• evvelsi gün
TBMM Genel Kurulu'nda Saadet-Gelecek Grubu adına konuşan İstanbul Milletvekili Selim Temurci, bütçe görüşmelerinde “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte bu ülkede ekonomi politikalarıyla ilgili olarak yeni diye başlayan her bir program, bu devleti iflasa sürükleyen ve milleti fakirleştiren bir işlev görmüştür” dedi. Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Birol Aydın ise "Altta kalanın canı çıksın anlayışı olan neoliberal ekonomik anlayışla Türkiye’nin refaha ulaşamayacağını ifade ediyorum" diye konuştu.
(TBMM) - TBMM Genel Kurulu'nda Saadet-Gelecek Grubu adına konuşan İstanbul Milletvekili Selim Temurci, bütçe görüşmelerinde "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte bu ülkede ekonomi politikalarıyla ilgili olarak yeni diye başlayan her bir program, bu devleti iflasa sürükleyen ve milleti fakirleştiren bir işlev görmüştür" dedi.

hbrlr1.com/ctcyfadfkckckl

Category

🗞
Haberler
Döküm
00:00Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri, değerli
00:06bakanlarımız, kıymetli bürokrat arkadaşlar, Gelecek Saadet
00:10grubu adına Hazine ve Maliye Bakanlığımızın bütçesi üzerine
00:14görüşlerimi ifade etmek üzere huzurlarınızdayım. Özür
00:18dilerim, süremizi yeniden başlatacağım. Bölmeyelim.
00:22Arkadaşlar, iç tüzük madde altmış konuşma başkanlığa ve
00:27genel kurula hitap edilerek kürsüden yapılır. Madde altmış
00:32üçüncü fıkra ya da fırka. Teşekkür ederim. Buyurun sayın.
00:37Sıfırdan başlatalım. Eyvallah. Aziz aziz milletimizi ve yüce
00:45heyetenizi saygıyla, muhabbetle selamlıyorum. Değerli
00:49milletvekilleri, merkezi yönetim bütçemizin adeta aslan
00:53payını aldığını düşündüğümüz bir bakanlığın bütçesini
00:56konuşuyoruz. Neredeyse bütçenin yüzde kırk beşi Hazine
01:01ve Maliye Bakanlığımıza tahsis edilmiş. Şimdi bu rakama bile
01:05tek başına baktığımızda ilginç bir tevafuk sadece iki yıl
01:10önce yani iki bin yirmi üç yılında merkezi yönetim
01:14bütçemizin toplamı bugün Hazine ve Maliye Bakanlığımızın
01:18bütçesine denk. Altı nokta altı trilyonluk bir bütçeyi
01:22konuşuyoruz. Bu bile bu rakam bile Türkiye'deki yaşanan
01:28ekonomik krizin aslında kamu maliyesi üzerindeki etkisini
01:33enflasyonun devlette bütün dengeleri nasıl bozduğunu bize
01:38çok net bir şekilde gösteriyor. Ve bugün yine çok güzel bir
01:42tevafuk es zamanlı olarak esnafın, sanatkarın, tüccarın
01:47derdine derman olacak bir bakanlığın, Ticaret
01:50Bakanlığımızın bütçesini konuşuyoruz. Çok güzel bir
01:54tevafuk dedim çünkü uygulanan ekonomi programının, ekonomik
01:57programın ticaret alanında tüccarda, sanayicine nasıl
02:01etkiler meydana getirmiştir? Bunu da açıklama imkanımız
02:05olur. Tabii biraz gergin başladık. Ben biraz yani
02:09hafıza-i beşer nisyan ile mağlüldür diyerek şöyle iki bin
02:13on sekizden bu tarafa şu altı yılda gerçekten biz ne
02:17yaşadık? Ne yaşadık ve bu sıkıntılara nasıl geldik?
02:21Buraya bu ışık tutmak istiyorum. Tabii Hazine ve
02:25Maliye Bakanlığımızın son altı yılda arkadaşlar göreve gelen
02:30her bir Hazine ve Maliye Bakanımız o kadar ilginç
02:35şeyler söylediler ki sanırsınız ki her değişimde bu ülkede bir
02:40iktidar değişimi oldu. Ve her gelen Maliye Bakanımız, Hazine
02:45ve Maliye Bakanımız bir önceki ekonomik uygulamalardan
02:49kurtulmak için bir gayret sarf etti. Ve böyle baktığımızda
02:53iki bin on sekiz iki bin yirmi benim kanaatimce ekonomide
02:59irrasyonelitenin akıl dışılığın temellerinin atıldığı dönem iki
03:04bin on sekiz ve iki bin yirmidir. Bakın sadece hazinenin
03:08tarumar edilmesi, döviz kaynaklarımızın eritilmesi,
03:11Merkez Bankası rezervlerimizin tüketilmesinden bahsetmiyorum.
03:16Daha geniş bir irrasyoneliden bahsediyorum. Kasım iki bin
03:20yirmide çok iyi hatırlıyorum. Merkez Bankası'nın net
03:24rezervleri sıvaplar hariç eksi yetmiş yedi milyar dolara kadar
03:28inmişti. Ve yine hatırlayın o Merkez Bankası'nın olağanüstü
03:33haller için kullanacağı o yedek akçeler bile kullanılmıştı. Ve
03:38biz geldik buradan Kasım iki bin yirmiye. Kasım iki bin
03:43yirmi ve Aralık iki bin yirmi bir tarihleri arasında aslında
03:48biz ekonomiyi toparlayabilirdik. Çünkü değerli
03:51bakanımız Mehmet Şimşek Bey bugün mali disiplin diyor.
03:54Enflasyonla mücadele etmemiz gerekir diyor. O günde aynen
03:58böyle bir ekip eee göreve geldi. Ama maalesef ömürleri
04:02çok kısa oldu. Işte bundan sonra Türkiye'de her şey
04:06ayından çıktı. Bakın Aralık iki bin yirmi bir ve Haziran iki
04:11bin yirmi üç seçimlerine kadar bu ülkede ekonomi
04:15politikalarında adeta irasyonelitede Nirvana'ya
04:19çıktı. Sadece kur korumalı mevduattan bahsetmiyorum. Bakın
04:25bu kürsüye çıkan ekonomiyle ilgili konuşan her kıymetli
04:29milletvekilimiz bu ülkede gelir adaletini düzeltelim dedi.
04:33Gelir adaletinin kalıcı ve katı hale gelmesinin sebebi nedir?
04:38Sadece bir örnek vereyim. Bu yıllardan örnek vereyim. Bakın
04:43bu ülkede faizler yüzde sekiz buçuğa indirilip enflasyonun
04:48yüzde yetmişleri açtığı bir ortamda kamu bankaları
04:51aracılığıyla yüzde onlarla olağanüstü bir finansman
04:55sağlandı. Türkiye'de gelir adaletini bozdu. O parayı alan
05:00dövize gitti, gayrimenkule gitti ve Türkiye'de adeta bir
05:04servet transferi gerçekleştirilmiş oldu ve sizler
05:07Sayın Bakanımız Mehmet Şimşek Bey Cumhurbaşkanlığı Sistemi'nin
05:12dördüncü bakanı olarak göreve başladılar. Tabii biraz gergin
05:16başladık. Böyle gerginlik olunca aklıma her Mehmet
05:20Şimşek Bey'e baktığımda biraz ııı gülelim diye söylüyorum.
05:24Aklıma rahmetli Erdal İnönü Bey geliyor. Rahmetli Erdal
05:28İnönü Bey bilirsiniz. Fizik profesörüydü. Böyle siyasi
05:32hırsları olmayan nükteden de bir kişiydi. Genel başkan
05:35seçildikten sonra ona bir gazeteci bir soru sormuştu.
05:38Siyasete neden atıldınız diye sormuştu. O da dönüp demişti ki
05:43bu güzel ülke mi benden daha kötüler yönetmesin diye siyasete
05:48atıldım. Sayın Bakanım o kadar kötü bir yönetim sergilendi ki
05:52şu sizden önceki beş yılda gerçekten ehliyet ve liyakat
05:56konusunda o kadar büyük ııı fıtursuzca işler yapıldı ki
06:01maalesef bu yük hepimizin üzerine kaldı. Iki bin on
06:05sekizde hatırlayın Temmuz ayında dolar bu ülkede dört
06:09buçuk TL'ydi. Siz geldiğinizde yirmi bir TL'yi aşmıştı. Beş
06:14yılda bir ülkenin para birimi eğer beş kat değer kaybederse
06:18bu ülkede çok olağanüstü işler olmuş demektir. Bakın enflasyon
06:23yüzde on beş de alındı. Siz geldiğinizde yüzde kırklara
06:26dayanmıştı. Ülkede her şey raydan çıkmıştı ve yeni ekonomi
06:32yönetimine inanın bana sadece iktidar değil. Seksen beş
06:37milyon vatandaşımız ümidini bağlamıştı, geleceğini
06:41bağlamıştı ve sizleri bir kurtarıcı olarak görmüştü.
06:45Özetle şunu söylemek istiyorum. Tarihimizi unutursak, şu beş
06:50altı yılı unutursak geleceğe dönük ortak politikalar
06:53üretemeyiz diye bunu anlatıyorum. Iki bin on sekiz
06:56Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle birlikte bu ülkede
07:00ekonomi politikalarıyla ilgili olarak yeni diye başlayan her
07:05bir program bu devleti iflasa sürükleyen ve milleti
07:09fakirleştiren bir işlev görmüştür. Üzülerek ifade
07:13ediyorum. Çin modeli diyerek kendi ulusal parasının değerini
07:19düşürmeyi kendine vazife edinen bakanlar gördü bu millet.
07:23Ve şu anda Mehmet Şimşek Bey ve ekibinin kurtulmaya çalıştığı
07:28o kur korumalı mevduatı olağanüstü bir ekonomik buluş
07:32olarak bu millete sunan bakanlar gördü maalesef. Ve
07:38ben bir milletvekili kardeşiniz olarak ben milliyetçi muhafazakar
07:43çizgide siyaset yaptım. Her daim böyle oldu. Beni en fazla
07:48özen ve benim gibi düşünen insanları en fazla üzen ne
07:52olmuştur diye sorarsanız inancımız, değerlerimiz, her
07:57şey bu hatalı ekonomik politikaları ve ehliyet ve
08:01liyakat noksanı bu kişileri korumak için kullanıldı. Bunu
08:05bizim kabul etmemiz mümkün değil. Artık kendimize gelme
08:09zamanı diyorum. Dolayısıyla şuraya geleyim. Olağanüstü büyük
08:14yanlışlar yapıldı ve deyim yerindeyse hatalı ekonomik
08:18politikalarla ülkeyi iflasa sürükleyen, milleti sefalete
08:23sürükleyen insanlar yemeği yediler, hesabı ödemeden çekip
08:28gittiler. Ve maalesef şu anda şöyle bir sorunumuz var.
08:31Sadece Mehmet Şimşek Bey ve şu andaki bakanlarımız değil.
08:35Seksen beş milyon olarak şu anda hesabı ödemekle sorumlu
08:40koskoca bir ülke var. Buradan hareketle bu ülkede değerli
08:44milletvekillerimiz birbirinden birbirini tetikleyen ve
08:49birbirinden ayrılmaz beş ekonomik gerçeği, beşli bir
08:53problem yaşıyoruz. Nedir bu? Bütçe açığı yaşıyoruz. Bütçe
08:59açığı borçları getiriyor. Borç faizi getiriyor. Bunları
09:03karşılamak için arttırılan vergiler ve vatandaşın canına
09:07tak eden zambar geliyor. Bu beşli Türkiye'yi şu anda bir
09:12ekonomik felaketin eşiğine getirdi. Peki biz bu hesabı
09:18nasıl ödüyoruz? Zaman kısıtlı. Ben faiz üzerinden bir iki
09:23örnek vermek isterim. Bakın iki bin on yedide bu ülkede devletin
09:28toplam faiz yükü elli yedi nokta elli elli yedi nokta altı
09:32milyar TL'ydi. Şu anda bu yıl ödeyeceğimiz faiz bir tilyon
09:37dokuz yüz elli milyar iki bin on yediyle karşılaştırıldığında
09:41yani yedi yıldan bahsediyorum değerli milletvekilleri. Otuz
09:46beş kat artmış bir faiz yüküyle karşı karşıyayız. Bu faiz yükü
09:52kanımızı nasıl emiyor? Devletimizin, milletimizin kanı
09:55nasıl emiyor? Bakın uzun yıllar özel sektörde

Önerilen