• 7 dakika önce
Yeni Akit Gazetesi Yazarı Mustafa Armağan, 'Kur’an okuturken dövülen Ayşe hoca hanım' başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Category

🗞
Haberler
Döküm
00:00Kur'an okuturken dövülen Ayşe hoca hanım. Eskiden dert babaları varmış,
00:09başı sıkışan ona yakınıp rahatlarmış. Bu satırların yazarı de zamanla ona
00:15benzemiş olmalı ki dert dolu sinelerin müracaatgahlarından olmuştur,
00:18nitekim dün Yozgat'tan yetmiş yaşlarında bir bey aradı.
00:21Dertliydi, beni de dertlendirdi tabiatıyla. Göz yaşları içinde babasının hatıralarını
00:30yasaklamış. Jandarma baskın yapacak diye haber gelince köye,
00:36ne yapayım diye düşünmüş. Toprağı gömse bulunur, yaksa gönlü el vermez.
00:42Hava kararınca dereye inmiş ve salavat getire getire suya bırakmış kitapları.
00:48Anadolu'da benzeri binlerce olay yaşanmıştı tek parti devrinde.
00:54Dindarlara yapılan zulümlerin zinciri ezanı Muhammedi'de Allah demenin yasaklanmasından
00:59başlar, mevrid okutma, hatta hac yasağına kadar uzar, gider. Din eğitimi yasaktır,
01:06koca Türkiye çapında sadece yedi Kur'an kursu açıktır ama oralardan da kaç kişinin mezun
01:11olabildiği meçhuldür. Faciha'ya bakın ki cami satmak serbesttir de, Kur'an öğretmek yasaktır.
01:18Evde mushaf bulundurabilirdiniz ama Kur'an okumayı öğretecek Elifba cüzüyle yakalandınız
01:24mı, yandığınızın resmiydi. Onun için suç mahallenin etrafında çocuklar nöbet tutar,
01:30jandarma veya polis geldi mi ıslık çalarak haber verir, çocuklar arazi olur, cüzler derhal
01:36saklanırdı. Tabii gönlü Kur'an aşkıyla yanıp tutuşan ninelerimizi unutursak haksızlık etmiş
01:42olacağız. Onların evlerinin basılması pahasına mahalle çocuklarına Kur'an öğretme gayreti bambaşka
01:49güzelliktedir. İşte size altın bir tablo. Malatya'dan M.D. anlatıyor. Yıl 1947,
01:58aylardan Mart ve ben o zaman sekiz yaşlarındayım. İki aydır gidip geldiğim İlyas Mahallesi,
02:05Akça sokaktaki iki katlı ahşap evinde benim gibi on beş kadar talebeye Kur'an okumasını öğreten
02:11hocanın evinin üst katındayız. O gün, bir ders önce hocanın bana vermiş olduğu, amme cüzü,
02:18indeki dersime çalışmanın verdiği huzur ile sıranın bana gelmesini ve hocamdan bir aferin
02:23kazanmak arzusunun verdiği çocuksu hislerimle baş başayım. Birden bulunduğumuz eski evin kırık
02:30dökük kapısının alışılmamış bir şekilde vuruluşu ile hepimiz irkiliyoruz. Aşağı katta oturan kiracı
02:37açıyor fakat hepimiz pür dikkat acaba ne var diye geleni merak ediyoruz. Hoca dersi bırakmış,
02:43elimizdeki kitaplarımız yana düşmüş vaziyette geleni merak ederken, kapıdan beş polis ve bekçinin
02:49aniden içeri girişi hepimizi korkutuyor. Elli yaşlarında, nur yüzlü o Müslüman kadınlığın
02:56örneği Ayşe Hoca hanım ayağa kalkıyor ve polislerle arasında şu konuşma geçiyor.
03:01Buyurun memur beyler, bir emriniz mi var? Siz burada çocuklara ne öğretiyorsunuz?
03:08Allah rızası için bu çocuklara Kur'an okumasını öğretmeye çalışıyorum. Kadın,
03:15sen bunun yasak olduğunu bilmiyor musun? Yasak olduğunu bilmiyorum, benim bildiğim kötü
03:21şeyler yasaktır. Bu konuşmaları dinleyen bizler ise kimimiz ağlıyor, kimimiz de korkudan kaçmaya
03:28çalışırken, iki polis elimizdeki cüzleri topluyor, hepsini gözümüzün önünde tekmelerken
03:33birisi de kibritle yakıyordu. Ayşe Hoca hanımı bir polisin saçlarından tutarak üst kattan alt kata
03:40zorla indirişi ve yapılan hakaretleri ömrümün sonuna kadar unutamam. Daha sonra bizleri ikişer
03:47kol halinde olmak üzere bugün anarşistlere dahi rev görülmeyen hareketlerle itek halka karakola
03:53götürdüler. Babalarımızı, babası olmayanlarında yakınlarını karakola çağırdılar. Veli durumunda
04:01olanların, bizleri neden hocaya gönderdiler diye ifadeleri alınıp yeterince hakaret yapıldı.
04:06Ayrıca biz masum sahabelerin bir daha kendi kitabımız olan Kur'an'ı öğrenmek için hocaya
04:12gitmemizi önleyici gereken korkutucu tehdit ve tembihten sonra belki de gıdasızlıktan solgun
04:17kendimize birer tokat vurarak evlerimize gönderiyorlardı. O nur yüzlü ve kalbi imanlı
04:24hocamızın bu hadiseden bir ay kadar sonra vefatı çocuk olmamıza rağmen içimizde büyük bir iz
04:29bırakmıştı. Süre verilen Kur'an'lar, kutsal kitabını öğreniyor diye tokatlanan çocuklar,
04:35bir harf öğreteyim diye çırpınan Ayşe hocalar ve daha niceleri. Bunlar hakiki tarihimizdir.
04:42Yazılmayan Tarihimiz
04:44Not İsmail Karakuzu'nun bu mektubu Rahmetli Kadir Mısıroğlu'nun çıkardığı Sebil Dergisi'nin
04:5011 Haziran 1976 tarihli 24. sayısından alınmıştır. S10

Önerilen