• geçen yıl

Category

🗞
Haberler
Döküm
00:00Sevgili Cumhuriyet TV izleyenleri hoş geldiniz yayınımıza. Bugün ekonomi gündemini el almaya çalışacağız sizler için.
00:18Bildiğiniz üzere asgari ücret tespit komisyonu toplandı. Görüşmeler sürüyor. Asgari ücrete ne kadar zam yapılacağı herkesin merak ettiği bir konu.
00:26Özellikle son iki senedir yüksek enflasyonla ve giderek artan geçim kriziyle uğraşıyor Türkiye'deki yurttaşlar. Böyle söyleyebiliriz.
00:34Bitmek bilmeyen durmak bilmeyen bir enflasyonla mücadele ettik ama geriye doğru baktığımızda bu enflasyonu neler yarattı?
00:42Hangi koşullar altında bugün yaşadığımız ekonomik sorunları yaşamaya başladık? Bütün bunları konuşacağız.
00:49Bunun yanında elbette yıl biterken önemli gelişmeler oldu küresel anlamda. Bunların da arka planında bir ekonomi politik var.
00:56Hepsine sizler için değinmeye çalışacağız. Konuğumuz Prof. Dr. Mustafa Durmuş. Hoş geldiniz.
01:02Hoş buldum İrem.
01:04Şimdi daha önce de aslında bu ekranlarda sizinle sıkça konuştuk ama herkesin merak ettiği konuyla başlayalım.
01:10Tabi bir rakam duymak istiyor insanlar. Bir güvence arıyorlar çünkü geleceğe baktığında bir ışık görmemek zor olmalı.
01:16Asgari ücrete ne kadar zam yapılacağı herkesin merak ettiği bir konu. Siz neler düşünüyorsunuz, neler tahmin ediyorsunuz iktidar ne yapacak?
01:24Evet ilk toplantıda sonra Türk İş Temsilcisi herhangi bir oran rakam konuşmadık dedi.
01:31Ama ben tahmin ediyorum konuşuldu fakat dışarıya bilgi verilmek istenmiyor şu anda.
01:38Birilerinin kafasında mutlaka bir şeyler var. Yani sermaye örgütlerinin de devletin de sendikaları temsil eden orada bulunanların da mutlaka bir şeyler var.
01:48Ama tabi ki aslında olay bu kadar yüksek enflasyon altında ve üstelik de TÜİK'in enflasyon verilerinin artık güvenilir olmaktan çıktığı,
01:59halkın hiçbir şekilde güvenmediği, kimsenin güvenmediği veriler olduğu dikkate alındığında bir oran ya da rakam telaffuz edebilmek gerçekten güç anlamı da yok.
02:12Örnek verelim işte %21 civarında önümüzdeki yıl için beklenen bir enflasyon biliyorsunuz açıkladı iktidar.
02:21Bu sene gerçekleşen enflasyon da yıl sonu itibariyle %46 civarında olduğu tahmin ediliyor.
02:27Şimdi bunlardan hangisine göre yapılacak? Başlangıçta öncelikli olarak seneye yani %21'e göre endekslenmesi gerektiğini söylemişti.
02:37Sonra tepkiler üzerine gerçekleşen ya da ikisinin arası karma bir şey filan demişti.
02:43İster %21 olsun ister %46 olsun isterse ikisinin ortası ortalaması %35'ler civarında bir şey olsun.
02:51Hiçbiri aslında işçileri özellikle de asgari ücretlileri yoksulluk sınırından kurtaramayacak.
02:59Bırakın yoksulluk sınırından kurtulmayı açlık sınırının altından çıkartabilecek oranlar ya da rakamlar değiller.
03:08Sizin de bildiğiniz gibi düzenli olarak yoksulluk ve açlık sınırı rakamları açıklanıyor.
03:15Mesela yoksulluk sınırı 66.000-67.000 üzerine çıkmış bazı sendikalar 70.000 üzerinde açıklıyorlar.
03:24Keza açlık sınırı 24.000'in üzerinde rakamlardan söz ediliyor.
03:31Şimdi böyle baktığınız zaman yapılacak olan zam oranları öncelikli olarak kurtarmaya yetmeyeceğini görüyoruz.
03:38Mesela %30 zam yapılsa İrem bu şu anlama geliyor.
03:42Bu %30 ile birlikte önümüzdeki yıl Şubat ayında asgari ücretli bir kişi açlık sınırının altında kalacak.
03:51%55 zam yapılması lazım ki açlık sınırıyla başa başa olabilsin.
03:58Ama dediğim gibi bütün bunlar hem örneğin sendikaların açlık ve yoksulluk sınırına ilişkin hesaplamalarının devam edeceği,
04:09bu şekilde artacağı öngörüsüyle hem de iktidarın açıklamış olduğu enflasyon verililerinin geçerliyle ilgili olarak söylenebilecek şeyler.
04:20Öncesi bu kadar yüksek enflasyon altında enflasyon oranlarına bakarak asgari ücreti belirlemek aslında ne anlamlı ne de adil.
04:31Yani ikisi de değil.
04:32Başka bir şeye bakmak lazım.
04:34Daha öncesinde örneğin yapılan şeylerden bir tanesi gayri safi milli hasıla içerisindeki payları cinsinden hesaplanıyordu.
04:41Örneğin 1980 öncesinde %80'ine denk düşüyordu.
04:47Ya da 1974 yılında çok daha fazlaydı %118'iydi.
04:52Asgari ücretin tespitiyle ilgili eğer gayri safi milli hasıla içerisindeki payı ölçek olarak alırsak, kriter olarak alırsak,
05:01kuşkusuz ki bu rakamların çok yukarı çıkması lazım.
05:0440 binlerin üzerine 50 binlerin üzerine çıkması lazım asgari ücretin.
05:08Buna rağmen dikkat ederseniz hala yoksulluk sınırından kurtulabilmiş olmayacak işçiler en iyi ihtimalle bir ailede,
05:194 kişilik bir ailede 2 asgari ücretli çalışan varsa örnek veriyorum ikisinin de maaşları net 44 bin liradan 80 bin lira ise
05:29ancak yoksulluk sınırının üzerinde kalabilecekler gibi gözüküyor.
05:33O da şimdilik kaydıyla.
05:36Burada bir parantez açalım şunu da söyleyelim.
05:38Biz tabii hep yoksulluğu böyle parayla vesaire filan açıklıyoruz ama bir de yoksulluk dediğimiz bir olay var.
05:46Yani bunun paranın ötesinde bir şey yoksulluk aslında rakamlara indirilemeyecek kadar önemli bir şey.
05:52Örnek vermek gerekirse sağlık hizmetlerine erişemiyoruz.
05:57Hem o hizmetlerin çok pahalı olmasından, giderek ödemelerin artmasından hem niteliğinin kalitesinin düşmesinden dolayı.
06:07Benzer bir şekilde eğitim hizmetlerine ulaşamıyorsanız, konut barınma hizmetlerine ulaşamıyorsanız
06:13hiçbir anlamı kalmıyor o zaman bizim açıkladığımız yoksulluk sınırlarının.
06:17Çünkü bütün bunlara aslında şeyi de eklemek lazım.
06:20Kamusal mal ve hizmetlere erişimi de ekleyebilmek lazım.
06:24Bu yüzden dolayı da mesela birçok uluslararası kuruluş, Birleşmiş Milletlerle çalışan kuruluşlar bunlar,
06:31artık çok boyutlu yoksulluk endeksi adı verilen endeksler düzenliyorlar.
06:36Yani sadece açlık ve yoksulluk sınırı gibi rakamlar değil, bunu da içeren ama kamusal mal ve hizmetlere erişimiyle anlatan bir şey.
06:45Buradan hareketle söylenebilecek şey şu, artık geldiğimiz dönemde şu,
06:52Türkiye böyle çok fakir bir ülke değil.
06:57Yoksullukların çok ağırlıkta olduğu bir ülke değil.
07:00Mesela Afganistan değil ya da herhangi bir Afrika ülkesi değil.
07:03Türkiye çok ciddi servetlere sahip olan bir ülke ama buradaki sorun hem milli hasılanın hem de servetin,
07:12yani üretilen değerlerin, mal ve hizmetlerin adil ve eşit dağılmaması.
07:18Yoksa kaynak kıtlığından ya da doğal felaketler ya da çok yoksulluklardan kanan bir yoksulluk yaşamıyoruz biz.
07:25O nedenden dolayı bundan sonra yapılması gereken iş, yeniden bölüştürücü politikaları ön plana çıkarmak.
07:31Yani birinci olarak adil gelir politikaları uygulayacaksınız.
07:37Bu adil gelir politikalarıyla olabildiğince emeğin hakkını, alın terinin hakkını vereceksiniz.
07:44Çalışma koşullarını iyileştireceksiniz.
07:47Real ücretleri yükselteceksiniz.
07:49Bakın sadece nominal ücretler değil.
07:51Çünkü enflasyon yüksek olduğunda bunlar alıp götürüyor.
07:55O nedenden dolayı enflasyondan alındırılmış ücretlerimizin de arttırılması gerekiyor.
08:00Bu da yetmiyor.
08:02Yeniden bölüştürücü bir takım politikalarla, örneğin çok zenginden, rantiyeden, faiz gelir elde edenlerden, havadan para kazananlardan,
08:11siz servet vergisi, rant vergisi ya da çok yüksek gelir vergileriyle o vergileri alıp bunu halkın refahını arttırmada kullanacaksınız.
08:21Bu sadece üretki taklarımı biçiminde de olmak zorunda değil.
08:25Yani daha fazla verebilirsiniz, asgari ücretliye geliri bu şekilde.
08:29Ama aynı zamanda biraz önce sözünü ettim ki, yoksulluk aynı zamanda kamu hizmetlerine ulaşamamak,
08:34sağlığa, eğitime, ulaştırmaya, barınma hizmetlerine, sosyal güvenliğe ulaşamamak demektir.
08:40Bu vergilerle, siz zenginden aldığınız vergilerle işte bu tür hizmetleri fonlayabilirsiniz.
08:45Onları ücretsiz olarak da halkınızın refahını yükseltmek için halka sunabilirsiniz.
08:51Aslında çözüm son derece kolay.
08:53Buradaki önemli olan niyettir.
08:56İşte bu niyete sahip bir iradeye ihtiyacımız var.
08:59Şimdi Sayın Durmuş siz de söz ettiniz.
09:01Aslında biraz da yılbaşı gelirken şöyle geçtiğimiz bir seneyi değerlendirelim istiyoruz.
09:07Gerçekten her ay belki de en önemli gündemimiz enflasyondu.
09:11Yükseldiğinde yükseliyor olması, düşmediğinde düşmüyor olması, düştüğünde çok az düşmüş olması vs.
09:18Burada, evet TÜİK'in verileri zaten tartışılıyor.
09:22Şeffaf mı değil mi, başka veri açıklayan kurumlarla karşılaştırıyoruz falan.
09:26Ama bir yandan da hesaplama stili açısından da belli sorunlar var.
09:30Örneğin son açıklanan verilerde yine gördüğümüz şu dar gelirli grupların
09:35en çok kazandığı parayı harcadığı, işte ne var sizin de söylediğiniz eğitim, sağlık, gıda, kira.
09:42Bunların oranlarına baktığımızda manşet enflasyonun çok çok üzerinde.
09:46Bazen ikiye katlıyor.
09:48Bu noktada, bu açıklanan enflasyonda yine dar gelirliğe verilecek zammı belirliyor.
09:54Belki bu hesabı yaparken de mi bir şeyleri değiştirmek lazım?
09:58Kesinlikle.
10:00Yani çok önemli bir noktaya temas ettim.
10:02Çünkü enflasyon aslında bir ortalama değer.
10:06Yani tüm toplumu aynıymış gibi düşünüp, herkesin mutfağı aynı, herkesin terçileri aynı,
10:13herkesin tüketim kalıpları aynıymış gibi düşünen bir hesaplamak biçimi.
10:17Yani yanlış hesaplanması, eksik hesaplanması bir yana metodolojik olarak da gerçeği yansıtmıyor.
10:25Örnek vermek gerekirse, çok zengin bir ailenin şey içerisinde,
10:32aylık harcamaları içerisinde neyin ağırlıkta olduğuyla,
10:37yoksul bir ailenin aylık harcamaları içerisinde hangi kalemlerin ağırlıkta olduğu birbirinden çok farklı.
10:45Zaruri gıda malları dediğimiz, zorunlu ihtiyaçlar dediğimiz,
10:51bu tür temel mal ve hizmetler çok düşük gelirli ailelerden,
10:57bütçeler içerisinde %72, %74 civarında bir paya sahipken,
11:03çok zenginlerde otomatik olarak bu %40'lara kadar düşüyor.
11:08Çünkü o kadar çok gelir var ki, istenildiği kadar kullansınlar,
11:12yine de o bütçenin içerisinde %30'u, %40'ı aşmıyor.
11:16Ama asgari ücretli bir ailede koyduğunuz zaman gıdayı,
11:21koyduğunuz zaman kirayı, yine onun üzerine ulaştırmayı ekleyin
11:27ve diğer zaruri malları eklediğinizde zaten neredeyse tamamı bütçenin buralara harcanmış durumda.
11:34Ve en çok da hangi malların fiyatları artıyor dendiğinde,
11:38zorunlu gıdaların ve zaruri malların fiyatlarının arttığını görüyorsunuz.
11:42Çünkü halk diğerlerine yönelemediği için mecburen gıdaya yöneliyor.
11:47Üstelik de olabildiğince düşük kaliteli, kötü kaliteli gıda almak zorunda kalıyor.
11:51Bu yönelim de fiyatların artmasına yol açıyor.
11:54Bunu fırsat bilen çok sayıda tedarikçi var.
11:58Farkındalar halkın başka bir şey satanı alamayacağını.
12:01Örneğin sıradan insanlar gidip otomobil alamıyorlar, motosiklet alamıyorlar, elektronik eşya alamıyorlar.
12:07Ancak geçimlerini sağlayabilecek ya da karınların doyurabilecek şeylere yönelmeye başlıyorlar.
12:11Bu sefer onların o talepleri bu tarafta, yani bunları sunanlar açısından bir fırsata dönüşmeye başlıyor ve bir anda yükselmeye başlıyor.
12:19Daha asgari ücret görüşmeleri başlamadan bakıyorsunuz aldığımız suyun damacanasına bir anda 10 lira birden zam gelmeye başlıyor.
12:29Ekmeğe zam gelmeye başlıyor, ete zam gelmeye başlıyor, diğerlerine zam gelmeye başlıyor.
12:33O nedenden dolayı yoksulun enflasyonu ile zenginin enflasyonu aynı değil.
12:39İkisini aynı kefeye koyup ortak bir çözüm önermeye çalışan politikalar da aynı etkiyi yaratmıyor.
12:49Örnek vermek gerekirse ne deniyor?
12:52Talep çok yüksek, talebi kısalım ki enflasyon aşağıya çekilsin diyor, hükümetin baktığı bu.
12:58Ama kimin talebi çok yüksek?
13:00Yoksulun zaruri malları olan talebi normal bir talep, başka bir talebi yok.
13:05Ama diğer taraftan zenginlerin lüks tüketim mallarına özellikle de ithalat boyutu olan mallara talepleri çok yüksek.
13:12Ama siz onları aşağıya çekecek bir tedbir almıyorsunuz.
13:17Ne yapıyorsunuz? Faiz oranlarını yükseltiyorsunuz.
13:20Zaten zenginin faizle ilgili bir sorunu yok ki.
13:23Zaten yüksek faiz oranlarından da enflasyondan da en fazla faydalananlar onlar.
13:28Ama siz geçimini sağlayabilmek için, geliri yetmediği için, kredi kartına yüklenenler, ihtiyaç kredisi alanların faizlerini artıran bir düzenlemeye gittiğiniz zaman,
13:40işte Türkiye'de olduğu gibi, %50'lerde olduğu gibi, bu sefer bir de faizle birlikte ne yapmış oluyorsunuz?
13:46O insanları vurmuş oluyorsunuz.
13:48Yani ek kart düşünün, gecikme faizi düşünün, %4'ler, %5'ler civarında aylık bunlar geziyor.
13:55Dolayısıyla bu da bir soygun aslında. Ciddi bir kaynak transferi.
13:59Bu anlamda biz enflasyonun sınıfsal bir konu olduğunu söylüyoruz.
14:03İşçi sınıfının enflasyonuyla, emekçilerin enflasyonuyla, sermaye sınıfının patronların enflasyonu aynı değil.
14:10O yüzden de ortak enflasyon politikaları tüm ülke için fayda sağlamaz.
14:16Bazılarına fayda sağlar ama çok büyük bir kısma da faturayı ödettirir.
14:21Şu anda halk da bunu yoksullaşarak daha ağır bir enflasyonist baskı altında,
14:27yaşam maliyetleri altında ezilerek maalesef ödemek zorunda kalıyor.
14:31Evet. Sayın Durmuş aslında dediğim gibi şöyle bir değerlendirme yapıyoruz ya,
14:36uzun zamandır, 2-3 yıldır giderek kötüleşen bir durum var.
14:41Son yıllarda da Mehmet Şimşek'in yönetimi altında bir biçimde toparlanmaya çalışılan bir ekonomiden söz ediyoruz.
14:48Artık adına da Mehmet Şimşek programı demeye başladık.
14:52Burada uygulanan bu politikaların yeterli olup olmayacağı,
14:57Türkiye'deki ekonomi sorunlarında çare olup olmayacağı hep tartışıldı.
15:01En başından beri tartışılıyor ama sizler gibi uzmanlarla konuştuğumuzda da
15:05hep işaret edilen bir nokta vardı.
15:07Ekonomik anlamda, para politikası anlamında ne yapılırsa yapılsın,
15:12ülkede oturmuş bir demokrasi olmadıkça, Türkiye ahim kararlarına uymadıkça,
15:17anayasa mahkemesinin kararlarına uymadıkça, seçilmiş bir milletvekili içeride olduğu sürece,
15:22tüm dünyanın terör örgütü olarak gördüğü haması,
15:25güzelleyen e-cümleleri Cumhurbaşkanı Erdoğan söylediği sürece,
15:29ekonomiyi düzeltmek de çok zor.
15:31Mehmet Şimşek'in işi de bu anlamda zor.
15:33Siz neler düşünüyorsunuz bir de bu yönüyle değerlendirelim.
15:36Gerçekten doğru ekonomik politikalar uygulansa bile,
15:39bu meseleleri halletmedikçe nereye kadar gidebiliriz?
15:44Evet, şimdi aslında Halil Deve'ye sormuşlar, neden bu oyunun eğri diye,
15:48işte nerem doğru ki diye bir cevap vermişler.
15:51Türkiye ekonomisi ve siyaseti de böyle eğri büyür.
15:54Yani sağlıklı gerçekten işin içerisinde bir şey yok.
15:57Birincisi bu. İkincisi Mehmet Şimşek'in uyguladığı politikalar aslında doğru politikalar diye tanımlayamam ben.
16:04Kimin için doğru? Kimin için geçerli? Kimin işine yarıyor?
16:08Yani biraz evvel de söylediğim gibi şu anda faturayı hem sıkı para politikaları yani yüksek faiz,
16:15hem de sıkı maliye politikalarıyla halka ürettiriyor.
16:18Ve o yüzden dolayı da son iki çeyrek üst üste Türkiye ekonomisi küçüldü.
16:23Üçüncü çeyrek de küçülecek. Sanayideki küçülme de biliyorsunuz yüzde beşlere kadar ulaşmış durumda.
16:29Bütün bunların hepsi aslında sinyal.
16:31Ve en sinyali durgunluğun, küçülmenin, yeni işsizliklerin ve yeni yoksullukların sinyali.
16:38Bakın işsizlik rakamları açıklandı ve o işsizlik rakamları da artan sadece birkaç puanlık dar anlamda işsizlik değil,
16:46geniş tanımlı işsizlik de çok ciddi bir artış söz konusu.
16:50Yani insanlar artık az zamanlı çalışıyorlar, kısa zamanlı çalışıyorlar, güvencesiz çalışıyorlar, böylece işim var diyorlar.
16:56Ama bu iş, iş değil. Birincisi bu.
16:59Hemen arkasından şunu da söyleyebiliriz.
17:02Tabii ki sistem olarak kapitalizm zaten anarşik bir sistem.
17:07Yani anarşik bir üretim düzeyine sahip bir sistem.
17:11Dolayısıyla da planlama nosyonundan da uzak olduğu zaman kaçınılmaz olarak bu tür enflasyonlar ya da resesyonlar ortaya çıkıyor.
17:21Yani sisteme içkin nedenler var krizlerle ilgili ya da bu tür gelişmelerle ilgili.
17:26Ama bunun da ötesinde bu krizleri tetikleyen ya da krizi ortaya çıktığında çözümünü zorlaştıran başka faktörler de var.
17:35İşte orada ekonominin demokrasiyle olan bağlantısı çok önemli.
17:40Çünkü sonuçta siz ekonomiden bahsettiğinizde toplumu üzerindeki etkilerinden bahsediyorsunuz.
17:47Toplum üzerindeki etkilerinden bahsettiğinde o toplumun nasıl yönetildiğine ilişkin şeylerden bahsediyorsunuz.
17:53İlkelerden ya da uygulamalardan bahsediyorsunuz ya da tersi.
17:57Böyle bakıldığında eğer ülkede insanlar, temel insan haklarını kullanamıyorlarsa,
18:05hukukun üstünlüğünden vazgeçilmişse, bir gecede size ait olan ev bir gece yarısı kararnamesiyle bir anda rezerv alanı ilan edilip elinizden alınıyorsa,
18:18aynı şekilde bağınız, bahçeniz, incirliğiniz, zeytinliğiniz çeşitli gerekçelerle birilerine benzer bir şekilde peşkeş çekiliyorsa,
18:27ülkenin yer altı, yer üstü bütün zenginlikleri talan ediliyorsa,
18:32hatta hatırlayalım bundan daha öncesinde bir gecede kur korumalı mevduata geçişle ilgili bir düzenleme sırasında nasıl döviz kuru düşürüldü ve bir gün sonra tekrar yükseltirerek
18:46milyarlarca dolar birilerine kazandırılmadı mı? Kazandırıldı.
18:50Yapılan ihaleler şeffaf değilse, ihalenin ne zaman yapıldığı dahi belli değilse,
18:56kamu özel işletmeleri ada altında her tür normal ihalenin en az bir, bir buçuk katı daha maliyeti ve çok daha yüksek sosyal maliyete neden olanlar, projeler hayata geçiriliyorsa,
19:10tabii ki sizin böyle bir ülkede kaynaklarınızı doğru kullanabilmeniz, doğru politikalara sahip olabilseniz bile o ekonomiyi rayına oturtabilmeniz mümkün değil.
19:21Bu yüzden ekonominin demokrasiyle çok ciddi ilişkisi var ama Türkiye'nin demokrasi karnesi de hiç iyi değil, hiç tesadüf değil.
19:29Bakın otoriter ülkelerde genellikle, özellikle de halkının yoksullaşmasını isteyerek istemeyerek halkının yoksullaşmasına neden olan ülkelerde, otoriter ülkelerde, ekonomilerde çok kötüdür.
19:44Bunun istisnası yok. Bunun bir tek istisnası Çin gibi gözükebilir, otoriter bir rejim var ama o da yoksulluğu büyük ölçüde ortadan kaldırmış bir ülke.
19:53Bu başka bir hikmet aslında çalışma, örnek değil.
19:56O yüzden bir ülkede demokrasi en kötüsünden bir, bizim söylediğimiz parlamenter demokrasi, güçler, kuvvetler ayrılığı, hesap sorulabilirlik gibi şeyler, şeffaflık varsa ekonomide işlerin daha iyi işlediğini görebiliyoruz.
20:14Bu konuda yapılmış sayısız çalışma var. Yani regresyon çalışmaları var, korrelasyon çalışmaları var.
20:20Bakıyorsunuz ekonomi iyiyse demokrasi de o ülkede yerleşik ya da demokrasi ne kadar kurumsal olarak yerleşmişse ekonomisi de o kadar iyi ya da şokları atlatma becerisi o kadar iyi.
20:32Ama siz Türkiye olarak toplam 180'i aşkın ülke içerisinde eğer sıralandığında 100 puan üzerinden 32 puanla özgür olmayan ülkeler statüsüne girmişseniz, asıl özgürlüğü, ifade özgürlüğü vs. bunlar bile 40 üzerinden 16'larda puanlanıyorsa,
20:55insanların sesini çıkarmaya korktuğu böyle bir şey söz konusuysa ya da herhangi bir şekilde yaftalanmaktan korkuyorlarsa insanlar tabii ki doğum çözümler de önerilmiyor demektir.
21:06Artı bir de böyle ülkelerde insanlar kendi haklarını örgütlü olarak aramaları gerekir.
21:13Örneğin işçiler mücadele ederek haklarını kazanırlar. Ama otoriter rejimlerde işçilerin sokağa çıkması yasaktır.
21:21Basın açıklaması bile yasaktır. Sendikalaşmaları yasaktır. Sendikaları içi boşaltılmıştır, korkunç, kötü böyle çürmüş sendikalara döndürülmüştür.
21:32Bu güç olmayınca yani politik güç, ekonomik güç gibi büyük ölçüde sermaye ve zenginlerden yana kaydığı sürece onu dengeleyecek bir işçi sınıfı ve emekçilerin gücü olmadığı sürece,
21:44yani demokrasi kısacası olmadığı sürece nasıl olacak da gelir dağılımında hata da sağlanacak, işçilerin ücretlerinin milliyetlerinin içindeki payı artacak, enflasyon aşağıya çekilecek,
21:57çok zenginlerin yapmış olduğu tüketim harcamaları kısıtlanacak, zenginlerden vergi alınacak bunlar mümkün değil.
22:05O yüzden biz sadece ekonomik mücadele değil, ekonominin demokratikleşmesi kadar demokrasinin de demokratikleşmesi gerektiğini sallıyoruz. Demokrasi şart kısacası.
22:17Evet, sizin de dediğiniz gibi şimdi burada ilk aklıma gelen benim Polonez işçileri oldu.
22:22Hemen bu ekranlarda da bir kez daha tekrar etmiş olalım.
22:253 ayı aşkın süredir sadece sendikaya üye olmak istedikleri için, çalışma şartlarının iyileşmesini istedikleri için direnen kadın işçilerden söz ediyoruz.
22:34Şu anda açlık grevindeler ve 17 saati aştı sanıyorum açlık grevleri.
22:39Orada Ankara'ya yürüyüşlerine izin verilmiyor, protesto haklarını, anayasal haklarını kullanamıyorlar diye bir kez daha söyleyelim.
22:45Ve şimdi geçelim biraz da küresel meseleleri değerlendirelim sayın hocam.
22:49Aslında sizin de bu konuda bir çalışma yaptığınızı biliyoruz.
22:52Bu yıl şiddetli çatışmalara sahne oldu dünya.
22:55Özellikle 7 Ekim'de Hamas'ın yaptığı Aksa tufanı harekatı neredeyse bir fitili ateşledi.
23:02İsrail, Gazze'ye yönelik çok ciddi bir soykırım yaptı.
23:05Daha sonra Lübnan Hizbullahı'na yönelik karşılıklı çatışmalar oldu.
23:09İran'la belli ölçüde çatışmalar oldu.
23:11Son olarak Suriye'de yaşananları biliyoruz.
23:14Bütün bu ortama baktığımızda aslında kim bu bölgedeki çatışmalardan en çok sevinen kişi dersek belki de silah tüccarları deriz.
23:22Sizler de aslında çalıştınız dediğim gibi.
23:24Ne kadar kar etti silah tüccarları, silah sanayi şirketleri?
23:29Şimdi tabii genellikle az konuşulan bir boyutudur bunun.
23:35Daha çok siyasete ve jeopolitiğe odaklandığı için dikkat ederseniz hem Gazze'de hem de Suriye'nin işgali sonrasında işin silah tüccarları kısmı es geçirdi.
23:46Konuşulmadı. Belki daha sonra konuşulacak diye düşünüyorum.
23:49Çünkü diğerleri çok daha sıcak.
23:51Hemen siyasetin etkileri nasıl olacak?
23:54Kurulacak iktidar nasıl iktidar olacak?
23:56Bu işten kim fayda sağlayacak?
23:58Vesaire vesaire.
23:59Şimdi silah ticaretine geçmeden önce hemen bir başka şeyden bahsedeyim.
24:04Biliyorsunuz Suriye 2011 yılından bu yana yerle bir edilmiş bir ülke haline geldi.
24:10Hatta Birleşmiş Milletler'in raporlarına göre gayri safi milli hasılasının %70'inden fazlasını kaybetti.
24:17Yani gerçekten yok edilmiş bir ülkeden bahsediyoruz.
24:21Bu yüzden oradaki halkın ızdırabının, yoksulluğun boyutlarını, işsizliğin boyutlarını vesaire filan tahmin edebilirsiniz.
24:28Bir de tıpkı bizde olduğu gibi 6 Şubat depremleri onlara da vurdu.
24:32O da çok olumsuz etkiledi.
24:34Yerle bir edilmiş, altyapısı yok edilmiş, üst yapısı yok edilmiş bir ülkeden bahsediyoruz.
24:39Şimdi bu ülkede yeni bir iktidar var ya da bir koalisyon var.
24:43Ne olacağı da çok belli değil ama asıl bundan sonrasında çok önemli işler söz konusu nedir?
24:50Bu ülke yeniden inşa edilecek.
24:52Yani Suriye küçük bir ülke değil, çok büyük bir ülke.
24:55Bu ülkenin inşası sırasında çok büyük altyapı yatırımları yapılacak.
24:59Enerji santralleri yapılacak, yollar yapılacak, barajlar yapılacak.
25:02Üst yapı yatırımları yapılacak değil mi?
25:04Hastaneler olacak, okullar olacak, devlet binalar olacak, konuklar olacak.
25:08Bunları kim yapacak?
25:10Bunları kendilerinin yapabilmesi mümkün değil.
25:12Şimdi ellerini, avuçlarını…
25:14Hocam burada çok kısa bölüyüm.
25:15Sanıyorum geçtiğimiz günlerde iktidar cephesinden, belki de Cumhurbaşkanı Erdoğan yanlış bilgi vermiş olmayayım, Türk müteahhitleri hazır demişti.
25:23Evet, aynen öyle.
25:25Ben de o noktaya geleceğim.
25:26Yani ellerini, avuçlarını oluşturan çok sayıda sermaye grubu var.
25:31Bunların başında da Türkiye'deki müteahhitler geliyor.
25:34Yani onlar savaşın, insani yıkımla ilgili boyutları filan konusunda hiç de aslında kaygılı filan değiller.
25:41Tam tersine orası yıkılsın ki biz oraları yeniden yapalım ve sonrasında da oralarda muhteşem karlar elde edelim.
25:48Aslında Libya'ya da böyle baktılar, Irak'a da böyle baktılar ve şimdi Suriye'ye de böyle bakıyorlar.
25:55Şimdi tabii ki bu çok insani olan bir şey değil.
25:58Ve bu iş yapılırken ne karşılığında yapılacak?
26:03Bu ülkenin parası yok.
26:05Bu ülkenin petrol kaynakları da kısıtlı.
26:08Ama sonuç olarak bu ülkeye muhtemelen uluslararası kuruşlar aracılığıyla kredi açılacak.
26:13Ve bu krediler çok yüksek faizlerle, tefeci faiziyle yine bu ülkeden alınacak.
26:18Bakar mısınız?
26:19Yani ülkede bazen diktatörlerin yaptığı işler ki bütün dünya için geçerlidir.
26:25Yani kendince iyi yaptığını düşünürler.
26:27Fakat sonrasında emperyalist bir takım girişimlere malzeme olurlar, yem olurlar.
26:33Ve kendi ülkeleri, ekonomileriyle beraber berbat bir hale gelir.
26:37Ve ondan sonraki çok sayıda kuşak onların bedelini ödemeye başlar.
26:43Suriyelilerin maalesef kaderi bu.
26:46Benzer şeyler Türkiye için de söz konusu olabilir.
26:48Başka ülkeler için de söz konusu olabilir.
26:50Bu sadece istisna değildir yani.
26:52Onun altında bir şey değil.
26:54İkinci boyutu tabii ki silah şirketi.
26:56E şimdi Ukrayna Savaşı'nda beraber çok alevlenmişti her şey.
27:01Sonrasında Gazze biliyorsunuz 7 Ekim'de.
27:04Arkasından geldi Suriye.
27:06Ve biz şeye bakıyoruz bu dönemde.
27:09Geçen yılki silah satışlarına bakıyoruz.
27:13683 milyar dolara ulaşmış.
27:16Dünyada toplam silah satışları 683 milyar dolar.
27:20Hemen bir deri daha vereyim.
27:23Toplam askeri harcamalarsa geçen sene 2,2 trilyon dolardı.
27:292,2 trilyon dolar askeri harcama.
27:32683 milyar dolar da bunların silah satışlarından gelen.
27:36Bakın ne kadar büyük bir sektör.
27:38Yani 683 milyar doları şöyle siz 2 ile çarpın.
27:42Türkiye'nin bel safi milli hazırlısı kadar bir şeyden bahsediyor olabilirsiniz.
27:46Bu parayı aslında pdp dünyadaki yoksulluğu ortadan kaldırmak için kullansanız
27:51dünyada yoksulluğu büyük ölçüde azaltmış olursunuz.
27:54Ama başka bir şey var bunun içerisinde.
27:56Çünkü silah sektöründe çok büyük karlar var.
27:59Ve geçen seneye göre ortalama olarak artıranlar karlarını
28:04yani ortalama karlardan bahsediyorum.
28:06%10 civarında bir kar artışı söz konusunda büyük rakamlar.
28:10E tabi bunun en büyük payı 317 milyar dolarla Amerika alıyor.
28:15Hemen o var birinci sırada.
28:17İkinci sırada işte şeyler var Avrupa Birliği var.
28:20Avrupa ülkeleri var. Sonra Rusya var. Sonra Çin var.
28:24Ama küçük ülkelere baktığımızda çok enteresan rakamlar da var.
28:28Örneğin bölgeye baktığımızda Orta Doğu'ya baktığımızda
28:31Orta Doğu'da 6 tane büyük şirket var.
28:34Bu 6 büyük şirketin 3'ü İsrailli 3'ü de Türk şirketi.
28:37Ve İsrailli şirketler 19,6 milyar dolarlık bir geçen sene ciro yapmışlar satış yapmışlar.
28:46Türk şirketleri de 6 milyar dolarlık bir satış yapmışlar.
28:50Şimdi henüz burada tabi devam etmekte olan düşük yoğunluklu
28:56Biz savaşta da kiremli dönemden bahsediyoruz.
28:58Ama ben Suriye'de savaşın aslında daha yeni başladığını düşünüyorum.
29:03Yani savaş bitmiş değil.
29:05Tam tersine Suriye'deki dinamitler çok farklı.
29:08Yani Suriye siyaseti üzerinde etkili olacak çok farklı faktörler var.
29:13Sadece Amerika, İsrail, İran, Rusya, Türkiye vesaire filan değil.
29:17Aynı zamanda oralarda yerleşik örgütler açısından da bakmak lazım buna.
29:22Ve bu da şunu gösteriyor ki kendi aralarındaki savaş devam edecek.
29:25Bu savaş devam ettikçe işte bu kez silah tüccarları,
29:30büyük silah şirketleri avuçlarını ellerini oluşturmaya başlayacaklar.
29:35Tıpkı müteahhitler gibi, tıpkı aslında tüccarlar gibi, çok büyük tüccarlar gibi,
29:42tıpkı fosil yakıt üreticisi petrol şirketleri gibi silah şirketleri de
29:48maalesef bir insanlık dramı üzerinden kendileri açısından muhteşem sayılabilecek
29:54kârları elde etmek için kolları sıvamış durumdalar.
29:59O yüzden savaşlar sadece insani kayıplara yol açmıyorlar.
30:04Savaşlar aynı zamanda birilerinin cebinin dolmasına ve silah baronlarının giderek güçlerini arttırmasına,
30:13bunların da silah sektörlerini, silah sanayilerini giderek güçlendirmelerine
30:18ve otomatik olarak da ülkelerde dünyada militarizmin ve savaşların askerleşmenin yükselmesine maalesef neden oluyor.
30:26O yüzden işte biz hep söylüyoruz ya mutlaka barış tesis edilmeli ve barıştan başka da çaremiz yok.
30:33Biraz evvel demokrasiyi konuştuk, onun öncesinde ekonomiyi konuştuk.
30:37Adil bir ekonomi, adaletli bir gelir dağılım dedik.
30:40Üstüne bir demokrasi ama hakiki bir demokrasi dedik.
30:43Şimdi de barış diyoruz.
30:45Bu üç kavram birbirinden asla ayırt edilemeyecek kavramlar sevgililer.
30:50Evet, sayın hocam çok teşekkür ediyorum.
30:52Aslında pek çok konuyu kapsamlı bir şekilde değerlendirme şansımız oldu.
30:56Gerçekten politik olana baktığımızda küresel açıdan da baksak, yerel açıdan da baksak,
31:01demokrasiye de yargıya da baksak bir şekilde bir ekonomi politiği var.
31:05Ekonomiyi doğrudan etkileyen gelişmeler, sınıfsal olanla ilgili,
31:09sermayedarlarla ilgili, işçi sınıfıyla ilgili çokça şey söylediniz, çok bilgi aktardınız.
31:14Teşekkür ediyorum vakit ayırdığınız için.
31:16Ben teşekkür ediyorum. Hoşçakalın.
31:19Hoşçakalın.
31:21Sevgili Cumhuriyet TV izleyenleri, asgari ücret en önemli gündemimiz elbette bugün.
31:25Ekonomiyi konuştuk ama ekonomiyi konuşurken sadece asgari ücret gündeminin sıkışıp kalmadan
31:30bir yandan da bu yılı bitirirken bu yılın bir değerlendirmesini yaparak
31:34hem yerel ölçekte hem küresel ölçekte ekonominin hangi gündemleri olduğuna,
31:39hangi siyasi politik ilişkileri olduğuna değinmeye çalıştık.
31:43Kapsamlı bir program sunmaya çalıştık.
31:45Umarız ki bir şeyler katabilmişizdir, anlatabilmişizdir efendim.
31:48Şimdilik nokta alıyoruz. Hoşçakalın.
32:00İzlediğiniz için teşekkür ederim.

Önerilen