TBMM Genel Kurulu'nda konuşan DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, bütçe açıklarının ve kamu borçlarının artışına vurgu yaparak, bu durumun hayat pahalılığına neden olduğunu ifade etti. Aksakal, kamu harcamalarında israfa kaçıldığını ve ekonomik yönetimde eski alışkanlıkların bir kenara bırakılması gerektiğini söyledi.
(TBMM) - TBMM Genel Kurulu bütçe görüşmelerinde konuşan DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, "Yaşanan doğal afetlerin ve salgın hastalıkların yol açtığı zararların telafisi için yapılan harcamalar bütçe açıklarının ve dolayısıyla gittikçe büyüyen kamu borçlarının önemli gerekçelerinden olsa da bütçe açıklarındaki artışı sadece bu iki nedene bağlamamak gerekir. Kamu harcamalarında israfa kaçıldığına dair dikkate değer toplumsal bir kabul de oluşmuştur" dedi.
TBMM Genel Kurulu'nda, 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin tümü üzerindeki görüşmeler devam ediyor.
hbrlr1.com/ctcbdtddkckckl
(TBMM) - TBMM Genel Kurulu bütçe görüşmelerinde konuşan DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, "Yaşanan doğal afetlerin ve salgın hastalıkların yol açtığı zararların telafisi için yapılan harcamalar bütçe açıklarının ve dolayısıyla gittikçe büyüyen kamu borçlarının önemli gerekçelerinden olsa da bütçe açıklarındaki artışı sadece bu iki nedene bağlamamak gerekir. Kamu harcamalarında israfa kaçıldığına dair dikkate değer toplumsal bir kabul de oluşmuştur" dedi.
TBMM Genel Kurulu'nda, 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin tümü üzerindeki görüşmeler devam ediyor.
hbrlr1.com/ctcbdtddkckckl
Category
🗞
HaberlerDöküm
00:00Sayın Başkan, değerli milletvekilleri iki bin yirmi
00:07beş yılı merkezi yönetim bütçe kanunu teklifiyle iki bin
00:11yirmi üç yılı merkezi yönetim kesin hesap kanun teklifinin
00:16tümü üzerinde demokratik sol parti olarak görüşlerimizi
00:19paylaşmak için söz almış bulunuyorum. Sizleri ve
00:23televizyonları başında bizleri izleyen aziz milletimizi
00:26saygıyla selamlıyorum. On iki günlük yoğun bir mesainin
00:30yarattığı yorgunluk ve doygunluğun ardından burada
00:32rakamlar kargaşası içerisinde bir değerlendirme yapmak yerine
00:36daha çok sorunlarımızın sistemsel olarak tespiti ve
00:39bunlara dair siyasi çözüm önerilerimizi paylaşacağım.
00:42Türkiye uzunca zamandır azımsanamayacak ölçekte
00:45sıkıntıların bir arada yaşandığı dönemlerden
00:48geçiyor. Özellikle küresel egemen sistemin bölgemiz
00:51üzerindeki planları ve özünde yeni bir paylaşım savaşının tam
00:54da ortasında ve en önemli jeopolitik konumunda bu
00:58sıkıntılarla mücadele ediyor. Değerli milletvekilleri kabul
01:01etmeliyiz ki artık dünya eski dünya değil. Ekonomisi güçlü
01:05medeniyetlerin ağır tahakkümüne maruz kalan gelişmekte olan
01:08ülkeler sahip oldukları yeraltı ve yerüstü kaynaklarını kendi
01:12iradelerinin tam hakimiyeti altında kullanmaktan
01:15uzaktırlar. Ancak bunu bir kader olarak görmek hem büyük
01:19bir yanılgı hem de teslimiyetçiliktir. Meselenin
01:22özü şudur ki geçmişten bugüne ve bugünden geleceğe doğru
01:26toplumca yürüyüşümüzde maddi manevi tüm değerlerimizi
01:30sahiplenmek, geliştirmek ve bizden sonraki kuşaklara aynı
01:33duygu ve inanç kapsamında aktarmak en önemli misyonumuz
01:36olmalıdır. Sayın Başkan değerli milletvekilleri bütçelere
01:40sadece para gözüyle bakmak bağımsızlığımıza ulusal
01:44birliğimize ve milli irademize de aynı aralıktan bakılmasına
01:48haklı gerekçe olur. Özellikle içinde bulunduğumuz küresel
01:51gelişmelerle jeopolitik konjonktür içerisinde bu
01:54davranışı sergilemek en hafif deyimiyle kendi kalemize gol
01:59atmaktan başka anlama ifade etmez. O halde bugünkü
02:03manzaraya genel bir perspektiften bakacak olursak
02:06Türkiye'de siyaset kurumu tüm dünyayı kasıp kavuran kovid on
02:10dokuz pandemisinin ardından Şubat iki bin yirmi üçte on
02:13bir ilimize etkileyen büyük deprem felaketinin yarattığı
02:16travmanın etkisiyle de uzun yılların getirdiği ve kangren
02:20olmuş kırılgan bir ekonomik yapının eseri hızla yükselen
02:23enflasyon sonucunda bir gelir adaletsizliğine bunun sonucunda
02:27hayat bağlılığına ve dolayısıyla toplumsal
02:29kamplaşmaya ve gerginliğe sürüklenmiştir. Saydığım bu
02:34olumsuzlukların yanında kırk yıldır sürdürülen terörle
02:38mücadeleye verilen ve bugün olmuş verilmeye devam eden dört
02:41trilyon dolardan fazla kamu kaynağını da unutmamamız
02:44gerekir. Hemen hemen her yıl yurdun birçok yöresinde
02:47yaşadığımız sel, su baskını, heyelan, orman yangını sonucu
02:51kaybettiğimiz can ve mal kayıpları hatta en acılarından
02:55biri deprem felaketinden sağ ama uzuvlarını kaybetmiş
02:59insanlarımızın her türlü bakımı ve rehabilitasyonda yine
03:02devletimizin sorumluluğunda olup maliyetleri kamu
03:05kaynaklarından karşılanmaktadır. Yaklaşık on
03:08iki yıldan bu yana bir de yüklenmek zorunda kaldığımız
03:10sığınmacı sorunu bunlara ilave edersek dönüp baktığımızda
03:14gerçekten bu ülke büyük bir ülke Türkiye Cumhuriyeti büyük
03:19bir devlet denilecektir. Tabii bu görüşlerime katılmayanlarız
03:24olacaktır ama bilinmelidir ki çizmiş olduğum çerçeve
03:27penceresinin siyaset penceresinin değil gerçek ve
03:31hakaniyet penceresinin çerçevesidir. Gerek siyaset
03:34kurumunun aktörler olarak gerekse tüm yurttaşlar olarak
03:37şu hususu artık içselleştirmeliyiz. On altı Nisan
03:41iki bin on yedi tarihinden önceki yönetim sisteminden
03:44kalmış eski alışkanlıklarımızı artık bir kenara bırakıp kurulan
03:48yeni yönetim sistemi koşullarında siyaset üretme
03:51mecburiyetimiz vardır. Aksi halde sadece yerimizde sayarız,
03:55patinaj yaparız. Türkiye'de yaşanmakta olan sorunların
03:58çözüm yörü hiç kuşkusuz yine siyaset kurumudur. Işte bu gazi
04:02meclistir. Bu nedenle demokrasinin vazgeçilmez unsuru
04:05olan siyasi partilerin halkın mutluluğunu arttırıcı,
04:08ekonominin daha üretgen olacağı yaşanabilir bir
04:12Türkiye'nin inşası için düşüncelerini önerilerini yeni
04:15anayasal sisteme uygun olarak hem bu çatı altında yapacakları
04:19çalışmalarla hem de devletin ve yürütmenin başı aynı zamanda
04:23silahlı kuvvetlerimizin başkomutanı da olan Cumhurbaşkanı
04:26ile paylaşmaları ülkemiz için demokrasimiz için halkın refah
04:30ve mutluluğu için önemlidir. Böyle bir idradenin ortaya
04:33konulması bölgemizin ve ülkemizin içinde bulunduğu her
04:36tür saldırı riski ortamında güçlü bir görüntü vermek adına
04:40önemlidir. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri. Konuşmamın
04:43başında rakamlar kargaşası içerisinde bir
04:46değerlendirme yapmayacağımı ifade etmiştim fakat genel
04:48kapsam itibariyle birkaç veriyi de ortaya koymak durumundayız.
04:51Iki bin yirmi beş yılı bütçe kanunu teklifinde giderler yüz
04:55kırk yedi trilyon yedi yüz otuz bir milyar lira gelirler ise on
04:58iki trilyon sekiz yüz milyar lira olarak tahmin edilmiş
05:01bütçe açığının gayri saati yurt içi hasılaya oranın ise yüzde
05:05üç virgül bir olacağı öngörülmüş. Yani harcamalarda
05:08yaklaşık yüzde otuz bir giderlerde yüzde kırk birlik bir
05:11artışla parlamentoya sunulmuştur. Gider kalemlerinin
05:14sadece personel transfer ve faize ayrılan miktarı toplam on
05:19bir trilyon altı yüz yetmiş dört milyon liradır. Dolayısıyla
05:22bütçe harcamalarımızın yaklaşık yüzde sekseni maaşlara, faize ve
05:26bütçeden yapılacak transferlere gidiyor. Üstelik maaş, faiz ve
05:30transfer harcamalarının her dönemde olduğu gibi bütçe
05:33hedeflerini aşması da büyük ihtimal dahilindedir. Kabul
05:37etmeliyiz ki iki bin yirmi beş yılı bütçesinde de vatandaşın
05:40sosyal refahına, huzuruna, ülkemizin güvenliği ve
05:43kalkınmasına yönelik yeterli kaynağı maalesef ayıramıyor ve
05:47teşvik edici olamıyoruz. Ülkemizde son yıllarda yaşanan
05:50yüksek enflasyon başka bir ifadeyle hayat pahalılığının
05:53arkasında bütçe açıklarının ve bu açıkları kapatmak için
05:56yapılan kamu borçlanmasının elbette etkisi büyüktür. Bu
06:00arada sizlerle bir tespitimi de paylaşmak isterim. On iki gün
06:05boyunca bütçelerini sunan sayın bakanlar hizmetlerinin
06:07büyüklüğüne ve önemine vurgu yaparken AK Parti'nin yirmi iki
06:11yılda sekiz ayrı parlamento hükümeti ve iki dönemdir süren
06:15Cumhurbaşkanlığı hükümeti icraatlarının sonuçları yerine
06:17sürekli iki bin iki yılının rakamlarına atıkta
06:20bulundular. Bunun doğru bir yöntem olmadığını hükümeti AK
06:24Parti'ye devreden elli yedinci Cumhuriyet Hükümeti'nin önceki
06:27dönemlerde banka soygunlarının devlete yükledikleri elli
06:30milyar dolarlık borç yükü altında büyük Marmara
06:33depremlerinin yaralarını sararken üç buçuk senede üç yüz
06:37seksen dört yasayla bir sessiz devrim gerçekleştirip ekonomiyi
06:41bataktan çıkardığını ve sıfır terörlü bir Türkiye'yi teslim
06:44ettiğini görmezden geldiler. Sözün kısası bu platformda
06:48rakam yarışlarına girmenin kimseye bir faydası
06:51sağlamayacağını dikkat çekmek isterim. Öyleyse bugün içine
06:55düştüğümüz sarmaldan evvel emirde kurtulmanın yollarını
06:58hep birlikte bulmak ve uygulamak zorundayız. Başka
07:01çıkar yol yoktur. Borç yükü arttıkça ülkemiz bütçemiz
07:05üzerindeki faiz yükü artmakta bütçe açıkları çoğalmakta bu da
07:08yeni borçlanmaları zorunlu kılarak bütçeden vatandaşın
07:12refahına ayrılacak payın üretime ve yatırımlara
07:14ayrılacak kaynakların kısılmasına yol açmaktadır.
07:17Konuşmamda dikkat çektiğim yaşanan doğal afetlerin ve
07:20salgın hastalıkların yol açtığı zararların telafisi için yapılan
07:23harcamalar bütçe açıklarının ve dolayısıyla gittikçe büyüyen
07:27kamu borçlarının önemli gerekçelerinden olsa da bütçe
07:30açıklarındaki artışı sadece bu iki nedene bağlamamak gerekir.
07:34Kamu harcamalarında iflas ııı israfa kaçıldığına dair dikkate
07:38değer toplumsal bir kabul de oluşmuştur. Büyük ölçüde
07:42ulusal sermaye ve teknoloji birikimiyle yapılabilecek
07:45projelerin döviz cinsinden borçlanarak yapılması ülkemiz
07:48ekonomisine yarardan çok zarar vermektedir. Keza sosyal
07:52güvenlik sistemimiz ciddi alarm verir hale gelmiş durumdadır.
07:55Sosyal güvenlik sisteminin harcamalarını karşılayacak
07:58düzeyde olmaması nedeniyle sistemin sürdürülebilirliği
08:01için merkezi bütçeden transferlerin yapılması
08:03kaçınılmaz olmaktadır. Sosyal güvenlik sisteminin finansman
08:07açığını etkileyen en önemli faktörlerin başında aktif
08:09pasif sigortalı oranındaki düşüklük, kayıt dışı istihdam,
08:13prim tahsilatındaki eksiklikler ve aksaklıklar, yapılandırma
08:16uygulamalarındaki sürekli ve sosyal güvenlik bilinciyle
08:19alakalındaki yetersizlik gelmektedir. Bu doğrultuda
08:22finansal açığın azaltılması için popülist yaklaşımlardan
08:25vazgeçilmesi aktif sigortalı sayısının arttırılmasını
08:28sağlayacak işsizlikle ve kayıt dışılıkla mücadele
08:31politikalarının geliştirilmesi prim tahsilatında etkinliği
08:34sağlamak amacıyla gerekli yasal düzenlemeler yapılarak tahsilat
08:37konusunda daha yetkin olunması ve alışkanlık haline getirilmiş
08:41olan prim yapılandırma uygulamalarının terk edilmesi
08:44gerekir. Iki bin yirmi dört Kasım ayı enflasyon rakamlarına
08:47göz attığımızda hayat pahalılığının en çok etki eden
08:50unsurun gıda fiyatlarındaki artış olduğunu görüyoruz. Oysa
08:53ki Anadolu toprakları insanlık tarihinde tarıma öncülük etmiş
08:57topraklardır. Her türlü tarıma son derece elverişli bir ülkede
09:00yaşıyoruz. Tarım ve Orman Bakanlığı'nın iki bin yirmi
09:03dört yılı bütçe ödenekleri toplamı iki yüz seksen üç milyar
09:06liraydı. Iki bin yirmi beş yılı bütçesinde bu rakam dört yüz
09:09otuz sekiz milyar lira. Yani bütçe ödeneklerinin sadece
09:13yüzde üçü tarım ve orman ayrılmış durumdadır. Bu ödeneğin
09:16çok yetersiz kaldığını ve bu düzeyde rakamlarla ülkenin
09:19gıda enflasyonuna çözüm aramanın bir hayli zor olduğunu
09:23söylememiz gerekiyor. Öte yandan tarımsal destek
09:26programlarına ayrılan tutar da yüz otuz beş milyar lira olarak
09:29planlanmış. Oysa beş bin dört yüz seksen sekiz sayılı tarım
09:32kanunumuzun yirmi birinci maddesine göre tarımsal destek
09:35tutarları gayri safi milli hastalığın yüzde birinden az
09:39olamaz. Bütçede iki bin yirmi beş yılı için ayrılan yüz otuz
09:43beş milyar lira gayri safi milli hastalığının binde üçü
09:46civarındadır. Ve son derece yetersizdir. Mutlaka revize
09:49edilmelidir. Unutmamak lazımdır ki tarımda sorunlar çözülemezse
09:53gıda kriziyle karşılaşırız ve enflasyon bu ülkede sorun
09:57olmaya devam eder.