Türkiye CERN’e tam üye olabilir mi?
Higgs Bozonu nedir?
Tanrı Parçacığı ismi nereden geliyor?
Karanlık madde, karanlık enerji ve evrene dair daha neleri bilmiyoruz?
Bozonlar ne işe yarıyor?
Evrende 3+1 boyuttan daha fazlası olabilir mi?
CERN’de çalışmalarını sürdüren İstinye Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Sertaç Öztürk’le evreni anlama çabasında gelinen noktayı ve parçacık fiziğine dair temel kavramları konuştuk.
Higgs Bozonu nedir?
Tanrı Parçacığı ismi nereden geliyor?
Karanlık madde, karanlık enerji ve evrene dair daha neleri bilmiyoruz?
Bozonlar ne işe yarıyor?
Evrende 3+1 boyuttan daha fazlası olabilir mi?
CERN’de çalışmalarını sürdüren İstinye Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Sertaç Öztürk’le evreni anlama çabasında gelinen noktayı ve parçacık fiziğine dair temel kavramları konuştuk.
Category
🤖
TeknolojiDöküm
00:00Efendim merhabalar Yeni Haller'in yeni bölümüne hoş geldiniz.
00:09Ben Ere Yözer.
00:10Bugün konuğum Prof. Dr. Sertaç Öztürk.
00:13Sertaç Hoca İstinye Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olarak çalışıyor.
00:16Aynı zamanda CERN'de nükleer araştırma merkezindeyiz.
00:21İsviçre'de çeşitli çalışmaları var.
00:22Gidiyor, geliyor.
00:23Hatta bu yayından önce de gitti.
00:25Dolayısıyla CERN'de neler oluyor, neler bitiyor onları da konuşacağız ama fizikle konuşacağız.
00:29Biraz parçacık fiziği konuşuyor olacağız.
00:31İstiyorum ki bu yeni hallerde böyle konulara da girelim.
00:35Birazcık bilimin içinden ve bilimsel kavramlar üzerinden de ilerleyelim.
00:39Hoş geldin hocam.
00:41Hoş buldum.
00:41Davetiniz için çok teşekkürler.
00:43Ben teşekkür ederim.
00:44Sertaç Hocam şimdi sorum şöyle başlayayım hikayeye ilk olarak.
00:48Biz CERN'de tam olarak yani biliyoruz işte bir Higgs bozonu meselesi var.
00:53Bir tanrı parçacığı var işin popüler kısmında.
00:56Tam olarak ne arıyoruz, neleri bulduk?
01:00İsterseniz önce biraz tarihte başlayalım.
01:03Olur tabii.
01:03Çünkü ben bir konuyu anlatınca onun arkasındaki bir şekilde felsefeyi anlamak için hep tarihten başlarım.
01:09Aslında CERN'in kuruluş amacı barış için bilim.
01:11İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa'dan en iyi bilim insanları, sanatçıları bir şekilde artık Amerika'ya gitmişti.
01:17Ve Avrupa'yı tekrar ayağa kaldıracak bir oluşum gerekiyordu.
01:19Bunu bir din altında yapamazsınız.
01:22Bir ırk veya mezhep altında yapamazsınız.
01:25O yüzden oradaki bilim insanları Avrupa'ya bir atom fiziği laboratuvarı kuralım.
01:30Ve tüm Avrupa'yı ortak payda etrafında birleştirme fikriyle ortaya geldi.
01:34Daha sonra atom olmasının kullanılması, atomun çekirdeğinin bir şekilde tam olarak anlaşılmasıyla atom fiziği fikri nükleer fiziğe döndü.
01:43Ve 1951 yılında 11 tane ülke Avrupa Nükleer Araştırma Konseyi'ni kurdu.
01:491954'te Avrupa Nükleer Araştırma Konseyi Avrupa Nükleer Araştırma Organizasyonu olarak değişti ve SÖRN kurulmuş oldu.
01:56Aslında SÖRN dediğimiz yapı Avrupa Nükleer Araştırma Konseyi'nin kısaltılmış hali.
02:01Ama şu anda biz onu Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi olarak kullanıyoruz.
02:04Ve 1954 yılında 12 ülke tarafından kuruldu.
02:09Şu anda tam üye olarak da 23 tane ülke var.
02:12Türkiye'de kısıtlanmış üye olarak bu organizasyonda yer alıyor.
02:15Şimdi SÖRN'de ne yapıyoruz dediğiniz zaman SÖRN'ün 3 tane ayağı var.
02:19Bir tanesi bilginin sınırlarını zorlamak.
02:23Çünkü Sokrates insan yapısı gereği merak eden bir candırı der.
02:27Gerçekten biz de merak ediyoruz.
02:30Hatta o kadar çok merak ediyoruz ki hatta merak bizim o kadar genlerimizde ki çocuklara bakarsanız çocuklar her zaman neden, niye, niçin diye sorular sorar.
02:41Fakat biz o çocukların bir şekilde merak duygusunu köreltiyoruz ve topluma uyumlu bireyler haline getiriyoruz.
02:46Ama işte SÖRN'deki insanlar bir şekilde hala çocuk kalmayı başarmış, soru sormayı seven insanlar.
02:53Ve bilginin sınırlarını zorlamak istiyoruz.
02:55Evren nasıl başladı? Evren başladıktan sonra bu hale nasıl geldi?
02:59Karanlık madde nedir? Karanlık enerji nedir? Higgs bozonu nedir?
03:03Bunları araştırmaya çalışıyoruz ya da bunları anlamaya çalışıyoruz.
03:07Fakat bunları anlamak isterken de bizim deneyler yapmamız lazım.
03:11Bazı gözlemler araştırma da bazı gözlem araçları geliştirmemiz lazım.
03:16Bunun için de parçacık hızlandırıcıları yapıyoruz.
03:18Yani parçacıkları alıyoruz bir tane tüp gibi düşünün.
03:21O tüpün içine atıyoruz.
03:23Elektrik ve manyetik alan kullanarak onu belli bir yörüngede tutup hızlandırıyoruz.
03:27Hızlandırdıktan sonra onları belli noktalarda çarpıştırıyoruz.
03:31Bu çarpıştırdığımız yerlerde parçacık dedektörlerin tam içi.
03:35Açığa bir sürü yeni parçacık çıkıyor.
03:37Ve biz bu açığa çıkan yeni parçacıkların türünü, konumunu, enerjisini, momentumunu bir şekilde ölçerek
03:43gerçekten o çarpışma noktasında neler oldu onu anlamaya çalışıyoruz.
03:48Söndü asıl yapılan şey bilginin sınırlarını zorlamak.
03:52Evreni daha iyi anlamak.
03:54Fakat bunu yaparken de teknolojiye veya yeniliklere de öncülük eden bir yapı var.
04:01Bu da ikinci amacı aslında.
04:03İkinci amacı aslında yenilik.
04:05Çünkü siz parçacık hızlandırıcıları geliştirdiğiniz zaman onun endüstriyel ve tıpta çok fazla uygulaması olabiliyor.
04:12Parçacık dedektörleri geliştirdiğiniz zaman bunun çevresel, iklim veya yine tıp alanında çok fazla uygulamaları olabiliyor.
04:19Hatta bilişim alanında da dünyaya çok büyük katkıları var.
04:24Örneğin internet dediğimiz aslında World Wide Web, WWW.
04:281989 yılında Sörn'de çalışan bir İngiliz, bilgisayar mühendisi tarafından bulunuyor, Tim Berners tarafından.
04:36Zaten şu anda internetsiz bir dünyada yaşayamayacağımızı herkes biliyordur.
04:43O yüzden internet aslında Sörn'deki bu çalışmalardan bir yan ürün olarak doğmuş bir ürün.
04:50Bu bile çok acayip bir bilgi.
04:52İnternetin Sörn'de yapılan çalışmalardan, Sörn'de evreni anlamak gibi sıradan insanların hayatında pek fazla yeri olmayan,
05:01çok anlamlanamadıkları çalışmalar yapıldığı gibi aynı zamanda da bildiğimiz interneti anlamak gibi bir amacı var.
05:09İnterneti bulmak gibi bir amacı da var bir yandan.
05:13Hatta aslında amaçtan daha ziyade öyle bir yola gidiyorsunuz ki yol size onu getiriyor.
05:18Tim Berners bu projeye başladığı zaman patronu aslında ya bu projeden bir şey olmaz bırak deyip kendisi bir şekilde hobi olarak yaptığı bir proje.
05:26Yani Sörn'ün de hadi böyle bir şey geliştirelim dediği bir şey değil.
05:30Oradaki insanların inisiyatif olarak yaptığı bir şey.
05:33Yani Sörn'ün güzel tarafı evet çalışma özgürlüğü vardır.
05:36Diğer bir amacı da eğitim.
05:39Sörn'de çok fazla eğitimler olur.
05:42Hatta bu eğitimler sadece öğrencileri değil öğretmenleri de kapsar.
05:46Çünkü Sörn der ki eğer ben bir öğrenciyi alıp eğitirsem tek bir öğrenciye ulaşmış olurum.
05:51Ama ben bir öğretmeni alıp eğitirsem ben binlerce öğrenciye ulaşmış olabilirim.
05:55O yüzden öğretmen programlarından öğrenci, mühendis, teknik programlara kadar bir sürü eğitim vardır.
06:01Ve Sörn'ün aslında ilk amacı dediğimiz barış için bilim modlusuyla da dünyanın farklı ırklarından, farklı mezheplerinden insanlar bir araya gelip ortak payda çalışabilir.
06:13Örneğin bir İsraili ile Filistinli bir deneyde ortak çalışma da yapabilir.
06:18Bir Rus'la bir Ukraynalı yine ortak amaç doğrusunda çalışabilir.
06:24O yüzden gerçekten o politikanın dayattığı sorunları bir kenara bırakıp...
06:31Bilim etrafında bir birleşme sağlanmış oluyor aslında.
06:35Kimsenin ırkına, dinine, cinsel yönelimine bakmaksızın herkesi insan olarak görüp...
06:41O açıdan değer verip ve bilim modlusuyla da insanlığın gelişmesini sağlayan bir yapı.
06:47Ki bu amaçla da ya da bu yapıyla da belki dünyadaki tek yer.
06:51Peki hocam, evren kısmından ilerlersek, evreni anlama kısmından.
06:56Biz şu ana kadar işte bir Higgs bozonunun ortaya çıktığını, artık kanıtlandığını biliyoruz.
07:03Dolayısıyla biz evrene dair neyi anlamış olduk?
07:06En temelde yani.
07:08Sör sayesinde ve bu yakın zamandaki çarpışmalar sayesinde.
07:13Güzel soru.
07:15Şimdi yine biraz geçmişten olabilir miyim?
07:17Olur, olur tabii ki.
07:18Yine böyle ta felsefeden bazen girmeyi çok seviyorum.
07:21Şimdi antik Yunan'da ya da eskiden beri boşluk var mı yok mu kavramı insanlığın merak ettiği bir konu.
07:28Aristoteles'e göre boşluk olamaz.
07:30Çünkü boşluk olduğu zaman bir cisim sonsuz hızla hareket ederdir.
07:35Çünkü bir taşı bıraktığınız yere düşüyor.
07:38O taşı suda bıraktığınız yine suda da yere düşmeye başlıyor.
07:41Ama suda daha yavaş olacak çünkü suyun bir şekilde sürtülmesi daha fazla.
07:46Aristotle'da bundan yola çıkarak diyor ki bir cismin doğal hızı aslında ortamın direnciyle ters orantılıdır.
07:52Yani ben direnci arttırırsam o hızı yavaşlar diyor ki su ve havada yaptığı gözlemlerle.
07:57O yüzden boşluk olamaz diyor.
07:59Tüm evreni dolduran bir eter fikri ya da esir fikri ortaya çıkıyor.
08:04Bunlar yıllarca Newton fiziğinden gerçi Newton esirden tam bahsetmese de aslında onun var olduğunu düşünen.
08:11İşte Descartes, Maxwell'ler bu 1900'lere kadar aslında 1910'lara 15'lere kadar bir düşünce.
08:21Tüm evreni dolduran bir madde var.
08:23Biz buna esir diyoruz.
08:25Işık da bunda yayınlanıyor diye.
08:27Daha sonra 1900'lerin yine ortalarına doğru Michelson ve Morley bir deney yapıyor.
08:33Aslında evrende esir olmadığını, ışığın ilerleyebilmesi için bir ortam olmadığını ortaya koyuyor.
08:40Ama biz fizikçiler 1964 yılında Peter Higgs'in yayınladığı bir makale ile esir fikrini yani tüm evreni dolduran bir madde oldu.
08:50Aslında madde demeyelim.
08:52O daha çok bir alan.
08:54Antik Yunan'dan veya diğer düşüncelerden farkı o.
08:58Onlar bir maddenin formu olarak düşünüyordu.
09:00Ama Peter Higgs bir alandan bahsediyor.
09:03Tüm evreni dolduran bir alan var.
09:05Ve bu alan maddeyi kütle kazandıran mekanizma.
09:08Çünkü parçacık fiziğini, parçacık fiziğini açıklayan en iyi kuram standart model dediğimiz bir kuram.
09:15Standart modelde bu parçacıkların kütlelerini biz bir şekilde elle yürüyoruz.
09:20Ama bu parçacıklar nasıl oluyor?
09:22Kütle kazanıyor.
09:23Bunun mekanizmasını açıklayamıyorduk.
09:25Yani şeyi biliyorduk hocam araya girdim.
09:27Yani maddeyi yani kütleyi enerjiye çevirmeyi biliyorduk.
09:31Biliyorduk Einstein'dan.
09:33Einstein'dan biliyorduk.
09:35Ama tersini aslında 1960'larla beraber Higgs'in yazdığı makale ve sonrasında bir dakika bir de bir kütle kazanması lazım bunun.
09:43Enerjinin de kütle kazanması lazım.
09:45Bir kütleden enerji elde ettik tamam parçaladık atomu ve oradan devasa bir enerji oldu.
09:50Ama enerjiden kütleye ulaşabilecek miyiz?
09:53Ki böyle olunca da şeyi anlayacağız.
09:55Evrende işte yıldızlar, galaksiler neyse böyle oluştu diye anlayacağız.
09:59Bunu anlamış olduk doğru mu?
10:01Evet.
10:02Yani enerjiden evet bir kütlede oluşturabiliyoruz.
10:04Ama asıl sorun kütleye değer veren ya da kütleyi oluşturan mekanizma ne?
10:09Peter Higgs'in de düşüncesi şu.
10:11Evrende bir simetri kırılması var.
10:13Aslında simetri kırılması fizikte çok fazla kullandığımız bir yapı.
10:17Evrende kendiliğinden bir simetri kırılması oldu.
10:20Ve evren skalar ya skalar dediğimiz belli bir yönelimi olmayan bir alan.
10:26Örneğin bir rüzgar alanından bahsedersek veya elektrik alanından bahsedersek onun bir yönü vardır.
10:32Ama sıcaklık alanından bahsedersek sıcaklığın bir yönü yoktur.
10:35Siz her noktadaki sıcaklık yerini bulmuş olursunuz.
10:37Higgs alanı da bir şekilde yönelimi olmayan skalar bir alan.
10:40Peter Higgs bu düşünceyi ortaya atıyor.
10:43Aslında bir alan var ve biz bu parçacıklar bu alanla etkileşerek kütle kazanıyor.
10:48Onu da şöyle düşünün.
10:50Bir havuz düşünün.
10:52O havuz evren olsun.
10:54Siz onun içine su koydunuz.
10:56Su da Higgs alanı olsun.
10:58Örneğin ben atladım yüzüyorum.
11:01Üzerimde sadece bir mayo var.
11:03Su ile etkileşimim daha az olmuş olacak ve daha hızlı yüzebileceğim.
11:06Daha sonra üzerime kazak işte gülünü pantolon giydiğimi düşünün.
11:10Öyle suya atladım.
11:11Bu sefer su ile daha çok etkileşeceğim.
11:13Kendimi daha ağır hissedeceğim.
11:15Bir tane balık attığınızı düşünün.
11:17Balığın anatomisi ve pulları artık su ile etkileşmeye çok müdahil.
11:21Ya da su ile çok az etkileşiyor.
11:23Dolayısıyla çok daha hafif olup daha hızlı gidebilecek.
11:25Aslında mekanizma bu.
11:27Bir parçacık Higgs alanı ile ne kadar çok etkileşirse o kadar çok kütle kazanıyor.
11:31Az önce verdiğim su örneğinde olduğu gibi.
11:33Peki ben Higgs alanı var mı yok mu nasıl anlayacağım?
11:37Onu da genelde şu örnekle anlatırım.
11:39Bir havuzun başına gittiniz.
11:41Onun içinde su var mı yok mu anlamaya çalışıyorsunuz.
11:44Ve birdenbire duyularınızı kapattığınızı düşünün.
11:47İşte görmüyorsunuz, duymuyorsunuz.
11:49Sadece teninizi de hissettiğinizi düşünün.
11:53Herhalde şu mantıklı olabilir.
11:55Havuza taş atarsınız.
11:57Taş attığınız zaman o havuzdan su parçacıklarının veya su damlacıklarının sıçramasını umarsınız.
12:03Eğer o sıçrayan damlacıkları da görürseniz bir şekilde havuzda su olduğunu anlayabilirsiniz.
12:08Fizikçilerin yaptığı şey de tam olarak bu.
12:11Bir şekilde o havuzu ya da havuzun içindeki suyu uyarmak.
12:15Yani evrenin bir şekilde evreni doldurduğunu düşündüğümüz Higgs alanını bir şekilde uyarmak.
12:21Onun için de enerji vermek gerekiyor.
12:23Evreni bir şekilde uyarmak için var olan normal enerjilerden çok daha seviyede bir enerji vermek gerekiyor.
12:29Çok daha az.
12:30Çok daha fazla.
12:31Fazla seviyede.
12:32Çok daha fazla seviyede enerji vermek gerekiyor.
12:34Onun için de parçacıkları hızlandırıyoruz.
12:36Ve hızlandırdıktan sonra belli bir noktada çarpıştırıyoruz.
12:40Ve bir şekilde o alana ait bir Higgs bozonu dediğimiz parçacığın vakumdan ya da o çarpışma noktasından tekrar oluşmasını bekliyoruz.
12:50Fakat bu Higgs parçacığı çok kısa ömürlü bir parçacık.
12:55Oluşuyor ve oluştuktan 10 üzeri eksi 20, 10 üzeri eksi 23 saniye sonra hemen başka parçacıklara bozuluyor.
13:02Fakat biz teorik olarak da hangi parçacıklara bozulabildiğini biliyoruz.
13:06Çünkü Higgs bozonunun az çok özelliklerini biliyoruz.
13:08Sipin diğerinin ne olması, yükünün ne olması gerektiği gibi.
13:12Buna göre bazı bozunum kanalları var.
13:14Ve bu bozunum kanallarına bakarak örneğin Higgs bozonu oluştu.
13:18İki tane fotona bozulmuş olabilir.
13:20Higgs bozonu oluştu.
13:21İki tane kuarka bozulmuş olabilir.
13:23Higgs bozunu oluştu.
13:24İki tane bozona bozulmuş olabilir.
13:28Ve biz bunları teker teker gerçekten deneyde bakıyoruz.
13:31Ama o kadar çok parçacık ve o kadar çok veri var ki aslında Higgs bozonunu araştırmak sanki samanlıkta yeni aramak gibi.
13:38Bu 1980'lerden beri aslında yapılan bir araştırma.
13:43Önce Stern'de LEP dediğimiz Large Electron Positron Collider vardı.
13:48Yani büyük elektron ve elektronun antiparçacı olan pozitronlar çarpıştırılıyordu.
13:53Bundan bir şey bulunamadı.
13:55Daha sonra Amerika'da Fermilab'da Tevatron'da protonla antiproton çarpıştırıldı.
14:00Higgs bozonu araştırıldı.
14:02Yine Higgs bozonu bulunamadı.
14:04Ama Higgs bozonuna insanlar tanrı parçacığı der.
14:06Onun sebebi de aslında bu.
14:08Çünkü Fermilab'da Higgs bozonu araştırılıyor ama bir türlü bulunamıyor.
14:12O anda Fermilab'ın direktörü var Leon Lederman bir kitap yazıyor.
14:16God Damn Particle diye Allah'ın cezası parçacık.
14:19Çünkü arıyoruz arıyoruz bulamıyoruz diye.
14:21Çarpıştırıyoruz çarpıştırıyoruz parçacık.
14:23Yok bu kadar milyar dolarlar boşa mı gidiyor diye.
14:25Çünkü bir taraftan hükümet yetkilileri de size bu kadar milyarlarca para veriyoruz.
14:30Nerede sonuç diye.
14:32Ondan sonra editor diyor ki ya biz bunu God Damn Particle yapmayalım.
14:36God Particle yapalım daha çok satar.
14:38Ve tanrı parçacı diye ortaya çıkıyor.
14:40Bu aslında araştırma sürecinin zorlu bir şekilde bu Higgs bozonla tanrı parçacı adını veren bir şey.
14:46Aslında tanrıyla veya spritüel anlamda hiçbir ilgisi yok.
14:50Ta ki bu 2012 yılına kadar sürdü.
14:53Büyük hadron çarpıştısı 2011 yılında.
14:55Orada hadron çarpıştırılıyor.
14:57Orada da protonları çarpıştırıyoruz.
14:59Protonları çarpıştırıyoruz.
15:00Burada isterseniz neden birinde elektron, pozitron, diğerinde neden proton, antiproton, da sörnde neden proton, protonları çarpıştırıldığı konuda tartışabiliriz.
15:08Sonra protonları çarpıştırıyoruz.
15:10Bu arada hadron dediğimiz şey de işte proton bir hadrondur, nötron bir hadrondur.
15:14Yani iç yapısında kuark olan parçacıklara biz hadronlar diyoruz.
15:20Büyük hadron çarpıştısı 2010 yılında başladı.
15:23Ve 2012 yılında aslında iki yıllık kısa bir sürede Higgs bozonu keşfedildi.
15:28Bununla ilgili makaleler ve sonuçlar bilim camiası ile herkesle paylaşıldı.
15:34Ve 2012 yılında gerçekten Higgs'in doğru olduğunu,
15:37yani 1964'ten 2012'ye kadar yaklaşık olarak 48-49 yıllık bir süreçte aradığımız parçacığı bulmanın aslında mutluluğunu yaşadık.
15:47Şu anda hala devam ediyor.
15:50Gerçekten Higgs parçacığı maddeyi kütle kazandırırken bir etkileşim sabiti var.
15:55Teker teker parçacıklarla o etkileşim sabitini ölçmeye çalışıyoruz.
15:59Higgs bozonun özelliklerini daha iyi anlamaya çalışıyoruz.
16:01Çünkü bunu anladığımız zaman evrenle ilgili, bildiğimiz standart modelle ilgili bilgilerimiz daha da genişleyecek.
16:07O yüzden şu ana kadar sonunda bulduğumuz en önemli keşif Higgs bozonu.
16:12Onun dışında standart modelin cevap veremediği, yani normal bilimin cevap veremediği başka sorular var.
16:18Örneğin madde-antimadde simetrisi nasıl kırıldı?
16:22Çünkü evren büyük patlama dediğimiz aslında bir patlama değil.
16:25Evrenin tekillikten doğması gibi bir olayla meydana geldi.
16:30Bir enerjiden meydana geldi.
16:32Az önce konuştuk enerjiden madde üretebiliyoruz.
16:35Dolayısıyla o enerjiden eşit sayıda madde ile eşit sayıda antimadde üretilmesi gerekiyordu.
16:41Ama biz bir maddesel evrende yaşıyoruz ve bu antimadde nereye gitti?
16:45Yine fizikçiler diyor ki evrenin...
16:47Bilmiyoruz değil mi bunu?
16:48Bazı kuranlar var.
16:50Fikirlerimiz var.
16:51Fikirler var.
16:52İşte biz de bunu sörne bir şekilde anlamaya çalışıyoruz.
16:54Bunun için gerçekten yine bir simetri kırılımının işaretlerini bir şekilde anlamaya çalışıyoruz.
17:04Yine bu antimadde simetrisinin kırılımı ile ilgili.
17:07Karanlık madde var.
17:09Karanlık madde var.
17:10Çünkü evrenin sadece yaklaşık yüzde dördü bizim gördüğümüz madde.
17:16Bizim gördüğümüz madde dediğimiz işte moleküller, atomlar, yıldızlar, galaksiler.
17:20Bir şekilde ışık yayan, ışıksı oran benim etkisini ışıkla görebildiğim maddeler diyebilirim.
17:31Ama bir yüzde yirmi altılık bir karanlık madde var.
17:34Onun ne olduğunu bilmiyoruz.
17:35Ve yüzde yetmişlik de bir karanlık enerji var.
17:38Onunla ilgili hiçbir fikrimiz yok.
17:40Bayağı bilmediğimiz şey var aslında.
17:42Sadece evrenin biz yüzde dördünün bir madde olduğunu biliyoruz.
17:46Onun da ne kadarlık kısmını belki biliyoruz.
17:48COVID çıktı.
17:51Onun protein yapısını aşısını aşıların etkisini anlamak için bile ne kadar uğraştık ki.
17:57Onun belki binde birini anlayamadık.
17:59Bir de siz bunu fizik, kimya, canlılık ekseninde düşünün.
18:04Aslında hiçbir şey bilmiyoruz biz.
18:06Evren koskoca bir okyanusta bizim bildiğimiz sadece bir damla bile değil.
18:10Ama karanlık madde için güzel taraf bazı adaylarımız var.
18:13Karanlık maddenin ne tür parçacıklardan olabileceğiyle ilgili.
18:18Yine Sörn'de o yeni parçacıkları araştırıyoruz.
18:22Onun dışında...
18:24Bir ara verdi ama Sörn, değil mi hocam?
18:26Sörn ister istemez ara vermek durumunda onu da şöyle düşünün.
18:29Sizin bir arabanız var.
18:31Arabanızı her sene bir bakıma götürüp yağını, suyunu, filtreleri değiştirmek gerekiyor.
18:36Daha fazla olduğu zaman 50-60 bin kilometreye geldiği zaman başka parçaların değişmesi gerekiyor.
18:42Aslında Sörn'deki büyük adron çarpıcısının içindeki ortam da öyle.
18:46Bir de parçacıkları çarpıştırıyoruz.
18:48Bu parçacıkları çarpıştırmak demek çok fazla radyasyonlu ortam yaratmak demek.
18:52Ve oradaki radyasyon da, yani parçacıklar da sistemin sensörlerine zarar veriyor.
18:58Ve siz bunları belli bir aşamadan sonra değiştirmeniz gerekiyor.
19:02O yüzden bizim bir upgrade dediğimiz çalışmalar var.
19:05Sörn kapatılıyor.
19:07Ya da Sörn kapatılıyor demeyeyim.
19:09Hep Sörn'le büyük adron çarpıcısını eşit diyoruz ama aslında farklı şey.
19:12Çünkü Sörn'de yürüyen daha bir sürü farklı çalışma var.
19:15Tabii eğitimler vesaire.
19:17Eğitimler, başka deneyler, çok fazla çalışma var.
19:20Ama büyük adron çarpıcısı bir şekilde kapatılıyor.
19:23Hem hızlandırıcı tarafında bir bakım yapılıp onu daha üst seviyeye çıkartmak için planlar uygulanıyor.
19:29Bir de orada dört tane temel vardır.
19:31CMS deneyi, Atlas deneyi, Alice deneyi ve LHCB deneyi.
19:34O dedektörler açılanıyor.
19:36İçindeki parçalar, sensörler, elektronikler teker teker değiştiriliyor.
19:43Tabii bunlar yapılırken hepsi bir planlama.
19:46Örneğin biz Atlas'ın 2030 yılında kullanılacak parçaları şu anda gerçekten üretip,
19:51karakterizasyonun testlerini yapıp,
19:542030'larda Atlas dedektörüne yerleştirmek için çalışmaları şu anda yapıyoruz.
20:002030'ların, 2035'lerin çalışması da şu anda devam ediyor.
20:04Bir yanda işleyen dedektör var, işleyen sistem ve deney var.
20:08Onunla ilgili işleri yaparken bir taraftan da gelecekle ilgili çalışmalar da
20:12tüm kolobrasyon veya tüm bilim camiası tarafından ilgili,
20:15daha doğrusu tüm bilim camiası tarafından bir şekilde üretiliyor.
20:19Ama bu çalışma bittikten sonra da sanırım başka bir aşamaya da geçilmiş olacak deneyler anlamında.
20:25Dolayısıyla sonuçlar anlamında.
20:27Doğru, çünkü söndeki hızlandırıcı yapısı aslında kompleks bir yapı.
20:31Direkt biz parçacıkları büyük adron çarpısına verip hızlandırmıyoruz.
20:35Öncesinde bazı sistemler var.
20:37Onu da şöyle anlatayım.
20:39Yine araba örneğine verdik.
20:40Bir arabayı hızlandırırken önce birinci vites, 2, 3, 4, 5, 6 diye gidersiniz.
20:44Biz parçacıkları da aynı şekilde hızlandırıyoruz.
20:47Önce bir busur dediğimiz çok küçük bir şey var, hızlandırıcı.
20:51Parçacıkları orada önce bir hızlandırıyoruz.
20:54Sonra PS dediğimiz, proton-sikrotron dediğimiz bir hızlandırıcıya atıyoruz.
20:59O çok daha küçük.
21:01Daha sonra SPS'e atıyoruz, süper proton-sikrotron.
21:04Orada hep hızlandırıyoruz.
21:06Oradan büyük adron çarpısına gönderip, nihayet enerji olan yaklaşık 14 tere elektron volta çıkartıp bunları hızlandırıyoruz.
21:14Ama büyük adron çarpısının çalışacağı yıl büyük ihtimalle 2040'lar, belki 2045'ler olacak.
21:21Şimdi söndeki düşünce, büyük adron çarpıştırısına entegre edilecek başka bir hızlandırıcı yapmak.
21:30Future Circular Collider dediğimiz, FCC dediğimiz bir çapı yaklaşık 100 kilometre olan bir hızlandırıcı yapılması planlanıyor.
21:41Artık büyük adron çarpısında hızlandırılan protonlar bu sefer bu FCC'ye aktarılıp,
21:46burada yaklaşık 100 tere elektron volta çıkartılıp belli bir noktada çarpıştırılacak.
21:51Tabii bunlar maliyet, bunlar süreklilik, bunlar ülkelerin desteğiyle olan bir şey.
21:58Yani şöyle düşünün, söndeki büyük adron çarpışısı yerin 100 metre altında.
22:03Yerin 100 metre altında önce bir tünel kazacaksınız.
22:07100 kilometre çapında dedik yani.
22:09Ve onu 100 kilometre çapında yapacaksınız.
22:12Yani burada İstanbul'da veya Türkiye'de yaşayan bilirler bir metro inşaatının
22:165 kilometrelik bir tünel açmanın bile ne kadar zor ve maliyetli olduğunu.
22:22İşte onu ileride 100 kilometre çapında yapmayı planlıyorlar.
22:26Yine yaptıktan sonra buradaki dedektör parçacıkları magnetlerden ve RF kavitilerden,
22:32yani aslında elektrik alan bileşenlerinden meydana geliyor.
22:35Bu manyetik alanlar çok güçlü manyetik alanlar.
22:39Ve sizin bu kadar yüksek manyetik alana ulaşmanız için süperletkenler kullanmanız gerekiyor.
22:44Süperletken moda geçirmeniz için de yaklaşık olarak eksi 272 santigrat dereceye kadar bunları soğutmanız gerekiyor.
22:51Bunun vakumlama, basınçla ilgili teknolojik anlamda çok büyük zorlukları var.
22:58O yüzden parçacıkları hızlandırırken arkasındaki mühendislik çok çok uç boyutlarda.
23:05Biz şu anda yani böyle yeni bir çarpıştırıcıyla birlikte,
23:11mesela Higgs bozonunun varlığını kanıtladık 2012'de.
23:15Neyi arıyoruz orada? Daha neyi çarpıştırıp nereye ulaşmaya çalışıyoruz?
23:19Hala cevap veremediğimiz çok fazla soru var.
23:22Örneğin az önce dediğimiz gibi karanlık madde ile ilgili henüz bir sorun bulamadık.
23:27Bu da orada yapılacak çalışmaların içerisindeki yer alıyor değil mi?
23:31Artık biz büyük aldron çarpısında bir şey göremezsek,
23:34yeni fiziğe ait yani standart modelin cevap veremediği sorulara cevap bulamazsak,
23:39bu sefer diyeceğiz ki demek ki bu aradığımız yeni fizik bu enerjide değil de
23:44daha yüksek enerji rejiminde ve daha yüksek enerji rejimlerine çıkmamız gerekiyor.
23:48Aslında fizikçiler daha yüksek enerjilerde çalışmayı çok sever.
23:51Fakat bizi kısıtlayan şey ne yazık ki teknoloji ve hızlandırıcının yapısı.
23:58Çünkü daha yüksek enerjide çıkmak istiyorsanız ya daha ağır parçacıkları hızlandırmanız gerekiyor.
24:04Ama parçacıklar ağırlaştıkça kararsız hale gelir.
24:07Çünkü fizikte çok sevdiğim bir yasa vardır.
24:10Bütün sistemler minimum enerji maksimum düzensizlik durumunda bulunmak ister diye.
24:14O yüzden ağır bir parçacık varsa ve kendisinden daha hafif kütleli parçacıklar varsa
24:20korunum yasaları ile o parçacıkları bozulabiliyorsa bozulur.
24:24Dolayısıyla daha ağır parçacıkları siz hızlandırıcıya verdiğiniz zaman
24:27o bozulacağı için o parçacıklarda bir kararlılığı sağlayamazsınız.
24:31Diğer kısım hızlandırıcının çapını büyütmek.
24:35Çünkü hızlandırıcının çapını büyüttüğünüz zaman
24:37sikrotron ışınımı dediğimiz bir ışıma var bunu azaltmış olursunuz.
24:41Genelde insanlar şöyle söyler.
24:42Tamam büyük hadron çarpısı bir dairesel yapı ve ben her tur attırdığımda bunu hızlandırıyorum.
24:49Tamam ben bunu yüz kez tur attırmayayım da bir milyon kez tur attırayım.
24:53Dolayısıyla ben daha yüksek enerjiye çıkabilirim diye sorular soruluyor.
24:57Devam ettireyim yani.
24:58Devam ettireyim.
24:59Ama bu mümkün olmuyor.
25:01Çünkü parçacık belli bir çembersel yörüngede hareket ederken
25:06oradaki çizgisel iğme değiştiği için
25:09sikrotron ışınımı dediğimiz bir ışıma ile enerji kaybediyor.
25:12Ve belli bir aşamadan sonra sizin vermiş olduğunuz enerji ile kaybettiğiniz enerji
25:17eski seviyeye geldiği zaman siz maksimum enerjiye ulaşmış oluyorsunuz.
25:22Daha çok enerji verirseniz verin.
25:24O enerji sikrotron ışınımına aktarılmış oluyor.
25:27O yüzden siz çapı ne kadar çok büyütürseniz daha yüksek enerjilere ulaşabiliyorsunuz.
25:32O yüzden daha yüksek enerjilere ulaştığımız zaman
25:34işte az önce dediğimiz gibi standart modelin cevap veremediği soruları
25:40daha rahat cevaplayabileceğimizi düşünüyoruz.
25:43Veya bu sorulara cevap veren kuralların ortaya koyduğu yeni parçacıkları gözlemlemeye düşünüyoruz.
25:49Mesela bunlardan bir tanesi de kütle çekimi.
25:52Aslında kütle çekimi biz fizikçiler tarafından veya herkes tarafından bilinen bir şey olmasına rağmen
25:58aslında fiziğin en zor konularından bir tanesi.
26:01Çünkü kütle çekimini biz kuantum mekaniği ile ifade edemiyoruz.
26:05Kütle çekimi geri kalan kuvvetleri kıyasla örneğin geri kalan kuvvetlerden örnek verecek olursan
26:11elektromanyetik kuvveti düştü.
26:13İki tane mıknatısın birbirini itip çekmesi veya iki tane yükün birbirini çekip itmesi gibi.
26:18Siz bu elektromanyetik kuvvetle kütle çekimi kuvveti kıyasladığınız zaman 10 üzeri 40'lık bir fark var.
26:25Ama diğer kuvvetlerde bu kadar fark yok.
26:27Kütle çekimine geldiği zaman birdenbire anormal bir kuvvet farkı ortaya çıkıyor.
26:33Ve biz de fizikte buna hiyerarşi problemi diyoruz.
26:36Bunun çözümlerinden bir tanesi ek boyutlar.
26:39Acaba biz 3x1 boyutta yaşamıyoruz da yani 3x1 boyut dediğimiz nedir?
26:44İşte ben hareket ettiğim zaman ileri geri gidebilirim.
26:47Sağa sola gidebilirim veya yukarı aşağı gidebilirim.
26:49Benim hareketimi tanımlayan şeyler bunlardır.
26:52Bir de zamanla da tam olarak konumu belirlemiş olurum.
26:55Dolayısıyla biz bunu 3x1 boyut diyoruz.
26:57Ama fizik belli bir aşamadan sonra 3x1 boyuttan daha fazla boyutların olabileceğini bize söylemeye başlıyor.
27:06Kütle çekimini çözebilmek için bu problemi çözebilmek için ek boyutlar çok fazla işimize yarayan bir şey.
27:12Yani şöyle değil mi hocam? Doğru anladım.
27:14Manyetizmadan bahsettiğimizde, elektromanyetik alanlardan bahsettiğimizde belli bir güç var.
27:19Bunun da bir baktığımızda kendi içinde bir değeri var.
27:23Ama kütle çekimine baktığımızda kütlenin kendisiyle kıyaslandığında çok daha yüksek bir değer ortaya çıkıyor.
27:30Ve bu değeri aslında bir hiyerarşik olarak açıklayamıyoruz.
27:34Evet. Örneğin atoma bakarsak en basitinden hidrojen düşünelim.
27:38Etrafında bir çekirdeğinde bir proton var. Etrafta dönen bir elektron var.
27:42Siz bu iki parçacığın birbirine uyguladığı elektromanyetik kuvveti ölçüyorsunuz.
27:46Sonra bu iki parçacığın birbirine uyguladığı kütle çekimsel kuvveti ölçüyorsunuz.
27:50Fark inanılmaz fazla. O yüzden ek boyutlar kütle çekiminin kuantize olabilmesi için veya kuantum mekaniğiyle açıklanabilmesi için
27:59gerçekten elimizdeki güçlü araçlardan bir tanesi.
28:04Biz şu anda da hala büyük azron çarpışmasında ek boyutları anlamaya çalışıyoruz.
28:09Örneğin parçacıklar çarpıştığı zaman bir sürü yeni parçacık açığa çıkıyor.
28:14Ve bu momentumun ve enerjinin korunumundan dolayı siz belli bir yerde enerjinin korunmasını bekliyorsunuz.
28:20Eğer olur da siz belli bir yerde enerjinin korunmadığını görürseniz...
28:25Burada bir kütle çekimi var diyoruz.
28:27Bu ek boyutlara bir işaret olabilir belki.
28:29Çünkü belki o parçacık o ek boyutlardan kaçtı ve benim dedektörümde sinyal vermedi gibi.
28:34Bununla ilgili çok fazla araştırmalar da devam ediyor.
28:38Burası çok ilginçmiş. Yani burada çözemediğimiz bir başka bozondan,
28:43başka Higgs alanı gibi bir alandan bahsediyoruz aslında değil mi?
28:47Yani kütle çekim alanı diye bir...
28:49Aslında tam olarak alan demeyelim.
28:51Ama şöyle anlatayım. Az önce bozon kavramına girdiniz. İsterseniz ona da bir girelim.
28:57Şimdi standart modeli göre veya maddeyi düşündüğümüz zaman aslında iki türlü şey vardır.
29:02Bir, maddenin kendisi.
29:04Atomu oluşturan şey. Yine az önce hidrojandan örnek verdik.
29:07Bir proton var.
29:09Çevresinde dönen bir elektron var.
29:11Biz bunlara fermiyon diyoruz.
29:13Adını da meşhur İtalyan fizikçi Anglico Fermi'den alıyor.
29:17Fermiyonlar maddeyi oluşturuyor.
29:19Fakat ben protonu koydum, elektronu koydum.
29:23Bunlar arasında bir etkileşim var.
29:25Protonlar arasında etkileşim olmasaydı bir şekilde atom olmazdı.
29:28Bu etkileşimi sağlayan şey de bozon dediğimiz parçacık.
29:32Yani bozon parçacıklar arasındaki etkileşimi bir şekilde kuvveti taşıyan parçacık.
29:38Bildiğimiz kadarıyla dört tane kuvveti taşıyan bozon var.
29:43Örneğin yine proton ve elektron dersek bunlar birbirini elektromanyetik olarak etkiliyor.
29:48Elektromanyetik kuvvetin taşıyıcısı fotonlardır.
29:51Aslında elektrondan ve protondan bizim sanal foton dediğimiz parçacıklar açığa çıkıyor.
30:00Ve protondan çıkan fotonu bir şekilde elektron yakalıyor.
30:03Elektrondan çıkan fotonu bir şekilde proton yakalıyor.
30:05Ve bunlar birbirinin varlığından haberdar olup birbirine kuvvet uyguluyor.
30:09Fakat buradaki foton normal foton gibi değil.
30:12Sanal foton dediğimiz aslında enerjinin korunumuna uymayan bir şekilde
30:16Heisenberg belirsizlik ilkesiyle yönetilen fotonlar olarak düşünülüyor.
30:20Sonra çekirdeğin içine giriyorum.
30:22Çekirdeğin içinde protonlar var, nötronlar var, tekrar proton var, tekrar nötron var.
30:28Bu çekirdek yapısını bir arada tutan bir kuvvet gerekiyor.
30:31Çünkü protonlar artı yüklü ve artı yüklerin birbirini yıkması gerekiyor.
30:34Ama çekirdek içine baktığın zaman protonlar ve nötronlar bir paket halinde kalabiliyor.
30:39Bunun için aslında zayıf kuvvet dediğimiz bir kuvvet bu parçacıklar arasındaki etkileşimi sağlıyor.
30:48Ama bunlar çok kısa erimli.
30:50Sadece çekirdeğin içinde olan kuvvetler.
30:52Yani çekirdeğin içine çıktığım zaman ben bu kuvveti bir şekilde algılayamıyorum.
30:55Sonra protonun içine bakıyorsunuz.
30:57Protonun içinde kuvvetler var.
30:59Kuvvetler bir arada duruyor.
31:01Örneğin protonun içine bakarsanız 3 tane kuvvet var.
31:04Ve kuvvetleri bir arada da tutan da glüon dediğimiz bir parçacık var.
31:08Glüon da aslında bir şekilde hadronların bir arada olmasını,
31:12kuvvetlerin bir şekilde bir arada durmasını sağlayan kuvvet.
31:15Yine bu da çekirdek içinde olan bir şey.
31:17Ama kütle çekimine geliyorum.
31:19Kütle çekimi varsa, bir kuvvet varsa bunu taşıyıcı bir bozon olması gerekiyor.
31:23Fizikçiler buna graviton diyor.
31:26Gravitonu da arıyoruz ama henüz gravitonu bulamadık.
31:29Ama Einstein'da diyor ki aslında kütle çekimi dediğimiz şey,
31:32kütlenin uzay zamanına eğmesi ve uzay zamandaki eğriliğinde kütle çekimi olarak algılanması.
31:37Böylesi iki tane farklı kuram var.
31:39Bir tanesi de diyor ki kuvvet varsa bir ara taşıyıcı parçacık olmalı, bozon olmalı.
31:44Ama Einstein'da diyor ki uzay zamandaki eğrilik kütle çekimidir.
31:48Bunları bir şekilde birleştirmek gerekiyor.
31:51İşte bunları birleştiren şey de ek boyutların varlığı gibi gözüküyor.
31:55Tabi bunlar matematiksel ifadeler.
31:57Ben bir deneysel fizikçiyim.
31:59Bunun tam olarak teoriğine hakim değilim.
32:01Ama teorik fizikçiler gerçekten matematiği ortaya koyduğu zaman,
32:06ek boyutların çok güçlü bir çözüm aracı olduğunu görüyor.
32:11Ve biz de deneysel olarak bunu anlamaya çalışıyoruz.
32:13Yani orada şeyi anlamış oluyoruz.
32:15Yani graviton denilen şeyi bulabiliriz de, bulmayabiliriz de.
32:19Olmama ihtimali de var Einstein'ın baktığı yerden baktığımızda.
32:23Ama bunların ikisinin birden geçerli olduğu bir başka çözüm de olabilir.
32:28Bu da belki ek boyutlarla açıklanabilir.
32:30Büyük ihtimalle öyle.
32:31Çünkü fizikte her bir kuram sanki bir öncekinin yaklaşımı gibi.
32:35Örneğin niftondinamiğine bakıyorsunuz.
32:37Einstein'ın daha sonra özel yöreliğine bakıyorsunuz.
32:40Aslında Einstein'ın özel yöreliğinin, siz düşük hızlarda limitini aldığınız zaman,
32:45bu şekilde nifton fiziğine ulaşabilirsiniz.
32:49O yüzden belki Einstein'ın kuramı daha genel bir kuramın,
32:53başka bir özel ölçeklerdeki yansıması.
32:56Biz fizikçiler olarak her şeyin teorisi dediğimiz,
32:59aslında bu dört tane kuvveti birleştirebileceğimiz bir kuram üzerinde çalışıyoruz.
33:05Ama bu da çok çok zor.
33:07Tabii bu yaptıktan sonra bunu deneysel olarak desteklemek, deneysel olarak doğrulamak da gerekiyor.
33:12Tabii bunun şeyleri de ilginç hocam.
33:16Yine ben çok acayip daldık mı, iyi oldu yani de.
33:21Böyle öyle bir konsantrasyonda dinliyorum ki sizi şey gibi böyle,
33:24hafiften görüntülere yansıdığımda boğar çıkıyor kafamdan.
33:28Duman atıyorum adeta anlamak için.
33:32Ama aynı zamanda da şu, yine şeye dönersek biraz daha tepeden bakma durumuna.
33:37Bu hakikaten bütün evreni algılayış şeklimizin,
33:40yani biz aslında şeyde çok rahatız ya,
33:43hani o klasik modelle ve dünyayı o klasik fizikle anlamakla,
33:47hayatımızda aslında öyle yaşıyoruz.
33:49Niye? Çünkü işte pratik, işimize yarıyor.
33:53Ama aşağıya indikçe aslında böyle olmadığını da görüyoruz.
33:57Bu anlattığınız şeyden o çıkıyor.
33:59Gördüğümüzün dışında başka bir evren var.
34:02Yani kesinlikle gördüğümüzün ötesinde bambaşka bir dünya var.
34:06Ve biz aslında çok kısıtlı bir şey görüyoruz.
34:08İşte işin ilginç tarafı o kısıtlı gördüğümüz şeyle de
34:11tüm evreni çözdüğümüzü düşünüyoruz.
34:14Ama aslında öyle değil.
34:16Yani bilardo topuna şu hızla şuraya doğru vurursam
34:18oraya gider ben çok eminiz.
34:20Şu deliğe girer diye.
34:21Çalışıyor da aslında.
34:22Çalışıyor, söz konusu bilardo topu olduğunda çalışıyor.
34:25Ama başka parçacıklara yani işi küçülttükçe öyle söyleyelim.
34:29Maddenin daha küçük detaylarına girdikçe diyelim
34:32çalışmadığını görmeye başlıyoruz.
34:34Doğru.
34:35Ki aslında bizim teknolojimiz de daha küçüğe inmek de oluyor.
34:38Örneğin çipler, yarı iletken teknolojileri,
34:41işte parçacık fiziğini kullandığımız teknolojiler.
34:45İşte kuantum bilgisayardan bahsediyoruz.
34:47Kuantum bilgisayarlar.
34:48Dolayısıyla insanlık geliştikçe daha yeni,
34:51daha farklı bir dünyayı algılıyor.
34:53Ve o algıladığı dünyayı da açıklamak için elindeki bilgileri kullandığı zaman
34:57her şeyin çöktüğünü bir şekilde görüyor.
35:00Ve yeni kuramlar, yeni fizik düşünceleri geliştirmeye başlıyor.
35:04Doğru.
35:05Mesela şeyde yani ben hep şeyi söylüyorum işte böyle konuşurken
35:09yeri gelince biz bu ikili iletim sistemleri üzerine kurulmuş bir dünyada yaşıyoruz.
35:14Yani bilgisayarından vesaire.
35:16Ama ne yapıyoruz?
35:17İşte transistörleri küçültüyoruz.
35:18Elektrik var yok.
35:19Girdi çıktı.
35:20Ama netice itibariyle dumanla haberleşmekten çok da farklı olan bir şey yapmıyoruz.
35:24Duman var, duman yok.
35:25Duman var, duman yok.
35:26Kesinlikle.
35:27Bir sıfır.
35:28Bir sıfırla gidiyoruz.
35:29Evet.
35:30Ama sizin seviyenizde yani parçacık seviyesine indiğimizde işte ne bileyim
35:35üçlü kuantum sistemleri var.
35:37Dolayısıyla aynı anda üç mesajı iletebiliyorsun.
35:40Onların kendi içinde ikili yapıları var vesaire.
35:43Dolayısıyla aslında bambaşka bir iletişim teknolojisi belki de.
35:48Yani bir ve sıfırın değil de bir ve sıfır arasındaki farklı olasılıkların olabildiği bir şey.
35:54Tabii hala kuantum çok anlayabildiğimiz de bir şey değil.
35:58Kopenhag yorumu şu andan çok kabul edilen yorum.
36:02Ama belki çok daha farklı bir yorum vardır.
36:05Belki ek boyutların varlığını bir şekilde kanıtlayabilirsek her şey çok daha farklı bir hale gelebilir.
36:12O yüzden bilmediğimiz çok şey olduğunu biliyorum.
36:16O yüzden bu da heyecanlandırıyor.
36:18Araştırıyoruz.
36:20Anlamaya çalışıyoruz.
36:21Bazen fiziği bırakıp felsefe yapmaya da başlıyoruz.
36:24İşin güzel tarafı bu.
36:25Belki insan olmanın en güzel tarafı bu.
36:27Merak etmek.
36:28Merak ettiğimiz sorunun peşinden gitmek.
36:31Ne kadar anlayabileceğiz?
36:33Ne kadar bulabileceğiz?
36:35Bu da bir sorun.
36:37Bununla ilgili tam bir şey soracaktım.
36:39Tam bir sonraki sorun bununla ilgiliydi hocam.
36:43Tamamen öznel bir soru aslında.
36:46Kişisel bir soru ama tabii ki eğitilmiş bir.
36:49Akıldan çıkması mantıklı olacak kişisel bir soru.
36:53Siz baktığınızda mesela yapay zekadan örnek vereyim.
36:56Diyoruz ki geldi, geldi, geldi.
36:59Bir başladı.
37:00Şimdi bundan sonrası çok acayip olacak.
37:03Çünkü orada bir akselerasyon, hızlanma çok artacak ve filan eksponasyon, üstsel gidecek gelişim.
37:09Aynı şeyi fizik için söyleyebiliyor musunuz?
37:12Yani parçacık fiziği için şunu söylemeye çalışıyorum.
37:14Yani 80'ler 90'lara kadar evet bazı kısıtlar vardı.
37:17Atıyorum 2000'lere kadar.
37:19Ama teknolojik olarak öyle bir yere doğru mesela süper iletkenlerden bahsettik.
37:23Öyle bir yere doğru gidiyoruz ki bundan sonra daha hızlı çözülebilir diyebiliyor musunuz?
37:29Güzel soru.
37:32Neden olmasını diye böyle bir düşünüyorum.
37:35Sonra mevcut imkanlara bakıyorum.
37:38Bizdeki sanırım en büyük sıkıntı herhalde parçacık fiziği deneylerinin çok çok ya da sönde yapılan çalışmaların...
37:48...bir ülke tarafından değil de başka ülkeler tarafından fonlanıp desteklenerek ancak yapılabilir olması.
37:55Çünkü milyar dolarlar seviyesinden bahsediyoruz.
37:58Amerika bir zamanlar bunu yapmayı denedi ve tek başına yapamayacağını anlayıp yapacağı...
38:04Ortaklar aramak.
38:06...büyük hızlanırıcıyı kapatmıştı.
38:08Hatta Teksas'ta yapmayı planlıyorlardı.
38:10Şimdi teknoloji gerçekten gelişse de parçacık fiziğinde ben biraz şeyden çekiniyorum.
38:15Bu ülkelerin ne kadar yarada dayanışması ortak olacağı ki bir yandan da küresel ısınma sorunu var.
38:24Artık kaynakların azalma sorunu var.
38:27Yani insanlar mevcut paralarının ne kadarını bilime aktaracak?
38:32Ne kadarını artık başka alanlara aktaracak?
38:36Bu iş öyle değil mi? Kaynakla alakalı.
38:38Kaynakla ilgili tabii ki.
38:40Ne kadar çok kaynak ve bu kaynakların sürekliliği varsa o kadar çok şey olabilir.
38:45Ama yapay zeka konusunda geldiğimiz zaman sönde veri analizinde bunu çok fazla kullanıyoruz.
38:501980'lerdeki veri analizine baktığımız zaman şu andaki 2024'ler 25'lerdeki veri analizi çok daha farklı.
38:58Şu anda yapay zeka gerçekten veri analizi konusunda işimizi çok kolaylaştıran...
39:03...daha hassas ölçümler, daha hassas sonuçlar bulmuş sağlayan bir şey.
39:07Bu açıdan yapay zekanın parçacık fiziğinde çok büyük katkıları olacak.
39:11Ama bir de bunun mekaniksel kısımları var.
39:15Hızlandırıcıyı yapmak, dedektörü yapmak, bunlar için destek bulmak.
39:20Destek bulduktan sonra insanları belli bir amaç doğrusunda yıllarca buna çalıştırıp...
39:25...üretimini, testlerini, standartizasyonunu, kalitesini bir şekilde bir seviyeye getirmek gibi işler var.
39:32O yüzden teknoloji bizim evet işimizi kolaylaştıracak ama insan faktörü ve politika faktörü çok çok fazla.
39:40Olur da az önce size bahsettiğim Future Circular Collider yapılırsa...
39:46...yani 100TV enerjilere çıkabilecek bir sistemimiz olursa çok hızlı bir tabii ki çözülme olabilir.
39:52Belki aynı anda karanlık madde alanlarından bir tanesini bulup karanlık maddenin ne olduğunu anlayabiliriz.
39:57Ek boyutlarının varlığını belki bir şekilde ispatlayabiliriz.
40:01Madde-antimadde simetrisiyle ilgili bazı sorular bulabiliriz.
40:06Fizikte cevaplayamadığımız bazı sorular var.
40:08Süpersimetri denen bir kuran bunu açıklayabilir.
40:11Belki süpersimetrik parçacıklar bulabiliriz.
40:14O yüzden o 100TV'lik enerjiye çıkmaksın dediğiniz gibi bir çözülme...
40:20...ya da evrene olan bakışımızı tamamıyla tabii ki değiştirebilir.
40:24Ama bu da ne yazık ki sadece teknolojinin gelişmesinden daha ziyade politikalarla ilgili bir şey.
40:30Çok doğru. Sizin söylediğinize bir katkı olsun diye söyleyeyim istedim.
40:34Yakın zamanda bu nükleer füzyonu ben gidip araştırıp hatta podcast'ta da anlattım.
40:38Orada mesela şeyi görüyoruz.
40:40Tokamak Avrupa'da devam eden tıpkı Sörn gibi bir proje var.
40:43O da mesela ertelendi.
40:45İTER projesi.
40:46Evet. Yani kaynak bulamadığı için İTER projesinde şu anda tarihler hep ileri atıyor.
40:52Çünkü işte ülkeler savaşta oraya para aktarılmıyor vesaire.
40:55Ama yine nükleer füzyonda bir ışık gördükleri anlaşılıyor.
40:59Ve dolayısıyla özel sektörün ve yatırımcının işin içine girdiğini örneğin Open AI'in CEO'su Sam Altman mesela.
41:06İşte Tokamaklardan bir tanesini çalışan bir şirkete bayağı 300 küsür milyon doları sadece kendisi veriyor.
41:13Ve dolayısıyla yani ayrıca nükleer çalışmalar yapıyorlar.
41:17Bir yandan da o gelişen teknolojinin bir ihtiyacı var. Enerji ihtiyacı.
41:21Dolayısıyla bu tür nükleer füzyon gibi üstelik biz hep soğuk füzyon düşünüyorduk ama bu soğuk da değil sıcak füzyon.
41:28Dolayısıyla bu sıcak füzyonun altyapısı için bir kaynak artıyor.
41:33Belki işte bu parçacık fiziğinde ortaya çıkacak gelişmelerde o herhangi bir başka bir teknolojiyi tetiklediğinde nasıl interneti tetiklemişti.
41:45Oradaki kaynak aktarımının dengesi değişebilir.
41:48Doğru. Aslında bununla ilgili de çok fazla şirket yatırım yapıyor.
41:51Çünkü siz hızlandırıcı bir tıp alanını kullanabiliyorsunuz.
41:54Yani kanseri tedavi edeceğiniz zaman protonları veya ionları hızlandırıp kanserli hücreye yönlendirdiğinizde üstteki sağlıklı dokuya zarar vermeden sadece kanserli bölgeyi öldürebiliyorsunuz.
42:07Bununla ilgili dünya çapında şirketler gerçekten hadron hızlandırısı yapıp hastaneleri satabiliyor.
42:13Veya bir malzemenin yüzeyini daha sert hale getirmek veya çok hassas boyutlarda kesme işlemleri yapabilmek için yine hızlandırıcılar kullanabiliyorsunuz.
42:23Yine bazı şirketler bunları yapıp satabiliyor veya böyle bir sistem oluşturup para karşılığında kullandırabiliyor.
42:32Teknoloji açısından bu böyle devam ediyor.
42:35Ama bilimi daha iyi anlamak, evreni daha iyi anlamak dediğimiz zaman o zaman bir şirketin ne yazık ki bunu aktaracak çok fazla bütçesi olmayabilir.
42:44Çünkü şirketlerde bir şekilde para kazanma motivasyonuyla var olan kurumlar.
42:50Ben ne kadar para verdim ve ne kadar para aldığıma bir şekilde bakabiliyor.
42:53Ama CERN'deki yapı öyle değil aslında.
42:56Devletler tamamıyla RGV bilime para yatırıp sadece bana bilgi üret evreni anla diyen bir yapıdalar.
43:04Çünkü zaten mottosu barış için bilimdi.
43:07Yani bilimi aslında barışın bir aracı olarak görmekti.
43:10İster istemez bu teknolojiler çıktığı zaman da yine CERN'in kendi içinde bir şirketi yoktur.
43:16CERN bulduğu şeylerin patentini almaz.
43:18Benim bulduğum teknoloji veya benim bulduğum bir şey tüm insanlıktır der ve yaptığı şeyler patensizdir.
43:26O yüzden internetin patentini almadığı için herkes özgürce kullanabiliyor.
43:30O yüzden parçacık fiziğinin teknolojik uygulamalarında evet özel şirketlerin katkısı bence gitgide de artacak ki artmalı da.
43:39Ama bilimi daha iyi anlamak açısından sanırım pek onlar bu konuda ilgilenmeyebilirler.
43:46Son sorum, Türkiye'yi hiç konuşmadık.
43:50Türkiye bu çalışmaların neresinde duruyor, neresinde duracak?
43:54Ve Türkiye'de genel olarak bu alanda yapılan çalışmaları nasıl görüyorsunuz?
43:58Türkiye'nin aslında CERN'le ilişkisi baya eskiye dayanıyor.
44:02CERN'e tam üye olmak için aslında baya bir fırsatta varken biz bu fırsatları ister istemez kaçırdık.
44:10Şimdi CERN'e üyelik şu şekilde diyelim.
44:13CERN'e tam üye olduğunuz zaman CERN'in konseyinde oturursunuz, oy hakkınız vardır.
44:19CERN'in geleceğiyle ilgili projelerde veya düşüncelerde fikrinizi açık açık söyler, kulis yapar, oylamaya katılabilirsiniz.
44:28Bir de kısıtlanmış asosye veya ortak üyelik bir şey var.
44:32Şu anda Türkiye'nin bulunduğu durum bu.
44:34Bunda da tam üyelikten farklı olarak evet konseyde oy hakkınız yok, CERN'in geleceğinde bir söz hakkınız yok.
44:41Ama sizin Türkiye'deki şirketleriniz CERN'deki ihalelere katılıp oradaki ihtiyaç olan teknolojiyi üretebilirler ki bu oldukça prestijli bir şeydir.
44:53Ve Türk şirketlerinde aslında ileriye taşıyan bir şey çünkü CERN'in koyduğu şartnameler çok keskin ve yüksek kalite barındıran şeyler.
45:02Dolayısıyla bir şirketin bunu üretmesi kendisinin daha ileriye taşıması anlamında oldukça iyi.
45:07Dolayısıyla biz CERN'a satın üyelik için başvuruda bulunduk.
45:10Her şey çok yolunda gidiyordu.
45:12Tam üye olmak için her şey bir açıdan mümkünken birdenbire o anda bu CERN'le ilişkileri götüren kamu kurumunun başkanı tam üyeliğe gerek yok kısıtlanmış üye olalım diye bir fikir ortaya attı.
45:29Ve ne yazık ki tam üye değil kısıtlanmış üye olduk.
45:32Bu treni kaçırdık mı derseniz bu treni maalesef kaçırdık.
45:36Çünkü Güney Kıbrıs Rum kesimi CERN'e tam üye olmak üzere ve CERN'deki yapı da bir şekilde NATO'daki yapı gibi.
45:44Hani İsveç ve Finlandiya'yı NATO'ya almak için nasıl Türkiye veto hakkını kullanıp onlar veremediyse CERN'de de bir ülkenin tam üye olması için tüm ülkelerin evet oyu vermesi gerekiyor.
45:54Ama Güney Kıbrıs Rum kesimi tam üye olduktan sonra bu iki ülke birbirini diplomatik anlamda tanımadığı için.
46:03İşte daha da zorlaşacak.
46:04Evet diyemeyeceği için o yüzden CERN'e tam üyeliği bir şekilde o treni kaçırmış gibi gözüküyoruz.
46:12Türkiye'de neler yapıyoruz derseniz Türkiye'de bu alanda çalışan çok iyi parçacık fizikçileri var.
46:18Bunlar gerçekten kısıtlı imkanlarda çünkü kısıtlı imkanlarla dediğim az önce anlattık parçacık fiziği gerçekten süreklilik ve büyük yatırım isteyen çalışmalar.
46:30Örneğin Türkiye'de şu anda bir hızlanırcı merkezi kuruluyor.
46:35Bu hızlanırcı merkeziyle hem teknolojik hem de temel fizika anlamında bazı araşmalar yapılabilir ama tabii CERN üzerinde yapılamaz.
46:43Zaten yapılmasına da gerek yok.
46:44Dünyada bir tane CERN olması yeterli.
46:47Yine biz kendi teknolojilerimizi geliştirmeye çalışıyoruz parçacık fiziğini kullanarak.
46:53Örneğin benim çalıştığım iki tane projeden bahsedeyim.
46:56Bir tanesinde topraktaki nem miktarını ölçmeye çalışan bir kozmik nötron sensörü yapmaya çalışıyoruz.
47:02Çünkü gelecekte küresel ısınma gerçekten çok büyük bir sorun olacak.
47:07O yüzden temiz su kaynaklarını verimli şekilde kullanmak gerekiyor.
47:11Tarımda sürekliliği sağlamak gerekiyor ve bunun için de gerçekten geniş alanlarda topraktaki nem miktarını dilmek önemli.
47:18Ve bunu biz gerçekten kozmik nötronları kullanarak yapabiliyoruz.
47:23Uzaydan habire gelen bir parçacık radyasyonu var.
47:27Ve ben bunun topraktaki bir şekilde saçılmasına bakarak topraktaki nem miktarını ölçebilirim.
47:32Dolayısıyla ulusal kuraklık haritalarını çıkartabilirim.
47:35Ulusal nem haritalarını çıkartabilirim.
47:37Bu aslında sel modellemesi yapmak için de çok çok önemli.
47:42O yüzden küresel ısınmanın bir şekilde tarımsal etkilerini daha net bir şekilde görebiliriz diye düşünüyoruz.
47:47Diğer bir konu yine küresel ısınma dedik.
47:51Aslında küresel ısınmanı engellemenin en önemli yollarından bir tanesi karbon emisyonunu azaltmak.
47:56Karbon emisyonunu azaltmak için de enerjiyi aslında karbonsalmayan şekillerde üretmeniz gerekiyor.
48:01Ya yenilenebilir işte rüzgar enerjisi, güneş enerjisi gibi şeyler kullanabilirsiniz.
48:06Ya da bir şekilde nükleer enerjiye yenilebilirsiniz.
48:09Türkiye'de de akkuyu nükleer santrali yapılıyor.
48:12Biz acaba akkuyu daha güvenli hale nasıl getirebiliriz diye bir sistem üzerine çalışıyoruz.
48:17Oradan gelen nötrino akısını bir şekilde ölçerek reaktörün termal gücü hakkında bilgi sahibi olmaya çalışacak bir sistem üzerinde çalışıyoruz.
48:27Bunun da zaten makaleleri, ön çalışmaları yapıldı.
48:30Sadece bunu hayata geçirmek için bir şekilde bizim maddi destek bulmamız gerekiyor.
48:35Keza bu sistemle siz nükleer silahların bir şekilde üretimini belirleyebilirsiniz.
48:41Herhangi bir yerde nükleer patlama varsa bir şekilde sistemi modifiye edip bunları belirleyebilirsiniz.
48:46Çünkü bir taraftan da küresel ısınma kadar nükleer savaş tehdidi de artıyor.
48:51O yüzden parçacık...
48:53Nükleer alarm sistemi gibi bir şey bu son anlaşılıyor.
48:56Bir şekilde evet.
48:57Yani ben kendi adıma bu bilgilerimi sanki çevre iklim açısından kullanmak beni daha çok mutlu eden bir kısım.
49:05Ama bazı meslektaşlarım tıp alanında çalışmalar yapıyor.
49:09Çok güzel çalışmalar yapabilir.
49:11Ki o çalışmalarda da gerçekten kanserli hücrenin yerini daha net bir şekilde belirlemekten tutun.
49:18Gerçekten kanseri tedavi edecek yeni hızlandırıcı teknolojileri geliştirmeye kadar bir insanlar da onu yapmaya çalışıyor.
49:26Bu biraz şeyle ilgili.
49:28Tamam ülke olarak benim TÜBİTAK'tan veya fonlayıcı kuruluşlardan alabileceğim maksimum destek miktarı bu kadar.
49:35Ve ben bu maksimum destek miktarıyla elle tutulur, gözle görülebilir.
49:40Nasıl teknolojiler üretebilirim?
49:42Bir şekilde bunlar için çabalıyoruz.
49:45Çok daha büyük projeler tabii ki yapabiliriz.
49:49Ama bir şekilde elimizdeki maddi kaynaklara göre bunları cevize etmek veya o şekilde kendimizi yönlendirmek durumunda kalıyoruz.
49:57O yüzden Türkiye'de gerçekten bu alanda yetişmiş çok iyi bilim insanları var.
50:02İyi niyetli çok güzel şeyler de yapmaya çalışıyor.
50:05Eğer destek artarsa eminim çok daha güzel şeyler yapılacak.
50:10Çok teşekkür ediyorum.
50:11Ağzınıza sağlık hocam.
50:13Belki yine bir bölüm daha yaparız ilerleyen zamanlarda.
50:17Bu sefer bu beynimizin yandığı kısımlara biraz daha odaklanır.
50:22Ve oradan insanlar da bizim kadar yansınlar diye konuşmaya devam ederiz.
50:29Efendim yeni hallerin sonuna geldik.
50:32Bugün Prof. Dr. Sertaç Öztürk ile birlikte parçacık fiziği konuştuk.
50:37Biraz Sör'ün geçmişinden ve geleceğinden konuştuk.
50:41Bir sonraki bölümde görüşmek üzere.
50:43Kalın sağlıcakla.