Aydın Karacasu'da 45 derece sıcakta çalışan üretici kadın: Sıcaktan değil zamlardan yıldık

  • 3 ay önce

Category

🗞
News
Transcript
00:00Bıktık yaşamaktan bıktık. Her gün panikle kalkıyoruz. Panik.
00:04Zam mı? Zam mı? Zam mı? Zam mı? Yine her şeye geliyor zam
00:11bizim işe gelmiyor zam. Her şey geliyor bizim işe gelmiyor. Ne
00:15oldu? Ileş ver bitti. Bitti. Yapacak bir şey yok. Ben
00:18gerçekten yeter diyorum. Evet. Yeter diyorum yani. Güneş
00:24öldürücü. Belli olmuyor mu halimizden? Evet sıcak
00:29çok fena çok öldük öldük sıcaktan. Biz alışkınız. Ama
00:33yeni yetmeler zorlanıyor. Biz artık etimiz kemiğimiz pişti
00:37mi diyelim? Ne diyelim? Piştik biz zaten. Yaklaşık şu an
00:39kırk kırk. Ben elli derecenin altını tütün kırdım zamanına
00:42göre. Ama şimdi nem oranları fazla olduğu için sıkıcı
00:45oluyor. Ama o zamanlar nem olmadığı için normal güneş
00:48gibiydi. Güneş ışınları daha güzel vücudumuza ısı veriyordu.
00:51Ama şimdi nemden dolayı yapamıyor çoluk çocuk. Mesai mi
00:56yapıyorsunuz? Gece çalışıyorsunuz. Evet. Gece iki
00:57buçuk. Şimdi iki buçuk on bir. Çıkışımız. Eee şimdi dörtte
01:04girişimiz sekizde çıkışımız. Hı. Arkadaşlarımız yardım
01:08amacıyla. Vallahi kırk yıldır yapıyorsun. Dokuz yaşında
01:11girdim. Kırk dokuz yaşındayım. Kırk yıldır yapıyorum. El
01:14açsınlar bizden taraf artık. Hani bu bizim emekliyi elli
01:17sekizi değil bir elli beşi çeksinler. Ben yoruldum artık.
01:19Sesini duysunlar. Çiftçinin sesini duysunlar. Emekliyi,
01:23çiftçiyi kollasınlar. Aynen. Başka hiçbir şey istemiyoruz.
01:25Geziyoruz. Yani az da alsa bir memur dokuz gün tatil var. Hani
01:31bizim tatil biz bayramın ikincisi gün tütünün içindeyiz.
01:35Ikincisi gün tütünün içindeyiz. Yok. Bir bayram. Bayram, seyran
01:38yok. Etleri soktuk dolaba. Koş tütün tarlasına. E çünkü
01:42yetiştiremiyorsun. Çocuklarımızın masrafı ağır.
01:47Bağ kur öyle. Esnaf öyle. Memur alıyor mayışını gidiyor
01:53denize. Sosyal hayat, giyim, marka, her şey ne de az da
01:59olsa geziyorlar. Biz gezemiyoruz. Yok, yok, yok, yok,
02:03yok, yok. Bir gün atılıp gideceğiz. Yapacak bir şey yok.
02:06O mayışımız da kalacak. Mayışımız da kalacak. Ha elli
02:11beşi çeksinler şu mayışları ya. Eee elli iki yaşına girip
02:15giderim ya. Ama daha dört sene, beş sene daha ödümem. On üç
02:19senedir ödemiştim ben. Eee bilmiyorum ben. Çiftçi bağ
02:24kuruyor diyorum. Veyeceği kaç para mayış benim? Benim bizden
02:27küçük çocuklar emekli oldu. Biz takıldık kaldık arada.
02:30İleşper, ileşper, ileşper, ileşper de işte bizim kırk
02:33senemiz doldu. Doldu. Ama daha biz emekliyiz. Emekli de
02:39olsak verdikler on lira mayış. Işte bugün için ben bu terim
02:42kumun içinde çalışıyorum. Ama yok. On lira mayışı da olsa da
02:47hoş olmasa da hoş. Ben on gün işi gidiyorum on milyar para.
02:50Otuz gündü verdikler on milyar para. Pirime yatırdım paraya
02:57bankaya yatırsam elli lira gelir var ayda. Ama bunların
03:00verdiği on lira para. Benim eşim sekiz yüz lira para
03:03yatırdı. On lira para veriyor. Ama bankaya yatırsaydım elli
03:07lira alacaktım. Herkes rezil durumda şu anda. Gecemiz
03:11gündüzümüzü bir ediyoruz ama seviyoruz diyoruz. Seviyoruz.
03:14Seviyoruz mu? Sevmiyoruz. Ama seviyoruz. Yaşımız elli olup
03:17gider. Hale Seyitmece, Hale Seyitmece, Hale Seyitmece.
03:20Nereye kadar? Bir yaşamımız yok, bir gezmemiz yok, bir
03:24tozmamız yok. Bir eee sosyal hayatımız yok. Ha bulduk
03:28burada sosyal hayatın eee tütünün içinde. Hani bizim
03:33sesimiz duyan olursa çok memnun olacağız artık. Memurun
03:38tatili var. Ileşper'in hiçbir şeysi yok. Hiçbir şeysi. Derler
03:42ya kırk senesi var diye. Ben kırk seneyi de açtım. Ama yok.
03:46Yok. Yok hiçbir sosyal hayatımız yok. Kirli
03:50çamaşırın içindeyiz işte. Çek aslı göğsümle beni. Terin
03:55içinde, kirli çamaşırın içinde, sırtımız yağdanlık gibi. Eee
03:59bu. Ha memnun musunuz? Memnunuz diyoruz artık. Ne
04:02diyebiliriz? Memnunuz diyoruz. Memnun musunuz? Millet denizde
04:06yüzüyor, biz burada yüzüyoruz. Emekli olacağım diye gece
04:11gündüz bak elin mesaisini çalışıyorum, sıcağını
04:14katlanıyorum, toprağını katlanıyorum ama verdiği on
04:16lira maaş. Eşim on lira maaş alıyor. Kim geçinecek? Ama ben
04:19de olacağım. Beni de on lira verecek. Sekiz yüz lira para
04:22yatırdık, on lira verdiği maaş. Kime yetecek yani? Ben de
04:27işte böyle gecemi gündüzüme bir ediyorum. Emekli olayım
04:29diye. Ama emekliden ne alabilirim? Karnımız
04:32doymuyor zaten. Çoluğumuz çocuğumuz okuyor. Ama bizim
04:34sesimizi duyan yok. Iıı yani herkesin bu şekilde tütünü yok
04:38yani. Ekicimiz gerçekten bu sene daha çok yıkıldı.
04:41Yeterince büyümedi. Büyümedi. Her yerde mağdur yani. Her
04:44yerde mağdur. Iıı geçen kıhı kadar tütün asla yok. Tabii
04:48sıcaklardan dolayı. Yağmurun, yağışın olmayışından kaynaklı.
04:51Tabii boylanmadı. Küçük kaldı. Bu tütünün bu şekilde olması
04:54suyun sayesinde. Devamlı suladığımız için. Arif'i günü
04:57ben tütün suluyordum. Burada. Evimde değildim yani,
05:01tarladaydık yani. Dikerken de yağmur yoktu. Yoktu. Kuru
05:05toprağın içine diktik ve hemen üstünden su verdik. Vermişsek bu
05:07olmazdı zaten. Dikti dikeri suluyoruz biz burayı. Hafızatı
05:11suladık. On beş gündür bir suladık ya. Yani ben boy tütün
05:14olması lazım aslında. Ama her taraf öyle değil mesela. Dengeli
05:18büyümedi. Bu neden? Sıcaklarla kaynaklı bir şey. Yani iklim
05:21değişikliklerinden dolayı kaynaklanan bir şey. Şubat
05:24ayından bu yanı bununla ilgileniyoruz sonuçta.
05:25Çocuğumuz gibi gözümüzle bakıyoruz. Ama emeğimizin
05:29karşılığını biz de almak isteriz. Tüm üreticilerle sesini
05:31duyursun mümkünse yani. Çocuğumuz gibi ilgileniyoruz yani.
05:34Yani yapamıyoruz. Evde ne bulduysak kuru soğan, ekmek
05:37yiyip geçiyoruz. Mutlaka buraya gelmek zorundayız yani.
05:39Uykusuz gece uykumuz yok, gündüz uykumuz yok. Başka işimiz
05:44mesleğimiz de yok yani. Iki buçukta başlıyoruz mesela. Saat
05:47on bire kadar. Mesela işçilerimiz on birde
05:49gidiyorsa ben bir bireye kadar bir buçuğa kadar kendimi
05:52kırıyorum. Akşam yine böyle alırsak sekize kadar mesela.
05:54Ben tohumu ektim. Nisan'ın altında dikimi yaptım. Bak ben
05:59yani evimden ne zaman oldu çıkalım. Çocuk gibi
06:01ilgileniyoruz yani biz bunun. Çocuğumuz gibi. Eee Mayıs'ın
06:06yirmi dördünde de kırımı başladım. Bir kilo zeytin
06:08yağı üç yüz lira iki yüz elli üç yüz lira ama bir kilo tütün
06:11yüz seksen lira da kaldı. Bu bizim emeğimiz tüm üreticilerin
06:14emeğini kurtarmıyor yani. Maliyetleri ağır. Bir de
06:17pomazot kırk beş lira. Bir yövme bin iki yüz lira. Bin
06:21yüz lira mesela. Bin yüzden veriyorum ben şimdi getirdiğim
06:23işçilerin yövmesini. Ha. Eee gözümde mi? Değil. Çoğu eee
06:28nitekim benim işimi görüyorlar. Allah çok şükür. Allah bin kere
06:31razı olsun ama ben de isterdim tüm üreticilerimiz de isterdi.
06:34Iki yüz liradan olsun ki elimiz biraz daha ııı maliyet
06:38kalsın. Elimizde biraz daha maliyetimiz fazla kalsın. Bir
06:41şey yok. Üreticilerimizin sesini duysunlar. Başka hiçbir
06:43şey istemiyorum. Tamam. Teşekkürler. Ya işimiz bu
06:46olduğu için ııı zor olsa da artık zorları aşmak bizim
06:49elimizde. Zorluk bizi koymuyor artık yani. Çünkü yapmamız
06:53gerekli bu işe. Emek harcadık. Güneş de olsun bu emeğimizin
06:56karşılığını toplamamız gerekli. Olduğu için yani artık
07:00sıcaklar bile koymuyor yani. Fiyatlarımız memnun değiliz
07:04aslında bakarsanız. Neyi ederseniz yani ııı her şeye
07:08rağmen tütün ucuz kaldı. Çünkü bir kilo zeytinya iki yüz elli
07:12üç yüz lira oldu. Iıı bir kilo tütün yüz seksen lira da kaldı.
07:15Kurtarmayı kurtarıyor mu dersen kendin yaparsan kurtarıyor.
07:18Mesela yöme fiyatı bin lira, bin yüz lira, bin iki yüz lira.
07:21Mesela. Ama ııı üretici biraz eksik kaldı. Üretici eksik
07:26kaldı bu konuda. Iki yüz lira olmasını beklerdik gerçekten.
07:30Geçen sene yüz on beşti. Sonra biraz daha fiyat arttırdılar.
07:33Yüz yirmi iki buçuk oldu baş fiyat. Hı hı. Yüz yirmi iki
07:35buçuğu sattık. Bu sene yüz seksen ettiler. Sözleşmeyi yüz
07:38seksenden imzaladık. Biz aslında iki yüz beklerdik
07:40yani. Tabii maliyetleri ağır. Geçen sene mesela altı yüz liraya
07:44işletiyordun bir işçiye. Bu sene bin iki yüz lira. Yarı
07:46yarıya. Ama bizim yarı yarıya fark olmadı. Eee her şey para.
07:50Bir kilo mazot mesela kırk beş lira, kırk lira yani hani kırk
07:53beş liraya ki biz çift sürdük yani. Şu anda da gene kırk
07:56liraya geçtim mesela bir kilo mazot. Yani emeğimiz çok.
07:59Emeğimizin karşılığını isteriz gerçekten. Tüm çiftçilerimiz
08:02için, tüm üreticilerimiz için gerçekten isteriz yani. Atam
08:06anlamıyla alamıyoruz. Gerçekten alamıyoruz yani. Etmek
08:09zorundayız. Başka yapabileceğimiz bir mesleğimiz
08:11yok ablacığım. Yani eşim emekli ama emekli ayla da on lira
08:14yetmiyor ki. Iki tane çocuğum var okuyor ikisi de mesela.
08:17Yetiremiyoruz yani. Ya tamam evimiz kira değil ama başka
08:21gelir kaynağımız yok. Sadece emekli aylarından olmuyor. Yani
08:25dışarı işi gidiyorsun günlükle hiçbir şey kazanamıyorsun. Yani
08:29en azından gene diyorsun ki üreteyim de biraz ııı hani ııı
08:32elimde kalırsa beş on kuruş çoluğum çocuğumun ihtiyacını
08:35karşılarım diye şey yapıyorsun. Ha kalıyor mu? Kalıyor. Allah'a
08:38çok şükür. Allah bin merkez versin. Ama bir bir tık daha
08:42var ya gerçekten ııı üreticilerimizin sesini
08:44duysular iyi olacak. Mesela iyi yani mesleğimiz yapmak
08:50zorundayız. Işimiz, ekmeğimiz, çocuklarımız için kazanmak
08:53zorundayız. Çalışmak zorundayız. Başka bir mesleğimiz
08:56yok yapabileceğimiz. Yani çocukluğumuzdan bir yanı bu
09:00işi yapıyoruz yani. Severek de yapıyoruz. Allah'a çok şükür
09:02ekmeğimiz de helalinden kazanıyoruz. Sıcak da olsa bizi
09:05koymuyor. Çünkü ekmeğimiz helalinden kazanıyoruz.
09:07Kazandığımız için koymuyor zaten. Helal para her zaman iyi
09:11bir şeydir.

Önerilen