Tereddüt Çizgisi: Adliyenin tavanı çökmüşken minareyle uğraşmak tuhaf değil mi?

  • geçen ay
T24 yazarı Prof. Dr. Ayşe Naz Bulamur ile T24 editörü Hazal Sipahi’nin dizi, film ve belgesel gibi yapımları tartıştığı Ekran Aşkına’nın yeni bölümünde İstanbul Film Festivali’nde En İyi Yönetmen ve En İyi Kadın Oyuncu ödüllerini alan Tereddüt Çizgisi filmi mercek altında.

Yönetmen Selman Nacar’ın Uşak’ta bir cinayet davasına odaklanan filminde; çalıştığı fabrikanın patronunu öldürmekten yargılanan bir işçi, Avukat Canan, hâkim, görgü tanığı ve hatta seyirci de tereddütte. Dikenli ve zikzaklı bir çizgide herkes yolunu kaybetmiş. Suçluyu masumdan ayıramadığımız karar duruşmasındaki belirsizlik, hem karakterleri hem yaşadıkları şehri yavaş yavaş kemiriyor.

Suç, masumiyet, adalet nedir?
Transcript
00:00T24 ekranından herkese merhaba. Ben Ayşenaz Bulamur.
00:12Ben Azal Sipahi. Ekran aşkını da bizlere ekrana bağlayan dizi, film, belgesel gibi yapımları tartışıyoruz.
00:19Peki Naz Hocam bugün hangi yapımı tartışıyoruz?
00:22Yönetmen Selman Nacar'ın Uşak'ta geçen filmi Tereddüt Çizgisi'ni tartışalım.
00:27Filmde fabrikada çalışan Musa, patronunu öldürmekten suçlanır.
00:31Tülenözen'in oynadığı avukat Canan da müvekkilinin masumiyetini ispatlamaya çalışır.
00:36Cinayet davasındaki belirsizlik hem karakterleri hem de yaşadıkları şehri yavaş yavaş kemirir.
00:42Evet, filmin adıyla da ben de başlayalım isteyeceğim.
00:45Tereddüt Çizgisi, çizgileri aslında bir adli tıp terimi imiş, bunu okudum.
00:50Kesici bir cisimle intihar etmeye teşebbüs eden ya da intihar eden kişi de bu deneme, vazgeçme, tereddüt etme noktalarındaki atılan kesiklere tereddüt çizgisi, çizgileri deniyormuş.
01:03Bir şeyin intihar mı, cinayet mi olduğunu anlamada bir ölümün yardımcı olduğu söyleniyor bu tereddüt çizgilerinin.
01:13Ve tereddüt çizgisi filminde tam da sizin de söylediğiniz gibi öyle arada, öyle arafta, öyle sıkışık, öyle tereddütte bir film.
01:20Zamanlı Şizofrengi dergisinin sloganını uyarlamak gerekirse bütünüyle tereddütteyiz bu filmde.
01:27Bu tereddüt hali filmde nasıl işleniyor sizden birazcık detaylandırmanızı isteyebilir miyim?
01:32Bu suçluyla masumu ayıramadığımız mahkemede herkes tereddütte.
01:37Cinayet şüphelisi Musa'nın kolundaki çizgiler, ölümle hayat arasındaki tereddüt çizgileri bir daha cezaevine dönerse mutlaka ihtar edeceğini söylüyor.
01:47Ama aslında hep arafta.
01:49Avukat Canan da bir tereddütte, o da hukuk ve vicdan arasında kalmış.
01:54Ya Musa'nın masumiyetini delillerle ispatlayacak ya da başka yollara başvuracak.
01:59Bir yandan görgü tanığı var, ne gördüğü belli değil ve mahkemeye gelip gelemeyeceği belli değil.
02:05Ve zenginlerin hakim olduğu bir dünyada da bir fabrika işçisi kendini savunabilecek mi?
02:10Onun tereddütündeyiz.
02:12Biz seyirci olarak hep böyle bir engebeli bir çizgide yürüyoruz sanki ve hep bir karın ağrısı çekiyoruz filmi izlerken.
02:19Filmde bir de hastalıklar zinciri var.
02:21Ağır ceza mahkemesinin hakiminin yeğeni hasta, avukat Canan'ın annesi hasta hastanede, Canan hasta.
02:29Yani bu tereddüt çizgisindeki hastalık metaforu nasıl bir metafor?
02:34Bence filmdeki fiziksel hastalık toplumsal hastalığın bir metaforu.
02:38Evet, Canan ülser annesi bitkisel hayatta, organ nakli bekleyenlerin listesi kabarık.
02:44Ama bu sadece karakterlerin değil aslında hepimizin bir nevi hastalığı.
02:49Çünkü adaletsizlik her yere işlemiş ve bu hastalığın da şifası yok gibi gözüküyor.
02:55Evet ve Canan filmin başında müvekkilinin suç işlemediğinden emin olsa da
02:59karar görüşmesi günü açığa çıkan bir şeylerle bu tereddüt, masumiyete olan tereddüt Canan'a da geçmeye başlıyor.
03:07Vicdanen ve psikolojik olarak iyice sıkışıyor.
03:10Özel hayatıyla mesleği arasında sıkışıyor ve vicdanıyla bir karar vermesi gerekiyor.
03:16Vicdanının bu kararı vermesi gerekiyor.
03:18Bu Canan'ın sıkışmışlığını nasıl izliyoruz filmde?
03:24Sıkışa sıkışa sordum ben de size.
03:27Bence bu karakterin sıkışmışlığını en güzel gösteren sahne duruşma sırasında burnunun kanaması.
03:34Çünkü bir yandan aslında hepimiz görgü tanıdığının gelmesini bekliyoruz.
03:39Ve bu sırada avukat Canan diyor ki aslında Musa'nın aleyhine çok fazla delil yok.
03:45Ayrıca öldürülen patronun oğlunu da yurtdışından çağırmak lazım.
03:50Onu da sorguya almak lazım diye halkı haykırıyor.
03:53Ama onu dinleyen olmadığında artık çaresizliğe bedene tepki veriyor ve burnu kanamaya başlıyor.
04:00Ve çok enteresan mahkeme salonundakileri aslında rahatsız eden belki de masum bir insanın hapse gireceği değil de
04:08bu avukatın beyaz teninden süzülen kan ve burnundan çenesine doğru akan kan
04:14sanki suçlu suçsuz haklı haksız arasındaki keskin çizgileri de bulandırıyor bir nevi.
04:23Bir diğer metafor da adliyenin ansızın çöken tavanından mahkeme salonuna akan su.
04:29Ve bu su boşaldığında biz aslında ümitleniyoruz.
04:32Gene belki vakit kazanırız bu sırada görgü tanığı gelir diye.
04:36Ama o akan suyla birlikte öyle bir karambol oluyor ki aslında gene aydınlığa olan inancımız yavaş yavaş azalıyor.
04:44Evet radyosu bir kere de bunu vurguluyor.
04:46İşte adliyenin tavanı çökmüşken minareyle uğraşmak tuhaf değil mi?
04:51Diyor.
04:52Yani böyle bir nasıl diyeyim yozlaşmış bir belediye başkanı da var görmediğimiz hiç film boyunca.
04:59Ve Canan Musa'yı savunmak için büyük bir mücadele veriyor.
05:02Yani uşağı işlemeyen bu sisteme uyum sağlamaya çalışıyor aslında.
05:07Askere işini nasıl yaptıracağını biliyor.
05:10Müvekkilini hakim karşısına eğer tıraş olmadan çıkartırsa nasıl ön yargıları perçinleyeceğini biliyor.
05:17Tanığın ifadeye gelmesi için canını dişine takıyor.
05:20Bir sürü şeyle yüzleşmek durumunda kalıyor yine o yozlaşmışlıklarla, çürümüşlüklerle.
05:25Ve ben işte Canan'ın aşırı hırslı bir karakter olduğuna dair bazı yorumlar okudum bu noktada.
05:30Canan'ın yaptıklarını erkek egemen bir toplumda, Türkiye'nin muhafazakar şehri olan Uşak'ta ya da hani her şehrinde başka bir yerde de olabilir bu.
05:39Eğer bir erkek avukat yapsaydı ona hırslı mı derdik, işini biliyor mu derdik?
05:45İşini biliyor derdik tabii ki ve bir sahnede avukat Canan diyor ki Musa'yı kurtarabilecek tek kişi benim diyor.
05:52Şimdi eğer bu cümleyi bir erkek avukat söyleseydi ona güvenirdik ve evet işini biliyor derdik mutlaka.
06:00Ama bir kadın söylediği için evet çok da hırslı zaten mesleki prestiji için delil peşinde koşuyor diyorlar.
06:09Halbuki bir kadın da evet mesleki prestiji için çalışabilir yani bu bir suç değil kesinlikle.
06:17Evet ve yani hatta Musa'yı kurtaracak tek kişi benim dediğinde erkek avukata güvenirken Canan söylediğinde bir tereddüte daha düşüyoruz sanki bir şey olmuş oluyor.
06:28Evet bir de bir şey daha eklemek istiyorum aslında ve bu Canan'ı görmeyenlere inat.
06:34Aslında kamera hep Canan'ın yüzüne odaklanmasını da sevdim.
06:39Ben de başka bir yerlerde şunu okudum.
06:41Canan hep yüksek sesle konuşuyor, tiz bir sesle bağıra bağıra konuşuyor diye eleştirenler de olmuş.
06:47Halbuki yüksek ses burada aslında bir çaresizliğin de göstergesidir.
06:52Onu kimse duymadığı, görmediği için o da mecburen biraz sesini yükseltmeye çalışıyor.
06:57Ve yönetmen Selman Nacir'in ilk filmi İki Şafak arasında da olduğu gibi tereddüt çizgisi de demin söylemiştik Uşak'ta geçiyor.
07:04Filmde özel alan yok. Mahkemedeyiz, postanedeyiz, hastanedeyiz, sokaklardayız.
07:10Yani özel alan diyebileceğimiz Seker Canan'ın arabası ama o da asıl arabası.
07:15Tamirde olduğu için ona idareten verilmiş bir araba yani onun arabası da değil.
07:19Bu tereddüt çizgisindeki kamusal alanda olma halinin filme kattıkları nedir dersiniz?
07:25Bence biz bu şekilde erkek hegemen toplumu çok daha iyi görüyoruz.
07:29Çünkü kamusal alanlarda, postanede ya da kahvehanede mesela tek kadın burada Canan.
07:36Ve o yüzden de diğer erkek meslektaşlarına göre çok daha fazla çalışması ve kendini ispat etmesi gerekiyor.
07:42Bir de yurt dışından gelmiş bir karakter, yurt dışında okumuş.
07:46Ve bu kamusal alanlarda nasıl kendini bulmaya çalışıyor, sisteme nasıl başkaldırıyor ya da sisteme nasıl ayak uyduruyor onu görebiliyoruz.
07:55Bir de evsiz bir karakter.
07:57Bence zaten hayatı hep bir adliyede ve hastane arasında geçiyor.
08:02Evsiz, yurtsuz, özel hayatı yok.
08:05Ve burada da bence sistemin bireylerin üstünde olduğunu görüyoruz.
08:10Yani aslında kamusal alanlar bizim hayatımızı şekillendiriyor.
08:14Evet tam da sizin dediğiniz gibi filmin yönetmeni Selman Nacar da sistemini işlemeyen hukuku içerisinde ne yaparsa yapsın,
08:21birey tek başına bir çözüm üretemiyor diyor.
08:24Ayrıca TV'de Şenay Aydemir'e verdiği söyleşide.
08:27Peki film toplumsal iyileşmeye dair bir şey söylüyor mu dersiniz?
08:31Filmin sonuna doğru tereddüt metremiz ne diyor?
08:35Bence iyileşme ümidi yok ve o yüzden de bence film gerçekçi.
08:40İlk sahnede bir arabadayız ve bu arabayı kim kullanıyor, biz nereye gidiyoruz bilmiyoruz.
08:45Ve filmin sonunda da gene arabadayız fakat bu sefer geri vitesle uşaktan ayrılıyoruz.
08:51Ve bence buradaki geri vites zaman ilerlese de bir toplumsal gelişme ya da iyileşme olamayacağını vurguluyor.
09:00Yani biz suç çemberinden hiç çıkamıyoruz.
09:03Tereddütten hiç çıkamıyoruz.
09:05Musa suçlu mu, suçsuz mu bilmiyoruz.
09:08Patronu iyi bir baba mı yoksa ailesine ihanet eden biri mi onu da bilmiyoruz.
09:14O kararsızlık, tereddüt her daim baki.
09:18Sanki spoiler vermeden biz de bütünüyle tereddütlü bir şekilde anlatabildik gibi geldi bana şimdiye kadar şöyle filmi.
09:24Bir de vivadi ve gazapizm ikiliğini izliyoruz filmde.
09:27Klasik müzik ve rap müzik kullanımına dair ne demek istersiniz?
09:32Ben filmi izlerkenki tek tereddütüm vivadi ile gazapizmin buluşmasıydı açıkçası.
09:38Çünkü mesela bir sahnede kafandaki silah şarkısı çalıyor.
09:43Tam da bu sırada Musa ve Canan mahkemeyle ilgili konuşuyorlar.
09:47Ve bu şarkının sözleri kesilmeyecek nefes, kesilmeyecek bilek sözleri aslında Musa'nın da Canan'ın da davayı kazanma ümidiyle çok paralel.
09:58Fakat ben 18. yüzyıl klasik müziğini Uşak'ta geçen filmle çok da fazla bağdaştıramadım.
10:05Ama belki de bu karakterin yaşadığı coğrafyanın doğu ve batı arasındaki sıkışmışlığını da gösteriyor olabilir.
10:13Evet o sıkışmışlığın bir parçası olabilir ve tereddüt çizgisi aynı zamanda Türkiye'de örneği çok azalan mahkeme filmlerinden bir tanesi.
10:21Filmin yönetmeni Selman Neccar'ın hukuk fakültesi geçmişi de bu tür zorluklarının altından iyi kalkmasına neden oluyor bence filmin.
10:29Ve zaten hani olabildiğince gerçekçi olmaya izleyiciyi mahkeme salonundaymış gibi hissettirmeye çalıştıklarını söylüyorlar.
10:36Neden Türkiye'de çok fazla mahkeme filmi yapılmıyor? Niye zor bunu yapmak dersiniz?
10:41Belki de zorluğu tabii ki hukuk terimlerine iyi hakim olması lazım senaristin.
10:46İkincisi de mahkeme filmleri daha çok diyaloğa dayanıyor.
10:50Yani çok fazla aksiyon yok ve bu yüzden de çok fazla insan izlemeyebilir.
10:55Evet bir de bu Anglo-Sakson hukukundaki gibi bir jüriler bir şov ortamı da çok sunmuyor bizim hukuk sistemimiz.
11:08Peki hocam tereddüt çizgisi neden izlenir dersiniz?
11:11Ya ben filmi çok sevdim. Bir kere filmin bize uşağa götürmesini sevdim.
11:16Ve filmde çok iyi bir senaryo bütünlüğü var.
11:20Çok farklı konuları birbirine karıştırmamış yönetmen.
11:24Ve izlediğimiz her sahne, her metafor tereddüt temasına tekrar bağlanıyor.
11:29Yani gereksiz tek bir diyalog yok. O yüzden bence bu filmi herkes izlemeli.
11:35Evet ben de hem bu mahkeme filmi örneği olması açısından çok beğendim.
11:39Hem Selman Nacar'a da çok sorulmuş üçleme mi olacak diye.
11:43Üçlemenin ikinci filmi olabilir bu film.
11:46O yüzden de önemli buluyorum izlenmesi için.
11:49Ve gerçekten herkesin oyunculukları mahkemede arkada hani oturan kişilerden tülin özene kadar herkesin oyunculuklarını çok çok iyi buldum.
11:59Peki sizce neden izlenmese de olur?
12:01Bence izlenmeli. Ben herkesin izlemesi gerektiğini düşünüyorum.
12:06Ayrıca İstanbul Film Festivali'nde en iyi yönetmen ve en iyi kadın oyuncu ödüllerini almış.
12:11Hani böyle bir film çekilmiş Türkiye'de. Mutlaka izlemeliyiz bence.
12:15Benden de izlememek için bir neden yok sözüyle. O zaman bu bölümü kapatalım.
12:21Peki bir sonraki Ekran Aşkı'na da görüşmek üzere.
12:24Görüşürüz.

Önerilen