Category
🗞
HaberlerDöküm
00:00Evet aslında bu yılı iki bin yirmi dört yılını emekli yılı
00:05olarak nitelemişti Cumhurbaşkanı Erdoğan ve artık
00:08o yılın sonuna geldik. Son pazartesi günündeyiz. Tabii ki
00:11en merak edilen konu emekliler için, milyonlarca emekli için
00:15alacakları zam oranının ne olacağı ama rakamlardan ziyade
00:19biz emeklinin sesini duyurmak için özellikle de yaşadıkları
00:23hem gıda enflasyonu hem de o hayat pahalılığında nasıl
00:27mücadele ettiklerini buradan Sözcü Televizyonu'ndan bir kez
00:30daha duyuracağız. Daha önceki yayınlarımızda daha önceki
00:34aylarda Ozan Kelleci ve Meral Danyıldız bulunduğumuz bu
00:37noktadan bu masayı kurmuş emeklilerin sesini duyurmuştu.
00:40Işte bu kez de görev sırası bizlere düştü. Siz de
00:43söylediğiniz Harun Beker ve Nihat Fındıklı'yla birlikte biz
00:46yine Sarıyer'deyiz. Yine emeklilerin yanındayız. Şimdi
00:49ben de onların yanına oturacağım. Bugün Türkiye'deki
00:52emeklilerin beklentisini soracağız. Hatta hemen de
00:55masaya geçiyorum, oturuyorum ve en yakınımdan başlıyorum.
00:58Efendim öncelikle bulunduğumuz noktayı tarif ettim ama burası
01:02bir emekli masası. O meşhur çay simit hesabını yapacağımız
01:05masa. Tabii ki şunu sormakla başlayalım. Emeklinin yeni
01:09yıldaki beklentisi nedir desem ne dersiniz bana? Eee asgari
01:13ücretten sonra o beklentimiz eee minimuma düştü. Yani işin
01:16açıkçası o bir işaret kötü bir işaretti emekliler için. Fazla
01:19yani eee bir beklentimiz yok. Yani eee yine en düşük zam
01:23oranı eee dayatacaklar gibi geliyor. Yani eee bir fazla bir
01:27iyi imsar anlamda eee olumlu anlamda bir beklentimiz yok
01:29maalesef. Şu Ocak ayında açıklanacak Aralık ayı
01:33enflasyonu aslında hepinizin cebine etkileyecek. Alacağınız
01:36zam oranı belli olacak ama öyle bir rakam var ki yüzde on yedi
01:39gibi çıkacak gözüküyor. Yüzde on yedi gelse ne olur? Yüzde on
01:44yedi değil yüzde otuz yedi gelse ne olur? Yüzde kırk yedi
01:47gelse ne olur? Hatta yüzde yüz gelse ne olur? Yani eee
01:50yoksulluk sınırı yüz eee yetmiş beş bin lira. Yetmiş iki bin
01:54lirayla yetmiş beş bin lira arasında telaffuz ediliyor.
01:56Yoksulluk sınırının altındaki bütün göstergeler, bütün
02:00parametreler bizim aleyhimizedir. Dolayısıyla
02:02yoksulluk sınırını biz şey yapmamız. Bak ben memur
02:05emeklisiyim. Emekli aldı olduğum zaman maaşım bin
02:08liraydı, dokuz yüz elli lira yemekli olmuştum. Ve maaşımdan
02:11arttırıyorduk biz o yıllarda. Normalde dışarıda yemek yiyebilen
02:15insanlardık. Bugün şu anda bu bile bize şey oldu, ziyafet
02:19oldu. Bak bu ııı şey bile simit bile ziyafet. Bugün ziyafet
02:22yapıyoruz yani. Simidi bile alamayacak duruma geldik. Onun
02:25için durum vahim. Çok vahim. Bir de Ocak ayında yüzde her
02:29şeye tepeden tığına yüzde kırk dört, yüzde elli civarında
02:31zam gelecek. Neyin hesabını yapacağız ki? Ne yaparlarsa
02:35yapsınlar. Yüzde on memur emekliler için yüzde on üç buçuk
02:37söyleniyor. Çok komik. Çok çok komik. Yani aslında onurumuzla
02:42ııı dalga geçiyorlar. Olmaz böyle bir şey. Efendim bu
02:46masanın tabii ki altı üyesi var. Hatta yedi üyesi var.
02:49Benimle birlikte sekizinci kişiyiz ama bu masanın tek
02:52kadın üyesi de Fatma Hanım yanımızda oturuyor. Tabii bir
02:54yandan da emeklinin o meşhur hesabı çay simit hesabı da
02:57gerçekleşiyor. Işte çaylarımız geliyor, simitlerimiz geliyor
03:00ama Fatma Hanım size şöyle sormak isterim. Siz de az
03:02önce marketin önünde karşılaştım. Onu sordum.
03:04Özellikle ne alabiliyorsunuz? Yılbaşı sofrasına emekli ne
03:08koyacak dedim. Ne koyacaksınız efendim yılbaşı sofranızda bu
03:11sene? Ama emekli ne koyabilir? Hiç koyabilir. Hiç. Yani üç
03:15marketi dolaştım. Hiçbir şey alamadım. Üç parça bir şey
03:18aldım. Yani ben torunlarımdan utanıyorum. Yani gözlerim
03:23doluyor. Gerçekten gözlerim doluyor. Insanları ııı şu
03:26duruma düştüklerine bakın. Ya olacak şey mi? Bu zam hesabını
03:32da konuşuyoruz. Işte enflasyon farkına bir yansıtılarak
03:35emekliye zam yapılacak diyoruz. Şu ana kadar yaklaşık yüzde on
03:38beş seviyesinde bir enflasyon farkı var. Beş aylık. Altıncı
03:41ayda da beklenti yüzde iki civarında. Hani rakamlara
03:44boğmak istemiyorum ama özette yüzde yirmiyi bulmayacak bir
03:47zam oranından söz ediliyor. Ne kadar maaş alıyorsunuz ve yüzde
03:52yirmi zam size yeterli mi efendim? On iki bin beş yüz
03:56alıyorum. Iıı hiç mümkün değil. Yetmez yani. Yetmez. Ya bir
04:02tane bir şey alıyorsak ikinciyi alamıyoruz. Ben üç senedir
04:05üstüme bir kıyafet alamamışım bir emekli olarak. Yani emekli
04:09insanca yaşamak istiyor. Eee insanca yaşayamıyoruz. Maalesef.
04:14Kaç yıl hizmet ettiniz efendim? Bu ülkede çalıştınız. Emek
04:17verdiniz. Otuz yıl. Otuz yıl çalıştım. Şimdi iki on iki bin
04:22beş yüz lira alıyorum. Yani emeklimize zam koymasınlar ama
04:26diğer tarafta da zam koymasınlar. Yani şimdi on iki
04:29bin beş yüz lira veriyor. Yarın on beş bin lira yapsa diğer
04:33tarafta ne oluyor? Her şeye zam geliyor. Onun için ya
04:38emeklinin maaşı en az otuz bin lira olması lazım. En az. O da
04:43yaşayabilmek için geçinebilmek için. Evet. Aynen. Yani
04:47yaşayamıyoruz, geçinemiyoruz. Şimdi kiralar almış başını
04:51gidiyor. Yani yılbaşı geldi ben torunlarıma bir hediye
04:54alamadım. E bize yazık günah değil mi? O torunlarıma yazık
04:58günah değil mi? Tabii bu söylemler biz Sözcük
05:03Televizyonu'ndan aktarırken hep şunları söylüyoruz. Halkın
05:06masası. Emeklinin masası diyoruz ama anladığım kadarıyla
05:10bu sesler Ankara'dan pek de duyulmuyor gibi geliyor. Tabii
05:13siz de bir emeklisiniz, bulunduğumuz masanın bir
05:15üyesisiniz. Önce sizin beklentinizi sorayım. Emekli
05:18olarak ne bekliyorsunuz iki bin yirmi beş yılından? Iki bin
05:22yirmi beşten önce iki bin sekizdeki kafa yapısı
05:24değişmesi lazım. Yani iki bin sekizde yasayla ııı emekliye
05:29verdikleri zam oranını kaldırdılar. Önceden yüzde yüz
05:33on alınan asgari ücretinin yüzde yüz on katıydı. Emekli
05:36maaşı şimdi o ııı değişen kafa yapısıyla değişen anayasa
05:40eklediği maddelerle şu anda asgari ücretinin bilmem kaç
05:43altındayız. Hani on iki bin beş yüz lira gibi komik bir
05:46rakam. Çok komik bir rakam. Önce kafa yapısının değişmesi
05:50lazım. Peki beklentiniz nedir? Sizi rahatça yaşayabileceğiniz
05:53bir ücret ne kadar olmalı desem? Hiçbir beklenti yok
05:57çünkü Cumhurbaşkanı kendisi açıkladı zaten. Merkez
05:59Komitesi'nin ııı ekonominin başındaki insan Halk Bankası'nı
06:03dolandırmaya çalışan bir insan. Önce kendilerine bankayı
06:06dolandırıyorlar. Kendilerine hırsızlık yapıyorlar. Kendileri
06:08yolsuzluk yapıyorlar. Emekten kesiyorlar şu anda. Ama
06:12gündeminde Suriye'yi belirliyorlar. Yok terörle
06:15belirliyorlar. Onlarla bunlarla halkı oyalıyorlar. Emekliyi
06:19oyalıyorlar. Asgari ücretliyi oyalıyorlar. Bunlar hep yanlış
06:22politikalar. Dün dediklerini bugün uyduruyorlar. Bugün
06:25uydurduklarını yarın gerçekleştiriyorlar. Benim
06:28derdim şu anda milletin karnını aç olmasıyken insanlar yok
06:32İmralı diyorlar, yok terörist diyorlar, yok elebaşı
06:35diyorlar. Ismini bile söyleyemiyorlar. Yani Abdullah
06:37Öcalan bile diyemiyorlar. Bebek katili bile diyemiyorlar.
06:40Televizyonlara bakıyorsunuz. On tane televizyonun sekiz tanesi
06:43altı İmralı'dan mektup var, açıklama var. Ya iki bin on
06:47dokuzda zaten Mansur Yavaş söyledi. Bu bebek katili
06:51Öcalan'ı da çıkarırsa dedi AK Parti çıkartırlar dedi. Yani
06:54bugün de çıkartıyorlar. Ama milletin hiç emekli maaşını
06:58düşündükleri ettikleri ellettikleri yok ki. Hiçbir
07:01torunlarınız var mı efendim? Çok şükür daha olmadı ya. O
07:04kadar şey genç emeklilerden esbisi. Peki emeklinin en temel
07:09derdi nedir desen bulunduğumuz hukukta. Tabii ki geçim
07:11hepimizin derdi, herkesin derdi ama emeklinin en temel derdi
07:15şu anda geçim midir? Emeklinin en temel derdi kendi verdiği
07:18parasını istiyor. Hani bir bir şey istemiyor ki. Ben yirmi beş
07:22yıl boyunca bu çalışmışım, bu ülkeye vergi vermişim. Hatta
07:25kumbarama kenara koydum ki bunları yarın öbür gün bana
07:28geri verin diye. E sen bunları vermiyorsun bana geri. Yani
07:32kayıtlarımızın olması lazım. Yani ııı arkadaşımızın
07:37söylediği gibi yani geçmiş zamanlarda ııı emeklilerinin
07:41kayıpları var. Bu kayıpların telafisi çok çok önemli. Bir de
07:44mesela hani Balkanlar'daki komşularımız geliyor bizim ııı
07:48ülkemizde rahat rahat alışveriş yapıyor, rahat rahat
07:51tatilini yaparken ya Türkiye halkı neden hani bu durumda
07:55diğer halklar gibi diğer devletlerde emekliler gibi aynı
08:00düzlemde bir şey hayat yaşayamayacak mıyız yani?
08:02Onurumuzla oynuyor. Yani emeklilerin onuruyla
08:05oynuyorlar. Gururuyla oynuyorlar. Mesela torunlarımıza
08:08yüzünü güldürmek bir emeklinin bir yaşlı insanın hani en doğal
08:13hakkı yani bunlardan mahrum oluyor. Insanların yani ııı
08:17onur denilen şey işte buralarda insan hani aile içerisindeki
08:21prestiji kaybolduktan sonra ne olacak yani? Şuraya doğru da
08:24uzanmak isterim. Ben ayağa kalkarak belki de orada noktaya
08:27yaklaşabileceğim. O yüzden sizlerin de yanına geleyim
08:29efendim. Bulunduğumuz masayı tarif ettim. Bir kez daha
08:32tarif edeyim. Burası emeklinin sesinin duyulduğu masa. Peki bir
08:36emekli olarak yaşadığınız hayatta geçinebilmek için
08:40yaşayabilmek için ne kadar bir ücret almalısınız? On iki bin
08:43beş yüz liralık o en temel asgari ııı en temel emekli
08:46maaşı kaç liraya yükselmeli sizce? Yani en az elli bin lira
08:50olması lazım. Şu durumda ııı diyeceğim en son nokta ııı
08:55vatandaş ııı işçi memur yirmi beş yıl otuz yıl çalışıyor.
09:02Ödediği miktar ne? En az asgari ücretten ödüyor. O zaman
09:06emekli maaşı niye en az asgari ücret kadar olmuyor? Ben onu
09:11soruyorum yani. Diyeceğim o. Arada şu an neredeyse on bin
09:14liralık bir fark oluşmuş oldu. Işte özeti o yani özeti o.
09:17Anladın mı? Yani adam bin beş yıl otuz yıl asgari ücretten
09:22en az en az ödeniyor yani. O zaman asgari ücret yani o zaman
09:27emekli maaşı da en az asgari ücret kadar olması lazım. De
09:30mi? Yirmi beş bin. Az ama otuz bin olması lazım. En az otuz
09:34bin olması lazım. Aynı soruyu size de sorayım efendim. Kaç
09:37yıl çalıştınız bu ülkede emekli olabilmek için? Ben yirmi
09:40sekiz yıl çalıştım. Iıı memur emeklisiyim. Yani benimki de
09:45diğer ııı vatandaşlardan, işçilerden memur emeklisi
09:48olduğum için diğerlerden biraz fazla yani onlardan biraz rahat
09:54gibi gözüküyorum ama yine yetmiyor, yetersiz yani.
09:57Yetersiz memur emeklisiyim. Işçi emeklisinden on bin fazla
10:01alıyorum. Yani yüzde on yedilik bir rakam konuşuluyor. Işçi
10:05emeklisi için tabii memur emeklisi için de konuşulan
10:07rakamlar buna hemen hemen yakın ki enflasyon açıklandığı zaman
10:11belli olacak alacakları ücret ama bu ücretlerin hiçbiri
10:13sizce ya bu zamların hiçbiri yetersiz mi olacak diyorsunuz?
10:16Yetersiz tabii canım yani en az kırk bin lira olması lazım.
10:20Aylıkları. Yani memur memur emeklisinin, işçi emeklisinin
10:24en az kırk bin lira olması lazım. Asgari yani asgari.
10:28Tabii bulunduğumuz noktada Sarıyer'de bu kahvehanede
10:31kurduğumuz sofranın tabii öznesi emekliler ama bir yandan
10:34da konuştuğumuz şey aslında geçim derdi, geçim sıkıntısı.
10:38Şöyle şuraya doğru yaklaşayım ben de. Hem de diğer
10:40emeklilerimizin de sesini duyalım. Bulunduğumuz noktada
10:43Sarıyer'de sizler de bu masaya dahil oldunuz. Aslında Sözcü
10:46Televizyonu ekranlarından halkın seslerini, emeklinin
10:48sesini duyurmaya devam ediyoruz. Efendim bir hesap
10:51yaptık. On tane simit yüz elli lira. Çayın tanesi on iki buçuk
10:55lira. Emekliye reva görülen hesap bu mudur? Şimdi emekli
11:00artık çay simit hesabı da tutmuyor. Yani eee simit bile
11:04alınmıyor artık. Benim aslında söyleyeceğim şu. Sayın
11:08Cumhurbaşkanımızın iki bin yirmi dört yılı emekliler yılı
11:11diye ilan etmesine bir gün kaldı. O yılın bitmesine. O
11:15yılın bitmesine bir gün kaldı. Ben ııı benim ricam Sayın
11:20Cumhurbaşkanı'nın bin doksan bin dokuz yüz doksan altı
11:23yılında yine söylüyorum. Erbakan Hoca'nın yüzde yüz
11:26ikilik bir zamla insanları bir ııı fakirlikten kurtardı. O
11:31zamla birlikte. Bunun tekrarını bekliyorum, diliyorum, istiyorum.
11:36Çünkü bu ııı yaşanılmaz hale geldi. Yani emekliler
11:40yaşanılmaz hale geldi. Yani bir eskiden ayda bir sahilde bir
11:45kahvaltıya götürdük ailemizi. Şimdi bir sene boyunca para
11:48biriktireceksin ki öyle gidersin. Sahilde kahvaltı
11:51yapmak için. Ya durum çok acı. Ya biz de ülkenin durumu
11:54biliyoruz ama e bizim için mi yani? Sadece bu emekliler mi bu
11:57şeyin altına elini taşın altına elini sokacak? Emekleri biraz
12:00eee kalkındıracaksın. Fakirlikten kurtarmak için en
12:04az en az diyorum şu ülkenin eee enflasyonun şeyine göre
12:07yaptıkları ekonomistlerin eee hesaplamaları en az yirmi beş
12:12bin lira olması lazım. En az. Ben on iki buçuk lira alıyorum.
12:15Yüzde yüz iki zamla yirmi beş lira alırsam en azından bir
12:18kendimiz toparlarız. Etrafımıza bakarız. Emekli borçlu mu
12:22efendim? Emekli hep borçlu. Hep borçlu. Oradan buradan
12:25etraftan borç alarak hep dönüyor böyle. Kredi kartı
12:28varsa onu da kapatamıyor. Eee oradan alıyor onu eee hep
12:32böyle dönün dönün içinde. Yani kenarda bir parası yok
12:35emeklinin. Emeklinin kenarda bir parası yok. Olamaz da bu
12:38şartlarda. Kimse kimseyi kandırmasın. Ha adamın dışarıda
12:40hakları varsa kira geliri varsa onlar ayrı. Onlar istisna. Ama
12:46şu anda üç bin liyon iki yüz bin kişi on iki bin beş lira
12:49maaş alıyor. Üç milyon iki yüz bin kişinin on iki bin beş yüz
12:52alıyor. Eee buna kök maaşı çıkarttılar. Nereden çıktı bu
12:57kök maaş bilmiyorum. On bin üç yüz lira benim kök maaşım. On
12:59iki buçuk lira maaş alıyorum. Şimdi kök maaşı mı gelecek?
13:02Normal maaşa mı gelecek? Ya böyle bir şey olamaz. Ya bunu
13:06kaldırsınlar. Kök maaşı olanı da bitirsinler artık. Lütfen bir
13:09politikal izlesinler. Bu şey emeklilerimizi bizleri ayağa
13:13kaldırsınlar artık yeter. Her bakan hocadan beyz alsınlar
13:15biraz. Tabii bulunduğumuz noktada özellikle ııı bu altı
13:20yedi emeklinin kurduğu masada şu detayları da ki emekliler de
13:24aramıza katılmaya devam ediyor yalnızca ııı biz yedi kişiden
13:27teşkil bir masadan değil sayılarımız sayısı gittikçe
13:30artan bir masadan söz ediyoruz. Efendim sizlere de soralım.
13:32Bulunduğumuz noktada biz emeklinin derdini konuşuyoruz.
13:35Siz aramıza yeni katıldınız. Bir emeklinin iki bin yirmi beş
13:38yılından beklentisi nedir desem bana ne dersiniz? Şimdi ııı ben
13:44felsefe öğretmeniyim. Iıı on yedi yıl Kabataç Erkek
13:48Lisesi'ne görev yaptım. Bir devletin nasıl yönetilmesi
13:54gerektiğini bir siyaset felsefesinde anlatıyorduk. Eğer
13:59toplumda planlama yoksa hiçbir şey yok. Neyi çözeceksin? Son
14:07iyi çözümler olur diyorsunuz yani. Günlük çözümler olur.
14:10Oysa geçmişte devletin beş yıllık planı vardı. Yani ben ne
14:16kadar üreteceğim? Hangi maldan ne kadar üreteceğim? Emekliye
14:21ne vereceğim? Çalışana ne vereceğim? Bunlar hep
14:24hesaplanırdı. Şimdi öyle değil. Sağ akşam yatıyoruz,
14:28sabah kalkıyoruz. Yahu görüyoruz ki emekli orada simit
14:33yiyor. Yahu simit yiyor ya, karnı doyuyor ya, görüş önemli
14:38değil. Böyle bir mantığa dönüştük. Eğer bir toplumda
14:43ahlak biterse her şey bitiyor. Yani bu yeni bir şey de değil.
14:50Yani kırk yıldır yaklaşık Türkiye'de ahlakı bir tarafa
14:55bıraktık. Öyle değil mi? Ahlak yok. Ahlakım olmadığı yerde
15:00hiçbir şeyi çözemezsiniz. En temel noktadan aslında siz bu
15:04konuya değindiniz. Tabii herkese söz vermek istiyorum.
15:07O yüzden sizin yanınıza doğru da gelmeye çalışacağım. Tabii
15:10bulunduğumuz nokta bir çekim alanı olmadığı için belki de
15:13zaman zaman kadrajı yapmakta da zorlanıyoruz ama efendim şöyle
15:16yanınıza doğru geleyim. Bir maaştan söz ediyoruz ama o
15:20maaşın ne olacağını da bekliyoruz. Evet en temel onu
15:23soracağım. Efendim yetiyor mu maaşınız size? Benim emekli
15:26maaşım on dört lira. On dört lira işte gelecek yani yirmi
15:30yirmi beş olması lazım yani. Yirmi beş olması lazım maaşımız
15:32yani. Geçinme suçu yani. Ben kirada oturuyorum. Ne kadar
15:36efendim aylık kiranız? Dokuz lira. Dokuz bin lira kiraya
15:39veriyorsunuz. On dört bin lira kazanıp peki gerisi mutfak
15:43masrafı herhalde. Mutfak masrafı tabii başka bir sosyal
15:45bir aklımız yok yani. Sizin sosyalleştiğiniz tek nokta
15:49sanırım içinde bulunduğumuz bu kıraathane gibi gözüküyor. Ha.
15:52Bu kıraathanedeyiz yani. Buradayız şey yapıyoruz. Yani
15:55iş çalışıyoruz işte serbest çalışıyoruz yani. Kaç yıl
15:58çalıştınız efendim emekli olabilmek için? Yirmi beş yıl.
16:01Yirmi beş yılın sonunda yalnızca arkadaşlarınızla
16:05kıraathanede oturabileceğiniz bir hayat mı hayal etmiştiniz
16:07peki? Evet öyle yani. Yani. Öyle bir hayal ettik yani. Şunu
16:12sormak istiyorum özellikle. Eee Avrupa'daki sizler gibi
16:15akranlarınız dünyayı gezerken Türkiye'deki emeklinin tek
16:18gidebileceği yer ne yazık ki kahvehaneler var. Evet. Başka
16:22bir köyümüze gidip geliyoruz. Başka bir şey yok yani. O
16:25zaman son tur yapalım. Hızlıca sorayım. Sizden de başlayalım
16:27son söz sizdeyken. Kaç lira bekliyorsunuz efendim? Net olarak
16:30bir rakam vermek istiyorum ben yani. Yirmi beş bin lira en
16:34az asgari eee en düşük emekli maaşı yirmi beş bin lira
16:37bekliyoruz yani. Efendim çayınız da gelmişken size de sorayım
16:41şöyle kenara doğru da geçeyim. Sizin net bir rakam söylemek
16:44istesiniz. Buradan belki de sesimizi Ankara'dan duyanlar
16:47olur. Emekli en düşük emekli aylığı kaç lira olmalıdır? Otuz
16:51bin lira bekliyorum ben. Otuz lira bekliyorum. Temenniniz
16:54beklentiniz. Evet evet otuz bin lira. En düşük emek tarihinde
16:57yirmi beşten başladık. Otuza doğru da rakamlar çıkıyor.
17:00Efendim size de sorayım. Bugün nedir beklentiniz? Hocam biraz
17:03önce güzel bir şeye değindi. Ahlaktan bahsetti. Yani ııı bu
17:08yirmi yıllık ııı siyasetin yirmi yıllık yönetiminin
17:12sonunda eskiden din kültürü ve ahlak bilgisi derslerimiz
17:16vardı. Ahlakı kaldırdılar. Dini de kendilerine göre
17:19yaptıkları için hiçbir beklentim yok. Beklentim iki
17:23bin yirmi beş yılı mümkünse iki ocağında hemen seçim
17:27istiyorum. Başka bir şey istemiyorum. Bunlardan
17:29beklentim yok. Çünkü yani bunlara verilen oylara da
17:32yazık. Insanların bu o kadar mağdur etmelerine kimsenin
17:36hakkı da yok. Yani ahlakı da ölçemezsiniz zaten ölçemediğiniz
17:40gibi erken seçimi hemen bekliyoruz yani. Evet hem
17:43rakamı duyuyoruz hem de emeklinin talebini duyuyoruz.
17:46Emeklinin tabii ki en temel taleplerinden biri de seçim
17:49geçiminin olmadığı yerde emekli seçim istiyor. Sayın
17:52hocam sizlere hocam diye hitap edeceğim. Bir rakam söylemek
17:55isteseniz bir sayı söylemek isteseniz ne dersiniz zam için?
17:57En düşük aylık kaç lira olmalıdır? Rakamı şöyle
17:59söyleyelim. Bir insanın işte arkadaşlar çoğu kirada
18:05oturuyor. Gelecek yönetenler İstanbul'da kira ne kadar?
18:09Atıyorum yirmiden on beşten aşağıya kira yok. Bu adamın
18:15iki de çocuğu okula gidiyorsa ortalama yüz elli liradan da
18:19onu hesap edeceksin. Bu adam giyinecek gidecek bir yere
18:23gidecek. Belki bir ailesiyle kahvaltıya gidecek. Eğer rakam
18:27olarak düşünürsen otuz beş kırktan aşağıya insanları
18:31kurtarmaz. Evet adım adım ilerledikçe yirmi beşten
18:34başladık. Otuz bin lira, otuz beş bin lira tabii ki emeklinin
18:37de beklentisi bu ama gerçekleşir mi diye sorayım
18:39efendim hem de tahmininizi alayım sizden. Yani şöyle eee
18:42şunu söylemek istiyorum kurumlu mevduatın en azından
18:46dörtte birini veya bu geçiş garantili hazine garantili eee
18:51şehir hastanelerindeki eee bu saçmalığın onda birini
18:56emeklilere şey yapsalar ben ilk eee şeyde eee iddialıyım
19:01ısrarlıyım. Yoksulluk sınırı yetmiş iki bin liradır bu
19:04ülkede. Yetmiş iki bin lira da verilmesi lazım. Bu insanlar
19:07lütuf değil emeklilere verdikleri şey. Bu zamana
19:11kadar yirmi beş yıldır, otuz yıldır çalışan insanların
19:13emekli keseneklerinin eee tabii ki piyasalarda
19:18değerlendirip tekrar emekliye geri dönüşümlü. Yani kimse
19:20kimseye bedavadan para vermiyor. Biz birikimlerimizin
19:25bize iadesini biz aslında konuşuyoruz. Dolayısıyla
19:28yoksulluk sınırı olan yetmiş beş bin liranın olması lazım
19:31diye düşünüyorum ben. Emekliler bunu hak ediyor çünkü. Evet
19:35emekli yalnızca tabii ki bir aslında lütuf beklemiyor.
19:37Dediği gibi hakkını istiyor. Verdiği çalıştığı emek
19:40harcadığı o yılların hakkını istiyor. Belki de işte Fatma
19:43Hanım dedi ya ben torunlarıma hediye alamadım. Torunlarımın
19:46yüzüne bakmaktan utanıyorum dedi. Ne yazık ki emekli işte
19:49Türkiye'de son yıllarda bu duruma gelmiş. Durumda Fatma
19:52Hanım demişken efendim size de soralım. Beklenti diyeceğim. Bir
19:55de rakam isteyeceğim. Nedir sizin beklentiniz? Vallahi benim
19:59beklettim otuz. Ama otuzu vermeyecek. On beş bin
20:03liradan yukarı veremeyecekler. Erken seçim. Hemen seçim, erken
20:07seçim. Başka da diyecek hiçbir şey yok yani. Yani şu simite
20:12bizim şey yaptılar. Muhtaç ettiler. Benim dört tane
20:16torunum var. Dört tane simit alsam kaç lira yapar onu siz?
20:19Altmış lira şu an. Şimdi en ilginç bir şey söyleyeyim size.
20:23Geçen gün yufkacıya gittim. Içime dert oldu onu söylemek
20:26istiyorum. Iki tane yufka aldım. Kaç para dedim? Altmış
20:30lira. Kent lokantasında yemek üç çeşit yemek kırk bin lira.
20:35Kırk lira. Işte kırk lira. Onun için yani ben işime dert
20:41oldu. CHP belediyelerinin üstüne o kadar çok gidiyorlar ki kendi
20:45hırsızlıklarını görmüyorlar. İmamoğlu'nun üstüne gidiyorlar.
20:50Onun üstüne bunun üstüne gidiyorlar. Böyle bir şey
20:51olmaz. Ben emeğimin karşılığını istiyorum. Evet
20:55tabii rakamları konuşuyoruz, beklentileri konuşuyoruz. Bir de
20:58gerçekleri konuşuyoruz. Emeklinin derdi geçim. En temel
21:02derdi geçim ve işte Fatma Hanım gibi milyonlarca emekli
21:06torunlarının yüzüne bakabilmek istiyor. Yılbaşında özel
21:09günlerde bayramlarda harçlık verebilmek istiyor. Öyle bir
21:12maaş istiyor. On iki bin beş yüz lira gibi sefalet ücreti
21:16değil aslında yaşayabilecekleri onurlarıyla yaşayabilecekleri
21:19bir ücret istiyorlar. Son sözde size vereyim efendim. Sizin
21:22beklentiniz nedir iki bin yirmi beş yılından emekli maaşı
21:25için ve bir rakam vermek isterseniz de kaç lira olmasını
21:28istersiniz? Ya günümüz koşullarında şu anda en düşük
21:30emekli maaşın dediğim gibi yirmi beş otuz lira olması
21:32gerekiyor. Emekli geçinemiyor. Emekli geçinemiyor. Bu
21:35gerçekleri görüyorlar ama görmezden geliyorlar. Başka
21:38şeyleri eee algı yapıyorlar. Başka şeyler sürüyorlar önüne.
21:41Yani insanlar geçinemiyoruz ya. Emekli geçinemiyor kardeşim.
21:45Geçinemiyor. Iki bin yirmi dört yıllı emekli yıllı dediniz
21:49Sayın Cumhurbaşkanım. Lütfen. Lütfen bir ekonomist bakanınızı
21:54çağırın bir daha bakın bu adamlar sesleniyor bu adamlar
21:58dertleri var. Nedir bu dertler? Geçinemiyor bu adamlar. Neden
22:02bu adamları düzeltelim bir şeyler yapalım? Deyin lütfen.
22:05Sayın Cumhurbaşkanım bir daha söylüyorum. Iki bin yirmi dört
22:09yılı emekliler yılı dediniz. Şok olduk biz. Lütfen. Evet
22:15beklentiler, talepler işte bulunduğumuz noktada bir emekli
22:19meclisi kurduk. Benim tabii ki anneannelerim, babaannelerim,
22:23dedelerim yaşlarında aslında hepsi ama hepsinin ortak derdi
22:26aynı. Hepsi geçim istiyorlar. Çocuklarının, torunlarının
22:30yüzüne bakabilecek bir hayat yaşamak istiyorlar. Sözcü
22:33televizyonu olarak aylar önce başlattığımız o emekli
22:36meclisini bir kez daha yıl biterken kurduk. Iki bin yirmi
22:40dört yılına tabii ki hükümetin ve Cumhurbaşkanı'nın deyimiyle
22:43biz de söyledik. Iki bin yirmi dört emeklinin yılı olacak
22:46dendi ama bulunduğumuz noktada işte yalnızca sekiz emekli
22:49değil, yedi emekli değil aynı zamanda onlar aslında
22:52milyonların sesini buradan aktarıyorlar. Işte emeklinin
22:55talebi kimi yirmi beş, kimi otuz, kimi açlık ııı yoksulluk
22:58sınırı olan yetmiş beş bin liradan söz etti. Tabii ki
23:01hepsinin bir beklentisi var ama gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini
23:04Ocak ayında açıklanacak, yeni yılda açıklanacak, aralık
23:07enflasyonunu da göreceğiz ama işte o çay simit hesabını
23:10yaptık burada. Hep beraber derdi konuştuk, kirayı konuştuk,
23:14emeklinin derdi geçim diyelim. Bulunduğumuz bu noktadan Harun
23:17Bekel ve Nihat Fındıklı'yla birlikte biz emeklinin sesini
23:20Sözcü Televizyonu'ndan yıl sonunda duyurmaya çalıştık
23:23diyelim ve söz yiğinden size merkez