Afrika: Türkiye yeni rekabet alanında yerini arıyor
Doğu-Batı çekişmesinde Türkiye’nin gücü, sınırları
Oruç Reis Somali’de; enerji jeopolitiğinde fırsat ve riskler
Askeri anlaşmalar: yumuşak güç yerini sert güce mi bırakıyor
️ Barçın Yinanç ve Nebahat Tanrıverdi yorumladı.
Doğu-Batı çekişmesinde Türkiye’nin gücü, sınırları
Oruç Reis Somali’de; enerji jeopolitiğinde fırsat ve riskler
Askeri anlaşmalar: yumuşak güç yerini sert güce mi bırakıyor
️ Barçın Yinanç ve Nebahat Tanrıverdi yorumladı.
Category
🗞
HaberlerDöküm
00:00Merhabalar, ben Barça İnanç. Bugün 31 Ekim 2024. Dış politikayla, içli dışlı programıyla karşınızdayım.
00:06Bütün dünya nefesini tutmuş Amerika'daki seçim sonuçlarını bekliyor.
00:11Türkiye ise yeniden içine kapandı.
00:13Çünkü yeni bir Kürt süreci başlıyor mu, başlayacak mı derken
00:17Türkiye'nin en büyük ilçelerinden Esenyurt Belediyesi'nin belediye başkanı gözaltına alındı, tutuklandı.
00:24Ve bu belediyeye bir kayyum atandı.
00:26Biz yine içimize döndük ve yine bir yeni, olağanüstü bir gündemle karşı karşıyayız.
00:32İşte ben bu olağanüstü gündemde belki gündem dışı kalacağını düşündüğümüz,
00:36halbuki aslında sıklıkla masaya getirmemiz gereken bir konuyu el almak istiyorum.
00:41Afrika ile ilişkileriz.
00:43Çünkü malum bu hafta sonu Türkiye-Afrika ortaklığı 3. Bakanlar Gözden Geçirme Konferansı,
00:49Cibuti'de yapılacak.
00:50Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 14 Afrika ülkesinin Dışişleri Bakanı ile bir araya gelecek.
00:55Afrika önemli bir kıta.
00:57Son dönemlerde de jeostratejik rekabetin merkezine oturmaya başladı.
01:03Türkiye'nin de çok ciddi açılımları var.
01:06Biz bunu yeterince konuşmadığımızı düşünüyorum.
01:08Ve bu yoğun gündeme rağmen inat ettim ve bugün Afrika meselelerini masaya yatırmaya karar verdim.
01:17Bu yayında konuğum, bu konuda çok sayıda yayını olan araştırmacı Nebahat Tanrı verdi.
01:23Hoş geldiniz diyorum ve hemen konuya şöyle bir dalmak istiyorum.
01:27Ben gazetecilik bilgilerimle, Nebahat Tanrı verdi de hem araştırmaları hem de yorumlarıyla
01:32Afrika ile ilişkilerimize ışık tutmaya çalışacağız.
01:36Şimdi bu yayında bugünümüzü konuşmak istiyorum ama illaki bir arka plandan da başlamamız gerekiyor.
01:43Çünkü Türkiye, Afrika'da görünürlülüğünün artması aslında AK Partili yıllara denk düştü.
01:50Ama sonuç olarak Afrika'yı ilk keşfeden ya da Afrika'nın öneminin ayrımına ilk varan aslında AK Parti olmadı değil mi?
02:00Geçmişten gelen bir ilgi söz konusu.
02:03Evet, aslında bunu tarihsel olarak çok gerilere götürmek mümkün.
02:09Biz zaten Afrika politikasını konuşurken önce 1998 Afrika Eylem Planı'nı konuşuyoruz ama
02:17bu konuyla ilgili aslında temel motivasyon 1960'ların başında ortaya çıkıyor.
02:21Ve ilk 1963 yılında İsmet İnönü Hükümeti, yani CHP Hükümeti'nin hükümet programına giriyor.
02:29Ve aslında o zamanki temel motivasyon Kıbrıs meselesiyle ilgili olarak
02:33Birleşmiş Milletler'de Afrika devletlerinin, Türkiye lehinin desteklerini almak
02:39ve 1960'lar ve 70'lerin aslında sonuna kadar da temel belirleyici motivasyon bu.
02:46Daha sonra 80'lerin ortasından itibaren de aslında Afrika tekrar Türk dış politikasının gündeminde özel görüyoruz.
02:55Biz onu ilk 90'larda mesela Erbakan hükümetinin programında yine öncelikli maddelerden bir tanesi.
03:01Ama bu seferde değişen bir faktör olarak ekonomi, özellikle ihracat pazarı
03:06bir belirleyici faktör olarak Türk dış politikasında Afrika'yı aslında
03:14bir motivasyon olarak, bir hedef olarak gündeme getirmiş.
03:19Burada tabii şu nokta benim dikkatimi çekiyor.
03:23O da aslında günümüzde tabii ne deniyor?
03:27İşte Türkiye açısından bir eksen kayması mı, neootomanizm mi, Afrika'ya açılım vesaire.
03:33Ama anlıyoruz ki aslında Türkiye'ye batıya olan kırgınlıkları nedeniyle
03:39ilişkilerini çeşitlendirmesinin gerekliliğini aslında 1960'lı yıllardan beri idrak ediyor.
03:46Bu anlamda da Kıbrıs meselesi diplomatik alanda ne kadar yalnız kaldığını görünce
03:51Kıbrıs meselesi bir uyandırma saati işlevi görüyor.
03:56Şimdi o zaman hızlıca bir 90'lara gelelim.
03:5998 eylem planından bahsettiniz.
04:02Dışişleri Bakanı İsmail Cem döneminde.
04:04Ben de o dönemde diplomasi muhabirliği yapıyordum.
04:06Ve bu eylem planını hatırlıyorum ama eylem planının hayata geçirişine dair hafızamı yokladım da fazla bir şey bulamadım.
04:13Çünkü ihtimalen çok fazla hayata geçirilemedi.
04:16İşte 99 depremi sonra ekonomik kriz ve oradan tabii AK Parti iktidarına geliyoruz.
04:22Ve o anlamda da şunu belki ikiye ayırmamız lazım.
04:27Bazı şeyler AK Parti olsa da olmasa da belki herhangi bir hükümet hangi hükümet gelirse gelsin olacaktı.
04:34Ama bazı noktalarda da tabii AK Parti kendi damgasında vurdu dememiz gerekiyor sanıyorum.
04:40Şimdi ekonomik anlamda ihtimalen hangi hükümet gelirse gelsin.
04:44Birincisi AK Parti iktidarı tabii hem Kemal Derviş reformlarını harfiyen uyguladı.
04:51MFR çestesini uyguladı.
04:53Ve Türkiye ciddi bir ekonomik sıçrama yapınca kabına sığamayan bir ekonomi.
04:58Sevgili Prof. Kemal Kirişçi hocamızı burada kılaklarını çınlatalım.
05:02Bir trading ülke haline geldi değil mi?
05:04Ticaret yapan bir ülke geldi.
05:06Ve bu anlamda Afrika özellikle orta ölçekli işletmeler içinde önemli bir pazar haline geldi.
05:12Dolayısıyla işin böyle bir ekonomik boyutu oldu 2000'li yıllarda.
05:17Onun dışında tabii diplomatik olarak da yine AK Parti hükümetleri sırasında bir sıçrama yapıldı.
05:25Onun da altını çizmek gerekiyor.
05:27Burada tabii Ahmet Davutoğlu'nun stratejik derinlik bakışı belki biraz devreye giriyor.
05:33Çünkü 2018'de Afrika'da 10 tane olan diplomatik temsilcilik günümüzde çok daha yükselmiş durumda.
05:42Bunun yanı sıra tabii Türkiye bir de yumuşak gücünü devreye sokuyor.
05:48Özellikle insani yardımlar tika devrede.
05:52Tabii olumsuz hale olarak Türkiye'nin Abdullah Gülen okullarına sırtını dayamış olmasının altını da çizmemiz gerekiyor.
06:01Her ne kadar bundan çok yararlanmış olsa da.
06:04Onun dışında işte Türk Hava Yolları Afrika'ya uçuşlarına başlıyor.
06:09Bugün için 60'tan fazla destinasyona uçuyor Türk Hava Yolları.
06:14Demin söylemeyi unuttum.
06:17İşte 2021'de Türkiye'nin diplomatik misyon sayısı 37'ye yükseliyor.
06:22Ve benim bu noktada son olarak söyleyeceğim şey.
06:25Burada da tabii Recep Tayyip Erdoğan'a bir kredi açmamız gerekiyor.
06:30Çünkü Başbakanlığından itibaren Afrika'ya çok büyük ilgi gösteriyor.
06:35Özellikle 2011 yılında Somali'ye yapmış olduğu ziyaret hatırlanacaktır.
06:40Yanında çok sayıda sanatçıyla işte Ajda Pekkan'la eşiyle beraber Somali'ye gitmesi.
06:46Bütün dünyanın neredeyse Somali'ye sırt çevirdiği bir dönemde.
06:51Sadece işte ateş almak için gelip gider gibi yapmayıp geceyi orada geçirmesi.
06:57Örneğin benim Afrika konularına baktığımda önüme gelen bir konu oluyor.
07:03Çünkü bu ziyaretin özellikle Afrikalıların gönüllerinde kalplerinde çok özel bir iz bıraktığı söylenir.
07:10Şimdi ben tabii işte 2000'den 2010'lu yılların ortalarına kadar ki dönemi böyle özetlemeye çalıştım.
07:19Nebahat Tanrıverdi siz bu dönemi yorumlarken özellikle Türkiye'nin yaklaşımlarını hangi ilkeler üzerinden kategorilendirirsiniz?
07:30Yani evet belki aslında Türkiye'nin Afrika stratejisini ya da politikasını genel anlamda konuşurken şunu ortaya koymak gerektiğini düşünüyorum ben.
07:39Birincisi Türkiye'nin Afrika stratejisini aslında Türkiye'nin sahip olduğu kapasite sınırlamaları hep belirlemiştir.
07:46Yani bu bahsettiğimiz 1960'larda da 70'ler, 80'ler, 90'lar ve aslında AK Parti döneminde de bu devam eden temel belirleyici.
07:56Yani politikayı şekillendiren temel unsur aslında budur demek gerekiyor.
08:01Çünkü bir kere Türkiye tarihsel ve köklü bir ilişki ağına sahip değil Afrika genelinde.
08:08Yani her ne kadar söylem bazında kültürel bağlar, Osmanlı dönemi ilişkiler çok ön plana çıkarılsa da
08:14biz baktığımızda Türkiye'nin özellikle Sahraaltı Afrika'da ki tarihsel bağları ya da köklü bir etkisi nüfuzu
08:23özellikle diğer aktörleri nispeten çok yenidir, çok yeni bir aktördür aslında Türkiye.
08:29Ve buna ek olarak Türkiye'nin kendi iç kapasitesi, maddi kapasiteleri de sınırlı çoğu aktöre nispeten.
08:38İşte finansal gücü, askeri gücü, bölgedeki ekonomik varlığı oldukça sınırlı.
08:46Temel aslında sınırlama ya da kapasitekteki eksiklikler Türkiye'nin Afrika stratejisini,
08:55İsmail Cem döneminde hazırlanan 1998 eylem planının da temel hatların aslında bu çokça altı çizilen unsurlardan biridir.
09:04Delirleyen yaklaşım bu.
09:06Bu stratejilerde genel itibariyle bu kısıtlamaları aşmaya aslında odaklanıyor.
09:13Yani sizin de bahsettiğiniz gibi Türkiye'nin öncelikle yumuşak güce, insani yardıma, kalkınma yardımları odaklanmasının sebebi de aslında bir yerde
09:23kendini daha köklü olan kıtadaki aktörlerden ayırma ihtiyacı.
09:28Yani bir yanda özellikle son dönemde son 20-25 yıldır Çin'in çok ciddi bir Afrika açılımı söz konusu.
09:36Önemli bir altyapı dönüşümü, ekonomik dönüşümü tetikleyen aktör kendisi.
09:40Rusya, Soğuk Savaş'tan itibaren köklü bir ilişki tarihçesine sahip.
09:47Özellikle güvenlik alanında.
09:49Avrupa'nın ve Amerika'nın etkisi zaten hepimizin malumu.
09:53Çok köklü aktörler.
09:55O nedenle bütün bu aktörlerden kendini ayırmaya çalışan bir strateji izlediğini görüyoruz biz.
10:01Özellikle AK Parti döneminde bu ulus markalaşması aslında stratejinin en ayırıcı unsurlarından, hususlarının bir tanesi.
10:09Nedir? Bu işte kazan kazan, eşitlerin ortaklığı, güvenilir bir partner, Türkiye'nin sömürgeci bir geçmişinin aslında kıtada olmayışının özellikle vurgusu.
10:21Bu stratejinin temel ayaklarından bir tanesi.
10:25Bir diğeri de aslında tarihsel derin güven tutuşlardan beri devam eden kıtada diplomatik ve kurumsal an genişletilmesi.
10:33Yani bu sizin de bahsettiğiniz gibi elçiliklerin sayısının arttırılması, Türk Hava Yolları'nın uçuş sayısının destinasyonunu çeşitlenmesi.
10:43İşte Yunus Emre, Marif, TİKA gibi daha insani yardım, daha yumuşak güç alanlarında faaliyetlerin genişletilmesi.
10:53Ekonomide mesela Beyik İş Konseyleri'nin sayısı çok fazladır.
10:57Ticari ateşelliklerin sayısı son yıllarda hızlıca arttı.
11:03Gibi gibi bunları aslında çoğaltmak mümkün ama buradaki temel hedef aslında kıta genelinde Türkiye'nin diplomatik ve kurumsal ağının mümkün olduğunca çok genişletilmesi ve yayılması.
11:14Ve hala da aslında bu stratejinin ana omurgasını oluşturuyor.
11:20Her ne kadar son yıllarda dediğiniz gibi güvenliğe dair tartışmalar artmış olsa da hala Afrika'yla ilgili ilişkilerin ana omurgasının ekonomi ve yumuşak güç unsurları oluşturuyor.
11:30Ve bu son dönemde de güvenlik işbirliği, özellikle silah satışları ve askeri eğitim, yani Somali ve Libya örneklerinde olduğu gibi farklı bir modelle belki AK Parti'yi atledebileceğimiz farklılıklar söz konusu.
11:46Peki, şimdi şöyle söyleyelim, benim açımdan dikkat çekici bir nokta yaparmak bastınız.
11:54Ben bir dönem işte bu Afrika meselelerini bir Türk diplomatla konuşurken, özellikle işte bu yabancıların Türkiye'nin Afrika'ya olan ilgisini çok sorguladığını,
12:07hani bana da gelip sürekli sorduklarını söylediğimde şunu söylemiştim.
12:12Hani böyle İngilizce bir deyim vardırdı, a new kid in town diyor, yani işte şehre yeni bir mahalleye yeni bir çocuk geldi.
12:20O Türk diplomatı da bana aslında çocuk mahalleye geri döndü diye karşılık vermişti.
12:28Yani hani biz aslında eskiden oralardaydık demeye getirdi.
12:32Ama sizin söylediğiniz gibi yani Osmanlı dönemiyle'den sonra çok büyük bir aslında bir boşluk yaşanıyor ve sonradan işte Afrika'ya olan ilgi artmaya başlıyor.
12:46Ve gerçekten de aslında Türkiye'nin Afrika'daki varlığının çok da eskiye dayandıramıyoruz.
12:53Yani yükselişini böyle bayağı bir varlık göstermesini.
12:58Bir örnek vermek gerekirse işte 90'lı yıllarda aslında Dışişleri Bakanlığı'na girdiğinizde Afrika diye büyük bir genel müdürlük yoktu.
13:09Küçücük bir Afrika dairesi vardı.
13:12Hatta ihtimalen orası biraz böyle sürgün yeri gibi görülüyordu, olabilirdi belki de o dönemlerde.
13:18Hani bugün baktığımızda çok büyük bir genel müdürlük ve de gayet de popüler bir debartman.
13:24Herhalde Avrupa Birliği dairesinde çalışanlar bile imreniyor olabilirler.
13:28Bu zamanlarda çok böyle Avrupa Birliği'ne çok önem vermediğimiz için.
13:32Ama tekrar günümüze dönmek gerekirse demin de söylediniz Türkiye kendini başka ülkelerden ayrıştırarak Afrika'ya girmeye çalışıyor.
13:47Ve özellikle de kendisinin sömürgeci geçmişinin olmadığının sürekli bir altını çiziyor.
13:54Ama şunu da biliyoruz ki tabii uluslararası ilişkilerde hiçbir şey de karşılıksız olmuyor.
14:01Sonuç olarak Türkiye'nin de bir ticari beklentisi var.
14:05Çünkü bazen kamuoyunda işte bir sorular sorulabiliyor.
14:08Neden biz tutup da atıyorum işte Tunus'un X bir örgüte olan borcunu siliyoruz ya da neden bu kadar insani yardım yapıyoruz diye.
14:18Tahmin ediyorum yani bunun karşılığında da Türkiye'nin bir takım ticari beklentileri var.
14:23O nedenle günümüze geldiğimizde Afrika ile ticari ilişkilere baktığımızda nasıl bir resim ortaya çıkıyor?
14:32Yani aslında şimdi bunu tabii dediğimiz gibi kıyaslayacağımız işte belirli tarihsel dönüm noktalarımız var.
14:40İşte 1990'larda özellikle Türkiye'nin ticari bölgeye çok kıstı.
14:45O zamanki temel hedef işte Kuzey Afrika ülkelerinin aslında ihracatı, artırma çabası şeklinde özetlenebilecek bir strateji.
14:542000'lerle birlikte aslında Kuzey Afrika'da çok büyük bir iğme var.
14:58Yani Afrika'nın özellikle daha bize yakın coğrafya Akdeniz.
15:01Burada tabii bir parantez açıp belki konuyu dağıtmak pahasına şunu da söylemek gerekiyor.
15:06Yani Türkiye'nin özellikle 1998'den 2010'lara kadar yani AB özellikle üyelik süreci çok canlı iken Afrika stratejisi çok birbirini besleyen iki siyaset alanı.
15:20Yani biz baktığımızda hem işte 2008 yılında Türkiye'nin stratejik partner ilan edildiği yani Afrika Birliği tarafından o dönemki tarihe kadar
15:32mümkün mertebe Türkiye'nin kendi Afrika stratejisine Avrupa Birliği'nin dış politikasına uyumlaştırmaya çalıştığı
15:39ve özellikle Akdeniz'deki genişleme stratejisi bağlamında Kuzey Afrika ülkelerine serbest ticaret anlaşmaları yaptığını görüyoruz.
15:47Ve mesela 2006-2007 yıllarında Avrupa Birliği'nin Kongo'daki askeri misyonuna da Türkiye mesela asker göndermişti.
15:57Ve o dönemde mesela Recli Gönül'ün meclisteki tezkere görüşmesinde bunun uzun vadede Türkiye'nin üyelik sürecine katkı sunacak olumlu bir adım olduğu şeklinde aslında savunulmuştu.
16:10Ve bunlar aslında hedef olarak Avrupa Birliği'nin işte ortak pazarını genişlemesi, Afrika'yı bir pazar olarak görmesi ve Türkiye'nin de uzun vadede AB üyesi olacağı fikriyle
16:20bir şekilde Afrika pazarına Türk ekonomisinin de integretimi amacı.
16:24Yani stratejinin görüşü o dönem için öyleydi.
16:28Şimdi hala bu öyle midir? O tabi başka bir tartışma konusu. Çok öyle olmadığını söylemek mümkün.
16:34Fakat sizin de dediğiniz gibi yani Türkiye kıta genelinde bir tüccar devlet.
16:382016'dan beri bu daha aslında net.
16:43Çünkü hemen hemen Afrika'nın bütün alt bölgelerinde ekonomik olarak çeşitlenmeyi görüyoruz biz.
16:51Sektoral çeşitlilik çok ön planda.
16:55Ve belki de aslında söylenmesi gereken yani sizin söylediğiniz gibi özellikle Türkiye'nin Ege'deki ve Güneydoğu'daki ticaret bölgelerinin,
17:06sanayi bölgelerinin ihracat oranları, hacmi Afrika'ya son yıllarda ciddi oranda artmış durumda.
17:15Fakat buna ilk olarak bir de doğrudan yatırımlar meselesi var.
17:19Türk yatırımları da özellikle alt bölgelerde yani işte sahel ülkelerinde, Doğu Afrika ülkelerinde, Kuzey Afrika ülkelerinde ciddi anlamda artmış durumda.
17:29Biz genelde işte 70'lerde, 80'lerde Türkiye'nin ekonomik faaliyetlerine Afrika için baktığımızda,
17:35bu yatırımlar inşaat ve altyapıyla aslında daha küçük ölçekli projeler olmak kaydıyla aslında böyle bir profil çiziyor.
17:43Ama bugüne baktığımızda biz daha çeşitli ekonomik faaliyetlere aslında itibar olmuş,
17:49ihracatını artırmış, hemen hemen Afrika'nın çoğu alt bölgesinde ekonomik olarak varlık gösterebilen bir ekonomik güç, bir tüccar devlet profilini görebiliyoruz.
18:01Hatta sizin ben bir yazınızda okudum, pek çok bir takım başka ülkelerin projeleri tamamlanamayınca o projeleri Türkiye üstlenmiş.
18:12Çünkü şunun da altını çizelim, yani Afrika önümüzdeki dönem pek çok hem büyük güçlerin hem orta ölçekteki güçlerin bir rekabet alanı.
18:23Yani buraya sadece Çin, Rusya, işte Batı değil ama aynı zamanda Suudi Arabistan gibi, Birleşik Arap Emirlikleri gibi,
18:30Körfez ülkeleri, Japonya gibi ülkeler de ilgi gösteriyorlar.
18:37Dolayısıyla yani Türkiye sadece eski sömürü, sömürge ülkeleriyle değil yeni orta ölçekli güçlerle de rekabet halinde,
18:46hatta Çin'le de rekabet halinde ama bu altyapı yatırımlarının bir kısmında örneğin işte onların bitiremediği projeleri aldığını yazmışsınız mesela siz bir yazınızda değil mi?
18:57Evet, mesela Etiyopya örneğinde yani bu birkaç tane özellikle hem Batı Afrika ülkelerinde de benzer örnekler mevcut.
19:06Doğu Afrika'da da mesela Etiyopya'da da benzer özellikle işte tren yolları, lojistik hatları inşa edilmeye çalışılıyor hızlı.
19:13Büyük mega projeler bunlar ve son yıllarda Türkiye'nin özellikle Çinli konsorsiyonlardan bazı ihaleleri alabildiğini görüyoruz.
19:21Burada tabii Türk işletmelerinin, çalışma modelinin biraz Çin'den daha farklı olması bir avantaj.
19:28Türk şirketlerin projeleri daha hızlı bitirmesi gibi bir avantaj söz konusu.
19:33Çin genellikle kendi işçilerini Çin'den getiriyor ve bu da aslında biraz projelerde son yıllarda gecikmelere neden oluyor.
19:41Ama Türk şirketleri yerel istihdamı da önceliklendirerek ve daha hızlı bir şekilde projeleri bitirmeye çalışıyor.
19:49Burada tabii şöyle bir sorun var aslında son yıllarda.
19:52Şimdi Türkiye'nin belli bir rekabet gücü var.
19:55Mesela aynı şeyi Kuzey Afrika'daki bazı altyapı ihalelerinde de görmek mümkün.
20:00Ama Türkiye Afrika'daki bu ekonomik nedeni rekabette bu büyük finans güçlerden herhangi biriyle yakın bir ittifak içerisinde değil.
20:11Yani nedir? Amerika Birleşik Devletleri'ni sayabiliriz, Avrupa Birliği'ni sayabiliriz veya Çin'i sayabiliriz.
20:19Yani üç blok diyelim ve bu üç bloğun arasındaki orta büyüklükteki güçler Hindistan, Japonya, Türkiye gibi.
20:25Aslında bu orta büyüklükte güçlerin çok büyük bir kısmı kıtada faaliyet gösterirken,
20:30her ne kadar kendilerini diğer büyüklerden ayırmaya çalışsalar da bir yerde yani ya Avrupa Birliği'yle ya da Çin'le daha yakın işbirliği içerisindeler.
20:39Ama Türkiye'nin özellikle ekonomik krizle birlikte hem finans gücü kıtada azalıyor,
20:46hem de yani ne Çin ne de ABD ile yakın bir finans işbirliği yok.
20:53Bu da uzun vadede aslında bu rekabet gücünün azalma riskini beraberinde getiren bir faktör.
21:00Yani bu tabii bu özüye dair olarak da konuşulması gereken bir faktör.
21:05O zaman bunu programın sonuna doğru, önümüzdeki dönem Türkiye'yi ne tür fırsatlar ve riskler bekliyor?
21:11Bu konuyu bir park edelim, çok önemli bir nokta.
21:14Ama şu dediğinizi de çok önemsedim, bu bizim açımızdan önemli.
21:20Türkiye Afrika'ya yaklaşırken örneğin istihdam yaratmaya çalışıyor.
21:24Yani hani şu meşhur işte ne diyeyim balık tutmak değil de balık tutmayı öğretmek.
21:31Belki tabii ki altyapı yatırımları bu anlamda tam uymuyor ama en azından kendi işçisini getirmek yerine istihdam yaratmaya önem vermesi
21:40ve zannediyorum Afrikalılar açısından da önem taşıyor diye düşünüyorum.
21:45Bir de yine ekonomik imkanları sınırlı olsa da insani yardım meselelerinde hala o yumuşak gücünü,
21:58belki eskisi kadar kuvvetli olmasa da bir şekilde devam ettirmeye çalıştığını anlıyoruz.
22:04Örneğin belki Türk kamuoyunda çok bilinen bir şey değil bu ama hani biz gittiğimiz hastanelerde
22:11Afrika'dan gelen hastaları görüyoruz ama ihtimalen onlar belki kendi paralarıyla geliyorlar vesaire sağlık turizmi çerçevesinde.
22:20Ama bir takım ülkelerle sağlık alanında bir işbirliği söz konusu ve yani bildiğimiz kadarıyla kimi hastanelerden,
22:29devlet hastanelerinden bazı doktorlar özel görevlendirilerek Sudan'a, Somali'ye gidiyorlar.
22:35Orada bir dönem çalışıyorlar. Yani ticaretin yanı sıra insani yardım anlamında faaliyetlerinde devam ettiğinin bir altını çizmek gerekiyor değil mi?
22:48Sonuçta Gülen okullarının kapatılması istendi ama marif okullarıyla devam ediyor.
22:54Bu anlamda bugün dair söylemek istediğiniz birkaç husus var mıdır özellikle bu insani boyut anlamında?
23:03Yani aslında özellikle pandemi bu açıdan dediğim gibi yani özellikle yumuşak güç hala Türkiye'nin Afrika stratejisinin omurgası ve pandemi de aslında bunu hızlandırdı.
23:14Yani biz dediğim gibi güvenlik meselesinin biraz gölgesinde kaldı ama mesela şöyle bir sayı vereyim.
23:19Sağlık Bakanlığı'nın yani Türkiye'deki Sağlık Bakanlığı'nın 20 Afrika ülkesiyle çok farklı alanlarda çeşitli işbirliği anlaşmaları var.
23:28Bu işbirlikleri kimisi işte hani eğitimleri içeriyor, kimisi de mesela sizin de dediğiniz gibi Türkiye'nin işte Sudan'da, Somali'de, Libya'da hastaneleri var.
23:37Yani ortak hastaneler bunlar eğitim hastaneleri ve zaman zaman görevlendirmelerle Türk doktorlar buralara gidip buralarda operasyonlar gerçekleştiriyorlar ve sağlık eğitimleri mevcut.
23:51Buna ek olarak Sivil Toplum Örgütleri ve Sağlık Bakanlığı'nın kendisi TİKA işbirliğiyle sağlık personellerinin de gönüllü olarak aslında kıta genelindeki faaliyetlerine de destek veriyor.
24:02Bir de tabii sizin dediğiniz gibi buna ek olarak yani sağlık alanında geçmeden önce tabii bir de aşı ve sağlık gereçleri, hibeleri vardı hatırlarsanız.
24:16Maske gibi. Bunların aslında çok büyük bir etkisi oldu o dönem.
24:21Çünkü tam da pandemi zamanında neredeyse hemen hemen her ülke kendi içine kapanırken ve aşılar özellikle çok büyük bir tartışmaydı.
24:30Özellikle Dünya Sağlık Örgütü içerisinde de ve Afrika biraz bunun dışında kaldı.
24:35Özellikle Ukrayna Savaşı'nda biz benzer bir şey mesela gıda güvenliğinde de gördük.
24:38Türkiye mesela Ukrayna ve Rusya arasındaki anlaşmayı da Afrika ilişkilerine tahvil ederek mesela kullandı.
24:45Özellikle büyük bir kısmının Afrika ülkelerine gideceği sözü üzerine bu anlaşmayı Rusya'ya kabul ettirdi.
24:54Ve bu dönemde de aslında gene Ukrayna mesela savaşı başlarken hatırlarsınız Erdoğan'ın kendisinin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendisinin Afrika ziyaretleri vardı bunları ertelemedi.
25:04Bu aslında hala ön plana çıkarılıyor stratejik olarak da.
25:10Buna ilk olarak bir de eğitimi yani eğitim diplomasisinde, eğitimi kültür diplomasisinde saymak gerekiyor belki.
25:19Özellikle Marif ve Yunus Emre sizin de dediğiniz gibi kıtadaki daha önce 90'larda başlayan Gülen okullarının ve onların faaliyetlerini değer alan iki temel kurum haline geldi.
25:31Ve bugün de aslında biraz onu da aşan bir faaliyet alanına sahipler.
25:36Belki bir trend olarak söylenebilir 90'lara ve 2000'lerin başına kıyasla nispeten Türkiye'nin aslında bu faaliyetleri bugün aslında daha merkezi,
25:45daha devlet ya da hükümet kontrolünde ve biraz işte daha koordinasyon konusunda aslında belki önümüzdeki dönemde buna dair tartışmalar var.
25:57Yani Dışişleri Bakanlığının etkisinin artacağı bir rüzgar olur mu olmaz mı?
26:02Nebahat Tanrı verdi.
26:03Tabii bu noktada şunu şunu da altını çizmemiz gerekiyor.
26:06Yani bir taraftan bu mesele ihtimalen bizi dinleyenler açısından bir taraftan gurur verici.
26:12Çünkü işte hani Afrika'ya dönük belki bir sömürgeci bir yaklaşım yok oranın eksikliklerini gidermeye çalışan dış politikanın bu insani boyutunun ön planda olması bir taraftan gurur verici.
26:29Ama öte taraftan tabii Türkiye kamu açısından da tartışmalı bir mesele.
26:33Yani Türkiye kendi vatandaşına doktor bulamazken, insanlar hastaneden randevu alamazken yahut da Türkiye'de üniversitelerdeki eğitim sistemi zaten zayıflarken
26:44onun üzerine bir de Afrika'dan aslında başarılı olduğu kuşkulu yani başarılı bir öğrenci geçmişi olduğu kuşkulu öğrencilerin sırf üniversiteye para yatırıyor diyen de gelen var bu arada.
26:58Yani hani bir burslu gelenler var ama bir de tabii hani özel kanallardan gelip işte okullarda okuyanlar ondan sonra da işte bir süre sonra okumaktan vazgeçip işte kapağı Türkiye'ye atmaya çalışan öğrenciler meselesi de var.
27:14Yani aslında Afrika boyutunun ulaştığı çok ileri noktalar da var.
27:20Ama buradan isterseniz şu noktaya doğru gelelim.
27:25Son yıllarda Türkiye'nin Afrika ile ilişkilerinde özellikle silah ihracatı, askeri eğitimler önem kazanmaya başladı ve tabii bir de enerji meselesi var.
27:38Ama bu konuya gelmeden önce Afrika'nın son yıllarda yaşamakta olduğu gelişmelerden biraz bize bahsederseniz o bize Türkiye'nin neden birdenbire bu yumuşak gücün yanı sıra biraz da tırnak içinde söyleyeceğim sert güce de odaklanmasını beraberinde getirdi.
27:57Bunu anlamımıza yardımcı olacaktır Afrika kıtasında son dönemde yaşanan gelişmeler.
28:03Terör olsun darbeler olsun.
28:05Onu size bırakıyorum.
28:07Bize böyle 62 saniyede anlatacağınıza eminim.
28:11Yani evet 62 saniye biraz tabii kısa oldu.
28:14Ama ben bu sorunuza geçmeden önce özellikle Türkiye'nin bu Afrika'daki insani yardımlar meselesi ve sağlık yani bu işte çeşitli diplomatik konusunda çok küçük bir yorum yapmak istiyorum.
28:25Yani evet bu Türkiye'de çok tartışılıyor.
28:27Ama bence burada tabii hani Türkiye'nin özellikle insan kalifiye iş gücü meselesinde çok ciddi bir düşüş var.
28:33Beyin göçü var, kurumların aşınması ile ilgili tartışmalar var.
28:38Eğitim kalitesi, eğitimde ideolojik yaklaşım meselesi var.
28:41Yani bunlar aslında Türkiye'nin iş meseleleri.
28:44Yani bunu Afrika'ya tahvil etmek ben çok doğru bulmuyorum onu.
28:49Bunlar bence iki ayrı kul var.
28:51Ve oradaki aslında yorgunluğu yani içerideki yorgunluğu biraz daha odaklı tutmak gerekiyor.
28:56Çünkü aslında Türkiye içeride ne kadar kurumlarını güçlendirirse, ne kadar demokratikleşebilirse ve ne kadar kaliteli bir eğitim ve sağlık sistemi kendi vatandaşlarına sunabilirse dış politikasında da bu unsurları daha kuvvetli kullanabilir.
29:12Yani bu içerideki zayıflama aslında dışarıdaki zayıflamayı da beraberinde getirecek bir şey.
29:18Ben biraz bu konuda daha farklı yaklaşmaktayım duruma.
29:24Bir bunu belirtmek gerekiyor diye düşünüyorum.
29:28Bir mesele de aslında bu tartışmaların bir uzantısı olarak.
29:33Yani biz Türkiye'nin Afrika'ya yardımları ya da Afrika'ya açılması ne kadar gerekli değil meselesini tartışırken aslında genel Türk dış politikasındaki tartışmaların bir uzantısı olarak konuşuyoruz.
29:46Nedir bu?
29:47Aslında genel politikadaki bir kalkınma hedefleri meselesi var.
29:52Bu tabii tarihsel programın başında da konuştuk.
29:55Yani yeni pazarlar ihtiyacı yüzünden, taşan ekonomisi yüzünden bu Asya için de söz konusu.
30:0390'larda Balkanlar, daha sonra Ortadoğu ve bugün de aslında Afrika.
30:07Çok bir dondurulabilir süreçler olduğuna inanmıyorum.
30:10Bir diğer meselesi bir ontolojik güvensizlik var Türk dış politikasına.
30:14Biz bu konuları konuştuğumuz zaman aslında biraz bir ontolojik güvensizlik tarafından beslenen bir şey var.
30:20Yani Türkiye bir kimliğini arıyor hala.
30:22Özellikle bu Türkiye'de demokratikleşme sürecinin ve AB üyelik sürecinin akamete uğraması ile birlikte daha da derinleşmiş bir faktör.
30:31Ve bu özellikle yakın coğrafyasında Türk dış politikasında yalpalanmalara da neden olmakta.
30:39Ve son olarak da bir batısızlaşma yani bir çok kutupluluk tartışmasına özellikle görüyoruz.
30:45Yani Afrika'ya geldiğimizde bu konunun bağı nedir?
30:49Aslında biraz farklılaştığı aslında son ayağında ön plana çıktığı bir bağlam söz konusu.
30:54Çünkü Afrika biraz uzak bir coğrafya.
30:58Daha yapısal ve kapasite sınırlamaları daha belirleyici.
31:03Kimlik ve ideolojinin etkisi daha silik.
31:06Yani özellikle küresel güney söylemi daha ön plana çıkıyor.
31:09Bu da aslında Türkiye'nin bahsettiğim gibi ontolojik güvensizliğinden kaynaklı kendi kimlik arayışının aslında bir yansıması.
31:16Hedefler ve stratejiler de biraz daha belirgin, odaklı yani pragmatik denebilir bence Afrika bağlamında.
31:24Ve aslında da gene Türk dış politikası geneline baktığımızda bir stratejik belge ile hedefleri ve araçları belirlenmiş ve o belgelere sadık kalınarak bir şekilde ilerlemeye çalışılan
31:34nadir alanlardan bir tanesi.
31:36Biz bunu mesela Asya ülkelerine yönelik yani Türk Cumhuriyetler'de de yok, Orta Doğu bağlamında da yok diyebileceğimiz belki AB ile ilişkilerde böyle bir bağlam var.
31:47O yüzden aslında özgün de bir örnek.
31:50Şimdi buradan tabii güvenlik meselesi daha stratejik iki alan olduğu için birbiriyle bağlantılı.
31:58Burada söylenmesi gereken birinci mesele şu.
32:02Buradaki güvenlik işbirliğini aslında ortaya çıkaran bir Türkiye'den kaynaklı faktör var.
32:09Bunlar da bu 2016 sonrası Türkiye'nin dış politikasının daha askerileşmesi.
32:14Bir de kıtada yülen hareketinin faaliyetlerini kısıtlama arzusu.
32:18Yani o nedenle aslında o okulların kapanması karşılığında bu ülkelerle biraz daha güvenli yön plana çıkan bir işbirliği modeli geliştirilmiş görünüyor.
32:30Zaten bu anlaşmalara da baktığımızda 2017 anlaşma sayısının en yüksek seviyeye ulaştığı yıl.
32:40Afrika'da aslında iki temel süreç yaşıyor şu anda.
32:46Bir askeri modernizasyon, yani hemen hemen kıta ülkelerinin neredeyse tamamında böyle bir eğilim var.
32:52Bir de kapasite inşası çünkü çok ciddi terör sorunları var, sınır anlaşmazlıkları var.
32:58Ve özellikle bu Ukrayna Savaşı'ndan sonra ve Amerika-Çin yereliminin artmasıyla da birlikte kıtada yeni aslında görmeye başladığımız o jeopolitik fay hatları,
33:11yani kamplaşmalar aslında hızlanıyor.
33:14Ve o nedenle Afrika ülkeleri de aslında kendi ordularını modernize etmek istiyorlar.
33:19Ve kapasite inşa etme arzusu içerisindeler ve personel arayışındalar.
33:23Yani Türkiye aslında bu partnerlerden sadece bir tanesi.
33:27Ve Türkiye'ye bakış da aslında Türkiye'nin oradaki dengeleyici rolü üzerinde.
33:32Şimdi bunu özellikle mesela sahel ülkelerini konuşurken,
33:37oradaki Türkiye'nin varlığı özellikle Rusya'nın artan anganjmanını dengeleyen bir unsur olarak kabul ediliyor.
33:44Mesela Doğu Afrika'ya geldiğimizde Etiyopya'ya, Somali'ye baktığımızda
33:50hem körfez ülkelerini dengeleyen bir ülke hem batı yardımlarını,
33:55batının bu ülkelere olan güvenlik yardımlarını tamamlayan bir aktör olarak kabul ediliyor.
34:01Çünkü her ne kadar biz kendi aramızda Türkiye'nin stratejik nosyonu tartışsak da,
34:07Afrika ülkeleri için Türkiye bir NATO üyesi ülke.
34:10Yani özellikle güvenlik işbirliğinde bu çok ön plana çıkan bir unsur.
34:16Yani NATO üyesi olması pozitif anlamda değil mi?
34:20Ama onun dışında tabii siyasi süreçlere de müdahil oluyor.
34:25Şimdi bir taraftan Afrika ülkelerinde işte aman bizim iç işlerimize karışılmasın diyen bir yapı var.
34:33Sömürgircilikten çok çekilmiş olduğu için üçüncü taraflara bir güvensizlik de söz konusu.
34:40Ama benim zaman zaman konuştuğum Afrika'da görev yapmış diplomatlar şunu söylüyorlar.
34:47Yani zaman aldı ama biz bir noktada kendimizi böyle diğer aktörlerden farklılaştırmayı bir nebze başarabildik diyorlar.
35:00Bize başta belki şüpheyle yaklaşırken şimdi bir güven tesis edebildik diye söylüyorlar.
35:07Bunlar tabii Türk diplomatlarının yaklaşımları benim zaman zaman görüştüğüm diplomatların yaklaşımları.
35:14Ve dediğim gibi Türkiye bir takım siyasi süreçlere de müdahil oluyor.
35:19Şimdi hatırlayacaksınızdır bir grup Afrika ülkesinde darbe olduğunda işte ECOVAS diye bir örgüt var.
35:28Mesela o örgütlerden bir tanesi bu ülkelerden bir tanesine askeri olarak müdahile müdahil olmayı tartışmaya başladı.
35:37Sanıyorum o dönem özellikle Fransa'nın bu örgütü bu yönde ittiğine dair bir takım tahminler vardı.
35:49O zaman Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan çıktı dedi ki ECOVAS'ın darbe üzerine askeri müdahalede bulunması dışarıdan bir askeri operasyon yapması bir başka ülkeye bölgedeki istikrarsızlığı arttırır dedi.
36:07O anlamda o ülkelerin müteşekkir olduklarını anlıyorum.
36:12Çünkü sonuç olarak gerçekten ECOVAS geri adım attı.
36:15Yani bunun çok akıllıca bir şey olmayacağını düşünerek.
36:18Onun dışında yine biraz daha fazla konuşuruz ama işte bu drone satışlarıdır, silah satışlarıdır.
36:27Buna rağmen işte Türkiye zaman zaman hala tırnak içinde diplomatik yumuşak gücünü konuşturarak bir Somali ile Etiyopya'yı bir araya getirmeyi başarabildi.
36:39Ben bunu biraz hani şu anlamda şaşırtıcı buldum.
36:42Çünkü bu tam da Türkiye'nin Somali ile aslında kimi detaylarına çok vakıf olmadığımız için bizi biraz tedirgin eden bir dönemde geldi bu ara buluculuk meselesi.
36:57Hani konuyu tam bilmeyenler için açıklamakta belki fayda var.
37:01Beni düzeltin yanılıyorsam.
37:03Etiyopya ile Somaliland yani Somali'den ayrılan kısım bir anlaşma yapıyor.
37:09Bunun üzerine işte Somali çok tedirgin oluyor.
37:13Bu ikisinin anlaşması üzerine Türkiye ile Somali özellikle Somali'nin kara sularında faaliyet göstermek üzere bir anlaşmaya imza atıyorlar.
37:24Dediğim gibi mecliste de tartışma konusu oluyor.
37:27Yani bizi acaba Afrika ülkelerinin kendi aralarındaki sıkıntılarda askeri anlamda müdahil olmamızı gerektiren bir anlaşma mıdır bu diye soru işaretlerine neden oldu.
37:40İşte o dönem zaman zaman işte bilgi veren diplomatlar da şunu söylüyorlardı.
37:46Yani biz çok uzun zamandan beri Somali'deyiz.
37:49Somali'ye yani Türkiye'nin en büyük diplomatik temsilciliği yani bina olarak Somali'de dünyadaki en büyük.
37:58Yıllardır oradayız. Yıllardır terörle mücadeleye destek veriyoruz.
38:02Ama bizim tecrübemiz şu ki terörle mücadelede sadece askeri yöntemler geçerli olmuyor.
38:09Terörist, terör gruplarının gençleri çekmesini engelleyebilmek için işte iş yaratmak gerekiyor.
38:15Hani biz de Somali'nin karasularında özellikle işte deniz üstü ve altı kaynakların işletilmesi konusunda destek vermek istiyoruz diye.
38:26Tabi bu bir Türk resmi bakış açısı.
38:29Ama hani şu tekrar geri dönersek bu askeri satışlar çerçevesinde yani önemli bir pazar olarak görüyoruz silah sanayini.
38:43Ama o siyasi süreçlerle de o yumuşak güç devreye de giriyor gibi anladığım kadarıyla.
38:50Evet hem Türkiye'nin böyle bir girişimi var dediğiniz gibi.
38:53Yani özellikle bu Etiopya ve Somali arasındaki anlaşmazlığın çözümündeki Ankara görüşmeleri.
38:59Şimdi zannedersem üçüncü turu bitti.
39:01Bu görüşmelerde Türkiye'nin yani her iki tarafla da iyi ilişkilere sahip olması.
39:07Hem güvenlik anlamında hem ekonomik anlamda iyi ilişkilere sahip olması.
39:10Tabi böyle bir müzakere sürecini yönetebilmesini sağlayan faktör diyebiliriz.
39:17Yani çünkü Türkiye aslında Etiopya Afrika'daki en eski partnerlerinden bir tanesi Türkiye'nin ciddi ekonomik yatırımları var.
39:25Bu Çin'in de son dönemdeki altyapı yatırımlarıyla birlikte işte yeni ticaret bölgeleri oluşturuyor.
39:31Ve Türkiye'nin de bu bölgede özellikle tekstil doğrudan yatırımları yani üretim fabrikaları açıldı.
39:38O nedenle aslında Türk dış politikası açısından Etiopya aslında stratejikte bir yer.
39:43Bu son yıllarda da Türkiye biliyorsunuz drone satışları gerçekleştirdi.
39:47Etiopya'nın Tigray'la terörle mücadele ya da ayrılıkçı diyelim Tigray'la mücadelesinde.
39:57Bu Amerika tarafından çok eleştirilmişti o dönem.
40:01Ama işte bahsettiğiniz şekliyle bugün bu görüşmeleri gerçekleştirebilmesine de imkan sağlayan bir şey oldu.
40:10Onun aslında yapı taşlarını oluşturdu.
40:14Fakat burada tabii gene şöyle bir durum söz konusu.
40:17Belli sınırlar var yani Türkiye'nin bu yumuşak gücünü ya da müzakereci rolünü sınırlayan şeyler.
40:24Birincisi bölgenin kendi jeopolitiği bugün dönüşüyor aslında.
40:28Bu jeopolitik dönüşüm derken neden bahsediyoruz?
40:32Etiopya'nın Rönesans barajı ile birlikte bölgede bir ekonomik ve askeri güç olarak yükselmesi.
40:37Ve bunun aslında Mısır'ı rahatsız etmesi.
40:40Mısır'ın da bu son anlaşmazlık nedeniyle askeri olarak Somaliya'ya inme çabası.
40:44Aslında bir dönüşümün bir hikayenin bir tarafı.
40:48Diğer tarafı tabii körfez yani Kızıldeniz güvenliği.
40:51Özellikle bu 7 Ekim'den sonra tekrar tartışılmaya başlandı.
40:55Yani orası aslında biraz dinamik bir bölge haline gelecek önümüzdeki dönemde.
41:01Bildiğim kadarıyla özellikle Türkiye'nin Somaliya'yla bu sondaj anlaşması ve donanma gücünü inşa etmesinde eğitim desteği vermesi hususu.
41:16Bir süredir müzakere edilen bir mesele.
41:19Burada tabii temel motivasyonlardan bir tanesi NATO'dan.
41:24Birleşmiş Milletlerin ve AKP Birliğinin bölgedeki misyon güçlerinin artık süresi doldu.
41:29Yenilemeyecekler.
41:30Çok küçük ve özellikle Hulusi saldırısından sonra orada bir uluslararası koalisyon var.
41:36Ama bu ekonomik faaliyette özellikle denizdeki korsanları kontrol hayatında tutabilecek bir deniz gücünün ya da bir desteğin orada Somaliya sağlanması.
41:50Bir süredir böyle bir müzakere.
41:52Özellikle Etiopya'nın Somaliland ile yaptığı anlaşmanın dışında bir süreç olduğunu biliyorum.
42:00Tabi bu anlaşmanın özellikle Etiopya Somaliland ile anlaşmayı uygularsa Türkiye imzaladığı anlaşmayı ne kadar uygulayabilir?
42:09Ya da hangi bölgelerde uygulayabilir?
42:11Meselesini gündeme getiriyor.
42:13Burada zaten henüz Türkiye'nin anladığım kadarıyla hem ne Etiopya'dan vazgeçebileceğini zannediyorum ne Somali'den.
42:20Muhtemelen ek protokollerle bazı düzeltmeler yolunu tercih edeceğini söylemek mümkün.
42:26Çünkü dedim ki bölge çok uzak ve bölgesel bir çatışmanın tarafı olma yönünde emare göstermiyor.
42:35Özellikle Sudanist Savaşı.
42:37Düşünürsek Türkiye ile özellikle 2010'larda çok yakın ilişkisi vardı.
42:42Bugün mesela Somalist Savaşı'na müdahil değil.
42:45Orada kendini tutan bir hükümet var.
42:47Ben muhtemelen oradaki yaklaşımın buraya da yansıyacağını, orada da devam edeceğini tahmin ediyorum.
42:54Ama tabii yani mesele silah satışı olunca biraz netameli de olabiliyor.
42:59Çünkü ben hatırlıyorum özellikle Etiyopya'ya drone satışları sırasında, Etiyopya'daki iç savaş sırasında Türk Büyükelçiliğine dönük tehditler olmuştu.
43:09İşte bir takım droneların sivil hedeflere karşı, Türk dronelarının sivil hedeflere karşı kullanıldığına dair bir takım haberler dolanmıştı.
43:21Bu iç çatışmalarda taraf olunmasına dönüşecek türden ilişkilerin de gelişmemesi gerekiyor.
43:28Özellikle bu silah satışında.
43:30Şimdi siz demin, artık yavaş yavaş toparlayalım ve programın sonuna doğru gelelim istiyorum.
43:37Demin siz Türkiye'nin gücünün sınırlarını bahsederken, kusura bakmayın bir teknik nedenden dolayı sesiniz gitti ve ben bir kısmı maalesef duyamadım.
43:45Ama şu meseleye geri dönmek istiyorum ve programı biraz öyle kapatalım, sizinle olan bölümünü öyle kapatalım istiyorum.
43:52O da işte dediniz ki Türkiye hani şu aşamada biraz solo oyuncu olarak gidiyor.
44:01Ne Çin'e yanaşıyor ne Avrupa Birliği ile bir ilişkisi var.
44:04Bu bana biraz şunu hatırlattı tabii.
44:07Özellikle Fransa, Afrika'dan bir çekilme sürecinde.
44:11Yani Fransa, Afrika'daki çekilme sürecini çok iyi yönetemediğini düşünüyorum açıkçası.
44:18Kriz üstüne kriz yaşıyor doğrusunu söylemek gerekirse.
44:22Ve biraz da bu nedenden dolayı Türkiye'nin oradaki artan varlığına karşı müthiş bir alerjisi var ama yıllardır bu böyle.
44:31Yani ne bileyim ben işte 15 sene önce de zaman zaman böyle Fransızlarla konuşurken derlerdi ki ya Türkiye orada ne arıyor falan.
44:38Ben de derdim ki yani siz ne arıyorsanız Türkiye'de onu arıyor herhalde vesaire.
44:42Ve de özellikle işte Macron Türkiye'yi işte Çin ve Rusya ile aynı kefeye oturtmaya çalışıyor.
44:48Ki aslında baktığımızda burada olması gereken hani Türkiye'nin iş yapma kültürünün benzerliğinden dolayı işte hani Batı'nın alerji yaratmayan kesimleriyle belki iş birliğini arttırması gerekir.
45:04Ki zaten bildiğim kadarıyla dış işleri de sürekli bu mesajı vermeye çalışıyor.
45:10Yani biz bu Afrika'yı rekabet alanı olarak değil bir iş birliği alanı olarak görüyoruz diyorlar.
45:16Net bir şekilde Türkiye Çin'den ayrışıyor çünkü Çin örneğin bir borç batağı yaratıyor Afrika'da.
45:24Yani geliyor ama öyle bir borç sarmalına sokuyor ki ülkeyi hani bir noktada yaka siltmeye başlıyorlar.
45:31Rusya askeri anlamda çok muazzam bir varlık gösteriyor.
45:36Bunun da Türkiye açısından çok tercih edilir mi gerçekten Rusya'nın Afrika'da artan askeri varlığı?
45:43Ondan emin değilim.
45:45O nedenle biraz işte bu Türkiye'nin önümüzdeki dönemde yolunu nasıl çizmesi gerektiğine dair sizin belki görüşünüzle konuyu noktalamaya çalışalım.
45:57Ya evet şu zaten programın büyük bir kısmında aslında Türkiye'nin avantajlarından bahsettik.
46:03Hani kısıtlamalarından da bahsettik.
46:05Ama önümüzdeki dönem için hani bu kısıtlamaların bazıları daha da ciddi hale gelecek.
46:10Yani bu bahsettiğiniz gibi Afrika'da bir müttefiksiz halde bir strateji izlemeye çalışmak daha büyük kısıtlamalara neden olacak.
46:19Çünkü özellikle finans desteği altyapı projelerinde, mega projelerinde ve işte ne denir?
46:27Mesela demin az önce bahsettiğiniz gibi çeşitli anlaşmazlıkların çözümünde aslında kilit bir öneme sahip.
46:34Ve bundan sonra da aslında o önem artacaktır.
46:38Şimdi bizim bugün sizin de bahsettiğiniz gibi işte Fransa'nın bölgeye yaklaşımına dair söylediklerimiz ek olarak.
46:44Bir de tabii ABN içerisinde yani ABN'in Afrika stratejisi değişmeye, dönüşmeye çalışıyor.
46:50Kendisini kıtada bir jeopolitik aktör olarak tanımlamaya çalışıyor.
46:54Bu konuda çok başarılı değil bence.
46:57Fakat bütün bu tartışmaların gölgesinde çok kızışan ve aslında birbirlerine karşı tarafları destekleyen bir İtalya ve Fransa görüyoruz biz.
47:07Yani AB içindeki rekabetin de Afrika'da daha ciddileştiği bir döneme giriyoruz.
47:15Ve aslında Türkiye'de yani böyle bir politik ortamda siyaset yapacak.
47:20Bunun da çeşitli zorlukları var.
47:22Mesela işte bu dediğiniz gibi Afrika'nın enerji güvenliğindeki rolü önümüzdeki dönemde çok artacak.
47:30Ukrayna Savaşı'ndan sonra Rus gazı'nın dağımlılığı azaltmak isteyen Avrupa yüzünü Afrika'ya çevirmiş durumda.
47:37Ve özellikle Cezayir-Fas arasında ciddi bir kamplaşma söz konusu.
47:41Mesela Türkiye'nin bu fay hatlarının bu kadar gerginleşeceği bu yeni dönemde müttefiksiz hareket etmesi de zor.
47:51Ve müttefik edinirken de nasıl bir strateji izleyeceğini de aşağı yukarı belirlemesi gerekiyor.
47:56Birinci mesele bu.
47:57İkinci mesele BRICS genişlemesi oldu.
48:00Yakın zamanda biliyorsunuz Mısır ve Etiopya yani BRICS üyesi oldular.
48:04Ve çok sayıda başka ülkede BRICS'e üye olmak istiyor.
48:08Yakınlaşmaya çalışıyorlar.
48:09Çünkü Afrika genelinde ekonomilere baktığımızda ciddi bir döviz kısıtı sorunu var.
48:17Yani ödeme sıkıntısı yaşıyor ülkeler.
48:19Ve ekonomisini geliştirmek isteyen ülkelerin bu handikapı aşması gerekiyor.
48:23Ve BRICS'in bir çözüm yolu sunacağı beklentisi çok yüksek.
48:28Ve doğal olarak Türkiye'nin kıtada BRICS'le de rekabet etmesi gerekebilir önümüzdeki dönemde.
48:38Buna yönelik de bir strateji geliştirmesi gerekecek.
48:42Bir de Afrika'da orta güçler.
48:44Yani biz şimdi Japonya'dan, Hindistan'dan, Körfez'in orta güçlerinden, Türkiye'nin orta büyük bir güç oluşundan ve Afrika'da nüfuz alanının gelişmesinden bahsediyoruz.
48:53Ama Afrika kıtasında da orta güçlerin sayısı artacak ve onların nüfuzları artma eğiliminde.
48:59Mısır, Etofya, Güney Afrika gibi Nijerya gibi ülkelerin ekonomik güçleri, politik güçleri, orta büyüklükteki güç aktivizmiyle birlikte önümüzdeki dönemde daha belirleyici olacaklar.
49:14Ve Türkiye'nin bu ülkelerle bir rekabet ilişkisinde mi gireceği yoksa bir işbirliği mekanizması ya da böyle bir işbirliği modeli geliştirip geliştiremeyeceği de temel meselelerden bir tanesi.
49:27Ve sizin de dediğiniz gibi, özellikle Amerika ve Çin arasındaki küresel rekabet kızıştıkça,
49:34Rusya'nın özellikle genel beklenen Tokraylı Savaşı'ndan sonra Afrika'da güç kaybetmesiydi.
49:41Fakat aksi bir durum söz konusu.
49:43Çok güçlenen, özellikle askeri anlamda güçlenen ve ekonomik anlamda da Sudan'dan Çada, Maliye, Nijerya kadar bir network,
49:53hem madenlere hem enerji alanında aslında birbirine bağlı bir kendi ekonomisini oluşturma eğilimi var.
50:03Yani bu politik ortamda AB ile ve ABD ile ilişkilerini nasıl ayarlayacak?
50:09Temel aslı meseleler bence bunlar.
50:12Buna dair net bir şey görmüyorum.
50:16Bir gönl rota ama konuşulması gereken bence hususlar bunlar olacak öncelikle.
50:22Yani sonuçta bizim sömürgeci bir geçmişimiz yok, biz kazan kazan ilkesiyle yaklaşıyoruz şeklindeki söylemler bizi bir yere kadar getirecek.
50:33Sonuçta yani biraz da para para para finansmana erişim önemli oluyor.
50:38Afrikalıların da tahmin ediyorum artık kendilerine de naif bir oyuncu şeklinde yaklaşılmasını da tercih etmeyeceklerini zannediyorum.
50:49Onlar da çünkü bu uluslararası ilişkilerdeki bu türden rekabete alışmaya başladılar
50:58ve zaman zaman bir oyuncuyu ötekine karşı oynama pratiğine de başvurduklarını tahmin ediyorum.
51:07Tekrardan hatırlatmak gerekirse önümüzdeki hafta sonu Türkiye Afrika Gözden Geçirme Toplantısı yapılacak.
51:16Dışişleri Bakanı Hakan Fidan 14 Afrika ülkesinin Dışişleri Bakanı ile bir araya gelecek.
51:23Ne yazık ki Türk kamuoyunda biz Afrika ile ilişkileri çok detaylı tartışmadığımızı düşünüyorum açıkçası.
51:30Umarım bir bu programla bu açığı gidermeye çalışmışızdır.
51:35Nebahat Törmür'ü verdi. Çok teşekkür ediyorum yayına katıldığınız için.
51:39Ben küçük bir bölümle devam edeceğim. Kolaylıklar diliyorum size.
51:43Ben de teşekkür ederim konuk ettiğiniz için. İyi yayınlar.
51:48Hemen gözden kaçmasın diyelim. Yıllar önce Avrupa Birliği'nin o dönem ilerleme raporu derdik.
51:56Bu raporlarının peşinden çok koşardım. 10 gün, 15 gün öncesinden yakalayabilmek için bayağı bir çaba sarf ederdim.
52:04Ve Avrupa Birliği'nin ilerleme raporları Türkiye'de manşet olurdu.
52:08Tabii Türkiye'de Avrupa Birliği'ne dönük süreçte hiçbir ilerleme olmayınca bu raporların ismi de ülke raporu olarak değişti.
52:17Ve Türkiye'nin ülke raporu da dün yayınlandı.
52:21Gözden kaçmasın diyelim beklenebileceği gibi tabii pek çok olumsuz, yani Türkiye'deki gidişatın olumsuzlukları da bu rapora yansımış durumda.
52:33Onun dışında Kıbrıs Rum yönetimi lideri Washington'da Beyaz Saray'da ağırlandı.
52:39Biden giderayak Rum yönetimi liderini ağırladı.
52:43Hemen hatırlatmamız gerekiyor ki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Başbakanlığından bu yana ilk kez bir Amerikan yönetimi sırasında Washington'a gitmedi.
52:54Bu ayrımı koymamız gerekir diyorum ve buradan radara geçiyorum.
53:03Önümüzdeki hafta tabii Amerika'da başkanlık seçimleri var.
53:17Herkes Kamala Harris mi yoksa Trump mu diye merak ediyor.
53:20Ben ise bir ertesi gün neler yaşanacağını daha çok merak ediyorum.
53:25Çünkü eğer sonuçlar çok yakın olursa ve iki taraf birbirinin zaferini kabul etmezse çok sıkıntılı bir süreç yaşanabilir.
53:35Bunun da dünyada seçim yapacak başka ülkeler üzerinde etkisi olacaktır.
53:41Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kırgızistan'a resmi bir ziyarette bulunacak.
53:45Türk Devletleri Teşkilatı Devlet Başkanları Konseyi zirvesi olacak ve Avrupa Siyasi Topluluğu toplantısında Macaristan'da yapılacağını söyleyelim.
53:56Bizi izlediğiniz için teşekkür ederim.
53:58Önümüzdeki hafta tekrar buluşmak üzere.
54:00Sevgili editör arkadaşım Buse Soyutlu'ya ve Faruk Ekici'ye teşekkür ederek bitiriyorum.
54:05İyi haftalar.