• geçen hafta
Bütçe görüşmelerinin devam ettiği Meclis Genel Kurulu’nda konuşan CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, “31 Mart’tan sonra Saray’ın seçim kaybetme korkusu arttıkça, muhalefete karşı saldırganlığı da arttı. Erdoğan, açlıkla boğuşmak zorunda bıraktığı emekliye, açlık sınırı altında yaşattığı asgari ücretliye, alın terinin karşılığını alamadığı için toprağa küsen çiftçiye, siftahsız günü kapatan esnafa, haftada bir günü aç geçirmek zorunda kalan gence yaşattığı zulmü görmüyor" dedi.
(TBMM) - Bütçe görüşmelerinin devam ettiği Meclis Genel Kurulu'nda konuşan CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, "31 Mart'tan sonra Saray'ın seçim kaybetme korkusu arttıkça, muhalefete karşı saldırganlığı da arttı.

hbrlr1.com/ctcylbatkckckl

Category

🗞
Haberler
Döküm
00:00Teşekkür ediyorum Sayın Başkan, değerli milletvekilleri.
00:05Sözlerime başlarken genel kurulu ve bizleri izleyen
00:09vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyorum. İngiliz yazar
00:14Shakespeare güven ruh gibidir. Terk ettiği bedene asla geri
00:18dönmez diyor. AK Parti Genel Başkanı Erdoğan üç yıl önce
00:23faiz sebep dedi. NAS dedi. Ben ekonomistim dedi. Merkez
00:28Bankası Başkanları'nı, ekonomiden sorumlu bakanları
00:31görevden aldı. Şirazesinden çıkardığı ekonomiyi seçim
00:35kazanma hırsıyla fren yerine gaza basarak şarampole
00:39yuvarladı. Bu yaptıklarıyla iki binlerin başında dibe vuran
00:43ekonomiyi düze çıkaran içeride ve dışarıda ülke ekonomisiyle
00:48yeniden güven sağlayan AK Parti'nin ilk seçildiğinde
00:51kucağında bulduğu ve yıllardır kaymağını yediği benim de
00:56hazırlanmasında ve uygulanmasında hazine müsteşarı
00:59olarak görev aldığım Türkiye'nin güçlü ekonomiye
01:02geçiş programının son kazanımlarını da bitirdi.
01:06Kendisine zerre miskal güven kalmadığını görünce de her
01:11zaman yaptığını yaptı. Sorumluluğu önce dış güçlere
01:15sonra kendi atadığı eski yönetime yıkıp yeni bir
01:19ekonomi yönetimini iş başına getirdi. Ama TÜİK makyajına
01:25rağmen bir buçuk yıldır ne enflasyon ne de işsizlik
01:29öngördükleri gibi düşmüyor. Her şey ateş pahası. Vitrine konan
01:37isimler yitirilen güveni sağlayamıyor. Çünkü herkes
01:42aslında suyun başında Erdoğan'ın oturduğunu görüyor.
01:45Sorunun sebebi olanın çözümün adresi olmayacağını biliyor.
01:50Olamayacağını biliyor. Uluslararası kuruluşlar Türkiye
01:56ekonomisine dair risklerin başına hala sarayın irrasyonel
02:00politikalara dönme riskini yazıyordur. Mevcut yönetimde
02:05Cumhurbaşkanı'nın her an kendilerinin işine son
02:08verebileceğini düşünüyor ki sorunlara neşter vurmak yerine
02:12pansuman tedbirleriyle vaziyeti idare etmeye çalışıyorlar.
02:17Dezenflasyon dedikleri yüksek faiz, değerli lira
02:21politikasıyla dışarıya milletin kesesinden tefeci faizi
02:25ödeyerek para bulmaya döndü. Ortada artık geri dönüş
02:30olmayacağı konusunda güven veren siyasi hukuk ve kurumsal
02:33bir çerçeve yok. Saydam hesap veren güçlü çapalara sahip bir
02:38program da yok. Ekonomi yönetiminin elinden
02:42öngördükleri enflasyonu sürekli arttırmaktan başka bir şey
02:46yapmak gelmiyor. Bir önceki orta vadeli programda iki bin
02:51yirmi dört iki bin yirmi dörtte enflasyon yüzde otuz üç olacak
02:55diye yazıyordu. Hükümetin üç ay önce yayınladığı yeni
02:59orta vadeli programda bu yüzde kırk bir buçuğa çıktı. Merkez
03:05Bankası'nın son raporunda ise iki bin yirmi dört enflasyonu
03:09yüzde kırk dört olacak deniyor. Iki bin yirmi dört yılında
03:14yönetimin enflasyon tahmini hedeften yaklaşık yüzde elli
03:18oranında satmış vaziyette. Hükümetin üç ay önce
03:23yayınladığı orta vadeli programda iki bin yirmi beş
03:26yılı enflasyon hedefi yüzde on yedi buçuktu. Merkez Bankası bu
03:32orta vadeli programdan bir ay sonra yayınladığı raporda iki
03:36bin yirmi beşte enflasyon yüzde yirmi bir olacak. Yüzde yirmi
03:40altıya kadar da yolu var diyor. Hükümet emekli
03:45aylıklarını, çalışanların maaş ve ücretlerini hangi enflasyona
03:49göre hesaplayacak? Hükümet Sakallı Celal'in dediği gibi
03:53artık biraz da ciddiyeti denemelidir. Aylıkları,
03:59maaşları ve ücretleri şimdiden hedeften yüzde elli sapacağı
04:03belli olan enflasyon hedefine göre değil en azından Merkez
04:07Bankası'nın öngördüğü son enflasyon tahminine göre
04:10hesaplamalı dar ve sabit gelirlileri artık daha fazla
04:14mağdur etmemelidir. Resmi hedef ve tahminler bu seviyedeyken
04:19Merkez Bankası Merkez Bankası anketinde iki bin yirmi beş
04:23yılında enflasyonu için piyasalar yüzde yirmi yedi
04:27diyor. Iş dünyası yüzde kırk diyor. Vatandaş ise yüzde
04:31altmış dört olur diyor. Yani hükümetin enflasyonuna ne
04:35piyasalar, ne iş dünyası, ne de vatandaş inanıyor. TÜİK
04:40enflasyonuyla İstanbul Ticaret Odası ve Enak enflasyonu
04:43arasındaki makas da açıldıkça açılıyor. Vatandaş ekonomiye
04:48güvenin temel direklerinden biri olması gereken Türkiye
04:51İstatistik Türkiye İstatistik Kurumu'nu artık ücretlinin,
04:56emeklinin, memurun rızkına musallat olan bir canavar gibi
04:59görüyor. TÜİK işsizlikte de zamana bağlı eksik istihdamı
05:04ayar vidası gibi kullanıyor. Gerçek işsiz sayısı on bir
05:08milyonun üzerine çıkmış. TÜİK'in tabelasında işsiz üç
05:12milyon kişi yazıyor. Kurumun gayrisafi yurt içi hesaplarında
05:16stok kalemiyle istatistik hata iç içe geçmiş. Stoklar tam on
05:20altı çeyrektir. Üst üste azalıyor. Bu ne bitmez
05:24tükenmez stoktur. Böyle olunca milli gelirdeki gerçek tabloyu
05:29görmek de imkansız. Stok ve istatistik hatayı ayırın dedik.
05:33Soru sorduk. Hükümetten ürün detayında uygun deflatör
05:37sağlayabilirsek inşallah bir sene sonraki revizyona diye
05:40yanıt geldi. Tüm makyaja rağmen gayrisafi yurt içi hasta iki
05:47çeyrektir daralıyor. Bunun adı teknek resesyondur. Ekonomiyi
05:53resesyona soktunuz diyoruz, yok öyle bir şey diyorlar. Bütçe
05:58yapma hakkı meclise ait ama bütçede hesap oyunları almış
06:01başını gidiyor. Hükümet hesap vermekten kaçıyor. Geçtiğimiz
06:06yılın son günlerinde hükümet yedi yüz otuz bir milyar lirayı
06:09bütçe emanetlerine yazdı. Bu yıl ilk on ayda emanet ve
06:13avanslardan harcanan para tam dört yüz elli dokuz milyar
06:16lira. Bir trilyon iki yüz altmış milyar liralık bütçe açığında
06:21bu harcama yok. Gözükmüyor. Ama bütçenin nakit açığı dediğiniz
06:26de bu bir trilyon yedi yüz on dokuz milyar lira. Kasım ayı
06:31itibariyle hazinenin finanse ettiği gerçek açık ise geçen
06:35yılın aynı döneminin tam dört katı. Bu yılın Ocak Kasım
06:40döneminde bütçeden yapılan faiz harcaması da bir trilyon yüz
06:44doksan beş milyar lira. Önceki yılın neredeyse iki katı. Ziya
06:50Paşa'nın kalkın ey felahı vatan dediler kalktık. Herkes oturdu.
06:55Biz ayakta kaldık dediği gibi faiz nasıl diyerek ortalığı
06:59ayağa kaldıranlar koltuğa yapıştı. Millet kucağında dev
07:03bir faiz faturasıyla ortada kaldı. Değerli milletvekilleri
07:09Türkiye'nin önümüzdeki bir yılda finanse etmesi gereken
07:12dış borç ve cari açık toplam iki yüz altmış milyar dolar.
07:15Iç borç faizi için ödeyeceğimiz para ise ana para ödemelerinin
07:20tam iki katı. Hükümet hazineyi adeta bir zombi şirketine
07:25dönüştürdü. Iki bin yirmi iki yılında yayınlanan orta vadeli
07:28programda öngörülen faiz ödemelerinden sapma iki bin
07:32yirmi üçte yüzde on dokuz iki bin yirmi dörtte bu yüzde
07:36seksen altıya çıkıyor. Borç yönetiminde ciddi bir tahmin ve
07:40strateji sorunu var. Bunun üstesinden gelebilmek için
07:43hükümetin üç yıllık dönemi kapsayan orta vadeli programla
07:46birlikte bir orta vadeli borç yönetimi stratejisini
07:49açıklaması gerekiyor. Bu pek çok gelişmiş ve gelişmekte olan
07:54ülkede mevcut. Saray yönetiminin yarattığı güven
07:57bunalımını aşmak için strateji ve saydamlığın yanında hükümetin
08:01aynı hataları yeniden yapmayacağı güvencesini veren
08:04hukuki şapalara da ihtiyaç var. Örneğin Cumhurbaşkanı ile
08:07Merkez Bankası yönetimi arasına yeniden mesafe koyacak yasal bir
08:12düzenleme bunlardan biri. Ama en önemlisi iki bin on dörtte AK
08:16Parti Cumhurbaşkanı adayının ben öncekiler gibi olmayacağım
08:20demesiyle başlayan ekonomik istikrarsızlığın sona
08:24erdirilmesi. Bunun için de ucube Cumhurbaşkanlığı hükümet
08:28sistemini bir an önce güçlü bir parlamenter sistemle
08:31değiştirmek gerekiyor. Türkiye bu güvensizlik kısır döngüsünden
08:36çıkmadıkça milletimizin içeceği acı ilacın dozu bir iken beş
08:40oluyor. Değerli milletvekilleri uzak doğu siyasetinde yetki
08:45sahibi olanlara dair bir yozlaşma dörtlüsü vardır.
08:48Birincisi arzuların yolu açtığı yozlaşmadır. Ahlakı bozar.
08:53Ikincisi kiğinin yol açtığı yozlaşmadır. Kötülüğü arttırır.
08:58Üçüncüsü cehaletten kaynaklanan yozlaşmadır. Her şeyin en
09:03iyisini bildiğini sanan yöneticiler kibirlerinin esiri
09:06olur, yıkım kaçınılmazdır. Dördüncüsü ve en kötüsü ise
09:10korkunun sebep olduğu yozlaşmadır. Gücü kaybetme
09:14korkusu kısa zamanda diğer üç yozlaşmanın da kaynağı haline
09:18gelir. Buna yakalanan yöneticiler saldırganlaşır,
09:21milletin sesini duymaz, halini görmez, milleti unutur. Otuz bir
09:27Mart'tan sonra sarayın seçim kaybetme korkusu arttıkça
09:30muhalefete karşı saldırganlığı da arttı. Erdoğan açlıkla
09:34boğuşmak zorunda bıraktığı emekliye, açlık sınırının
09:38altında yaşattığı asgari ücretliye, alın terinin
09:41karşılığını alamadığı için toprağa küsen çiftçiye siftahsız
09:46günü kapatan esnafa haftada bir günü aç geçirmek zorunda kalan
09:49gence yaşattığı zulmü görmüyor, seslerini duymuyor,
09:53kendi milletini unutmuş. Buna karşı Suriye'den kaçanlara
09:58başımızın üstünde

Önerilen