Liebenfels Tarikatı ve Thule Cemiyeti

  • geçen ay
Kanalıma üye olmak için http://wedia.link/KaanUnsalAlphanKATIL linkine tıklayabilirsiniz.

Bu çalışma:
Hans Ulrich von Kranz - III. Reich'ın Sırları
Nicholas Goodrick Clarke - Nazizm'in Gizli Kökenleri
Andrei Vasilchenko - III. Reich: Efsaneler ve Gerçekler
adlı kitaplar esasında hazırlanmıştır.

Müzik: Ender Güney https://www.youtube.com/channel/UCHEioEoqyFPsOiW8CepDaYg
Kardeş kanallarımız:
Mirage Serap Yılmaz https://www.youtube.com/channel/UCRzQKQkZPnUvh9uB60W58bQ
Mesart: https://www.youtube.com/channel/UCf_7KxOeL24quiF6CX3LtCA

"Mucize diye bir şey yoktur, sadece biz evreni çok az biliyoruz..."

'Kaan Ünsal Alphan YouTube Kanalına hoşgeldiniz. Birbirinden özel içeriklerimizden haberdar olmak için http://wedia.link/kaanunsalalphan linke tıklayarak 'Abone' olabilirsiniz.

Kaan Ünsal Alphanı Facebook'tan takip etmek için https://www.facebook.com/kagan.alphan linke tıklayabilirsiniz.

Kaan Ünsal Alphanı Instagram'dan takip etmek için https://www.instagram.com/kaganalitik/ linke tıklayabilirsiniz.

Kaan Ünsal Alphanı Twitter'dan takip etmek için https://twitter.com/KaanUnsalAlphan linke tıklayabilirsiniz.

Bunlar da hoşunuza gidebilir;

Tüm belgesellerimizi izlemek için http://wedia.link/7YDX7 linkine tıklayabilirsiniz.

Şiir ve hikayeleri izlemek için http://wedia.link/JSqvG linkine tıklayabilirsiniz.

Podcastleri izlemek için http://wedia.link/wP3Wo linkine tıklayabilirsiniz.

Kaan Ünsal Alphan videolarını izlemek için http://wedia.link/le5D1 linkine tıklayabilirsiniz.

Sesli Anlatım videolarını izlemek için http://wedia.link/NALHz linkine tıklayabilirsiniz.

Kaan Ünsal Alphan Kanalı

Gerçeğin peşinde; varlığın tüm bilinmeyenlerini, gün yüzüne çıkmaya çalışan hakikati, hasır altı edilmiş fenomenleri, gizemli olayları, belge, bilgi ve tanıklarıyla ortaya çıkarmaya çalıştığımız belgesellerimizle tarihe not düşüyoruz.

#KaanÜnsalAlphan #NazizminDoğuşu #LiebenfelsTarikatı
Transcript
00:00Astronotlar geminin yakınlığında anlaşılmaz ve açıklanamaz birşeyler anlatan erbe yani alman ırksal araştırma ve eğitim yaklaşık 3500 yıl önce altın çağını yaşamış antik sesler çığlıklara, kurumalara ve telgraf bildirim sesleri vardır.
00:20Dünya tarihinin en korkunç seri katiliyle karşılaşmış ilk olarak koridorda 5-6 hafta sonra kameralar için İ-Gordiyan doğru yöne çıkıyor.
00:30KGB su gibidir, bulunduğu ortama okunarak insanın zamanda yorgunluk yapması meselesinin çözülebilir bir mesele olduğu iddiasını diyor.
00:50Nisan 1945. Kızılordu birlikleri aşağı Silezya'ya girdiğinde özel birlikler Altan kalesini hızlı bir şekilde ele geçirdiler.
01:03Kalenin sakinleri olan üst düzey SS subayları bu işin bu kadar kolay olacağını beklemediklerinden kaleden çıkarmaya çalıştıkları bütün belgeleri bırakıp teslim olmak zorunda kaldılar.
01:15Sadece iki saat zamanları olsaydı belki de biz bu akşam bunları anlatamıyor olacaktık.
01:20Askerler önce bunların askeri bir teknolojinin gizli planları veya çizimleri olduğunu sandılar.
01:27Daha sonra bu sayfaların bilinmeyen ve askerlere oldukça fantastik görünen bir romanın parçaları olduğu anlaşıldı.
01:34Bir kısmı majik psikolojiyi anlatan okült bilgilerdi.
01:38Bazılarında Mason locaları ve gizli cemiyetler, gizemli Tibet ülkesi Şambala ve gizli Ananerbe enstitüsü ile ilgili protokoller yer alıyordu.
01:47Belgeler hemen yüksek gizliliğe alındı ve Sovyetler Birliği onları uzun yıllar boyunca kendi gizli arşivlerinde sakladı.
01:58Ancak Perestroika dönemiyle birlikte bu belgelerin bazıları gün ışığına çıktı.
02:04Almanya ünlü Rönesans alim sihirbazları ve gül haç toplulukları ağıyla gurur duyuyordu.
02:11Burada teozofi ve simya 17. ve 19. yüzyıllar arasında oldukça gelişmişti.
02:17Ancak Nazizmin Gizli Kökenleri kitabının yazarı Nikolas Godric Clark,
02:22okült canlanmanın asıl vatanının Almanya olmadığını, bu dürtülerin daha ziyade Amerika ve İngiltere'de başkaldırdığını söyler.
02:30Clark'a göre bu hareket aynı dönemlerde Amerika ve İngiltere'nin pratik ve endüstriyel kültürlerinde
02:37materyalist, rasyonalist ve pozitivist fikirlerin egemenliğine bir tür tepki olarak yükselmeye başlamıştır.
02:43Alman okült canlanması 1880'lerde Anglo-Saxon dünyasında teozofinin popülaritesine çok şey borçludur.
02:51Burada bir Rus maceracı ve okültist olan Helena Petrovna Blavatsky adıyla ilişkili gizli toplulukların
02:57uluslararası okült hareketlere çok güçlü erişimi vardı.
03:01Şaşırtıcı, olaylı ve gezici hayatı, duru-görü yeteneği ve doğaüstü olayları olan tutkusu,
03:081870'lerde Amerikan spiritualizmine olan ilgisi, 1875'te New York'ta teozofi cemiyetinin kurulması
03:15ve ardından onun 1879 ve 1885 yılları arasında Hindistan'a yönelik faaliyetleri.
03:22Bütün bu olaylar birkaç biyografi yazarı tarafından ayrıntılı olarak anlatılmıştır.
03:27Ana noktalarda bir doktrin olarak teozofi burada doğmuş ve bu formda Orta Avrupa'ya nüfuz etmiştir.
03:40Jörg Lansvon Liebenfels.
03:42Belki de bu gerçek ismi değil ve biz bunun gibi birçok gerçeği hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz.
03:48Ancak en azından bu adamın kendisini böyle adlandırdığını kesin olarak söyleyebiliriz.
03:53Yine kendi anlatımına göre 1 Mayıs 1872 Viyana doğumludur.
03:58Çocukluk ve gençlik dönemleri tamamen karanlığın bilinmezliği ile örtülüdür.
04:05Duruma bakılırsa Lans gerçek geçmişiyle ilgili bütün belgeleri sonradan yok etmiş,
04:10bunun yerine güzel bir şeyler uydurmuştur.
04:13Ancak aktarımları arasında bazı gerçekler de var.
04:17Lans orta çağa çok meraklıydı.
04:20Özellikle şövalye romanlarına ve onların o sert güçlerine hayrandı.
04:24Hele Haçlı seferlerinde Kudüs'e giden orduları koruyan tapınak şövalyelerine.
04:29Lans'a göre o çağ toplumunun en seçkin tabakası onlardı.
04:34Onların tarihini gerçekten de çok iyi öğrenmişti.
04:37Bu ona göre oldukça etkileyici sayfalarla dolu bir tarihti.
04:42Kudüs'e giden Hristiyanları korumak ve Hz. İsa'nın mezarı olduğuna inanılan Edikül'ü korumak için oluşturulan Tapınak Şövalyeleri Tarikatı,
04:50uzun bir süre boyunca tam anlamıyla bir devlet içinde devlete dönüşmüş,
04:54büyük bir servet toplamış ve bütün Avrupa politikasını kontrol edecek güce ulaşmıştı.
05:00Bunların dışında astroloji ile uğraştıkları kendi araştırma merkezlerini kurmuş,
05:05aktif bir şekilde büyü ve kilisenin yasakladığı türden bütün faaliyetleri gizlice yürütmeye başlamışlardı.
05:11Böylece ilk başlarda Papa'nın önemli silahlarından biri olarak doğan Tapınakçılar,
05:16daha sonra onun için bir tehdide dönüşmüştü.
05:19Keza Avrupa'nın tüm kralları içinde.
05:24Sonunda hepsi birleşerek tarikatın tüm yöneticilerini tutukladılar
05:28ve hepsini büyücülük ve sapıklıkla itham ederek ağır işkencelere tabi tuttular.
05:33Birçoğu diri diri yakılarak idam edildi.
05:37Tarikat böylece yok edildi.
05:39Ancak bazı kralların bile gözdikliği büyük hazinelerine, gizli bilgilerini sakladıkları arşivlerine kimse ulaşamadı.
05:46İşte bu nokta romantik geçmişi aklından bir türlü çıkaramayan Von Liebenfelse
05:52aşırı derecede rahatsız ediyor ve bir o kadar da heyecanlandırıyordu.
05:57Kimi tarihçilere göre muhtemelen bu tarihe fazla kapıldığı için kendi kökeniyle ilgili de doğru olmayan bilgiler vermiştir.
06:05Mesela kendisi tarafından yazılan biyografisine göre eski Şıvabya baronu
06:09Johann Lansvon Liebenfels'in torunuydu ve ailesinin kökeni 15. yüzyıla dek gidiyordu.
06:15Sülalenin temelini atan adam sade bir berber iken,
06:19Alman İmparatorluğuna sadık hizmetlerinden dolayı devlette ve toplumda çok yüksek mevkilere gelmişti.
06:25Sonraki kuşaklarda bu geleneği devam ettirmiş, her biri kendisini bir şekilde askeri ya da manevi alanlara adımıştı.
06:32Sülalenin neredeyse bütün kadınları asırlar boyunca manastırlara kapanarak başrahibe olmuşlardı.
06:42Yazar Hans Ulrich von Kranz'a göre muhtemelen bu nedenle bu nesil çok kısa sürede yok olmuştur.
06:4818. yüzyıla gelindiğinde artık bu soy ismi taşıyan insanlara rastlamak imkansızdı.
06:54Bu nedenle de Lans bu soydan geldiğini iddia ettiğinde bunu tekzip edecek kimsenin olmayacağının farkındaydı.
07:03Gerçekte ise ismi Adolf Josef Lans'de ve 1874'de Viyana'nın kenar mahallelerinden birinde doğmuştu.
07:11Sade bir öğretmen olan babası oğlunun dünya görüşüne büyük katkıda bulunmuştu.
07:16Yakınlarının anlattığına göre baba Lans büyük Almanya İmparatorluğu hayalinin en ateşli savunucularından biriydi.
07:23Evinin duvarlarında hanedanlığa ait kalkanlar ve eski silahlar asılıydı.
07:28Adolf işte böyle bir ortamda yetişmişti.
07:31Ancak 1893 yılında ailesiyle ters düştü ve onlarla bütün bağlarını kopararak Alman Sistersiyenler Tarikatına katıldı.
07:40Bu tarikatın ismi fazla bilinmese de 12. yüzyıldan günümüze gelebilmiş nadir örgütlenmelerden biridir.
07:47Oldukça sert kuralları vardır.
07:49Kendilerini dünya işlerinden tamamen uzaklaşmış olarak tanımlarlar.
07:54Lans tarikatın manastırında hızla yükselmeye başladı.
07:581897 yılında rahip oldu.
08:01Bir sonraki yıl ise artık ders vermeye başladı.
08:05Ancak 1899 yılında bir anda cübbesini çıkardı ve rahipliği bırakarak manastırı terk etti.
08:12Yazar Von Kranze'a göre bunun nedeni eski ahiti inceleyen Lans'ın,
08:17gittikçe tasvir edilen, sürekli günah işleyen ve kötülüğe kötülükle cevap veren insanlardan tiksinmeye başlamasıydı.
08:25Bu insanlar İncil'in her sayfasında adeta yırtıcı hayvanlar gibi davranıyorlardı.
08:30Bir süre sonra Lans her şeyi bırakarak insandaki kötülüğün doğasını incelemeye başladı.
08:36Bu kapsamda antropoloji ile de yakından ilgilenmeye başladı.
08:40Vardığı sonuç çok basitti.
08:43Eski ahitte aşağılanan Yahudiler vardı.
08:46Hristiyanlık ise Avrupa kültürünün diniydi.
08:49Bu konuyla ilgili olan edebiyatı da iyice inceleyen Lans sonunda beyaz tenli,
08:54sarı saçlı ve mavi gözlü bir Ari ırk tipi çizdi.
08:58Bu ırk mensup olduğu dinden bağımsız olarak iç doğası nedeniyle iyilik taşıyıcıydı.
09:04Fakat Siyahiler, Asyalılar ve Yahudiler kötülüğün vücut bulmuş haliydi.
09:09Onlar Hristiyanlığı kabul etseler dahi bu onların karanlık doğasına hiçbir şekilde tesir etmeyecekti.
09:16Bu görüşler aslında onun bu zamana dek takip ettiği yolla ters düşüyordu.
09:21Yani aslında sapmıştı.
09:23Ancak Sistersiyenlerin de görüşlerinin temellerinde kendi fikirlerine yakın şeyler bulunca
09:28ya da bulduğunu sanınca artık kendisini değil tarikatın diğer üyelerini sapkın olarak görmeye başlamıştı.
09:35Onlar tarikatın kuruluş amacına ihanet etmiş hainlerdi.
09:39Er geç kendi tarikatını kuracaktı.
09:42Ancak birkaç yıl boyunca kendini tamamen bilime atadı.
09:46Birkaç icadının patentini aldı ve bunlar zamanının çok ciddi bilim dergilerinde yayınlandı.
09:521902 yılında Lans bilim doktoru oldu.
09:56Fakat eski ahit tarihini araştırmayı da bırakmamıştı.
10:04Bir gün Asur yazıtlarını incelerken inanılmaz bir şey keşfetti.
10:10Daha 1848 yılında İngiliz arkeolog Austin Henry Layard,
10:14Irak'ta yaptığı kazılar sırasında Asurlulardan kalma iki dikili taş bulmuştu.
10:19M.Ö. 858-824 yıllarına tarihlenen taşların üzerinde,
10:25Asurlularla birlikte bilinmeyen türden muhtemelen mitolojik canlıların tasvirleri vardı.
10:32Bunlar neydi böyle?
10:35Lans reprodüksiyonları uzun uzun ve dikkatlice inceledikten sonra onların pigmeler olduğuna karar verdi.
10:42Çıkarımı ise şu şekildeydi.
10:44Demek ki kadim zamanlarda dünyada sadece iki ırk vardı.
10:48Ariler ve yarı insan pigmeler.
10:51Bugünün Yahudileri, Asyalıları ve Siyahileri de Arilerle pigmelerin ahlaksız ilişkisinden doğmuş,
10:57daha sonra ise bu ırklar Avrupalıların başına bela olmuştu.
11:02Aynı taşın üzerinde bir de Yahudi bir rahip Asurluların karşısında secdeye kapanmış,
11:07küçük ve değersiz bir insan olarak tasvir edilmişti.
11:14Bu kan kirlenmesi meselesi Lans'ın özellikle hoşuna gidiyordu.
11:19Ancak o bir yandan da bilim adamıydı ve varsayımını kanıtlaması gerekiyordu.
11:23Eski ayetteki ayetlerden modern antropolojiye kadar delil bulabileceği bütün alanlarda araştırmalar yapmaya başladı.
11:31Lans'a göre Ari ırkın dejenere olmasının en büyük nedeni Ari kadınların şehvet düşkünlükleriydi.
11:37Çünkü kocaları dışarıda evi geçindirmeye çalışmakla meşgulken onlar evlerinde sefahate dalmışlardı.
11:44İncildeki Adem ile Havva hikayesi de buradan geliyordu.
11:51Bütün bu çıkarımlarını daha sonra yazdığı Theozooloji adlı kitabında yayınladı.
11:56Kitabında Lans, Ari'lerin doğuüstü özelliklere mucize gösterme yetilerine sahip olduklarını,
12:01ancak kanlarının saflığını koruyamamaları nedeniyle bu özelliklerini kaybettiklerini yazıyordu.
12:07Hz. İsa son Ari'ydi. Mucizelerinin nedeni de buydu.
12:15Ari'lerin zamanı gerçekten de geçti mi?
12:18Yo, hayır. İnsanlık hala evrimin en üst basamaklarına doğru yönelebilir.
12:24Bunun için Ari'lerin torunlarıyla diğer ırkları birbirinden ayırmak ve birbirleriyle nikah kıymalarını yasaklamak şarttır.
12:31Aslında ideal olan onları tamamen yok etmektir.
12:35Bu yarı insanları tanrılara kurban etmek gerekir.
12:38Yahudileri ise belki de Madagaskara sürmek.
12:42Ari düşünce, Ari ırkın manevi dünyasına da hakim olmalıdır.
12:47Ne sosyalizm ne de özgürlük. Bunların hepsi kindar pigmelerin uydurmalarıdır.
12:52Kadın biat edecek, topluma doğadaki kanunların aynısı hakim olacaktır.
12:57Yalnız o zaman evrimin temel mekanizmaları olan doğal ve cinsel seçilim yeniden doğru bir şekilde işlemeye başlayacaktır.
13:10Bu fikirler muhtemelen hepinize aynı şeyi hatırlattı.
13:13Ari ırklarla ilgili Hitler doktrinini.
13:16Evet, Hitler hiçbir zaman ona atıf yapmadı ancak bu normaldi.
13:21Çünkü o bütün söylediklerinin tamamen kendi fikirler olduğunu iddia ediyordu.
13:27Ancak SS sıralarındaki herkes, ideolojilerinin bu yarı deli fikir babasını çok iyi biliyordu.
13:34Ananerbe dahil birçok gizli araştırma istitüsünde en başarılı öğrenciler,
13:38Liebenfels ödülü ve küçük bir de otomobille onurlandırılıyordu.
13:43Lanz'ın kitabı büyük bir gürültü koparmadı.
13:46Ancak dünyayı cehenneme çevirecek, milyonların kanını akıtacak ideolojinin temellerini attı.
13:54Ardından öğretilerini dünyaya yayacak olan tarikatını kurmaya girişti.
13:59Kendisine ve tarikatına yüksek bir değer atfetmek için 1903 yılında von Liebenfels'o ismini aldı
14:05ve çalışmamızın başında anlattığımız sayesinde,
14:09ve çalışmamızın başında anlattığımız sahte romantik biyografiyi uydurdu.
14:14Ardından etrafında tam bir gizem halisi oluşturdu.
14:18Bu sıralar gerçek ailesiyle olan bütün bağlarını koparmıştı.
14:231905 yılında tarikat kuruldu.
14:26Tarikatın lideri bütün çocuklarını yeni tapınakçılar olarak vaftiz etti.
14:31Aynı yıl çok yüksek tirajla basılan kendi dergilerini yayınlamaya başladılar.
14:38Liebenfels kendi tarikatının doğrudan tapınakçıların devamı olduğunu sayıyor
14:42ve daha inandırıcı olması için de kutsal kâse şövalyeleri olarak tanımlıyordu.
14:48Liebenfels'in hayalindeki yeni tapınakçılar dünyanın her yerinde ırkların karışmasına
14:53ve Yahudiliğe karşı mücadele veren korkusuz savaşçılar ve misyonerlerdi.
14:58Hedefleri Atlantik kıyılarından Doğu Avrupa'ya tek uzayan Büyük Alman İmparatorluğu kurmaktı.
15:04Bu imparatorluğun hükmettiği topraklarda sadece ari ırkın mensupları yaşayacak,
15:09diğer ırkları ise ya yok edilecek ya da köleleştirilecekti.
15:14Lans tarikatın tüzüğünü ve tören programlarını bizzat hazırladı.
15:18Tarikatın ideolojik temelleri yine Sistersiyenlerin eski el yazmalarına dayanıyordu.
15:26Liebenfels tarikatı çok kısa sürede aktif faaliyetlere başladı.
15:30Tuhaflığından ve gizliliğinden dolayı zamanının önemli entelektüellerinin dikkatini çekmiş,
15:36zenginlikten ve konak yaşamından sıkılan, heyecan arayan birçok soyluyu da bünyesinde toplamaya başlamıştı.
15:44Bu zamana dek anlattıklarımız muhtemelen sizde bu tarikatın hangi değerler üzerine kurulduğu konusunda fikir vermiştir.
15:51Bu birlik tam bir dini ırkçı bir birlikti.
15:55Tarikata yalnızca saf kan olduğunun kanıtlarını taşıyan ari dış görünüme sahip insanlar kabul edilmekteydi.
16:02Daha açık bir tabirle açık saç rengine, mavi veya gri gözlere,
16:06ari vücut yapısına ve uzun bir kafatasına sahip olmanız gerekliydi.
16:11Amaç ari ırkın saflığının korunması ve bunun yanında arilerin sanat ve bilimlerini geliştirmekti.
16:18Lans tarikatın hangi dini temeller üzerine kurulacağını uzun zaman boyunca düşünmüştü.
16:25Yahudilikle karışmış olan Hristiyanlık ona göre pigmelerin diniydi.
16:29Arilere uymazdı.
16:31En sonunda ortaya İncil'in bazı ayetleri, Darwin'in teorileri ve bir takım okült bilgilerin karışımı bir şey çıktı ki,
16:38Lans sonuna kadar bu konuyu tam olarak yerine oturtamadı.
16:42Diğer geleneksel rahiplik tarikatlarından farklı olarak burada ne manastırda yaşama zorunluluğu ne de evlenme yasağı vardı.
16:50Yine de üyeler tarikata uygulanabilir bir katkı sağlamak zorundalardı.
16:55Mesela her bir tarikat üyesinin her fırsatta ideolojisinin propagandasını yapmak
17:00ve tarikata yeni üyeler kazandırmak gibi temel görevleri vardı.
17:04Tarikattaki herkes her konuda birbirini desteklemeliydi.
17:08Evlilikler yalnızca ahri ırklar arasında yapılmalıydı.
17:12Yeni merkezlerin açılmasına her türlü destek sağlanmaya çalışılıyor, bu yolda büyük fedakarlıklara gidiliyordu.
17:20Tarikatın ruhani ve bilimsel konularda çalışmalar yapan kolları vardı.
17:24Onlar Lans'ın doktrinini geliştirmekle meşgullerdi.
17:28Yani bu bilim insanı kardeşler, antropoloji ve soy konularında araştırmalar yapıyorlardı.
17:34Tarikat içinde ortak çabalarla ayin kitapları da yazıldı.
17:38Hebdomadari ismini taşıyan kitap bunlardan en önemlisiydi.
17:42Hristiyanlıkta olduğu gibi burada da herkesin sabah, öğlen ve akşam ayinleri vardı
17:47ve bu ayinler haftanın günlerine göre değişkenlik gösteriyordu.
17:51Ancak onlar şeklen Hristiyanlığa hiç benzemiyordu.
17:55Örneğin törenlerde özel elbiseleri giymek ve ayinsel danslarını yapmak zorundaydı.
18:00Yapılan dualar ise oldukça kısa ve sadeydi.
18:03Belli ki Lans onlarla uzun uzun uğraşmak istememişti.
18:13Tarikatta üç ayrı hiyerarşi hüküm sürmekteydi.
18:17Her bir üyenin bulunduğu mevki onun kanının temizliğine,
18:21tarikata adanmışlığına ve onun sıralarında bulunduğu süreye bağlıydı.
18:2524 yaşına ulaşmış herkesin geçmek zorunda olduğu karmaşık bir ırk belirleme sistemi geliştirilmişti.
18:31Yaşları daha küçük olanlar veya ırksal saflık düzeyleri yüzde 50 ve altında olanlar
18:37daha aşağı hizmetlerde görevlendiriliyorlardı.
18:42Bir diğer kesime aile deniyordu.
18:45Onlar resmi olarak tarikata üyeydiler ancak toplantılara ve ayinlere fazla katılmıyordu.
18:51Bu kişiler esasen zenginler, soylular veya toplumda kalburüstü diyebileceğimiz isimlerdi ki
18:57esasen tarikatın finansmanını sağlamaktalardı.
19:00Irksal saflığı yüzde 50'nin üzerinde olup tarikata yeni katılanlara acemiler denirdi.
19:06Tarikatın en üst derecesi ise ustalar, kanonikler, rahiplerdi.
19:11Bunlar ırksal saflıkları ve tarikat içindeki hakları açısından en üst derecelerdi.
19:16Lans tarikat üyeleri için özel bir kıyafet de tasarlamıştı.
19:20Bu keskin uçlu kapüşona sahip göğsünde kırmızı haç olan beyaz bir cübbeydi.
19:25Lans'ın bu konuda Amerika'daki Klu Klux Klan örgütünün kıyafetinden esinlendiği kuvvetle muhtemeldir.
19:32Cübbenin göğsündeki haçın ebatını onu giyen üyenin tarikattaki derecesi belirliyordu.
19:37En yüksek dereceden olanları,
19:41Lans her şube için ayrı bir arma tasarlamıştı.
19:44Ancak hepsinin ortasında tarikatın ortak arması vardı.
19:48Hepsinde mutlaka melekler veya satirler vardı.
19:52Ancak tarikata yeni katılan her kardeş kendine yeni bir tarikat ismi belirliyordu.
19:571905 yılında Lans'ın tarikat üyeleri,
20:02Ancak tarikata yeni katılan her kardeş kendine yeni bir tarikat ismi belirliyordu.
20:091905 yılında kurulan tarikatın büyümesi iki yıl boyunca oldukça düşük bir seviyede seyretti.
20:15Ancak 1907 yılından sonra açıklanamayan bir şey oldu ve Liebenfels Tarikatı akıl almaz bir hızla yükselişe geçti.
20:23Buna eş zamanlı olarak finans desteği de bir servet boyutuna ulaştı.
20:28Lans, Tuna nehri kıyılarındaki kayalarda yerleşen antik çağdan kalma romantik bir kaleyi satın aldı.
20:34O andan sonra tarikata adeta akın başladı.
20:38Tüm saray mensupları ondan bahsediyordu.
20:42Peki neydi bu ani yükselişin sırrı?
20:48Avusturya Macaristan İmparatoru Franz Josef'in 1926 yılında yayınlanan biyografisinde bu sorunun cevabı ile ilgili bir ipucu var.
20:56Kitabın Avusturyalı bir sosyalist olan yazarı Arşidük Franz Ferdinand'ı mistik ve sözde dini tarikatları desteklemekle itham ediyor.
21:05Bahsi geçen zaman diliminde Viyana'da Lans'ın tarikatı türünden başka bir oluşum yoktu.
21:11Dolayısıyla bundan Lans'ın bir şekilde Arşidük'le görüşme organize ettiği,
21:16onu himayesine aldığı ve bu sayede de saray çevrelerinde popüler olmaya başladığını düşünmek pekala mümkündür.
21:23Burada tarikatın banka hesaplarını inceleyerek onların nerelerden geldiğini belirlemek çok önemli olurdu.
21:29Ancak maalesef bunu yapamıyoruz.
21:31Çünkü Lans bütün finans işlerini, müşterilerinin bilgilerini sır gibi gizli tutan İsviçre bankalarıyla yapmıştı.
21:38Belki de bu Lans'ın değil onun finansörlerinin tercihiydi.
21:42Anlaşılan bu insanlar yeni tapınakçıları finance ettiklerinin bilinmesini istemiyorlardı.
21:49Lans'ın iç damiratını yaptırmaya başladığı yeni kalesinin üzerinde iki bayrak dalgalanıyordu.
21:56Bunlardan birinin üzerinde Libenfels arması, diğerinde ise altın bir fun üzerinde mavi renkli çiçeklerle süslenmiş kırmızı bir gamalı haç vardı.
22:05Bu işareti Libenfels gerçek ariler olduklarını düşündüğü antik Hint Avrupalı kabilelerin sembolizminden almıştı.
22:13Bu arada bu sembol birçok medeniyette olduğu gibi ön Türkler tarafından da kullanılmıştır.
22:19Türkçedeki ismi öz tamgadır.
22:271908 yılından itibaren Lans her yıl kalesinin önünde çok büyük festivaller düzenlemeye başladı ve bu sayısız izleyiciyi buraya topladı.
22:36Bir gösteri organizatörü olarak bu adam gerçekten de çok yetenekliydi.
22:41Hitler bu konuda da onun iyi bir devamcısı olacaktı.
22:46Rengarenk kostümlü kutlamaları, mitolojik tasvirlerle süslü sahneler takip ediyordu.
22:51Bunlar genelde Wagner müziği eşliğinde sürüyordu.
22:55Festival, konserler ve havai fişek gösterileriyle sona eriyordu.
22:59Bu arada hatırlatalım ki Hitler de büyük bir Wagner hayranıydı.
23:051. Dünya Savaşı Lansa göre Ari ırkın savaşıydı.
23:10Kendisi yaşı ve sağlığı uygun olduğu halde cepheye gitmedi ancak tarikatın birçok üyesi Almanya ve Avusturya saflarında savaşa katıldı.
23:20Savaş sonrası tarikat daha büyük bir itibar kazandı.
23:24Özellikle de Hristiyanlıkla ilgili problemleri olan ya da sadece sıkılmış sayısız insan,
23:29kendisini ışığa götürecek değişik bir yol takip etmek için Liebenfels'in tarikatına katıldılar.
23:35Ancak sorun şu ki tarikata yeni katılan üyelerin hep cepleri boştu.
23:39Savaş sonrası insanların çoğu fakirleşmişti.
23:42Bu da onları Liebenfels'in gözünde değersiz kılıyordu.
23:461921 yılı tarikatın yükselişinin pik noktası oldu ve ardından kaçınılmaz çöküş başladı.
23:54Ancak Lanz'ın hikayesi henüz bitmemişti.
24:16Guido von List, popülist ideolojiyi okültizm ve teozofi ile birleştiren ilk popüler yazardı.
24:23Ayrıca 1914'den önce Almanya'daki Volkisch yayıncıları arasında önde gelen bir şahsiyet olduğunu kanıtlamıştı.
24:30Yüzyılın başında kendisini Alman ulusal gelişiminin yakınlarında bulan
24:34ve savaş öncesi ideolojik yoldaşlarının çoğundan daha yaşlı bir kuşağa ait olan List,
24:39Avusturya'da önde gelen bir figür haline gelmişti.
24:43Okurları ve takipçileri onu, Avusturya'nın şanlı Aryan ve Alman geçmişini yabancı kültürlerin
24:49ve Hristiyanlığın etkisinden koruyan milliyetçilerin mistik bir gurusu olan bilge bir patrik olarak görüyorlardı.
24:56Kitaplarında ve derslerinde List, gerçek Almanların ana vatanın manzaralarında,
25:01folkloründe ve arkeolojisinde krallar, rahipler ve inisiyye gnostikler tarafından yönetilen
25:07muhteşem teokratik Aryan Alman devletinin korunmuş izlerini aramasını öneriyordu.
25:13Biyografi yazarları, List'in mutlu bir çocukluk ve güvenli bir yuvaya sahip olduğunu iddia ediyor.
25:19Genç List'in ailesiyle çok iyi ilişkileri vardı.
25:23Baba List, çocuklarını başkentte yürüyüşe çıkarmayı severdi
25:27ve bu geziler List'in doğaya ve kırsal alana olan tutkusunu uyandırmıştı.
25:31Sanatsal eğilimleri de o zaman ortaya çıkmış,
25:34duygularını her seferinde kalem ve boyalarla ifade etmeye çalışmıştı.
25:39Çabalarını cesaretlendiren babası ona resim ve çizim dersleri verdi.
25:44Birçok Avusturyalı aile gibi List ailesi de Katolik'ti ve List zamanı gelince
25:49Viyana'daki Aziz Petrus Kilisesi'nde vaftiz edildi.
25:52Ancak 1862'de onun dini görüşlerini değiştiren bir olay meydana geldi.
25:58Babası ve arkadaşları Aziz Stephen Katedrali'nin altındaki yeraltı mezarlarını ziyaret etmek niyetindeyken,
26:04List'i de yanlarında götürmeye karar verdiler.
26:09Karanlık ve alçak tonozlar çocuğun üzerinde güçlü bir etki bıraktı.
26:13Daha sonra bir yeraltı şapelinde yıkılan bir sunağın önünde diz çöktükten sonra
26:18büyüdüğünde Votana bir tapınak inşa etmeye yemin ettiğini söyledi.
26:22O sırada katedralin altındaki labirentte bir pagan tanrısına adanmış bir Hristiyan öncesi mezar görmüştü.
26:29Daha sonra List, din değiştirmesinin vahiy olarak algıladığı bu olayla tarihlendirilmesi gerektiğini savundu.
26:38Yazarlık yaptığı yıllarda ülkenin eski dinini araştırması List'i pagan inancına yöneltti.
26:46List'in ırkçı ve milliyetçi grupların üyeleri arasındaki itibarı 1908'deki ilk üç raporunun ardından daha da güçlendi.
26:54Aryo Germen kurumları ırkçı basınında ve diğer gazetelerde yoğun tartışmalara konu oldu.
27:001909 yılından beri List'in adı Avusturya ve Almanya'daki ırkçı çevreler tarafından iyi bilinmekteydi.
27:07Noyes Fine-Tagblad ve Grazze Wokenblad onun keşiflerine hayran kalmış,
27:12Berlin'in günlük gazetesi The Day onun paha biçilmez mirasıyla ilgilenmiş,
27:17bir Fransız dergisi ondan mistik emperyalizmin öğretmeni olarak bahsetmişti.
27:23Sadece Şubat 1911'de Berlin ve Viyana'da onun hakkında üç akademik konferans verilmiştir.
27:29Zamanının birçok genç yazarı ilhamını onun araştırmalarından aldı.
27:371905'te Friedrich Wannek, oğlu Friedrich Oskar Wannek, Lansfon Liebenfels ve yaklaşık 50 kişi,
27:44List Society'i desteklemek üzere anlaşmaya vardılar.
27:48Bu imzalar üzerinde yapılan bir araştırma Avusturya ve Almanya'daki tanınmış kişiler arasında geniş ve güçlü bir destekçi dalgasını ortaya koyuyor.
27:571914'te List, ulusal geçmişle ilgili yeni teozofik kavramların tanıtıldığı araştırma raporlarının altıncısı ve sonuncusu olan
28:06Aryo Germenler'in proto dilini yayınladı.
28:09Burada ulusunun kökenlerini Atlantistilere ve Lemuryalılara kadar genişletti.
28:16List, aşağı Avusturya'nın tarih öncesi megalitlerinin ve devasa kaya molozlarının,
28:22modern Avrupa kıtasının merkezinde hayatta kalan Atlantik adacıklarını işaret ettiğini düşünüyordu.
28:28Savaş sırasında List'in fikirleri savaşın zorlukları ve mahrumiyetlerine karşı mistik açıklamalar arayanları hala cezbetmeye devam ediyordu.
28:37List cepheden, rahatlatıcı keşifleri için kendisine teşekkürlerini içeren birçok mektup aldı.
28:43Askerlerin evlerinden uzaktayken taşların üzerine kazdıkları runik yazılar ve eski Aryan sembolleri bulunuyordu.
28:51List'in kitapları siperlerde ve sahra hastanelerinde elden ele dolaşıyordu.
28:561917'nin başında List düşman müttefikler üzerinde bir zaferden bahsetti ancak tahminleri gerçekleşmedi.
29:041918 yılı beraberinde Avrupa ablukasını getirdi ve 3 Ekim 1918'de Avusturyalılar barış için yalvarmak zorunda kaldılar.
29:14List felaketi bin yıllık bir bağlamda değerlendirdi.
29:18Bu kriz, Aryanları kurtarmanın eşiğindeki bir yaz zamanı olarak gerekliydi.
29:27Ancak ileride Nazizme esin kaynağı olacak başka bir gizli örgüt daha o sıralar faaliyetteydi.
29:37Bu adamın adı Rudolf von Zibotendorf, gerçek ismi ise Adam Alfred Rudolf Glauwe.
29:44Bu adamın kurduğu cemiyet yalnızca Alman Nazizmine esin kaynağı olmakla kalmayacak,
29:49mensuplarından bir çoğu önce Alman İşçi Partisi'nin daha sonra Üçüncü Reich'ın yani Nazi Almanyası'nın yönetiminde yer alacaklardı.
29:58Rudolf Glauwe Hoyes veyada bir lokomotif şoförünün oğlu olarak doğdu.
30:03Liseden mezun oldu ve Teknik Üniversitede mühendislik okumak için Berlin'e gitti.
30:08Ancak okulu bıraktı.
30:11Nisan 1898'de Bremerhaven'dan New York'a giden bir gemide stokçu olarak işe alındı
30:17ve bu sıralar hayatının birkaç yılını denizlerde ve okül tilimler öğreneceği doğuda geçirdi.
30:23Tıpkı Liebenfels gibi bu adamın da gerçek hayat hikayesiyle ilgili çok az şey bilinmektedir.
30:291933 yılında yayınlanan Hitler'den Önce adlı bir kitap onun biyografisini anlatıyordu.
30:35Ancak anlatılanların çoğu onun kendi anılarından oluştuğu için güvenilir bir kaynak sayılmamaktadır.
30:411901'den 1914'e kadar Türkiye'de de birkaç kez durmuştur.
30:461901 yılında Bursa'da kendisini Mason locasıyla tanıştırdığı söylenen Termudi adında bir Rum Yahudisiyle tanışır.
30:55Zippotendorf ayrıca Termudi'nin okült kitaplarının kütüphanesini miras aldığını iddia ediyor.
31:01Termudi tüm servetini ve hatta sahip olduğu bir bankayı da miras olarak Zippotendorf'a bırakmıştır.
31:08Yine iddiaya göre İslami mistisizm, Sufizm, Helena Blavatsky'nin teozofisi ve Lansvon Liebenfels'in teozolojisinin aryosofikal dalıyla ilgilenmiştir.
31:18Glauwer 1924 yılında yayınladığı eserinde eski Türk Masonluğu adını verdiği Bektaşi derviş tarikatı başta olmak üzere tasavvufla karşılaşmaları anlatır.
31:30Bedeni süptil maddeye dönüştürmeye hizmet ettiği varsayılan uygulamalarında gül ve haç geleneklerini gördüğüne inanıyordu.
31:37Glauwer batıdaki en eski Neo-Sufilerden biri olarak kabul edilir.
31:42Ancak daha sonraki eklektik öğretileri, Bektaşi tarikatı İslam veya Sufilerin öğretilerinden ziyade gül haçlılar gibi batılı ezoterik geleneklere yönelmiştir.
31:52Söylenenlere göre 1910 yılında İstanbul'da bir mistisizm merkezi kurmuştur.
31:58Kendi kayıtlarına göre doğuya iltica etmiş olan Baron Heinrich von Zebotendorf tarafından evlat edilmiş ve o zamandan beri Rudolf Freiherr von Zebotendorf adını almıştır.
32:09Bununla birlikte 1919'da Freiburg bölge hükümeti Glauwer'ın taşıdığı ismin, ünvanın ve kendine atfettiği soyluluğun sahte olduğunu öne sürdü.
32:21Glauwer'ın bundan sonraki hayatıyla ilgili bilgiler daha da ilginç bir hal alıyor.
32:26Mesela Beykoz Camii İmamından Türkçe öğrenmiştir.
32:301908 yılında meşrutiyeti gören Zebotendorf Alemdağ'da Kiev göçmeni Yahudilerin bir okulunda öğretmenliğe başlamıştır.
32:38Bu süreçte Zebotendorf İslam mistisizmi ile Aryan gizemciliği arasında birçok ortak nokta olduğu üzerine çalışmalar yapmıştır.
32:46Bektaşilik ile Avrupa Masonluğu arasında ilişki olduğunu iddia ettiği Eski Türk Masonluğu Uygulaması adlı kitabını yazmıştır.
32:55Burada evlenmiş, 1911 yılında Osmanlı vatandaşı olmuş ve 1913 yılında 2. Balkan Savaşı'nda Osmanlı ordusunda asker olarak savaşmıştır.
33:05Kısa süre sonra Almanya'ya dönmüş, önce Berlin'e ardından Dresden'in bir banliyası olan Kleinschachwitz'e yerleşmiş ve burada 50.000 Reichmark'a büyük bir mülk satın almıştır.
33:17Türk vatandaşlığı nedeniyle ikinci kez cepheye alınmamıştır.
33:211915'de zengin bir Berlin tüccarının kızı olan Bertha Anna Iflandi ile Viyana'da evlenmiş, o tarihten itibaren karısının servetiyle yaşamıştır.
33:31Frankfurt ve Berlin'e bir sürü geziden sonra Zebotendorf ve eşi 1916'da zarif bir Baviera tatil beldesi olan Berthe Eibling'e yerleşti.
33:41Burada Zebotendorf, Türk vatandaşlığını nasıl belgeleyebileceği konusunda Münih'le avukatı George Gaubatz'la istişare yaptı.
33:50Bir gün Gaubatz ona sarı saçlı ve mavi gözlü Alman erkek ve kadınlarını bir tarikata katılmaya davet eden bir Germone Norden gazetesi reklamı gösterdi.
33:59İlanın altında 3 runik işaret vardı. Bu ilan Zebotendorf'un çok ilgisini çekti ve bu tarikata katılmaya karar verdi.
34:23Eylül 1916'da Berlin'deki Germone Norden başkanını ziyaret etti. Bu adamın Herman Paul olduğu ortaya çıkacaktı.
34:32Paul de Liste'nin etkisiyle runik sembolleri araştırmaya başlamış ve Aryanların sihirli güçlerine ilişkin bilgilerini kaybetmelerinin,
34:39özellikle Yahudilerle menezlenme olmak üzere ırksal saflığın ihlaliyle bağlantılı olduğuna ikna olmuştu.
34:471916 yılında Noel Arifesi'nde henüz ismini almamış olan gizli tarikat kuruldu ve 1917 yılı boyunca Zebotendorf Paul adına araştırmalar yaptı.
35:0021 Aralık 1917'de Zebotendorf'un da davet edildiği bir özveri töreni düzenlendi.
35:08Zebotendorf'un tarikatın aylık bir dergisini yayınlama teklifi kardeşler tarafından sıcak bir şekilde karşılandı ve Runes'in ilk sayısı Ocak 1918'de çıktı.
35:19Sadece teşkilat üyelerine yönelik bir haber bülteni olan Allgemeine Ordens Nachrichten'ı finanse etmeyi kabul etti.
35:26Aynı toplantıda Zebotendorf resmen Baviera şubesinin başkanı seçildi.
35:32Tarikatın büyümesi ilk başlarda çok zayıftı ancak daha sonra büyüme çarpıcı bir şekilde hızlandı.
35:39Zebotendorf'un 1918 baharındaki ifadesine göre kendisine emanet edilen şubede sadece 200 üye vardı.
35:47Bir sonraki sonbahara gelindiğinde ise Baviera genelinde 1500 ve başkentin kendisinde 250 üye vardı.
35:5618 Ağustos 1918'de yeni kardeşlerin katılacağı bir kabul töreni hazırladılar.
36:03Bu törene kabul edilenler arasında gelecek Nazi partisinin ileri gelenlerinden biri olan bir isim vardı.
36:10Hermann Göring.
36:12Göring'in günlüğündeki kayıtlar bu andan itibaren toplantıların daha sık hale geldiğini gösteriyor.
36:18Loca, törenler, konferanslar ve sonbahar yürüyüşleri için haftada en az bir kez toplanıyorlardı.
36:24Törenlere piyano, armoni ve kadın korosu eşlik ediyordu.
36:29Ritüel toplantılarına ek olarak Germanenorden sürekli sağcı mitingler düzenlediğinden,
36:34tarikat, sosyalistlerin ve cumhuriyet yanlısı unsurların istenmeyen merakından kurtulmak için Thule Society adını aldı.
36:42Odalar uzun bir hancer ve bir gamalı haç şeklinde güneş çarkını gösteren Thule amblemiyle dekore edilmişti.
36:50Thule kelimesi bir zamanlar uzak kuzey kutfunda yer alan ve arilerin yaşadığı efsanevi Thule adasından alınmıştı.
36:58Ardından Siebottendorf bizzat Thule Savaş Birliğini kurmaya girişti.
37:03Devlete karşı darbe hazırlıkları yapmak için silah depolamaya başladı.
37:07Bu nedenle Thule soylu ve seçkin karakterini gittikçe kaybetmeye başladı.
37:12Ancak o bunu göze almıştı.
37:14Çünkü sade insanlardan oluşan bir kitleyi etrafına toplamadığı sürece halk üzerinde ciddi bir etki yaratamayacağını biliyordu.
37:23Savaştaki büyük yenilginin ardından ülkenin her tarafından ortaya çıkmaya başlayan küçük milliyetçi grupları kendi etrafında birleştirmeye başladı.
37:31Hatta bir süre sonra savaş gazileri derneklerini, küçük seçkin cemiyetleri ve bazı mason localarını bile etkisi altına almayı başardı.
37:40Fakat bu fazla renklilik Thule'nin zayıflamasını başlatan en önemli etkendi.
37:45Ancak yine de Lanz'ın tarikatı çöküşe geçtiği dönemde Thule yükselmeye devam ediyordu.
37:51İşte bu nedenle Thule Hitler'in cüce Alman İşçi Partisi ile temas edebilen ilk örgüt oldu.
37:58Pangermenizm ve antisemitik ideolojiye ek olarak Thule cemiyetinin her zaman Frisch, List, Lanz von Liebenfels ve Stauffa yaptığı övgülerde ifade edilen Aryosofi'ye karşı bir tutkusu olmuştur.
38:13Bu eğilim Thule bilim çevrelerinin faaliyetlerinde de ifadesini buldu.
38:18Burada Germen hukuku Göring'in rehberliğinde, İskandinav kültürü Nauhaus'un rehberliğinde,
38:24hanedanlık armaları ve soy ağaçları ise Anton Daumenlang'ın rehberliğinde incelenmiştir.
38:30Bütün konular gnostik ırkçılığa yakındı.
38:341918 sonbaharında Zeebotendorf Thule'nin ideolojisini işçi sınıfına yaymaya çalıştı.
38:41Bu görev bir işçi çemberi kuracak olan Münih Akşam gazetesinin spor muhabiri Karl Harrer'a verildi.
38:48Bu kolun ismi Alman İşçi Derneği idi.
38:51Ekip 3 kişi tarafından yönetiliyordu.
38:54Lider Karl Harrer, en aktif üye Anton Drexler ve sekreter Michael Lothar.
39:003 ile 7 üyenin düzenli olarak katıldığı küçük grup, kış boyunca haftalık olarak bir araya geldi.
39:06Harrer, askeri yenilginin nedenleri, Yahudilere karşı mücadele, İngiliz karşıtı duygular hakkında dersler verdi.
39:13O yılın yani 1918 yılının Aralık ayında Drexler ilk kez bir siyasi parti kurup kurmama konusunda bir tartışma açtı.
39:225 Ocak 1919'da Fürstenfeldehof Lokantasında Alman İşçi Partisi kurulmuş oldu.
39:29İlk üyeleri çoğunlukla Drexler'in lokomotif filosundaki meslektaşlarıydı.
39:34Drexler'in parti yasaları 24 kişi tarafından kabul edildi ve lideri seçildi.
39:4812 Eylül 1919 Bir miting sırasında Alman İşçi Partisi üyeleri bir adamla tanıştılar.
39:56Birinci dünya savaşı gazisi Çavuş Adolf Hitler.
40:00Bu onbaşı o sıralar orduyla bağını henüz koparmamıştı.
40:04O gün oraya aslında siyasi hizipleri kontrol etmek için askeri bir ajan olarak gönderilmişti.
40:12Hitler ordudan terhis edilmeyi kendisi reddetmişti.
40:15Devlete çalıştığı bu dönemlerde küçük toplantı mekanlarında konuşmalar yaparak hitabet yeteneğini keşfetmiş ve bu alana adanarak kendini geliştirmeye başlamıştı.
40:25Küçük grupların komplocu yapısından son derece rahatsızdı.
40:29Kendisine kitlesel bir siyasi parti arıyordu.
40:32Aralık ayında daireler veya localar türünden her türlü oluşumu önlemek için komiteden tam yetki almıştı ve hedefinde Hara vardı.
40:41Bu arada Hara 1920 yılında görevini tamamen bıraktı.
40:45Hitler Germane Norden ve Lanz tarzı tarikat yapılanmalarını sevmiyordu.
40:50Onlara olan düşmanlığını kavgamda açıkça ortaya koyacaktı.
40:55Ona göre başarı için gerekli olan tek şey açık bir kitle siyasi partisiydi.
41:00Ancak yine de Thule ve Alman İşçi Partisi aynı simgeyi, gamalı haçı taşıyorlardı.
41:06Anlaşılan o ki Hitler bu grupların ideolojisine değil sadece yapısına karşıydı.
41:11Hitler düz çizgilerle sağa yönelik bir gamalı haçtan yanaydı ve İşçi Partisi komitesi tartışmaları sırasında Krohn'u projeyi değiştirmeye ikna etti.
41:21Krohn ayrıca bir renk dağılımı buldu.
41:24Kırmızı bir arka plan üzerinde beyaz bir daire ve içinde siyah bir gamalı haç.
41:2920 Mayıs 1920'de Starnberg'deki Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi mitinginde
41:35Krohn tarafından önerilen ve Hitler tarafından değiştirilen böyle bir gamalı haç ilk olarak Yeni Hareket'in bayrağı gibi alenen ortaya çıktı.
41:43Daha sonra Thule Cemiyeti ile Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi arasında iyi bir görev paylaşımı doğmuştu.
41:51Thule o sıralar orta ve üst düzey sınıfın temsilcisi haline gelmişti.
41:55Hukukçular, hakimler, üniversite profesörleri, aristokratlar, sanayiciler, doktorlar, bilim insanları ve iş insanları…
42:03Parti ise daha alt tabakaların sesine dönüşmüştü.
42:06İşçiler, köylüler, savaş gazileri ve işsizler…
42:10Programları arasındaki farka rağmen Sebottendorf bu ilişkiden hiç de rahatsız değildi.
42:16Bu zavallı adam Hitler'i bir araç olarak kullanabileceğini sanıyordu.
42:20Thule'nin sağladığı yüksek finans desteği sayesinde Hitler zamanla tüm rakiplerini ya yok etti ya da kendi partisine kattı.
42:28Bu sırada çifte üyeler de görülmeye başlamıştır.
42:32Örneğin Alfred Rosenberg, Dietrich Eckart, Rudolf Hess ve Hermann Göring Hitler'le Sebottendorf aracılığıyla tanışmış olan hem Thule hem de Nazi Partisi üyeleriydi.
42:46Özellikle Göring, Sebottendorf tarafından Hitler'i izlemekle görevlendirilmiş ve kısa sürede partinin ikinci adamı haline gelmişti.
42:54Bu Thule mekanizması tamamen kontrolden çıkana dek bu şekilde devam etti.
43:08Hitler'in partisine basın desteğini de Thule ve Sebottendorf sağlamıştı.
43:13Partinin ve Hitler'in ismi onun sayesinde sürekli gazetelerde görülüyordu.
43:17Dahası var.
43:19Geleceğin Führeri, Sebottendorf ve Eckart sayesinde okült uygulamalarla tanıştı.
43:24Spritüel seanslara katıldı, Mason ezoterizmini öğrendi, astrologlar, büyücüler ve kahinlerle bağlantı kurdu.
43:32Ayrıca bu sırada Hitler yüksek cemiyetten birçok insanla tanıştı ki Thule olmadan bunu asla başaramazdı.
43:40Bütün bunlara yakın gelecekte çok ihtiyacı olacaktı.
43:471923 yılına gelindiğinde Nazilerin lideri hükümete darbe için çok uygun bir fırsat olduğunu düşünüyordu.
43:54Bunu Sebottendorf'a da danıştı. Ondan da tam destek aldı.
43:58Ülkedeki kriz zirveye ulaşmıştı. Bunun için daha iyi bir fırsat olamazdı.
44:04Ancak ileride birahane darbesi adını alacak olan bu ünlü darbe başarısız oldu ve Hitler tutuklanarak Landsberg hapishanesine atıldı.
44:12Soruşturmalar sırasında araştırmacılar Thule'nin de izine düştüler.
44:17Sebottendorf İsviçre'ye kaçmak zorunda kaldı.
44:24Bu andan itibaren Thule'de bazı değişiklikler oldu.
44:27Dengeler değişti ve o cemiyette arzu edilen biri olmaktan çıktı.
44:32Hitler'le olan bağlantılarını, iletişimini kaybetti.
44:35Hitler'in de zaten Thule ile pek bir işi kalmamıştı. Ondan kurtulmak için bahane arıyordu.
44:41Sebottendorf bir süre sonra rehin alınmış bazı Thule üyelerinin infazında parmağı olan isimlerin listesinin kaybolması nedeniyle cemiyetten atıldı.
44:51Artık toplantılara davet edilmemeye başladı.
44:54Siyasi maceraları sona erdi ve yeni bir kariyer aramak zorunda kaldı.
44:591913'den beri çalışkan bir astroloji öğrencisi olduğundan bu onun ana faaliyeti oldu.
45:05Eski ahitteki teozofi ve armanist bilgelik hakkında von List'le yazıştı.
45:10Sebottendorf onun izinden gitti.
45:13Ardından Lugano'da Bektaşi dervişleri ve onların simyacılar ve gülhaçlarla olan ilişkileri üzerine okült incelemesini tamamladı.
45:221924'ün tamamında İsviçre'de kaldıktan sonra Türkiye'ye döndü.
45:281926'dan 1928'e kadar İstanbul'da Fahri Meksika konsolosu olarak görev yaptı.
45:35Ve 1929 ile 1931 yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri ve Orta Amerika'ya seyahat etti.
45:431933'te 3. Reich'ta Thule cemiyetini diriltmek için Münih'e döndü.
45:49Ancak kendisini nasyonal sosyalizmin öncüsü olarak gördüğü için kısa süre sonra Nazi yetkililerinin gözünden düştü.
45:561934'ün başlarında enterne edildi.
46:00Sebottendorf'un yolu bir kez daha İsviçre'den Türkiye'ye uzandı.
46:04Bu sefer savaş boyunca çalıştığı İstanbul'daki Alman istihbarat servisinde Herbert Rittlinger'in yanında iş buldu.
46:11Eski patronu onu bilgileri tamamen yararsız olan bir dilenci ve iyi huylu yaşlı bir beyefendi olarak hatırlardı.
46:19Almanlar Eylül 1944'te İstanbul'dan ayrıldığında Sebottendorf kendisine bir yıl daha dayanmasına izin veren bir ödenek aldı.
46:29Savaştan sonra Rittlinger 9 Mayıs 1945'te eski baronun boğaza koştuğuna dair güvenilir bilgiler aldı.
46:37Rittlinger onu en son tanıyan kişiydi ve onun hakkında şunları söyledi.
46:41Yaşlı ve yalnız baron yolculuğunun sonundaydı.
46:45Artık parası ve en kıt kaynaklardan bile umudu kalmamıştı.
46:49Barış'ın imzalandığı gün tam bir yenilgi düşüncesi onu tamamen bitirmiş olmalı.
46:54Aryosofi'yi Nazi partisiyle birleştiren bir maceracının hayatı böylece sona erdi.
47:15Şimdi ise üçüncü ve çok önemli bir dosya.
47:19Bu dosya bir SS subayının gizli arşivinde oğlu tarafından keşfedilmiştir.
47:24Bu öyle bir adam ki, Lans, Sebottendorf veya diğerleri gibi kendisini bir soylu olarak tanıtmaya,
47:31soylu bir isme, ünvana konmaya hiç gerek duymamıştır.
47:35Çünkü ona göre çalışmaları zaten ünlü ve saygın bir insanın başına getirmiştir.
47:40Çünkü ona göre çalışmaları zaten ünlü ve saygın bir insanın başına getirmiştir.
47:46Onun adı Hans Herbiger.
47:481860 Avusturya doğumluydu.
47:51Teknoloji yüksekokulundan mezun olmuş, bir süre teknik ressam olarak çalışmış, daha sonra kompresör uzmanı olmuştu.
47:58Alanında hatırı sayılır başarılara imza atmış, hatta bazı icatlarında patentini almıştı.
48:04Kısacası Herbiger oldukça başarılı bir teknisyen veya mucit olabilirdi.
48:09Tabi başka bir alana olan büyük tutkusu olmasaydı.
48:14Hobisi o zamana göre bile çok tuhaf sayılırdı.
48:18Bu adam aynı zamanda hem fizikle, hem astronomiyle, hem de mitolojiyle ilgileniyordu.
48:24Bu size çok karışık gelebilir ama Herbiger'e göre böyle bir karışım,
48:28dünyanın kökeniyle ilgili en ideal açıklamaları ortaya koyuyordu.
48:32Hem de resmi astronomiden çok daha fazlasını.
48:36Ayrıca iddiasına göre onun öğretisi gelecekle ilgili de doğru tahminler yapabilmesini sağlıyordu.
48:43Birçok tarihçiye göre Herbiger kendi varsayımları içinde zamanla delirmeye başlamıştır.
48:49Tepkileri gittikçe daha az öngörülür olmaya başlamış,
48:52yakın çevresinin dahi en ufak bir muhalefetine ve itirazına tahammülü kalmamış,
48:57yakınlarının anlattığına göre gözlerinde fanatik ve tamamen delice bir ifade oluşmuştu.
49:03Buna karşılık onun teorileri kimi çağdaşlarına göre sapkınca olsa da birçok insan için tuhaf bir çekiciliği vardı
49:09ve bu etkiye kapılan insanlardan biri de Hitler'di.
49:13Bu şeytani çekici gücü sayesinde Herbiger kendi yandaşlarından oluşan bir hareket başlatmayı başarmıştı.
49:20Ancak tarihçiler onun Lanz'dan farklı olarak bir şeyleri kendi ismi ve şahsiyeti etrafında toplama eğilimi göstermediğini,
49:27hep mütevazı bir yaşam sürdüğünü ve kazandığı her şeyini de işine ve çalışmalarına yatırdığını söylerler.
49:34Belki de bu sayede kısa bir süre içinde hareketin hem kendi haber ajansı,
49:38hem de işe alma bürosu, üstelik bir de propaganda merkezi kuruldu.
49:42Herbigerci gazeteler ve dergiler yayınlanmaya, kalabalık mitingler toplanmaya başlandı.
49:48Hatta Herbigerciler kendi meslek birliklerini bile kurdular.
49:52Bir zaman sonra öyle bir güce eriştiler ki Herbiger kendi rakipleriyle tehditvari bir ağızla konuşmaya başladı.
49:59''Ya benim yolumdan giderseniz ya da düşmanca muamele görürsünüz.''
50:07Herbiger 1922 yılında teorisini Hitler'e birebir anlatmış, Nazi lideri ise onu ağzı açık dinlemişti.
50:14Görgü tanıklarına göre Hitler onu durdurarak soru sormak istediğinde ihtiyar adam ''Sus da dinle!'' diye onu da azarlamıştı.
50:2320'li yılların sonlarında ise onun kitapları parti içinde elden ele dolaşıyordu.
50:28Onunla ilgili yazılardan biri şöyle diyordu.
50:31''Avusturyalı Hitler Yahudi politikacıları ülkeden kovdu.
50:35Bir diğer Avusturyalı olan Herbiger ise Yahudi bilim insanlarını kovacak.
50:40Kendi şahsi yaşamıyla Führer kendini yetiştirmiş bir insanın profesyonelden daha yüksek değerlere sahip olduğunu gösterdi.
50:47Bize evreni tam anlamıyla açıklayacak bir kişi daha gerekliydi.
50:51Herbiger bilimde bütün yolları açacak, Hitler ise siyasette.
50:55Bu iki isim Almanya'yı parlak bir geleceğe götürecektir.''
51:02Peki neydi bu adamın varoluşla ilgili teorisi?
51:07Tarihçi ve yazarların ''Deli Kahin'' adını verdiği bu adam,
51:10yeryüzünde olan biten her şeye tek ve evrensel bir cevap vermeye odaklanmıştı.
51:16Daha farklı bir şekilde açıklamak gerekirse o kimyayı, fiziği, biyolojiyi, tarihi ve mitolojiyi birbirine karıştırarak bir tür üst bilim yaratmaya çalışmıştı.
51:26Ona göre bu teori en temel soruların hepsine cevap veriyordu.
51:31Biz insanlar kimiz, nereden geliyoruz ve gelecekte bizi ne bekliyor?
51:35Herbiger'in doktrininin adı sonsuz buz teorisi veya buz kozmogonisi idi.
51:41Bu teoriye göre uzaydaki birçok cisim buzdan ve metalden yapılmıştır.
51:46Güneş sisteminde bunun geçerli olmadığı tek gök cismi ise Dünya'dır.
51:50Ay da çoğunlukla buzdan oluşur.
51:53Bu fikir buz ve ateşin yani çekici ve itici gücün sonsuz mücadelesi ideasına dayanıyordu.
52:00Bu mücadele sadece uzayda değil, Dünya'da da sürüyordu ve insanlığın kaderini belirliyordu.
52:06Bu tarih, diye yazıyordu Herbiger, uzun ve aşamalı evrim tarihi değil.
52:11Bu hızlı yükselişler ve ani düşüşler tarihidir.
52:14İnsanlık tarihinde sürekli bir çağ başka bir çağın yerine geçti.
52:19Milyonlarca yıl önce Dünya'da tanrılar yaşadı.
52:22Daha sonra devler ırkı onların yerine geçti.
52:25Sonra başka ve bize göre tuhaf uygarlıklar geldi geçti.
52:29Onların en sonuncusu ve gelişmişliğin zirvesine ulaşmış ırk arilerdi.
52:34Onlar en güzel ve en uygar topluluktu.
52:37Eğer kindar maymunsu rakipleri olmasaydı günümüzde hala varlıklarını sürdürüyor olabilirlerdi.
52:44Onlar, o aşağılık ırklar, arilerle karışmayı başararak onları ilerledikleri yoldan saptırdılar.
52:51Arilere gerçek kimliklerini unutturmak için de kendi dinlerini ve bilimlerini uydurdular.
52:57Modern batının bütün ideolojileri bir komplodur.
53:00Kadim, binlerce yıllık ve ezilmesi gereken bir komplo.
53:04Çünkü insanlık yalnızca bunu yaparak temizlenebilir,
53:08yalnızca bunu yaparak kendi özüne dönebilir,
53:11yüce ve asil ari ırkının özelliklerini tekrar kazanabilir.
53:15Bu gerçekleşmek zorunda değil, zaten gerçekleşecektir.
53:20Herbiger, gökler ve yer için, tüm evren ve insanlık için üst ve genel kanunlara ihtiyaç olduğunu iddia ediyordu.
53:30Bu kanunlar sade ve anlaşılır, aynı zamanda geleceği söyleyecek özellik de olacaktı.
53:36Ateş ile buzun sonsuz karşıtlığını göz önüne aldığınızda bu iki denge elementi her büyüklüğü hesaplayabilir,
53:43geçmişteki, günümüzdeki ve gelecekteki her şeyi söyleyebilirdi.
53:47Yani bilimsel temelli kehanetler.
53:50Herbiger'e göre arilerin kuzeydeki ataları güçlerini kardan ve buzdan almışlardı.
53:56İnanç ve dünya buzları Nördik insanın en değerli mirasıydı.
54:02Dünya buz teorisi Herbiger'in zamanında da uzun süredir bilinen temel astronomik ve fiziksel teorilerle çelişmekteydi.
54:10Buna rağmen çok fazla taraftar toplamıştı.
54:13Hem bu Herbiger'e göre gerçek arilerin bilimiydi.
54:17Yani arilerin politik öğretilerinden sonra artık kendi bilimleri de vardı ve Yahudilerin egemenliğinde olan geleneksel bilimi reddediyordu.
54:28Dediğimiz gibi Herbiger'in kitapları Nazilerin çevrelerinde elden ele dolaşıyordu.
54:34Ancak sonunda akıbeti Führer'in başarılarına ortak olmak isteyen herkes gibi oldu.
54:39O da kitapları da ortalıktan kaldırıldı.
54:43Bir dönem tamamen kayboldu ve akıbeti bilinmedi.
54:46Hatta Nazi polisi kayıtlarında da aynen böyle geçiyordu.
54:50Daha sonraki resmi kayıtlar onun iflas ettiğini söyler.
54:541920'lerin sonlarında küçük bir şirket kurduğu biliniyor.
54:581931 yılındaki ölümünden sonra bu şirket büyüyerek kompresör bileşenlerinde dünyanın en iyi markalarından birine dönüştü.
55:12İNTRO
55:19Bu kadar uzun, inanılmaz ayrıntılı ve bir kısmı hala gizemini koruyan bir konuyu anlattığınızda
55:25tam olarak nereden başlamanız ve nerede son noktayı koymanız gerektiğine karar vermeniz çok zordur.
55:31Ancak umarız bu çalışmamızla bu oluşumun kökenleriyle ilgili en azından temel bilgiler vermeyi başarmışızdır.
55:38Bilinenler, anlatılanlar dışında bu konuda insanlıktan gizlenen çok şeyin olduğu kesindir.
55:44Belki de bazı şeyleri sonsuza dek öğrenemeyecek, belki de bu iletişim ve bilgi çağında çok geçmeden gizli olan her şey gün ışığına çıkacaktır.
55:53Yani gerisi biraz da zaman meselesi.
56:08www.feyyaz.tv

Önerilen