• geçen yıl
İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu, "Türk Dil Kurumu 2024 yılının kavramı olarak ‘Kalabalık yalnızlık’ ifadesini seçmiş. Biz de, AK Parti için 2024 yılının kavramı ‘istikrarsızlık’ olmalı diyoruz. Sözde ‘istikrar sürsün, Türkiye büyüsün’ anlayışına dayanan iktidar, istikrarsızlığı bir politika haline getirmiş ve Türkiye’yi de yerinde tutmak için elinden gelen her şeyi yapar durumdadır. Okulları temizlemeyen bir iktidarın istikrarla ne alakası olabilir! Hastanelerde vatandaşlarımız randevu almakta zorlanıyor. Türkiye 90’lı yılların da gerisine gitmiş durumda. Yenidoğan bebeklerin göz göre göre bir çete eliyle ölüme gittiği bir ortamdan bahsediyoruz" dedi.
(TBMM) -  İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu, "Türk Dil Kurumu 2024 yılının kavramı olarak 'Kalabalık yalnızlık' ifadesini seçmiş. Biz de, AK Parti için 2024 yılının kavramı 'istikrarsızlık' olmalı diyoruz.

hbrlr1.com/ctcdtatdkckckl

Category

🗞
Haberler
Döküm
00:00Evet değerli basın mensupları iki bin yirmi dört yılının son
00:04basın toplantısında sizlerle beraberiz. Sizlerin
00:08karşısındayım. Iki bin yirmi dört yılını kısaca bir
00:12değerlendirmek istiyorum. Çok zor bir süreç geçirdik iki bin
00:17yirmi dört yılında. Türkiye her geçen gün daha da zorluğun ve
00:22yokluğun içine itildiği bir dönemde. Türk Dil Kurumu iki bin
00:28yirmi dört yılının kavramı olarak kalabalık, yalnızlık
00:32ifadesini seçmiş. Tabii biz de diyoruz ki AK Parti için iki
00:36bin dört yılının kavramı da bizce istikrarsızlık olmalı.
00:40Neden bunu söylüyoruz? Birazdan örnekleriyle bunu sizlere
00:44anlatmaya çalışacağım. Böyle diyoruz çünkü sözde istikrar
00:49sürsün, Türkiye büyüsün anlayışına, sloganına dayanan
00:53iktidar istikrarsızlığı bir politika haline getirmiş ve
00:58Türkiye'yi de yerinde tutmak için elinden geleni her şeyi
01:03yapar durumdadır. Her şeyde her alanda korkunç bir belirsizlik
01:09ve kaos beraberinde de istikrarsızlık var. Onun için
01:14biz bu kavramı AK Parti için uygun gördük. Iki bin yirmi
01:18dört yılı bir istikrarsızlık yılı oldu. Bütün bu
01:22istikrarsızlıkları hemen hemen her yerde gördüğümüz bir iki
01:27bin yirmi dört yılı yaşadık. Bakın kanun tekliflerinde de
01:31gördük bunu. Şöyle bir hatırlayacak olursak mesela bir
01:35etki ajanlığı yasası gelmişti. Konuşuldu. Tepkiler üzerine bu
01:40etki ajanlığı yasası geri çekildi. Muhalefet olarak
01:43kendimizi ifade edebildiğimiz anlatabildiğimiz işte etki
01:49ajanlığında görüldüğü gibi muvaffak olabildiğimiz maddeler
01:52olduğu kadar maalesef bütün mücadelelerimize rağmen mesela
01:56bir sokak hayvanları kanununda arzu ettiğimiz neticeyi
02:00almadık. Beraberinde kanun çıktı. Tabii hafıza çok çabuk
02:05kayboluyor Türkiye'de. Eee birçok haberi hem sosyal medyada hem
02:10kendi çevrelerimizde görüyoruz. Maalesef çıkan kanunla bu
02:14problemin çözülmeyeceğini bas bas bağırmamıza rağmen çözülmediği
02:18gibi bir sürü de hepimizin vicdanını sızlatan birçok kötü
02:24ve hayvanların katledildiği görüntülerle de
02:26karşılaşıyoruz. Gene bu süreç içerisinde bize göre
02:31istikrarsızlığın savrukluğun bir başka göstergesi olan
02:35Cumhurbaşkanı kararnameleriyle meclise gelen birçok kanun
02:39teklifinin anayasaya aykırılık üzerine gelen birçok kanun
02:43teklifinin mevcut olduğunu gördük. Daha geçtiğimiz gün
02:46meclise gelen otuz maddelik kanun teklifinin neredeyse
02:50yarına yarıya yakını Cumhurbaşkanlığı
02:53kararnameleriyle yayınlanmış olan ama anayasa tarafından
02:57anayasa mahkemesi tarafından bu kanunların meclisten çıkması
03:01gerekir gerekçesiyle meclise gelmiş kanunlardı. Öyle bir
03:05hale geldi ki Cumhurbaşkanı kararnameleri adeta bu tek adam
03:09rejimine destekleyecek, Cumhurbaşkanı'nın bir
03:13kararıyla alınacak, alınmış olan kararlar fiili olarak
03:17yürürlüğe giriyor. Ondan sonra da tabii o altı ay, yedi ay,
03:21bir yıl, belki daha da fazla süre yürürlükte olan bu
03:24kanunlar meclise geliyor ve meclis tarafından onaylanması
03:28isteniyor. Ve Cumhurbaşkanlığı kararnamesi yetkisi adeta
03:33suistimal edilir hale gelmiş. Biz bu istikrarsızlığı
03:37özellikle ekonomi alanında çok yoğun olarak gördük, yaşadık.
03:42Bakın daha dün asgari ücretle ilgili bir açıklama yapıldı.
03:47Tabii bu açıklama hepimizi şok etti, hepimizi üzdü,
03:51hepimizi yoksullar ve açlık sınırında yaşayan insanlarımız
03:57adına adeta kahretti. Ve sürecin kendisi de zaten
04:02anlaşılabilir bir süreç değildi. Toplumsal katılım var
04:05mıydı? Yoktu. Sendikaların katılımı var mıydı? Yoktu ki
04:10zira Türkiş son toplantıya ııı katılmadı. Konuyla ilgili
04:14ciddi bir tepki gösterdi. Ve sonuç itibariyle bilim
04:18insanlarının da dahil olmadığı bu sürecin sonunda yirmi iki
04:21bin yüz dört liralık bir asgari ücret açıklandı. Bu asgari
04:25ücretle Türkiye şartlarında geçinebilmek mümkün değil. Tabii
04:31hiç kusura bakmasınlar, bazı işletmelerde bu ekonomik
04:36istikrarsızlığı fırsat bilip zam üstüne zam yapıyorlar. Onu
04:41da burada ayrıca vurgulamak gerekir. Tabii merakta hepimiz
04:46emekli zamlarını bekliyoruz. Asgari ücretle ilgili zam
04:49yapılırken elbette işin hem işveren tarafı var, hem emekçi
04:53tarafı var, birçok faktörü var. Iıı bütün sıkıntılarına rağmen
04:59bu faktörler düşünülmek durumunda ama emekli
05:01maaşlarında böyle bir durum yok. Emekli maaşlarında işin çok
05:05tarafı yok. Emekli maaşlarında işin sadece bir tarafı var.
05:09Yıllarca emek vermiş. Yıllarca bu ülke için koşturmuş. Torununa
05:15bir harçlık vermek isteyen emeklilerimizden başka ortada
05:18hiçbir ilgili taraf yok. Bakalım bununla ilgili nasıl
05:23bir karar alınacak? Bunu da merakla bekliyoruz. Ama asgari
05:27ücretle ilgili alınmış olan karar maalesef emeklilerle
05:30ilgili alınacak olan kararında adeta bir habercisi. Öyle bir
05:36cenderenin içine girmiş ki Türkiye enflasyonla mücadele
05:39kapsamında bir program uygulanıyor ve maalesef bu
05:45mücadelenin müsebbibi olan saray faiz sebep enflasyon
05:50sonuçtur gibi abuk bir teorinin peşinden giden yıllarca bunun
05:57peşinden giden ve bugünkü bu enkazı yara kıtanlar hiçbir
06:01şekilde bu faturayı bu bedeli ödemiyor. Faturayı bedeli
06:04ödeyenler de garibanlar, çalışanlar, emekliler biz buna
06:09yazıklar olsun diyoruz. Kabul edilemez buluyoruz. Ve emeklim
06:13ağaçlarıyla ilgili bari orada bir beklentileri karşılayacak
06:18adım atılsın, ümidimizi de muhafaza etmek istiyoruz. Bugün
06:23para piyasası kurulu faiz oranlarını açıklayacak. Tabii
06:27beklentiler hep şu yönde. Madem enflasyonla mücadele
06:30konusunda bütün bu ağırlığı emekçilerin çalışanların
06:34sırtına yüklüyorsunuz. Eee ve bunun sonucunda da enflasyonla
06:38mücadelede bir olumlu sonu çıkacağını umuyorsunuz. Herhalde
06:42para piyasası kurulu, bilmiyorum açıklama yapıldı mı?
06:45Henüz yapılmadı. Faiz oranlarıyla ilgili muhtemelen
06:48faizi aşağı çekecek bir adım atar. Eee zira bu program
06:54uygulanıyorsa beraberinde bütün bu uygulamaların, bütün bu
06:58standartların gelmesi de gerekir. Tabii bu istikrarsızlığın
07:02sebebi bu yanlış teorilerin akıl dışı, bilim dışı
07:06teorilerin peşinden gitmek olduğu kadar aynı zamanda biz
07:12istikrarsızlığın bir başka sebebi olarak da yapılan
07:16değişiklikleri görüyoruz. Şöyle bir bakın son dört yıla,
07:19beş yıla kaç tane Maliye Bakanı değiştirdik? Kaç tane Merkez
07:23Bankası Başkanı değiştirdik? Böyle bir ortamda bırakın bir
07:26ülkeyi herhangi bir şirkette bu kadar fazla yönetici
07:30değiştirdiğinizde o şirketin yıl sonunu sağlıklı doğru bir
07:34mali bilançoyla kapatmasını beklemezsiniz. Koca Türkiye
07:38Cumhuriyeti'nden bahsediyoruz. Ve sürekli bakan değişiyor. Ve
07:42bakın değişen bakanlar arasında da muazzam bir görüş ayrılığı
07:46var. Ve bu görüş ayrılıklarına rağmen AK Parti milletvekillerinin
07:50biz bütçe görüşmelerinde şunu yaptıklarını gördük. Mehmet
07:55Şimşek'i hangi coşkuyla, hangi motivasyonla alkışlıyorlarsa
07:59mesela bakan Nebati'yi de aynı coşkuyla, aynı heyecanla
08:03alkışlamışlardı. Ondan önce Berat Albayrağı da aynı coşku,
08:08aynı heyecanla alkışlamışlardı. Bu üç bakan
08:11arasında o kadar büyük fark var ki birisi siyah derken öteki
08:15diyor. Birisi yukarı gidelim derken öteki aşağı gidelim
08:18diyor. Birisi faizleri aşağı çekerken diğeri faizleri yukarı
08:23çekiyor. Birisi bambaşka bir para politikası uygularken bir
08:27diğeri tamamen tersi bir para politikası uyguluyor. Ama AK
08:30Parti sıraları hepsini aynı coşkuyla alkışlıyor. Hepsini
08:34aynı heyecanla alkışlıyor. Bunun tek açıklaması var. Biz
08:38aklımızı tek bir kişiye teslim ettik. O ne derse ona inanır.
08:42Onun yaptığı her şeyi doğru buluruz. Kim gelirse gelsin
08:46alkışlarız. Ve öyle rakamlar açıkladı ki Meme Şimşek bütçe
08:50görüşmelerinde. Biz inanamadık. Mesela Türkiye'nin kredi notunu
08:55yükseldiğine işte risk priminin aşağı düştüğünü söyledi. Ya
09:01halen Türkiye dünyanın en fazla faiz ödeyerek borçlanan
09:05ülkelerinden bir tanesi. Bunu alkışlıyorlar. Bunda
09:09alkışlanacak ne var arkadaşlar? Yani o kadar kötüydük ki biz.
09:13Şimdi biraz daha kötüyüz. Yani daha kötüydük. Azıcık
09:17iyileştik ama halen kötüyüz. Bu gurur duyulacak,
09:19alkışlanacak bir durum değil. Böyle bir ekonomi yönetiminde
09:23de elbette istikrardan bahsetmek mümkün değil. E kur
09:27korumalı mevduat uygulandı yıllarca. Şimdi iki bin yirmi
09:29beşte bunun tamamen kaldırılacağı söyleniyor. Bu mu
09:32istikrar? Bunlardan bu anlattıklarımdan daha büyük bir
09:36istikrarsızlık olabilir mi? Bir ülkenin ekonomisini biz
09:40mahvetmek istiyoruz diyorsanız işte bunları yaparsınız. Faiz
09:43sebep enflasyon sonuçtur gibi garip bir ııı bir teorinin
09:48peşine takılırsınız. Işte sürekli bakanı değiştirirsiniz.
09:51Merkez Bankası'nın bağımsızlığına müdahale
09:53edersiniz. Merkez Bankası Başkanı'nı değiştirirsiniz.
09:56Inanın bana deseniz ki bu ülkenin ekonomisini nasıl bozarız?