Kanalıma üye olmak için http://wedia.link/KaanUnsalAlphanKATIL linkine tıklayabilirsiniz.
Müzik:
Ender Güney https://www.youtube.com/channel/UCHEioEoqyFPsOiW8CepDaYg
Kapak Tasarımı: Ramazan Kaba https://www.behance.net/ramazankaba
Kardeş kanallarım:
Mirage Serap Yılmaz https://www.youtube.com/channel/UCRzQKQkZPnUvh9uB60W58bQ
Mesart: https://www.youtube.com/channel/UCf_7KxOeL24quiF6CX3LtCA
"Mucize diye bir şey yoktur, sadece biz evreni çok az biliyoruz..."
Kaan Ünsal Alphan YouTube Kanalına Hoş Geldiniz. Birbirinden özel içeriklerimizden haberdar olmak için http://wedia.link/kaanunsalalphan linke tıklayarak abone olabilirsiniz.
Kaan Ünsal Alphan'ı Facebook'tan takip etmek için: https://www.facebook.com/kagan.alphan linke tıklayabilirsiniz.
Kaan Ünsal Alphan'ı Instagram'dan takip etmek için:
https://www.instagram.com/kaanunsalalphan/?hl=tr linke tıklayabilirsiniz.
Kaan Ünsal Alphanı Twitter'dan takip etmek için: https://twitter.com/KaanUnsalAlphan linke tıklayabilirsiniz.
Bunlar da hoşunuza gidebilir;
Tüm belgesellerimizi izlemek için http://wedia.link/7YDX7 linkine tıklayabilirsiniz.
Şiir ve hikayeleri izlemek için http://wedia.link/JSqvG linkine tıklayabilirsiniz.
Podcastleri izlemek için http://wedia.link/wP3Wo linkine tıklayabilirsiniz.
Kaan Ünsal Alphan videolarını izlemek için http://wedia.link/le5D1 linkine tıklayabilirsiniz.
Sesli Anlatım videolarını izlemek için http://wedia.link/NALHz linkine tıklayabilirsiniz.
Kaan Ünsal Alphan Kanalı
Gerçeğin peşinde; varlığın tüm bilinmeyenlerini, gün yüzüne çıkmaya çalışan hakikati, hasır altı edilmiş fenomenleri, gizemli olayları, belge, bilgi ve tanıklarıyla ortaya çıkarmaya çalıştığımız belgesellerimizle tarihe not düşüyoruz.
#KaanÜnsalAlphan #oppenheimer #belgesel
Müzik:
Ender Güney https://www.youtube.com/channel/UCHEioEoqyFPsOiW8CepDaYg
Kapak Tasarımı: Ramazan Kaba https://www.behance.net/ramazankaba
Kardeş kanallarım:
Mirage Serap Yılmaz https://www.youtube.com/channel/UCRzQKQkZPnUvh9uB60W58bQ
Mesart: https://www.youtube.com/channel/UCf_7KxOeL24quiF6CX3LtCA
"Mucize diye bir şey yoktur, sadece biz evreni çok az biliyoruz..."
Kaan Ünsal Alphan YouTube Kanalına Hoş Geldiniz. Birbirinden özel içeriklerimizden haberdar olmak için http://wedia.link/kaanunsalalphan linke tıklayarak abone olabilirsiniz.
Kaan Ünsal Alphan'ı Facebook'tan takip etmek için: https://www.facebook.com/kagan.alphan linke tıklayabilirsiniz.
Kaan Ünsal Alphan'ı Instagram'dan takip etmek için:
https://www.instagram.com/kaanunsalalphan/?hl=tr linke tıklayabilirsiniz.
Kaan Ünsal Alphanı Twitter'dan takip etmek için: https://twitter.com/KaanUnsalAlphan linke tıklayabilirsiniz.
Bunlar da hoşunuza gidebilir;
Tüm belgesellerimizi izlemek için http://wedia.link/7YDX7 linkine tıklayabilirsiniz.
Şiir ve hikayeleri izlemek için http://wedia.link/JSqvG linkine tıklayabilirsiniz.
Podcastleri izlemek için http://wedia.link/wP3Wo linkine tıklayabilirsiniz.
Kaan Ünsal Alphan videolarını izlemek için http://wedia.link/le5D1 linkine tıklayabilirsiniz.
Sesli Anlatım videolarını izlemek için http://wedia.link/NALHz linkine tıklayabilirsiniz.
Kaan Ünsal Alphan Kanalı
Gerçeğin peşinde; varlığın tüm bilinmeyenlerini, gün yüzüne çıkmaya çalışan hakikati, hasır altı edilmiş fenomenleri, gizemli olayları, belge, bilgi ve tanıklarıyla ortaya çıkarmaya çalıştığımız belgesellerimizle tarihe not düşüyoruz.
#KaanÜnsalAlphan #oppenheimer #belgesel
Category
🎥
Kısa filmDöküm
00:00Astronotlar geminin yakınlığında anlaşılmaz ve açıklanamaz birşeyler anlarlar.
00:09Yani alman ırkçılar araştırma ve eğitim yaklaşık 3500 yıl önce altın çağını yaşamış antik sesler çığlıklara, kurumalara ve telkraf bildirim sesleri vardır.
00:20Dünya tarihinin en korkunç seri katili ile karşılaşmıştır.
00:24İnsanlar ilk olarak koridorda 5-6 hafta sonra kameralar için i-gordiyan doğru yöne çıkıyor.
00:30KGB su gibidir, bulunduğu ortama hukuklara insanın zamanda yolculuk yapması meselesinin çözülebilir bir mesele olduğu iddiasını ödüyor.
00:54DOĞA AŞIĞI, EDEBİYAT VURGUNU, AT BİLME TUTKUNU, DOĞU FELSEFESİ HAYRANI, KIRILGAN YAPILI VE TARİHİN EN KORKUNÇ KİTLE İMHA SİLAHININ MUCİDİ.
01:2116 Temmuz 1945 sabahı sığınağında ABD'nin New Mexico eyaletindeki Hornada del Muerto çölünde kendi tasarımı olan dünyanın ilk atom bombasının patlatılmasını bekleyen çelimsiz adamı anlatmaya bu tanımlar da yetmez.
01:36Bütün bu özelliklerin aynı kişide toplanmış olmasına inanmak güç.
01:41Ancak tarihin gidişatını değiştirmek de herhalde sıradan insanların işi değil.
01:50Christopher Nolan'ın onu anlatan filminin yayınlandığı bu günler Oppenheimer bütün dünyanın gündeminde.
01:57Gelin bu akşam bu oldukça zor ve karmaşık tarihi figürü bir de benden dinleyin.
02:20Robert Oppenheimer'ın ebeveynleri ABD'ye yerleşmiş ilk Yahudi göçmenlerdendi.
02:34Baba tarafı zengin tekstil ithalatçısı, annesi Paris'te eğitim almış bir ressamdı.
02:40Oppenheimer 1904 yılının 22 Nisan günü bu ailenin ilk çocuğu olarak dünyaya geldi.
02:48Aile oldukça lüks bir yaşam sürüyordu.
02:51Manhattan'ın Upper West Side semtinde geniş bir evde üç hizmetçiye ve bir özel şoföre sahiplerdi.
02:58Ancak bu lüks içinde yetişen Robert yakınlarının ve okul arkadaşlarının anlatımına göre hiç de şımarık veya kendini beğenmiş biri değildi.
03:07Aksine oldukça mütevazı ve mahçuk bir çocuktu.
03:11Cömert ve yardımseverdi.
03:13Ancak yüksek zekası onu okul arkadaşlarından ayıran en önemli özelliğiydi.
03:19Yunan ve Roma felsefesini orijinal dillerinde okumaya başladığında daha 9 yaşındaydı.
03:25O dönemler mineralojiye takıntılıydı.
03:28Central Park'ta dolaşıyor ve bulgularını New York Mineraloji Kulübü'ne mektupla bildiriyordu.
03:34Mektupları okuyan kulüp yönetimi onu yetkin bir bilim insanı sanarak merkeze davet etmekle kalmadılar, bir de konferans vermesini önerdiler.
03:43Ancak 2005 yılında yayınlanan Kai Bird ve Martin Sherwin imzalı American Prometheus'u adlı kitaba göre yüksek zekası onu tamamen toplumdan tecrit etmiş, yalnız bırakmıştı.
03:55Hatırlatalım ki Oppenheimer filmi de bu kitaba dayanmaktadır.
04:00Robert genellikle o yaştaki çocukların ilgilendiği hiçbir şeyle ilgilenmiyordu.
04:05Arkadaşlarının anlattığına göre genelde dalgındı, zihni hep bir şeylerle meşguldü.
04:10Hatta diğer erkek çocukları gibi olmadığından kendisiyle alay ediliyor, aşağılanıyordu.
04:16Ancak bir dahinin yetişmekte olduğunu fark edenler de vardı.
04:21Ailesi.
04:23O derece ki ailesinden gördüğü yüksek güven ve itibar sonunda onun karakterinde bir boşluğa neden oldu.
04:29Kendi tabiriyle onunla temas etme talihsizliğinde bulunan birçok insanı yaralayan zehirli bir ego geliştirdi.
04:39Oppenheimer Harvard Üniversitesi'nde kimya okumak için evden ayrıldığında tüm psikolojik kırılganlığı aşağı çıktı.
04:47Onun dikenli küstahlığı ve ince bir şekilde gizlenmiş duyarlılığı insanlarla ilişkilerinde sorun olmaya başladı.
04:56Çalışıyorum ve sayısız test, not, şiir, kısa öykü ve diğer ıvır zıvır yazıyorum.
05:02Üç farklı laboratuvarda terliyorum, çay servisi yapıyorum ve birkaç kayıp ruhla anlaşılmaz bir şekilde sohbet ediyorum.
05:10Düşük dereceli enerjiyi hafta sonları kahkaha ve yorgunluğa damıtıyorum.
05:15Yunanca okuyorum, acelece hareketler yapıyorum, masamda mektuplar arıyorum ve ölmek istiyorum diye yazıyordu mektuplarından birinde.
05:27Daha sonraki mektuplarından da anlaşıldığı üzere insanlarla iletişim kurma sorunu Cambridge'de okuduğu dönemde de devam etmiştir.
05:36Uygulamalı çalışmalar yapması gerekiyordu ama o laboratuvarlardan çok sıkılmıştı.
05:41O derece ki laboratuvardaki kimyasallarla zehirlenmiş bir elmayı hocasının masasına koydu.
05:47Korkulan olmadı, akıl hocası elmayı yemedi.
05:50Ancak onun dengesiz tavırları artık herkesin dikkatini çekmeye başlamıştı.
05:55Öğrencilik yaşamı da tehlike altına girdi.
05:58Arkadaşları onun kıskanç ve aşağılık duygularına sahip biri olduğunu düşünmeye başlamışlardı.
06:04Sonunda yönetim net bir şart koydu.
06:06Eğer bu üniversitede okumaya devam etmek istiyorsa artık bir psikiyatra görünmesi gerekiyordu.
06:13Robert yönetimin isteğini yerine getirdi ve psikiyatra gitti.
06:17Ancak aldığı cevaptan umutsuzluğa kapıldı.
06:20Conan Teşhis psikozdu ve o dönemler bu rahatsızlığın tedavisi yoktu.
06:25Hayatının bu dönemini hatırlayan Oppenheimer daha sonra Noel tatillerinde ciddi bir şekilde intiharı düşündüğünü söyleyecekti.
06:33Psikiyatrların güçsüz kaldığı yerlerde edebiyat imdada yetişti.
06:38Burt ve Sherwin'e göre Oppenheimer,
06:40Marcel Proust'un Kayıp Zamanın İzinde kitabını okudu ve burada kendi ruh halinin bir yansımasını buldu.
06:47Bu onu sakinleştirdi ve ona daha şefkatli bir varolma biçimine açılan bir pencere açtı.
06:53Bir kitaptan neden olduğun acıya kayıtsız kalmanın korkunç ve değişmeyen bir zulüm biçimi olduğunu söyleyen bir pasajı.
07:00O zamandan beri acıya karşı tutum sorusu onu sürekli endişelendirerek
07:05Oppenheimer'ın hayatı boyunca ruhani ve felsefi metinlere olan ilgisini arttırdı
07:10ve sonunda itibarını belirleyen çalışmada önemli bir rol oynadı.
07:15Bir seferinde arkadaşlarına söylediği şey adeta onun gelecekteki akıbetinin kehanetiydi.
07:21Ben en çok birçok alanda alışılmadık bir şekilde başarılı olan
07:25birçok alanda alışılmadık bir şekilde başarılı olan
07:28ancak yine de gözyaşlarıyla ıslanmış yüze sahip olan ve onu koruyabilen insanlara hayranım.
07:35Daha sonra tekrar okumak için İngiltere'ye geri döndüğünde kendini çok daha nazik ve hoşgörülü hissediyordu.
07:431926 başlarında Oppenheimer'ın yeteneklerine ikna olan ve onu Almanya'da okumaya davet eden
07:49Göttingen Üniversitesi'ndeki Teorik Fizik Enstitüsü Müdürü ile tanıştı.
07:54Oppenheimer daha sonra mektuplarında 1926'yı fiziğe giriş yılı ve hayatındaki dönüm noktası olarak adlandırdı.
08:02Ertesi yıl doktora derecesini aldı ve teorik fiziği geliştiren bilim topluluğunun bir parçası oldu.
08:09Orada ömrü boyu arkadaşı olacak birçok bilim insanıyla tanıştı.
08:14Birçoğu daha sonra Los Alamos'ta Oppenheimer'a katıldı.
08:18Amerika'ya dönen Oppenheimer Harvard'da birkaç ay geçirdi ve ardından fizik çalışmalarına devam etmek için Kaliforniya'ya taşındı.
08:27O sıradaki mektupları çok daha sakin ruh halinde yazılmıştır.
08:32Bu dönem küçük erkek kardeşi Frank'e yazdığı mektuplarında yoğunlukla romantik ilişkileri ve sanata olan ilgisinden bahsetti.
08:40Berkeley'deki Kaliforniya Üniversitesi'nde deneycilerle birlikte çalıştı.
08:44Burada kozmik ışınlar ve nükleer bozulma çalışmalarının sonuçlarını analiz etti.
08:51Öğrencileri Oppenheimer'dan çok etkileniyorlardı.
08:55Hatta meslektaşlarından birinin anlatımına göre öğrencileri ona benzemeye çalışıyor, jestlerini, tavırlarını, tonlamalarını kopyalıyorlardı.
09:151930'ların başında akademik kariyeri yükselirken Oppenheimer beşeri bilimlerle uğraşmaya devam etti.
09:23O zaman eski Hint destanı Bhagavad Gita'yı keşfetti ve daha sonra onu orijinalinden okumak için Sanskritçe öğrendi.
09:31Görünüşe göre bu ilgisi sadece entelektüel değildi.
09:35Prosto okuduktan sonra kendisine reçete ettiği aynı biblioterapinin devamıydı.
09:41Bhagavad Gita Hindu felsefesinin en önemli iki metninden biri olan Mahapharata'nın 6. kitabıdır.
09:49Yazıldığı tarih hala tarihçiler arasında tartışma konusudur.
09:53Ancak ortak fikir bu destanın en az milattan birkaç yüzyıl öncesinde yazıldığıdır.
10:01Tarih boyunca Bhagavad Gita Hinduizmde Brahminler ve Yogi'ler için her zaman bir çalışma konusu olmuştur.
10:08Vedik kutsal metinlerin kanunu olmamasına rağmen Hinduizmdeki neredeyse tüm hareketler onun otoritesini kabul eder.
10:19BBC'deki bir makaleye göre Oppenheimer, yüz binleri öldüreceğini bildiği silahının geliştirilmesi aşamasında yaşadığı ahlaki ikilemden bu eser sayesinde kurtuldu.
10:31Bhagavad Gita bir savaşı anlatır.
10:33Bu savaş aristokrat bir ailenin iki kolu arasındadır.
10:37Kitap, görev, kader ve sonucu düşünmemek hakkında vurgulamalar yapar.
10:42Sonuçlardan korkmanın eylemsizlik için bir mazeret olamayacağını söyler.
10:51Mahapharata'nın diğer bölümlerinde çok daha korkunç şeyler var.
10:56Örneğin Brahma'nın başı veya Indra'nın Alevi olarak adlandırılan garip silahlar.
11:02Şöyle tanımlar ve ifadeler geçiyor.
11:05Kocaman ve fışkıran bir alev akıntısı.
11:08Şimşekle örtülü ve çılgın bir hızla koşan.
11:12Ondan gelen patlama on bin güneş kadar parlaktı.
11:16Dumansız alev her yönü sardı.
11:19Evrenin bütün gücünü taşıyan tek bir mermi.
11:25Bütün insanları öldürmeyi amaçlıyordu.
11:27İnsanları toza çevirdi.
11:30Ateşinin çarptığı bedenler artık insanlara benzemiyordu.
11:34Hayatta kalanların yiyeceği ve suyu kullanılamaz hale geldi.
11:39Ve o nesiller boyunca bütün ülkeleri ve halkları etkiledi.
11:44Dev bir ölüm habercisi insanları yaktı.
11:48Nehre koşanlar hayatta kalmayı başardılar ama saçlarını ve tırnaklarını kaybettiler.
11:53Bundan sonra birkaç yıl boyunca güneş, yıldızlar ve gökyüzü, bulutlar ve kötü hava koşulları tarafından gizlendi.
12:04Bu ifadelerin arasında belki de en korkuncu, az önce söylediğimiz evrenin yıkıcı gücünü taşıyan tek mermidir.
12:12Tanrı Gurka onu uçan aracından bırakıyor.
12:16Gerisi şöyle anlatılıyor.
12:18Gurka güçlü duvarın arkasında bulunan şehirlerine evrenin bütün gücüyle dolu tek bir mermi fırlattı.
12:2510.000 güneş kadar parlak, kızgın bir duman ve ateş sütunu bütün görkemiyle yükseldi.
12:31Bilinmeyen bir silahtı.
12:34Demir şimşek, tüm Vrşis ve Anthakas ırkını küle çeviren devasa bir ölüm habercisi.
12:40Akıllara durgunluk veren bu satırlar, bütün detaylarıyla atom bombası veya nükleer bomba patlaması ve sonrasında radyasyon nedeniyle yaşananlara benziyor.
12:51Yaklaşık 4.000 veya belki de 5.000 yıl önceki insanlar 20. ve 21. yüzyılın silahlarını ve onların etkilerini bu kadar net ve ayrıntılı bir şekilde nasıl anlatabilmiştir?
13:02Bizim açımızdan metalden yapılmış makineler ve mekanizmalar hakkında en ufak bir fikri olmayan insanlara bu tür bilgiler nereden gelmişti?
13:12Tarihçiler ve bilim insanlarının bu soruya net bir cevabı yok.
13:16Olası tek açıklama, bu satırları yazan kişinin askeri düşüncenin yönünü öngören askeri bir bilim insanıdır.
13:23Açıklamalar arasında bir zaman makinesi versiyonu da var.
13:29Bu tür silahların tanımı, Hinduların en az Mahabharata kadar kutsal olan ikinci kitabı Ramayanada da geçer.
13:36Tanrıların silahları olarak adlandırılan bu silahlar, günümüzün nükleer, termo-nükleer, termo-temizlik ve temizlik ve tevhid ürünü olarak adlandırılan silahlarla birleştiriliyor.
13:47Tanrıların silahları olarak adlandırılan bu silahlar günümüzün nükleer, termonükleer, lazer, jeofizik ve iklim silahlarıyla birebir aynı özellikleri taşıyor.
13:58İnsanların kılıç, yay ve oklarla savaştığı çağda bu metinlere göre Tanrılar yıkıcı güç ve sonuçları açısından bütün dünyayı sarsan,
14:07şehirleri yok eden ve geniş alanları uzun süre yaşanmaz hale getiren korkunç silahlar kullanmaktalar.
14:14Hatta Mahabharata, Ramayana, Bhagavata Purana ve Skanda Purana'da savaş uşaklarından bahsedilir.
14:23Hint destanlarındaki süper silahların birçok adı vardır.
14:26Ancak tüm çeşitleri gerçekten hayal edilemez bir yıkıcı güçle karakterize edilmiştir.
14:32Bir süper silah bütün orduları felç edebilir ve paniğe neden olabilir, bütün bu geçici dünyayı yakabilir.
14:40Anjalik adlı bir silahın etkileri ise şöyle anlatılır.
14:45Gök kubbe yarıldı, dünya haykırdı, şiddetli rüzgarlar esti, dünyanın kenarları tüttü ve kükredi,
14:54üzerlerinde kuruları olan birçok dağ sallandı, birçok canlı birdenbire görülmemiş bir azap yaşadı,
15:03tüm gökyüzü karanlığa büründü, dünya sarsıldı, gökten ateşli kuyruklu yıldızlar düşmeye başladı.
15:13Ancak kitaptaki kehanet gibi tanımlar bununla da sınırlı değil.
15:17Mesela bugünün koşullarında belki de frekans veya titreşim silahı diyebileceğimiz bir silahtan bahsediliyor.
15:24Adityas'ın lideri Indra, Arjuna'dan iblis ordusunu,
15:28yani okyanusun dibindeki kalelere sığınan 300 milyonluk Nivataka Vachas'ı yok etmesini istedi.
15:35Indra, Arjuna'ya Gandharva Matali tarafından sürülen uçan bir araba verdi.
15:41Bu araba havada uçabiliyor, yüzebiliyor ve su altına dalabiliyordu.
15:46Arjuna onun üzerinde Amaravati'den büyük okyanusun karşı tarafında bulunan Dayityas ve Danavas şehrine uçtu.
15:54Gökseller tarafından kendisine verilen Devadatta kabuğuna üfledi.
16:03Ondan gelen ses bütün gökyüzünü doldurdu ve bir yankıya neden oldu.
16:08O kadar güçlü ki yüz binlerce ölü balık okyanusun yüzeyine çıktı.
16:13Bundan sonra Arjuna ve Nivataka Vachalar arasında büyük bir savaş oldu.
16:19Arjuna Brahma'nın silahını kullandı ve onunla yüzlerce ve binlerce düşmanı hızla yendi.
16:25Sonra Indra'nın en sevdiği silahı olan parlak alevli Madhava'yı fırlattı
16:30ve bunun sonucunda yüzlerce iblis bağırsakları parçalanmış halde yatıyordu.
16:43BAKARI
16:49Oppenheimer 1932'de kardeşine yazdığı bir mektupta Bhagavad Gita'ya atıfta bulundu
16:54ve böyle bir felsefeyi uygulamaya koymayı mümkün kılan koşullardan birinin savaş olduğunu söyledi.
17:02Bu mektuba bakılırsa Oppenheimer'ın atom silahını geliştirdiği dönemlerde
17:06olacaklarla ahlaki ve vicdani açıdan nasıl baş edebildiği biraz daha aydınlanıyor.
17:12Mektubun ilgili kısmını okuyalım.
17:16Disiplin yoluyla başarı sağlayabileceğimize inanıyorum.
17:19Disiplin aracılığıyla giderek daha olumsuz koşullar altında
17:23mutluluğumuz için gerekli olanı korumayı öğrendiğimize inanıyorum.
17:27Bu nedenle de disiplin gerektiren her şeyin, iş hayatımızın, halka ve devlete karşı görevlerimizin
17:33veya savaşın tarafımızdan derin bir şükranla karşılanması gerektiğini düşünüyorum.
17:38Çünkü ancak bu şekilde birliğimizi koruyabilir ve barışı sağlayabiliriz.
17:45Bu satırlardan da anlaşıldığı üzere Oppenheimer barış için savaştan yanaymış gibi görünüyor.
17:51Savaşı tamamen bitirmek için son bir kıyımı mübah görüyor.
17:55Peki bu fikrini hayatının sonuna dek savunabildi mi?
17:58Onu çalışmamızın ileri kısmında hep beraber göreceğiz.
18:07Kendi iddiasına göre 1934 yılına kadar ülke ve dünya gündemiyle hiç ilgilenmemişti.
18:13Hatta o yıla kadar seçimlerde oy bile kullanmadığını hatırladı.
18:18Siyasi olayları ve uluslararası ilişkileri o yıldan sonra takip etmeye başladı.
18:23Hatta aktivist oldu.
18:261934 West Coast balıkçı grevi sırasında Oppenheimer ve aralarında
18:30Melba Phillips ve Robert Serber'ın da olduğu birkaç öğrencisi protestoculara katıldı.
18:371931-1937 yıllarında 6 yıl arayla önce annesini sonra babasını kaybetti.
18:45Babası öldüğünde Robert ve Frank'e 392.602 dolar miras bıraktı.
18:51Robert Oppenheimer hemen bütün varlığını yüksek lisans bursları için
18:55Kaliforniya Üniversitesi'ne devredilmesini istediği vasiyetini yazdı.
19:011930'ların ortalarında tıpkı kendisi gibi zor bir karaktere sahip olan
19:06Berkeley'de bir edebiyat profesörünün kızı olan Stanford Üniversitesi tıp fakültesi öğrencisi
19:11Gene Tatlick'e aşık oldu.
19:14Siyasi görüşleri de uyuyordu.
19:16Gene, Komünist Parti tarafından yayınlanan bir gazetede makaleler yazıyordu.
19:21Oppenheimer ona defalarca evlenme teklif etti ancak her defasında reddedildi.
19:28Her ne kadar apolitik eğilimli biri olsa da Robert'ın siyasi açıdan sol görüşlü,
19:33hatta komünist olduğuna dair ciddi işaretler vardı.
19:37Kardeşi Frank ise ileriki yaşlarında bunu gizleme gereği bile duymadı.
19:41Hala Kaliforniya'da okurken Frank, hayatını büyük ölçüde değiştiren bir ekonomi bölümü öğrencisiyle tanıştı.
19:48Buradaki konu hiç de romantik deneyimlerle ilgili değildi.
19:52Kız Komünist Hareketi'nin mensubuydu ve düğünden kısa süre sonra her ikisi de Komünist Parti'ye katıldı.
19:58Robert kardeşine bu evliliği yapmamasını ve siyasi hareketlerden uzak durmasını önerdi.
20:04Ancak yıllar önce ağabeyinin fizikçi olması konusundaki önerisini kabul eden Frank,
20:08bu sefer onu dinlemedi ve inandığı yolda yürümeye devam etti.
20:18Ancak Robert bu konuda haklı çıktı diyebiliriz.
20:21Çünkü 2. Dünya Savaşı sonundan itibaren, özellikle 1940'lı yılların sonlarından başlayarak,
20:26ABD'de komünistlere karşı tam bir cadı avı başlatıldı.
20:31Birçok insan sudan sebeplerle gözaltına alındı, soruşturmalara maruz kaldı.
20:36Çok sayıda bilim insanı ve çeşitli meslek erbabı işinden ve kariyerinden oldu.
20:42Bu dönem tarihe McCarthycilik dönemi veya 2. Kızıl Panik olarak geçmiştir.
20:47McCarthy Hareketi adını o dönemler komünizm korkusunu ateşleyen senatör Joseph McCarthy'den almıştır.
20:54Frank, savaş sırasında gizli belgeleri dikkatsizce kullanmakla suçlandı.
21:00O sırada üniversitedeki işini kaybetti ve yurt dışına çıkış yasağı aldı.
21:0510 yıl boyunca çaldığı her kapıdan geri çevrildi.
21:09Çaresiz kalan Frank, eşiyle birlikte Colorado'daki çiftliklerinde sığır yetiştirmeye başladı.
21:1510 yıl sonra, 1957 yılında üzerindeki bütün yasaklar kaldırıldı ve işine geri döndü.
21:241959 yılında Oppenheimer, Jean ile yollarını ayırdı ve o yılın Ağustos ayında
21:30radikal bir Berkeley öğrencisi ve Komünist Parti'nin eski bir üyesi olan Kitty lakaplı Catherine Puning Harrison'la tanıştı.
21:38Harrison o sırada evliydi.
21:40Ancak bir partide geceyi aynı odada baş başa geçirdiler ve birkaç ay sonra kadın hamile olduğunu anlayınca kocasından boşandı.
21:48Kısa süre sonra Oppenheimer ile evlendi.
21:541939 yılında Nazi Almanyası'nın Uranyum'u parçaladığı haberi bütün dünyaya yayıldı.
22:01Bu bütün ülkeler için ciddi bir tehditti.
22:05Tehlikenin farkına varan ilk bilim insanlarından biri Einstein'dı.
22:10Einstein savaş karşıtıydı. Toplu imha silahları geliştirmeye hiç de hevesli değildi.
22:15Ancak artık Naziler karşısında bir denge kurulması şart olmuştu.
22:19Böylece bilim adamı Başkan Roosevelt'e bir mektup yazarak onu Amerika'nın atom silahları yaratan ilk ülke olması için mümkün olan her şeyi yapmaya çağırdı.
22:29Ne pahasına olursa olsun Nazilerin önüne geçilmesi gerekiyordu.
22:34Ancak savaştan sonra Hiroşima ve Nagaza geliştirildi.
22:37Ne pahasına olursa olsun Nazilerin önüne geçilmesi gerekiyordu.
22:42Ancak savaştan sonra Hiroşima ve Nagazaki'ye atom bombaları atıldığında büyük bir sarsıntı geçirecek
22:48ve ünlü matematikçi ve filozof Bertrand Russell ile birlikte dünyanın nükleer silahsızlanmasını talep ettiği Russell-Einstein manifestosunu imzalayacaktı.
22:581939'da bütün fizikçiler olanlardan endişeliydi.
23:03Ancak devlet çok yavaş hareket ediyordu.
23:06Sonunda Başkan bilim insanlarından gelen yoğun talepler dolayısıyla harekete geçti ve seçkin fizikçilerden oluşan bir ekip kuruldu.
23:14Projenin amacı atom silahlarının potansiyelini incelemek ve bir sonraki aşamada
23:20Bunu muhtemelen istememişti ancak isteseydi de geri çevrilirdi.
23:25Çünkü Einstein'ın Sovyetler Birliği ile olan ilişkileri yönetimin hoşuna gitmiyordu.
23:30Uzun yıllar boyunca Sovyet bilim insanları ile mektuplaşmış ve bir iddiaya göre 1931'de Almanya'dan ayrılmıştı.
23:38Bu ilişkilerin sonuçlarına baktığımızda,
23:41Belarus Devlet Üniversitesi'nde iş bulmaya karar vermiş ancak Stalin Einstein'ı kabul etmemişti.
23:471933'de Nazi Almanya'sından çıktıktan sonra Einstein, Saratov Devlet Üniversitesi Müdürü Dimitri Ramzayev
23:55ve Moskova Devlet Üniversitesi Matematik Araştırma İstitüsü Müdür Yardımcısı Gavril Kvorostin tarafından
24:01Sovyetler Birliği'ne çalışmaya davet edildi.
24:04Ancak bu sefer de Einstein kabul etmedi.
24:07Bunun nedeni Stalin rejiminin, Einstein'ın asla kabul edemeyeceği bir şekilde totaliter bir hale gelmeye başlamasıydı.
24:15Böylece Einstein, ABD'ye yerleşmeye karar verdi.
24:191936'da Einstein, ABD'ye yerleşmeye karar verdi.
24:231936'da Einstein, ABD'ye yerleşmeye karar verdi.
24:261936'da Einstein, ABD'ye yerleşmeye karar verdi.
24:291936'da Einstein, bir sohbet sırasında Stalin'i politik bir gangster olarak adlandırmıştı.
24:36Yani aslında 1939 yılına gelindiğinde Einstein tamamen Sovyetler karşıtı bir tutum içindeydi.
24:43Hatta bolşevizm ile faşizmi aynı şey olarak gördüğünü yazmıştı.
24:48Fakat bu proje şüpheli insanlara bırakılmayacak kadar önemliydi.
24:52Oppenheimer'da o dönemler ABD'deki komünistlerle bütün bağlarını kestiğini açıkladı.
24:58''Bunu yapmazsam hükümetin beni kullanması zor olacak ve hiçbir şeyin beni ülkeme iyilik yapmaktan alıkoymasını istemiyorum.'' dedi.
25:061941 yılına gelindiğinde Oppenheimer'ın ekibinin çalışmaları ilk sonuçlarını vermeye başlamıştı.
25:28Evet, böyle bir bombanın yapılması pratikte de mümkündü.
25:33Burt ve Sherwin'e göre Oppenheimer olası bir proje lideri olarak görüldüğünü öğrendiğinde kendisi de buna hazırlanmaya başladı.
25:41Einstein daha sonra onun hakkında şöyle diyecekti.
25:44''Oppenheimer'ın en büyük sorunu kendisini sevmeyen ABD hükümetini sevmesidir.''
25:50Haksız da sayılmazdı.
25:52Oppenheimer'da vatanseverlikle beraber yetkilileri memnun etme arzusunun da olduğu açıktı.
25:59Aynı yıl 9 Ekim 1941'de ABD'nin 2. Dünya Savaşı'na girmesinden kısa bir süre önce Başkan Franklin Roosevelt hızlandırılmış atom bombası üretimi programını onayladı.
26:13Manhattan projesi resmen başlatılmış oldu ve başına bir de güvenlik ekibi başkanı atandı.
26:20General Leslie Groves.
26:232002 yılında General Groves'un biyografisi yayınlandı.
26:27General'in anlattığına göre Oppenheimer aşırı liberal görüşleri nedeniyle sağ kanatta sevilmiyordu.
26:34Bu nedenle de General'in onunla çalışması itirazlara yol açmıştı.
26:38Ancak Groves bu çalışmalar boyunca Oppenheimer'ın karakterinin güçlü yönlerine de tanıklık etti.
26:44Onun yalnızca amaca adanmış olmadığına, aynı zamanda görevin başarıyla tamamlanmasına, hiçbir şeyin müdahale etmesine ve bilim tarihinde kendi yerini sağlamlaştırmasına engel olmasına izin vermeyeceğine ikna oldum.
27:04O gün geldiğinde Oppenheimer aşırı derecede gergindi.
27:08Gece sadece 4 saat uyuyabilmişti.
27:10Zaten zayıf olan adam bu proje süreci boyunca 52 kiloya düşmüştü.
27:16Zorlukla nefes alıyordu.
27:18Ayakta kalmak için travzana tutundu.
27:22Son birkaç saniye dümdüz önüne baktı.
27:26Ve operatör, ''Şimdi!'' dediğinde muazzam bir ışık parlaması oldu.
27:33Hemen ardından bir patlamanın gürleyen kükremesi duyuldu.
27:40Oppenheimer'ın yüzü gevşedi ve derin bir sakinlik ifadesine düründü.
27:47Patlamanın alevi güneşi söndürdü.
27:5021 kiloton kapasiteli bir patlama o dönemde tarihin en güçlüsüydü.
27:56Şok dalgası merkez üstünden 160 kilometre uzakta hissedildi.
28:01Yerler sarsıldı.
28:03Mantar bulutu gökyüzüne yükselirken Oppenheimer'ın yüzü inanılmaz derecede rahatlamıştı.
28:11Patlamadan birkaç dakika sonra Oppenheimer'ı uzaktan izleyen arkadaşı ve meslektaşı Isidor Rabi,
28:17''Yürüyüşünü asla unutmayacağım. Arabadan inişi hala gözlerimin önünde.'' dedi.
28:23Batıdaki Hainu'nun kahramanı gibi muzaffer bir şekilde yürüyordu.
28:27İstediğini almıştı.
28:292. Dünya Savaşı boyunca ABD yaklaşık 400 bin insanını kaybetmişti.
28:45Bunların yaklaşık yarısı Japonya'ya karşı savaşta öldürülmüştü.
28:49Nisan-Haziran 1945'te Japon Okinawa adasını ele geçirme operasyonu sırasında 12 binden fazla Amerikan askeri öldürüldü.
28:5839 bin kişi yaralandı.
29:01Japonya'nın işgalinin Okinawa'dakinden çok daha fazla kayıpla sonuçlanması bekleniyordu.
29:08Eylül 1944'te ABD Başkanı Franklin Roosevelt ve İngiltere Başbakanı Winston Churchill arasında
29:14Hyde Park'ta yapılan bir toplantıda Japonya'ya karşı atom silahlarının kullanılması olasılığının öngörüldüğü bir anlaşma imzalandı.
29:2310-11 Mayıs 1945'te hedefler belirlenmeye başlandı.
29:29Hedefleme Komitesi atom silahlarının kullanımı için hedef olarak en büyük sanayi merkezi olan Kyoto,
29:35ordu depolarının merkezi askeri, liman ve donanma ve ikinci ordu genel karargahlarının bulunduğu şehir olan Hiroshima,
29:43askeri endüstrinin merkezi olan Yokohama,
29:46en büyük askeri cephaneliğin bulunduğu Kokura ve askeri liman ve makine mühendisliği merkezi olan Niigata'yı önerdi.
29:55Komite bu silahların tamamen askeri bir hedefe karşı kullanılması fikrini reddetti.
30:00Çünkü hedefin küçük olması ıskalama ihtimalini yükseltiyordu.
30:05Ayrıca saldırının psikolojik etkileri de önemliydi.
30:08Komite Kyoto'nun tercihinin nüfuzunun daha yüksek bir eğitim düzeyine sahip olması
30:13ve dolayısıyla silahların değerini daha iyi takdir edebilmesi gerçeğiyle desteklendiğine dikkat çekti.
30:21Öte yandan Hiroshima, çevredeki tepelerin odaklama etkisi göz önüne alındığında,
30:26patlamanın gücünü arttırabilecek büyüklükte ve konumdaydı.
30:31ABD Savaş Bakanı Henry Stimson, şehrin kültürel önemi nedeniyle Kyoto'yu listeden çıkardı.
30:38Profesör Edwin Rauchawa'ya göre ise Stimson, Kyoto'yu onlarca yıl önce geçirdiği balayından biliyordu ve seviyordu.
30:511925 Nobel Fizik Ödülü sahibi James Frank liderliğindeki Manhattan Projesi'nden bir grup bilim insanı,
30:57görüşlerini çok gizli bir raporda ortaya koydu.
31:01Japon şehirlerini bombalamak yerine testin ıssız bir yerle sınırlandırılması önerildi.
31:07Onlara göre bu, Amerika'ya saldırmaya cesaret edilememesi için yeterli olacaktı.
31:1425 Temmuz'da ABD, İngiltere ve Çin hükümetleri,
31:17Japonya'nın kayıtsız şartsız teslim olması talebini ortaya koyan Potsdam Deklarasyonu'nu imzaladılar.
31:24Ertesi gün Japon gazeteleri, radyodan yayınlanan ve uçaklardan broşürler halinde dağıtılan bildirinin reddedildiğini bildirdi.
31:33Mayıs-Haziran 1945'te Amerikan 509. Karma Hava Grubu Tinian Adası'na ulaştı.
31:40Grubun adadaki üst bölgesi, diğer birimlerden birkaç mil uzaktaydı ve dikkatle korunuyordu.
31:4828 Temmuz'da Genelkurmay Başkanı George Marshall, atom silahlarının savaşta kullanılmasına ilişkin bir emir imzaladı.
31:56Manhattan Projesi Başkanı Tümgeneral Leslie Rose tarafından hazırlanan bu emir,
32:003 Ağustos'tan sonra herhangi bir gün hava koşulları izin verir vermez bir atom bombası saldırısı başlatma emri verdi.
32:1029 Temmuz'da ABD Stratejik Havacılık Komutanı General Karl Spatz, Tinian'a geldi ve Marshall'un emrini ulaştırdı.
32:1928 Temmuz ve 2 Ağustos'ta Şişman Adam adlı ikinci atom bombasının birleşenleri uçaklarla Tinian'a getirildi.
32:27İlk hedef Hiroshima'ydı. Truman oraya bombanın 3 Ağustos'ta atılması emrini vermişti.
32:34Ancak şehrin üzerindeki bulut örtüsü bunu 3 gün erteledi.
32:40Sabah 7 civarında Japon erken uyarı radar ağı birkaç Amerikan uçağının Güney Japonya'ya doğru yaklaştığını tespit etti.
32:49Hava saldırısı alarmı verildi ve Hiroshima'da dahil olmak üzere birçok şehirde radyo yayınları durduruldu.
32:57Saat 8 civarında Hiroshima'daki bir radar operatörü gelen uçak sayısının çok az olduğunu, belki de 3'ten fazla olmadığını belirledi ve hava saldırısı alarmı iptal edildi.
33:09Yakıt ve uçaktan tasarruf etmek için Japonlar küçük Amerikan bombardıman uçakları grubunu engellemedi.
33:15B-29'lar gerçekten görülürse sığınaklara gitmenin akıllıca olacağı ve beklenenin bir baskın değil, sadece bir tür keşif olduğu şeklindeki standart mesaj radyo üzerinden yayınlandı.
33:28Yerel saatle sabah 8 civarında 9 kilometrenin üzerinde bir yükseklikte bulunan B-29, Hiroshima'nın merkezine bir atom bombası attı.
33:37Bomba yaklaşık 45 saniye boyunca düşmeye devam etti ve yerden 576 metre yükseklikte patladı.
34:08Patlamanın merkez üstüne en yakın olanlar anında öldü. Vücutları kömüre döndü.
34:16Uçan kuşlar havada yandı ve merkez üstünden 2 kilometreye kadar bir mesafede kuru yanıcı maddeler tutuştu.
34:24Evlerin dışındaki insanlar aynı anda boğucu bir ısı dalgasıyla gelen kör edici bir ışık parlamasını anlattılar.
34:31Birkaç dakika içinde merkez üstünden 800 metre veya daha kısa mesafede bulunan insanların %90'ı öldü.
34:39İlk patlamada ölen insan sayısı yaklaşık 80 bindi.
34:44Patlama dalgası 19 kilometre mesafeye kadar camları paramparça etti.
34:499 Ağustos günü saat 02.47'de binbaşı Charles Sweeney komutasındaki şişman adam atom bombasını taşıyan bir Amerikan B-29 bombardıman uçağı Tinian adasından havalandı.
35:0210.56'da B-29 yine bulutlarla ürtülü olan Nagasaki'ye ulaştı.
35:08Sweeney isteksizce çok daha az isabetli bir radar yaklaşımını onayladı.
35:12Patlama yerel saatle 11.02'de yaklaşık 500 metre yükseklikte meydana geldi.
35:18Patlamanın gücü yaklaşık 21 kilotondu.
35:22Nagasaki üzerindeki atom bombası patlaması yaklaşık 110 kilometre karelik bir alana etkiledi.
35:29Bunun 22 kilometre karesi su yüzeyi, 84 kilometre karesi sadece kısmen yerleşim yeriydi.
35:35Bir Nagasaki eyaleti raporuna göre merkez üstünden 1 kilometreye kadar insanlar ve hayvanlar neredeyse anında öldü.
35:432 kilometrelik bir yarı çap içindeki neredeyse her ev yıkıldı ve merkez üstünden 3 kilometreye kadar kağıt gibi kuru yanıcı maddeler tutuştu.
35:52Nagasaki'deki 52 bin binadan 14 bini yıkıldı ve 5400'ü ciddi şekilde hasar gördü.
35:58Binaların sadece %12'si sağlam kaldı.
36:01Şehirde yangın kasırgası olmamasına rağmen çok sayıda yerel yangın gözlemlendi.
36:071945'in sonunda buradaki ölü sayısı 60.000 ile 80.000 kişi arasındaydı.
36:135 yıl sonra kanserden ölümler ve patlamanın diğer uzun vadeli etkileri de dahil olmak üzere toplam ölü sayısı 140.000'di.
36:22Şimdi ise en çok soru olan sorulardan ve tartışma konularından biri.
36:27Japonyaya yapılan saldırıdan Oppenheimer suçlarıyla ilişkilerden vuruldu ve
36:44Şimdiyse en çok sorulan sorulardan ve tartışma konularından biri.
36:48Japonya'ya yapılan saldırıdan Oppenheimer suçlu bulunmalı mı?
36:52Daha da basite indirgemek gerekirse, Robert Oppenheimer dahi bir bilim adamı mı yoksa kötülüğün ta kendisi miydi?
37:00Ya da ikisi birden mi?
37:02Az önce de anlattığımız gibi bunu net olarak açıklamak biraz zor.
37:06Ancak bazı şeyleri hatırlatmak bu konuda karar vermeyi kolaylaştırabilir.
37:10''Savaştan sonra Oppenheimer ile birlikte çalışan Jeremy Bernstein, Portrait of Enigma adlı kitabında Oppenheimer Los Alamos Laboratuvarı'nın yöneticisi olmasaydı İkinci Dünya Savaşı atom bombası kullanılmadan sona ererdi.'' diye yazıyor.
37:27Ancak yazar bunun iyi mi kötü mü olduğuna karar veremiyor.
37:30Oppenheimer, savaş sonrasında ABD Atom Enerjisi Komisyonu'nun bir üyesi olarak yolunu açtığı daha güçlü hidrojen bombası da dahil olmak üzere yeni silah türlerinin geliştirilmesine karşı çıktı.
37:43Bu konudaki direnişini öyle bir noktaya vardırdı ki sonunda hakkında soruşturma açıldı.
37:48Komisyondan atıldı, devlet sırlarına erişimini kaybetti ve artık siyasi karar alma süreçlerine katılamadı.
37:55Bertrand Russell 1955'te New Republic'te şunları yazmıştı.
38:00''Hatalar yaptı ve güvenlik açısından bunlardan biri oldukça ciddiydi.
38:04Ancak sadakatsizlik veya vatana ihanet sayılabilecek herhangi bir kanıt yoktu.
38:09Bu nedenle bilim adamları trajik bir ikilemle karşı karşıya kaldılar.''
38:17Oppenheimer bir bilim adamıydı ve yaptığı şey ona göre sadece bilimsel bir başarıydı.
38:21Ancak içten içe suçlu olduğunun da farkındaydı.
38:25Fakat her şeye rağmen bu bombayı geliştirmenin kaçınılmaz bir zaruret olduğunu söylüyordu.
38:31Kısaca söylemek gerekirse Oppenheimer bu bombayı yaratmanın Birleşik Devletler'in bekası
38:36ve dünya barışı için kaçınılmaz olduğuna devlet tarafından ikna edilmişti.
38:42BBC'ye göre Oppenheimer bütün projeyi daha 1920'lerde sözünü ettiği yaşlarla lekelenmiş bir bilim adamıydı.
38:50Bombanın ilk testine Trinity adını da o vermişti.
38:54Trinity üçleme demektir ve bu John Donne'ın bir şiirinde geçen ''Kalbimi Yen Üçyüzlü Tanrı'' mısrasına bir göndermeydi.
39:03Onu Donne'ın çalışmasıyla tanıştıran eski sevgilisi Gene Tetlock testten bir yıl önce intihar etmişti.
39:10Tarihçi Greg Hürkin'e göre bu başlık Gene Tetlock'a da bir gönderme olabilir.
39:14Oppenheimer daha sonra patlamayı izlerken Pagavad Gita'dan bir ayeti hatırladığını söyledi.
39:20''Yüz binlerce güneş bir anda gökyüzünde doğsa onların nuru yüce tanrının nuru kadar olur.''
39:31Yıllar sonra o anda aklına başka bir cümlenin, ünlü bir dizenin daha geldiğini açıkladı.
39:37''Ben ölümlü bir tanrıdım.''
39:39Yıllar sonra aklına başka bir cümlenin, ünlü bir dizenin daha geldiğini açıkladı.
39:44''Ben ölümümü dünyaların büyük yok edicisi.''
39:50Atom Bombası projesi onun zihninde aşk ve trajedi simgeliyordu.
39:56Ölümünden iki yıl önce bilim ve şiir arasındaki farkı anladığını yazdı.
40:01Bilim aynı hataları tekrarlamamayı öğrenmekti.
40:04Aynı yıl katıldığı bir TV programında ilk denemenin yapıldığı o anlara tekrar geri döndü.
40:35''Vishnu, kraliçeyi yasaklamaya çalışıyor ve onu etkilemeye çalışıyor.''
40:47''Vishnu, kraliçeyi yasaklamaya çalışıyor ve onu etkilemeye çalışıyor.''
40:49''Vishnu, kraliçeyi yasaklamaya çalışıyor ve onu etkilemeye çalışıyor.''
40:51''Vishnu, kraliçeyi yasaklamaya çalışıyor ve onu etkilemeye çalışıyor.''
40:53''Vishnu, kraliçeyi yasaklamaya çalışıyor ve onu etkilemeye çalışıyor.''
40:55''Vishnu, kraliçeyi yasaklamaya çalışıyor ve onu etkilemeye çalışıyor.''
40:57''Vishnu, kraliçeyi yasaklamaya çalışıyor ve onu etkilemeye çalışıyor.''
40:59''Vishnu, kraliçeyi yasaklamaya çalışıyor ve onu etkilemeye çalışıyor.''
41:01''Vishnu, kraliçeyi yasaklamaya çalışıyor ve onu etkilemeye çalışıyor.''
41:03''Vishnu, kraliçeyi yasaklamaya çalışıyor ve onu etkilemeye çalışıyor.''
41:05''Vishnu, kraliçeyi yasaklamaya çalışıyor ve onu etkilemeye çalışıyor.''
41:07''Vishnu, kraliçeyi yasaklamaya çalışıyor ve onu etkilemeye çalışıyor.''
41:09''Vishnu, kraliçeyi yasaklamaya çalışıyor ve onu etkilemeye çalışıyor.''
41:11''Vishnu, kraliçeyi yasaklamaya çalışıyor ve onu etkilemeye çalışıyor.''
41:13Sık sık tüberküroz nöbetleri geçiren Oppenheimer, yakalandığı gırtlak kanserinden 1967 yılında 62 yaşındayken vefat etti.
41:26CBS Sunday Morning'e konuşan Oppenheimer filminin yönetmeni Nolan,
41:30''Oppenheimer'ı şimdiye kadar yaşamış en önemli insan olarak görüyorum.'' dedi.
41:35Oppenheimer hikayesi akla gelebilecek en büyük hikayelerden biri.
41:40Atom enerjisini serbest bırakarak bize daha önce hiç sahip olmadığımız bir kendimizi yok etme kabiliyeti verdi.
41:47Ve bu insan denklemini değiştiriyor.
41:52Yönetmenin bu sözleri size neyi anımsattı bilmiyorum ama bana teozofistlerin savunduğu,
41:57insanların dünyadaki ilk akıllı uygarlık olmadıkları tezini hatırlattı.
42:03Hatırladınız mı?
42:05Her biri gelişmişliğin zirvesine ulaştı.
42:07Ancak sonunda kendi ürettikleri bir şey nedeniyle varlıkları sona erdi.
42:14İçinde bulunduğumuz insan uygarlığının, teozofistlerin tabiriyle ''beşinci soyun yok edilme'' pimini de Oppenheimer icat ederek önümüze koydu.
42:24Hatta bize bu silahı kullanmanın sonucunun ne olacağını önceden görme şansı da verildi.
42:32O tarihi görevini yaptı ve gitti.
42:35Gerisi bize kalıyor.