• geçen yıl
DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, bütçe görüşmelerinde; MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yaptığı çağrının ardından sürecin yavaş ilerlediği tartışmalarına ilişkin "Çağrının, uzatılan elin ne kadar kıymetli olduğunu biz defalarca dile getirdik. Biz hala İmralı’nın kapılarının açılmasını bekliyoruz, verdiğimiz dilekçeye hala cevap bekliyoruz. Bizi bekleme odasına alan iktidar. Bekleme odası aslında hepimiz açısından ıstıraplı bir hal alıyor. Türkiye siyasetini bekleme odasında tutanlar aslında bugünkü krizi besleyenlerdir" dedi. 
(TBMM) - DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, bütçe görüşmelerinde; MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yaptığı çağrının ardından sürecin yavaş ilerlediği tartışmalarına ilişkin "Çağrının, uzatılan elin ne kadar kıymetli olduğunu biz defalarca dile getirdik. Biz hala İmralı'nın kapılarının açılmasını bekliyoruz, verdiğimiz dilekçeye hala cevap bekliyoruz. Bizi bekleme odasına alan iktidar.

hbrlr1.com/ctcbcbtfkckckl

Category

🗞
Haberler
Döküm
00:00Sayın Başkan, Sayın Milletvekilleri gecenin
00:11ilerleyen saatlerinde hepinize iyi bir akşam diliyorum.
00:15Ekranların başında bizi izleyen, zindandan sürgüne ve
00:20kalbi kardeşlik ve barış için atan herkese çok selam, çok
00:25sevgiler. Burada bütçe görüşmeleri yapılıyor. Ben bu
00:30bütçe görüşmelerinde yine Kürt sorunlarını ilgili
00:34düşüncelerimi sizlerle paylaşmak isteyeceğim. Bakın
00:38geçmişten bugüne kadar Kürtler hiçbir dönem bin yıllık tarih
00:44boyunca Türkiye halklarıyla farklı düşünmediler. En zor
00:49günlerde Malazgirt'ten başlayan Kurtuluş Savaşı'na kadar ve
00:54oradan Lozan'a gelen süreçte biz kaderimizi Türkiye
00:59halklarıyla birleştirdik ve bu vatan bizim vatanımız, biz bu
01:05topraklara aitiz, bu toprakların sahibiyiz dediler.
01:09Bundan asla geri adım atmadılar. Bir başka geri adım
01:14atmama bizim dilimiz var, bizim kültürümüz var. Biz bu dil için,
01:21bu kültür için bir ortak vatanda, ortak bir hukuktan
01:26yaşamak istiyoruz. Hep bunları söylediler. Ama ne yazık ki bu
01:31yüz yıllık süre içerisinde bu devletin yöneticileri Kürtlere
01:38acı dolu yıllar yaşattılar. Yüz yıl hayal kırıklığı oldu,
01:43kavgalar oldu, şiddet oldu, kan oldu, göç oldu, hep bunlar
01:49oldu. Ve yıl bin dokuz yüz yirmi üç Kürt siyasetçileri
01:55hep barış istedikleri için ya zindanlarda ya da dar
02:00ağaçlarında oldular. Bin dokuz yüz yirmi üçlerde bu
02:03parlamentoda daha önce de söylemiştim zaman zaman
02:07tekrara gireceğiz çünkü sorunumuz yerli yerinde durduğu
02:11müddetçe biz tekrar düşmek gibi bir zorunluluğumuz var. O
02:16tarihte Lozan'da bulunan İsmet Paşa Lozan'da Mustafa Kemal'i
02:22arıyor. Diyor ki eğer Kürtler dönüp demezlerse İsmet Paşa
02:29Kürtlerin ve Türklerin ortak temsilcisidir. Lozan'da
02:34başaramayız. O dönem Mustafa Kemal Kürt milletvekillerini
02:38Hasan Hayri'yi ve Yusuf Ziya'yı çağırıyor. Ulusal
02:42giysileriyle oradan geliyorlar. Ve bu kürsüye
02:47çıkıp konuşma yaptıklarında Mustafa Kemal bir taraftan
02:51alkışlıyor, bir taraftan da ayaklarıyla yeri dövüyor. Işte
02:55Kürt Türk kardeşliği budur diyor. Ve sonra kısa bir süre
02:59sonra Hasan Hayri Elazığ'da dar ağacına çekiliyor. Ulusal
03:06giysilerini giydiği için ve o gün yaptığı konuşma için
03:09Elazığ'da idam ediliyor. Yusuf Ziya'da Bitlis'te. Işte
03:15böylesi acı dolu bir süreç yaşanıyor. Yani Kürt
03:19siyasetçilerinin nasıl ağır bir bedel ödediğini yıl bin
03:24dokuz yüz doksan üç çok genç bir milletvekiliyim Çankaya'da
03:29bir resepsiyondayız. Rahmetli Özal'la sohbet ediyoruz,
03:33tartışıyoruz. Kürt sorunu nasıl çözülür? Kendisine şunu
03:37söyledim. Bugün bölgede uygulanan bütün
03:40antidemokratik uygulamaların mimarı sizsiniz. Olağanüstü hal
03:45uygulaması, bölge valiliği, özel tim, köy koruculuğu evet
03:52döndü bunun mimarı benim. Ama biz bunları yaptık. Bunlarla
03:57Kürt sorununu çözemeyeceğimizi de gördük. Şimdi size ve bize
04:02önemli görevler düşüyor dedi ve siz Şam'a gideceksiniz
04:07dedi. Gidip ateşkes sürecini ve gidip konuşacaksınız Sayın
04:12Öcalan'la. Silahları bıraksınlar, gelsinler siyaset
04:16yapsınlar, gelsinler konuşalım. Bak yıl bin dokuz yüz doksan üç
04:22biz Şam'da bir görüşmedeyiz. Ve bu görüşmede ülkenin Irak'ın
04:29Cumhurbaşkanı olan Mam Celal Talabani var, Sayın Öcalan var,
04:34Kürt siyasetinin önemli şahsiyetleri var. Ve biz
04:38oradaydık. Sayın Öcalan da bana ne görev düşüyorsa varım,
04:43geleceğim ben çünkü Türkiye'liyim. Ben sorunu
04:47Türkiye'de çözmek istiyorum dedi. Ama döndük, geldik. Ne
04:52oldu biliyor musunuz? Geldik Özal öldü ve hatta biz Şam'daydık
04:58Özal öldü. Hemen Öcalan şunu söyledi. Türkiye'de öyle bir
05:02güç var ki dedi, Özal'ı onlar öldürdü dediler. Ben de
05:06inanıyorum buna. Çünkü bu topraklarda barışın olmasını
05:09istemeyen güçler var. Kandan, şiddetten ve beslenen güçler
05:14var. Geldik alelacele bizim dokunmazlıklarımız kaldırıldı,
05:20partimiz kapatıldı, biz cezaevine gittik. Sonrası ne
05:24oldu? Yıl iki bin on üç. Bakın o süreçte o sürecin siyasi
05:34aktörleri başta Selahattin Demirtaş, İdris Balıkentler
05:38cezaevinde hala Selahattin cezaevinde. O barış sürecinin
05:43aktörlerinden oldukları için. Şimdi Kürt siyasetçileri
05:47böylesi büyük bir bedel ödeyerek siyaseti
05:51şekillendirmeye çalışıyor. Peygamber Efendimiz diyor ki
05:54Allah'ı tarif ederken barış ve esenlikten bahsediyor. Allah'ın
05:59adı bu. Biz de barışı bu kadar kutsuyoruz. Şimdi bunları niye
06:03söylüyorum? Vallahi bu topraklarda bir barış iklimi
06:08başladı. Şimdi ne oluyor? Ben yıl yine iki bin on üç bu
06:12kürsüde Sayın Erdoğan'a seslenmiştim. Kudadan başka
06:17kimseye övgü yağdırmam. Ama ben size ve Sayın Hocalarına
06:21övgüler yağdırıyorum. Gelin bu ülkenin azizi olun. Bakın üç
06:25yıldır kanı durdurdunuz. Şimdi bu akşam buradan yeniden
06:29sesleniyorum. Sayın Erdoğan, Sayın Bahçeli ve yanı başınıza
06:37Sayın Özgür Özel'i de alın. Sayın Selahattin Demirtaş'ı da
06:41alın. Barışa katkı sunacak bütün siyasi aktörleri alın.
06:46Gelin bu ülkenin azizi olun. Olabilirsiniz. Biz yeni bir
06:51iklim yaratabiliriz. Bakın biz başka yerlerde barış
06:57projemiz yok. Ne New York'ta, ne Osto'da, ne Londra'da, ne
07:03Paris'te. Biz bu topraklarda, şurada, bu bu iklimde bir
07:08Ankara modelini oluşturabiliriz. Ne yapabiliriz
07:11biliyor musunuz? Vallahi dünya örnek olacak bir model
07:15sunabiliriz. Bakın Sayın MHP Grup Başkan Vekili Erkan Bey
07:21barış size çok yakın, çok. Bakın bir nefes, bir adım
07:25atsanız barış burada. Size de görev düşüyoruz. Sadece Sayın
07:29Bahçeli'ye ve Erdoğan'a bu işi yüklemeyelim Selahattin
07:33Demirtaş'a, Öcalan'a değil. Hepimize bakın orada kimler
07:36oturuyor? Orada Nevroz oturuyor. Orada kim oturuyor?
07:39Beritan oturuyor. Orada kim oturuyor? Hristiyanları
07:44Bir kardeşimiz George oturuyor. Orada Alevileri temsilen Celal
07:50oturuyor. Burası bir bahçe. Işte bütün halkların, bütün
07:54inançların, bütün kimliklerin bahçesi burada. Siz kalkıp bir
07:58el tutsanız barış gelecek. Beylerbaşkan, siz elinizi
08:03oradan uzatsanız emin olun barış burada. Bu iklimi bu
08:08akşam burada hayata geçirin. Yarın Türkiye'nin şekli
08:12değişir. Çünkü bunu iki bin on üçte gördük. Milyonlarca insan
08:17Diyarbakır'da toplandı ve hepsi barış istiyordu. Onun için
08:23barış bize çok yakın. Bir başka arkadaşım adı Heval yani Kürt
08:29isimlerini vererek söylüyorum. Bunlar hepsi sizi bekliyorlar.
08:33El uzatsanız bir el kadar size barış yakın. Bunu yapabilirseniz
08:39emin olun siz de barışa çok büyük katkılar sunarsınız. Hep
08:44söylüyoruz ya Türkiye'nin üç tarafı deniz. Bir tarafı kara
08:48tarafı da vallahi hep Kürtler. Nereye gitseniz Kürtler
08:53karşınızda. Orta Doğu'nun neresine giderseniz gidin.
08:56Ister Rojava'da ister Suriye'de ister İran'da ister Türkiye'de.
09:01Çıkmaz sokakta bile Kürtler sizin karşınızda. Benim haklarımı
09:07gasp etmeyin. Bizim de Türkiye halklarına ve Türkiye'yi
09:11yönetenlere sesleniyoruz. Sayın Bahçeli'yle. Sayın Erdoğan'a
09:15sesleniyoruz. Gelin bu ülkenin azizleri olun. Gelin bu ülkeyi
09:20birlikte yanı başımızda diktatörlükle yönetilen ülkeler
09:24vardı. Irak öyleydi, Suriye öyleydi. Oradan bağırıyorlardı.
09:30Kanımızla, canımızla seninle miz? Ey sadan diyordu. Ama sadan
09:36düştüğü gün ne oldu biliyor musunuz? Vallahi ilk önce yanı
09:40başında olanlar gittiler onun büstünü heykellerini yerine bir
09:44ettiler. Şimdi buradan çağrımızdır. Siyasi aktörlere,
09:48bu ülkeyi yönetenlere Sayın Erdoğan'ın bu konudaki
09:51cesaretini biliyorum. Geçmişten bunu yapabilir, barışı
09:55sağlayabilir. Yanı başına Sayın Bahçeli'yi de aldığında