Türkiye İşçi Partisi İstanbul Milletvekili Ahmet Şık da adliye önünde gözaltılarla ilgili bir açıklama yaptı. Menajer Ayşe Barım'ın tutuklanmasıyla sonuçlanan süreci anımsatan Şık, "Bu sadece gazeteci arkadaşlarımıza sınırlı kalmayacak. Bir gazetecilik faaliyetini, kriminalleştirmek dikta rejimlerinde olur. Türkiye çok uzun zamandır zaten böyle bir rejimin içerisinde yaşıyor" dedi.
Category
🗞
HaberlerDöküm
00:00durum hakkında? Ya sürekli hep aynı klişe tekrarlanıyor ya
00:03sözün bittiği yerdeyiz. Bence o eşiği geçeli çok oldu. Bakın
00:06insanlar bu son operasyonu sadece gazeteci meslektaşlarımızın
00:11tutuklanması üzerinden değerlendirmesin. Bu kocaman çok
00:14uzun zamana gelmiş bir süreç. Eee sürecin fitilini biraz daha
00:19kuvvetlendiren şeyse geçen haftaki Ayşe Varom'un
00:22tutuklanmasından ele olan soruşturmaydı. Bir kere şunun
00:25altını net olarak çizmek gerekiyor. Türkiye yeniden
00:29ikinci bir ergenekon kumpa süreci yaşıyor şu anda. Bakın
00:33Barışların Seda'nın Serna'nın durumuna geleceğim elbette ama
00:36Ayşe Varom soruşturmasını bir hatırlatalım yani. Neler
00:40soruldu? Ne ne için aldılar? Ve klasik Fethullahçı taktiğiyle
00:45bir operasyon yapılıyor. Hem gazeteci arkadaşlarımıza hem de
00:48yeniden gezi davasıyla ilgili olan süreçte. Bir takım saray
00:55trolleri üzerinden sosyal medyada paylaşımlar yapılıyor.
00:58Bu sarayın dalkavukluğunu yapan maalesef kendine gazeteci
01:03denen insanlar üzerinden kaleme alınıyor. Onun üzerinden
01:07siyasetten açıklama yapılıyor. Savcılar devreye giriyor ve
01:11arkadaşlarımız tutuklanıyor. Bakın Ayşe Varom'la ilgili bir
01:15takım iddialar dile getirildi. Hiçbir şekilde siyasi olmayan
01:18bir tekelleşme iddiasıyla ilgili. Sonra bir de o bir
01:23bazı sanatçılar ifadeye çağrıldı. O sanatçılar hakkında
01:27da tutuklamayı kafaya koydukları için yalan tanıklık
01:31yapmadıkları için yalan tanıklık yaptıkları iddiasıyla
01:34soruşturma başlatıldı. Hiçbir şey bulamayınca da geriye dönük
01:39HTS kayıtları Fethullahçıların başlattığı telefon dinleme
01:43kayıtları üzerine mevzuyu geziye bağladılar. Çünkü burada
01:46işin içine darbe dediğinizde anayasal düzeni yıkmaya dönük
01:51faaliyet diye kocaman bir şey ördüğünüzde herkes tutuklama
01:55garantili olarak bu binanın içerisine giriyor. Mevzuyu
01:59buradan okumak lazım. Peki Barış Beylivan ne yapmış? Çok
02:02uzun zamandır iktidarın özellikle yerel seçimden sonra
02:08ortaya çıkan seçim sonuçlarına bakarak en büyük rakibi olarak
02:13gördüğü Cumhurbaşkanı yarışında ismini de söylüyorum
02:15Ekrem İmamoğlu'nu görmek iktidar yarışında da CHP'nin
02:20aldığı oya bakarak CHP'yi sürekli savunma hattında
02:23tutmaya çalışan bir saldırı dalgası başlattılar. Buna
02:26insanların ne kadar doğru yerden direnip diremediği
02:29başka bir tartışma konusu olsun ama bu da o işin bir
02:32parçasıdır. Bu sadece gazeteci arkadaşlarımıza sığınarak
02:35kalmayacak. Bir gazetecilik faaliyetini kriminalleştirmek
02:38iktidar rejimlerinde olur. Eee Türkiye çok uzun zamandır
02:41zaten böyle bir rejimin içerisinde yaşıyor. Ve biz
02:44buradan bir uyarıda da bulunmak istiyorum. Bakın gazeteci
02:48arkadaşlarımız göz altındayken hapishane kapısında tutulur iken
02:52gazeteciliğin meslek ilkelerini ve etiğini tartışmayı da doğru
02:57bulmuyorum. Önce tartışacağımız şey bu ülkede basın
03:00özgürlüğüdür. Bu ülkede hukukun ve demokrasi normlarının
03:04yerleşik olmasına dönük tartışmalar yürütmemiz
03:06gerekiyor. Mesleğin etik kurallarını biz kendi içimizle
03:10tartışırız. Bunu yapanlar da dönüp bir kendilerine bakmasını
03:13tavsiye ediyorum ben. Buradan gerçekten iyi niyetli bir sonuç
03:17çıkacağını beklemiyorum. Ve burada gerçekten yine bir
03:21gazetecilik faaliyetinin krimineleştirilmesi söz konusu.
03:24İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı kendi belediyelerine
03:28dönük soruşturmalarda görev almış bir bilir kişinin adını
03:32vererek bir yanlışlığa ifade etti. Ama gelinen noktada bir
03:37yanlış. Bilir kişiden bahsediyorum. Şu anda en az üç
03:41doğruyu götürmüş oldu. Mevzu bundan ibaret. Ve son olarak da
03:44şunu söylemek istiyorum. Yurttaşlara seslenmek istiyorum.
03:47Bakın burada bir avuç gazetecisiniz. Sizleri
03:50eleştirmiyorum. Ama meslek onuruna, meslek haysiyetine,
03:55meslek taşına sahip çıkmanın yolu bu alanı doldurmaktan
03:59geçiyor. Bu gazetecilere dönük eleştirim olsun. Bir diğeri de
04:02yurttaşlara dönük bir eleştiri olması gerekiyor. Ekrem Bey
04:06dedi ki susma, sustukça sıra sana gelecek. Ama daha doğru
04:09sloganın pardon Ekrem Bey dedi ki kurtuluş yok tek başına.
04:14Ya hep beraber ya hiçbirimiz dedi. Daha doğrusu şudur. Bu
04:18iktidarın sessizlikten beslendiğini görerek şunu
04:22söylemek elzemdir. Susma, sustukça sıra sana gelecek.
04:25Çeşitli kaygılarınız, korkularınız olabilir.
04:28Konforunuzdan vazgeçemiyor olabilirsiniz. Bu adliyeye
04:32girmek istemiyor olabilirsiniz. Tutuklanmak istemiyor
04:34olabilirsiniz. Ama bu suskunluk devam eder ise korktuğunuz
04:39kaybetmekten korktuğunuz ne varsa her şeyi yitireceksiniz.
04:43Bunu herkesin bilmesi gerekiyor. Teşekkür ediyorum.
04:46Aslında yapılan şey basit bir gazetecilik refleksinden,
04:50gazetecilik faaliyetinden ibaret. Ama bundan çok rahatsız
04:53oluyorlar. Düşünün ki on altı milyonun yaşadığı bir şehrin
04:59belediye başkanı kendisinin ve diğer belediye başkanlarının
05:05yargılanmış olduğu davalardaki bilir kişiye ilişkin bir
05:09şaibeyi kamuoyuna açıklıyor. Ve milyonlarca insan aynı anda
05:14bunu televizyonlardan izliyor. Ve gazeteci arkadaşlarımız doğal
05:18bir refleks geliştiriyorlar. Peki o isim ne diyecek?
05:20Dönüyorlar, bu ismi arıyorlar ve onunla röportaj yapıp
05:24yayınlıyorlar. Bundan sonra olayın biçimini tartışmak filan
05:27çok anlamsız geliyor bana. Baştan sona refleksi, niyeti,
05:32amacı, sebebi, halka bir bilgiyi en doğru şekilde
05:36ulaştırmak, meselenin taraflarının konuşmalarını
05:39topluma aktarmak olan bir faaliyeti bugün burada sanki bir
05:42suçmuş gibi yargılamaya çalışıyorlar. Unutmayalım
05:46bunlar daha önce de yapıldı. Bu arkadaşlarımız Barış
05:51Pehlivanı'na biz birkaç kez birlikte tutuklandık ve içeride
05:54kaldık. Hep sonrasında bu faaliyetleri yapanlar özür
05:57dilemek zorunda kaldı. Çünkü Türkiye'nin bir döneminde
06:01gazetecileri değil bazı gerçekleri susturmak için bu
06:03işleri yapıyorlar. Sonra o gerçekler toprağın altına
06:07gömülseler bile açığa çıkıyorlar ve tarihin en
06:10onurlu sayfalarında yerini alıyorlar. Ama bu işleri yapanlar
06:13utanıyorlar. Bakın arkadaşlar dün İstanbul Cumhuriyet Baş
06:20Savcılığı bir açıklama yapınca evet biz soruşturma başlattık
06:23diye. Sosyal medya mahkemelerinde maalesef
06:26iktidarın trolleri bunların gözaltına alınacağını
06:30tutuklanacağını adeta savcılardan önce açıklayınca
06:34Barış Pehlivan arkadaşımızın avukatları çıkıp gittiler.
06:37Dediler ki biz ifade vermeye gelmek istiyoruz. Bir yargı
06:41kuruluşuna eğer gerçekten şüpheli dahi saydığı kişiden
06:46daha anlamlı hangi hamle olabilir? Ben gelip ifade
06:50vermek istiyorum. Ben gazetecilik faaliyetimin
06:52arkasındayım diyor. Ama buna rağmen hayır siz gidin deniyor.
06:55Iki saat sonra bir kanalın önüne gelinerek televizyon
06:59kanalından gazeteci alınıyor. Bu bir gösteri. Bu gösteri bir
07:04gazeteci niye? Kendi çalıştığı kanaldan birkaç saat sonra yayın
07:08yapacağı kanalın önünden alınarak açıkçası bütün
07:11topluma mesaj verilmeye çalışılan susun. Bakın sonunuz
07:15böyle olur denilen bir gösteri. O yüzden ben ne gazetecilerim ne
07:19toplumun ne de bugün aslında sorun Barış Pehlivan değil
07:22daha önce de birçok arkadaşımız alındı. Bundan sonra da böyle
07:26şeylerin maalesef olabileceğini biliyoruz. Siyasetçiler, sivil
07:28toplumun önderli toplum işte sokak röportajlarını
07:31görüyorsunuz. Insanların gerçekten ifade hürriyetine
07:35söz söyleme hürriyetine, gerçeğe ulaşma hürriyetine
07:38sahip çıkması lazım. Bugün bu arkadaşlarımız bu hürriyet
07:42kullanılmasınlar diye içeride kapalı olarak tutuyorlar. Ben
07:46sonuç ne olursa olsun bizim bu hürriyeti kullanmak için de
07:50halkın kullanması için de mücadele etmeye devam
07:52edeceğimizi şimdiden hatırlatayım ve sözünü
07:54vereyim. Gerçek olan bir tek cümle vardır. Gazetecilik suç
07:58değildir. Kendini gazeteci tanımayan her arkadaş da bu
08:02olaya sahip çıksın. Teşekkür ederim.