İslami Şahsiyet "Hüküm Bahsi"

  • 2 ay önce
İslami şahsiyeti oluşturan ve onun devamını sağlayan esaslar büyük bir saldırı altında. Şahsiyeti oluşturan esaslar nelerdir?

Şahsiyetimizi nasıl koruyacağız gibi pek çok soruya cevap bulacağınız “İslami Şahsiyet” programı Serdar Yılmaz ile sizlerle.

Programımızın üçüncü konusu "Hüküm Konusu"
- Hüküm nedir?
- Fiiller ve eşyalar üzerinde hüküm vermek ne demektir?
- Hükümlerin konusu nedir?
- Hüküm koyucu, hakim kimdir?
- Kulların fiilleri üzerinde akıl, hüküm verebilir mi?
- Hüküm vermek sadece şeriata mı aittir?
- Rasul gelmeden önce hüküm var mıdır?
- Hüküm kelimesinin etimolojik olarak arap dilindeki en temel anlamı nedir?
- Husün ve kubuh nedir?
- Akıl, hangi fiillerin Allah’ı razı edip insana sevap kazandıracağını, hangilerinin ise Allah’ı öfkelendirip insanı günaha sokacağını belirleyebilir mi?
- Müslümanların davranışlarının ölçüsü nedir?
- Şeri hükümleri öğrenmek farz mıdır?
- Şeriatta tüm fiil ve davranışların hükmü var mıdır?
- Eşyada asıl olan mübahlıktır ne demektir?
- Fetret ehli kimdir?

"İslam Kültürü" https://dai.ly/x923cji
"Fıkıh Usulü" https://dai.ly/x923e8y
"Hüküm Bahsi" https://dai.ly/x923hp2
"Şer-î Hüküm Ve Çeşitleri" https://dai.ly/x9272fk
"Şer-î Delil" https://dai.ly/x9277w6
"Şer-î Delil Kur'an" https://dai.ly/x927b20
"Şer-î Delil Sünnet" https://dai.ly/x927hi0
"Şer-î Delil İcma" https://dai.ly/x929g4k

#islam #sohbet #SerdarYılmaz #değişimitakipedin #değişimdevamediyor #muslim
Değişimin medya portalı degisim.tv http://degisim.tv/kategori/20/islami-sahsiyet
Transcript
00:00Elhamdülillah, Esselatü Vesselamu Aleyhi Resulüllah emmâ ba'd.
00:06Çok değerli izleyiciler, kıymetli kardeşlerim, kerime bacılarım.
00:10Hepinizi cennet ehlinin selamıyla selamlıyorum.
00:14Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekatuhu.
00:18Arkadaşlarım, bu hafta sizlerle birlikte fıkıh usulü derslerimizin önemli ve öncelikli konularından birisi olan hüküm konusunu, hüküm bahsini işleyeceğiz inşallah.
00:31Geçen dersimizde de bahsettiğimiz gibi fıkıh usulünün en temelde 3 konusu, 3 ana başlığı vardır demiştik.
00:39Bunlardan birincisi hüküm konusu, ikincisi hükmün kaynakları konusu,
00:45ve birincisi de hükmü bu kaynaklardan istimbat etme, çıkarma keyfiyeti ve yöntemi konusudur demiştik.
00:52İşte bugün ilk ana başlık olan hüküm konusunu ele alacağız.
00:57Usul alimlerimiz şer'i hükümler konusuna geçmeden önce şer'i hükümleri de temellendirme kasıtıyla öncelikle hüküm nedir bunun üzerinde durmuşlardır.
01:09Yani fiiller ve eşyalar üzerinde hüküm vermek demek ne demektir?
01:15Hükümlerin konusu nedir?
01:17Hüküm koyucu yani hakim kimdir?
01:19Kulların fiilleri üzerinde akıl hüküm verebilir mi?
01:23Yoksa hüküm vermek sadece şer'iyata mı aittir?
01:26Kulların bütün fiilleri ve tüm eşyalar hakkında şer'iyatta hüküm var mıdır?
01:32Ve Resul gelmeden önce hüküm var mıdır gibi konuları incelemişler ve bu konuları hüküm bahsinde ele almışlardır.
01:41Biz de bu dersimizde bu soruların cevaplarını bulmaya ve bu konuları işlemeye çalışacağız inşallah.
01:49En başta hüküm kelimesinin etimolojik olarak Arap dilindeki en temel anlamı her türlü sapma, bozulma ve ifsada karşı engel olmak anlamındadır.
02:02Hüküm kelimesinin terim anlamı ise yine bu lugat anlamıyla ilişkili olarak insanların davranışlarını yönlendirmek,
02:11abes yani boş amaçsız ve fesat içeren davranışlarını engellemek için konulan kurallar ve düzenlemeler demektir.
02:23Hüküm budur.
02:25Dolayısıyla insan hakkında hüküm vermek demek herhangi bir fiil ile ilgili insanın tutumunu belirlemek demektir.
02:35İnsan o fiili yapacak mı, yapmayacak mı?
02:38Veya yapmak ya da yapmamak arasında muhayyer mi olacak, serbest mi olacak?
02:43İşte bu insanın fiilleri üzerindeki hükümdür.
02:48Aynı şekilde insanın fiili ile alakalı eşya hakkında hüküm vermek ise o eşyayı kullanacak mı, kullanmayacak mı?
02:57Veya ikisi arasında muhayyer mi olacak şeklinde insanın eşya hakkında tutumunu belirlemektir.
03:04İşte hükmün konusu ve vakası budur.
03:10Peki o zaman insan bu eşya ve fiillere karşı tutumunu, onu yapıp yapmamak hakkındaki tavrını neye göre belirler?
03:19İşte insanın davranışlarına ve eşyaya karşı bu tavrını, tutumunu tayin etmesi, belirlemesi karşı karşıya kaldığı o şeye bakışına bağlıdır.
03:32O davranışı yapmak iyi midir, kötü müdür?
03:35Güzel midir, çirkin midir?
03:37Yoksa iyilik ve kötülük açısından yapmak ya da yapmamak arasında bir fark yok mudur?
03:42Bütün bunlar insanın o eşya ve fiilleri iyi veya kötü, güzel veya çirkin görmesine bağlı olarak değişir.
03:52O halde fiil ve eşyalar hakkında hüküm vermek, bunların iyi ya da kötü olduklarına karar vermektir.
04:01İşte bu konu fıkıh usulünün hüküm bahsinde ilk inceleme konusudur.
04:08Ve bu konu usul kitaplarında özel bir ıslah ile geçer.
04:13O ıslah da hüsün ve kubuh bahsidir.
04:18Yani hüsün ve kubuh olarak geçer.
04:21Hüsün demek iyi ve güzel olan demektir.
04:25Kubuh demek ise kötü ve çirkin olan demektir.
04:30Ve hüsün ve kubuh konusu altında usulcüler bu alanda hüküm verme yetkisinin kime ait olduğu hakkında inceleme yaparlar.
04:41Yani aslında bu konu hakim kimdir, hüküm koyucu kimdir konusudur.
04:49Hüküm koyucu bahsidir.
04:51Şimdi gelin biz de hüsün ve kubuh konusunu ana hatlarıyla inceleyelim.
04:59Kıymetli dostlar insanın fiilleri ve davranışları ile bu fiillerle ilişkili eşyaların vakalarına baktığımız zaman bunlar üzerinde hüküm vermenin ancak 3 açıdan olduğunu görürüz.
05:13Birincisi bunların ne olduklarına dair vakaları açısından yani mahiyetleri açısından ve güzellik ve çirkinlik hükmünü vermektir.
05:24İkincisi bu fiil ve eşyaların insan tabiatına ve fıtri eğilimlerine uygunlukları ve uygunsuzlukları açısından güzellik ve çirkinlik hükmünü vermektir.
05:36Üçüncüsü de yapılmalarının ya da terk edilmelerinin övülmesi ve gerilmesi ya da ahirette bunlara sevap ve cezanın olup olmaması açısından güzellik ve çirkinlik hükmünü vermektir.
05:51İşte fiiller ve eşyalar hakkında hüsün ve kubuhluk açısından güzellik ve çirkinlik açısından ancak bu üç yönde hüküm verilir.
06:03Kardeşlerim vakaları açısından olan birinci yönden ve yine insan tabiatına uygun olup olmaması açısından ikinci yönden fiiller ve eşyalar hakkında hüküm vermek insan aklına aittir.
06:21Şeriat bu ikisinden herhangi bir hakkında hüküm vermez.
06:27Mesela ilmin güzel, cehaletin çirkin olması gibi.
06:32İlmin ve cehaletin mahiyetlerinde kemal ve noksanlık ortadadır.
06:40Yani yeterlilik ve yetersizlik açısından apaçık hissedilir bir vakaları vardır.
06:47Ve insan bunları hissedebilir ve dolayısıyla akıl bir şeyi bilmenin iyi, bilmemenin ve cehaletin kötü olduğuna hüküm verebilir.
06:59Aynı şekilde boğulmakta olan kimseyi kurtarmanın iyi ve güzel bir şey olduğu, haksız yere bir malı almanın ise kötü ve çirkin olduğuna da insan aklı hüküm verebilir.
07:15Peki nasıl verir?
07:17Çünkü insan tabiatı ve fıtratı helak olmak üzere olan birisine yardım etmeye meyleder.
07:25Yine insan fıtratı haksızlıktan, zulümden hoşlanmaz.
07:29Bu fıtri uygunluktan dolayı akıl birisinin iyi, birisinin kötü olduğuna hüküm verebilir.
07:35Dolayısıyla vakaları açısından ve insan tabiatına uygun olup olmaması açısından akıl hüküm verebilir.
07:43Ancak kıymetli dostlar, üçüncü yön olan dünyada övülmeleri ve yerilmeleri, ahirette ise sevap ve ceza verilmeleri açısından fiiller ve eşya hakkında hüküm vermek kesinlikle insana değil sadece Allah-u Teala'ya aittir.
08:07Yani akla değil şeriata aittir.
08:11Ne gibi? İmanın güzel küfrün çirkin olması gibi, itaatin güzel isyanın çirkin olması gibi, doğruluğun güzel yalanın çirkin olması gibi, adaletin güzel zulmün çirkin olması gibi bu hususların tümünde hüküm koyucu olan sadece ve sadece Allah-u Teala'dır.
08:38Bu durumlarda akıl ne yapamaz? Hüküm veremez.
08:42Zira aklın hidayet, dalalet, helal, haram, itaat, masiyet gibi duyuların kapsamına girmeyen yani beş duyuyla idrak edilemeyecek şeyler hakkında karar vermesi, hüküm vermesi imkansızdır.
09:00Diğer bir ifadeyle akıl hangi fiillerin Allah'ı razı edip insana sevap kazandıracağını, hangilerinin ise Allah'ı öfkelendirip insanı günaha sokacağını ne yapamaz? Belirleyemez, bilemez.
09:15Bunlarla ilgili tüm bilgiler ancak Allah-u Teala'dan haberlerin, vahyin gelmesiyle edinilebilir.
09:27Yine bununla birlikte şer'i naslar herhangi bir fiil ya da eşyanın iyi veya kötü olup olmadığına ilişkin karar verme yetkisini Allah'a ve Resulüne ait kılmıştır.
09:44Bu durum Kur'an ve sünnetin naslarında apaçık olan bir durumdur.
09:49Allah'a ve Resulüne itaati emreden ayetler, insanlar arasında çıkan ihtilaflarda hükmü Allah'tan ve Resulünden almayı emreden ayetler, hükmün Allah'a ait olduğunu beyan eden ayetler ve bunlar gibi yüzlerce ayet bu konuda açık delillerdir.
10:08Dolayısıyla eşya ve fiiller hakkında hüküm verme yetkisi akla değil sadece şeriata aittir.
10:19Zira hüküm vermek dünyada o fiili işleyenlerin şari tarafından övülmesi ve yerilmesi, ahirette de mükafat ve ceza verilmesi ile ilgili bir konudur.
10:35Biraz önce bahsettiğimiz o birinci ve ikinci açılardan hüküm vermek yani eşya ve fiillerin vakalarının ne olduğu ya da insanın tabiatına uygun olup olmamaları açısından iyi ve kötü olduğunu ne yapabilir akıl belirleyebilir.
10:53Fakat sevap mı ya da günah mı olduğuna ilişkin hüküm asla veremez.
10:59Çünkü biz akıl ile ilmin güzel olduğuna dair hüküm verebiliriz fakat ilmin sevap ya da ceza gerektireceğine dair hüküm veremeyiz.
11:09Yine akıl ile boğulmak üzere olan bir insanı kurtarmanın iyi bir şey olduğu hükmünü verebiliriz fakat bunların sevap ya da günah olduğuna ilişkin hüküm veremeyiz.
11:22Bilakis bu hüküm şeriata aittir, şeriat verir.
11:26Sonuç olarak sevap ve günahın terettüp etmesi açısından eşya ve fiiller hakkında hüküm verme yetkisi akla değil şeriata aittir.
11:36Dolayısıyla insanın fiil ve davranışları şeriatın hükmünün bilinmesini gerektirir.
11:43Çünkü Müslümanın davranışlarının ölçüsü nedir?
11:48Allah'ın emirleri ve nehileridir.
11:51Allah subhanehu ve teala da müminin ortaya koyduğu her bir davranışın hükmünü araştırmasını ve eyleme geçmeden önce söz konusu fiil hakkında şeriatın hükmünü öğrenmesini ne yaptı?
12:04Farz kıldı.
12:05Zira Allah her bir davranışı hakkında müminleri kullarını ne yapacaktır?
12:11Hesaba çekecektir.
12:13Rabbine and olsun ki onların tümünü yaptıkları işler konusundaki kesinlikle sorguya çekeceğiz buyuruyor Rabbimiz.
12:23Yine Yunus suresinde şöyle buyuruyor.
12:28Ey Muhammed sen hangi işte bulunursan bulun ona dair Kur'an'dan ne okursan oku.
12:34Ve ey insanlar sizler de hangi şeyi yaparsanız yapın siz o işe daldığınızda biz sizin davranışlarınızın tanığı ve gözeticisiyiz buyuruyor.
12:45Allah'ın kullarına onların davranışlarını gözetlediği haberini vermesinin anlamı davranışları hakkında onları hesaba çekeceğini beyan edilmesidir.
12:57Yine benzer şekilde Resul sallallahu aleyhi ve sellem de İslam'ın hükümlerine uygun davranmanın vacip olduğunu yani bir zorunluluk olduğunu birçok hadisinde beyan etmiştir.
13:15Her kim bizim bu işimizde olmayan bir şey ihdas ederse o reddedilir buyuruyor.
13:21İşte kardeşlerim tüm bunlardan anlaşılmaktadır ki insanın fiillerinde esas olan şer'i hükme bağlılıktır.
13:30Bu fiil daha sonraki derslerimizde açıklayacağımız gibi ister farz olsun mendup olsun haram olsun mekruh olsun isterse mübah olsun.
13:40Müslümanın herhangi bir fiili onu yapmadan önce şer'i hükmünü öğrenmesi farzdır.
13:48Şu halde asıl olan hüküm hakkında yani hüküm için şer'iyatta dilini aramaktır.
13:57Öyleyse burada şu sorunun cevabının verilmesi gerek yok kardeşlerim. O soru da şudur.
14:04Madem ki kulların tüm fiil ve davranışlarını şer'iyata göre yapması farzdır.
14:09O zaman şer'iyatta tüm fiil ve davranışların hükmü var mıdır?
14:15Yani İslam şer'iyatı geçmişte yaşanan vakıaların tamamı halen var olan sorunların tümü ve olması mümkün olayların tamamıyla ilgili hükümleri kapsayıcı nitelikte midir sorusudur.
14:29Evet kıymetli dostlar bu sorunun net cevabı şudur.
14:34Yaşanan her vakıa ortaya çıkan her sorun ve meydana gelen her olay için İslam şer'iyatında mutlaka bir hüküm mahalli vardır.
14:47Zira İslam şer'iyatı insanın fiillerinin tümünü kapsamlı bir şekilde eksiksiz olarak kuşatmıştır.
14:57Geçmişte yaşanan, şu anda var olan ya da gelecekte ortaya çıkacak her şey için şer'iyatta mutlaka hüküm vardır.
15:08Çünkü kıymetli dostlar Rabbimiz şöyle buyuruyor.
15:12وَنَزَّلْنَا عَلَيْكَ الْكِتَابَ طِبْيَانًا لِكُلِّ شَيْءٍ
15:18Biz sana bu kitabı her şeyi açıklayıcı olarak kısım kısım indirdik buyuruyor.
15:23Ve yine Rabbimiz şöyle buyuruyor Kur'an'ı Kerim'de.
15:27اَلْيَوْمَ اَكْمَلْتُ لَكُمْ د۪ينَكُمْ وَاَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِيَمَت۪
15:34Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetini tamamladım.
15:40Yani şer'iyat kulların fiillerinden her ne olursa olsun hiçbir hususu ne yapmamıştır? İhman etmemiştir.
15:49Zira her husus için ya Kur'an'dan ve sünnetten bir nas ve delil getirmiştir.
15:55Ya da Kur'an ve sünnette o şeyin teşriisine sebep olan hususa dikkat çekici bir belirti, bir emare koymuştur.
16:03Ki kendisinde o emare veya bu sebebin bulunduğu diğer hususa o şey intibak etsin.
16:11Her hususa o hüküm uygulanabilsin diye.
16:14Şer'iyata göre kula ait bir fiilin, hükmünü gösteren bir delilin veya emarenin olmaması mümkün değildir.
16:23Çünkü tıbiyyene lüküllü şey, her şey için bir açıklama olması,
16:28ayetinin genelliği ve Allah-u Teala'nın bu dini kemale erdirdiğine dair nas'ın açıklığı bunu gösterir.
16:37Bazı vakalara ait şer'i hükmün olmadığının iddia edilmesi,
16:42şeriatın ilgili fiiller hakkında bir delil belirtmediği
16:46ya da şeriatın maksadına mükellefin dikkatini çeken bir işaret koymadığı,
16:52kulların bazı fiillerini kesin bir şekilde ihmal ettiği anlamına gelir.
16:58Bu tür bir iddia ise, ortada kitabın, Kur'an'ın açıklama getirmediği bir şeyin var olduğuna
17:06hükmünü zikretmediği bir fiil olduğuna delalet eder.
17:10Buna göre de Allah-u Teala'nın bu dini kemale erdirmediği,
17:16dolayısıyla da bu dinin haşa, noksan bir din olduğu anlamına gelir.
17:21Bu ise kıymetli dostlar, Kur'an'ın nas'sına ters düşer.
17:26Bu nedenle bu iddia batıl bir iddiadır ve reddedilir.
17:31Ancak kıymetli dostlar, bu iddia sahipleri bazı hadisleri bu iddialarını desteklemek için getirirler.
17:38Ve derler ki, şeriatın hakkında sükut ettiği ve hükmünü açıklamadığı hususlar vardır derler.
17:47Buna delil olarak da bir takım hadisleri delil getirirler.
17:51Mesela bir hadis-i şerifte Allah Resulü şöyle buyuruyor,
17:55Muhakkak ki Allah bir takım hususları farz kıldı ki onları terk etmeyiniz.
18:02Bir takım konularda da sınırlar koymuştur, onları aşmayınız.
18:07Bir takım şeyler hakkında ise unuttuğundan dolayı değil, size rahmet olarak sükut etmiştir.
18:15Onlar hakkında da araştırmayınız.
18:18Yine Selman-ı Farisi'den rivayet edilen başka bir hadis-i şerifte ise şöyle geçiyor,
18:23Resulü Aleyhisselatü Vesselam'a eritilmiş yağ, peynir ve post hakkında sorulduğunda şöyle buyuruyor,
18:32Helal, Allah'ın kitabında helal kıldığı hususlardır.
18:37Haram da Allah'ın kitabında haram kıldığı hususlardır.
18:42Sükut ettiği ise sizin için affedilendir buyuruyor.
18:46Yani diyorlar ki, bu hadislerde bazı hususlar hakkında hüküm var
18:53bazı hususlar hakkında sükut var ve dolayısıyla hüküm yok anlamı çıkıyor diyorlar.
19:01Oysa ki kıymetli dostlar, bu hadisler şeriatın açıklık getirmediği bir takım şeyler olduğuna asla delalet etmez.
19:13Sadece Allah-u Teala'nın bizlere rahmetinin sonucu olarak haram kılmadığı şeylerin var olduğuna delalet eder.
19:23Zira Allah-u Teala bunları haram kılmaktan sükut ederek affetmiştir.
19:31Yani bu hadislerin konusu bir takım şeyler hakkında hükümler koymayarak sükut etmesi değildir.
19:40Bilakis onları haram kılmayarak sükut etmesidir.
19:45Ve bu sükut, şari'den gelen bir sükuttur.
19:50Şari'nin haram kılmayarak sükut etmesi ise nedir?
19:56Helal kılması demektir.
19:58Bundan dolayı Allah Resulü hüküm inmeyen hususlarda fazla soru sorulmasından hoşlanmazdı biliyorsunuz.
20:05Nitekim Resulullah Aleyhisselatu Vesselam şöyle buyurur.
20:11Müslümanlardan Müslümanlara karşı en büyük cürüm işleyen kimse onlara haram kılınmamış bir şey hakkında soru sorup da o şeyin sorusundan dolayı haram kılınmasına sebep olan kimselerdir buyuruyor.
20:29Yine Ahmet bin Hanbel'de geçen bir hadiste ise şöyle buyurulur.
20:37Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesselam bize hitap ederken şöyle dedi.
20:42Ey insanlar Allah size haccı farz kılmıştır. O halde hac edin.
20:47Bunun üzerine adamın birisi Ey Allah'ın Resulü her sene mi diye sordu.
20:51Resulullah sustu. Adam üç defa aynı soruyu sorunca üçüncü defasında Resulullah Aleyhisselatu Vesselam buyurdu ki eğer evet deseydim farz olurdu ve yapamazsınız.
21:02Sonra da şöyle ekliyorum. Sizi serbest bıraktığım hususlarda siz de beni serbest bırakın.
21:09Buna göre Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesselam'ın bazı şeyler hakkında sükut geçti veya sükut ettiği şey affedilmiştir sözü kulların fiillerinden bir kısmının hükmü açıklanmamıştır anlamına gelmez.
21:27Bilakis bu sözler size rahmetinden dolayı haram kılmadığı anlamına gelir.
21:34Sükut hükmü kapsamında yer alan belirli şeyleri haram kılmamışsa onlar haram değildir hükmü helaldir.
21:43O halde kulların fiilleri kapsamındaki A'dan Z'ye her şeye ilişkin mutlaka ne vardır bir hüküm vardır.
21:51Ve buradan da bu meşhur şer'i kaide ortaya çıkmıştır.
21:58Nedir o kaide?
22:00El aslu fi ef'alil insani ette kayyudu bi hukmillah.
22:06İnsanın fiillerinde asıl olan Allah'ın hükmüne bağlanmaktır. Şer'i kaidesi buradan ortaya çıkmıştır.
22:16Dolayısıyla bir Müslümanın herhangi bir fiil hakkında şari'nin hitabından Allah'ın hükmünü öğrenmeden adım atması caiz değildir.
22:29Fiiller açısından durum budur.
22:32Eşyalara gelince eşyalar hakkındaki şer'i kaide ise şudur kardeşler.
22:40Haram kılıcı bir delil olmadıkça eşyalar hakkında asıl olan mübahlıktır, kaidesidir.
22:49Bir şeyde asıl olan mübahlık olunca onu haram kılan bir delil olmadıkça ne olmaz? Haram kılınmaz.
22:58Çünkü şer'i naslar eşyaların tamamını mübah kılmıştır.
23:05Bu naslar her şeyi kapsar şekilde genel olarak gelmiştir, umum olarak gelmiştir.
23:12Nitekim Rabbimiz Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruyor.
23:16Allah-u Teala'nın yerde olanların tamamını insanın emrine vermesi demek, yeryüzünde olan her şeyin insana mübah kılınması demektir.
23:38Yine Allah-u Teala şöyle buyurur.
23:47Ey insanlar yeryüzünde olanlardan temiz ve helal olarak yiyin buyuruyor.
23:53O yeri size itaatkar ve yumuşak kılandır. O halde yerin dört bir yanında gezin ve onun rızkından yiyin buyuruluyor.
24:09İşte böylece eşyanın mübahlığı hakkında gelen bütün ayetler umum olarak yani genel olarak gelmiştir.
24:18Ve onların genelliği eşyaların tamamının mübahlığına delalet etmektedir.
24:24Dolayısıyla kıymetli dostlar eşyaların tamamının mübahlığının delili her şeyi mübah kılarak gelen şer'i naslardır.
24:34Bir şey haram kılındığı zaman bu genelliği tahsis eden, o şeyin mübahlık genelliğinden istisna olduğunu gösteren bir nassın ya da delilin olması kaçınılmazdır.
24:46Mesela şeriatın bir şeyi haram kılarken bu eşyaları nassın genelliğinden istisna ettiğini görürüz.
24:54Nitekim Allah-u Teala şöyle buyurur.
24:58Sizin İslami usullere uygun olarak kestikleriniz dışında leş, kan, domuz eti Allah'ın adı dışında bir varlığın adı alınarak kesilenler, boğularak ölenler, kafasına vurularak ölen, yüksekten düşen, çarpışma sonucu ölen, yırtıcı hayvanın yediği, putlara kesilen hayvanlar ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haramdır.
25:24Bakın bu ayette Rabbimiz mübahlıktan istisna edilenleri yani haram kılınanları saydı.
25:32Böylece şeriatın eşyadan haram kıldığı bazı husus mübah kılan nassların genelliğinden istisna edilmiş olur ki bu aslın tersine bir durum olur.
25:46Asıl olan bütün eşyaların ise mübah olmazdır.
25:50Özetle Allah Resulünün bütün insanlara gönderilmesinden sonra hükmü olmayan bir fiil ya da eşyanın var olduğunu söylemek caiz değildir.
26:05Yine şeriattan bir delil olmaksızın herhangi fiil ya da eşyaya ait bir hükmün var olduğunu söylemek de yine caiz değildir.
26:18Şari tarafından hükmü açıklanmamış bir şeyin var olduğunu iddia etmek,
26:25Kur'an tarafından açıklık getirilmemiş bir şeyin var olduğu ve şeriatın eksik olduğu anlamına gelir ki bu iddia biraz önce de bahsettiğimiz
26:37subutu ve derareti kat'i Kur'an nasslarıyla çeliştiği için kesinlikle caiz değildir.
26:44Buna binaen insandan kaynaklanan hiçbir fiil ve insanın fiili ile alakalı hiçbir eşya yoktur ki şeriatta onun için bir hüküm mahalli bulunmasın.
26:56Dolayısıyla şarinin hitabından bizzat hükme delalet eden bir delil olmadıkça hüküm olmaz.
27:05Yani hüküm yoktur.
27:07Ve bundan dolayı şeriat gelmeden önce de hüküm yoktur.
27:13İşte kıymetli dostlar tam bu noktada usul konusunda tartışılan bir konu daha vardır.
27:23O da fetret ehli konustur.
27:26Yani madem ki hüküm sadece şeriata ait ve madem ki şeriat olmadan önce hüküm olmaz.
27:35O zaman fetret ehli denilen Allah Resulü gelmeden önce Arap beldelerinde yaşayan kimselerin hükmü nedir?
27:44İşte bu konu başta usul alimleri olmak üzere alimlerin çoğu tarafından tartışılmış ve bir görüş belirtilmiştir.
27:53Öncelikle kıymetli dostlar fetret ehli tartışması özellikle Allah Resulü'nden önceki zamanda hasreten Arap beldelerinde yaşayan kimseler için kullanılan bir kavramdır.
28:06Ve alimlerin büyük bir çoğunluğu fetret ehli döneminde yaşayanların azap görmeyeceği noktasında görüş belirtmişlerdir.
28:15Zira Rabbimiz İsra suresinde şöyle buyurur.
28:28Şimdi bu ayeti kerime açık bir şekilde Resul gönderilmeyen kimselere azap edilmeyeceğini bildiriyor.
28:36Resul gönderilmeden önce insanlardan azabı nefk etmek yani onlara azap edilmeyeceğini bildirmek onların hükümlerle ve itikatlarla mükellef olmadıklarına yani bir şeyle mükellef olmadıklarına delalet eder.
28:54Ve Rabbimiz birçok ayetinde Resullerden sonra insanların bir bahanesi ve hücceti kalmaz buyuruyor.
29:01Mesela işte müjdeleyici ve uyarıcı olan Resulleri gönderdik ki Resuller gönderildikten sonra Allah'a karşı insanların hücceti ve bahanesi olmasın buyuruyor ayet-i kerimede.
29:15Yine başka bir ayette
29:18Eğer biz onları o Kur'an'dan önce bir azab ile helak etseydik mutlaka ey Rabbimiz keşke bize bir peygamber gönderseydin de alçalıp rezil olmadan önce ayetlerine uysaydık derlerdi buyuruyor.
29:33İşte bunlar gibi ayetler fetret ehlinin yani kendilerine bir Resul ya da Nebi gönderilmeyen ya da bir peygamberin Risaletine ulaşamayan kimselerin kurtulduğuna dair apaçık delildir.
29:45Ancak kardeşlerim bu hususa bazı yönlerden itiraz edilmiştir.
29:51Mesela denilmiştir ki fetret ehlinden kaldırılan azap ahiret azabı değil dünyadaki helak edilmeleri azabıdır denilmiştir.
30:01Mesela Nuh kavminin dünyada helak edilmesi gibi helak edilmezler denmiştir.
30:09Oysa ki kıymetli dostlar bu iddia ve itiraz Kur'an'ın açık naslarına aykırıdır.
30:18Zira kaldırılan azap lafsı umumi olarak gelmiştir.
30:23Hem dünya hem ahiret azabını kapsar.
30:27Yine bununla birlikte bu azabın ahiret azabı olduğuna dair de apaçık ayetler vardır.
30:36Örneğin
30:51Oraya her bir topluluk atıldıkça oranın bekçileri onlara size bir uyarıcı gelmemiş miydi diye sorarlar.
31:00Onlar da şöyle derler. Evet bize bir uyarıcı gelmişti fakat biz onu yalanlamıştık.
31:07Yine Zümer suresinde şöyle geçer.
31:30Onlar da bilakis geldi derler.
31:39İşte bunlar gibi ayetler ahiretteki azabın ancak kendilerine uyarıcı gönderilmiş ve onları yalanlamış kimselere olacağına dair açık delillerdir.
31:52Dolayısıyla uyarılmamış insanların üzerinden kaldırılan azabın ahiret azabı olduğu açıktır.
32:02Diğer bir itiraz ise
32:05Fetret ehlinin azaptan kurtulduğuna dair açık naslara itiraz ise
32:11İtiraz ise Allah Resulünden önce Arap halkı İbrahim ve İsmail Aleyhisselam'ın ümmeti oldu.
32:20Dolayısıyla İsmail Aleyhisselam'ın dinine tabi olmaları gerekiyordu denilerek yapılan itirazdır.
32:30Oysa ki kıymetli dostlar bu da Kur'an'ın katliin hastalarıyla geçersiz bir itiradır.
32:35Zira onlara herhangi bir peygamber gönderilmediği ayetler de açıktır.
32:43Yasin suresinde ataları uyarılmamış bir kavmi uyarman için gönderildi buyrulur.
32:51Yine Sebe suresinde
32:54Oysa biz onlara ders alacakları kitaplar vermemiştik ve kendilerine senden önce bir uyarıcı göndermemiştik denilir.
33:06Yani Arap beldelerindeki insanların İbrahim ve İsmail Aleyhisselam'ın getirdiği din tahrif edildikten sonra
33:17Kendilerine başka bir Resul gelmediği açıkça beyan edilir.
33:21Dolayısıyla bu kimselerin bu iddiaları da geçersizdir.
33:26Son olarak fetret ehlinin de azaba uğrayacağıyla ilgili görüş sahipleri bu hususta bazı hadisleri delil getirirler.
33:38Mesela bu hadislerden bir kısmı Amr bin Luhey ile ilgili hadislerdir.
33:44Birkaç hadiste Allah Resulü onun cehennemde bağırsaklarını süre süre dolaşacağını haber verir.
33:53Oysa ki Amr bin Luhey fetret ehlinden değildir.
33:58O Mekke'ye putları ilk getiren kimsedir.
34:02Allah Resulü onun için İsmail Aleyhisselam'ın dinini ilk değiştirendir buyurmaktadır.
34:08Dolayısıyla Amr bin Luhey gibi kimseler fetret ehlinden değildirler.
34:14Onlar bir Risaleti tahrif eden kimselerdir.
34:18Ve azaptadırlar.
34:20Yani bu hadislerin onların iddialarını delillendirecek bir yönü yoktur.
34:25Delil getirilen diğer hadis ise Allah Resulü'nün babasının ateşte olduğunu ifade eden hadistir.
34:38Müslim'de geçen hadisin metni şöyle.
34:54Resulullah ise ona senin baban ateştedir diye cevap verdi.
35:05Adam giderken tekrar Resulullah onu çağırdı ve benim babam da senin baban da ateştedir dedi.
35:13Şimdi bu hadisle ilgili bir illet vardır kardeşlerim.
35:18Bundan dolayı birçok alimler bu hadisi bu konuda delil olarak almamışlardır.
35:24Nasıl bir illet şöyle.
35:27Şimdi bu hadisi Hammad bin Mesleme isminde bir ravi tabiinden, sabitten rivayet etmiştir.
35:36Sabit de bunu Enes radiyallahu anh'tan rivayet etmiştir.
35:40Yani bu sözü duyan Enes radiyallahu anh'tır sahabeden.
35:44Ondan sabit radiyallahu anh duymuştur.
35:48Ondan da Hammad bin Mesleme rivayet etmiştir.
35:50Ancak aynı hadisi sabitten rivayet eden bir de Mamer adlı bir ravi vardır.
35:57Ancak Mamer'in rivayetinde benim babam da senin baban da ateştedir ibaresi yoktur.
36:05Bu hadisin senedi ile ilgili İmam Suyuti şöyle diyor.
36:11Hammad bin Mesleme'nin sabitten rivayet ettiği hadiste benim babam ve senin baban da ateştedir ibaresi varken
36:22Mamer'in sabitten rivayet ettiği hadiste böyle bir ibare yoktur.
36:28Hammad bin Mesleme hadisleri hıfzından rivayet ederdi ve ondan dolayı onun rivayetlerinde hatalar bulunurdu.
36:37Bu sebeple Buhari onun rivayetini almamıştır diyor.
36:43Ve devamında da bundan dolayı Mamer'in rivayeti Hammad'ın rivayetine tercih edilir.
36:51Yine Sa'd bin Ebi Vakkas ve İbni Ömer hadislerinde de benim babam ve senin baban ateştedir ibaresi yoktur diyor.
37:01Yani kardeşlerim bu hadis ile delil getirilmez.
37:05Zira aynı raviden bu hadisi rivayet eden daha kuvvetli ravinin hadisinde benim babam da senin baban da ateştedir ibaresi yoktur.
37:16Ancak bu hadisi sahih kabul eden bazıları ise
37:22Fetret ehlinin gireceği ateşin cehennem ateşi olmadığı aksine onlara serin ve selamet olacağı hususunda başka bir hadisi delil getirmişlerdir.
37:37Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki bu hadiste
37:41Kıyamette dört çeşit insan kendilerini savunacaklardır.
37:45Bunlar hiç işitmeyen sağır, deli, bunak ve fetret döneminde ölen kimselerdir.
37:53Sağır şöyle diyecektir. Ey Rabbim İslam gelmiş fakat ben ondan hiçbir şey işitmedim diyecek.
38:01Deli ey Rabbim İslam gelmiş fakat o sırada ben çocukların oyuncağı durumundaydım diyecektir.
38:07Bunak ey Rabbim İslam gelmiş fakat ben ondan hiçbir şey anlayamadım diyecektir.
38:15Fetret döneminde ölen ise ey Rabbim bana senin peygamberin ulaşmadı diyecektir.
38:21Bunun üzerine Allah-u Teala onlardan kendisine mutlaka itaat edeceklerine dair söz alacak ve onlara ateşe girmelerini emreden bir elçi gönderecektir.
38:31Resulullah bunun üzerine buyurdu ki nefsim elinde olan Allah'a yemin olsun ki şayet girerlerse o ateşi serin ve selamet bulacaktır.
38:42Evet kıymetli dostlar netice olarak Kur'an'ın kat'i naslarıyla sabittir ki Allah Resulünden önce yani şeriattan önce hüküm yoktur.
38:55Dolayısıyla hüküm koymak sadece ve sadece şeriata aittir.
39:03Ve Allah'a ve Resulüne iman ettiğini iddia eden İslam'a teslim olan tüm Müslümanların Allah Resulünün getirdiği şeriata tabi olması ve onun dışındaki tüm hükümleri reddetmesi zorunluluktur ve farzdır.
39:23İşte fıkıh usulündeki hüküm bahisleri bunu ifade eder ve bunu ortaya koyar.
39:31Biz de bugün bu hüküm bahsini ele almaya ve dilimiz döndüğünce açıklamaya çalıştık.
39:39Bir sonraki dersimizde şer'i hükümler konusunu ele alacağız inşallah.
39:45Ve o güne kadar sizleri hepinizi alemlerin Rabbi olan Allah'a emanet ediyorum.
39:54Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekatuhu.

Önerilen