• 3 dakika önce
TBMM'deki bütçe görüşmelerinde konuşan DEM Parti Urfa Milletvekili Mithat Sancar, Türkiye'de barışın sağlanması için Kürt sorununa demokratik bir çözüm bulunması gerektiğini vurguladı. Barışın sadece sözlerle değil, somut adımlar ve tedbirlerle ilerleyeceğine dikkat çekti. Sancar, güvenlik anlayışının insani güvenlik odaklı olması gerektiğini belirterek, toplumun tüm kesimlerinin kaygılarına kulak verilmesi gerektiğini ifade etti.
(TBMM) - TBMM Genel Kurulu'ndaki bütçe görüşmelerinde konuşan DEM Parti Urfa Milletvekili Mithat Sancar, "Türkiye'de barış meselesi esas olarak Kürt sorununa demokratik çözüm, çatışmaların nihai olarak bitirilmesi hedefine yönelmek zorunda olan bir süreç. Bu sürecin işlemesi de o kadar kolay değil. Yani sadece barış sözlerinin edilmesiyle süreci ilerletmek mümkün olmuyor maalesef. Onun işin çeşitli adımlar atmak ve çeşitli tedbirler almak gerekiyor" dedi.

hbrlr1.com/ctcybwidkckckl

Category

🗞
Haberler
Döküm
00:00Sayın Başkan, değerli milletvekilleri ve bizleri
00:06ekranları baş başındayız diyen bütün insanlarımız hepinizi
00:10sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Savunma Sanayi
00:16Başkanlığı ııı strateji bütçe başkanlığı bütçeleri üzerine
00:21söz almış bulunuyorum. Savunma Sanayi bütçesi dendiğinde ya da
00:26savunma sanayi ııı fonuyla ilgili ııı her türlü terim çok
00:33masumlaştırıcı bir şekilde kullanılır. Oysa bunların
00:36esası askeri bütçedir. Yani doğru terim askeri
00:41harcamalardır. Güvenlik kavramı da esasen devlet odaklı ve
00:47askeri amaçlı ııı bir kavram olarak kullanılır. Geleneksel
00:54güvenlik anlayışı da böyle oturmuştur. Bugüne kadar da ııı
01:00bu anlayıştan tam olarak vazgeçildiğini söylemek mümkün
01:04değil. Aslında güvenlik anlayışı özellikle soğuk
01:08sahaştan sonra değişmeye başladı. Devlet odaklı ve
01:12askeri nitelikli savunma veya güvenlik kavramının yerine
01:20geçecek ya da onu genişletecek şekilde başka terimler
01:24üretildi. Bunların başında da insani güvenlik kavramı
01:30geliyor. Insani güvenlik kavramı elbette devleti ve
01:36askeri amaçları odağına alınıyor. Insanı odağına
01:42alıyor. Devleti odağına alan güvenlik anlayışı sürekli
01:48askeri harcamalara yatırım yapar ve askeri harcamaları
01:53önemini vurgular. Bizim şimdiki bütçemizde de durum bundan
01:58farklı değildir. Oysa insani güvenlik kavramı insan ve
02:04toplum merkezli bir yaklaşımı esaslanır. Bu kavramın kökü
02:09bin dokuz yüz doksan dörde kadar uzanıyor. Birleşmiş
02:13Milletler Kalkınma Programı'nın aldığı bir karar var ve bu
02:19kararda da ayrıntılı olarak ne anlama geldiği, insani
02:24güvenlik kavramının ne anlama geldiği ııı açıklanıyor. Insani
02:30kalkınma raporunun bin dokuz yüz doksan dörtte yayınlanan
02:33ııı bu anlayışı daha sonra başka mecralarda ve zeminlerde
02:39de işleniyor. Değerli milletvekilleri, Sayın Başkan,
02:44ayrıntıya girmeyeceğim. Güvenliğin insani nitelikte
02:50alınması ya da insani güvenlik anlayışı insan odaklı,
02:55kapsayıcı ve önleyici boyutlarıyla tanımlanıyor.
03:00Insani güvenlik yoksulluktan ve korkulardan azade, onurlu ve
03:08özgür bir yaşam demek. Şimdi burada elbette ulusal
03:14güvenliğin, milli güvenliğin bütünüyle bir kenara
03:18bırakıldığını bırakılmasını öneren bir yaklaşımdan söz
03:22etmiyoruz. Ama güvenlik anlayışının değiştirilmesi
03:26gerektiği yönünde güçlü bir akım ve eğilim söz konusu bunun
03:32altını çizmek istiyoruz. Çünkü devleti ve askeri harcamalara
03:38esas alan askeri yatırımlara esas alan güvenlik anlayışı
03:42eninde sonunda savaşlara yatırım yapmak anlamına
03:47geliyor. Her askeri harcama savunma amaçlı olarak
03:53açıklansa bir de sonuçta savaş harcaması ve savaş ihtimali
04:00temelinde gelişir. Şimdi buradan elbette savaşın
04:05olarak kullanılan barış tavrımına da geçebiliriz. Işte
04:11barışın Türkiye'de sevilen, itibar edilen bir sözcük
04:15olduğunu söylememiz kolay değil. Içselleştirilen bir
04:19değer olduğunu söylemek daha da zor. Yaşanan bir durum bir
04:25gerçeklik olduğunu söylemek ise imkansız. Evet barışın anlamı
04:31konusunda da farklı yaklaşımlar var. Barış dendiğinde
04:35ne kastediliyor? Bundan ne anlaşılıyor? Epeyce inceleme,
04:40araştırma, tartışma var. Ben bunların da ayrıntısına
04:43girmeden şunu söyleyeyim. Barış öncelikle bir toplumda çatışma
04:48varsa bunun sona erdirilmesi anlamına geliyor. Çatışmanın
04:53bitmesi barışın ilk aşaması en önemli adımıdır. Burada işte
05:00negatif barış diyoruz. Ikinci Dünya Savaşı'ndan sonra savaş
05:08kavramının yerini giderek barışın karşılığı olarak savaş
05:13kavramının yerini şiddet kavramı almıştır. Yani savaş
05:18meselesi sadece devletler arası bir sorun olarak bir konu
05:23olarak ele alınmıyor. Bu yaklaşımda tersine toplumların
05:28kendi iç meselesi olarak görülüyor. Işte nerede olursa
05:34olsun eğer bir çatışma ya da savaş varsa bunun
05:39sonlandırılması elbette önemli ve barışın da ön aşaması ilk
05:47evresi olarak adlandırılır. Ama barış bundan ibaret değildir.
05:54Barış daha geniş bir kavram ve şiddetin de her türüne atıf
06:01yapan bir çözüm yolu olarak ııı artık kabul ediliyor. Bu
06:08konuda da çeşitli ayrımlar yapmak mümkün. Mesela doğrudan
06:12şiddet zaten fiziksel şiddet olarak bildiğimiz çıplak güç
06:17kullanma olarak tanımlanır ama bir de yapsal şiddet diye bir
06:22kavram var. Yapsal şiddet insanların potansiyellerini
06:29yaşama imkanlarının ellerinden alındığı her türlü durumu
06:33ifade ediyor. Yani olan ile mümkün olan arasındaki açının
06:40uçurumun fazlalaşması halinde bu bizatihi bir şiddet olarak
06:46kabul ediliyor. Barış ise sadece doğrudan şiddetin değil
06:52aynı zamanda yapsal şiddetin de ortadan kaldırılmasını
06:57gerekli kılan bir durum olarak anlatılıyor. Hatta durumdan da
07:02öte bir süreç olarak anlaşılıyor. Şimdi bizler de
07:06bunları tartışıyoruz elbette. Yıllardır tartışıyoruz. Iıı
07:10bizde de barış talebi sürekli gündemde ama maalesef bu konuda
07:17bugüne kadar istediğimiz sonuca ulaşamadık. Yani barış
07:22durumunu yaratamadık. Bunun neden böyle olduğunu elbette
07:28hepimizin serin kanlı ve olgun bir şekilde değerlendirmesi
07:33gerekiyor. Barışın kurulabilmesi için savaşı ya da
07:39şiddeti, yapsal şiddeti ortaya çıkaran nedenlerin ortadan
07:43kaldırılması gerekiyor. Insanların kendi ileri olarak
07:49kendi potansiyelleriyle yaşama imkanlarının sağlanması
07:55gerekiyor. Bir insanı dilinden bir insanı kültüründen yoksun
08:03bırakırsanız bu onun kendi potansiyelinin altında yaşamaya
08:08mahkum edilmesi sonucu budur. E bu da bir şiddettir. Eğer
08:15gerçekten barış istiyorsak insanların bütün potansiyellerini
08:23eşit bir şekilde hayata geçirebilecekleri bir düzen
08:27yaratmak gerekiyor. Barışın bütünsel olduğunu da
08:31unutmayalım. Özellikle Türkiye'nin bulunduğu bölgede ve
08:35şimdi tartıştığımız meselelerle bağlantılı olarak
08:39baktığımızda bu bütünselliği daha iyi görebiliriz. Önemini
08:44daha iyi tavrıyabiliriz. Kürt sorundan söz ettiğim herhalde
08:49anlaşılmıştır. Türkiye'de şimdi barış meselesi esas olarak Kürt
08:56sorununa demokratik çözüm çatışmaların nihai olarak
09:01bitirilmesi hedefine yönelmek zorunda olan bir süreç. Ama bu
09:07sürecin işlemesi de o kadar kolay değil. Yani sadece barış
09:14sözlerinin edilmesiyle süreci ilerletmek mümkün olmuyor
09:19maalesef. Onun için çeşitli adımlar atmak ve çeşitli
09:25tedbirler almak gerekiyor. Bir defa barışın dilini
09:29yerleştirmeye ihtiyaç var. Eski alışkanlıklarla konuşmaya
09:36devam ederseniz barışın dilini yerleştirmeniz söz konusu
09:40olmaz, barışın dili yerleşmeden de barışı kurmanız ııı mümkün
09:47olmaz diyeyim ya da çok çok zor olur. O nedenle her gün öfke,
09:52nefret, düşmanlık içeren söylemleri tekrar etmek barışa
09:58giden yolu

Önerilen