının, vurguncunun
06:11korunup kollanırken hepimizin içinde çürüdüğü bir
06:14haysiyetsizlik rejimi memlekete egemen oldu. Ama Adalet Bakanı
06:19Yılmaz Tunç içinse her şey çok normalmiş gibi hayat devam
06:22ediyor. Yurttaşlarımıza sormak istiyorum. Adalet Bakanı
06:26Yılmaz Tunç'u ekranlarda ne zamanlar görüyorsunuz? Ne zaman
06:30memlekette hukuki bir garabet yaşansa o zaman ekranın karşısına
06:34çıkıyor Yılmaz Tunç ve bildiği yanıldığına yetmeyecek hukuk
06:39bilgisiyle her türlü hukuk garabetini meşrulaştırmak
06:42görevi üstlenerek bunca çürümüşlüğe rağmen Türkiye'nin
06:46hukuk güvenliği endeksinde bulunduğu yeri gösteren
06:48değerlendirmeyi kafaya takmış durumda. Kara propaganda dediği
06:52bu değerlendirmelerin bilimsel kriterlerden uzak ve Türkiye
06:56gerçekliğiyle uyuşmayan yalanlar olduğunu iddia edip
06:59yargımızın karalanmasına müsaade etmeyiz diyor. Peki
07:03yargımızı kim karalıyor? O zaman kendisine birkaç soru
07:05soralım. Hukukun gereğini yapan hakim ve savcıları oradan
07:09oraya sürmekten başka cemaat ve tarikatları yargıya
07:13yerleştirmekten başka bu işin ehli hukukçuların sırf yandaş
07:18değiller diye mülakatlarda elemekten başka ne yaptınız
07:22Bakan Tunç? Yargıdaki yozlaşma rüşvetle yolsuzluk anını yöneten
07:28cübbeli çeteler bizzat başsavcıların hakim ve
07:31savcıların kalemi aldığı şikayet mektuplarıyla ortaya
07:34dökülüyor. Bu hakim ve savcılar için bu işler büyümesin diye
07:38bu işleri sümen altı etmek dışında ne yaptınız? Ayhan
07:43Bora Kaplan dosyasında eski Ankara Cumhuriyet Başsavcısı
07:47Yüksel Kocaman'ın mafyadan rüşvet aldığı İçişleri
07:51Bakanlığı'nın teftiş kurulu raporuyla ortaya çıkmış iken
07:54Yüksel Kocaman hem nasıl hala nasıl hem de yargıta üyesi
08:00görevine nasıl devam edebiliyor? Bunu lütfen
08:03açıklayınız. Yalnız Kocaman da değil. Yargıtay bir üst
08:08yargıtay gibi bir üst yargı merci kirli ilişkiler içinde
08:12olan yargı mensuplarının terfiyle göz önünden
08:14uzaklaştırıldığı bir yere dönüşmeli mi? On beş Temmuz
08:19kalkışmasının ardından esas faillerin kaçmasına göz yumup
08:23garibanları tutuklattığınız yargıda sizlerin FETÖ düğü
08:26adlandırıldığı soruşturmalara dair bir borsa yok mu?
08:30Anayasayı ayaklar altına alan hakimleri ödüllendirmediniz mi?
08:34Tek bir kriterden söz edeceğim size. Hadi hukukun üstünlüğü
08:38endeksine dış mihraklar deyip bir kult takıyorsunuz. Sokak
08:42röportajlarına manipülasyon deyip işin içinden sıyrılmaya
08:45çalışıyorsunuz. Yüz bir ayrı anayasa mahkemesi kararının
08:50icra edilmediğini kendi ağzınızla itiraf eden siz
08:54değil miydiniz? Hukukçu değilim ama anayasa mahkemesinin
08:58kararlarını uygulamayan bir hakimin bu ülkede hukuki hiçbir
09:02mesleği icra edemeyeceğinin kural olduğunu biliyorum. Hal
09:06buyken anayasa mahkemesi kararı uygulamayı onur nişanı
09:10uygulamamayı onur nişanesi sayan Akın Gürlek'i Adalet
09:14Bakanlığı görevinin Adalet Bakanlığı yardımcılığı görevinin
09:18ardından siyasi operasyonlarınıza devam etsin
09:21diye İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na atayan siz
09:24değil misiniz? Adliyelerde dönen rüşvet şartlarını
09:28yolsuzlukları, kirlilikleri bizzat bir başsavcı şikayet
09:32konusu yapmadı mı? Yargı eliyle yalanı gerçek, dayanışmayı
09:37yasak, hak ve özgürlük mücadelesini kriminalize
09:40etmiyor musunuz? Filistin diye, İslam diye ağlayıp Cumhurbaşkanı
09:45Erdoğan'a Filistin'le neden ticaret yapıyoruz diyen
09:49gençleri daha geçen hafta tutuklamadınız mı? Yargıya
09:53güven endeksinde Türkiye'nin yerini gösteren çalışmayı
09:56çalışmaya öfkelenen bakana birkaç hatırlatma yapmakta.