EDEBİ ESERLERİN GİZLİ KAHRAMANLARININ HİKAYESİ
Birbirinden değerli edebi eserleri kaleme alan usta ellerin hikayesi “Yaşadığımız Günler” ile Ülke TV ekranlarına taşınıyor. Yaşadığımız Günler, pek çok esere imza atmış yazarları, şairleri, edebiyatçıları, ilahiyatçıları, düşünce insanlarını konuk ediyor ve hayat hikayelerini bizzat kendilerinden dinliyor.
Bambaşka dünyalara kapı açan edebi eserlerin yazarlarının hisleri, düşünceleri, bilinmeyen yönleri ve karşılaştıkları zorlukları bizzat kendilerinden öğrenen Yaşadığımız Günler, izleyenlerini merak dolu bir yolculuğa çıkarıyor. Okuyucusuna hayaller kurduran, kimi zaman güldüren kimi zaman ağlatan kimi zaman da eşsiz duygular yaşatan bu eserlerin yazarlarının hayalleri neydi peki? Onların hayat serüveni romanlardaki gibi mutlu sonla mı bitiyordu yoksa hüzünlü bir son mu?
Edebi eserlerin yazarlarının bilinmeyen yönleri ve merak uyandıran hayat hikayeleri ‘Yaşadığımız Günler’ ile Ülke TV’de…
Birbirinden değerli edebi eserleri kaleme alan usta ellerin hikayesi “Yaşadığımız Günler” ile Ülke TV ekranlarına taşınıyor. Yaşadığımız Günler, pek çok esere imza atmış yazarları, şairleri, edebiyatçıları, ilahiyatçıları, düşünce insanlarını konuk ediyor ve hayat hikayelerini bizzat kendilerinden dinliyor.
Bambaşka dünyalara kapı açan edebi eserlerin yazarlarının hisleri, düşünceleri, bilinmeyen yönleri ve karşılaştıkları zorlukları bizzat kendilerinden öğrenen Yaşadığımız Günler, izleyenlerini merak dolu bir yolculuğa çıkarıyor. Okuyucusuna hayaller kurduran, kimi zaman güldüren kimi zaman ağlatan kimi zaman da eşsiz duygular yaşatan bu eserlerin yazarlarının hayalleri neydi peki? Onların hayat serüveni romanlardaki gibi mutlu sonla mı bitiyordu yoksa hüzünlü bir son mu?
Edebi eserlerin yazarlarının bilinmeyen yönleri ve merak uyandıran hayat hikayeleri ‘Yaşadığımız Günler’ ile Ülke TV’de…
Category
📺
TV ve DiziDöküm
01:27Şimdi bizde genellikle
01:29bu Trakya'ya giderdik.
01:31Trakya döneminde
01:33Trakya
01:35yani manevi açıdan
01:37çorak bir bölge.
01:39Yani
01:41köy imamları yok. Olsa bile
01:43çok zayıf. Ramazan'da
01:45köylere gidiyor talebeler. İşte
01:47çeşitli kurslarda okuyan
01:49talebeler. Bir ay
01:51vaaz edebilen, bazı nasihat edebilen
01:53vaaz ediyor, okuyan
01:55mukabele okuyor,
01:57hafızlar teravih kılıyor.
01:59Bayram günü de ona
02:01halkkendi arasında bir
02:03hediye toplayıp veriyorlar.
02:05O da
02:07bizim için bir destek oluyordu. Çünkü
02:09devletten, aileden öyle bir
02:11yardım görmüyoruz.
02:13Dönüyorduk İstanbul'a,
02:15onunla ihtiyaçlarımızı
02:17karşılıyorduk, kitap alıyorduk.
02:27Müzik
02:52Ramazan'da
02:54bu arkadaşlar
02:56Kur'an kurslarında okuyanlar falan, dağılırlar işte, mukabele okullar, Arapça okuyanlar biraz malumat sahibi vaaz eder falan.
03:08Ben de 8 sene gittim Trakya'ya. Nereye? Tekirdağ'a.
03:14Önce küçük bir köyden başladım, sonra böyle 1961'de Tekirdağ'ın içinde vaaz ettim.
03:23Tekirdağ'ın içinde vaaz ettim.
03:301962-63'te de Çorlu'da vaaz ettim.
03:35Çorlu Tekirdağ'dan daha büyüktü çünkü askeri merkez, orası bir dugay var, alay var falan, askeri merkez.
03:52Hocalarımız bize demedi ki, evladım bak, vaaza gidiyorsunuz, halkın karşısına çıkacaksınız.
04:22Siz köylü çocuğusunuz, ilk defa mektep görmemişsiniz.
04:29Şu hususlara dikkat edeceksiniz, şunlara dikkat edeceksiniz.
04:34Konuşmanız şöyle, şu şu şu konuları hiç gündeme getirmeyin.
04:38Şu konular üzerinde ağırlıklı olarak durun.
04:44Konuşma üslubunuz şöyle olmalı, tavrınız şöyle olmalı, halkla ilişkileriniz şöyle olmalı.
04:50Bir Allah'ın kulu, hocaefendi demedi bunu bize.
04:55Sırf deneme yanılma yöntemiyle buralara geldik.
04:59Öğretmediler yani.
05:21Çorlu'da vaaz ediyorum ben, sekiz camiye hoparlörle bağlı.
05:2617 yaşındayım o zamanda.
05:3160 ihtilali olmuş, Türkiye'nin atmosferine CHP ağırlıklı, o zaman sol ilk defa.
05:47Sol ilk defa Türkiye'nin gündemine geldi.
05:54Çünkü Küenz'lerinden yetişen gençler, öğretmen.
06:00Onlar ve onların yetiştirdikleri hala hayatta.
06:05Eli kalem tutan, yazı yazan insanlar gazetelerde, dergilerde, her yerde, radyoda onlar.
06:13Bizden kimse yok.
06:15Eli kalem tutan kimse yok.
06:18Anası, ana.
06:20Biz de kürsülerde eski geleneksel hocalar gibi böyle, evet, ibadet hayatından bahsediyoruz, namazdan, abdestten.
06:32İşte farz, vacip, nafile, mubah, mendup neyse anlatıyoruz.
06:39Efendim, ahlaktan, faziletten bahsediyoruz ama güncel olayları gündeme getiriyoruz.
06:49Halk bunu yadırgıyor.
06:51Niye? Eski hocalardan duymamış.
06:54Eski hocalardan o, şu salavat-ı şerifeyi okursan şu kadar sevap var, Allah cennette şöyle size köşkler verir, şunu şöyle yaparsan şöyle.
07:03Bir vakit namazını kazaya bırakırsan 80 bin yıl ahiret yılıyla cehennemde yanacak, korku böyle böyle.
07:12Biz bunlardan bahsetmiyoruz.
07:15Güncel olayları gündeme getirmeye çalışıyoruz, dilimizin döndüğü kadar be.
07:33Çorlu'da günlük iki gazete çıkıyor. Bir Çorlu, bir de Çorlu Ekspres.
08:04Çorlu gazetesinin sahibi bir avukat, devrim ocağı başkanı, Cumhuriyet Halk Partisi ilçe başkanı.
08:19İhtilal hükümeti başta, benim bu konuşmalarım onu rahatsız et diyor.
08:26Üç defa aleyhim de yazı yazdı.
08:31Bana dediler ki, hocam bu sizi tahrik etmek istiyor, buna cevap vermeyin.
08:41Dördüncü bir yazı yazmıştı, çok ağır.
08:45Şöyle başlıyordu, dün iki genç subay beni bularak dert yandılar.
08:54İkisi de dinlerine bağlı, ulusun aradığı kültürlü kişilerdendir.
09:01İkisi de Atatürk'e yürekten bağlı, bu milletin aradığı kültürlü kişilerdendir.
09:23İkisi de Atatürk'e yürekten bağlı, bu milletin aradığı kültürlü kişilerdendir.
09:35Sonra odama geliyorlar ziyaret için, işte emekli albayım, emekli yarbayım,
09:53işte biz Saydı Nursi Hazretlerinin şeyiydik, onunla görüştük.
10:00Bak bu tesbihi de kendisi verdi, hep benden laf almak istiyorlar.
10:06Kimisi gazeteciyle geliyorlar falan, biliyorum ben yani.
10:11Ondan sonra, işin tuhaf tarafı gün geçtikçe,
10:18ha diyeceğim ben de oturdum teravihten sonra, sahurdan sonra bir yazı yazdım.
10:25Cevap yazısı yazdım ona.
10:55Şimdi diyor ki, bu kendini bilmez dinsel öğütçü, şöyle şöyle konuşuyormuş,
11:12şöyle şöyle diyormuş camiye uğradığı yok, mışmışlarla doldurmuş hep,
11:16şöyle diyormuş, şöyle anlatıyormuş.
11:19Dedim ki mışmışlarla doldurduğun yazıdan da anlaşıldığı gibi,
11:23senin camiyle, dinle, diyanetle alakan yok.
11:29Burası El Hazer Üniversitesi değil diyor, El Eser diyecek.
11:34El Hazer Üniversitesi değil diyor, Kürşe'ye layık değilsen oradan in,
11:39layık olduğun yere git, burası Atatürk'ün ülkesi,
11:43seni burada böyle konuşturmayız, böyle.
11:47Tehditler savuruyor.
11:53El Hazer Üniversitesi'nde,
11:56El Hazer Üniversitesi'nde,
11:59El Hazer Üniversitesi'nde,
12:02El Hazer Üniversitesi'nde,
12:05El Hazer Üniversitesi'nde,
12:08El Hazer Üniversitesi'nde,
12:11El Hazer Üniversitesi'nde,
12:14El Hazer Üniversitesi'nde,
12:17El Hazer Üniversitesi'nde,
12:20Ben de sonunda cevap verdim, sonunda şeydi,
12:25söz bilirsen söz söyle, sözünden ibret alsınlar,
12:29söz bilmezsen sükut eyle, seni bir adam sansınlar.
12:34Ooyy!
12:36Ha orada affedersiniz,
12:39senin gibi bir çeyrek münevver,
12:42çeyrek münevver tabirini iki defa kullandım galiba,
12:45bundan hakaret davası açtılar.
12:47Hakaret davası açtılar.
12:50Hakaret davası.
12:53Naci Şensoy vardı, burada hukuk fakültesi ceza,
12:57onu bilir kişi tayin etmişler,
13:00o da kara gömlük meyhanelerinin müdavimi,
13:03anlaşıldı mı?
13:05Ağır hakaret var demiş, bir de onun yazısını oku.
13:08Hayır, sadece benimkini okuyor.
13:11Neymiş, çeyrek münevver demişim, bir de söz bilirsen söz söyle,
13:15yani hakaret bu.
13:17Üç aya mahkum ettiler beni.
13:19Ama tabi yaşım 18 olmadığı için, 17 yaşındayım.
13:23Ondan sonra bunu bir aya indirdiler.
13:28Sonra biz temiz ettik davayı.
13:36Dava uzun sürdü,
13:39toplu bu basın mahkemesi olduğu için tek hakim ceza vermişti.
13:43Bu toplu basın mahkemelerinde görülmesi lazım basın davaları diye bozdular lehimize.
13:50Tekrar derken 1965'de basın affı çıktı, öylece kurtulduk yani diyeceğim.
14:13Çorlu'da vaaz ederken, günde üç defa vaaz ediyorum, saat 10 ile 11 arası kadınlara,
14:34Fatih Camii doluyor, orada Fatih Camii var, büyük.
14:37Bir de ikinden sonra, bir de teravihden önce.
14:43Şimdi gün geçtikçe halkın bana karşı tavrı değişti.
14:48Allah Allah, ne oluyor?
14:50Dedem yaşındaki adamlar elime ayağıma kapanıyorlar.
14:54Ben daha o zaman 17 yaşındayım, nedir yani bu?
14:58Niye böyle acaba?
14:59Ben kürsüde vaaz ederken, peygamber efendimiz sağ tarafımda oturuyor, sırtımı sıvazlıyor.
15:08Tepe kuran çarpsın, görürüz biz be yahu.
15:12Ben kürsüde vaaz ederken,
15:15Peygamber Efendimiz sağ tarafımda oturuyor, sırtımı sıvazlıyor.
15:20Tepe kuran çarpsın, görürüz biz be yahu.
15:23Sırtımı sıvazlıyor.
15:26Tepe kuran çarpsın, görürüz biz be yahu.
15:30Kuran çarpsın, ağlıyor kadın.
15:33Görüyoruz diyor.
15:3510 kişiymiş bunlar görenler.
15:38Öyle.
15:40Sonra, hoca herkesin kalbinden geçeni biliyormuş.
15:44Hadi teravihe gelen gençler, halk cemaatten, herkes kalbinden bir şey tutsun, bakalım hoca bilecek mi?
15:50Biz de tabii toplumda bir takım aykırılıkları eleştiriyoruz.
15:57Din dışı, ahlak dışı, hukuk dışı şeyleri eleştiriyoruz.
16:02Herkes bundan kendine pay çıkarıyor.
16:04Yani, dışarı, vallahi kalbimi okudu adam.
16:09Biliyor yahu, evliya işte.
16:11Biliyor, evliya.
16:19İstanbul'a geldim.
16:22Haccımı tebrik için gelen, ne haccı ya, ne haccı o zaman?
16:27Efendim, söylenmez tabii, haccı.
16:30Ne haccı?
16:32Ne haccı?
16:34Ne haccı?
16:36Ne haccı?
16:38Ne haccı?
16:40Ne haccı?
16:42Ne haccı?
16:44Ne haccı?
16:46Ne haccı?
16:47Efendim, söylenmez tabii.
16:49Arafat'ta, Beytullah'ta, Tavaf'ta görenler var.
16:52Arafat'ta görenler var.
16:54İnandıracak.
16:57Hani, hiçbir insan kıdıklanmaktan hoşlanmaz.
17:02Ama kıdıkladığın zaman güler.
17:05Beni güldürmek istiyorlar.
17:17İstanbul'a döndüm.
17:39Ben yine İstanbul'a döndüm.
17:41Şehzadebaşı Camii'nde ders okutuyorum.
17:44Valide Camii'nde odama geldim.
17:47Dediler ki seni bir kadın arıyor.
17:51Yok, benim tanıdığım hemşerim yok, akrabam yok.
17:56Kim beni arar kadın? Ne alakamız var?
17:59Dediler ki gelecek.
18:01Biraz sonra bir hanımefendi geldi.
18:05Elli yaşlarında bir hanım.
18:07Buyurun.
18:09Mahmut Hoca siz misiniz? Buyurun benim.
18:12A be evladım, çok da gençmişsin dedi.
18:17Buyurun, nedir mesele?
18:21Oturabilir miyim? Buyurun dedim. Oturun.
18:25Dedi ben Adapazarı'ndan geliyorum dedi.
18:28Hoş geldiniz, sefa geldiniz.
18:30Buyurun, nedir mesele?
18:33Bizim dedi, Düsce'de bir şeyhimiz var dedi.
18:39Seksen beş yaşında.
18:41Zamanın kutbu.
18:43Aşağı idare etmez zaten.
18:45Hep kutup yukarılarda.
18:48Efendim.
18:51Ben onun dedi halifesiyim.
18:54Bizim Trakya'da dedi, müritlerimiz var dedi.
18:58Ben iki ayda bir onların derslerini kontrole gidiyorum.
19:01Trakya'da nereye gitsem senin kerametlerine anlatılıyor dedi.
19:06Hep senin kerametlerinden bahsediliyor.
19:12Geldim bunu Efendi Hazretleri'ne anlattım.
19:17Dedi ki, biz mana aleminde zaten o evladımızla beraberiz.
19:24Tanışıyoruz.
19:26Sana şimdi bir vazife veriyorum.
19:29Gideceksin, o genci bulacaksın.
19:33Selamımı söyle, gözlerinden öperim.
19:36Gelsin el ele verelim, bu ümmeti irşad edelim.
19:40Beni kullanmak istiyorlar yani.
19:44Kadıncağızı dinledim.
19:46Ne diyeyim.
19:49Dedim ki, hanımefendi.
19:53Siz ve Efendi Hazretleri bir vazife üstlenmişsiniz.
19:58Bu irşad görevine devam ediyorsunuz.
20:01Allah feyzinizi müzdat eylesin.
20:03Siz devam edin.
20:05Biz dedim okuyacağız.
20:07Bakınız ortalıkta kimse yok dedim.
20:09O zaman daha İmam Hatipoklu İslamensiz bir şey vermemiş ortalıkta.
20:13Biz dedim okuyacağız.
20:15Geleceğiz dedim bu azizliğine hizmet edeceğiz.
20:18Siz başka bir yoldan, biz başka bir yoldan dedim.
20:22Anlaşıldı mı?
20:24Kadıncağızı iknaya çalışıyorum.
20:27O dedim benim hakkımda anlatılan kerametler var ya.
20:32Vallahi onların hepsi yalan dedim.
20:36Sakın bunlara inanmayın.
20:39Halk sevdiğini olağanüstü nitelikte görmek ister.
20:44Halk mantığı böyledir.
20:47Sevdin mi olağanüstü.
20:49Birkaç yerde anlattın mı zaten bitti bu iş.
20:52Hani derler ya şeyh uçmaz, müritleri uçurur.
20:57O on yedi yaşında bir genç çıkmış.
21:02Vaaz ediyor böyle.
21:04Biraz da cesurca.
21:06Ondan sonra halk sevdiği için dedim.
21:10Böyle şeyler uyduruyorlar dedim.
21:11Her toplumda vardır, her dinde vardır.
21:15Bunlara itibar etmeyin dedim.
21:17Anlaşıldı mı?
21:19Aman evladım sen kendine haksızlık yapma, sen söylesene.
21:21Yok dedim.
21:23Kadıncağızı gönderdik öyle.
21:41İzlediğiniz için teşekkür ederim.
22:12Beni çok severdi.
22:18Giderdim.
22:21Bir iki sene gitmedim.
22:23Yoksa her sene gidiyordum.
22:28Giderdim ağlardı, ağlardı, ağlardı falan.
22:31Sarılır, öper, ağlar falan.
22:34Nene niye ağlıyorsun bak ben geldim diyordum.
22:37Ya geldim.
22:38Evladım gideceğini düşünüyorum da onun için ağlıyorum derdi falan.
22:43Sonra bu Edebiyat Fakültesi Arap Fars Filolojisinde Nihat Çetin Hoca vardı.
22:51Allah rahmet eylesin.
22:54Şair adamdı aynı zamanda.
22:59Fazilet sahibi bir insandı.
23:02O bir Leyla Mecnun yazmaya başlamıştı.
23:05Bitiremedi tabii.
23:07Onun son beyti şöyledir.
23:20Ben bunu Ali Alparslan'a bizim Edebiyat Fakültesi'nde talik yazısının üstadı, piri.
23:29Türkiye'de örneği yok.
23:31Ondan sonra ona yazdırdım.
23:33Tam nenemin dediği bu.
23:34Sen gelirken gidişin hüznü düşer hatırıma.
23:38Dili suzanı bırakım ayrılıktan yanan kalbim yeniden nağra düşer.
23:44Onu levha halinde hala onu saklıyorum.
23:47Allah rahmet eylesin.
24:04Edebiyat Fakültesi'nde Nihat Çetin Hoca vardı.
24:21Her insanın annesi bambaşkadır.
24:24Yataklara düştü.
24:26Hasta olmuş ben geldikten sonra.
24:28O kadar düşkündü.
24:30Çıkar aya bakar.
24:32Mahmut da bu ayı görüyor mu diyor şimdi.
25:03Muhakkak İstanbul'a gelenlerle, muhakkak tereyağı, bal, bizde arımız çoktu.
25:23Yumurta gönderdi.
25:25İlla buradan İstanbul'a gider mi o zaman?
25:29Ne olur?
25:31Kim İstanbul'a gelecekse o zaman ameleler gelip gidiyorlar.
25:35Kapı kapı dolaşır gönderir de Allah rahmet eylesin.
25:39Bende o kadar kocaman göndermiş.
25:4370 tane kocaman bir yumurta.
25:46Ne yapayım ben o arkadaşları hep dağıtırdım.
25:50Ya o annenden haber yok mu yumurta gelmiyor mu derlerdi arkadaşlar.
26:00İzlediğiniz için teşekkür ederim.
26:05Ben gidince tabii hadisi oluyordu orada.
26:32O zaman alıyorlardı traktörler var.
26:35Daha otomobil yok.
26:37Traktörlerle köylerden geliyorlar götürüyorlar vaaz ediyoruz.
26:40Kasabada şehirde vaaz ediyoruz.
26:43Olaylar oluyor filan.
26:45Şimdi zamanla anladım ki bu iş böyle olmayacak.
26:53Şarlatanlıkla bu iş olmuyor.
26:56Daha temkinli, daha makul, daha tutarlı vaaz etmeye başladım.
27:03Konuşmalarımda.
27:06Bir gün babam dedi ki oğlum evvelden vaazların ne kadar güzeldi dedi.
27:15Ne kadar güzeldi dedi.
27:17Dersin ilerledikçe vaazlarının tadı kaçtı dedi.
27:20Haklı tabii.
27:23Çünkü onların seviyesine göreydi o.
27:26Anlaşılan onlar heyecandan hoşlanıyorlar.
27:29Bağıracaksın çağıracaksın filan.
27:30Rahla kıracaksın kürsü parçaladın.
27:33Bunlar iş değil.
27:35Biz bunu erkenden öğrendik çok şükür.
27:38Uyandık yani.
28:00İzlediğiniz için teşekkür ederim.
28:30İzlediğiniz için teşekkür ederim.
29:00İzlediğiniz için teşekkür ederim.
29:30İzlediğiniz için teşekkür ederim.
30:00İzlediğiniz için teşekkür ederim.
30:03İzlediğiniz için teşekkür ederim.
30:06İzlediğiniz için teşekkür ederim.
30:09İzlediğiniz için teşekkür ederim.
30:12İzlediğiniz için teşekkür ederim.
30:15İzlediğiniz için teşekkür ederim.
30:18İzlediğiniz için teşekkür ederim.
30:21İzlediğiniz için teşekkür ederim.
30:30İzlediğiniz için teşekkür ederim.
30:33İzlediğiniz için teşekkür ederim.