Siyasi Vizyon I Türkiyenin Dış Politika Vizyonu
Son yıllarda Türkiye ve Ortadoğu ülkelerinde bir “normalleşme” rüzgârı esiyor. Devletler bozulan ilişkilerini düzeltmek için yarışıyor, liderler buldukları hiçbir fırsatı kaçırmıyorlar. Bazen dünya kupası finalinde “karşılaşıp” el sıkışıyorlar, bazen de birbirlerine uzaktan dostluk mesajları gönderiyorlar. Bütün bularla beraber devletlerin istihbarat örgütleri ve bazı kurumlar ilişkilerin normalleşme zemini için rutin görüşmeler yapıyor.
21 yıldır Türkiye’yi yöneten Ak Parti iktidarının bu yeni normali eleştirilere maruz kalıyor. İslami kamuoyu dış siyasetteki bu değişime bir anlam veremiyor. 7 Ekim Aksa Tufanı Harekâtı olmasaydı “one minute” ve Mavi Marmara ile bozulan ilişkilerin normalin üstüne çıkarılması ve belki de Filistin gazının Avrupa'ya satışı dâhil birçok yeni anlaşmaya imza atılması planlanıyordu. Amerika’daki Türk evinde heyetler düzeyinde ağırlanan katil Netanyahu Beştepe’ye davet edilmişti. Ancak dediğimiz gibi 7 Ekim Aksa Tufanı bütün döşenen bu taşları yerinden oynattı ve normalleşme yolunu yürünemez hale getirdi.
İşgalci “İsrail” ile normalleşme planları bu şekilde suya düşerken, Mısır’da darbe ile iş başına gelen diktatör Sisi, Suriye’de bir milyona yakın Müslüman’ın katili olan Esed rejimi ve 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında olduğu ifade edilen Birleşik Arap Emirlikleri ile “normalleşme” süreçleri devam ediyor. Hülasa Türkiye’nin dış politikasında son yıllarda büyük bir dönüşüm gözlemleniyor.
U dönüşü olarak tabir edilen bu dönüşüm Ak Parti İktidarının kendi inisiyatifi ile mi oluyor yoksa alınan bu yeni kararlarda egemen güçlerin herhangi bir etkisi var mı? Yaşananları değerlendirmek ve tüm bu soruları cevaplandırmak için süreçleri derinlemesine ele almak ve geçmişe dair bazı bilgilerle bir temel oluşturmak gerekiyor. Siyasi Vizyon’un bu bölümünde Türkiye’nin “normalleşme” adı altında meşrulaştırmaya çabaladığı dış politikadaki konjonktürel değişiklikleri ele alacağız.
Son yıllarda Türkiye ve Ortadoğu ülkelerinde bir “normalleşme” rüzgârı esiyor. Devletler bozulan ilişkilerini düzeltmek için yarışıyor, liderler buldukları hiçbir fırsatı kaçırmıyorlar. Bazen dünya kupası finalinde “karşılaşıp” el sıkışıyorlar, bazen de birbirlerine uzaktan dostluk mesajları gönderiyorlar. Bütün bularla beraber devletlerin istihbarat örgütleri ve bazı kurumlar ilişkilerin normalleşme zemini için rutin görüşmeler yapıyor.
21 yıldır Türkiye’yi yöneten Ak Parti iktidarının bu yeni normali eleştirilere maruz kalıyor. İslami kamuoyu dış siyasetteki bu değişime bir anlam veremiyor. 7 Ekim Aksa Tufanı Harekâtı olmasaydı “one minute” ve Mavi Marmara ile bozulan ilişkilerin normalin üstüne çıkarılması ve belki de Filistin gazının Avrupa'ya satışı dâhil birçok yeni anlaşmaya imza atılması planlanıyordu. Amerika’daki Türk evinde heyetler düzeyinde ağırlanan katil Netanyahu Beştepe’ye davet edilmişti. Ancak dediğimiz gibi 7 Ekim Aksa Tufanı bütün döşenen bu taşları yerinden oynattı ve normalleşme yolunu yürünemez hale getirdi.
İşgalci “İsrail” ile normalleşme planları bu şekilde suya düşerken, Mısır’da darbe ile iş başına gelen diktatör Sisi, Suriye’de bir milyona yakın Müslüman’ın katili olan Esed rejimi ve 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında olduğu ifade edilen Birleşik Arap Emirlikleri ile “normalleşme” süreçleri devam ediyor. Hülasa Türkiye’nin dış politikasında son yıllarda büyük bir dönüşüm gözlemleniyor.
U dönüşü olarak tabir edilen bu dönüşüm Ak Parti İktidarının kendi inisiyatifi ile mi oluyor yoksa alınan bu yeni kararlarda egemen güçlerin herhangi bir etkisi var mı? Yaşananları değerlendirmek ve tüm bu soruları cevaplandırmak için süreçleri derinlemesine ele almak ve geçmişe dair bazı bilgilerle bir temel oluşturmak gerekiyor. Siyasi Vizyon’un bu bölümünde Türkiye’nin “normalleşme” adı altında meşrulaştırmaya çabaladığı dış politikadaki konjonktürel değişiklikleri ele alacağız.
Category
🗞
HaberlerDöküm
00:00Türkiye'nin dış politika vizyonu
00:02Son yıllarda Türkiye ve Orta Doğu ülkelerinde bir normalleşme rüzgarı esiyor.
00:07Devletler bozulan ilişkilerini düzeltmek için yarışıyor.
00:10Liderler buldukları hiçbir fırsatı kaçırmıyor.
00:13Bazen Dünya Kupası finalinde karşılaşıp el sıkışıyor,
00:16bazen de birbirlerine uzaktan dostluk mesajları gönderiyor.
00:20Bütün bunlarla beraber devletlerin istihbarat örgütleri ve bazı kurumlar
00:25ilişkilerin normalleşme zemini için rutin görüşmeler yapıyor.
00:2922 yıldır Türkiye'yi yöneten AK Parti iktidarının bu yeni normali eleştirilere maruz kalıyor.
00:34İslami kamuoyu dış siyasetteki bu değişime bir anlam veremiyor.
00:387 Ekim Aksa tufanı harekatı olmasaydı,
00:41Van Minit ve Mavi Marmara ile bozulan ilişkilerin
00:45normalin üstüne çıkarılması ve belki de
00:47Filistin gazının Avrupa'ya satışı dahil
00:50birçok yeni anlaşmaya imza atılması planlanıyordu.
00:54Amerika'daki Türk evinde heyetler düzeyinde ağırlanan katil
00:57Netanyahu, Beştepe'ye davet edilmişti.
01:00Ancak dediğimiz gibi, 7 Ekim Aksa tufanı bütün döşenen bu taşları yerinden oynattı
01:06ve normalleşme yolunu yürünemez hale getirdi.
01:09İşgalci İsrail ile normalleşme planları bu şekilde suya düşerken,
01:13Mısır'da darbe ile iş başına gelen diktatör Sisi,
01:16Suriye'de 1 milyona yakın Müslümanın katili olan Esed rejimi
01:20ve 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında olduğu ifade edilen
01:25Birleşik Arap Emirlikleri ile normalleşme süreçleri devam ediyor.
01:29Hülasa Türkiye'nin dış politikasında son yıllarda büyük bir dönüşüm gözlemleniyor.
01:34U dönüşü olarak tabir edilen bu dönüşüm,
01:36AK Parti iktidarının kendi inisiyatifi ile mi oluyor
01:39yoksa alınan bu yeni kararlarda egemen güçlerin herhangi bir etkisi var mı?
01:45Yaşananları değerlendirmek ve tüm bu soruları cevaplandırmak için
01:48süreçleri derinlemesine ele almak
01:50ve geçmişe dair bazı bilgilerle bir temel oluşturmak gerekiyor.
01:54Siyasi vizyonun bu bölümünde Türkiye'nin normalleşme adı altında
01:58meşrulaştırmaya çabaladığı dış politikadaki konjonktürel değişiklikleri ele alacağız.
02:04Türkiye dış politikasındaki eksen değişikliği ne zaman yaşandı?
02:07Osmanlı Hilafet Devleti'nin bakiyesi olarak görülen Türkiye Cumhuriyeti
02:12yıllarca İslam ümmetinden uzak ve yüzü batıya dönük bir profil çizmişti.
02:16AK Parti ile bu profil değiştirilerek
02:18komşularla sıfır sorun politikası temelinde
02:21Arap İslam dünyasına ve Afrika kıtasına doğru bir açılım yapıldı.
02:25Bu açılım kuruluş ilkelerine dayalı Türk dış politikasında bir kırılma noktası oluşturdu.
02:31Ama aynı zamanda Türkiye'nin üstlendiği bu yeni politika ile
02:35demokrasi, layıklık ve ılımlı İslam kavramlarının
02:39Orta Doğu ve diğer tüm İslam beldelerinde öne çıkarıldığı,
02:43İslam'ın tarihi bağlarının istismar edildiği bir siyasi sürece de şahit oldu.
02:48Dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun
02:51stratejik derinlik olarak ifade ettiği siyaset ile
02:54Osmanlı Devleti'nin nüfuz hintarlandığını oluşturan
02:58coğrafya üzerinde kurulu ulus devletler ile ilişkiler geliştirilmeye başlanmıştı.
03:03Öte yandan Avrupa Birliği ile üyelik süreci için gerekli düzenlemeler hızla yürürlüğe sokulmuş,
03:10böylece askeri vesayet ve dayanağı olan yasal düzenlemelere de son verilmişti.
03:15Bu hızlı değişim, siyasi, askeri, diplomatik ve ekonomik yönlerden bir sıçrama teşkil ederken,
03:22ABD'nin bölge politikalarıyla da paralellik arz ediyordu.
03:26ABD'nin AK Partili liderliğindeki Türkiye'ye biçtiği yeni rol.
03:30ABD'nin Türkiye'ye biçtiği rolü 3 maddede özetleyebiliriz.
03:35Birincisi, Orta Doğu'da demokrasi ile İslam'ın bir arada olabileceği bir model
03:40ve bu modelin Arap rejimlere örnek gösterilmesi.
03:44İkincisi, bölgedeki İngiliz nüfuzunun ve etkinliğinin sonlandırılması.
03:50Üçüncüsü, İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan devletler arası düzende
03:54hak etmedikleri bir konumda yer almaya devam eden
03:57Güvenlik Konseyi üyelerine karşı bölgesel güçler inşa etmek.
04:02Ve tam da böyle oldu.
04:03Müslüman lider profiliyle popülaritesi gün geçtikçe artan Erdoğan,
04:08İslam dünyasında hem layık, hem Müslüman, hem demokrat, hem dindar olabileceğini
04:13eylem ve söylemleriyle kanıtlamaya çalışıyordu.
04:16Bir yandan One Minute çıkışıyla Yahudi varlığına meydan okuduğunu hissettirmeye çalışıyor,
04:20diğer yandan da Mısır ve Tunus ziyaretlerinde Müslüman halkı layıklığa çağırıyordu.
04:25ABD'nin Irak, Afganistan ve Somali operasyonlarına destek veriyor,
04:31Mavi Marmara felaketine rağmen Yahudi varlığıyla ilişkileri en üst düzeyde tutmaya devam ediyordu.
04:37Erdoğan, bir taraftan devletin kritik noktalarında yasal düzenlemelere girişiyor,
04:42diğer taraftan da Ergenekon, Balyoz gibi operasyonlarla İngiliz siyasetinin baskın olduğu
04:48askeri vesayetin sonunu getiriyordu.
04:51Yeni Türkiye devleti bu şekilde Avrupa, Rusya ve İran karşısında
04:56Orta Doğu'nun bölgesel gücü olarak boy gösteriyordu.
04:59Fakat işler planlandığı gibi gitmedi.
05:02Ve büyü 2011 yılında başlayan Arap baharıyla bozuldu.
05:07Çünkü ABD bu yeni dalgayla başa çıkabilmek için bir strateji değişikliğine gitmek zorunda kaldı.
05:13ABD, çatışmaların her iki tarafını da kontrol altında tutmak üzere
05:18bölgedeki müttefikleri arasında bir eksen çatışması var edip,
05:21müttefiklerine yeni roller dağıttı.
05:24Bir tarafta Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Mısır ve İsrail,
05:29öteki tarafta ise Türkiye, İran ve Katar vardı.
05:33Suud İttifakı, Mısır'da Sisi rejimini desteklerken,
05:36Türkiye İttifakı, İhvan-ı Müslüm'ünü destekliyor.
05:39Suud İttifakı, Libya'da Hafter'i desteklerken,
05:42Türkiye İttifakı, Trablus hükümetinin yanında yer aldığını gösteriyordu.
05:46Suud İttifakı, Yemen'de eski hükümet güçlerinin yanındayken,
05:50İran, Hulsi milislerini destekliyordu.
05:53İran, Suriye'de Esed rejiminin yanında imdadına yetişirken,
05:57Türkiye, devrimci muhalefeti kontrol etme rolünü üstleniyordu.
06:01Bu eksen ayrışması nedeniyle de komşularla sıfır sorun politikası sona ermiş oldu.
06:07Böylece karşı eksende yer alan ülkelerle ilişkiler hızlıca bozuldu.
06:11Hatta düşmanlık seviyesine vardı.
06:13Hükümet, Birleşik Arap Emirliklerini 15 Temmuz'un finansörü olarak suçlarken,
06:18Mısır diktatörü Sisi'yi eli kanlı darbeci olarak nitelendirmişti.
06:22Yahudi varlığı ile ilişkiler askeri düzeye indirilirken,
06:26Cemal Kaşıkçı cinayeti sonrası Suud rejimi ile gerginlik üst seviyeye çıkarılmıştı.
06:31PKK terörü, 15 Temmuz ve FETÖ ile mücadele başkanlık sistemine geçiş gibi çalkantılı süreçler,
06:38körfez ülkelerinden gelen sıcak paranın kesilmesi, yolsuzluklar,
06:42Türkiye'yi içinden çıkılmaz bir girdaba sürüklemişti.
06:46Bu itibar kaybı Türkiye için biçilen bölgesel güç rolünü sekteye uğrattı.
06:50Türkiye'nin dış politikada, ABD gibi dış güçlere tamamen bağımlı olması,
06:55bu U dönüşlerinin en güçlü nedenidir.
06:58Biden dönemi ile birlikte Washington,
07:00Arap Bağrı sürecinde Orta Doğu'da oluşturduğu çatışmacı politikalara artık gerek kalmadığına,
07:06şimdi yeni bir oyun kurmak gerektiğine karar verdi.
07:09Washington, liderlik ettiği küresel statükoya meydan okuyan Rusya ve Çin'e odaklandığı için,
07:15Orta Doğu'da sükunet sürecini başlattı ve bunun adına da normalleşme deyiverdi.
07:21Normalleşme denilen şey aslında ABD'nin bölge politikasına göre şekillendirilen,
07:26dış politikada yeni bir dönemin başlatılması,
07:29tüm parametrelerin geriye sarılması,
07:32yani fabrika ayarlarına dönülmesi demektir.
07:35Filistin topraklarını işgal eden ve Müslümanları katleden Yahudi varlığı ile ilişkiler,
07:39İslam'a göre normal değildir.
07:41Ama kapitalist nizamın fikirlerine göre, politika üreten ülkelere göre normaldir.
07:45İşte bu sebeple Yahudi varlığı ile ilişkiler,
07:48Yahudi varlığı ile normalleşme adımları atıldı.
07:51Aslında işgalci Yahudilerin Filistin topraklarındaki katliamları, yerleşim politikaları,
07:56Gazze Ablukası, Mavi Marmara Hadisesi, Van Münit çıkışı,
08:01Kudüs'ün başkent ilan edilmesi gibi gerginliklere ve diplomatik ilişki seviyesindeki değişimlere rağmen,
08:07Türkiye ile Yahudi varlığı arasındaki ilişkiler hiçbir zaman kesintiye uğramamıştı.
08:13Kınamalar ve kısa zamanlı gelgitlerle kamuoyunun gözü boyansa da,
08:17Mavi Marmara şehitlerinin kanı üzerinden yapılan tazminat pazarlığı ile ilişkiler,
08:23normalleşmeye başlanmıştı bile.
08:25Öyle ki ilişkiler Herzog'un Ankara'da ağırlanmasına,
08:29hatta Beştepe'de Siyonist bayrağın askerlere taşıtılması seviyesine kadar vardı.
08:34Ve biraz önce dediğim gibi, 7 Ekim bütün ilişkileri sil baştan yeniden yazılması
08:40ve uygulanmasını sağlayan stratejik bir adım oldu.
08:44Öyle ki Cumhurbaşkanı Erdoğan Rize ziyaretinde yaptığı konuşmada,
08:49Karabağ'a nasıl girdiysek, Libya'ya nasıl girdiysek bunun benzerini İsrail'e de yaparız diyebildi.
08:55Ancak 7 Ekim'den bugüne,
08:57başta demir-çelik, jet yakıtı ve petrol gibi stratejik ürünler olmak üzere,
09:03gıda dahil birçok ürünün ticaretini sürtülmesi Türkiye'yi samimiyet testinde sınıfta bıraktı.
09:10Artık Cumhurbaşkanı'nın hamasi sözlerini kimse ciddiye almıyor.
09:14Erdoğan imajını bir türlü tazeleyemiyor.
09:17Türkiye'nin Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan ile ilişkilerine baktığımızda şunu görüyoruz.
09:23Bu iki ülkenin Mısır'da 2013 askeri darbesine verdiği destek,
09:27Müslüman kardeşlere karşı tutum ve Katar Ablukası nedeniyle Türkiye ile ilişkileri bozulmuştu.
09:33Ankara, Birleşik Arap Emirlikleri'nin ABD ile birlikte 15 Temmuz darbe girişiminin faili olduğunu,
09:40darbecilere 3 milyar dolar para desteği sağladığını
09:44ve Türkiye'ye zarar vermek amacıyla terör örgütlerini desteklediğini ifade etmişti.
09:49İmarat, Osmanlı'ya dil uzatarak bu iddialara karşılık vermişti.
09:53Ardından Katar Ablukası'nın kaldırıldığı 2021 yılı ilişkilerin ve söylemlerin yumuşadığı,
09:59normalleşme sürecinin hızlandığı yıl oluverdi.
10:02Önce 2021 yılının Ağustos ayında,
10:04Abu Dhabi Veli Hak Prensi Muhammed bin Zayed Ennahya'nın
10:08Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı telefon görüşmesiyle normalleşme başlatıldı.
10:13Sonra Haziran 2022'de Cumhurbaşkanı Erdoğan,
10:17Cemal Kaşıkçı dosyasının kapatılmasının ardından Suudi Arabistan'ı ziyaret etti.
10:22Son olarak Körfez Turu düzenleyen Erdoğan,
10:24imarat ile 50 milyar dolarlık yatırım anlaşması imzalayarak
10:29sıcak para akışının yeniden başlaması için adım attı.
10:32Ankara'nın en sert U dönüşü, Mısır ile normalleşme.
10:37Türkiye, 2011 yılında mübarek rejiminin devrilmesi ve Müslüman kardeşlerden
10:42Muhammed Mursi'nin iktidara gelmesiyle birlikte Mısır ile iyi ilişkiler kurmuştu ki,
10:472013 yılında düzenlenen askeri darbe sonucu ilişkiler bir anda kesildi.
10:52Mısırlı muhaliflere kucak açan Erdoğan, Sisi'yi darbeci olarak niteleyip ağır sözlerle eleştirdi.
10:58Daha sonra 2019 yılında istihbarat yetkilileri arasında gizli görüşmeler gündeme geldi.
11:042020 yılında Mısır Dişişleri Bakanı Semih Şükrü yaptığı açıklamada
11:09Türkiye ile ilişkilerini geliştirmek istediklerini söyledi.
11:13Diplomatik olarak bu ilişkiler sürerken Mursi ve arkadaşları Sisi'nin zindanlarında can verdi.
11:19Geçtiğimiz yılın Şubat ayında Mısır Dışişleri Bakanı Kahramanmaraş depreminin fırsat bilip Türkiye'yi ziyaret etti.
11:26Ardından Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu Kahire'ye gitti.
11:29Temmuz ayında ise karşılıklı büyükelçi atama süreci tamamlandı.
11:33Sisi rejimiyle dost olan AK Parti artık Müslüman kardeşlere cephe almaya başladı.
11:38Türkiye'de yayın yapan Mısır TV kanalları kapatıldı.
11:41Bazı Mısırlı iş adamları ve ihvan üyeleri sınır dışı edildi.
11:45Diktatör Sisi ile normalleşen Türkiye iktidarı bu kez çıtayı daha da yükselterek
11:49yüzbinlerce Müslümanın katili olan Esed rejimiyle el sıkışmak için adım atmaya başladı.
11:55Suriye rejimi 10 yıl süren savaşla birlikte harap olup yıkılmaya güz tutmuşken
12:01hem bölge ülkelerinin hem de küresel güçlerin yardımıyla ayakta kalmayı
12:05hatta ülkenin kontrolünü yeniden ele geçirmeyi başardı.
12:09Ardından Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve Ürdün Suriye'nin
12:14Arap Birliği dahil bölgesel örgütlere geri dönmesi için alenen çağrıda bulundu.
12:19Ayrıca Beyaz Saray, Ekim 2020'de iki ABD'li yetkilinin
12:25Şam'da rejimin temsilcileriyle bir araya geldiğini kabul etti.
12:28Mayıs 2023'te Beşar Esed, uzun bir aradan sonra ilk kez Cidde'de düzenlenen
12:34Arap Birliği zirvesine katılarak meşruiyeti için hazırlanan mizansene dahil oldu.
12:40Bu normalleşme sürecine Türkiye'nin katılımı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın
12:44iki ülkenin istihbarat servislerinin gizli görüşmeleri sürdürdüğüne yönelik açıklamasıyla duyuruldu.
12:50Astana Üçlüsü, yoğun çabalarla ayakta tutmayı başardığı Esed rejimini
12:55daha sonra dörtlü masaya davet etti.
12:58Artık masanın altında saklanan Esed rejimi görünür olmuştu.
13:02Bugün savunma ve dışişleri bakanları yüz yüze görüşerek Erdoğan-Esed arasında yapılacak
13:08el sıkışma töreni için zemin oluşturuyor.
13:10Bunların yanı sıra, Suud rejimiyle İran ve İsrail arasındaki normalleşme görüşmeleri de
13:16Orta Doğu'da ABD'nin çıkarları doğrultusunda öne çıkan politik adımlardan bazıları.
13:22Yaklaşan ABD seçimleri sonrası olası bir yönetim değişikliği durumunda,
13:27Türkiye'nin dış politikası yeni yönetimin benimseyeceği usluba göre değişim gösterebilir.
13:33Dolayısıyla ABD'nin çizeceği rotaya göre Türkiye'nin yeni U dönüşleriyle karşılaşabiliriz.
13:40Bütün bu süreçlerde kaybedenin Müslüman halklar olduğu muhakkak.
13:45Servetleri çalınan, toprakları işgal edilen, İslam coğrafyası, taşeron yönetimler nedeniyle
13:52tarihteki izzet ve kuvvetine bir türlü kavuşamıyor.
13:55Sırtlarından batıya dayayan bu yöneticiler, iktidarda kaldıkları sürece gücün kendilerinde olduğunu zannediyorlar ancak
14:03işleri bitip bir kenara atıldıklarında selefleri gibi zilletin en ağırını yaşamaya mahkum olacaklar.
14:10Gazze'de yaşanan soykırımdan sonra artık Müslümanlar,
14:13izzet ve kuvvetin ancak bir İslam devletiyle yani felafetle geleceğine inanıyorlar.
14:19Bu inanç batıyı tehdit ettiği gibi İslam beldelerindeki yönetimleri de korku ve endişeye sürüklüyor.
14:26Hakkın batıla galebe çalacağı o günlerin yakın olduğuna inancımız tam.
14:31Yeter ki hakkın ve hakikatin temsilcileri olalım ve hakkı hayata hakim kılmak için çalışalım.