Oynatıcıya atlaAna içeriğe atlaAltbilgiye atla
  • evvelsi gün
Free Line By Raif Akyüz'ün bu haftaki Türk sinemasının usta ismi Abdullah Oğuz .
“O Şimdi Asker”, “Mutluluk”, “Sıcak”, “Eski Sevgili” gibi etkileyici yapımlarla sinema dünyasında derin izler bırakan yönetmen, yapımcı ve senarist Abdullah Oğuz, kariyer yolculuğunu, kamera arkasındaki zorlukları, sektörün bilinmeyenlerini ve Türk sinemasının geleceğine dair öngörülerini anlatıyor.

🎯 Bu bölümde neler konuşuldu?
- Yönetmenlikte kırılma anları
- Sinemada güçlü hikâye yaratmanın sırları
- Genç sinemacılara öneriler
- Dijital platformların sektöre etkisi
- Türk sinemasında değişen dinamikler
Ayrıca Oğuz’un hiç paylaşmadığı anekdotlar, projelerine dair çarpıcı ipuçları ve medyanın dönüşümüne dair özgün yorumları da bu söyleşide sizlerle.

📌 Sinema severler, medya profesyonelleri ve genç içerik üreticileri için ilham verici bir bölüm!

🎯 İzlemeyi unutmayın, yorumlarınızı mutlaka bekliyoruz!

🔔 Abone olun, bildirimleri açın, bu değerli sohbeti kaçırmayın!

#MikrofonSende #AbdullahOğuz #RaifAkyüz #TürkSineması #Yönetmen #Sohbet #Röportaj #FilmYapımı #SinemaDünyası
Döküm
00:00NUMBER ONE ekranlarından herkese merhaba, bendeniz Raif Akyüz.
00:07NUMBER ONE TV ve Nişantaşı Üniversitesi işbirliği ile hepiniz hoş geldiniz.
00:15Bu memlekete bir daha asla gelmeyecek büyük dahi deha Mustafa Kemal Atatürk'ün önemli bir sözüyle programa başlamak isterim.
00:25Sanattan mahrum bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.
00:30Her daim yaşasın sanat konuğum, yönetmen, yapımcı, senarist Abdullah Oğuz.
00:37Hoş geldiniz Abdullah Bey. Nasılsınız?
00:40Teşekkürler sizler.
00:41Teşekkür ederim. Ben de iyiyim.
00:44Aslında biz Abdullah Oğuz'dan ne kadar çok bahsetsek de anlasak da yeterli olmayacak.
00:49O yüzden Abdullah Oğuz'u kendisinden dinleyerek hemen programa başlayalım.
00:54M.Ö. New York'ta prodüksiyona başladım.
01:00Ama daha çok birazcık ekonomi, ben o ekonomi okudum.
01:05Marketing tarafım güçlüydü.
01:07İlk şey icat ettim, dünyada ilkti, katalogla mail order dediğimiz katalogla satış yapan firmalara video ile ürünlerini satma fikri çıktı.
01:20Ve bu çok önemlidir. Wall Street Journal'da da büyük haber olmuştu o zaman.
01:27İlkinde bir araya koydum.
01:29İşte kamera.
01:31Kreatif bir çocuk vardı ondan sonra.
01:35O yönetmendi.
01:36Hiçbirini bilmiyordum ben bunları.
01:37Sonra öğrendim.
01:38İşte ışıkçısı falan.
01:39Hawaii'ye gittik.
01:41Ben modaya çok düşkündüm ve ilk kez böyle bir video katalog çektik bir firma için.
01:47Ama bunlar 80 milyon katalog gönderen bir firmaydı senede.
01:51Satışları videodan daha yüksek cirolar yapmaya başladılar.
01:56Çok başarılı oldu.
01:57Wall Street Journal'da haber oldu.
01:59Sonra bunun devamı oldu.
02:00Ben o birincinin sonunda montajda biraz da modaya düşkünüm.
02:07Dedim ki ben bunu yapabilirim galiba.
02:09Kendimi yönetmen ilan ettim tepeden.
02:12Ve ondan sonra yönetmen oldum.
02:15Kendimi keşfettim.
02:16Demek ki varmış şeyde.
02:17Yani aslında işin biznes tarafından başlayıp sonra işte buraya geldi.
02:23Sonra reklamla falan.
02:241992'de Türkiye'de ilk özel kanallar başlayınca o zamana kadar reklamlar falan çekiyordum.
02:34Daha çok işte fashion, moda oriented.
02:37Sonra Türkiye'ye çok büyük girdik.
02:39Amerikalarla joint venture yaptım ve bir ortaklık yaptım.
02:45İki senede 17 tane yarışma programı yaptım.
02:48Yani o zamanlar televizyonun yüzde.
02:52Neredeyse her şeyi biz yapıyorduk.
02:54Çok büyük bir ekip oluşturduk.
02:56Reklamlar çekiyoruz falan.
02:59O arada da kendim yani yönetmenlikten çok dizayn ediyordum.
03:06O şeyi kuruyordum falan.
03:08Organizasyonu yapıyordunuz.
03:10Yani işte birazcık o şeyimi aktarıyordum.
03:14Diziler yapmaya başladık.
03:17İlk bölümü kendim çekiyordum.
03:18O dünyayı kuruyordum.
03:19İşte Asmalı Konak'ta gittim.
03:22New York'ta çektim.
03:22O dünyayı kuruyordum.
03:24Sonra Çağan'da o zamanlar çok yeniydi.
03:27Asistandı.
03:29Çağan'a verdik ve Çağan onu gayet iyi götürdü.
03:33Timur Savcı'da orada yapımcı derken beraber çalışıyorduk.
03:36Çok başarılı bir iş oldu.
03:39Hala Rekoron'da 30 reyting.
03:40Yani bugün işte 12 reyting alan işçilere baktığın zaman vah diyoruz.
03:4630 reyting alıyorduk.
03:47Pazartesi akşamları hiç kimse sokakta yoktu.
03:50Yani herkes Asmalı'yı seyrederdi.
03:5380 şer.
03:55Bilmiyorum ne kadar rakamlara hakim arkadaşlar ama.
03:58Neyse daha fazla uzatmayayım işte.
04:00Çok yoğunduk.
04:02Vaktim yoktu.
04:03Ama ben sinema yapmak istiyordum asıl.
04:05Sonra yavaş yavaş işte.
04:07Önce bir filmin yapımcısı oldum.
04:10Biz yaptık yani.
04:12O şimdi asker değil.
04:13O şimdi asker.
04:15Sonra o şimdi mahkumu.
04:16Levent Kazak'la çalıştık.
04:17Mustafa Altoklar çekti.
04:18Birincisini ben yapımcısıydım.
04:20Sonra işte ne bileyim Mustafa hakkında her şeyin yapımcısı oldum.
04:25Çağ'ını orada bir şey yaptık.
04:27İstediği filmi hani çektirdik.
04:29Evet.
04:30İşte sonra o şimdi mahkumu yönetmeniydim falan.
04:33Oradan böyle gitti.
04:34Asmalı Konak dizisi hayatınızda neler kattı?
04:39Kariyer o anlamında.
04:40Yani televizyon hayatına çok fazla bir şey katmaz.
04:43Televizyon çok.
04:45Ne güzel.
04:46Hala 20 sene sonra Asmalı Konağı konuşuyoruz.
04:50Bir başarılı bir iş diyoruz.
04:52Asmalı Konağı'nın bu kadar önemli olmasının sebebi drama dünyasında ilkti şey olarak.
04:59Çıtayı çok yükselti.
05:01İlk olması çok önemli.
05:02Yani bakın bence önemli.
05:05Yönetmen olarak şimdi Kral TV'nin başlayacağı sene ben bir tane klip çektim.
05:14Çıtayı yükselsin diye.
05:16Arnavut kaldırımı.
05:17O günkü parayla Sony'den 700 lira aldım.
05:211100 lira harcadım.
05:23O zamanlar tabii biz çok iş yapıyorduk.
05:25İmkanımız da vardı.
05:27Tamam mı?
05:28Negatif kamerayı yurt dışından getirirdim.
05:31Ben saç reklamı çekerdim.
05:32Şampuan.
05:34Saç tarayanı da yurt dışından getirdim.
05:36Ben çok know-how.
05:38En önemli şey burada bence.
05:40Know-how olayına ben çok inanan biriyim.
05:43Yani o yarışma programları da öyle.
05:47Her şey know-how.
05:49Amerika'yı yeniden keşfetmeyecek.
05:50Yurt dışından alınıyor.
05:51Mesela Survivor.
05:53Kim 500 milyar ister.
05:54Formatlar mı?
05:55Evet evet.
05:55Bizim yaptığımız zaman da formatları dışarıdan alıyorduk.
05:58Ama yani biz sulandırdık.
06:01Senelerce 7 sene orada çarkı felek yaptım.
06:04Ben işte bir buçuk sene Kanal D'yi birinci kanal yaptık biz çarkı felekle.
06:09Evet.
06:10O zaman böyle dizlerimizler yoktu zaten.
06:12O zaman Mehmet Ali Erbil.
06:14Evet ama biz formatı sulandırdık.
06:17Yani Amerikalılar o kadar çok ödül aldık ki biz çarkı felekten dünyada.
06:21Format olarak 25 dakika off prime time dediğimiz zaman da Amerika'da ve dünyanın her yerinde çarkı felek yayınlanır.
06:31Wheel of Fortune olarak.
06:32Biz ona gittik iki buçuk saat sulandırdık.
06:35Canlı, canlı bağlantılar.
06:37Mehmet Ali Erbil zaten çok yetenekli bir adamdı.
06:40Ve başka bir hale dönüştürdük.
06:42Başta Amerikalılar durun ya dediler bizim formatımız bu değil.
06:45Ama sonra bir baktılar.
06:48Sonra taklit etmeye başladılar.
06:50Türklerin öyle bir garip bir tarafı var yani.
06:52Bu dramalarda da şimdi şikayet ediyoruz ama yurt dışında bu kadar satılıyorsa 140 dakikalık.
06:59Tabii.
06:59Onlar onu 140 dakika oynatmıyor.
07:012'ye 3'e bölüyorlar.
07:03Ama biz bazen kendimiz eleştiriyoruz.
07:07Ya diyoruz ki çok özellikle gençler işte.
07:10O ona bakıyor, o ona bakıyor, yavaş akıyor bilmem ne filan.
07:13Zaten onlar da olmayan da o.
07:15O melankolik şey kısmını, melankolik kısmı seviyor onlar.
07:22Şeyi seviyorlar.
07:22O dramadaki işte onların alışık olmadığı bir şey onlara değişik geliyor.
07:27Belki ileride bu yavaş yavaş azalacak ama.
07:31Türklerin böyle bir şeyi var yani.
07:33Meksika dizileri seyrederlerken şimdi dünyanın her yerinde işte çocuklarına bile bizim o karakterlerin ismlerini koyuyorlar.
07:40Az önce bahsettiniz, şarkı felekten bahsettiniz.
07:43Burada ekip işi de önemli değil mi?
07:44Doğru sunucuyu seçmek, ekibi oluşturmak.
07:47Çünkü ekiple yapılan bir iş ya bu.
07:49Ekip işi yani ekip her yerde önemli zaten.
07:53Sinemada da, televizyonda da, formatta da.
07:56Çok klişe laflar bunlar ama herkesin birçok...
07:59O günlerde çok başkaydı şimdi.
08:02Aniyese bizim şirket bir okul gibiydi.
08:05Bugün yani Netflix'in başındaki arkadaş da benim 20 yaşından beri asistanımdı.
08:12Timur Savcı da oradaydı, rahmetli Meral Okay da orada.
08:16Herkes oradaydı.
08:17Volkan Öksüz de oradaydı.
08:19Herkes oradaydı yani.
08:21Anlatabiliyor muyum?
08:22Anlatabiliyor muyum?
08:23Dolayısıyla şey vardı, biz ekiptik.
08:27Senede 500 tane reklam filmi çekilirdi orada yani.
08:30Her şey yapılırdı.
08:32Şeyi çok iyi biliyorum ben.
08:34Düşünsenize, çarkı felek yapıyorsunuz.
08:36O senelerde elektronik hiçbir şey yok.
08:39Tobleron'da bir anda bir harf kimsenin aklına W mu gelmemişti?
08:46Bir şey olmuştu.
08:47Arkada çocuk iki tane V ile W yapıp oraya koymuştu.
08:51Şimdi anlattığınız zamanlar bunlar çok şey...
08:54İki ayda o ANS stüdyolarını yapmıştık biz.
08:58Mehmet Ali dalga geçerdi çünkü fırtınada, yağmurda damı akardı.
09:04O imkansızlıklardan.
09:05Ama o zamanlar her şey yeniydi.
09:08Çok büyük heyecan vardı.
09:10Herkes daha özveriyle ve keşfetmeye, daha çok keşfetmeye dönük o motivasyonla çalışıyordu herkes.
09:18Çünkü yokluk vardı.
09:19Şimdi öyle değil ki.
09:20Şimdi her şey çok fazla zaten.
09:23Başka bir şey daha söyleyeyim.
09:26Şimdi işte mesela ben Amerika'da da çok production yaptım.
09:31Burada da yapıyorum.
09:33Maalesef yani.
09:34Hani burada 14 saat çalışıyoruz diyorlar, şikayet ediyorlar ya.
09:38Orada 10 saatte daha fazlasını yapıyorlar maalesef.
09:42Çünkü Türkiye'nin en büyük sorunu iletişim.
09:47Bizim sektörde de öyle.
09:48Tamam mı? İletişim.
09:50Her yerde aksıyor.
09:51O adamlar o kadar iyi biliyorlar ki işlerini.
09:54Bizde rejide 6 kişi oluyor.
09:56Onlar 3 kişiyle.
09:56Ben 3 kişi rejide 3 kişiyle sinema filmi çektim New York'ta.
10:01Şimdi buradaki çocuklara diyorum ki 6 kişisiniz ya.
10:04Yani yardımcı yönetmen diye bir şey yoktu ki Amerika.
10:07Hala yok.
10:08First AD dediğimiz ilk asistan vardır.
10:11Burada yardımcı, onun yardımcısı, onun yardımcısı böyle sürekli böyle bir şey.
10:16Bu tamamen bence iş bilmemezlikten.
10:19Biz de elimizden geldiği kadar onu oluşturmaya çalışıyoruz doğru şekilde.
10:23O zaman size şöyle bir soru sormak istiyorum.
10:25Türkiye'deki sinema sektörü ile Avrupa'daki, dünyadaki sinema sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
10:31Orada mesela 3 kişiyle bir iş yapılabiliyor ama burada 10 kişiyle yapılıyor.
10:35Bir iletişimsizlik problemi olduğunu söylediniz.
10:38Bunun dışında ne gibi problemler var?
10:40Ya sistem, sektör.
10:44Şimdi sektör başka bir şey.
10:46Sektör oluşması.
10:47Türkiye'de hala o sektör oluşamadı.
10:50Hala aksiye aksiye gidiyoruz.
10:52Bu menajerlikten tut.
10:58Tamam mı?
10:59Senaristlikten tut.
11:01İşte yavaş yavaş.
11:02Şimdi biz de Türkler şeye çok...
11:05Mesela biz bir şeyleri değiştirmeye çalışıyoruz ya.
11:07Diyoruz ki, günde işte 12 saat olacak.
11:10Ben burada yapımcı olarak değil, objektif, bütün dünyayı bilen biri olarak.
11:1412 saat çalışacağız diyoruz.
11:15Tamam, 12 saat çalışalım.
11:17Tamam mı?
11:18Ama yemek saati ayrı mesela.
11:22Halbuki Amerika'da 12 saatin içinde yemek de var.
11:26Yani bir şeyleri hep böyle özenip almaya çalışıyoruz ama onu da eksik alıyoruz.
11:31İşimize geldiği gibi almaya çalışıyoruz.
11:33O Türk uyanıklığı var ya maalesef.
11:35Yani bunu şey olarak söylüyorum.
11:37Biz öyleyiz millet olarak.
11:40Çok fark var.
11:41Burada çok...
11:44Önce bir sektörün oluşması lazım.
11:46Daha o sektör oluşamadı.
11:48Standart değil.
11:50Herkes tutturabildiğine mesela.
11:51Atıyorum.
11:52Bir gün bir dijital kanal platform varken ikincisi geliyor hayatımıza.
11:57Allah'a...
11:58Oyuncu fiyatları üç kata çıkıyor mesela.
12:01Anladın mı?
12:01Evet.
12:02Çünkü bir gelen öbürünün önüne geçebilmek için çok para harcamaya başlıyor.
12:07Bir anda kaşeler...
12:07Bir anda bir gidiyor hepsi böyle kalıyorlar ortada.
12:10Yani standart yok.
12:13Şimdi az önce çalışma sisteminizden bahsettiniz.
12:16Amerika'da bir film çektiğinizden bahsettiniz.
12:19Şimdi 12 saat çalışıyorlar diyelim.
12:21Türkiye'de şöyle bir şey var.
12:2312 saat çalışıyor ama sonrasında bir iş çıkıyor.
12:26Tekrardan o uzuyor falan.
12:28Sonra mesailer verilmiyor.
12:30Bu tarz durumlar oluyor.
12:31Amerika'da da öyle mi?
12:33Mesai mi verirsen çalışırım.
12:34Vermezsen benim...
12:35Ben işte 12 saat olarak anlaştığım şeyleri var mı?
12:39Sözleşme anlamında.
12:40Şimdi Amerika'da 15 dakika yemek saati gecikse bile penaltı ödüyorsun.
12:46Bak 15 dakika.
12:48Diyor ki senin yardımcın.
12:50Diyor ki ya devam edeceksin ya da 15 dakika geciktik ödeyeceksin.
12:55Buna eyvallah.
12:56Bence güzel.
12:57İşte sistem derken bundan bahsediyorum.
13:0012 saatten fazla çalışıyor.
13:03Yok gidelim demiyor.
13:05Ama overtime alıyor ödüyorsun.
13:07Burada da başladı bunlar.
13:10Bence gayet iyi.
13:11Olsun da zaten.
13:12Ama bir şeyleri örnek alırken gerçekten oradaki gibi örnek almak lazım.
13:17İnsanlar çok bilinçsiz.
13:18Bir şeyleri yapmaya çalışıyorlar ama aslı öyle değil.
13:22Kimse de onu gerçekten araştırmıyor.
13:25Diyor ki orada öyle diyor.
13:27Peki.
13:28Ama öyle değil aslında.
13:29Hep böyle bir eksik adapte etmeye çalışıyoruz.
13:33Abdullah Oğuz Türkiye'de hak ettiği değeri görüyor mu?
13:36Bilmem.
13:37Hak ettiğiniz değeri gördüğünüzü düşünüyor musunuz?
13:39Bilmem.
13:40İşte sen takdim ederken güzel takdim ediyorsun.
13:42Demek ki bir şeyleri yapmış oluyorsun ve insanlar saygı gösteriyor.
13:46Evet ben bunu biliyorum ama birçok insan bunu bilmiyor.
13:49Bu şey değil.
13:50Ya da bu tarz şeylerle karşılaştınız mı?
13:52Mesela işte.
13:54Benim ne bileyim ben.
13:56Popülerite var Türkiye'de.
13:58O önemli.
13:58Şimdi ben 15 yıldır, şimdi bu jenerasyon beni görse tanımaz.
14:06Eskilerin hepsi tanırdı.
14:09Çünkü sonradan kendim daha az kendim için filmler çekmek için bir dönem inzivaya çekiliyorsun artık.
14:17Olgunlaşıyorsun.
14:20Ya o zaman ekranın önünde değilsin ki.
14:22Yani anlatabiliyor muyum?
14:24O popülerlikle ilgili bir şey.
14:26Değer görmek çok göreceli.
14:27Neye göre değer görüyorsun?
14:28Bir tanesi çünkü televizyon öyle bir kültür ki yani işte.
14:35Bir anda varsın bir anda yoksun.
14:37Bir anda var yok meselesi değil yani.
14:39Evet bir dizi çok reyting alıyor.
14:41Oradaki başrolde kız da işte 3 milyon takipçiye ulaşıyor.
14:47Yönetmeni de biliniyor.
14:49Tamam mı?
14:50Ama o televizyon kültürü o kalıcı bir şey değil zaten.
14:54Aynı oyuncu ondan sonraki işte bir buçuk reyting alıyor.
14:57İş yapmıyor.
14:59Ondan sonra belki 3 işi iş yapmıyor.
15:02O çok projeyle ilgili bir şey.
15:04Yani popülerlik de öyle bir şey Türkiye'de.
15:06Bizim için de aynı şey.
15:08Kalıcı olmak önemli yani.
15:10Hani değer nedir onu bilmiyorum.
15:12Değer şu.
15:13Sen projeyi yani bir projeni anlattığın zaman hani onu dinleyip ne olur hani bunu yapalım diyorlarsa bir değer görüyorsunuz işte.
15:24Yönetmen olarak oyuncu seçimlerini nasıl yapıyorsunuz?
15:27En son mesela Zafer'in rengi filmini çektiniz.
15:31Bunun oyuncu seçimleri nasıl oldu?
15:34Ya şimdi Zafer'in rengi şöyle.
15:37Kubilayaka, Gülper Özdemir, Yılmaz Bayraktar ki Yılmaz'ı hepiniz tanıyacaksınız daha çok.
15:44Almanya'dan muhteşem bir oyuncu.
15:49Necdet İşler, Birca Kalay.
15:52Say say yani Şampiyonlar Ligi.
15:54Bütün bu ekibi zaten bir araya getirmek.
15:56Timuçin'e seni saydım galiba.
15:58Ondan sonra Yiğit Özçener.
16:01Düşünsene ya bu ekibi kolay mı bir araya getirmek?
16:04Kolay değil.
16:05Biraz evvelki sorunun cevabı bu.
16:07Hani değer gördüğünüzü düşünüyor musunuz dedin ya işte cevap burada.
16:12Onları bir araya koymak.
16:14Büyük bir başarı.
16:15Kolay değil.
16:15Yani o değer görmekle ilgili adamlar saygı gösteriyor sana ve diyorlar ki hani biz varız bu işin içinde.
16:24Onun dışında büyük kadro var.
16:28Bak dün ben bir mezarlık var bizim Netflix'e yaptığımız polisiye.
16:35Çok da seyredildi.
16:37İşte bir özel team çünkü derdi var.
16:39Kadın cinayetlerini anlatıyoruz.
16:42Şimdi yeni sezonla hazırlanıyoruz.
16:43İş seyredildiği için ben veya benim projemin değerinden bahsediyoruz.
16:49200 tane audition geldi.
16:52Tamam mı?
16:53Ne senaryo var ne bir şey.
16:54Sadece mezarlığın içinde o ve bizim projemizde olmak istiyor.
16:58Dün aşağı yukarı 100 tane audition seyrettim şimdi.
17:01Çok önemli.
17:02Eminim içinizde oyuncu olmak isteyenler de var.
17:06Soru cevaba geçmeden anlatayım.
17:08Mesela çok isterim aslında o auditionları biz seyrederken
17:13orada bir kamera olmalı.
17:16Bazıları o deneme çekimi dediğimiz o auditionda bile o kadar yaratıcılar ki.
17:22Yani işte silahı doğrultan bir sahnesi varsa gidiyor.
17:26Bir tanesi oradan zımbayı almış.
17:28Burasına koymuş telli zımbayı.
17:30Bir tanesi tabanca getirmiş.
17:32Bazıları hiç oralarda değil.
17:34O kadar anlıyorsun ki birilerinin o işi almak için ne kadar ciddiye aldığını bak.
17:39Bu çok önemli.
17:40Çaba gösterdiğini uğraştığını.
17:42Çaba gösteriyor bir.
17:43Yetenek başka bir şey.
17:46Bazıları o kadar iyi ki.
17:47Zaten iyi olmayanı maalesef hani mümkün olduğunca herkese bakarım ben bir defa seyrederim.
17:54Tamam geçelim deriz.
17:56Geçelim deriz.
17:57Bazıları o karaktere uygun olmamasına rağmen
18:02diyoruz ki dur bunu tamamını seyredelim çok iyi.
18:06Bunu acaba başka nerede değerlendirebiliriz?
18:09O karakter için gelmemiş aslında.
18:11O yüzden o hissediyorsun birinin.
18:15Yani özgün ama mutluluk filminde benden rolü zorla aldı.
18:19Bakın bu çok önemli.
18:22Zülfü Livaneli'nin romanı işte.
18:24Mutluluk.
18:25Ondan sonra geldi karşıma.
18:29Elinde roman.
18:30Dedi ki ben bunu oynamak istiyorum.
18:32Dedim ki Özgü bak buradaki kız Meryem 18 yaşında.
18:37Sen 30 yaşındasın.
18:40Buradaki köylü kızı, töre hikayesi.
18:43Sen işte orada cici kızı oynuyorsun reklamlarda.
18:46Credit card reklamlarında bir tarafta.
18:49Avukat oynuyorsun.
18:50Kurtlar Vadisi'nde.
18:51Ya nasıl olacak bu iş?
18:53Dedim ki hayır audition yaptım.
18:54O zaman da ben Türkiye'de hem erkek hem kız karakteri için.
18:59Yani yüzlerce audition yapmışım.
19:01Ve bunların hepsi çok, o zamanın en, bana çok küsenler de var.
19:07Tabii ki isim vermeyeceğim ama yani olmadı diye.
19:09Öyle bir audition verdi ki.
19:15Zaten filmi seyredenler vardır.
19:1818 yaşında herkesin içini şey yaptı oynadığı karakter.
19:24Yani aldı rolü.
19:26Bir ufacık bir şey yaptı o dişinde.
19:28Küçücük bir şey.
19:30Evet tamam dedim yani.
19:31Ve inandırdı insanlar 18 yaşındaki.
19:34Oyunculuk öyle bir şey.
19:35Ben filmlerde çok ağlarım.
19:37Niye ağlarım biliyor musun?
19:38Oyuncunun performansını ağlarım aslında.
19:42Öyle bir şey.
19:42Peki bir senarist olarak karakteri nasıl analiz ediyorsunuz?
19:47Sonrasında o karakteri nasıl ortaya çıkarıyorsunuz?
19:50Nelerden etkileniyorsunuz?
19:53O çok.
19:53Yaşadığımız olaylar, toplumsal sorunlar.
19:57Halkın içinde yaşayan bir yönetmen misiniz?
19:59Onu sorayım ilk başta.
19:59Çok.
20:01Bir defa ben halkın içinde ben...
20:03Şimdi o sizin hani...
20:05Çarşamba var ya, Fatih Tek Çarşamba.
20:07Evet.
20:08Ben orada doğdum.
20:10Vefa Lisesini okudum Şehzadebaşı'nda.
20:14Yani Vefa Lisesi 150 yıllık okul ama...
20:18Hani bundan daha halk olamaz zaten.
20:21Vefa'da basketle oynadım.
20:24Kara Gümrük'te yapıyorduk antrenmanları.
20:27New York'a gittim.
20:27Bronx'da basket oynuyordum oradaki.
20:29CIA'lerle yani...
20:31Şimdi halk mı?
20:32Evet.
20:33Dolayısıyla içinden geliyorsun zaten.
20:35Şey yapıyorsun bir defa.
20:37Hani gözlemleyebiliyorsun.
20:39Dolayısıyla sen beni gönder şimdi.
20:41Ekvador'da proje yapacağız da.
20:43Ben 48 saat içinde onu yapabilirim yani.
20:47Öyle bir şeyimiz gelişti.
20:49Karaktere gelince senaryo çok zor bir iş.
20:52Türkiye'nin en büyük eksiği senarist.
20:55İyi senarist.
20:56En büyük eksiği.
20:57Maalesef zor.
21:00Yani o hikayeye göre o karakterler nasıl davranması gerekiyorsa ama...
21:06Biz hep karakter odaklı düşünürüz zaten senaryolardan.
21:10O karakter nasıl hareket eder?
21:11O karakter bunu yapar mı?
21:14O karakterin motivasyonuyla oluşuyor senaryo zaten.
21:17Ama ben tek başıma senaryo yazmıyorum.
21:21Hep core writer'ım zaten birileriyle.
21:23Senaryo ekibiniz var?
21:25Senaryo ekibim yok.
21:26Yani sinemada öyle bir senaryo ekibi olamaz.
21:28Sinemada çok başka bir şey.
21:30Sinemada birisiyle çalışırsın.
21:33İki kişiyle çalışırsın.
21:37İki defa kitap adaptasyonu yaptın.
21:39Biri Zülfü Livaneli'nin mutluluğu işte.
21:42Yani adaptasyon çok zordur.
21:45Çünkü romanda herkes okurken bir dünya kafasını çekiyor zaten.
21:51Bir de siz çekiyorsunuz.
21:52Onlara bir şey veriyorsunuz.
21:53Hay Allah ben bunu böyle hayal etmemiştim diyebilir.
21:56Çok tehlikeli bir şey aslında.
21:57Risk.
21:59Bir de bizim senaryoda sol tarafı dediğimiz işte.
22:02Buradan karakter kalktı, gitti, tabancayı aldı.
22:05Çok üzgündürüm.
22:07Öyle cümleler vardır ki bizde senaryonun sol tarafına.
22:10Hem çok düzgündür hem çok heyecanlılır hem bilmem ne.
22:13Nasıl göstereceksin onu ya?
22:14Yani hani öyle bir yazar ki yazar.
22:16Allah!
22:17Karmakarışık duygular falan.
22:19Ama sen bu tarafta gösteriyorsun.
22:21Romanlar çok uzun olabiliyor.
22:24Siz onu kısaltmak zorundasınız falan yani.
22:27Tabii.
22:28Kolay değil.
22:29Yani o uzun bir romanı kısaltmak, o diyalogları eklemek.
22:34Bir de senin hayalindeki sinemayla yarıştırmak yani.
22:38Sen onu nasıl çektin kafanda okurken de, nasıl canlandırdın da, biz nasıl çektik?
22:43Şimdi romanı okudunuz Abdullah Bey.
22:46Romanı okudunuz, onu kısa bir hale getirdiniz, diyaloglarını yaptınız, karakterleri oluşturduğunuz.
22:52O anda şunu diyebiliyor musunuz?
22:54Ya bu film 5 milyona çıkar, bu film 10 milyona çıkar.
22:58Onu diyebiliyor musunuz?
22:59Bütçesini mi?
23:00Bütçesini evet.
23:01İşte şu oyuncuya bu kadar verilecek, reji ekibine bu kadar verilecek, kameralara.
23:05Ben onu söyleyebilirim.
23:07Çünkü yönetmen olarak değil de yani yapımcıyım, çok tecrübüyeyim.
23:10Aynı zamanda da yapımcıyım.
23:11Senaryoyu bir tartsam az çok anlarım yani onun ne bütçe.
23:15Bütçe de sizin elinizde.
23:17Yani televizyon filmiyle sinema filminin arasındaki fark,
23:21birinde arkada 3 kişi geçer televizyon filminde,
23:25sinemada 150 kişi geçer.
23:27Yani kurduğun dünya büyüdükçe, büyür sinemadan.
23:31Televizyonda çünkü bütçeler çok daha ufaktır.
23:35Bazı art ağız festivallere giden filmlerde de bütçeler çok küçük tabii.
23:41Şeye bağlı, sen bütçenin içinde kalmaya çalışıyorsun yazarken zaten.
23:48Diyorsun ki hani burada bunu çekmek zaten çok zor bütçelerle.
23:54Bunu çekmeyelim veya aynı motivasyonu başka şekilde göstermeye çalışalım diyorsun.
24:00Zafer'in renginin bütçesi nedir?
24:03Kaç paralık bütçeyle çekildi?
24:06Gerçekten onu da çok merak ediyoruz.
24:07Söylemem ama çok.
24:09Çünkü 100 sene önceki bir tarihi anlatıyorsun.
24:11Yani oradaki giyilen kramponları yapmak için 3 tane atölye kapattık biz.
24:21Öyle söyleyeyim sen bırak o hani Taksim Stad'ın şeyini yaptık.
24:25Taksim Stad'ını yaptık işte o.
24:27Eski top çıkıştırısını falan.
24:30Çok maliyetli iş.
24:32Yani bir yere katılmıştık Sayın Ali Koçlu.
24:36Şey dedi ya yani yukarıdan bir baktım dedi sete kafayı yemiş dedim dedi yani inanamadık dedi biz gördüğümüz zaman.
24:45Onlar da beklemiyordu öyle bir şey.
24:48O çok kalabalık.
24:51Türkiye'de başka imkansızlıklar var.
24:53Paran da olsa yapamıyoruz şimdi.
24:54Evet.
24:55Ve futbol çekiyorsun.
24:57Futbol akan bir oyun.
24:59Tamam mı?
25:00Buraya sıkıştırıp futbol çekiyorsun.
25:03Top tarafa geçince gösteremiyoruz.
25:04Çünkü arkada sadece 500 tane yardımcı oyuncum var tribünde.
25:09Çok zor.
25:10Tamam mı?
25:11E hadi diyelim param var.
25:142000 kişi koydun.
25:16Ama 500 tane kostümün var.
25:18Anlatabiliyor muyum?
25:19Yani.
25:19O zaman da şeyi kullanmak gerekmiyor mu teknolojiyi?
25:22Bir anda 500 kişiyi 5000 kişi yapmak.
25:26Orada da teknoloji devreye girmiyor mu?
25:28Giriyor ama teknolojiyi arkaya yaptın çoğalttın insanları.
25:33Önde akan top var.
25:35Top oradan bu tarafa geçtiği zaman sen çekemiyorsun.
25:38Arkası boş.
25:39Onu demek istiyorum yani.
25:40Öyle bir durum var.
25:41Evet.
25:42Çok kolay bir şey değil.
25:44Zafer'in rengi filmiyle sinema dünyasında istediğiniz etkiyi bıraktığınızı düşünüyor musunuz?
25:51Şimdi sinema şöyle.
25:52Gişeyse hayır.
25:54Tamam mı?
25:55Çünkü insanlar sinemaya gitmiyor maalesef.
25:59Sinema bir defa artık pahalı.
26:01Gençler daha çok eğlenmek istiyor herhalde.
26:04Soruları onlara sormak lazım.
26:06Komedi filmlerine gidiyorlar.
26:09Senin orada çektiğin emek falan onlar.
26:11Bu tip filmler.
26:14Şimdi 100 sene sonra da onların torunları da seyredecek onu.
26:18Zafer'in rengi öyle bir film.
26:20Biz onu bir tarihe bıraktık.
26:21Bir de algı var orada.
26:22Sanki Fenerbahçe filmi gibi çıktı aslında değil.
26:25Ali Samiye'ni de koydum ben onu.
26:27Cumhuriyetle onu nasıl şey yaptınız?
26:29Cumhuriyet dönemiyle Fenerbahçe ve Cumhuriyet dönemiyle nasıl aklınıza geldi bu anda?
26:34Yok bu benim aklımda çok uzun senelerdir var.
26:40Birazcık baktık sonra en azından şimdi zamanıymış dedik.
26:43Yaptık o da işte hadi 100. yılına yapalım dedik.
26:47Ama bu fikir çok eski bende.
26:49Çünkü bu zaten işgal dönemi İstanbul'da ilk defa yani gidip seyretseler veya sonradan platformda görecekler zaten.
26:59Hiç İstanbul'un işgal dönemi böyle yapılmadı ki.
27:02Bu perspektifden yapılmadı.
27:07İngilizlerin de o sırada bize nasıl baktığını görüyoruz.
27:10Hiç bu kadar böyle işlenmedi.
27:12Futbol üzerinden milli mücadeleyi görüyoruz.
27:15Bir tarafta futbol oynuyorlar.
27:17Göstermelik oynuyorlar bazen.
27:19Silahları saklıyorlar.
27:21Ve milli mücadele filmi.
27:24Tamam.
27:25Ben üzülüyorum insanlar hani gençler gitmediği zaman.
27:29Tamam.
27:30Ama onları da anlıyorum.
27:31Yapacak bir şey yok.
27:33Ben görüyorum herkes Korsan'a bekliyor veya işte Netflix'e bekliyor.
27:39Bir buçuk ay sonra hep seyredecek.
27:42Dijital platform mu yoksa şey mi sinema mı?
27:46Tabii ki sinema mı?
27:47Ama işte böyle yavaş yavaş insanlar o kadar Covid sırasında da o kadar alıştık ki o platformlara.
27:54Yani maalesef şey perde.
27:59Perde ile televizyon aynı şey olabilir mi?
28:02Perde başka bir şey.
28:03Şimdi elimizde bir VTR var.
28:06Zafer'in rengi ve diğer yapmış olduğunuz işlerle ilgili.
28:09Onu bir izleyelim.
28:10Sonrasında hızlı bir şekilde sormak istediğim sorular var.
28:15Onları size yönelteceğim.
28:16O zaman izliyoruz.
28:17Londros'la terris oldum.
28:22Savaşa Konstantinopolda mı devam ediyorsun?
28:26Bu şehrin adı İstanbul.
28:28Topraklarımıza gelen de sizlersiniz.
28:29İşgal devletleriyle yapacağınız müsabakalar milli hisleri hareketlendirir.
28:42Burada yeşeren umut yediden yetmişe memleketin her tarafına, her köşesine yayılır.
28:48Askerimiz Yunan'a karşı büyük bir muharebeye hazırlanıyor.
28:51Biz de burada hazırlanacağız onlar için.
28:54Unutmayın.
28:56Zafer, zafer benimdir diyebilenin.
28:59Muhafak olacağım diye başlayabilenindir.
29:02İyi bir yönetmeni nasıl tanımlarsınız?
29:06İyi bir yönetmen nasıl olmalı Abdullah Oğuz'a göre bu kadar iş yapan?
29:10Ya bir defa yönetmen dünyanın en kolayı işi.
29:12Çünkü herkes ben bunu böyle çektim dese hiç kimse seninle tartışamaz.
29:17Ben bunu böyle çektim der olur biter.
29:19Çok samimi söylüyorum.
29:21Yönetmen iyi yönetici olmalı.
29:25Diyeceksin ki ne alaka yönetmenlik, yaratıcılık, kreatif olman lazım?
29:29Evet onlara olması lazım ama sen sette ilk günden, cümleden itibaren maestrosun.
29:39Bütün herkes sana geliyor.
29:41İyi organize etmek değil mi?
29:44Yani herkesi iyi organize...
29:44Organize edebilirsin ama set öyle bir şey ki.
29:49Her an ters köşe bir şeyler olabilir.
29:51Tamam mı?
29:51Birinin senin işte o on saatlik çekimin vardır.
29:56Orada oyuncu geç kalır.
29:57Bir sürü şey olabilir.
29:59Şimdi problemleri konuşmayalım.
30:00Bunların hepsi günlerce sürecek workshoplar aslında.
30:04İyi yönetici olman, dengeyi sağlaman ve herkesi yönetmen lazım.
30:09Ve de bunun için de senin insanların saygıdeğer olman lazım.
30:19Şimdi benim ANS'de bu kadar sene üç tane şey söylerim ben.
30:24Bütün bizim ANS okul gibiydi bak.
30:27Diyorum ki sen Netflix'in başından, kanalın genel bir...
30:30Herkes oradandı.
30:32Bir sürü insan, tamam mı?
30:34Ciddi bir okuldu yani.
30:38Üç tane şey benim için önemliydi.
30:40Gençlere söylüyorum.
30:41Bir, Amerika'yı yeniden keşfetmeyin.
30:44Varsa en iyi şekilde onu yapmaya çalışın.
30:47Önce bir onu bir yapmaya çalışın.
30:49Yapın, sonra üstüne katabiliyorsanız katın.
30:52Amerika'yı yeniden keşfetmeyin.
30:54O yüzden dedim know-how önemli diye.
30:58İngilizce söylerdim bunları onlara.
31:00Daha doksanlarda yeni gelmişim.
31:02You earn respect derdim.
31:04Saygı kazanılır.
31:06Saygı kazanılır.
31:08Sen işte biri gelir sana,
31:09Hocam siz bana böyle dediniz, o beni dinlemiyor falan.
31:13Hiç dinlemem ben öyle şeyleri biliyor musun?
31:16Sen o saygıyı kazanmak zorundasın.
31:19Şikayet etme.
31:21Tamam mı?
31:22Ve üçüncüsü de bizde şey yasaktı ANS'de.
31:25Zannettim kelimesi yasaklamıştım.
31:28Zannetme.
31:29Emin ol.
31:30Bak, double check yap.
31:33Bir şeyler yap ama zannettim diye gelme.
31:36Zannettim, bütün hataların içinde hep zannettim vardır.
31:41Evet.
31:42Ya ben işte bunu böyle zannettim.
31:45Zannetme.
31:46Bak, bu üç tane şey önemliydi.
31:48Hemen merak ettiğiniz soruları alalım teker teker.
31:52Yönetmenlik yaparken girmeye çalıştığınız bir davranış kalıbı var mı?
31:57Böyle davranmalıyım, bu şekilde durmalıyım, böyle konuşmalıyım.
32:00Motoruz var mı yönetmenlikte?
32:04Ya şöyle bir tehlike var sektörde mesela.
32:07Çok genç yönetmenler var.
32:09Onlar bazen bağırarak otorite sağlayacaklarını düşünüyorlar.
32:15Tamam mı?
32:16Ben onun hani, çünkü genç, orada belki kendisinden daha yaşlı birileri var, sette onlara şeyini göstermeye çalışıyor falan.
32:26En büyük tuzak bence.
32:28O yüzden dedim saygı kazanılır diye.
32:30Yani sen bağırdığın zaman orada bir şeyler değişmiyor.
32:34Sakin kalmak lazım.
32:37Yönetmen hikaye anlatıyor ve sen önce bir derdini onlara anlatabilmen lazım.
32:44Önce bir ne istediğini bileceksin.
32:47Sonra o ne istediğini bildiğin şeyi almak için.
32:51Almaya çalışacaksın.
32:53Onda yöntemini kendin buluyorsun zaten.
32:55Benim sorum şu an Türkiye'de dizi sektörü aslında tek tip oldu.
33:00Yani ya askeri bir yönden gidiyor ya da bir, nasıl diyeyim, töre şeklinde devam ediyor.
33:06Ben de artık sıkıldım bundan.
33:08Eski dizilere bakıyordum.
33:09Aslında Evdeki Yabancı dizisini fark ettim.
33:12Ben o sıralar daha doğmamıştım ama.
33:14Yeni yeni izlemeye başladım.
33:16Şu anda 30. bölümlerde falanım aslında.
33:18Ama artık Türkiye'de Evdeki Yabancı gibi sitcom, romantik tarzında diziler yok.
33:24Peki bunun nedeni ne ya da ilerleyen zamanlarda tekrardan böyle dizileri görebilir miyiz?
33:29Şöyle, o zamanlar daha cesurduk.
33:35Yani 120 bölüm ruhslar yapmıştık biz.
33:41Şimdi ruhsları yeniden yapsan Rütük der ki olmaz ruhlar, şey, hayalet.
33:46Anlatabiliyor muyum?
33:47Evdeki Yabancı da öyleydi.
33:49Bir kadınla bir erkek aynı evi paylaşıyordu.
33:53Biz o zamanlar çok daha hürdük.
33:57Özgür.
33:58Düşünürken daha özgürdük.
34:01Her şeyi yapabiliyorduk.
34:02Bugün zaten otokontrol diye bir şey var.
34:05Kendiliğimizden bu sansür olayını.
34:07Biz derken ben çok uzun süredir ulusal kanallara bir şey yapmıyorum.
34:12Çok uzun bir şey diye ama yapımcılar kendileri zaten senaristler.
34:19Sansür uygulamaya başlıyorlar.
34:21Çünkü büyük cezalar geliyor ve kanal ödemiyor, yapımcıyı ödetiyor.
34:28Dolayısıyla şimdi özgür olduğun zaman iki türlü şey çok iyi çıkar.
34:34Bak, özgürsen çıkar, bir de çok katıysan da çıkar.
34:42İran sineması, çok saygı duyduğumuz ve bilmiyorsanız da takip edin İran sineması.
34:48Bir İran sineması var, hala Türk sineması yok bize göre.
34:53Ben bunu söylüyorum yani.
34:54İran filmlerinde bir kadın, bir erkek birbirine dokunamaz ve acayip aşkı anlatırlar.
35:03Anlatabiliyor muyum?
35:05O kadar büyük yasak da seni daha yaratıcı yapabiliyor.
35:09Bu örneği veririm ben.
35:12Bence onunla ilgili ikincisi evdeki yabancı Türkiye'deki ilk sitcom.
35:17Şimdi o zamanlar televizyonda 40 dakikalık diziler yapıyorduk.
35:23Şimdi 140 dakika istiyor.
35:25140 dakikada sen, yani dünyanın hiçbiri yerinde, sitcomlar hala 25 dakika işte.
35:34Dolayısıyla zaten iyi bir sitcom yazamazsın.
35:39Yani.
35:40140 dakika bir komedi yazamazsın, çok zor.
35:44Dolayısıyla işte dramalara döndü.
35:46Bir de yurt dışına.
35:48Çünkü şimdi sen sitcom komedi yaptığın zaman yurt dışına satma şahsı yok yapımcının.
35:54Çünkü bize ait esprileri onlar anlamayacak.
35:58Ama evrensel, aşk, dram bunlar çok evrensel.
36:03Dolayısıyla artık yurt dışına satarak para kazanıyor yapımcılar.
36:06Zaten o yüzden de burada böyle bir şey çıkmıyor artık.
36:10Bir film hazırlıkları yaparken kamera seçimlerini neye göre yapıyorsunuz?
36:14Doğru görüntü yönetmenini seçiyorum, o seçiyor kamerayı.
36:18Hiç müdahale etmem.
36:19Bana getirir, test yapar, değişik şey.
36:23Önemli olan ben nasıl bir görsel istiyorum?
36:26Hangi, mesela işte değişik markalar var diyelim.
36:30Alexa var, Red var.
36:32Bir filmi mesela en son mezarlığı Red ile çektik.
36:35Dedi ki siyahlar daha yoğun, teknik şeylere girmeyeceğim.
36:39Tamam, şimdi dedi ki Alexa'nın bir modeli çıktı.
36:42Orada işte, bununla çekelim mi?
36:44Tamam.
36:46Yani ben istediğimi aldığım müddetçe o neyle çekerse çeksin.
36:50Onun seçimi.
36:51Aslında burada şeyi özgür bırakıyorsunuz, görüntü yönetmenini.
36:55Çünkü teknik.
36:56Ben teknik biri değilim ki.
36:58Ben ne istediğimi biliyorum.
37:00ona şeyi söyleyebilirim ya.
37:03Bak, şuraya koy kamerayı.
37:05İşte.
37:06Şu kadar göreceğiz.
37:07Şöyle bir lens koyalım.
37:09Lensi söylerim ama
37:10o yapar, ahkam keserim.
37:13Derim ki ya, şurayı biraz daha kontrast yap, ışığı düşür.
37:17Görselin üzerinden o bana bir şey hazırlar.
37:20Ben onu yine değiştiririm.
37:21Ama seçtiği kameranın cinsi onun işi.
37:25Evet.
37:26Bir de yaptığınız filmlerde oyuncu özgür bırakıyor musunuz?
37:29Yönetmen olarak.
37:30O yalan bırakmam.
37:32Ama bak.
37:34Birlikte çıktığımız böyle filmler, film kısmında, film zamanında, vizyon zamanında çıkarsın ya oyuncularla.
37:40Evet.
37:41İşte.
37:42Derler ki, hocam bizi çok serbest bıraktı, çok özgür bıraktı.
37:47Dünyanın en büyük yalanı.
37:48Ben onu öyle hissettiriyorum.
37:51Onu serbest falan bırakmıyorum ama çok güzel onu öyle hissediyor.
37:54O zaman rahat oynuyor.
37:56Tamam.
37:57Sosu olan var mı?
38:00Evet.
38:01Arka dışa mikrofonu uzatalım.
38:03İyi bir senaryoyu nasıl tanımlarsınız?
38:05Çok zor ya.
38:07Benim nasıl tanımlamım önemli değil aslında.
38:09Bir tane senaryo.
38:11Hayata geçtiği zaman insanlar, duygu bizde en önemli şey duygu.
38:19Duygu geçiyorsa, duygu.
38:22Benim için olmazsa olmaz duygu senaryoda.
38:26Duygu geçiyorsa, bir page turn der Amerikalılar.
38:32Böyle okuyorsan, hızlı hızlı, kopmuyorsan, bence o iyi senaryo.
38:38Seni almış içine.
38:40Bu mesleği yapmak isteyen, yapımcılık, yönetmenlik, senaryo yazmak isteyen, başta ekran başındaki değerli izleyicilerimize ve burada bulunan değerli öğrencilerimize ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?
38:53Yani oyuncu, televizyoncu ne ise, hangi iş, nerede branşlaşmak istiyorlarsa, bence o kadar çok şanslı bir nesil, o kadar çok seyredecekleri şey var ki, seyretmeleri takip etmeleri lazım.
39:11Sinemaysa, diyorum ya biraz evvel, İran sinemasında bilecek, dünya sinemasında bilecek, seyredecekler.
39:19Oyuncularda da öyle.
39:20Yani IMDB bir tane yerde bir, bir filmde tesadüf bile birini çok beğendi, tanımıyor o oyuncuyu.
39:29Eğer kim meraklıysa, IMDB'ye girecek, onun diğer filmlerini araştıracak ve onları bu sefer seyredecek, iz sürecek.
39:36Bence araştırmakla ve bol bol seyretmekle ilgili bunlar.
39:40Konum olduğunuz için çok teşekkür ederim.
39:43Ben teşekkür ederim.
39:44Değerli Number One izleyicileri, Number One TV ve Nişantaşı Üniversitesi ortak yapımıyla gerçekleşiyor.
39:52Bir sonraki hafta yeni bir konukla görüşmek dileğiyle.
39:55Sağlıcakla kalın efendim.

Önerilen