• evvelsi gün
Silivri Kent Lokantası'nın açılışında konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tek gündeminin kendisi olduğunu belirterek "Artık yönetemiyorsun" diye seslendi.

Category

🗞
Haberler
Döküm
00:00toplumumuzun her yönüyle yaşadığı sıkıntılar net emeklinin,
00:06öğrencinin, dar gelirlinin, işsizin, iş arayanın,
00:12üniversitesini bitirmiş ama işe girememiş milyonların bütün bu
00:19insanlarımız için onurlu yaşam adına millete ait olanın
00:25millete verildiği bir mekanizmanın net somut
00:30göstergesidir kent lokantası. Onun için çok değerli. Onun
00:33için mega proje. Sevgili hemşerilerim, kıymetli
00:38silivrili dostlarım bugün on yedincisini burada açarken bakın
00:44kent lokantasında neleri yapıyoruz? Kent
00:49lokantalarımızda kadınlar çalışıyor. Sadece kadınlar
00:54çalışıyor. Dolayısıyla kadın istihdamına kadın istihdamına
01:01muazzam bir gösterge, muazzam bir merkez haline gelen bir
01:06simgesel yönü var. Kadınlar çalışıyor. Aynı zamanda bu
01:12kapıdan içeri girdiğinizde orada rant yok. Bravo. Burada
01:17bir rant yok. Rantçılık yok. Partizanlık hiç yok. Bravo. Bu
01:23kapıdan giren her insan şöyle giriyor, diyor ki bana ait
01:28olanı almaya geldim. Benim bugün bugün bu ülkede hakkım
01:34yeniyor. Iyi yönetilemeyen bir ekonomi iyi yönetilemeyen bir
01:41gelir dağılımı şeffaf olunmayan bir süreç ve bunun
01:47altında ezilen toplumun büyük bir kısmı bu kapıdan içeri
01:52girerken diyor ki İstanbul Büyükşehir Belediyesi vesile
01:56oldu. Ben hakkımı almaya geldim kardeşim. Bugün ülkeyi
02:01yönetenler hakkımı yiyor. Ama bu kapıdan içeri giriyorum
02:06İstanbul Büyükşehir Belediyesi bana hakkımı veriyor. Hem de
02:10paramı vererek hakkımı alıyorum. Onurlu bir biçimde. O
02:14bakımdan kent lokantası emeklinin onurudur. Kent
02:20lokantası öğrencinin onurudur. Kent lokantası işsizin
02:25onurudur. Bugün bu canım coğrafyada dünyada zenginliğin
02:31konuşulması gereken bu güzel Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde
02:37yoksulluğa mahkum edilen on milyarlarca yurttaşımızın
02:41hakkını almaya geldiği yerdir kent lokantası. Onun için çok
02:46değerli. Şimdi
02:58Şimdi hakkınızı hakkınızı almaya geldiğiniz burada biz de
03:07size hakkınızı bir nebze sunabiliyorsak bize ne mutlu
03:13dediğimiz anları yaşıyoruz. Sevgili hemşehrilerim kıymetli
03:19Yunus ben de seni seviyorum. Yunus ben de seni seviyorum.
03:24Şimdi sevgili dostlarım bu güzel ülkede çok güzel çok
03:33güzel anlar yaşayabiliriz ama ne yazık ki her gün her saat
03:39onur kırıcı insanlarımızın umudunu yerle bir eden hakkın
03:45hukukun çiğnendiği insanların itibarlarının zedelendiği
03:52adaletin yok sayıldığı yargının yargının yargının ne yazık ki
04:01insanlarımıza adaletin yargının birilerinin silahı gibi
04:06kullanılması yönünde çalışmaların yapıldığı her
04:11gün her gün İstanbul'da birisinin bir kişinin bir
04:17gündemi var. O da ne biliyor musunuz? Ekrem İmamoğlu. O
04:22kişiyi biliyorsunuz değil mi? Evet. Ben de diyorum ki ya Allah
04:28aşkına bu memleketin onlarca derdi var. Onlarca sıkıntısı
04:34var. Sen bunlarla ilgilenmiyorsun. Bu sorunları
04:39çözmek için ekonomi, adalet, işsizlik, istihdam efendim
04:47mülakatı kaldırmak, sağlık, eğitim, çevre yani o kadar konu
04:55var ki deprem bölgesinde verdiğiniz ama yerine
04:59getiremediğiniz sözler birçok konu. Bunlarla ilgilenmeyip
05:05muhtemelen gece yatıyor rüyasında Ekrem İmamoğlu sabah
05:10kalkıyor Ekrem İmamoğlu. Güne başlarken ilk talimatlarını
05:16Ekrem İmamoğlu üzerinden veriyor. Böyle yapıyor. Bunu
05:20görüyorum, hissediyorum, yaşıyorum. Halbuki size bir
05:26şey söyleyeyim mi sevgili hemşehrilerim? Ekrem İmamoğlu
05:30çok sevdiği hayran kaldığı güzel Silivri'den şunu
05:35söylüyor. Bu ülkeye şunu vaat ediyor. Bu ülkeye bu güzel
05:40insanlara şunu vaat ediyoruz. Biz bu memlekette öyle adil
05:48insanların birbirini sevdiği o denli güzel bir huzur
05:53ortamını öyle büyük bir zenginlik vaat ediyoruz ki bu
05:58ülkenin her insanının hak ettiği kent lokantasına sadece
06:03keyif kahvesi içmeye geleceği günleri bu insanlara vaat
06:08ediyor, adaletli bir Türkiye vaat ediyor. O adaletli
06:13Türkiye'de herkesin yargı önünde hukuka uygun bir şekilde
06:19hesap vereceği bir ortamı da vaat ediyor. Kimsenin hakkının
06:25yenmediği bir ortamı vaat ediyor. Kimsinin kimsenin
06:29hukukunun çiğnenmediği bir ortam vaat ediyor. O vaat
06:33ettiğimiz o gün ve o ortam sizi bile sizi bile koruyacak,
06:39sizin bile geleceğinizi koruyacak. Onun için Türkiye
06:45Cumhuriyeti Devleti'nin bekası ve geleceği için ben diyorum ki
06:51artık yönetemiyorsun. Bu milletin nasıl ki burada
06:56coşkuyla bir kent lokantasında hakkını almaya geldiğini
07:02görüyorsun ya bu millet heyecanla hakkını alacağı
07:06sandığı da bekliyor sandığı da. Heyecanla alacağı sandığı da
07:12bekliyor. O bakımdan sevgili hemşehrilerim hizmetlerimize
07:21devam ediyoruz. Hizmetlerimize devam ediyoruz. İstanbul'umuzu
07:27belki de on yıllarca yaşamadığı bir altı yılı yaşattık,
07:33yaşatmaya devam ediyoruz. Silivri daha düne kadar başka
07:37bir siyasi partinin yönetimindeydi beş yıl boyunca
07:41hiç ayırt etmedi bu kardeşiniz hiç. Hiç ayırt etmedi. Şimdi
07:46sevgili kardeşim Bora Başkanımız burada çok güzel
07:50işler yapıyor sizlerin desteğiyle ona teşekkür
07:53ediyorum. Ama yine ayırt etmiyoruz. Biz niçin ayırt
07:58etmiyoruz biliyor musunuz? Biz makamda Boran'ın sevgili Bora
08:02Başkan'ın ya da başka bir partilinin belediye başkanının
08:07dün olmasına bakmayız. Biz o koltuğa baktığımızda kimi
08:11görüyoruz biliyor musunuz? Silivri'leri görüyoruz.
08:13Silivri'leri A partisi B partisi demeyiz. Nasıl o gün
08:20hizmetimizi yaptıysak bugün de yapmaya devam ediyoruz. Ama bu
08:24arkadaş bu dönemin yöneticileri meseleye şöyle bakıyor. Ekrem
08:31İmamoğlu o partiden. Ona bakma. Bu bu partiden her şeyi ver.
08:36Hem de usulsüz ver. Yargı mı? Buna usulsüz uygula. Siyaset
08:44yasağı ver. Yahu beş tane dava beşinden hani beşi bir yerde
08:50oldu. Beşinden bir dava değil davanın ası çıkmaz. Ası
08:57çıkmaz. Uydurma. Gülecekler bu davalara beş yıl altıyı sola
09:02herkes. Size bir şey söyleyeyim. Bugün o partiye oy
09:07vermiş. Cumhurbaşkanı'nı seçmiş. O insanlar bile bu
09:11davaları gördükçe gülüyorlar. Ben buradan diyorum ki bu
09:18davaları izleyen, seyreden, bakan bugün Cumhurbaşkanı'na oy
09:24vermiş ve seçmiş AK Parti'de görev yapan insanlar böyle bir
09:30olay, böyle bir sorgulama, böyle bir yargılama, böyle bir
09:34dava usulsüz, yok adı ahmak davasıymış. Ya düşünsene,
09:40düşünsene. Yahu yirminin üstüne tesadüfe bak, yirminin üstünde
09:47benimle ilgili ve ilişkili davalara bilirkişi atanan böyle
09:53adrese teslim olmaz. Usulsüzlüklerini tespit eden ben
09:58oradan yargılanıyorum onun hakkında suç duyurusunda
10:01bulunan ben ama onunla ilgili hiçbir işlem yapılmıyor. Bu ve
10:06buna benzer usulsüzlükler üzerinden bana dava açarken o
10:12söylediğim bu partide iktidarın partisinde yöneticilik yapan
10:18insanlar Cumhurbaşkanı'na oy veren insanlar bu söylediğim
10:23olaylar kendi başına geldiğinde çoluğunun, çocuğunun,
10:29kardeşinin, babasının, abisinin başına geldiğinde aynı şeyi
10:34benim gibi hissederler mi, hissetmezler mi? Bunu
10:38düşünsünler. Bunu düşünsünler. Bu adaletsizliği ve
10:43vicdansızlığı ben önce Cumhurbaşkanı'na oy verenlerin
10:48vicdanına emanet ediyorum, onların vicdanına. Bu yurdum
10:52insanının vicdan ve adalet duygusuna ben aşığım. O o
11:00demokrasi aşkına ben aşığım. Çünkü ben o insanların
11:07demokrasiye adaleti olan inancıyla bugün görevimi
11:10yapıyorum. Elimden seçimin alınmasına rağmen
11:16İstanbullulara hizmet etmemin net sebebi siz kıymetli
11:21yurttaşlarımızın adalet duygusudur, adalet, vicdanıdır.
11:27Bütün İstanbulluların ve bütün milletimin adalet duygusuna ve
11:32vicdanına aşığım. Onun için bundan sonra ben diyorum ki bu
11:39yolculukta dün söyledim. Efendim hani neymiş doğru söyleyeni
11:44dokuz köyden kovarlar. Bunu söyleyin böyle bir atasözü yok
11:47yalan. Değiştirdim. Bu ülkede, bu canım topraklarda, bu cennet
11:54vatanda Mustafa Kemal Atatürk'ün emaneti Türkiye Cumhuriyeti'nin
12:00içinde bulunan seksen altı milyon insanımızın yaşadığı bu
12:06topraklarda net bir atasözü var. Bu ülkede yalan söyleyeni
12:10dokuz köyden kovarlar, yalan söyleyeni. Anneler burada,
12:15güzel anneler burada. Benim annemin bana doğduğum günden
12:20itibaren ilk duyduğum sözü oğlum yalan söyleme. Her anne
12:25öyle demez mi oğluna? Evet. Evladım yalan söyleme demez mi?
12:30Evet. Onun için bize yalan söylemeyin kardeşim. Ne
12:36yapıyorsanız mertçe yapın, mertçe mücadele edin, mertçe
12:42mücadelenin yeri neresi biliyor musun? Aha burası, aha bu
12:45meydan. Silivri. Mertçe mücadelenin şeklini biliyor
12:49musun? Kent lokantası açmak. Biz onu yapıyoruz. Sen de
12:53bizimle mertçe mücadele et. Onun da yeri sandıktır. Biz
12:58seni sandığa her gün davet edeceğiz. Her gün. Her gün
13:02davet edeceğiz. Niye biliyor musun? Millet hakkını,
13:06hakkını senden de alacak. Millet yaşadığı bu zorlukların
13:12hesabını senden de soracak. Nerede? Demokrasinin kutsal
13:17demokrasinin kutsal hazinesi o sandıkta, sandıkta, sandıkta
13:24vatandaşla sandığın arasına kimse girmez. Pırlanta gibi
13:30kalbi ve zihniyle eliyle gider oyunu atar. Onun için o sandıkta
13:35hesap sorulacak. Milletimiz hesap sormaya hazır mı? Vallahi
13:41biz de bir milim geri adım atmadan tam yol ileri deyip
13:45sizin bu gücünüzle yola çıkacağız. Yolumuz açık olsun.
13:49Kent lokantamız hayırlı olsun. Sizlerin parasının sizlere
13:55verildiği bu güzel mekanlar sizinle daha güzel günler
13:59olsun. Abi yumurtayı bana mı getirdin? Sana kurban olurum
14:06Ama tavukların da yanaklarından öp benim için. Hepinizi sevgiyle,
14:12saygıyla selamlıyorum. Iyi ki varsınız. Sağ olun, var olun.
14:16Allah'a ısmarladık. Yeni mekanınız hayırlı olsun. Teşekkür
14:20ederiz.

Önerilen