Dünya prömiyerini 77. Locarno Film Festivali'nde yapan 'Yeni Şafak Solarken', Türkiye seyircisiyle ise ilk kez 31. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali'nde buluştu.
Ayla Algan, Suzan Kardeş gibi isimlerin de yer aldığı filmin yönetmeni Gürcan Keltek ve başrol oyuncusu Cem Yiğit Üzümoğlu, T24'te Muammer Brav'la Ekşın'ın konuğu oldu.
Ayla Algan, Suzan Kardeş gibi isimlerin de yer aldığı filmin yönetmeni Gürcan Keltek ve başrol oyuncusu Cem Yiğit Üzümoğlu, T24'te Muammer Brav'la Ekşın'ın konuğu oldu.
Category
🎥
Kısa filmDöküm
00:00MÜZİK
00:30MÜZİK
01:00MÜZİK
01:30MÜZİK
02:00MÜZİK
02:02MÜZİK
02:04MÜZİK
02:06MÜZİK
02:08MÜZİK
02:10Action Adana Altın Koza yayınlarımız devam ediyor.
02:13Konuklarım, sevgili arkadaşım ve çok mutluyum ki uzun yıllardır benim çok yakın arkadaşım ama ilk kez bir araya geliyoruz programda.
02:22O yüzden bunu da söylemek istiyorum sevgili Gürcan Keltek ve filmin başrol oyuncusu Cem Yiğit Üzümoğlu.
02:29İkiniz de hoş geldiniz, iyi ki geldiniz. Yeni Şafak Solarken efendim filmin adı.
02:35Çok şey söyleyeceğim de ilk önce bir ne anlatıyor ya biz Cem'in ağzından dinleyelim hadi.
02:41Filmimiz Akın'ın böyle bir kısa süresini anlatıyor.
02:49Zamanın aslında kaybolduğu, mekanların birbirine geçtiği, onun dünyasının içerisinde kendini de aslında yalnızlaştırdığı ve o psikotik hal içerisinde ne aradığını bilmeden bir şeyi aramasını görüyoruz.
03:10Ve aradığı şey aslında aradığı şey o olmasa dahi bir şeyi buluyor ve kendince tamamlanıyor o filmin içinde.
03:22Filmimiz aslında bu son o bulana kadar ki o birkaç günlük zamanı anlatıyor.
03:32Ama tabii hiçbir şey bizim alışık olduğumuz dramatik akış içerisinde işlemediği için ney ne kadar gerçek, ney ne kadar onun gördüğü, ne kadar hayali bu da kaybolmaya başlıyor.
03:48Gerçek olan mekanlar da gerçekte oldukları halden uzaklaşmaya ve onun gördüğü haliyle bize görünmeye başlıyorlar.
03:57Film de bu kendi yarattığı, kendi gördüğü dünya içerisinde kaybolan ve tekrar kendini bulan bir çocuğun hikayesi aslında.
04:07Daha nasıl güzel anlatılırdı? Nasıl anlatayım derken değil mi?
04:11Çok güzel anlattı aslında.
04:12Harika anlattı.
04:13Ben de kendi anladığım kadarıyla anlattım.
04:15Bak şimdi çok önemli bir yerden girdin kendi anladığım kadarıyla.
04:19Evet senin filmlerinde hani izleyiciyle bile bir ilişki kurabilen filmler değil senin filmlerin.
04:25Daha önceki filmlerin zaten daha belgesele yakındı, belgesel de diyebiliriz.
04:30Ama burada çok farklı bir şey yaptın.
04:32Bu dönüşümü niye yaptın onu merak ediyorum.
04:36Bir de Akın'ın hikayesini anlatma fikri nereden çıktı?
04:41Yine aslında belgeselden çıktı.
04:43Bir belgesel projesi olarak başladı.
04:46Ama bunu böyle hep söylüyorum.
04:48Böyle gerçekle böyle halleş olmak beni çok sıkmıştı.
04:52Ve projeye çalıştıkça bir oyuncunun bir aktörünün üst bakışına ihtiyaç hissetmeye başladım.
04:59Sonuçta bir ana karaktere, o ana karakterle birlikte nefes alıp veren bir filmdi.
05:06Ve onun gördüğü ve bazen de gördüğünü zannettiği şeyler üzerine kurulduğu için bir filmin bütün dramaturgisi.
05:14O belgesel fikrini ben bir şekilde filmin omurgasını kurmak için kullandım.
05:21Özellikle o geçirdiği birkaç günlük zaman, o 72 saatlik zaman.
05:30Belgesellere de aslında ben kurmaca gibi yaklaşıyorum.
05:33Yani benim için o türler arasındaki sınırlar çok böyle önemli değil.
05:39Ama bu sefer spesifik olarak oyuncularla çalışmak istedim.
05:43Ve dramatik bir hikayeye dramatik anlamda yaklaşmanın ihtiyacını duydum.
05:49O yüzden de kendimi bir kurmacanın içinde buldum.
05:52Biz bu filme hazırlanırken gerçekten ben belgesel yapacağım diye yola çıktım.
05:57Filmin finans süreci içerisinde dedim yok bu oyuncularla yapacağımız kurmaca bir film olacak.
06:03Ama yine belgesel tonunu hiç elden bırakmadık.
06:07Kesinlikle.
06:08Ve bir sürü gerçek mekana daldık.
06:10Çünkü benim için İstanbul'da o insanların gerçek reaksiyonlarını görmek istedim.
06:14Dur şimdi orada.
06:16Başa dön geri yine.
06:18Akın, tanıdığın Akın, hikayenin oradan çıktığını söylediğin ona dair birkaç cümle söyle.
06:24O İstanbul kısmını soracağım zaten.
06:26Aslında belgeselin fikri şuydu.
06:29Film her ne kadar buna direkt olarak girmese de karakterde hep bunu görüyoruz ve hissediyoruz aslında.
06:37İyi bir sanatçı olmaya çalışırken akıl sağlığını kaybeden biriydi benim yola çıktığım insan.
06:43Ve bu benim durum bende akademi eğitimli biri olduğum için.
06:47Böyle bu çok kafamı kurcalayan bir meseleydi senelerce.
06:50Sanat eğitimi alıyorsunuz.
06:52Sonra dışarıya salıyorlar sizi.
06:54Siz iyi bir sanatçı olmaya çalışıyorsunuz.
06:57Belki de değilsiniz.
06:59Ama o sizi kodladıkları yerde bunu kabul etme mekanizması o kadar zor ki bir insan için.
07:04Özellikle de yaratıcılıkla halleş olan insanlar için.
07:09Aslında belgeselin ana fikri tamamen sanatçı olmaya çalışırken deliren bir genç adam üzerineydi.
07:18O zaman içerisinde kendi içerisinde dönüştü.
07:21Bambaşka bir şeye dönüştü.
07:24Bütün o elementleri korudum aslında belgeseldeki.
07:28Mental sağlık ve aile ilişkisi.
07:31Ya da o sosyal olarak nasıl izole olduğun.
07:36Kendi dışarıya atma hali.
07:38Ya da kendini içeri kapatma hali.
07:41O anlamda İstanbul'u yine o belgeselde kurduğum hayal ettiğim şekilde çekebildim.
07:49Ama sadece onun içine oyuncuları attım.
07:52Ve böyle kurmacıyla belgesel arasında salsa yapan bir film oldu.
07:57Harika.
07:58Peki Cem sana geldiğinde Gürcan okuduğun şey izlediğimiz şey miydi?
08:03Yoksa o yolda biraz değişti bazı şeyler dedi.
08:06Hangi aşamada girdin?
08:07Yani bence okuduğumuz şeyle izlediğimiz şey arasında büyük bir farklılık yok.
08:13Ama bir kalite farklılığı vardı.
08:15O kaliteyi de öbürü kalitesiz o daha kaliteli olarak değil.
08:19Farklı bir tonu vardı.
08:23Farklı bir dünyayı gösterdi film.
08:26Benim okuduğum şeyle bizim çektiğimiz şeyler de değişiyordu.
08:30Farklılaşıyordu.
08:31Zaten o yüzden sürekli belgesele bir göz kırpıyoruz.
08:37O yüzden oluyor.
08:38Çünkü eğer Safi bir kurmacı olsaydı o zaman sürekli o drama, o dramatik yapı,
08:45bir şeyi anlatmak zorundayız, bir şey olmak zorunda.
08:48O zaman ritim kaybolur bilmem ne olur falan.
08:51Onlar tabii ki bir kaygı ama bizim daha ziyade o anda ne oluyor?
08:57Kamera neyi görüyor?
08:59Kamera bize neyi gösteriyor?
09:01O anda gerçekten olan şeyler neler?
09:03Biz neyi yalandan hissediyoruz?
09:05Biz neyi hakikaten hissediyoruz?
09:07Ve bunlar nasıl belgeleniyor?
09:09Nasıl kaydediliyor?
09:10Bence öyle bir yaklaşımı vardı.
09:13Senaryosu bu filmin yapım araştırmasında, çekim sürecini bir araştırma gibi kullandı bence.
09:21O belgeleme araştırmasının bir yönüydü, bir evresiydi bence Gürcan için.
09:29Bu müthişti.
09:30Beni bir oyuncu olarak karşılaştığım en güzel şeydi.
09:33O yüzden senaryosu onun sanki yola çıkmak istediği kanavası gibiydi.
09:39Senaryosu bir ilk adımıydı, bir kapısıydı.
09:42Ama o kapıyı araladıktan sonra çok özgürdü.
09:45Bizi de özgür bıraktı.
09:47Ya şimdi şöyle bir şey hissettim.
09:50Ben de dün ilk defa izledim.
09:52Çok pintidir bu konularda.
09:53Arkadaşım gel önden seyrettireyim falan asla yapmaz.
09:56Dolayısıyla ben de dün izleyeceği...
09:58Ama o bir ses sistemini öyle görmeni istedim.
10:01Çok çok haklısın.
10:02Seferde de görmeni istedim.
10:03Dün şöyle bir şey hissettim.
10:05Film başladı.
10:07Ses, görüntü ve oyuncu.
10:10Yani uzundur ilk 5-10 dakikasında beni bu kadar içine alıp bu kadar hemmal eden
10:163 ana elementin bir araya geldiği bir şey izlemedim dedi.
10:19Ve gurur duydum arkadaşımla tabii bir taraftan da.
10:22Olağanüstüydü o.
10:24Yani o 10 dakika yaşadığım hissi anlatmak çok zor diye düşünüyorum kendi adıma.
10:30Dolayısıyla hani zaten çok seviyorum onu izlemeye filmlerini.
10:35Ama hani bu 10 dakika bile benim için hani her şeye değerdi, her şeye bedeldi.
10:39Teşekkür ediyorum sevgili Gülcan.
10:41Rica ederim.
10:42Peki İstanbul'u kullanma biçiminden biraz söz edelim.
10:46Karakterin İstanbul'un içinde kayboluyor.
10:49Kendi beynin içinde kayboluyor.
10:51İbadethanelerde dolaşıyor.
10:53Onları nasıl hayatı geçirebildiniz?
10:55Zor gibi düşündüm çünkü.
10:59Ya iki şekilde yaptık aslında.
11:01Hem planladık hem de hiç planlamadık.
11:03Mesela filmin bir Eyüp Sultan sekansı var.
11:07Tamamen kazara o an karar verdiğimiz bir şeydi.
11:10Ve benim filmde en sevdiğim sekanslardan biri oldu.
11:16Aslında bizim ilk yola çıktığımızda zaten bu fikir hep senaryoda da vardı.
11:21Ama biz o improvizasyonlar sırasında da hep bunu hiç elden bırakmadık.
11:25Karakter böyle ilahi yapıları ve o mimarilerde geziniyordu.
11:30Ve aslında o bir şekilde içindeki grandiozu da tetikliyordu.
11:35İstanbul'da bu zaten mimari olarak da var.
11:40İstanbul'u ben uzun yıllar yaşadım ve çok nevratik bir şehir İstanbul.
11:46Yani size dirsek atarken bir yandan içine alan
11:50ve aslında bütün o elementlerin kendi kaosu içerisinde,
11:53tektonik yapısı içerisinde olan, bütün herkesin üst üste yaşadığı
11:58ama büyük bir genişliğin de aynı zamanda olduğu.
12:01Bunların aynı zamanda var olabildiği bir şehir.
12:04O yüzden de çok uydu bu yapmak istediğimiz şeye.
12:08İstanbul'un o anlamda karakteri direkt olarak filmin bütün tonuna yansıdı.
12:15Benim için orada önemli olan mekansal anlamda söyleyeyim,
12:20o tarihi Yarımada'da geçmesini istedim filmin büyük bir kısmının.
12:25Hem karakterin oturduğu semte yakındı.
12:28Bir motorla, iki bisikletle hemen çıkıp şey yapabileceği,
12:32kendini dışarıya atabileceği ve bu hepimizin bakıp geçtiği,
12:37aslında çok turistik bulduğu yerlerde gezinmeye başlıyordu.
12:42Eskiyle, o mekanların tarihiyle ve o mekanların kendi hafızasıyla kurulmuş
12:48bir ilişki vardı orada.
12:52Çünkü başına gelenleri anlamaya çalışıyordu karakter ve
12:57bir nevi Tanrı'ya, Allah'a sığınmaya da çalışıyordu.
13:01Ve bunu kafasında bir anlamlandırmaya çalışıyordu.
13:05O yüzden bu mekanlara girdik fakat çoğuna da habersiz girdik.
13:10Çünkü ben orada insanların gerçek tepkilerini, oraya giren insanların,
13:15bunu figürasyonla çözebileceğimiz bir şey değildi bu.
13:20Mesela ilk on dakikadan bahsettin, o şehit bahçesinde dolaşırken,
13:25rehber grubunun o ceme çarpıp gitmeleri.
13:29Ben bu hep bu kazalar üzerine kurdum filmi zaten.
13:32Hep istedim ki böyle güzel kazalar olsun ve bu gerçek tınlasın.
13:36Ve bu bir şekilde gerçek dışıyla böyle bir ilişki içerisinde olsun.
13:42O anlamda gerçek mekanlara dalmak ve gerçek insanların arasında
13:49o dramatik şeyi çekmek filmin tonuna inanılmaz sirayet ettiğini düşünüyorum.
13:54Kesinlikle.
13:55Peki, şimdi şeyi de merak ettim.
13:58İzleyicinin çok kolay ilişki kurabileceği bir film değil aslında.
14:02İzleyiciden biraz çaba istiyor, biraz düşünmesini mi istiyor?
14:07Öyle.
14:10Kafalarında kendi naratiflerini yaratmasını,
14:13kendi hikayenin uçlarını doldurabileceği bir alan bırakmak istedik aslında filmde.
14:20Ben de seyirci olarak böyle filmleri seviyorum çünkü.
14:23Ben de bayılıyorum.
14:24Bir de bir taraftan da şunu hissettim.
14:26Hani bilmiyorum doğru mu okuyorum.
14:28Film belli bir yere kadar bize Cem'i dışarıda,
14:31Cem diyorum, Akın'ı, karakterini dışarıdan gösteriyor.
14:35Ama bir zaman sonra biz neredeyse işte üçte ikisini izledikten sonra
14:40sanki Cem'in kafasından izledik biz her şeyi diye algıladım ben.
14:44Doğru.
14:45Doğru algıladım ve böyle bir şeyi ben hatırlamıyorum.
14:47Doğru.
14:48Hani bütün karakterin kafasından izlediğimiz filmler vardır işte.
14:51Doğru.
14:52Ama burada bambaşka bir şey yapıyorsun.
14:54Bir buçuk, yüz otuz dakika bu arada film.
14:57Üçte ikisinde biz dışarıdan izliyoruz her şeyi ama son blok dediğim şeyi,
15:03hani karakterin kafasına izletiyor olmayı yani onu da çok ilginç buldum.
15:08Onu nasıl karar verdi?
15:10Bir rüyanın içine giriyor aslında film.
15:12Ama aslında Akın gerçek hayatta olup bitenlerle baş edebilmek için zihni,
15:19hep biz onu çalışırken de öyle aslında konuştuk.
15:22Zihni bir koza örüyor kendine, bir yalan ve bir rüya örüyor.
15:27Ve bu şekilde nedenselleştiriyor.
15:30Çünkü sevgisini kaybediyor, ailesiyle olan bağında sıkıntı var.
15:37Arkadaşları yok, çok mesleğini yapamıyor.
15:42Ve o anlamda gerçekten sosyal fonksiyonlarını yavaş yavaş kaybettiği için
15:48bir şekilde bunu bir nedene bağlaması gerekiyor.
15:51Bazı insanlar bunu inanç sistemleriyle yapıyorlar.
15:55Bazı insanlar başka başka yollar arıyorlar.
15:59Bizim karakterimiz ise kendini bir rüyanın içine atarak gerçek hayatta baş etmeye çalışıyor.
16:06Diyebilirim bu sorunun cevabı olarak.
16:08Çünkü aslında biz gerçi normal hayatta da bunu yapmıyor muyuz?
16:13Bazen başımıza çok bizi üzen, sarsan ya da travmatik şeyler geliyor.
16:18Ve biz bunlara baş etmenin yolunu kendi karakterimizle ya da kendi dünyamız içerisinde yapıyoruz.
16:27Kimi yorganı kafasına çekiyor, kimi kendini sokağa atıyor.
16:31Kendini sokağa atıyor.
16:32O yüzden de ben böyle arkadaşıyla buluşup sahilde muhabbet ederken orada uyuyakalıp
16:41gerçek hayatı orada bırakıp sonra bir rüyanın içine girmek istedim.
16:45Çok da iyi yaptın.
16:47Filmde bir şekilde aslında hep zaten karakterin perspektifinden gittiği için.
16:54Bir de bir rüyanın, psikodilik bir tonu var filmin.
16:57Çünkü orada bitirmek istedim filmi.
17:00Bir de şimdi şöyle düşünüyorum izlerken, hep onu düşündüm.
17:04Şimdi otor sineması dediğimiz şeyin aslında Türkiye'deki tam karşılıklarından birisi.
17:12Ses tasarımı, görüntü, oyuncu yönetimi.
17:17Bütün ögeleri o kadar birbirine yakın, birbirine o kadar iç içe geçirerek kullanıyorsun ki.
17:25Bambaşka bir seyir ve izleme zevkatler.
17:27Diyorsun ki bir daha izlesem, bir daha izlesem başka şeyler de göreceğim diye.
17:32Yani bunu çalıştığın ekibin, her zaman iyi bir ekiple çalışıyorsun.
17:38Görüntü yönetmenin, ses tasarımın, müziğin.
17:41Bunları nasıl seçtin bu filmde? Biraz da onları bahsedelim.
17:46Peter Zeitlinger görüntü yönetmeni zaten filmleri çok sevdiğim bir görüntü yönetmeniydi.
17:52Werner Herzog'un filmlerini çekti.
17:55Albert Ferrara'nın son dönem filmlerini yaptı.
17:5820 yıllarda yaptığı belgeseller, Ulrich Siedl'le ve Herzog'la şu son 20 yıldır yaptığı belgeselleri çok seviyordum.
18:08Peter farklı farklı tonları olan filmlere çok değişik üsluplarla yaklaşabilen bir görüntü yönetmeni.
18:15Ve biz çok uzun takler aldık bu filmde.
18:18Bazen 20-25 dakika.
18:20Ve bu tarz bir çekim disiplinine de çok uygun bir insandı.
18:25Bir de İstanbul'a çok yabancı, o anlamda alien bir kameramanla çalışmak istedim.
18:33İstanbul'u belki de çok yeni görüp ya da ilk kez görüp ve daha taze bir gözle bakmak istedim aslında İstanbul'a.
18:41Ama oryantalist olmayan bir gözle bakmak değil mi?
18:44Evet tabii.
18:45Çünkü karakterin bu şehirle bir aileliyet ilişkisi olduğu için.
18:51Peter zaten filmlerinden tanıdığım biriydi.
18:53Müziği Sanof Filip yaptı.
18:56Murat'la filmi bağlarken bir gün BBC radyosunda bir müziği duyduk ve dedik ki kim bu?
19:02Daha yayınlanmamış, 7-8 ay sonra yayınlanacak bir bizim Rüya Silahı bölümümüzde kullandığımız Infinity şarkısıydı.
19:12Ona ulaştım, dedi ki bunun çıkmasına daha 7-8 ay var.
19:19Tom normalde elektronik müzik prodüktörlüğü yapan biri.
19:23Fakat onun içinde aslında bir film bestecisi vardı.
19:28Biraz yönetmenle müzisyen ilişkisi de biraz öyle oluyor.
19:31Müzisyen aslında ne olduğunu çok farkında değil.
19:34Siz onun içindeki film müziği bestecisini çıkarıyorsunuz içinden.
19:40Bir de karakter çok hastaneye girip çıkmış ve çok ilaç kullanım dönemleri olmuş biriydi.
19:48Biraz narkotik bir müzik olmasını istedim.
19:50O anlamda çünkü aynı etkiyi yarattığını düşünüyorum.
19:55Ve elektronik müzik bunun için çok uygundu.
19:59Normalde bir risk aslında öyle müzikler kullanmak ama bence bu karaktere çok çok uyuyordu.
20:05Bu kararı içgüdüsel alıyorsunuz.
20:07Bazen hayat insanları karşınızda çıkarıyor.
20:11Ama sinema tanrısı da seviyor seni bu arada.
20:13Efendim?
20:14Sinema tanrısı da seviyor seni.
20:16Evet, evet.
20:17O çok konuştuğumuz bir şeydi.
20:19Bazen sinema tanrıları şu an bizimle dediğim zamanlarda oldu bu filmi çekerken.
20:24Tom da onlardan bir tanesiydi gerçekten.
20:27Karşıma çıktı ve çok kabiliyetli biri.
20:31Ve sinemayı da bilen biri.
20:33Çocukluk zamanlarında filmlerde oynamış biri.
20:36O yüzden aslında sinemaya ilişkin bir fikri var.
20:39Sadece onu cesaretlendirmek, yüreklendirmek gerekiyordu.
20:43Çünkü çok müzikal bir film bu.
20:45Karakter hatta doktora bir noktada ben artık konuşmak istemiyorum dediği için filmin ikinci yarısı.
20:50Neredeyse diyalogsuz olmaya yakın bir 40 dakikalık bir bölüm vardı.
20:56Ve ben karakterin kafasında bir müzik duyduğunu hep hayal ettim.
21:02Ve o müzik işte Tom'un müziği oldu sonunda.
21:05Zaten onun kulağına geldiğini, o müziğini, o sesleri, o duyduğu şey.
21:10Bir anlamda sanki Wagner'in.
21:13Yani o Wagner'de de vardır ya o böyle bangır bangır zihninin içinde çınlıyor.
21:18Böyle sanki onun sesini kısamıyor musun gibi.
21:20Aynen.
21:21O anlamda çok...
21:22Onun operalarıdır değil mi?
21:25Evet.
21:26Şimdi bir de şöyle düşünüyorum ben izlerken.
21:28Tabii genelde o iyi filmlerde hep...
21:31Cem'den başkası olmazmış burada zaten hisse yaratıyorsun sürekli.
21:36Yani onun bakışında, onun ifadesinde, onun durumda.
21:40Biz de o kadar iyi konuştuk ki.
21:42Yani çok iyi bir oyuncu zaten ama...
21:44Evet çok iyi bir oyuncu.
21:46Senin bence bir de o nasıl bir çalışmayı yaptığınızı da çok merak ettim.
21:50O olmasaydı ben böyle bir şeyi oynayamazdım.
21:52Onun o hikayesini bilemezdim.
21:54Onu bir daha söyleyeyim mikrofona da söyleyeyim de duyulsun yani.
21:56O olmasaydı ben böyle bir şeyi bu şekilde oynayamazdım.
21:59Kesinlikle oynayamazdım yani.
22:01Hani bu çok kolay bir şekilde ben deliyim mi gidebilecek bir filmdi.
22:06Hiç öyle bir şey de yoktu yani.
22:07O şey o kadar farklıydı ki.
22:11Yani zaten o işte bizim uyum sağlayamamamız onları deli yapıyor ya bizim bakışımızda.
22:18Hani asla dışarıdayken karşılaşıp da...
22:22Kardeşim bir sorun mu var diyeceğim birisi değil.
22:25Çünkü orada bir sorun var belli ki.
22:27O seninle o iletişimi kurmayacak zaten.
22:30Hani ben öyle düşünemezdim.
22:33Hani o kadar derin bilgilerle o kadar böyle ne diyeyim o kadar geniş tecrübelerle geldi ki.
22:40Ve kafasında aslında hem bir yandan istediği şeyi çok iyi biliyordu.
22:44Hem bir yandan da hiç bilmiyormuşçasına özgürdü.
22:47O yüzden böyle bir karakter çıkmasında Gürcan'dır yani.
22:52Hani ben bir oyuncu olarak tabii ki vardım ama bence başkası olsaydı da eminim çok iyi oynardı yani.
22:59Bununla ilgili bir anekdotum var benim.
23:03Şimdi ben bir erkek oyuncu arayışı içindeyim.
23:06Ama çok da böyle klasik audition sistemi yapmak istemiyorum.
23:11O sırada arkadaşım sevgili arkadaşım Onur Saylak evlat oyununu oynuyordu.
23:15Ve beni davet etti.
23:16Dedi ki gel falan.
23:19Tiyatro salonunda kapıları açtıklarında oyun öyle başlıyordu.
23:23Kapıları açtıklarında Cim'in karakteri seyirciler içeri girerken zaten sahnede olup...
23:28...hepsiyle böyle bir göz teması kurup yerlerine otururlarken hepsiyle tek tek göz teması kuruyordu.
23:34Yarım saat tiyatroda sahnede duruyordum.
23:36Seyirciler otururlarken evet.
23:39Ben geçiyordum oturuyordum kapılar açılıyordu.
23:41Ve ben sürekli şiirler yazıyordum.
23:43Ve onlarla böyle iletişim kuruyordum.
23:45Ama şeydi çok özür dilerim sözünü kestim.
23:49Bakıyorum takip ediyorum.
23:52Hani göz kontağı kuruyorum.
23:54Ama sanki orada yokmuş gibi de davranıyorum.
23:56Gülümsüyorum da ama onu görmüyorum da.
23:59Hani böyle sürekli böyle hani o dördüncü duvar yıkıldı mı yıkılmadı mı ne oluyor falan.
24:03Ama oyunda dördüncü duvar var.
24:05Tabii.
24:06Hani öyle bir andı.
24:07Yani o şey çok özür dilerim.
24:08O yarım saati görünce hiç ben dedim ki tamam bu karakter Cem dedim yani.
24:13Oyun daha başlamadan audition benim için.
24:16Çünkü o hem çok güzel bir fikirdi bence.
24:19Seyirciler yerlerine otururken bunu yapmak.
24:23Yapması bana çok zekice geldi.
24:25İki belki insanlar fark ediyordu ya da fark etmiyordu.
24:30Ama Cem zaten performansına o sırada başlıyordu.
24:33Yani daha kapılar açıldığında başlıyordu.
24:35Işıklar yandığında değil.
24:37Bir de böyle şeyleri gerçekten çok içgüdüsel alıyorsunuz bazen.
24:41Hiç öyle plan yapmaksızın.
24:43Birbirimizin hayatının karşısına çıktık.
24:47Hayatının kaosu içerisinde diyebilirim.
24:49Ne iyi olmuş ne iyi olmuş.
24:50Evet çok iyi oldu.
24:51Şimdilik bu karakteri ben Cem'siz düşünemiyorum artık.
24:54Aynı şeyi söylüyorum.
24:55O kadar içseler ki yani başka biri var mıydı o olur muydu falan.
24:59Yok öyle bir şey yok yani.
25:00Böyle çok artık Cem ile benim için çok içsel oldu.
25:03Bir şey merak ettim.
25:04Biz izlerken senin kafanın içindeki o kadar iyi hissettiriyor ki.
25:08Senin kafanın içinde duyduğun o müziği o sesleri bilmem neleri.
25:11Sen oynarken mesela o şehrin gürültüsüyle mi o hissi yarattın kendinde?
25:16Yani ben de işte Gürcan şeyi anlatıyordu.
25:19Seslerin nasıl duyulduğunu anlatıyordu.
25:24Böyle onun üzerine bayağı konuştuk yani.
25:26Hatırlıyorum yani.
25:27Bu karakter sence işte paranoid şizofreni midir?
25:31Muhabbetleri değildi bizim asıl şey yaptığımız.
25:34Beni de ilgilendiren kısım o değildi.
25:36Bu karakter ne görüyor diyordum.
25:38Bu karakter ne duyuyor?
25:40Ne hissediyor bu karakter?
25:42Hani aslında içeride çok büyük bir şey cereyan ediyor.
25:46Ama ekspres etmeye onu dışa vurmaya geldiğinde hiçbir şey yok.
25:51Yani biz karakterin dünyasından görüyoruz ama aslında karakter ne hissediyor onu çok anlamıyoruz.
25:56Benim en azından dün filmde gördüğüm şey böyle bir şeydi.
25:59Hani ben kendi içimde çok fazla bir şey hissediyordum.
26:03Genelde şunlara takılıyordum.
26:06Ne duyuyorum ben şimdi?
26:08Nerede ne duyuyorum?
26:10Yani bu yaprağın hışırtısı bana nasıl geliyor?
26:14Hani kimsenin duymadığını bildiğim bir şeyi ben duyuyorum.
26:17Ve bunu da biliyorum, bunun da farkındayım.
26:19Hani o anda duyduğum şeyin gerçek olmadığını da biliyorum.
26:22Ama onu duymaktan da alıkoyamıyorum.
26:24Ve bu bende bir şeye sebep oluyor.
26:26Ve bu sebep olan şey git gide büyüyor ve bunu kontrol edemiyorum.
26:30Ama bunu da gösteremiyorum.
26:32Çünkü aslında bir ilaç etkisi altındayım.
26:35Hani bizim böyle ne görüyorum?
26:38İşte şekiller, şemalar, oradan çıkan anlamlar.
26:42Ne duyduğu?
26:44Hani böyle daha duyusal bir şeydi.
26:48Duyusal şeyler üzerine konuşuyoruz.
26:50Kendini çok açıklasın istemedik.
26:52Hem karakter, hem karakterin durumu, hem de film.
26:55Kendini çok açıklaması istemedik.
26:57Seyirciyi de o duyusal dünyaya, o sensual dünyayı içine alsın istedik.
27:04O yüzden demin söylediğin o filmin ilk 10 dakikası benim için önemli bir prologdu.
27:09Farkındaysan bir şeyler oluyor filmin 10 dakikasında ama bir yandan da olmuyor.
27:14Çünkü orada bir aslında filmin tonunu set ediyoruz.
27:17Ve seyirciye diyoruz ki gel bunun içine.
27:20Çünkü bu karakter bu sesleri böyle duyuyor.
27:22Ve normal bir filmde duyduğunuz mixten daha yüksek duyuyor.
27:25Ya da daha alçak duyuyor.
27:27Mesela o teknede ilk motorda gittiğin sırada İstanbul gürültüsü hiç yok.
27:32O kendi su sesini duyuyor.
27:34Köprüden geçen tak tak tak sesleri duyuyor.
27:37Zaten filmde bütün bunların örgüsünün bir bütünü.
27:41Konuştukça bir daha hissediyorum.
27:43Ben de izlemek istiyorum.
27:45Konuşurken aklıma geliyor da.
27:47Oyuncu olarak benden de talep ettiği şey böyle bir şeydi aslında.
27:50Ama ben şimdi filmi seyreden bir seyirci olarak filmin her elementinin de zaten bu yönde yapılmış olduğunu gördüm.
27:56Bütün görüntüler, bütün sesler aslında duyulara hücum ediyor.
27:59Duygulara değil.
28:01Duyusal olarak tetikliyor insanı.
28:04Ama sana ne hissetmen gerektiğini söylemiyor.
28:08Şimdi dramatik bir sahne seyredeceğiz ağlayın seyirciler demiyor.
28:13Bu da müthiş bir şey bence yani.
28:16Valla ne kadar çok konuşsak doyamayacağım ben ama hafif hafif toparlayalım.
28:20Bir de tabii ki yani filmin başından sonra onu izliyoruz ama çok kıymetli, çok değerli, çok sevdiğimiz oyuncular da var.
28:27Hadi onlardan da birkaç cümleyle bahset kapatalım.
28:30Tabii Erol Babaoğlu var filmde.
28:34Şimdi çok fazla da spoiler vermeyelim.
28:37Birden fazla karakter karşımıza çıkıyor.
28:40Suzan Kardeş ilk defa böyle bir filmde oynadı.
28:43Sürprizli film.
28:45Elve sürprizli Suzan Kardeş.
28:47Sevgililerimiz de ona burada.
28:49Aslında Suzan'ı, Balkan bir aile olduğu için o dile olan yakınlığı ve coğrafi olarak oradaki mezunlara hakimiyeti sebebiyle seçmiştim.
29:01Ama Suzan bir de bizim improvize çalışma sistemimize çok uygun bir oyuncu.
29:08Gürkan Gedikli vardı genç kuşaktan o da bizimleydi.
29:13Ve Ayla Algan.
29:15Filmin sonunda çok soyut bir karakter var.
29:19Ve kim olur kim olur derken dedim ki ya Ayla Algan olur buna yani.
29:25Böyle verdik senaryoyu.
29:27Sağolsun böyle fiziksel olarak zorlandığı bir dönemden geçiyordu.
29:33Ama heves ve enerji olarak müthişti.
29:37Onu görmek ve onun enerjisine tanık olmak bize de ilham verdi.
29:42Bunu diyorum yani biz hani benim Türk sinemasında en sevdiğim filmlerin başına geliyor.
29:51Ah Güzel İstanbul ve Ayla Algan.
29:53Onun o müthiş performansı.
29:55Ben seni de bir kere seyrediyorum o filmi biliyor musun?
29:57Ben de öyle.
29:58En çok seyrettiğim film vardır benim hayatta Ah Güzel İstanbul.
30:00Her sene bir seyrederim onu.
30:02Ben de öyle seyrederim.
30:03Ve çok İstanbul filmi olduğu için de ve kafamda artık o Ah Güzel İstanbul ile birleştiği için Ayla Algan.
30:11Dedim ki Ayla Algan olsun yani.
30:12Çok iyi yapmışsın.
30:13Evet evet harika oldu.
30:15Akan gemiler, akan zaman.
30:19Eriyen gemiler eriyen zaman.
30:22Eriyen onlar.
30:23Yani öyle bir şeye inanarak söylüyor ki ben dün seyrederken şey hani o anda oradaydım benim yüzüme bakıyor.
30:29Ben de o anda diyorum hani tamam ben de aktörlük yapıyorum da bir yandan da diyorum ki Ayla Hanım siz neye inanıyorsunuz şu anda?
30:37Ne düşünüyorsunuz şu anda?
30:38Kimse eriyen zamanı Ayla Hanım gibi söyleyemez.
30:41Yani hani o kendince orada öyle bir dünya yaratıyor ki ve o dünyanın içerisinde öyle kaybolup gidiyor ki ve orada da o kadar mevcut hale geliyor ki.
30:50İnanılmaz bir şey yani.
30:52Ben buradan Gürcan'a hakikaten teşekkür ederim yani.
30:56Ayla Algan gibi bir ustayla sahnen var yani.
31:02Harika.
31:03Valla yattığı yer incitmesin yani.
31:05Evet.
31:06İkinize de çok teşekkür ediyorum.
31:08Biz teşekkür ederiz efendim.
31:10Çok mutlu bir gece yaşadım kendi adıma.
31:13Bir dakika şeyde hemen konuşalım.
31:16Locarno'da açtığın filme bundan sonraki yolculuğuna dair belli olan bir şeyler var mı?
31:21Sao Paulo'dayız galiba bir iki hafta içerisinde.
31:24Selanik Film Festivaline gideceğiz oradan.
31:27Londra'da gösterimlerimiz var.
31:29Aslında hakikaten de bir ay oldu aslında Locarno'da gösterili.
31:33Adana hemen arkasından denk geldi.
31:35Uzun bir zaman beklemek zorunda kalmadık.
31:37Sıcağı sıcağına hemen böyle gösterdik.
31:39Film seyahat edecek.
31:42Ama benim için yeni bir deneyim olacak.
31:44Ben belgesellerle dolaşıyordum bu festivalleri ve o anlamda belgesel festivalleri de hep o şeyin içindeydi.
31:52Şimdi hep kurmaca filmlerin olduğu festivalleri geziyoruz.
31:55O da benim için daha yeni bir deneyim olacak.
31:58Cem o yolculuklara eşlik edebilecek mi?
32:03Ben her zaman ona söylüyorum.
32:05Çünkü Avrupa'da da tiyatro yapan biri Cem.
32:09Denk gelirsek diye bir Selanik için.
32:12Selanik'e gelirim.
32:13Evet, evet, evet.
32:14Denk getirebilsek Selanik'e birlikte gitmek istiyoruz.
32:19Bitireceğim, bitireceğim diyorum ama çok özür dilerim.
32:21Başka bir konuya geçeceğim.
32:23Benim Türkiye'de çok çok hikayelerini, yani hikaye değil tabii yaşam hikayelerini, öykülerini çok merakla izlediğim,
32:31okuduğum ve eser ürettiklerine bayıldığım bir aile var.
32:36O aileyi anlatan bir dizide oynuyor şimdi.
32:39Birkaç cümleyle ondan bahset.
32:41Çünkü herhalde uzun yıllar sonra seyredeceğim ilk dizi olacak o.
32:45Benim de bu arada.
32:46Değil mi? Çok merak ediyorum.
32:47Ben hayatımda bu kadar heyecanlanmadım.
32:49Bir televizyon dizisi için hakikaten yani.
32:52Ben de işte...
32:53Hadi hikayeyi anlat hele.
32:54Ben anlatmadım.
32:55Tamam, tamam.
32:57Dizimizin ismi Şakirpaşa Hanedanlığı oldu.
33:01Bu Cevat Şakir Kaba Ağaçlı, hani herkesin bildiği haliyle Halikarnas Balıkçısı'nın ailesi ne anlatıyor?
33:10Fahren Nisa.
33:11Tabii orada yani Füreyya Korallar, Aliyeler, Fahren Nisa'lar, Şirin Devrimler falan hani böyle Şakirpaşa.
33:20Evet.
33:21Yani olağanüstü bir son Osmanlı ailesinin aile içi dramını anlatıyor ki.
33:28Ben bilmiyordum bu kadar dramatik bir hikayeleri olduğunu.
33:32Yani...
33:34Gerçekten olağanüstü.
33:35Sen Cevat Şakir'i oynuyorsun.
33:36Ben Cevat Şakir'i oynuyorum.
33:37Meraklı bir heyecanlandım.
33:39Ve dönem olarak da...
33:40Ne zaman yayınlanmaya başlıyor?
33:42Bilmiyorum, Kasım Aralık'ta falan herhalde.
33:44Aynen.
33:45Bir de anlattığı dönem de tam işgal öncesi.
33:471912-13 zamanı.
33:50Artık hani Osmanlı'nın çöküşü ve artık hani Türkiye'nin yeniden kurulacağı, doğacağı bir zaman.
33:58O anlamda hani hem coğrafyada çok büyük olaylar olurken aile içinde de olaylar çok büyük oluyor yani.
34:05Evet oluyor.
34:06Ama bir de 70'lere kadar geliyor ailenin hikayesi.
34:08Tabii, geliyor.
34:09Yani en ürettikleri dönemler 70'lerin kadar devam eden bir süreç.
34:13Ediyor.
34:14Dolayısıyla hani inşallah iyi olur.
34:16İnşallah.
34:17İyi reyting, iyi alırsa o birkaç sefonda sürebilir o.
34:20Evet, evet.
34:21Değil mi?
34:22Evet, evet.
34:23Yani Hamdi Altaylı yazıyor.
34:24Evet.
34:25Olağanüstü bir yazar.
34:26Değil mi?
34:27Yani yönetmenimiz de çok iyi.
34:29Bahadır Karataş.
34:30Kas da çok iyi.
34:31Yani hani hakikaten her şey ancak bu kadar güzel olabilir biliyorum.
34:35Yani umarım çok güzel olur.
34:36İnşallah biz de keyifle seyrederiz.
34:38Keyifle seyredeceğimiz izleri özledim ben Türkiye'de maalesef.
34:40Evet, umarım.
34:41Peki dediğim gibi ikinize de çok teşekkür ediyorum.
34:44Biz teşekkür ederiz.
34:45Bir kere zaten film senle ilk defa böyle bir arada olay olmak benim için çok özeldi.
34:51Ben de çok çok mutlu oldum bugün seninle yaptığımız için bunu.
34:55Yaşa.
34:56Biz bunu zaten seninle hep yapıyorduk.
34:57Değil mi?
34:58Hep filmler üzerine konuşuyorduk.
34:59Konuşuyorduk.
35:00Filmler üzerine fikirler çarpıştırıyorduk.
35:02Bunu burada yaptık bugün.
35:03Değil mi?
35:04Evet.
35:05Çok harika oldu.
35:06Canımızda da müthiş bir aktör var.
35:07Değil mi?
35:08Evet, evet.
35:09Genç.
35:10Harika oldu.
35:11Burası çok uzun.
35:12Şahane bir yolculuk olsun diye hep bu film için söylüyorum.
35:14Ondan sonrası için konuşuruz zaten.
35:16Efendim bugünlük bu kadar.
35:17Şimdilik hoşçakalın.