Ekrem İmamoğlu'ndan Murat Kurum'a sert sözler_ _Partizanlık yapma!_

  • 2 ay önce

Category

🗞
Haberler
Döküm
00:00Az önce benim bu ifade ettiğim eee perspektife uygun bir
00:07eleştiri yaptı. Kiptaş Genel Müdürü haklı olarak dedi ki
00:12kamu bankaları bize bir kuruş dahi şu mücadele esnasında
00:18destek olmadı. Hatta en üst düzey yetkililerine hem ben hem
00:24kendileri gerekli öneriyi, uyarıyı yapmasına rağmen. Bu
00:29Partizanlığın dibidir yani. Hani bu bunu yapan insan aynaya
00:36bile bakamaz. Yüzü varsa aynaya bile bakamaz. Utanç duyar
00:40yani. O bir kısım gruplarda yöneticilik yapıp yüz yüze
00:46geldiğimizde benden kaçışanlarla kafasını öneyenlerle
00:51karşılaşıyorum bolca. Çünkü ne diyeceğimi biliyorlar. Utanç
00:56verici. Hani dedim ya birçok yerde. Ya kimin parasını
01:00kimden esirgiyorsun? Milletin parasını milletten. Bir de
01:05milletin canını kurtarma mücadelesi verme adına hareket
01:09eden bir kurumdan. Kaldı ki yani devletin herhangi bir
01:15kurumuna herhangi bir birimine verdiğin koşullarda da bize
01:20vereceksin zaten. Daha ucuzunu istemiyoruz. Daha kötüsünü
01:23söyleyeyim mi? A belediyesine var, B belediyesine yok. Bu
01:29kadar kötülük olmaz. Şimdi hani borç meseleleri konuşuldu,
01:35SGK vesaire. Belediyelerin borçları var tabii. Ezelinden
01:40beri var. AK Partili'nin de var, CHP'linin de var.
01:44Birbirinden hiç farkı yok. Ama ayrımcılık yapıldı dönem dönem.
01:49Caminin yerini bile borcundan düştüler ilçe belediyelerinin.
01:54Ama bizim Cumhuriyet Halk Partili belediye diye fiilen
02:00devlete verdiği yerin bile borçtan düşmesi bir türlü
02:03gerçekleşmedi. Fiili yani direkt verdiği yer cami yeri falan da
02:09değil. Şimdi bu ve buna benzer uygulamaları veya kurumun
02:15başındaki bir bakanın CHP belediyeciliğine çöp, çamur,
02:19şukur diyerek sözüm ona sözüm ona Cumhurbaşkanı'na yaranmak
02:25peşinde koşan aklın dilin sona ermesi gerekiyor. Vazgeçin bu
02:29işte. Vazgeçin bu işte. Bak millet bu işi sevmiyor. Millet
02:34hizmeti seviyor, nezaketi seviyor, centilmenliği seviyor,
02:38çalışkanlığı seviyor, ahlaklı ve edepli olmayı seviyor.
02:42İftirayı sevmiyor. Bizim ağzımızdan bir tek kelime
02:45çıkmadı çıkmayacak. Çıkmadı çıkmayacak.
02:51Şimdi yine ben buradayken söylemem lazım. Çevre ve
02:59Şehircilik Bakanlığı. Yahu Sayın Bakan sizinle biz
03:04çalıştık zaten. Sonra ayrıldınız. Başka bir görev
03:09verildi size son seçimde. Mecliste görev aldınız. Sonra
03:13yerel seçimde aday yapıldınız. Şimdi tekrar bakan oldunuz.
03:18Dolayısıyla her süreçte sizinle irtibattayız. Efendim
03:24itfaiye biz onlara işte bine yakın izin verdik. Eee zaten ne
03:31demiş dört bin iki yüz altmış üçtü dört bin altı yüz kırk iki
03:35oldu. Bizim itfaiye birimindeki çaycıyı da şoförü de ne
03:41bileyim itfaiye birimi için farklı hizmetler elimizde var
03:44bizim. Onları da sayarak sayıvermiş. Ben arkadaşların
03:49basını bildirdiler ama buradan direkt kendisine ifade edeyim.
03:53İstanbul İtfaiyesi'nin iki bin on dokuzda iki bin iki yüz
03:56elli dört itfaiye yeri vardı. Şu anda iki bin yedi yüz otuz
04:00dokuz. Yani o sizin yedi yüz sekiz yüz tane izin verdiğiniz
04:05alımı yapmasaydık biz iki bin bile değildik şu anda. Iki bin
04:09bile değildik. Kaldı ki bakın bir eee Hatay Maraş depreminde
04:15dahi yedi yüz sekiz yüz olsa bineye kadar insan yollasak
04:20yetmiyor. Eee siz burada da orada bir afiyet var da burada
04:25yangın vesaire durmuyor. Yani bu bir ortalamayla yürüyor.
04:28Burayı da boş bırakamazsınız. Biz dedik ki bir çalışma
04:32yaptık. İstanbul'un asla tasarruf yapmayacağı öncelikli
04:38meselelerden biri afet anında çok güçlü bir çalışan
04:42kapasitesine ihtiyacı var. Onun için sizden iki bin beş yüz
04:46itfaiye çalışanı talebinde bulunduk. Bunu kalkmış ya biz
04:52bu kadar verdik işte yok nüfus bu kadar arttı şu hayır afete
04:56hazırlık noktasında ihtiyaç duyduğumuz biz kapasiteden
05:00bahsediyoruz. Ve bunu defalarca sizinle konuştuk. Bir kez bile
05:04bana yahu siz fazla istiyorsunuz böyle bir ihtiyacınız yok
05:07demediniz. Ama imzalamadınız bugün açıklama yapıyorsunuz.
05:12Bunu defalarca konuştuk sizinle. Talep ettik. Bunu
05:15imzalamadınız. İSKİ yönetim kurulu üyesi atamasını
05:18imzalamadınız. Özel kalem atamasını imzalamadınız. Koca
05:22İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin hangi
05:25partizanlığınızı sayayım? Yapmayın. Bu konuda benimle
05:30buradan bir diyaloğa girmeyin. Ama benimle her zaman telefonla
05:36yüz yüze diyaloğa geçebilirsiniz. Nasıl?
05:38Devletin bakanı olarak davet edersiniz gelirim. Hiç o konuda
05:43niye gideyim falan filan öyle bir derdim yok benim. Bugün
05:47davet edin yarın gelirim. İstanbul meselesi için bu
05:51millet için koşa koşa her kapıya giderim. Bizde öyle
05:54ukalalık kibir yok. Bu makamın millete ait olduğunu ben
06:00biliyorum çünkü. Siz o makamın kime ait olduğunu biliyorsunuz
06:05ben bilmem. Ama ben makamın millete ait olduğunu biliyorum.
06:09Siz kime ait olduğunu biliyorsanız onu bir sorgulayın.
06:12Aradaki fark bu. Bakın sevgili dostlarım, kıymetli
06:18bunları konuşmasak olmaz. Sokak hayvanları yasasa
06:23hazırlanıyor, belediyeler masada yok. Hazırladık
06:26uygulayın. Kim uygulayacak belediye? Ya sokak hayvanları
06:30meselesi hazırlanıyor. Belediyeler masada yok. Yahu
06:34dedim acaba biz yokuz da belediyeler birliği mi var? Hani
06:40şimdi belediyeler birliği başkanıyım ya. O kimliğimi o
06:43sıfatıyla baktım. E onların da haberi yok. Başka kanunlar
06:48benzeri kanunlar hazırlanıyor, belediyeler masada yok. Gizli
06:52kapılar ardında. Ya olmaz. Dünyanın her yerinde yerel
06:56güçlenirken biz de yerel yönetimler kapı dışarı
07:01ediliyor. Niye? Muhalefet kazandı, biz kaybettik diye
07:05bakıyorlar meseleye. Burada tekrar ifade yahu kimin malını
07:09kimden esirgiyorsun sen? Mal sahibi değilsin. Bu bu süreçte
07:15bu memleketin tek mal sahibi var millet.

Önerilen