Alper Tan - Vefa'nın Semtinden Çıkanlar İçin
Alper Tan - Vefa'nın Semtinden Çıkanlar İçin
Kanal A Genel Yayın Yönetmeni Alper Tan, Konfüçyüs'ün “Vefa ve samimiyet ilk prensipleriniz olmalıdır" nasihatini hatırlatarak, 'vefa'yı kaleme aldı.
Çoğu kez siyasi ve toplumsal konuları yazmak gerekiyor gündem gereği.. Her nedense bu defa vefayı yazmak geldi içimizden.. Belki yine gündem gereği.. Ya da siyasetin yoğun atmosferinde gündemden düşmemesi beklentisiyle..
Vefasızları uyaran çok nasihatler vardır kitaplarda. Ama insan nisyan ile mâlüldür. Hatırlamak gerekiyor. Çinli filozof Konfüçyüs “Vefa ve samimiyet ilk prensipleriniz olmalıdır” diyor nasihatinde. Bizim Mevlana ise “Yaşam gülmeyi, sevgi hak etmeyi, vefa unutmamayı, dostluk sadık kalmayı bilenler içindir” dedikten sonra “Şeytan gibi hasetçi değilsen dava kapısını bırak da vefa kapısına gel” diye özetler konuyu.. Ve şunu da eklemeden geçmiyor: “Kötü huy kılavuzun oldukça mutlu olacağım sanma! Sen sabaha kadar gaflet uykusundasın, ömürse kısadır. Korkarım ki, sen bu uykudan uyanınca gündüz olur.”
Ahmet Bin Kays “Cömertlik olmayınca malın, vefa olmayınca arkadaşın hayrı yoktur” şeklinde tamamlıyor konuyu. Ziya Paşa’ya göre ise “Vefasızın meclisinde bade içilmez.”
Mevlana hazretleri bir adım ileri götürür konuyu. “Bir adamın birçok hüner, fen, bilgi sahibi olduğuna bakma! Verdiği sözde duruyor mu? Vefâsı var mı? Asıl ona bak! Hak’la ettiği sözleşmeyi yerine getiriyorsa, insanlara verdiği sözde duruyorsa, vefâlıysa onu istediğin kadar öv! Onun iyi vasıflarını bir bir say! O, senin övgünden, saydığın meziyetlerden daha üstün bir kişidir.”
Verilen sözde durmak da vefadan kaynaklanır. Auguste Comte bunu “En seçkin insanlar, sözünün eri olanlardır” sözleriyle anlatır.
Vefasızlık edilenlere ise çeşitli teselliler ve uyarılar yapılır.
Mesela Karacaoğlan “Tırnağın var ise başın kaşı; kimseden kimseye vefa yoğ imiş” diyor buna. Sadi ise daha şiirsel bir ifadeyle anlatıyor. “Bülbülden vefa ummayın; çünkü her dem başka bir gül üzerinde öter.”
Anonim bir anlatımda vefa konusu şöyle özetleniyor. “Vefa, dost ikliminde yetişen güllerdendir. Onu düşmanlık atmosferinde görmek nâdiratdan ve hatta mümkün değildir. Vefa, duyguda, düşüncede, tasavvurda aynı şeyleri paylaşanların etrafında üfül üfül eser durur. Kinler, nefretler, kıskançlıklar ise onu bir lâhza iflah etmez öldürür. Evet o, sevginin, mürüvvetin bağrında boy atar, gelişir, düşmanlık ikliminde ise bir anda söner gider. En vefakar dostumuz gölgemizdir. Ama unutmayın ki; o da yoldaşlık etmek için güneşli havayı bekler. Edebin başı akıllıca hareket etmektir. Yapılmayan, yerine getirilmeyen sözde hayır yoktur.”
Kur’an’da vefa ve sadakatle ilgili çok sayıda ayet var. Fetih Suresi 10. ayette şöyle deniliyor: “Kim ahdi bozarsa ancak kendi aleyhine bozmuş olur. Kim de Allah’a verdiği ahde vefa gösterirse Allah ona büyük bir mükâfat verecektir.” Bakara Suresi’nde ise şu şekilde anlatılıyor “Yüzlerinizi bazan doğu, bazan batı tarafına çevirmeniz erginlik değildir. …
Kanal A Genel Yayın Yönetmeni Alper Tan, Konfüçyüs'ün “Vefa ve samimiyet ilk prensipleriniz olmalıdır" nasihatini hatırlatarak, 'vefa'yı kaleme aldı.
Çoğu kez siyasi ve toplumsal konuları yazmak gerekiyor gündem gereği.. Her nedense bu defa vefayı yazmak geldi içimizden.. Belki yine gündem gereği.. Ya da siyasetin yoğun atmosferinde gündemden düşmemesi beklentisiyle..
Vefasızları uyaran çok nasihatler vardır kitaplarda. Ama insan nisyan ile mâlüldür. Hatırlamak gerekiyor. Çinli filozof Konfüçyüs “Vefa ve samimiyet ilk prensipleriniz olmalıdır” diyor nasihatinde. Bizim Mevlana ise “Yaşam gülmeyi, sevgi hak etmeyi, vefa unutmamayı, dostluk sadık kalmayı bilenler içindir” dedikten sonra “Şeytan gibi hasetçi değilsen dava kapısını bırak da vefa kapısına gel” diye özetler konuyu.. Ve şunu da eklemeden geçmiyor: “Kötü huy kılavuzun oldukça mutlu olacağım sanma! Sen sabaha kadar gaflet uykusundasın, ömürse kısadır. Korkarım ki, sen bu uykudan uyanınca gündüz olur.”
Ahmet Bin Kays “Cömertlik olmayınca malın, vefa olmayınca arkadaşın hayrı yoktur” şeklinde tamamlıyor konuyu. Ziya Paşa’ya göre ise “Vefasızın meclisinde bade içilmez.”
Mevlana hazretleri bir adım ileri götürür konuyu. “Bir adamın birçok hüner, fen, bilgi sahibi olduğuna bakma! Verdiği sözde duruyor mu? Vefâsı var mı? Asıl ona bak! Hak’la ettiği sözleşmeyi yerine getiriyorsa, insanlara verdiği sözde duruyorsa, vefâlıysa onu istediğin kadar öv! Onun iyi vasıflarını bir bir say! O, senin övgünden, saydığın meziyetlerden daha üstün bir kişidir.”
Verilen sözde durmak da vefadan kaynaklanır. Auguste Comte bunu “En seçkin insanlar, sözünün eri olanlardır” sözleriyle anlatır.
Vefasızlık edilenlere ise çeşitli teselliler ve uyarılar yapılır.
Mesela Karacaoğlan “Tırnağın var ise başın kaşı; kimseden kimseye vefa yoğ imiş” diyor buna. Sadi ise daha şiirsel bir ifadeyle anlatıyor. “Bülbülden vefa ummayın; çünkü her dem başka bir gül üzerinde öter.”
Anonim bir anlatımda vefa konusu şöyle özetleniyor. “Vefa, dost ikliminde yetişen güllerdendir. Onu düşmanlık atmosferinde görmek nâdiratdan ve hatta mümkün değildir. Vefa, duyguda, düşüncede, tasavvurda aynı şeyleri paylaşanların etrafında üfül üfül eser durur. Kinler, nefretler, kıskançlıklar ise onu bir lâhza iflah etmez öldürür. Evet o, sevginin, mürüvvetin bağrında boy atar, gelişir, düşmanlık ikliminde ise bir anda söner gider. En vefakar dostumuz gölgemizdir. Ama unutmayın ki; o da yoldaşlık etmek için güneşli havayı bekler. Edebin başı akıllıca hareket etmektir. Yapılmayan, yerine getirilmeyen sözde hayır yoktur.”
Kur’an’da vefa ve sadakatle ilgili çok sayıda ayet var. Fetih Suresi 10. ayette şöyle deniliyor: “Kim ahdi bozarsa ancak kendi aleyhine bozmuş olur. Kim de Allah’a verdiği ahde vefa gösterirse Allah ona büyük bir mükâfat verecektir.” Bakara Suresi’nde ise şu şekilde anlatılıyor “Yüzlerinizi bazan doğu, bazan batı tarafına çevirmeniz erginlik değildir. …
Category
📚
Lernen