• geçen yıl
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, “Sayın Öcalan’ın bu süreçte önemli bir rol oynayacağını belirtiyoruz. Türkiye'de hiçbir dönem olmadığı kadar demokratik zemin müsaittir. Türkiye halkları emekçileri barış istiyor. Artık bu meseleyi sadece duymayan gözünü kulağını kapatan iktidarıdır. Buradan iktidara çağrı yapıyoruz. Cumhuriyet'in ikinci yüzyılında Kürt sorununun demokratik yollarla çözüldüğü bir zemin için tecridi kaldırın, bu meseleyi diyalog ve müzakere ile çözün” dedi.
(ANKARA) - DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, "Sayın Öcalan'ın bu süreçte önemli bir rol oynayacağını belirtiyoruz. Türkiye'de hiçbir dönem olmadığı kadar demokratik zemin müsaittir. Türkiye halkları emekçileri barış istiyor. Artık bu meseleyi sadece duymayan gözünü kulağını kapatan iktidarıdır. Buradan iktidara çağrı yapıyoruz.

hbrlr1.com/ctcbbldikckckl

Category

🗞
Haberler
Döküm
00:00Merhaba değerli basın emekçileri. Demokratik çözüm ve
00:05özgürlük yürüyüşü heyeti olarak hepinizi saygıyla,
00:09sevgiyle selamlıyorum. Ayın on altısında Ahmet'ten başlayıp
00:14daha sonra Rıha'da, sonra Dilok'ta, Adana'da ve Mersin'de
00:19Kürt sorunun demokratik çözümünün mümkün olduğunu ve
00:22Kürt sorunun demokratik çözümünde esas muhatabın Sayın
00:26Abdullah Öcalan olduğunu vurguladığımız yürüyüşü bugün
00:29Ankara'da tamamlayarak yaptığımız görüşmelerin
00:33sonucunu yürüyüşümüzün sonucunu basınla paylaşmak üzere
00:37huzurlarınızdayız. Sözüme başlamadan önce dün Türkiye'nin
00:44sihalarıyla katledilen özgür basın emekçileri Kürt basın
00:48emekçileri Cihan Bilgin'i ve Nazım Daşlan'ı saygıyla
00:53ifade etmek isterim. Bu vesileyle hem Kürt basınına hem
01:00özgür basına hem de Kürt halkına başsağlığı dileklerimi
01:05iletmek istiyorum. Bir yandan çözüm varmış gibi konuşmalar
01:10ama bir yandan da çözüm için çaba harcayan basın alanına
01:15dönük bu saldırılardan hiç vazgeçilmedi. Ama biz de
01:19biliyoruz ki Kürt basını da özgür basında Rojava'da,
01:23Suriye'de, Orta Doğu'da ve Türkiye'de gerçekleri yazmaya
01:28devam edecek. Biz de onları izlemeye onların gerçeklerini
01:32takip etmeye devam edeceğiz. Heyetimiz adına ortaklaştığımız
01:37bir deklarasyonumuz var. Onu sizlerle paylaşmak istiyorum.
01:43Türkiye'de demokratik çözüm iradesinin iktidar tarafından
01:48askıya alınmasıyla birlikte İmralı'da Sayın Abdullah
01:53Öcalan üzerinde başlayan mutlak tecrüt rejimi bugün hala en
01:58yoğun şekilde devam ettiriliyor. Uluslararası
02:02hukuk, insan hakları ve ulusal hukukun askıya alınması
02:07anlamına gelen tecrüt Kürt sorununun demokratik çözümü ve
02:12Türkiye'nin demokrasi, hukuk, adaletten uzaklaşmasının
02:17vesikasıdır. Tecrütle birlikte Türkiye'de hukuk askıya
02:22alınmıştır. Sayın Öcalan'a karşı devreye konan mutlak
02:27tecrüt ile Türkiye'de otoriterleşme arasındaki
02:31paralellik iktidarın siyasi tercihleridir. Hukuksuzluk ve
02:37demokratik çözümün reddedilmesi anlamına gelen mutlak tecrüt
02:42iktidarın adil bir yaşamı sağlamayı değil siyasi
02:47tercihlerine esas aldığının kanıtıdır. İmralı tecrüdi
02:52otoriterleşmenin ve toplumsal kutuplaşmanın kaynağını
02:56oluşturmaktadır. Hukuksuzluk ve adaletsizlik Türkiye
03:02halklarının birlikte yaşam umuduna vurulan en büyük siyasi
03:07darbedir. Toplumları bir arada tutan ve yaşatan değerler
03:12demokrasi, adalet ve hukukun üstünlüğüdür. Bir iktidar
03:17toplumsal kesimlerin bir arada yaşamasını sağlayan değerlerden
03:22uzaklaştıkça toplumsal meşruiyetini kaybetmektedir.
03:27Hiçbir kurala, yasaya, norma, uygun olmayan tecrüt her şeyden
03:33önce Kürt sorunun da çözümsüzlüğü derinleştirmektedir.
03:38Orta Doğu'da yüzyıllık düzen değişirken kaos ve karmaşa
03:44bölgeye hakim hale gelmişken Türkiye'nin sorunlardan uzak
03:50kalmasını sağlayacak tek gerçek hukukun uygulanması, adalet ve
03:55Kürt sorunun da demokratik çözüm rotasına girilmesinden
03:59geçmektedir. Bu kaos ve karmaşa durumuna karşı iç barış ancak
04:06hukuk, demokrasi ve özgürlüklerle sağlanabilir.
04:10Birlikte yaşam deneyimi bir yüz yıl daha ancak bu değerler
04:16etrafında örülebilir. Bu değerleri esas almayan her
04:19uygulama Türkiye haklarına yapılmış en büyük kötülüktür.
04:24Demokrasi, hukukun üstünlüğü ve barış sürecinin temelindeki
04:29krizi çözmenin ilk ve esas temeli mutlak tecrütin
04:34kaldırılmasıdır. Bu kapsamda Sayın Öcalan üzerindeki mutlak
04:39tecrüt derhal kaldırılmalı ve özgür koşullarda barış ve
04:44çözüm için rolünün oynamasının zemininin sağlanmasına çağrı
04:49yapıyoruz.
04:53İmralı tecrütinin kaldırılması, hakların kardeşliği, eşitlik ve
04:59adalet temelinde toplumsal barış ve uzlaşmanın sağlanması
05:03için hayatı önem taşımaktadır. Iktidarı mutlak tecrüti
05:08bitirmeye hukuk ve demokrasi rotasına girmeye davet
05:12ediyoruz. Iktidara Orta Doğu'daki konjöktürel ve
05:17geleceği belirsiz gelişmeler karşısında içeride hukuktan ve
05:22demokratik müzakereden uzaklaşmama uyarısı yapıyoruz.
05:26Muhalefet partileri ve sivil toplum kuruluşları mutlak
05:31tecrüdin kaldırılmasıyla ilgili tarihsel sorumluluklarını
05:35yerine getirmeye davet ediyoruz. Mutlak tecrüte karşı
05:39sessiz kalmak, hukuksuzluğu ve savaşı demokrasiden uzaklaşmayı
05:44onaylamak anlamına gelmektedir. Bugün mutlak tecrüte karşı
05:49olmak, hukuksuzluklara karşı olmak, barışı ve demokrasiyi
05:54savunmaktır. Toplumsal uzlaşı ve barışın temel hak ve
05:58özgürlüklerin sağlanmasından geçtiğini kimse unutmamalıdır.
06:02Aydın, yazar, bilim insanları, Türkiye halklarının demokratik
06:08bir arada yaşamı için tarihsel bir sorumlulukla karşı
06:12karşıyadır. Düşüncesi ne olursa olsun hukukun uygulanmasını
06:17istemek ortak faydamızdır. Bu ortak faydanın açık ve aleni
06:22şekilde ihlal edildiğini mutlak tecrüte karşı herkes kalemini
06:27oynatmalı, sözünü söylemelidir. Son olarak halk egemenliğinin
06:32tecelli ettiği Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin mutlak
06:37tecritin kaldırılması, Kürt sorununun müzakereye dayalı
06:41çözümü ve Türkiye'nin demokratikleşmesi için
06:44sorumluluk alması tarihi bir görev olarak önümüzde
06:48durmaktadır. Barış ve demokrasi isteyen herkes tecrite karşı
06:53sesini yükseltmelidir diyor. Demokratik, adil ve hukukun
06:58üstünlüğüne esas alan bir ülke için mutlak tecritin
07:01kaldırılmasını sağlamaya dair herkesin çağrımızı büyütmeye
07:06davet ediyoruz.
07:13Savaşla hayır karış hemen şimdi
07:23Savaşla
07:32Evet. Değerli basın mensupları, değerli arkadaşlar ben de
07:39savaşın katlettiği SİHA'ların adeta uçan katiller olarak iki
07:46gazeteciyi katlettiği meselesiyle ve gerçeğiyle önce
07:51başlamak istiyorum. Nazım Daştan, Cihan Bilgin. Tıpkı
07:56buradaki basın mensupları gibi halka hizmet eden, hakikatin
08:01peşinden koşan, haberleri anı anına takip eden iki çok
08:06değerli gazeteciydi. Ve SİHA'lar onları katletti. Evet,
08:12bilerek, isteyerek, hedef alarak gazetecileri öldüren bir
08:17realiteyle karşı karşıyayız. Öncelikle Nazım ve Cihan
08:22şahsında bugüne kadar gazetecilik yıllarında yaşamını
08:28yitiren, bu uğurda büyük bedeller ödeyen ve şu anda
08:32bizlerle olmayan bütün gazetecileri saygıyla ve
08:37minnetle anıyorum. Ve SİHA'ları
08:43SİHA'ların bu katletme pratiğini, katilliğini de
08:48kınıyorum. Gazeteciler öldürülecek insanlar değil, tam
08:54tersine onların önünün açılması, hakikatlerle halkların
08:59buluşması, toplumun buluşması en büyük görev olarak onların
09:04da bizim de önümüzde duruyor. Yandaş medya sabahtan akşama,
09:09akşamdan sabaha ellerinde çubuklarla haritalar önünde
09:14halkı manipüle etmeye, yanıltmaya, algı yaratmaya
09:19devam ediyor. Ne savaş realitesini, ne Kürt
09:23meselesini, ne tecrit meselesini, ne Rojava'da
09:26yaşananları objektif bir şekilde vermiyorlar. Ama onlar
09:31ayrıcalıklı gazeteciler. Gazeteciler demeye de tabii ki
09:36binlerce tanık ister. Buradan şunu söylemek istiyorum.
09:41Demokratik çözüm ve özgürlük yürüyüşü de bulunan arkadaşlar
09:47bugün Ankara'ya ulaştılar. Öncelikle bu yürüyüşün
09:51Türkiye'de seksen beş milyon tarafından aslında duyulması,
09:55görülmesi gerekiyor. Türkiye'yi aydınlığa çıkaracak

Önerilen