• geçen ay

Category

🗞
Haberler
Döküm
00:00Gündem Özel'in bugünkü konusu hafta sonu yapılacak olan İstanbul Barosu seçimleri
00:24ve bu seçimler kapsamında başkanları programımızda ağırlıyoruz.
00:29Bu sorularımızı soruyoruz ve onların projeleri nedir, neden aday olmak istediler, bu soruların
00:34da yanıtlarını arıyoruz.
00:36Programda ise konuğumuz, Değişim İçin Avukatlar Grubu'nun adayı olan Prof.
00:42Dr.
00:43İbrahim Kabaoğlu.
00:44İbrahim Bey hoş geldiniz.
00:45Hoş bulduk.
00:46İyi aylar diliyorum.
00:47Çok sağ olun.
00:48Nasılsınız?
00:49Teşekkürler.
00:50İbrahim Bey, hiç olmadığı kadar öngörülemeyen bir barosu seçimleri söz konusu.
00:56Birçok baronun seçimi yapıldı, tamamlandı.
00:59İstanbul Barosu'nun da bu hafta sonu tamamlanacak.
01:03Dediğimiz gibi tabii ki birçok aday kendisini her zaman daha önde görüyordur, kazanacağını
01:08düşünüyordur ama dışarıdan bakan bir göz olarak, seçimleri takip eden bir göz
01:13olarak ben bu kadar öngörülemez bir durumu hatırlamıyorum çünkü şundan kaynaklı.
01:18Önce 2 grubu zaten uzun süredir İstanbul Barosu'nun da seçimleri kazanıyor.
01:24Yaklaşık 7 bin oy almıştı Filiz Hanım.
01:26Orayı ciddi bir şekilde bölebilecek 2 adaylı durum söz konusu.
01:29Yani ne kadar bölüneceğini bilmiyoruz.
01:31Öte yandan 2. olan Hasan Bey'in bir oy bandı vardı.
01:366 bine yakın 6 bin civarında ki o oy bandının içindeki birleşenlerin bir kısmı da şu
01:43an sizin adaylığınız etrafında birleşti.
01:46Öte yandan da 5 bin oy bandını koruyan avukat hakları grubunun bir adayı söz
01:53konusu.
01:54Çok sürprizdi.
01:55Her şeyin olabileceği bir adaylık süreci söz konusu.
01:58Öncelikle siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
02:01Öncelikle benim düşüncem şu.
02:04Tabii ki oy dağılımıyla ilgilenmiyorum ben.
02:07Ancak bu saydığınız gruplaşmalar aslında toplasak 20-25 bini geçmiyor.
02:14Oysa İstanbul Barosu'nda 65 bin yaklaşık meslektaş var.
02:19Ki bir önceki seçimde %42'ydi katılım.
02:21Bu çok düşük.
02:22Bu demokratik bakımdan düşük.
02:24Şimdi mesela Türkiye'nin şu anda 3 büyük sorunu var.
02:28Hukuk ve insan hakları.
02:30İnsan haklarına dayanan lehik ve demokratik cumhuriyet.
02:35Üçüncüsü ise hukuk yoluyla demokrasi.
02:38Bu 3 büyük sorun Türkiye'nin bu 3 büyük sorunu aslında İstanbul Barosu'nun sorunudur.
02:47İnsan haklarına dayanan demokratik ve lehik cumhuriyet aslında temelini anayasanın ikinci maddesinde bulmaktadır.
02:54Demokratik devlet, yasama organı değil yalnızca, yürütme organı değil, belediyeler değil.
03:00Kamu kurumiteliğindeki meslek kuruluşları olarak da barolar bu temelde yer alıyor.
03:06Şimdi demokratik devlet temelinde bir örgütlenme söz konusu.
03:12Kamu kurumiteliğinde ve katılım %50'nin altında kalıyor.
03:17Şimdi bunu bütün adayların sorgulaması gerekir.
03:19Ki genelde de seçimlerde yurttaşlar baktığımız zaman seçimlere önemli bir anlam yükler.
03:24Anlam yükler ama İstanbul Barosu'nda katılımın bu kadar düşük olmasını sorgulamamız gerekir.
03:35Neyi arıyorsunuz siz peki?
03:38Ben bildiğiniz üzere iki ay kadar önce kitlesel bir çağrı üzerine sahaya çıktım.
03:47Ben değil, biz söylemiyle yola çıktık.
03:50Kitlesel çağrı 24 saatte 1200 avukatın imzası önüme konulunca durun dedim.
03:561200, 12000'e gitmeye gerek yok.
03:59Devam edin, hayır durun dedim.
04:01Ve yaklaşık olarak bir ay, bir buçuk aydır adliyelerde ziyaretler, ilişkiler, şunu görüyorum.
04:09Özellikle genç meslektaşlar diliminde, ilk beş yıl diliminde, ilk on yıl diliminde
04:16ama bütün kuşaklarda avukat meslektaşlarla baro yönetimi arasında ciddi bir kopukluk var.
04:24Bu kopukluk yalnızca maddi kopukluk değil, fiziki kopukluk değil.
04:31Katılamıyorum kaygısı değil, mani bir kopukluk.
04:34Peki bunun alt metinleri nelerdir?
04:37Hissetmiyor, kendini baroya ait hissetmiyor diyorlar ki bana.
04:40Biz yalnızca eğer aidatımızı ödemezsek baro tarafından muhatap alınıyoruz diyor.
04:47Bunlar şeyden tutun da, CEMEKA servisinde yapılan, verilen hizmetin sonucu olarak
04:58tahakkuk eden paraların çok yüzüğü olması ve çok geç ödenmesinden tutun da
05:03barolardaki merkezler, birimler, komisyonlara katılıma kadar çok ciddi bir şey var, ayrışma var.
05:13Ve ben dikkat ederseniz siz bana birçok şey saydınız.
05:16Önce ilke dediniz, şu kurt dediniz ama ben hiç onları kullanmıyorum.
05:20Bugün karşılaştığım adliyede karşılaştığım kıdemli, duayen avukatlar bunlara kullanınca hayır dedim.
05:28Hukukun üstünlüğü biz, hukuku öne çıkarıyoruz çünkü bizi bağlayan bağ o.
05:34Gerçi ben mecliste de siyaset yapmadım, yapamadım çünkü ben hukuka bağlıyım dedim.
05:40Vekiller, AKP'li vekiller, hocam size saygılıyız ama bizim partilerimiz ayrı.
05:47Hayır diyordum, biz ortak metin üzerinde antişlik anayasa madde 81'e göre
05:53hukukun üstünlüğüne, anayasaya, sadakata.
05:55Dolayısıyla Baro ise meclis gibi siyasal değil, tam tersine bir hukuk kurumu.
06:01Bir hukuk kurumu, öyle bir hukuk kurumu ki 22 kamu komiteliğinde meslek kuruluşu varsa
06:07Baro da belki hukuki statü olarak bunlardan biri ama diğerlerinden farkı,
06:1221'inden farkı hepsinin hukukunu korumakla yükümlü olması.
06:17Yani bütün yurttaşların duruma göre devletin ama bütün bunların hukukunu korumakta yükümlü bir kuruluş, kurum.
06:25Bir demokratik kitle örgütü. Bu nedenle biz hukuku öne çıkarmalıyız.
06:31Çünkü Türkiye'nin en önemli sorunu şu anda hukuksuzluk, anayasasızlık ve keyfi yönetim.
06:38Şimdi burada haliyle böyle bir ortamda kuralı koyan organ, uygulayan ve yargılayan organın
06:45birbirinden ayrıldığı, erkekler ayrıldığı temelinde bir yapılanma öngören anayasa maddeyi ki,
06:51insan haklarına dayanan demokratik ve layık hukuk devleti aslında uygulamada yok.
06:57Anayasanın ikinci maddesi havada kalıyor. Peki o zaman buradan ilk etkilenen grup avukatlar oluyor.
07:04Ve televizyonlarda dikkat edin yoksullaşmadan söz ediliyor.
07:08TÜİK'in yanlış bilgiler vermesine söz ediliyor.
07:11Geliyor, benim asgari ücretle geçinemiyorum diyor.
07:14Ama adliyede, adliye koridorlarında saatlerce bekleyen avukatlar, özellikle genç avukatlar,
07:21yoksuluz diyorlar. Yoksuluz, geçinemiyoruz diyorlar.
07:25O zaman tabii ben aynı zamanda bir anayasacı olarak, 50 yıllık bir meslek yaşamı olan bir kişi olarak
07:31yasamada, yürütmede, yargıda görev yapan, resmi kamu kurumuna görev yapan,
07:37kamu kurumunun kendiliğinde meslek kuruluşuna görev yapan, insan hakları kuruluşlarına dahi sivil toplumuna görev yapan,
07:43yerel, ulusal ve uluslararası ölçekte görev yapan bir kişi olarak,
07:47o zaman ben bu tabloyu bütüncül okumaya tabi tutmam gerekiyor.
07:51Avukatların yoksulluğu, toplumun yoksulluğu ile koşut aslında.
07:56Avukatların yoksulluğu, Türkiye'nin içine sülüklendiği anayasasızlaştırma,
08:04çubuk dışına çıkarma, cezasızlık ortamı ile koşut.
08:08O nedenle ben fotoğrafı bütüncül olarak görmeye çalışıyorum, çekmeye çalışıyorum
08:14ve avukatların karşılaştığı sorunlar öyle bir şeye geliyoruz ki eşiğe,
08:20avukat kimin hakkını savunmak durumunda, yurttaşın değil mi?
08:24Yurttaşın, mağdurların, hayır burada avukat kendi hakkını savunmak zorunda kalıyor
08:31ya da kendi hakkını savunmaktan alıkonulmuş bir şeye dönüşüyor.
08:38Kendi hakkını bile savunamayan bir avukat, hakkı mücadelesini nasıl verecek diyorsunuz?
08:42Nasıl verecek? Şimdi biz savunma hüküm üçlüsü diyoruz, diyalektiği diyoruz.
08:47Adaletin tecellisi için, adil yargılanma hakkına gereklilerin ortaya çıkması için
08:52ama burada ortadaki orta direkt kırık.
08:55Yani sav diyorsunuz, savcıyı alıyorsunuz, yargıç diyorsunuz, yargıcı en şey biçimde,
09:03en korumalı bir biçimde, korumaklı bir biçimde bir statüye koyuyorsunuz
09:10ama ortadaki avukat ne yapıyor? Yoksulluk eşiğinde ve onunla boğuşuyor.
09:17Şimdi dikkat edin, sav savunma hüküm üçlüsünde adil yargılanma hakkının,
09:22düzgün yargılama hakkının gereklerinin gerçekleşmesi hukuk devletine bağlı değil mi?
09:27Yargı bağımsız ise, ekler ayrılığı varsa bununla.
09:30Ama sizin avukatı bu şekilde diğerlerinden farklı bir ekonomik duruma,
09:37statüye yerleştirdiğiniz zaman sosyal devlet ihlal ediliyor.
09:41Adil yargılanma hakkının ihlal edilmesi hukuk devletinin ihlali demektir.
09:45Ama avukatı bu şekilde yoksullaştırdığınız zaman,
09:50hakim ve savcıdan olanaklar bakımından fırsat ve olanak eşitliği açısından onu ayırt etmiş oluyorsunuz.
09:57O zaman siz avukat haysiyetine yaraşır bir konum, avukat haysiyetine yaraşır bir yaşam düşünebilir misiniz?
10:04Bu olmadığı için ne yapıyor? Geliyor kürsüde, hakim diyor ki avukata sen çık dışarı diyor.
10:11Sanık ve diğer taraflarda davalı davalı siz çıkın dışarıda bekleyin diyor.
10:16Savcı orada oturuyor ve hakim karar veriyor. Böyle bir karar olamaz.
10:22O zaman ya savcı da çıkacak ya da avukat da orada duracak.
10:26Şimdi bu benim söylemlerimin başından beri bundan sonra böyle olacak.
10:30Ama hakimin bunu söyleyebilmesi için avukatın da avukatın da belirli bir ekonomik şeye güvenceye sahip olması gerekiyor.
10:41Nasıl ki sosyal devlet stajyer hakim ve savcılara maaş ödüyorsa o zaman avukat stajyer avukata da maaş ödemek zorunda.
10:52Yani avukatın ekonomik güvencesi yok diyebiliyor musunuz?
10:55Avukatın ekonomik güvencesi yok. Bunu İstanbul adliyelerinde gezdiğimiz en az 10 adliyede buna tanık oluyoruz.
11:03Bu çocuklara yazık. Tabii ki ben şunu görmezden gelmiyorum.
11:09Mesela meclisteyken çok mücadele ettim.
11:12Hakim ve savcıların sınavının nesnel olarak yapılması.
11:17Hatta ben kamera kaydı altında yapılsın dedim.
11:20Ya mutlaka müdakat yapılırsa.
11:22Bağırdı Bekir. Dünyanın neresinde kamera kaydı altında yapılmış durumda diye ben de yanıltım şu oldu.
11:29Dünyanın neresinde bir gecede 4 bin hakim ve savcıyı hapse gönderen devlet oldu.
11:35Eğer bu kafayla giderseniz 10 yıl sonra 14 bin hakim ve savcıyı hapse göndermek zorunda kalırsınız.
11:4115 Temmuz sürecini mi kastettiniz?
11:43Tabii tabii o gece gönderildi ya.
11:45Dolayısıyla niçin gönderildi?
11:47Kayırma sistemi olduğu için ama kayırıcı sistem devam ettiği için hakim ve savcılar ne oluyor?
11:53Bizim mezun ettiğimiz benim binlerce on binlerce öğrenci mezun ettim pırıl pırıl.
11:58FETÖ döneminde FETÖ'ye atfediliyordu.
12:00İşte testi kazanıyor, mülakatta dönüyor diye.
12:05Ne yapmak zorunda çocuk?
12:07Hakimlikle savcılık rüyasıyla yetişmiş ama avukatlık yapmak zorunda kalıyor.
12:13Şimdi ne yapıldı?
12:15Şimdi basalt bir kişiyi düşük puanlı 70'i geçiyor.
12:21Mülakatta alıyor arkasında ya AKP ya MHP var diye.
12:25O hakim savcı oluyor ya da parti teşkilatından geliyor.
12:28Peki mesela siz diyorsunuz ya dünyanın neresinde 4 bin kişiyi hapse gönderebildiniz ya.
12:33Bu FETÖ ile bağ olması şüphesi ya da iddiasıyla ya da kararıyla.
12:39Peki siz bu kişilerin suçsuz olduğunu mu düşünüyorsunuz?
12:42Hayır ben şöyle ben sadece resim çekiyorum.
12:45Olguyu saptıyorum.
12:47Suçsuz değil gönderildi.
12:49Ben tabii her zaman herkes için adil yargılanma hakkını savunuyorum zaten.
12:52Adil yargılanma hakkı her zaman herkes için her yerde.
12:56Ama bir saptama yaptım.
12:58Niçin gönderdiniz?
12:59Çünkü dendi ki FETÖ kendi alanlarını doldurmuş.
13:05Onun için gönderdik diyorsunuz.
13:07Ben de diyorum ki siz sınavların nesne olarak yapılmadığı iddiasıyla yargının siyasallaştığını öne sürerek bunu yaptınız ya da yapmak zorunda kaldınız.
13:19Eğer şimdi aynı zihniyette devam ederseniz o zaman adil yargılanma hakkı tesis edilemez, toplumsal barış sağlanamaz ve önümüzdeki yıllarda daha büyük kaoslar doğar.
13:33Ve o kaoslar bizi yeni maceralara sürükleyebilir.
13:39Dikkatlerini çekmek için o konuda.
13:41Yani siz bunu bu mesleği sıradanlaştıramazsınız.
13:46Bu meslek çok önemli bir meslek.
13:48Bunu nesnel şeylerle yapmalısınız.
13:51Peki şu an bir diyorsunuz ya ben bir resmi çekiyorum ortaya koyuyorum diyorsunuz ya.
13:56Peki bu resmi ortaya koyarken İstanbul Barosu'nu nereye koyuyorsunuz bu resimde?
14:00İstanbul Barosu'nu seyirci konumda görüyorum.
14:04Edilgim ve seyirci konumda görüyorum.
14:06Çünkü zaten benim o biraz önce söylediğim gibi sahaya çıkmamda adaylığı kabul etmekte.
14:13Hayır bu anayasal yıkım karşısında ben seyirci kalamam dedim.
14:18Dolayısıyla ben değil biz olarak yola çıkıyoruz dedim.
14:21Bu nedenle eğer İstanbul Barosu gibi bırakın Türkiye'nin en büyük barosu olmayı dünya genelinde ölçeğinde emsalsiz bir baro.
14:32Bu anayasal yıkım sürecinde avukatların yoksullaşması karşısında avukatların ayrımcı muameleye tabi tutulması,
14:42avukatların horlanması, avukatların dışlanması, avukatların keyfi olarak gözaltına alınması, tutuklanması, hapse atılması
14:50ve avukatların kötü muamele görmesi, şiddete maruz kalması karşısında İstanbul Barosu sesini çıkarabilmeliydi.
15:00Biz üç ilke geliştirdik.
15:04Birincisi fikir, bilgi şu anda yaptığımız.
15:08İkincisi dayanışma, üçüncüsü eylem.
15:11Eylem nedir?
15:12İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin mecbur kalmadıkça direnme hakkı eğer hukuk, bütün hukuk yolları bitirdiği zaman hakkın gasp edilmeye devam ederse o zaman direnme hakkını kullanırsın.
15:25Ne zaman kabul edildi biliyor musunuz?
15:27Bu 27 Mayıs 1949 yılında Bakanlar Kurulu kararına ek olarak resmi gazetede yayınlanarak kabul edildi.
15:35Şimdi İstanbul Barosu, koca İstanbul Barosu ve siz kendi üyelerinizin hukuk dışı işlemlere, muamelelere maruz kaldığını seyrediyorsunuz ve o kişilerden yurttaşların mağduriyetlerini gidermesini bekliyorsunuz.
15:53Bekleyemezsiniz.
15:54Dolayısıyla bu konuda İstanbul Barosu'nun sesi daha gür.
15:58Özellikle hangi olaylarda böyle daha sembolik olaylar vardır ya hani artık bu kadar da olmaz dediğimiz, hangi olaylarda İstanbul Barosu'nun çok sessiz kaldığını düşünüyorsunuz?
16:07Ya da hangi olaylarda İstanbul Barosu'ndan mutlaka bir tepki bekliyordunuz da?
16:11İlkel olaylara girmeyelim. Şiddete maruz kalan avukatlar, gözaltına alınan, işkenceye tabi tutulan, işte savcılar tarafından, hakimler tarafından çık dışarı gibi muamelelere tabi tutulan şeyi girerken, adliyeye girerken oradaki özel korumanın tutup da telefonda koy filan demesi ki bana da söyledi bunu.
16:33Bunlara girmiyorum. Çok tipik Can Atalay kararı. Can Atalay Barosu'nun üyesi. Can Atalay milletvekili. Can Atalay hakkında anayasa mahkemesi 27 Ekim 2023'te karar verdi.
16:50Hakkı Tay bu kararı yırttı, çöpe attı, yetinmedi. Bu kararı veren üyeler hakkında suç duyurusunda bulundu. O gelişmeler ne oldu? Zinciri. O kişi, o dairenin başkanı bas savca yapıldı. O dairenin geçersiz kararı mecliste okundu ve bu süreç 16 Ağustos 2024'e kadar yani 10 ay Türkiye büyük bir hukuk kaosu yaşadı.
17:18Ve dünya tarihinde, dünya anayasa yargısı tarihinde görünmemiş bir durum yaşadı, kaos yaşadı ve bu kaos devam ediyor. Peki koca İstanbul Barosu bunları seyirci olarak mı izlemeliydi?
17:33Yoksa İstanbul Barosu, hayır biz yalnızca bizim üyemiz için değil, biz yalnızca anayasa mahkemesi kararlarının uygulanması için değil, biz Türkiye'nin yurtta sulh ülkesi gereği barış ortamında yaşaması için bunu savunmak durumundayız.
17:53Bu kararların uygulamasını talep ediyoruz. Çünkü hukuk yoksa toplumsal barış da olmaz. Hukuku etkili kılamazsak o zaman baroların bir anlamı kalmaz. Biz ki iki devlete yayılan bir baro, biz ki iki kıta üzerinde yetki kullanan baro, biz ki 300 yıla yayılan 19-21'ci emsalsiz bir baro, biz nasıl seyrederiz bunları?
18:17Nasıl seyrederiz? Nasıl böyle mesajlarla yetiniriz? Biz aynı zamanda fikir tamam dayanışma halkalarını genişletiriz. Üç, direnme hakkımızı da kullanırız. Şimdi bu açıdan…
18:31Baro'nun özellikle direnme hakkını kullanmadığını düşünüyoruz.
18:34Direnme hakkı değil, dayanışma olarak ne yaptı? Kaç örneğin anayasacıyı toplayıp da, kaç hukukçuyu, hukuk duayenlerini toplayıp da gelin bu konuda ne yapabiliriz dedi. Ne yaptı?
18:48Yani şimdi kamuoyu biz kendi açımızdan bakmayalım, kamuoyunun şeyinden baktığımız zaman İstanbul Barosu bu son ayda, son 11 ayda Ekim'de olduğumuza göre son 12 ayda yaşananlar konusunda bana lütfen söyleyin medya mensubu olarak yakından izleyen toplumu gözleyen bir medya mensubu olarak İstanbul Barosu bütün bu yaşanan 12 aydır yaşanan büyük hukuk kaosu karşısında,
19:15dünya tarihinde emsalsiz hukuk kaosu karşısında şunları aldı, şu tavrı aldı, şu kararı aldı, şu açıklamada bulundu, şu eyleme yöneldi diye sayabileceğiniz bana üç şey var mı?
19:29Ben muhalefetteki muhalefet ve demokratik kitle örgütlerinin neredeyse hiçbirinin çok iyi bir sınav verdiğini düşünmüyorum. O yüzden yani sadece bir kuruma da indirgemek istemiyorum. Ama şunu söyleyebilirim en azından üniversite öğrencisi olduğum dönemdeki baroların tavrının etkisinin bu dönemle kıyaslanamayacak kadar büyük olduğunu söyleyebilirim.
19:532005'lerin sonlarına itibaren mesela Ergenekon balyoz dava süreçlerinden tutun da birçok olaya kadar çok daha etkisinin yüksek olduğu bir süreç vardı ki zaten programın başında da konuştuk. Katılımın yani Türk vatandaşlarının seçimlere çok büyük önem atfettiği bazen belki de olduğuna çok daha fazla bir önem atfettiği ki çünkü Avrupa'da bu oranlar çok daha düşük yerde.
20:19Baro seçimlerinin oranının bu kadar düşük olması zaten bir sorunun bir soru işaretinin olduğunu gösteriyor diye düşünüyorum.
20:28En azından bunu söylediniz çünkü hali politik bir yanıt verdiniz dolayısıyla.
20:33Ben politik yanıt vermedim sadece.
20:35Yok yok sorunlar yapmanıza gerek yok.
20:37Estağfurullah sadece şöyle ben maalesef dediğim gibi ben de sizin gibi bir tablo ortaya koydum.
20:42Güzel güzel işte ama sorunu son cümle çok önemliydi.
20:46Şimdi Türkiye gibi demokrasi sorunu olan bir ülkede katılım %80'lere 90'lara ulaşıyorsa ama İstanbul Barosu gibi dünyada en sağsız bir baroda katılım oranı %40'larda seyrediyorsa o zaman ben İstanbul Barosu başkanı olsaydım başkanı olarak ya da adayı olarak bunu sorgulardım.
21:10Bu sorgulanması gereken bir husus.
21:12O nedenle ben sesleniyorum.
21:14Bütün avukat meslektaşlara sesleniyorum.
21:16Gelin katılın gelin katılın İstanbul Barosu'ndaki bu demokrasi eksiğini giderelim.
21:23Demokrasi meşruluğu meşruluk sorununu giderelim.
21:26Çünkü bu sorununu gideremez isek eğer İstanbul arasındaki demokrasi ve demokratik meşruluk sorununu gideremezsek o zaman hukuku etkilik kılamayız.
21:38Ben özellikle genç avukat meslektaşlara binlerce on binlerce genç meslektaşlara sesleniyorum.
21:45Bu böyle gitmez.
21:47Sizler İstanbul Barosu'nun önümüzdeki 10, 20, 30, 40, 50, 60, 70 yıl sonrasını düşünmek durumdasınız.
21:56Geçen toplantımıza, lansman toplantımıza üstadımız Alp Sedek katıldı toplantılarımıza.
22:03İki hafta sonra 95. yaşını kutlayacak ve uzun bir şey.
22:08Dolayısıyla bizim listemizde örneğin 30 yaşından 80 yaşına kadar 50-60 yıllık bir ertaze var.
22:16O nedenle gençler gelin diyorum İstanbul Barosu'nun yönetimine katılın.
22:23İstanbul Barosu'nun yönetimi, İstanbul Barosu'nun yönetimi yönetim kurulu, denetleme kurulu, disiplin kurulu ve delegasyondan ibaret değildir.
22:31İstanbul Barosu'nun yönetimi merkezlerdir, komisyonlardır, birimlerdir.
22:37Her birine seçim yoluyla başkan belirlenecek, seçim yoluyla yönetim kurulu belirlenecek ve ilk yapacağımız iş genç avukatlar meclisini oluşturmaktır.
22:48Genç Avukatlar Meclisi yoluyla bir danışman itiliğinde de olsa, oy hakkı olmasa da, gözlemci olarak da olsa, ilk 5 yıl dilimi yönetim kuruluna yer alamadığı için Genç Avukatlar Meclisi'nden Baros Yönetim Kurulu'na temsilci alacağız.
23:06Peki 6 yıl, mesela ilk 5 yıl yönetime giremiyor diyorsunuz ya, izleyicilerimiz açısından sormak istiyorum.
23:12Örneğin 6 yıl, 10 yıl bandı diyelim. Bu 6 yıl, 10 yıl bandından kaç yöneticiniz var yönetim kurulunda?
23:19Yönetim kurulunda 2, en az 1 var. 2 olabilir çünkü doğum tarihleri en az ilgilendiğim alandır ama biri 30 yaşında garanti.
23:32Anladım, anladım.
23:33Dolayısıyla burada şunu söylemek istiyorum, şimdi Genç Avukatlar Meclisi yalnızca katılım, sembolik katılımla değil, Genç Avukatlar Meclisi kendi sorunlarının nasıl çözüleceği konusunda bize önerilerde bulunacak.
23:46Genç Avukatlar Meclisi'nin yapacağı, ilk öncelik vereceğimiz yasa önerilerinin başında gelen avukatlık yasa önerisini Genç Avukatlar Meclisi'nin hazırlanmasını isteyeceğiz.
24:00Bu bakımdan pazar günkü, cumartesi ve pazar günkü katılım çok çok önemli.
24:07Peki, diyelim ki katılım yüksek oldu. Sizin dediğiniz gibi oldu, sizin çağrınız karşılık buldu, katılım yüksek oldu.
24:15Sizin çağrınızdan ötürü katılım yüksek oldu, şimdi muhtemelen eğilim size oldu ve İbrahim Kabaoğlu İstanbul Barosu Başkanı oldu.
24:22Neler yapacak ve kaç dönem nasıl olacak?
24:25Dediğim gibi ilk kez, bir kez. İlk kez adayım, mecliste bulunduğum dönem dışında 20 yıldır, hemen hemen her seçimde benim kapımı çalarlar.
24:37İlk kez aday, o büyük anayasal ikram karşısında, kitlesel çağrı karşısında ve bir kez, bu meslek değildir.
24:44Adaylık meslek değildir, yöneticilik de meslek değildir. Bu bir görev değişimidir ve bu adaylığımızda belirttiğim gibi belli belli amaçları gerçekleştirmek içindir.
24:59Ve ilk yapacağımız icraatlardan biri, hukuk çalıştığı, 3 ay içerisinde bir hukuk çalıştığı toplayıp, akademisyenler İstanbul'daki ve pratisyenler,
25:11pratisyenlerin karşılaşması, sahap oluşması, uzun ayrıntılı toplantı ve nasıl bir Türkiye'de hukuk politikasını üretiriz.
25:22Bu konuda fikri dediğim, dayanışma ve eylem dayanışma arkası da gelişecek. Yönetim olarak ilk el atacağımız husus, avukatların, özellikle genç avukatların bu geçim sorunları, yoksulluk sorunu.
25:40Burada yapabileceğimiz mevzuat dahilinde, bunların çalışan avukatlar, işçi avukatlar, kendilerine bağımlı avukatlar, bunların sigortası, bunların asgari ücreti, avukat haysiyetiyle bağdaşır bir asgari ücret.
25:56Bu ilk 5 yıl dilimden mümkünse avukat baro olarak ödenti almamak. Dolayısıyla aynı zamanda Türkiye Barolar Birliği'ne aktarılan payın sınırlanması gibi,
26:12ama bütçeden, devlet bütçesinin mutlaka sosyal devlet gerekleri doğrultusunda baroya, İstanbul Barosu'na bütün barolara pay ayırması, İstanbul Barosu tabii ki 3 avukattan birini barındıran baro olduğu için en büyük pay buraya ayrılacaktır.
26:32Yaşam çok zor İstanbul'da ve tabii ki biz aynı zamanda İstanbul Barosu'nda staj eğitim merkezini bir hukuk kiniğine çevirmeyi amaçlıyoruz. İstanbul Barosu'nu bir hukuk akademisine çevirmeyi amaçlıyoruz çünkü İstanbul Barosu'nun kabul ettiği stajyer adayı sayısı dikkate alındığı zaman sanki bir hukuk fakültesine öğrenci kaydı gibi oluyor.
26:56O zaman tabii ki birçok hukuk fakültesinden gelen adaylar İstanbul Barosu'na buluşuyorlar ama bu adaylar soruyorum hiç anayasa hocası görmeyen öğrenci de var, hiç anayasa hocası görmeyen stajyer ve avukat da var, çok iyi öğrenim almış avukat da var.
27:17O zaman bizim şu anda hukuk fakültelerindeki eğitime el atamayacağımıza göre İstanbul Barosu'nu sürekli formasyon kurumuna dönüştürmek durumundayız ki kaliteli yani sağ savunma güçlüsünün mükelliğinin sağlanması için avukatın da formasyon güçlü olması gerekiyor.
27:40Şöyle söylüyorsunuz diyorsunuz ki Türkiye'nin çok büyük bir hukuk krizi var aynı zamanda da hukuk krizinde hukuku savunması çok önemli olan avukatların da yaşamsal sorunları var maddi ve manevi sorunları var biz kazanırsak eğer öncelikle bu maddi manevi yoksulluğun yarattığı bir itibar kaybı var bunu kuvvetlendireceğiz diyorsunuz.
28:03Bununla ilgili maddi olarak işte baroya TBB'ye aktarılan paranın azalmasından kısıtlanmasından tutun da işte IDAT alınmamasına kadar biliyorsunuz.
28:15Öte yandan da bu kişilerin mesleki gelişimleri açısından da baronun bir akademi işlevinde olması gerektiğini söylüyorsunuz ve bu şekilde ilerleyeceğinizi söylüyorsunuz.
28:27Genel olarak aslında anlattığım yani sizden anladığım kadarıyla diyorsunuz ki savunmayı yapacak olan kişiler maddi manevi zor durumda İstanbul Barosu hem savunmayı yapan kendi bünyesindeki avukatlara hem de Türkiye'nin gündemine seyirci kalmış durumda.
28:43Ben de normalde aday olmayı düşünmüyordum her dönem bana teklif gelirdi ancak yaşanan durumlar artık öyle bir noktaya geldi ki ben bir kereye mahsus olarak aday olacağım çünkü adaylık bir meslek değildir diyorsunuz doğru anlıyorum değil mi?
28:59Evet.
29:00Peki şimdi genel olarak projeniz yaklaşımınız zaten olgusal düzlemde bu şekilde şimdi ben her adaya mümkün olduğunca da hani hedeflerini soruyorum projelerini soruyorum neden aday olduklarını nasıl bir süreçte aday olduklarını soruyorum.
29:12Ki anladığım kadarıyla siz zaten bu durumdan rahatsızdınız teklif gelince de kayıtsız kalmadınız.
29:18Teklif çok geldi fakat dediğim gibi bu teklifler kitlesel çağrıya dönüşünce artık ben değilim dedim.
29:30Rahim Kaboğlu olarak bu ülkeye bu kadar 50 yıldır 1974 Ankara hukuklu bitirdim 2024 tam 50 yıl yerel ulusal ve uluslararası birçok görev üstlendim.
29:43Bunlar içerisinde en önemli görevlerim 1995'e kadar hakimlerin savcıların avukatların insan hakları formasyonu.
29:55İnsan hakları görevlerim üç çapkamada kullanarak bütün bunları Avrupa Konseyi Fişleri Bakanlığı eş güdümünde Türkiye genelinde bunları planlamak bunları uygulamaya koymak bizzat ders vererek de.
30:10Şimdi bu açıdan bakıldığı zaman ben hiçbir zaman 25-30 kitap yazan 100 makale yazan filan değil hem resmi görevim hiçbir zaman aksatmadım.
30:23Marmara'dakini de aksatmadım Sorbonne'dakini de aksatmadım. Ondan sonra Artvin Cerahattepe'deki Yeşil Artvin Derneği üyeliğimi de oradaki Cerahattepe davasının sürecine de katılıp bizzat sürece katkıda bulundum.
30:38Ama çevre hakkına ilişkin uluslararası sözleşmenin hazırlık sürecine de yer aldım.
30:44Dolayısıyla Birleşmiş Milletler önünde görev yapan bir örgütün merkezin başkan yardımcısı olarak dolayısıyla benim ayağım hem yereldir hem ulusaldır hem uluslararasıdır.
30:57Bu kadar kitlesel çağrı olunca bir anayasal yıkım süreci söz konusu İstanbul borusunda bir sessizliği edilginliği söz konusu o zaman kendi kendime ben bu ülkenin evladı olarak 50 yıldır insan haklarına dayanan layık ve demokratik cumhuriyetin savunucusu olarak o zaman bu birikimimi bu özlemimi bunca çağrı olunca bunca talep olunca
31:26ben İstanbul borusu dünyanın en büyük kurumu yoluyla ve yola çıkarsam katılımcı bir yöntemle kucaklayıcı bir yöntemle kolektif olarak o zaman yalnızca İstanbul'un adaletini değil bu adalet Türkiye'yi de etkiler bu aslında uluslararası ölçekte etki yaratabilen bir sinerji olabilir şeyiyle inancıyla umuduyla yola çıktık.
31:53İbrahim Bey gazetecinin görevi kişiler hakkındaki soru işaretlerinin eleştirilerini filtrelemeden iletmektir.
32:00Öncelikle eleştirilere geçecek olursam şu söyleniyor tırnak içinde konuşuyorum İtalik İbrahim Kaboğlu iyi bir anayasa hukukçusudur ama avukatlık geçmişi yoktur.
32:22O yüzden de avukatlık geçmişi aktif olarak avukatlık yapmayan birisinin baro başkanlığı yapması doğru değildir. Öncelikle bunun hakkında ne düşünüyorsunuz?
32:33Evet yani şimdi bir vadideyiz. Bu Maçka Vadisi'nde de yukarı çıkabilirsiniz. Munzur'dan da vadideyiz. Vadinin tabii eteklerinde ormanların altında dikenler olur, çalılar olur, çiçekler olur.
32:48Bazıları ona bakar. Bazıları ise bütününe bakar. Bütünü göster. Doğru ben icra dairesinde dosya taşımadım. Tapu dairesinde bilmem ne işlemi yapmadım ama herhalde benim kadar Türkiye'de yasama yürütme yargıda görev yapan ve yargının da farklı kollarının sorunlarını hem bir öğretim üyesi olarak hem de orada bir pratisyen olarak.
33:16İstanbul Orası İnsan Hakları Merkezi Başkanı, Türkiye Varlıklar Birliği, İnsan Hakları Araştırma ve Uygulama Merkezi Başkanı, Birleşmiş Milletler, İnsan Hakları Eğitimi 10 Yılı Ulusal Komitesi Üyesi Hakim ve Savcıların Eğitiminden Sorumlu, Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu Başkanı seçimine belirlenen bu kadar görevleri 10 yıllık zaman diliminde,
33:39utesinde, kişiliğinde birleştiren ve İstanbul, Ankara, Paris demeden bütün bu alanlarda çalışan işte o Munzur Vadisi'nlerin çıkarken doğru o çiçekleri görmek, aradaki dikenleri görmek önemli ama Munzur Vadisi'ni bütüncül olarak da görmek önemli diye düşünüyorum.
33:59Yani siz diyorsunuz ki ben belki aktif bir avukatlık yapmadım ama avukatlığın da içinde olduğu bir bütüncül mekanizmanın bir parçası oldum, gözlemcisi oldum, uygulayıcısı oldum ve orada Gezi davasından Cerahtepe'ye kadar gittim söz istediğim uzman olarak davalara birçok davaya müdahil oldum.
34:27Ben dediğim zaman hakimlere buyurun filan dediler. Tabii hiç üstüme girmiyorum, yargılandım, sanık oldum, yargılandım, üniversiteden atıldım, atıldığım gün izleyen gün gene ben bir baro Adana Barosu'nun davetlisiydim.
34:42Orada hodri meydan dedim, benim bütün yaşamım saydamdır, hukuk önündedir, veremeyeceğim bir hesap yoktur dedim ve meclise gittim hepsini o karşımda gördüm. Onlar kendileri için beş yasa çıkardılar yargılanmamak için mali sorumsuzluk, cezai, idari, siyasi ama ben halen beraat ettim.
35:08İdari mahkemesine aklandım, anayasa mahkemesine aklandım, yargıda aklandım hiçbir şeyim yok benim en güçlü tarafım da tamamen haklı olmam, haklı olmam ve saydam olmam her şeyi her şeyi demokratik hukuka uygun biçimde bu bakımdan evet doğru dediğim gibi ben ben sulh mahkemesinin bilmem nesi olmadım ama bütün bu sorunların ve anayasa avukatlığı yaptım.
35:36Ben beş yıl meclisteyken iki yüz yedi anayasa mahkemesi soyut norm denetimi başvurusunu kimisini en baştan yazan baroları parçalayan yasa en baştan kimisinin en son okumasını yapan hepsinin ve o emek veren hiç kimse yoktur ki benim kadar bu yargıyı bütüncü olarak gözleyebilsin sulh hukuk hakimliğinden sulh ceza hakimliğinden anayasa yargısına kadar.
36:05Avrupa mahkemesine kadar bütün bunları birlikte bütüncül gözle gözleyip tikelden tüme varan ve tümelden tikele gelen hani ben çok alçak gönüllü olmakla eleştirilirim ben ama bu konularda alçak gönüllü olamayacağım.
36:30Çünkü elli yıllık elli yıllık yaşamın yasama yürütme yargı yerel ulusal uluslararası kamu yönetimi üniversiteler kamu kurum niteliğinde meslek kuruluşları ve sihir toplum yani bu konuda hiçbir şeyim yok ve ilkler yaşıyorum.
36:50Süremiz biraz daralıyor o yüzden iki sorum daha var size hani hızlıca sormam gerekiyor şöyle ikincisi şimdi iktidarın başımızda en büyük sorunlardan bir tanesinin yargının siyasallaşması olduğu konusunda herkes hemfikir yani ilerici cumhuriyetçi herkes bu konuda hemfikir.
37:06Şimdi siz hukuk insanı kimliğinizi kendinizce öne çıkarmak isteseniz de siyasi de bir figürsünüz baktığımız zaman dahil olduğunuz davalar tepkiler tarihsel konumlanışınız çıkışınız bu da akabinde iki şey getiriyor bir birincisi biz yargının siyasal hani bu eleştirilerle ilgili yargının siyasallaşmasından bahsediyoruz.
37:28Yargı sadece iktidara yakın olan insanlar üzerinden siyasallaşmaz muhalefet üzerinden siyasi figürler üzerinden de siyasallaşabiliyor eleştirisi var birincisi bu ikincisi de şu var mesela akademide bir görev alıyor bir kişi sonrasında mecliste görev alıyor sonrasında işte bazı demokratik kitle örgütleri ya da bazı şey baro gibi yapılarda görev aldıklarında insanlar şu oluyor ya buradan da eksik kalın tırnak içinde söylüyorum tamamen eleştirden bahsediyorum.
37:56Yani şunu da yaptınız şunu da yaptınız ya bunu da yapmayı verin gibi şeyler oluyor her ne kadar siz bunun bir gördüğünüz bir lüzum üzerine bir talep üzerine olduğunu söylüyorsunuz ama yargının siyasallaşması ve hani her makamı her şapkayı kendi bünyesinde biriktirme fetişizmi gibi bir olgusal eleştiri de var sadece sizle ilgili değil bu genel olarak bunun hakkında ne düşünüyorsunuz?
38:18Evet şöyle bir kez şunu söyleyeyim ben yaptığım hiçbir işi yarım bırakmadım sonuna kadar kararlı bir biçimde inanarak az önce size söyleyeyim küçük bir anekdot anlatarak şey yapayım İstanbul'dan yola çıkıp Antalya Ankara Paris vesaire baktım Paris'te Descartes Üniversitesi lojmanında kalıyordum yedi gece ayrı yerde yatmışım yedi gece o tam o yoğun Kopenhag kütüpheleri o benim şeyde gece uyandım
38:48neredeyim dedim bilemedim kayrılıya tuttum ha ben dedim Paris Descartes'in şeyindeyim konutundayım mı ya falan şimdi böyle hani saf diyebilirsiniz naif diyebilirsiniz ama ben hani inançlı bir kişi Türkiye'nin hukuka ihtiyacı olduğunu duyum sayarak yaptığım işi sonuna kadar yaparım
39:14bu bakımdan burada burada kuşkusuz söylediğiniz gibi iki şey var iki şey sordunuz bana bir politika iki kişisel tercih şimdi yaptığımı sonuna kadar yaparım burada o bakımdan ne dedim ilk kez bir kez bir katılımcı yöntemle kucaklayıcı yöntemle kolektif olarak hep birlikte İstanbul barosuna hukuku
39:44İstanbul barosu yoluyla hukuku etkili kılmak inancıyla geldim bu bu bakımdan burada İbrahim Kaboğlu İbrahim Kaboğlu kişisel özveri de bulunarak yapıyor bunu kişisel özveri bu açık yani bu açık çünkü üç haftada üç kitap imzaladım önceki hafta anayasa hukuk dersleri 18. bası önceki gün önce ilk gün avukatlara yönelik anayasa yargısı
40:13yarın da yurttaşlara yönelik olarak Tekin yayınlarında anayasal bilinme hakkını imzalayacağım elimde yoktu yoksa size bir tane imzalayacaktım ama alacağınız olsun size gönderirim ya da bir program yaparız konuşuruz şimdi dolayısıyla hani ben zaten kitap yazan ve bütün bunları tamamlamak isteyen bir kişiyim bunca yoğun birikimden sonra bu birikimi bu birikimi bu yolla yargı pratiğine aktarmak adına yoksa bu birikimi
40:43bu bir özveridir sonuç olarak farklı yorumlayanlara da saygı duyuyorum ama politikaya gelince şimdi ben beni en çok eleştirdikleri husus aslında politikacı olamayışımdır yani hoca dünya çapında bir anayasacı ama hani tırnak içerisinde politika gelmiyor politika yapamıyor ya da politika bilmiyor filan birkaç kez sorulduğu zaman genel başkanımız hocam ulaşabildiniz mi?
41:12Hayır politikaya alışamadım alışmak da istemiyorum o bana alışsın demişimdir bu da belki bir naifliktir bir saflıktır belki de o hukuk inancımın bir şeyidir o bakımdan ben baro ile politika sözcüğü yanına gelmez demiyorum şöyle yanına gelir tabii bir hukuk siyaseti hukuk bir sanattır çünkü hukuk seçeneklerini düşündüğümüz zaman orada da politika var fakat büyük politikada makro demokrasi ekseninde hukuk yoluyla demokrasi diyorum.
41:41Demokrasi bir politikadır değil mi?
41:42Evet.
41:43Yani evet demokrasi aktörlerine ben siz hukuk yoluyla yapacaksınız bunu diyorum kavga yoluyla değil yumrukta hukuk yoluyla yapacaksınız diyorum ya da anayasa Kaboğlu Kaboğlu mecliste olduğu sürece biz yasa yapamayız dedi AKP'li ve MHP'li milletvekilleri o zaman ben de onlara dedim ki anayasaya saygılı yasa yapacaksınız dedi yani oradaki mücadelem çok açık.
42:06Dolayısıyla biz politikacıları mesela Sayın Erdoğan İsrail bizi tehdit ediyor dediği zaman ben baro başkanı olsaydım konuşurdum o sıfatımla çünkü sayın cumhurbaşkanı İsrail bizi tehdit ediyorsa bunun yeri mecliste açıklamak değil ki.
42:25Milliyet güvenlik kurulunu niçin toplamadın derdim.
42:27Niçin toplamadın ya da meclise gelip neden bilgi vermedin derdim.
42:32Evet.
42:33Sonradan niçin bu çünkü benim görüşüme göre anayasa maddi anayasa başlangıç kısmı yurtta sulh cihanda sulh bizim kolektif barış hakkımız anayasanın güvencesinde.
42:45O zaman ben İstanbul Barosu olarak barış hakkının da savunucusuyum.
42:50Barış hakkını tehdit eden bir açıklama yapıldığı zaman ben onu eleştirdiğimde politika olmuyor.
42:57Bu şu anlama geliyor politikacıya sen anayasa çerçevede davran demektir.
43:03Bu bakımdan hani beni eleştirenlerin bu konuları iyi öğrenmesi gerekiyor.
43:08İyi öğrenmesi gerekiyor politika nedir?
43:10Politikacılığın hukuka saygısı ve hukukçuların görev ve sorumluluğu nedir?
43:14Bunları çok iyi öğrenmesi gerekiyor.
43:16O zaman son sorumuza gelelim.
43:18Şimdi siz özellikle dediniz ki kavga yoluyla değil hukuk yoluyla bir mücadeleyi her zaman tercih ettim.
43:23Öte yandan da bir toplumsal mutabakat gibi bir mutabakatla davet edildim ve artık geldiğim noktada hem birikimimi aktarmak hem de endişe duyduğum konulara kayıtsız kalmamam gerekiyordu ve aday oldum dediniz.
43:36Şimdi baktığımız zaman hani listenizle ilgili kadronuzla ilgili önemli eleştirileri de görüyoruz.
43:43Baktığımız zaman kadronuzdaki kişilerin önemli bir kısmı hatta en azından bir kısmı bunu dediğim gibi aktarıyorum eleştirileri aktarıyorum.
43:53PKK narkoterin örgütü ile ilgili olarak buna yeteri kadar mesafeli olmayan ve özellikle de daha az yani bir toplum nezdine baktığımızda daha çok bir görüşün hani genel bir görüşlerin toplandığı bir ekipten ziyade muhalefet bandında görebileceğiniz bir ekip içinde daha bir dar bir hareketin mesela örneğin şu an önceki grubuyla ilgili birçok adayın da yaptığı eleştiri şu yıllardır burayı dar bir kadro yönetiyor ve biz bunu kırmak istiyoruz diyor.
44:22Çeşitli avukatlar.
44:23Öte yandan sizin kadronuzla hani Cumhuriyet ve Atatürk değerlerine ilgili çok barışık olmayan hatta yeri geldiğinde terör örgütü konusunda yeterli mesafeyi koymayan kişilerden oluştuğu yönünde eleştiriler var.
44:38Yani bununla ilgili çeşitli işte tepkiler de oluyor yazılar da oluyor. Siz bu konuda ki diyorsunuz ben bir layık cumhuriyet savuncusuyum cumhuriyet savuncusuyum cumhuriyet değerlerini önemsiyorum kavga yoluyla değil hukuk yoluyla bir mücadeleye önemsiyorum hayatım boyunca hep şeffaf oldum ve her şeyi hukuki bir düzlemde yaptım.
44:56O yüzden de hep sanık olsam bile aklandım dediniz.
44:59Bu eleştiriler hakkında ne düşünüyorsunuz?
45:03Şimdi Çağdaş Bey avukat mesleğini müvekkili ile ilişkileri çerçevesinde şey yapamayız teslim edemeyiz.
45:16Çünkü yani müvekkil bir katilin de avukatı olmak durumunda dolayısıyla bu konular o kadar o zaman avukatlık mesleği yapılamaz.
45:29Yapılamaz yani sav savunma hüküm üçlüsünde hüküm üçlüsünde o zaman nasıl ki savcı tektir avukat hakim tek o zaman savunma ve savunma hakkı kutsaldır ve müvekkille de özdeşleştirilemez diyorsunuz.
45:43Özdeşleştirilemez bu uluslararası standart.
45:45Peki bu aşamada kadronuzun hani tabi bu dediğiniz şey zaten evrensel gerçeklikler yani hukuksal da normlar.
45:53Peki kadronuzun özellikle daha bazı grupların müvekkilleri etrafında şekillenmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
46:01Hayır yani şöyle bizde 35 kişi varsa eğer kadronuzda ekibimizde hani 3-5 avukat belli siyasal davaları aldı diye o açıdan konuya sen niçin şu davayı aldın öbürü de çıkar ya sen neden bilmem depremzede bilmem müteahhitin davasını aldın filan diye bunlar bu alanlar gerçekten çok şeyli bir alanlar.
46:29Öznet alanlar ben şuna bakarım ben şuna bakarım avukatlık mesleğinde yüz kızartıcı bir şey var mı?
46:35Avukatlık ahlakına uymayan, normu ihlal ettiğin, avukatlık haysiyetiyle bağdaşmayan bir şeye girmiş mi?
46:42Yoksa Türkiye'de hani çok oluyor şu şeyi niçin kınamadın, şu açıklamayı niçin yapmadın Ankara'yı ibretle izliyoruz değil mi?
46:50Dün anayasa mahkemesini kapatılsın diyenler şimdi ne dediklerini şey yapıyorum.
46:55Bir de tabii bu konuda mesela benim hakkımda söylenenleri şey yapıyorum ki ben hani dediğim gibi kamuoyunda daha açığım, daha tanınmış bir kişiyim, daha yaşlıyım, daha uzun bir elimli şeyim var.
47:09Öyle şeyler söylüyorlar ki yahu annemi babamı mezardan çıkarsalar yahu oğlumuz bu muydu filan yani öyle şeyler.
47:17Mesela şunu da eleştirirler bilirler beni bu görebilirler ama benim hakkımda da benim sanki böyle bir insanmışım gibi görünmesi rahatsız oluyorum dediğiniz neler var örneğin?
47:28Kaç dakikamıza?
47:29Yani son iki dakika diyelim.
47:31Yani yirmi beş dakika demiştik elli dakika oldu öyle düşünün.
47:33Bakın şimdi yirmi yıl önce Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu Başkanlığına son dakikada FETÖ'cü bir aday çıkardılar benim karşıma.
47:42Soluğu mahkemede aldık adliye koridorlarına aldık.
47:45Yarkıtay Ceza Genel Kurulu'nda aklattık Türkiye Cumhuriyeti Yurttaşlığı.
47:49Meclise şey oldu aday gösterildim.
47:52Yüksek Seçim Kurulu'na itiraz edildi Kaboğlu vekil olamaz diye.
47:55Yüksek Seçim Kurulu Oy Birliği'ne karar verdi.
47:57Yasama etkisi devredilemez diye bir rapor hazırladım.
48:01Kaboğlu anayasanın değişmez maddelerini sorguluyor anayasa tasarlıyor.
48:04Ya hiç ilgisi yok, hiç ilgisi yok.
48:06Ben hesaplaşıyorum mahkemelerde onlarla.
48:08Şimdi tuttular son günlerde Kaboğlu anayasanın değişmez maddelerinin değişmesini.
48:14İlk dört madde.
48:15Ya Kaboğlu ne zaman, ya Kaboğlu şöyle diyor.
48:18Az önce anlamıyorlar dedim ya.
48:20Diyorum ki, 95 ve 2001 anayasa değişikliğinde başlangıç kısmında ve 14. maddede ikinci maddeyi pekiştirici değişiklikler yapıldı.
48:32Örneğin, biz insan haklarına dayanan devlet 1961 anayasasında 82'de insan haklarına saygılı devlet biçimine değişti.
48:41Daha da gevşetildi.
48:42Biz 20 yıl boyunca eleştirdik.
48:442001 değişikliğinde ise 14. maddeye insan haklarına dayanan veyik ve demokratik cumhuriyet kavramı kondu.
48:52Şimdi ben şöyle yorumladım.
48:53Şimdi dedim ikinci maddeyi biz daha ilerici anlamda insan haklarına dayanan devlet şeklinde yoğunlayabiliriz dedim.
49:01Bunu yazdım, savundum.
49:03Anayasa mahkemesi de benim görüşümle paralel geliştirdi.
49:07Dolayısıyla sorun şu burada.
49:09Şimdi beni esasen kahreden ilk dört madde kalksın, dördüncü madde kalksın diyenlerle, talibamcılarla, ışıkçılarla hemen hemen aynı kefeye koymaya çalışmaları.
49:19Ben diyorum ki olur.
49:21Almanya'nın yaptığı gibi, Fransa'nın yaptığı gibi kurucu babaların koyduğu maddeler daha ileriye götürülebilir.
49:28İnsan hakları işte az önce ne dedim?
49:30Direnme hakkı bile bunun içerisinde var.
49:32Anayasa madde 2.
49:34Ama siz bunu geriye götüremezsiniz.
49:37Şimdi sorun burada.
49:38Ben bunu savununca bir öğrenci okuyor şeyler.
49:42Ya Kaboğlu bunu böyle demiş diyor.
49:44İşte bu belden aşağı vuruluştur.
49:46Bu pusudan ateş etmektir.
49:49Bu kalleşçe vurmaktır.
49:51Şimdi benim gibi bu kadar kitap yazmış, kitaplarını yetiştiremeyen on binlerce öğrenci yetiştirmiş adliye koridorlarında karşılaştığımız zaman,
49:59gözyaşlarını tutamayan hocam seni gördük 30 yıl sonra falan diye diyen bir kişiyi bu kadar belden aşağı vuruyorlarsa,
50:06vuruyorlarsa o zaman hani benim sistemde işte falan kişinin avukatlığını yaptı, falan grubun avukatlığı yaptı.
50:14O zaman ne olacak?
50:15Can Atılay'ın avukatlığını yaptı diyecek biri.
50:18Sorosçu falan diyecek.
50:20Ya Sorosçu, Soros diye bir suç var mı?
50:23Şimdi ben hukukçu olarak bunları sorgulamak zorundayım.
50:25Falanı foncuydu diyor.
50:27Şimdi son olarak şunu belirteyim.
50:29Rahmetli Türkan Saylan'da hayattaydı.
50:31Çağdaş Hişam'ı destekleme derneği başkan yardımcısıydı.
50:34Yazdı.
50:35Yılmaz Dikbaş adında biri yazdı.
50:37Dedi ki Kaboğlu dedi, Çağdaş Hişam üzerinden fondan fondlandı dedi şu kadar bin avro.
50:43Şaşırdı.
50:44Türkan Hanım şey yaptı falan olur mu öyle şey.
50:47Ben dava ettim.
50:48Anayasa Mahkemesi önünde kazandık.
50:5015 yıl sürdü.
50:51Ama adam hayatta, işte benden en az 10 yaş büyük, hiç hayatta görmedim.
50:56Kendisi hayatta.
50:57Fakat elinden bütün malını mülkünü çıkarmış, çıkarmış.
51:02Maaşına da haciz koyamadığımız için, koyamadığımız için bana hükmedilen tazminatı da alamadım.
51:09Ben o tazminatta şey yapacaktım.
51:11Gazetede kocaman ilan verecektim.
51:14Bu adam beni kararladı bir tür.
51:16Bir tür hırsızlık da, bir tür iftira etti bana.
51:19Şimdi onu çarşaflayacaktım ben.
51:21Ama yapamadım.
51:22Belki de yine çarşaflayacaktım.
51:23Yani Yılmaz Dikbaş adını veriyorum.
51:25Beni dava etsin diye adını veriyorum.
51:27Ama işte bu tür adamlar çok var Türkiye'de.
51:30Yani şunu diyorsunuz.
51:33İbrahim Kaboğlu cumhuriyetin ilk 4 maddesine karşı değildir.
51:38Bu maddeleri destekliyordur.
51:40Bu maddelerin güçlendirilmesini en fazla geriye götürmez.
51:44En fazla ileriye götür diyorsunuz.
51:46Ve kurucu babalar vurgusu yaptınız.
51:48Ki bu aslında daha çok Amerika'da kullanılan bir tabirdir.
51:51Ve Türkiye'de kurucu iradeye, kurucu felsefeye.
51:55Ve İbrahim Kaboğlu cumhuriyet değerleriyle bağlı ve kurucu iradeyle bağlı bir profildir.
52:02Bunu siz diyorsunuz ya bazı bana haksızlıklar yapılıyor.
52:04Hani böyledir diyorsunuz değil mi?
52:06Bunu zaten tartışmam ben.
52:07Kime tartıştırabilir?
52:09İşte benim hakkımda bir takım şeyler çıkınca.
52:12Yine rahmetli Türkan Saylan topluyor.
52:15Bütün Çağdaşi Şanlı Destekleme Derneği üyelerini 15 yıl kadar önce topluyor Fatih'te.
52:20Çıkıyor kürsüye diyor ki siz Kaboğlu, İbrahim Kaboğlu kimdir biliyor musunuz?
52:25Borçka'da diyor Rus bayrağını direkten indiren ve Türk bayrağını asan Osman Nuri Kaboğlu'nun yeğenidir diyor.
52:34Ben de diyorum ki Türkan Hanım'a lütfen bunları karıştırmayalım diyorum.
52:38Çünkü Türkan Hanım demek istiyor ki Kaboğlu öyle sizin zannettiğiniz şey bir insan değil.
52:43Dolayısıyla bunları konuşmaya gerek yok dedim.
52:46Çünkü ben yazdıklarımla konuştuklarımla cumhuriyetin ilk kuşağının çocuğuyum ben.
52:52Bu kültürle yetiştik ve benim bütün şeyim ömrümün sonuna kadar insan haklarına dayanan
52:58demokratik ve layık cumhuriyet için son nefesimi verinceye kadar bu nedenle bu amaçta bu yönde emek harcayacağım ben.
53:07Bu konuyu hiç kimseye tartıştırmam ben ama ne yapmak istiyorlar?
53:11Kaboğlu dikkat edin Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu Başkanlığına nasıl seçilir?
53:15Hemen vurmaya başladılar. Kaboğlu nasıl milletvekili seçilir?
53:18Hemen vurmaya başladılar. Kaboğlu İstanbul Borçlu Başkanlığına nasıl seçilir?
53:22Çünkü biliyorlar ki Kaboğlu dengeleri bozacak. Kaboğlu hukuku etkilik kılmaya çalışacak.
53:27Kaboğlu artık diyecek hukuka dönüşün zamanıdır saraya dur diyecek.
53:33Yıkamazsın sen diyecek. Yıkamazsın böyle istediğin gibi hukuku alt üst edemezsin.
53:39Bu ülkenin kazanımları var diyecek. Bunu sorgulayacak, katılımcı yöntemle kitleyi arkasına alacak
53:47ve İstanbul borusunun büyüklüğünü yalnızca İstanbul'da değil Türkiye'de ve Avrupa ölçeğinde gösterecek.
53:55Bu açıdan statükocular bana karşı olabilir. Olsunlar beni eleşirsinler.
54:01Mesela diyorlar ki bazıları yaşı biraz ileri değil mi? Teşekkür ederim diyorum.
54:06Teşekkür edin deneyimi mi dillendirmek istiyorlar diyorum. Ama en çok kızdığım şey kara çalma.
54:13Ver yansın etme ahçak çakalleşce. Gelsinler benimle konuşsunlar.
54:19Sizin konuştuğunuz gibi çağdaş bir biçimde, çağdaş bir biçimde saydam bir şekilde konuşsunlar.
54:29Bu bakımdan bütün genç...
54:33Ben zaten her zaman balonların maskesiz olması taraftarıyımdır. Bunu önemsiyorum.
54:39Çok teşekkür ederim İbrahim Bey.
54:43Gündem Özel'in bu programında İstanbul borusunun seçimlerini konuştuk.
54:48Seçimler kapsamında da Avukatlar İçin Değişim Hareketi'nin başkan adayı olan Prof. Dr. İbrahim Kabuğ'unu ağırladık.
54:57Bir sonraki programda görüşmek üzere.

Önerilen